ma EŞE EŞ LA hk 5 Künunusani 1933 Tahdidi teslihata bakın! Amerika 120 yeni harp gemisi | yaptıracak gr m Vaşington, 4 (A.A) — Meb'usan meclisi, babriye komite reisi, gelecek 10 sene zarfında 120 yeni harp gemisinin inşasın. ve bunun için 619,250,000 dolar masraf yapılmasını derpiş eden bir kanun projesi tevdi eylemiş olduğunu beyan etmiştir. Iki tayyare gemisi müstesna olmak üzre, yeniden inşa edile- cek olan diğer gemiler; mukarrer seneleri ikmal suretiyle kadro harici kalacak gemilerin yerini dolduracaklardır. Bahriye meclisi umumisi aynı zamanda 91,500,000 dolar tuta- cak olan 16 geminin inşasının hitamını derpiş eyliyen bu progra- mı gili ERSE eylemiştir, Bugün Adanamızın 400,000 Liralık Kaçakçılık (Üst tarifi $ ind gen) ye girdi. Defterleri ka: tafindan tetkik etmek ik vaz'ıyet edeceklerdi. Biraz.sonra Methi B. iç girip tetkikata başlıyacaktı, Asaf beyle yanındaki zat içeriye gürdikten sx az zaman'sonra gefiye döne wüşlerdi, Çünkü Yasva Ef, ken- dilerine “Defterler kâtip tara fından kilitlenmiş, Kâtipde bu- rada değildir. Yarn gelirseniz gösteririz .,, Demişti. Bunun üzerine (oOAsaf Bey vazıyeti Methi beye izah etmişti, Fakat ertesi günü gene aynı zevat Ya- şua Bahar ticarethanesine gel- dikleri ve Yaşua efendiyle kâ- tipleri de orada bulunduğu hal- de gene defterler gösterilme- mişti. Yalnız bu defa sözlerini değiştirmişler, “defterleri kar- daim Salamon alıp Viyanaya götürdü |,, demişlerdi. Hadisenin bu tarzda cereyanı Yaşua Babar ticarethanesinin defterleri Viyanada olmadığını pek iyi gösteriyordu. Bunun üze- rin& me yapılacağı düşünüldü. Fakat yapılan iş bir zabit vara- kası tanzim etmiye münhasır kak dı, Bari bu suretle tanzim edilen zabıt varakası hadiseyi tamamiyle kaydetmiş olsaydı. O da yapı madı. Çünkü yazılan zabıt vara- kasında sadece Yaşua Bahar ti- caretbanesine defterler alınmak üzere girildiği halde Viyanaya götürülmüş olduğu surette cevap verdiğinden bahsedildi. Bir gün evtel vuku bulan müracaata: “Defterler kâtip tarafından ki- litlenmiştir, yarın geliniz,, denil- miş olması noktası tamamiyle mesküt geçildi | Aceba Yaşua efendinin bir gün evvelki kat'i beyanatının za- bıt varakasına dercedilmemiş ol masınım, hadisenin noksan bir şekilde hikâye edilmesinin sebep ve hikmeti nedir ? Bu cibet açılması icabeden tahkikatta nazarı dikkate alına- cak noktalardan biridir. kurtuluş günüdür Bu gün Adanamızn kurtulu- şunnn İlinci yıl dönümüne rast- lamaktadır, Adana bugünü her sene olduğu gibi büyük tezahu- ratla tes'it edecektir. Şehrimizde bulunan Adana- hlarda bugün saat 14 buçukta Halk evinde bir tes'it merasimi hazırlamışlardır. Hitabeler ve şiirler söylenecek, Milli havala- rımız çalınacaktır. Irak başvekili Roma- ya mı gidecek? Iraktan gelen haberlere göre Irâk başvekili Nuri paşa M. Mu- solini tarafından Romaya davet edilmiştir. Nuri paşa Ankaradan sonra İtalyaya gidecektir. Vâkit küresinin işlemesi bu sene de kaldı Dün bir refikimiz Galata ku- lesinin Ticareti bahriye müdiri- yetince tesellüm edilmekte oldu- ğunu yazmıştı. Dün kendisiyle görüşen bir muharririmize Tica- reti bahriye müdürü Zeki bey bu hususta demiştir ki: “— Galata kulesini bizim te- sellüm etmemize lüzum yoktur. Biz yalnız Kuleye bir Vakit küresi koymak ve bunu rasata- neye işletmek istiyoruz. Kuleyle i olan alâkamız bundan daha ileri geçmez. Kürrenin yerine konması ve işletilmesi için sarfı lâzım gelen pararın tabsisatı henüz temin edilemediğinden ku busustaki neşriyat eskileri tekrardan baş- ka birşey değildir.,, Kambiyo borsasında Dün kambiyo borsasında İngi- liz lirası bir hafta evvelki fiatla- ra nazaran on kuruş kadar in- miştir. 713 kuruşta açılmış, 715,5 kuruşta o kapanmıştır. oDolar 47,31,76 da açılmış ve 47,31,76 da kapanmıştır. Liret 9,37,02 de açılmış ve aynı fiatta kapanmış- tır. Mark 1,99,43da açılmış ve aynen kapanmıştır. İsviçre fran- gı 2,42 de açılmış ve 2,42,37,55 da kapanmıştır. Borsada dünkü musmele mik- tarı 4,070 Sterlin, 1600 Dolar ve 10,000 İsviçre frangı ve 8,330,000 i Fransız frangıdır. Piyango Büyük ikramiyeleri kaç kişi kazandı? Tayyare piyango müdürlüğü gazetemize gönderdiği bir mek- tupta yıl başı piyangosu mükâ- fat ve ikramiyeleri hakkında iza- hat vefmektedir. 1 milyon lira 40086 numaraya düştüğü için bu numaradan elli (aşağısı olan 40036 numaradan, elli yukarısı olan 40136 numaraya kadar olan 100 numaradan ber biri onde bir olduğuna göre 100 lira, yir- mide bir hesabile 50 lira mükâ- fat alacaklardır. 400 bin, 200 bin, 150 bin lira kazanan numaraların da 50 şer aşağı ve yukarısında olan numa- ralar da yüzer veya ellişer lira mükâfat alacaklardır. Müdüriye- tin gönderdiği kat'i listeye güre büyük (ikramiye kazananların isimleri de şunlardır: 1,000,000 Lira 1 — Ortaköy Abdi Fuat fabrikasında rkadaşirrı. 1-10 2 — Kiliste hamal İsmsilzade A lah, Hacı Şerifzide Zeki behçet, Tabak- suluzade Hüseyis Rasim beyler 1-20 4,000,000 Lira 1 — Balmâli hükümet konağı caddesi Gümüşhane! kak No. 1£ Nadide, Mü- nevver hanımlar ve İbrahim, Bülent bey- ler. 1-20 ? — Istanbul bahriye Burbanedden ber, 1-20 - — Adanada Lüks bakkaliyesi sahibi Sy Yür bakkal. 1-20 amsün Nayman dikiş makinesi şubesinde nakış muallimi Aliye İL 4-29 2,000,000 Lira 1 — Gedikpaşa caddesi No. liha H. 1-90 2 — İzmir İstiklal un fabrikasında Şükrü Niyazi ve Mastıfa E£ ler. 1-20 3 — Adanudı'100 kişilik bir gurüpi-20 150,000 Lira . 1 —ianbul Marfyam Vaban H. 1-9) 3 — İzmir Karşıyaka Hacer İL 1.20 3 — Ankam Yenihil No 44 Kasap Halit EL 1-20 4 — Sarıkamış pazarı Ragıp B. refika Ulfec H. ve oğlu Erdiğan bey. 100,000 Lira 1 — Çorluda bakkal |. Hakkı ve yö- Zurtça M, Faik EE er 2 — Fatih Yeniyol No. © Saadet H. 3 — Ankara Kayseri bam Balışeyh istasyonu pompact Necip bey: 4 — Sandıklıdadır. Kime çıktığına dair maldmat henüz gelmemiştir) ——— aa .Basrada kolera çok müthiş Basra, (A.A) — Son kolera Irakta 2334 musap vukua getir- miş ve bunlardan 1445 kişi öl- müştür. Yalnız Basra şebrinde 1118 musap üzerinden 559 kişi vefat etmiştir, yüzbaşısı M. 18 Me- Damgasız drahmiler Geçenlerde Yunanistandan ge- len bazı yolcuların beraberlerin- de getirdikleri drahmileri bura- daki bankalarda tebdil edeme- dikleri için borsa komiserliğine müracaat eltiklerini ve komiser- liğin keyfiyeti bankalardan 8or- duğunu yazmıştık. ri am arp tebdil et- memelerine sebep olarak dam- gasız olduklarını göstermişlerdi. Haber aldığımıza göre yolcular henüz paralarını değiştirmiye mu- vaffak olamamışlardır. Darülbedayi Temsilleri Bugün akşam sart İstinbul Belediştsi 21,30 da | ŞehirTiyatrosu iş Tr çi A ll O, Mirboau Tercüme eden: Reşat Neri || Mİ Yakında; Eninde Sonunda İ girdi. Kapıyı arkasından kilitler ki »| ânesinde tetcü- | İ nin ve bu gecelerin katmerli cinayet.| Acuzenin Müellifi : Nizamettin Nazif ecimnesi Ressamı : Münif Fehim Cellât esniyordu. Beşler atlarını halkın üstüne doğru sürdüler —S59g— Bir dakika,, Beş dakika, İkj üç dakika daha geçti. Ve biraz sönra, Hebeşi, cellâtla ya-| mağının, uzunca bir çuvalı taşıyarak dairesinden çıktıklarını gördü. Hemen yanlarına seğirtti: — Nasıl?, — Her şey yolunda.. — dedi 70s bellâhi adam — Uyuyordu. Kolayca. cık işini bitirdik.. — Eh cesedini ne yapacaksınız? — Ne mi yapacağız? Sabaha karşı denize atıveririz.. Olur, biter, Darüssande ağası hazretleri bu fikre lütfen muvafakat ettiler: — Hadi uğurlar olsun.. Bahşişini- zi yarın benden alırsınız... — Orası kolay canm. Anlaşılan cellât indinde ağa haz- retlerinin epey itibarları vardı. Yamakla usta, yükleri sırtlarmda uzaklaştılar. o Ağa cevinçle odusma Utlemez herifin ilk işi sandığa koşmak olmuştu. Kapağı açınca ellerini havaya kal dırarak: — Lehülhamt! — diye söylendi— Allahım sana çok şükür. Elbette lehülhamt diyecek ve el- bette Allaha şükredecekti.. Bu geces! meşin kalp lerine göz yuman, onun şu anda, hâm de mecbur Şu kel kafalı habeşiden| başka hangi sevgili kulu vardı?. İl Bin bir cinayetle yan yana gelebi-| len koca bir hazineyi, bir sonuncu ci- nayetle Allah işte ona nasip etmişti. Zavalhı kıvırcık bıyıklı delikanlıys sa, gittikten, geldikten ve yorulduk . tan #onra, beklediği mükâfatı Saray - burnundan geçen balıkların karmla - rında urıyacaktı artık. Şu kader denilen şeyi takdir eden kuvvet, pek hissiz, pek guğdarlı ves” selâm... 24.ÜNCÜ KISIM BİR HADİSE Halk birikmişti. Cellât bekliyor du. Güneş cpey yükselmişti, hava #snmıştı. Tamaş Beşler kılıçlarını çekmişler, cellâ. dın etrafında genişçe bir halka çevir- mişlerdi. Aptülhalim ker atını oyna- tarak sağa sola sürüyor, her an bir parça daha artan kalabalığı İlerle - mekten men rdu. Arasıra Yes ri de midillisini dört nala kaklırıyor, yerinden bir adım ilerliyen seyirci - lerden birine: — Gerile ulan! — diye haykırıyor- du— Vakit geçiyordu. Sabah namazından çıkar oçıkmaz cellâdın başına üşüşenler artık sabır- sızlanıyorlardı. Ne görülmüş, ne de| işitilmiş şeydi bu. Daha ne Okadar! bekliyeceklerdi?. Her kafadan bir es çıkıyordu. İ Cellât pis pis esniyordu. O da sa- bursuzlanıyordu. Gece, sabaha kadar çalışmıştı. Ayasofyada, iki oçmara karşılıklı iki adam asmıştı. Galatada çingeneyle karısını, göbeklerinden tes terelemiş, bağırta, bağırta ikiye biç» mişti. Fatih camli avlusunda iki hur- sızın elleri bileklerinden kesilmiş; a- nalığının başmdan yemenisini çeken bir gençse gözlerine mil ( çekildikten sonra boğulmuştu. Cellât genci öl - dürürken epey san'atkârane hareket etmişti. Bakmız (nasıl öldürmüştü. Evvelâ genci ayaklarından çınara bağ lamıştı. Hani şu musallâ tanışın ayak ucundaki koca çınar var ya. İşte ona, Sonra boynuna yağlı ilmeği geçirmis, ipin ucunu huysuz bir katırın kuyru - Zuna bağlamıştı. Genç oyulan gözle rinin acısından avaz, avaz bağırırken katırın sırma atlamış, kamasının u. cuyla hayvanım sağrısını dürtüvermiş- ti.. Ondan ötesi malâm.. Hayvan ile-| riye atılmış, ip gerilince yağlı ke - ment sıkışrvermiş, zavallı gencin dili ir karış dışarıya fırlamıştı. Sonra, saatçiyi yeniçeri ortasınm önünde baş nşağı sallandırmıştı. Yes İ niçeriler herifin tütsüyle boğulmasını mamaya Cellât bu işi zevkle yap- zn ve öyle ustalık göstermişti ki yeni- , ettiler. çeriler parmak ısırmışlardı. Malüm a, Yeniçeriler bu işten anlıyan adam Jardı, Çınarın kalınca bir dalma tah- ia bi rmakara koymuş, saatçiyi bu mas karayla çınara çekmişti. Sonra as ğrzağıza dolu İki mangal ateş getirte miş, tam başımın altına yerleştirmiş« ti, ve başlamıştı bu managllara avuç, avuç saman atmıya.. Ovvww. Bu cidden görülecek bir şey olmuştu doğrusu!.. Dumanlar yük « seldikçe zavallı adam, kıvranmış dur» muştu. Yeniçeriler kahkahaları bas» yorlar yamaklara; — İndir! İndir! — diye bağırıyor. Tardı — Buhun üzerine makaradan ipi bos şaltıyor, saatçinin kaafsı ateşlere de- ğiyordu. Tam boğulmasına bir ik; sa- niye ya kalıyor, ya kalmıyor, adam cağızı “gur, gur, gur, gur, yukarıya çekiyorlardı; Temiz hava çiğerlerine girip aklı biraz başma gelince gene a. teşe yaklaştırıyorlardı, Saat tutmaca | tamam bir buçuk saat devam etmişti. Bu işkence... Nihayet o zavalle adam | geçmişlerine kayuşuvermiş, - eğlence | de bitmişti. Velhasıl yatsıdan sonra işe başla | mış, güneş doğuncıya kadar tam on | üç kişinin işini becermişti. Kala kala | iki tane kalmıştı. Güya bu ikisi göneş- | Je beraber Beyeytz getirilmiş buluna | caklardı. Ne gezer! Güneş doğal üç | saat olamk. Ne gelen vardı ne gi“ den? Bir saat evvel çraklardan | rini Yedikuleye göndermişti; “Belki bugünlük vaz geçmişlerdir,, diye dü- şünmüştü. Olurdu ya?. Fakat paşa“ İ dan cevap gelmişti: — Beklesinler.. . | Tuhaf şey. Demek ki subaşı Der- viş paşa hazretlerini sabahlara kadar uykusuz bıraktırabilecek derecede mü- him.bir hadise cereyan, ediyordu: Ye dikulede... önü Binaenaleyh cellât esniyerek bek « Yyordu. Bu vazıyet halkın alâka ve merakını bir kat daha arttırıyor, Be- yazıt camiinin önünü dolduran kala - | balık saniyeden saniyeye (artıyordu. Duvarların üstünde, ağaçların dolla» rında ve her yerde kaynaşanhalk ar: tık işini, gücünü unutmuştu. Öldürü- Tecek bir adam vardı; ve omademki cellât da ortada alesta (o bekliyordu: kaçırılır fırsat mıydı bu? Ama ölümü yaklaşan betbaht kim- di? Kadın mıydı, erkek mi? Genç miydi, ihtiyar mı? Bunu ne soran var dı, ne düşünen. . Saatlerce beklediler. Nihayet öğ leden biraz evvel, bir atlınm, Aksaray tarafından dolu dizgin geldiği görük dü. Kalabalıkta bir kaynaşma oldu. Öteden beriden: — Müşide! Müjde! — diye bağrış tılar.. Atlıya yol açtılar. Cellât sabursuz Jukla sordu: — Ne oluyor? Daha bekliyelim mi? — Hayır.. Geliyorlar... Bu Yedikule sipahilerinden, çakıt gözlü bir gençti. Ve gene, geldiği gi bi, dolu dizgin uzaklaştı. Hakikaten, aradan on dakika yâ geçti ya geçmedi; Aksaray tarafmdan yirmi otuz atir, çıkageldi, Bunlar kı- lıçlarımı sıyırmışlar, iki tekerlekli garip bir arabayı dört yanından çevir mişlerdi. Cılız bir atm güçlükle Sh tiği bu arabada bir adam ayakta du- ruyor; saçları darmadağın bir kadri sa kollarımı havaya kaldırarak ava? avaz bağırıyordu. Halkım bekliye bekliye artan mera“ kt şimdi hir kat daha kabarmıştı. İtişe kakışa, hep birden o tarafa huraya | acaba ba alâka me - | raklarından mı ileri geliyordu? Hak kım böyle birdenbire saldırıp cellât €- inden adam aldığı az m görülmüştü? Ettiler ama, Beşler derhal harekete (geldiler, kıt'alariyle halkım üzerine hücum et” tiler. Ahali çil yavrusu gibi dağılı « verdi. (Bitmedi)