30 senelik siyas i esrarı İfşa ediyoruz Ikinci sayfamızdaki ilânı okuyunuz —— 2 Sinci Yal e Sayı v S078 Iktısadi kuvvet- lerimizi toplamak lâzundır İktisadi buhran milletler arasmda İster istemez umumi bir iktısaği hârp —muz Pazartesi 4 Kânunusani ( inci ay) 1932. 7 Beklenilmiyen netice Atinada dünkü maçta 1 - 4 yenildik hareketi şeklin; aldı. Her memleket! 7 kendi #ktısadi kuvvetlerini bir araya toplıyarak milli menfaatlerini müda. faa için tertibat alıyor. Hangi mem. i leketler kendi mahsulâtını satın alır. Sa kendisinin muhtaç olduğu malları tercihan onlardan Netekim Macaristan bizden senede dört yüz bin ton kömürle elli bin balye pamuk satın alabileceğini bildirmiştir. Fakat buna mukabil Türkiyenin de kendisin. alıyor, Bugün (Macaristandan gelen ba teklif yarm, şüphe etmemelidir. ki, diğer bir takım memleketlerden de ge- Tecektir. Bunun sebebi her memleki tin ithalâtla ihracatın; tevaziin ettire- rek harice altm Para vermek ihtiya. cmdan kurtulmıya çalışmakta olma- sıdır, İşte beynelmile sahada yeni başlı. yan bu cereyan hükümetlerin zaruri olarak iktisadi hayat o ve faaliyetler, ticari teşkilâtlarla daha yakından alâ- kadar olmasını icap ediyor. Bu da tabiidir: Rusyadan ( başka her memlekette ticari ve iktısadi te- sebbüsler © firmaların ve şirketlerin idaresi altındadır. Bu itibarla dağu miktar. Hükümetler ancak alım satı mıyla alâkadar bulundukları eşya için muhtelif memleketlerde ticari ve İktasadt teşkilâtlir gehe fertlerin ve etlerin tesehhiiclerina ve ğ e geline ral de olmazsa bir kısmını beyielmilel mik badeleleri zamanın ihtiyaçlarına göre tanzime vasıta olabilecek surette top- Ju teşkilâtlar haline getiriyorlar, yas ie bu maksada varmak icin çalışıyor. Esefle söylüyoruz ki, biz bu hu . Pirpeayimikizğ memleketten daha “eyiz. Binaenaleyh memleketi - mMizdeki ticari ve iktısadi teşki im dağmıklığı, nizamsızlığı. yüzünden Eörmekte olduğumuz zararlara karşı tedbir almak mecburiyetindeyiz. Bilfarz tütünü ele alalim: Tütünü Mmemleketimizden ihraç edenler sag Amerika evleri, bunların yanm. Avusturya, İtalyan ve sair ecne-! Türk, leriyle tek tük kalmış olan e <irleri vardır. Bunlarm hep. dn sam yahut İş bankası etrafın. üyeli yarak büyük bir (Limited) retleie münkün olamaz mı? Bu su. tütün MİN dağmık bir halde bulunan mini er müesseseleri büyük bir i Mücssesesiy) iy 5 Terek organi, sesiyle takviye edi. Ze edilemez mi? ara » ida il pamukların — bir KARENİN dek San'atı doğurmıya ve ya, makla beraber — ithalğip milli bir banka etrafında teşkilâtlandırılamaz mı? Tabit memlekete ketten çıkan bütün o sulâtın itlnlât ve ihracatçıların; ye ranize €tmek mevzuu bahs değildir. Yolda bir teşebbüs imkânsız dene i derecede müşküldür. Fakat hiç! ii en mühüm ithal ve Ihracaş tarzda pim bir kaçı üzerinde bu lebilir ve teşkilât hareketine girişi . da izan; Pu Sok mümkündür. Yukar vücuda ç tiğimiz vechile bu suretle kontenja, <Tilecek iktısadi teşkilâtlar İn usulünün kabulünden son- Ba hakiki Dir Sitiyaç ve zaruret hali me gelmiştir, toplryarak giren ve memje maddelerin ve Mehmet Asım G. F, muhtelitinin dün Atinada karşılaştığı Yunan milli takımı Atina, 3 (A.A) — Galatasaray — Fenerbahçe muhteliti ile Yunan muh- teliti arasındaki maç bugün yirmi binden fazla seyirci muvacehesinde yapıldı. Polis intizamı müşkülâtla te- min edebiliyordu. Türk futboleüleri sahaya büyük bir Yunan bayrağmı uçlarından tutarak çıktılar. Şiddet.) Je alkışlandılar. Mutat merasimden sonra mızıka Türk ve Yunan milli marşlarını çaldı. Ayakta dinlendi. O. yun Bulgar hakem M. Doşef'in idare- sinde tam saat 3,07 geçe başladı. Pa- rayı biz kazandık. Türk (O muhteliti vyaya karşı oyniyan tâkıimdı. İlk hücumu Yunânlılar vopular, Kürk ka ioğnı wluşurdılar. 3 dakika içinde ars ka üfkaya iki akm yaptılar. İkireriz kın tehlikeli oldu. Ulvi vazıyeti kur - tardı. Bunu bizim güzel bir âkınımız takip etti. Soldan Rebiinin gok güzel bir kayışı Yunan müdâfaâsı önünde kaldı, Yunanlılar aleyhine bir korner oldu, neticesiz kaldı. Top Türk kalesi önüne geldi, Karışık bir vazıyet hasıl oldu. Yunanlı muhacim ofsayt vatyet te aldığı topu Türk att. Ha- kem ofsayt cezası verdi. Mitatın orta- ladığı topu alan Türk muhacimleri güzel bir akınla Yunan kalesi önüne indiler. Fikret ve Rebii arasında gü « zel bir kombinczon. Top Zekinin ayn. gında, Yunan müdafaasının yerinde bir müdahalesi akını akim biraktı. Bu nu bir Yunan akını taki petti. Yunun sağ açığının uzaktan çektiği bir şutu Ulvi kurtardı, Sahaya yabancı ve heyecanlı olduk larr aşikâr olan Türk oyuncuları bir törlü açılamıyorlardı. Yunan muha- cimlerinden birinin 'Türk kalesi önün- de iska geçmesi, Burhan süratle ye- tişmesi Türk kalesini tehlikeden kurs) tardı, Türk muhtelitinin bunu takip ©den akmekernerle neticelendi. Kor -| mer boşa gitti. Bunu ani bir akm da- ha takip etti, Fakat ofsaytla kırıldı. Karşılıklı akınlar tevali ediyor, fakat ekseriyetle Yunan takımı Türk kale sini sıkaştırıyordu. Ba sıralarda Yu- nanlılar öleyhine verilen bir firikik! neticesiz kald—Xanr x merkez muhas Gimi iyi bir akın neticesi çektiği kuv- vetl; bir şütü kale üzerinden geçti. Bu nu bir Türk alımı takip etti. Muzaf- ferin güzel bir şütünü Yunan kaleci sl plonjonla kurtardı. Bu sırada Yu») nan kalesi tehlikeli oOanlar geçirdi. Fakat Türkler bir türlü açlamıy Reşat canla, başla çalışıyor, tehlikeli bir akını durdurdu. Dakikalar neticesi siz geçiyor. İki taraf asabiyet içinde, Türkler hiç te kendilerinden bekle - nen oyunlarını gösteremiyorlar. Otu-| zuncu dakikada Yunan merkez muha- cimi sakatlanarak oyundan" çıktı. Yes rine Simonidis girdi. Top Türk kalesi önünde dolaş:yor, tehlikeli . bir şütü Ulvi yere yatarak kurtardı ve alaş « (Alt tarafı yedinci sayfada) nani Sayısı 5 Kuruş Gümüş para meselesi Ayni zade ne diyor ? Ufaklık buhranı yoktur, fakat kâğıt para- mızın yekünu azdır; Hükümetin parayla — birlikte | gümüş para basmasının faydalı mi, mahzurlu mu € larımız ve maliyecilerimiz arasın dığımız ankete devam ediyoruz. İ Darülfünun iktisat müderrişlerinden Ayni zade Tahsin beyle görüştük Dedi Ki kâğıt — Hükümetin gümüş para basmâ- sma İhtiyaç görmüyorum. Çünkü gü-| müş para ufaklık para ihtiyaemi te. min için basılacaksa buna lüzum yok- tur. Zira tedavülde beş on kuruşluk bronz, yirmi beş kuruşluk nikel para- Jar vardır. Hatta belki ihtiyaçtan da fazladır ve ufaklık için sıkıntı çekil diği yoktur. Eskiden darphane bin ayarında ha-| lis gümüşün beher dirhemin; üç kuruş| beş paraya satın alırdı. Şu hesabça bir okka halis gümüşün (bedeli 62,5 adet yirmilik gümüş mecidiyeye müsa. viydi. Evvelce basılmış olan gümüş paralarımızın vezni ve Ayarları ve kıy- metleri şudur: Kıymeti Sikleti Dirhem Kırat 90 kuruş 8 1 19 4 12 Ayan 830 . a “ " buna çare bulmalı ! basacağımız iyelerinden pek Şimdi o gümüşten paralara kıymeti haki İ fazla bir kıymet veremiyecek olursak tedavülde tutmak da mümkün idir. Çünk raşam kanünü icâ- nca fena para iyi parayı kovacağın« dan, iyi para olan gümüş sikkeler tes davilden kaçar. Harpten evvel, ü- mumi harp içinde, basılan bu kadar gümüş paranın elyevm tedavül mevki- inde olmamaları bu ifademi teyit eder, — Memleketimizde, hariçten ithal edilmemek şartiyle, gümüş para yap- mak için kâfi miktarda gümüş var mm dır? — Bu suale cevap vermek biraz müşküldür, Çünkü gümüş memleke. timizde çıkmaz. EFenebi memleketten gelir. Eskiden (sikke imali İçin çok miktarda gümük getirtilir ve satm a“ lanırdı. Ancak, bunların doğru bir istatistiği yoktur. Yalnız darphânemi- zin şimdiye kadar bastığı gümüş pa« bu: ralarm miktarı 16,728,753 liralıktır. Bu miktar Şu süretle terekküp eder: 11,893,363 liralığı 908 senesine (Meş rutiyet #lânma) kadar; 1,055,016 lira» Jığı 914 senesine (Umumi harbin ilâ. nma) kadar; 9,84054 liralığı 918 se nesine (Mütareke ilânma) - kadar ki cemün 16,728,703 liralık eder, (lâtfen sayfayı çeviriniz) Resmini dercettiğimiz Yeşil hilâl cemiyeti merkez heyeti dün ehemmiyetli bir içtima akdetmiştir. Bu içtimada konuşulan mese- leler ve alınan kararlar hakkındaki tafsilât dördüncü zayıfamızdadır, Akisler: Gümüş Seneler var ki, altın yüzüne has « retiz. Umumi harp, sonsuz bir gece gibi dünyayı kaplar kaplamaz bu sa rışın güneş ortadan kayboldu. Sulh& kacuşalı yllar var. Fakat, karanlık hâlâ devam etmekte, Beşeriyeti aydınlığa çıkarabilmek için, kalemler, bu göz gözü görmiyen zulmet içinde kör değneği gibi bir yol arıyorlar. Ne beyhude zahmet.. Dün. ya ağacının hep çürük, hep dikenli, hep acı meyvalar verişi bu güneşsiz « likten başka nedir? Halbuki, bir kaç devlet, cariyeleri. ni kimseye göstermiyen zalim Dir esir» ci kıskançlığiyle, güneşi bin bir kilif altında hapsediyorlar... Peki, ne olacak? (Yakıt) başmuharriri Asım by, hiselerimizi okşıyan parlak bir teklif. te bulunuyor: Gümüş para çıkarmak! Ama diyeceksiniz ki, güneşin fey- zine, bereketine muhtaç olan aç bir #oprağa ay ne yapsın? Zarar yok.. Şimdilik, etrafimizi mehtap ışığı içinde görebilmek de bir tesellidir, Yusuf Ziya