bulamıyordu.. Zaten yoktu. Aptallık, . Aptallık, | Dün karşısında, bağıran, yaşıyan Markus şimdi... Artık onu ismiy- Je bile anmiyorlardı: Ceset.. Odayı dolduran ağır bir kokuyu dehşetle teneffüs ederek: —Acaba omu? Yoksa çiçek- lermi? diye düşündü, ne diye bunu yaptı? ve bir nevi istikrah Ja ilâve etti, bu yaşta.. Bir ter- zi kızı gibi, hemde para için intihar etmek?... Şimdiye kadar kaç defa iflas etti, ve hep baş- kaları gibi yapıp, yeniden baş- lamıştı... Hayat ku. Ve bu Te'sk işinde kazanması içinde yüzde doksan dokuz şansı va'dı. Ba son sözleri ihtirasla, yük- sex sesle söylemişti, Kendisini zihnen Markus yerine Hoyuyorcu. — İnsanın arkasında Amrum ola: ca, aptali.. Derhal bir sürü konbinezon- lar düşündü: — İş bu... Hiç belli olmaz... Evirip çevirmek, tekrar evirip çevirmek, kemiği dibine kadar siyırmak lâzım, fakat ölmek?... Sonra dişlerini sıkarak düştün. dü: — Acaba daha beklenecekmi? Madam Markus içeri girdi. St, gaga burunlu zayıf yüzü satı ve kemik gibi donuktu; wçik ve nadir, garip, biçimsiz kaşlarının altında parlak ve yu- vârlak gözleri fırlamıştı. Gürültü etmeden, küçük ve çabuk adım- larla geldi, Golderin elini tuttu ve bekler gibi durdu. Fakat Golderin boğazı sıkışıyor, birşey söylemiyordu. Sinirli bir kahka- ha veya kuru bir hıçkırığa ben- zer bir sesle mırıldandı: — Evet. Hiç ümit etmiyordu. nuri Bu delilik, gülünç, rezalet. Allaha şükrediyorum ki bize ço- cuk ihsan etmedi. Nasıl öldüğü- nü biliyor musunuz? «Şabane» de umumi bir evde kızları arasında ölmüş (mendilini gözlerine gö- türerek ilâve etti) sanki iflâsı yetişmiyormuş gibi... Bu hareketi, ibtiyar bir yırtıcı kuş gibi derileri hıçkırıklarla sarkan boynunu örten krepi aç- mıştı. Altından üç katlı, iri taşlı bir gerdanlık göründü. Golder dü- şöndü: r- Çok zengin olmalı. Bizde İp böyledir, kanlar zengin ol- sân diye çalışmaktan gebeririz! Aklına, odaya girdiği zaman- lar aşk mektupları gibi burusi m ehemmiyet veriliyor. 929 da bu suretle okutulan talebe miktarı 60 bindi. Yalnız Moskova mer- İfez radyosuna mukayyet talebe miktarı 28,150bini teşkil edi- yördu. Sovyetlerde geniş mik- yasta tedrisatta bulunmak ve köylülere muntazamen konferans- lar vermek (Ogibi O büsusatta radyodan azami istifade ediliyor, 930 senesinde faaliyette bu- hften radyo istasyonlarının ade- di 57 ye baliğ olmuştu, şimdiyse bu miktar daha ziyadeleşmiştir. Radyo işlerine hükümetçe ve- rilen İahsisat her sene ziyadeleş- miştir. Bu tahsisat 927.28 sene- sinde 2,5 milyon, 948-29 da 3 milyon, 929,30 da 6,5 milyon ve 930-31 de 24 milyon rubledir. Idari noktai pazardan eyalet- lerin merkeze raptı hususunda da radyodan vasi mikyasta is- tifade edilmektedir. çek karnesini a kendi karısı geldi. Madam Mar- kus sordu: — Görmek istiyor musunuz? Golder buzlu büyük bir da'ga içine gömülür gibi oldu, gözleri- ni kapadı, titrek bir sesle cevap verdi: — Tabii, Madam Markus sesszce bü- yük salondan geçli, bir kapı aç'ı, burada iki kadın siyah bez- ler dikiyorlardı. Nihayet mırıl dandı “Burası,, Go'der, hafif hafif mumlar çördü. Bir an hareketsi z, şaşkın bir halde durdu, sonra güclükle sordu: Nerede? Kadm eliyle, geniş kadife örtüler arasında saklı bir yatağı gösterdi. — İşte, Fakat sinekleri koğ- wek için yüzünü örltürmek mec buriyetinde kaldım... cenazeyi yarın kaldırıyoruz. Golder, ancak ozaman, örtü- nün < altından ölünün yüzünü sezer gibi oldu. Uzun uzun ona baktı. — Yarabbim, nede acele edi- yorlar.. zavallımarkus,. insan bu raddeye gelince ne zayıf oluyur... pislik! Bir köşede, açık bir Ame- rikan yazıhane vardı: Kâğıtlar, mektuplar üst üste yere atılmıştı. Golder düşündü: — Burada benim de mektup- larım olacak, Halının üzerinde, ucu eğrilmiş, gümlüş bir bıçak duruyordu. De- mek, çekmeceler zorlanmışlı, ki- litlerin üstünde anabtarlar yoktu. — Şüphesiz, kadın çekmece- lere atıldığı zaman daha ölme- mişti. Anahtarları arayıp bulmı- ya tahammül edememiş. Mudam Markus Golderin dü- şüncesini hissetti, fakat gözlerini bile gözlerinden çevirmek ihti- yacını duymadan mırıldandı: Yalnı- eğer... yanan — Bir şey bırakmadı, zim, Bunları alçak, lâkayt bir sesle söylemişti. Golder: — Size bir yardımda buluna- bilirsem... Bir saniye tereddüt etti, sonra: — Meselâ, dedi, maden kö- mürü şirketi hisseleri için ne yapmamı tavsiye eders'niz? Golder cevap verdi: — Bunları, mubarrer kiymet- leri üzerinden satın alırım, bili- yorsunuz ki hiç bir vakit bunlar para edecek değillerdir. Şir- ket iflâs ederdi. Fakat bura- dan alacak bazı mektupla- Takvim — Ps 1 inci ay 1933 21Ş$ geçen günleri 4 Güneş — Doğusu 7 Panşı 17,55 Namaz vakitleri 548 Öğle: 128: ikindi 1429 1651 Yatsı; 1820 imsak 4 Kânunusani 1950 kalan günler 35 rtesi an enenin 5m Hava — Dün hara'et derecesi azamt O olarak kaydedilmiştir. Bugün ve hava kasalı isi muhlemeldir. 2, asgari rüzgâr po olacaktır. Hai Istanbul radyosu 6'de ga dan 830 4 kadar Arıaki E 830 dan 9a 7 Ye kadar fon, 7,30 nin İşi saz, kıdar: Darlibidayi tarafından teresil O dan 10 $ kadar Zeki beyin akile #az. 10 dan 1030 a kadar içmek istiyor Helsinglors, 3 (A.A) — Içki memnuiyeti hakkında arayı umu miyeye vuku bulan müracaatın şimdiye kadar mslüm olan neti- celeri şunlardır: Memnuiyet lehinde 135,000, hafif şarapların istısnesi lehinde 7,000, memnuiyet aleyhinde 380,000 rey verilmiştir. Gazetelere nazaran hükümet, memnuiyetin ilgasına dair olan kararnameyi sür'atle hazırlamak- ta olup 19 Kânunusanide in'ikat edecek olan fevkalâde celsede müdafaa edeceklir. Habeş Veliahtı geziyor Habeşistan veliahtı Parise gel- miştir. Ras Tafarinin tetevvücü esnasında Eransayı temsil etmiş olan mareşal Franchet d'Esperey teşrifat müdiri umumisi M. de Fouguiere, Habeşistan veliahtını istikbal etmişlerdir. Veliaht, Elyse sarayında M. Doumeri ziyaret etmiş ve müte- akiben meçhul askerin mezarına bir çelenk koymak üzere Etoil meydanına gitmiştir. Elyse sarayında yapılan bir kabul resmi © esnasında Habeş | Sade?.. rım var. (Kadının hissetmez gibi | göründüğü müstetzi ve düşman bir manayla ilâve etti) zanne- dersem sizde bunu daha evvel- den düşünmüşsünüz. Kadm sadece başını eğdi ve birkaç adım geri çekildi. Golder, yarı boş çekmeceleri karıştırmı- ya başladı. Bununla beraber, ani, acı ve hazin bir lâkaydi hissi duymaktan da kendini ala- mıyordu. — Nihayet bunları ne yapa- bilirler? Yarabbim, Sonra birdenbire sordu: — Ne diye bunu yaptı? Madam Markus cevap verdi: — Bilmiyorum. Yüksek sesle düştnüyordu; — Paramı? Sade paramı? | | | veliahtı o Fransayla Hebeşistan arasında mevcut olan ananevi dostluk (o rabıtalarının tarsin ve takviyesi arzusunu izhar eyle- miştir. Studgart şatosu yeniden yapılacak Studgrat Würtemberg hükü- meti, abiren bir yangın yüzün- den harap olmuş olan Studgrat şatosunun kısmen yeniden inşa edilmesine karar vermiştir. ue emi İM ya. Kabil değil, ölmeden evvel bir şey söyldemedi mi? — Hayır. buraya getirdikleri zaman kendini kaybetmişti, Kur- şun ciğerine girmiş. Golder titreyerek sözünü kesti. — Biliyorum, biliyorum. — Sonra, bir şeyler söylemek istedi. Fakat ağzı kan ve köpük- le bir çorba gibi dolmuştu. Yalnız, ölmeden biraz evvel. hemen bemen sakinleşmişti. Ken- disine: “ niçin. nasıl bunu yap- tın?., dedim. Bir şeyler söyledi. işitemedin. ... yalnız “ yorgun... yorgundum,, sözlerini sık sık tekrar ediyordu. Sonra öldü. Birden bire kendi ibtiyarlığını duyan Golder düşündü: — Yorgun, Evet, (Bilmedi) | Yunanistanda iktısadi ve mali işler | | M. Venizelos diyor ki: Devletler aşağı yukarı ri dükkânlarına Yunanistanda çıkan Venizelos a-| leyhtarı Politis gazetesi, Yunan ba;- vekiliyle bir mülâkat yapmıştır, Möz- yö Venizelos tamiral konferansı için Laheye'ye gideceğini tekiden bildir - miş, terki teslihat konferansına işti -| rak etmiyeceğini söylemiştir. M. Vehizeloö gazetecinin sorduğu suale de sırasıyla cevap vermiştir. Vi. Venizelos içtimai ve iktisadi mesele hakkında demiştir ki: sadi ve mali vazıyetin teki. mülü, içtimai vazıyete müessir ola- caktır. İktısadi vazıyetimizi muhafa- za edeceğimizi Ümit ediyorum, Vazı- yetimiz öyle zânnedildiği kadar fena değildir. Üç sene üstüst sul aldığımızı unutmamak lâzımdır. Hükümet, ziraatihimaye etmek için tedbirler almıştır. Kuru Üzüm ve zey tin yağları malümdur. larını yükseltmek ve sında bir muvazene tesis etmek içir Yunan tütün stoklarını satım alıp topladı.) Ziraat için hiç bir hükümet bundan! fazlasını yapmamıştır. Bulgar çift“ çilerinden ve Stamboliski'nin ahpap - larından bir meb'us bana: “Sizin zira-| at için yaptıklarınızı, biz, teklif bile! etmiye cesaret edemiyoruz. demişti, Bundan başka, milli sanayiyle iş- çi sinıfmı himaye için her seyi yapıyos| ruz. İşsizler ve muhtaçlara yardım! belediyelerin işidir ve bu esas üzeri. ne teşkilât yapılacaktır. bundan sonra M. Veni- zelos'a ziract meseleleri hakkında su- aller sormuş. münakaşa o etmiştir. Muhalif bir gazeteci olduğu için, baş. vekil kendisini ikna için teferruatiy!e izahat vermiş, onu tatmin etmiştir. Bundan sonra, gazeteci, Yunenista. nın en büylik derdi olan yerli yunan. klarla mültecilerin aras ki mümes feretj mevzuu bahsedere! ze nazaran, demiştir, halkı » mız birbirleriyle tamamen kaynaşmış mıdır ve aralarında bir mesele kalma. mış nudır? — Ruhi kaynaşma mı? Şüphesiz e vet. Söyledikleri veçhile suyla zeytin yağı gibi yerlilerle mültecilerin imti- zaç edememesi doğru değidir, ve bu nun esassız olduğu ispat edilmiştir. — Bu mesele değil. Iktisadi imti. zaçtan bahsediyorum. Şüphesiz bili. yorsunuz ki, birçok mütahaâsıslar, ik sat ve nüfus meselelerini (tel kik ederken halkımıza nazaran kâfi miktarda arazimiz olmadığı kanaatin. dedirler ve bu fazlalığı, arazi bulun- mak lüzumundan bahsediyorlar? — Bu nazariyelerj biliyorum fakat iştirak etmiyorum. Şüphesiz, nüfusu- muzun mütemadi surette artması neti- cesi olnark bir nüfus meselesi karş sındayız. Bu sene, sihhat nazırı M. Papas, 120000 nüfus arttığımızı söy- ledi. Diğer taraftan iktısadi bir imti- raca muvaffak olamadığımız da doğru dur. Meselenin büyük bir kısmı mu allâktadır. Mamafi işlenmemiş olan arazide sulama ameliyesi (o bittikten sonra bu mesele de halledilmiş olacak- tır, Malüm oduğu (zere su kuvvet - erinden istifade edildikten sonra 209 bin hektar arazi zirante müsait bir hale getirilecektir. Bu sadece saha itibarile bir miktardır. Fakat dine- mik noktai nazardan bunu (500000 hektar telâkki etmek lâzımdır. bu sahanm 150000 hektarında sulama ameliyesi yapılabilecektir. Pek âlâ bi. lirsiniz ki sulanan arazinin rekoltesi alelâde araziden beş ilâ yedi defa fa”. ladır. tirerek, Maekedonyadaki safetini azaltacağız. — Başvekil efendi, devletin harp-| ten sonra geçirmiş olduğu iktisadi ve| teknik tahapviilden memnun olup ol. madığınızı öğrenmek isterdim, — Şahsan böyle bir devlet idare sinden memnun değilim. Fakat ne yapalım. Hükümetlerin işleri çok de- nüfus ke | edildi, Ni İ Bu araziye iyi çiftçiler yerleş. gişti. Devletler aşağı yukarı hurda» döndüler ! v vatçı dükkânlefina m döndü Hüküme adamlarının işi daha güç ve daha hoş oldu. Fakat yapacak başka ça re yok. Tahav vaziyet icabıdır Her şeyle mesgul olmamız lâzım. Gazeteci, bu sözler üzerine, M, Ve, nizelos'a bu takdirde hükümet işlerin de bulunan siyasi ve idari memurla. rdan yetişmiş ol ndan bahsetmiş, baş, ne hak vermiş, gazeteci. Yunanistan İdaresinde bulunan. ların bu şerait; haiz olup olmadığı suelire de tatmin edici cevaplar vere rek, bugünkü Yunanistan idare me esinin ideal olmadığını, fakat si. partilerin de tesiri eltinda bu » ylemiştir. Nihayet, ga- Me siyasi partilerin tas- fiyeaj icap etmiyeceği, siyasi partile rin asri tah ileri takin ederek te. kâmil! edip etmedikleri meselesi etra. fında hararetle görüşmüşler, M. Ve. nizelos kendi pertisinin, yenilikleri a benimseyip tatbik ettiğini, fe - Yunanistandaki Ahali fırkasının il etmediği takdirde mahküm bulunduğunu, partilerin şahsi parti ler olarak kalmasını, zira, Yunanis. tanın henüz sınıf partisi yapacak va. styetle olmadığını söylemiştir. On kral Gören adam Zaroağa kadar yaşamış adam nin, tekâm İ pek azdır. Fakat yok değildir. Bunlardan birisi de bundan 296 sene evvel, İngilterede yaşamış olan Tomes Parrdır. Parr ilk defa olarak 80 ya- şında evlenmişti, Bu izdivaçtan bir çocuğu, birde kızı oldu. Bun- Yar, küçük yaştarmda ölmüşlerdi. | Parr, 1636 senesine kadar ra- hat rahat yaşadı. Bu esnada kendisini Kont Arundel keşfetti. ve onu, Londraya gelmiye ikna elti, Parr, Londrada Kral birinci Şarle takdim edildi. Sonra Stand isimli bir yerde kendisi şimdi Zaroağaya yapıldığı gibi teşhir Fakat memleketini ve ha- vasını değiştirmiş olan Parrın sıhhati merbtel oldu ve orada üldü, Kanın cereyanı keşfet- miş olan büyük fizik üstadı Har- vey kendisini, öldükten (sonra muayene etmiş ve bütün uzuv- larının tam olduğunu görmüştür. Parr öldükten sonra (büyük bir şühret kesbetmiş ve meşhur ressamlardan Van Dikle Rubens onun resmini yapmak istemiş- lerdir. Ew resimlerden birisi Lon- dra müzesindedir. | ölüm Ksbak İkusot vekileri müsteşiri eski eci arkadaş'arımızdan “Tanin idare Ahmet Hamdi beyin refikası Mehmet hart hastalığın Tıp fakülçe- zevci refakstinde An- ken Bilecik ya- etmiş, evvelki gelince naş İs- 4$, dün Karicaahmet Allah rah- mimarlarımızdan Asım Vasfive müpteli hemşiresi oldi vefst deva cdilmiştiz met eylesin. Teşekkür Sevgili refikamın cenazesinde bulu- nan eziz döstlanmıza teşeklürlerimin edası için muhterem vakçi tevkil eylerim. Ahmet Hamdi X Esbak adlive vekili ve Manisa meb ysu Refik Şevket, Ankarada svukst Hâ- mit Şevket beylerin pederleri, Border vali Hizm, Ödemiş avukat Sadri Ferit ve Bedri beylerin kain pederleri Mustafa Şevket bey Çengel köyündeki evinds vefat etmiştir. Merhumz mağfiret diler, ailesine taziyet beytin ederiz