i Lİ Kongre celselerine niha- vermeden evvel kongrenin Senede bir toplanmasına ka- Miri. Kongreye bu defa tak eden murabhaslar, gele- içtimalarada davet edile- erdir. gionerede (Necif ) ten gelen ME bir bultuk irat ederek İslâ- yeti ıttibadından bahsetmiş İslâmiyetin birliğini yıkmıya teşebbüsler © aleyhinde muştur kı sonra doktor Mehmet bal bir veda nutku irat ede- pk İslâmiyetin parlak istikba- en bahsetmiş, sonra din âlim- genç nesiller arasındaki em izah ederek Avrupadan âlemine iki tehlikenin, ya- dayakçı dinsizlik ile mab- & Yatanperverlik fikirlerinin pm ettiğini anlatınıştır. Dok- Mehmet Ikbal, daba sonra yetin bu iki tehlikeye karşı Relecek yegâne kuvvet olduğu- Ni fakat herşeyden evvel müs- rin kendi içlerini temiz- meleri icap ettiğini söylemiştir. Mehmet Ikbal, Filistin Rehçlerinde gördüğü hararet ve İamaseti ancak İtalya gençlerin- b gördüğünü söyiiyerek Arap- M konuşan milletlerin birleşme- » İslâmiyetin dâhi Sözler kongrede sürekli al- karşılanmıştı. a dün şu haberi vermiştir: Londra, 19 (A.A) — Kudüs İslâm kongresine iştirak Mısır murahhası Abdürrah- B. Italyanın Bingazideki fa- ye bakkında İS kânunucv- #de söylediği bir nutukta I- 2 - İtalyari münssebatını iblâl Babatay, Kral tefrikaların hülâsası ticaret mer«ezi olarak ehem kazanması üzerine İzmir Yahadi- inlemişler, ve bu kerameti din bilmişlerdi... Sabatıy bu arı arasında mühim bir mevki alan hi, kazandıktan sonra daba mühim “ete hazırlanmak Üzere münze- Yaşamıya başladı ve babasinin a Sulduğu iki kadınla evlendiği halde Rubülkudüs,, ür ve n Yerlerinde ben bu m sonra Sabacıy kendini bek- tehakâr olarak görmiye başladı: Shudiler, kendi takvimlerine ba » (5408) senesinde, yani 1648 sene hatâskârm çıkmasını ve onları Ve esaretten kurtarmasını bek - “hi halde halâs yerine en kor - €n feci katlikm!arla karşılan - emrile bunlara Avrupanın muh- il! yokat bu katllâmlar, yahudilerin, Halis beklemek hakkındaki ite van Yahudi karli | &udüs kongresi dağılırke İirdan gelen bir murahhâs Italya aley- indeki sözlerinden dolayı Fılistinden >Şıkarıldı ve Halyaya tarziye verildi öngre iki senede bir toplanacak gi toplanan kongrenin | edecek mahiyette sözler sarfet- e nihayet verdiğini yaz- | tisi Mehmet Elhüseyinülkâ- | inadolu ajansı kongre hak- | ayy Ty gg yy İzmirde çıkan Mesih. yy Ayyy yg yy yy ———— miş olduğundan dolayı âli komi- serin emrile Filistin toprakları haricine çıkarılmıştır. Filistin hükümeti bu hususta neşrettiği bir tebliğde Mısır mu- rahbasının Italya aleyhinde yap- tığı beyanatı açıktan açığa tak- ! bih ettikten sonra dost bir dev- / etin Filistin toprağında asılsız isnat ve ittihamlara maruz kal- mış olmasından dolayı teessür ve teessüf beyan etmiştir. .. . Bu telgrafta ismi mevzuubahs olan Mısır murahhası Abdürrab- man Azzam B*, Misrin “Veft, fırkası namına kongreye iştirak etmiştir. Kendisi eskiden Mısır meb'uslarındandı. Abdürrahman Azzam B. kongre Veft lideri Nahlias Pş.nın muhalifi olan ve kongreye iştirak eden bir Mısırlı gazeteci ona itiraz ettiğinden mubalif Mısırı dayak yemişti. Bu suretle Azzam kongrede iki hadiseye sebebiyet vermiş olu- yor. Azzam B. eskiden senelerce Trabulusü Garp ve Bingazide bulunmuş, ve bu memleketin istiklâli için çalısmıstı İtalyalı casus Fransada Nasıl yakalandı? Pariste, Nor istasyonundan irene binen bir adamı, geçen ke ii ansızın © sahip olacağını ilâve etmiş | tevkif etmişlerdir. Meçkul adam, mümanaat göstermemiş fakat ! elinde tuttuğu çikolata gibi bir şeyi ağzına atarak oyutmak istemiştir. Polisler derhal, meç- bul şahsın üstüne atılmışlar ve ağzından bu maddeyi &karmıya muvaffak olmuslardır. Yakalanan şahsın ismi Hugo Moutefioredir ve italyandır, Ken- disi casuslukla ittiham olunmak- tadır. Moutefiore uzun zamandır po Yazan : Ömer Rıza müritlerine soru- ordu: Beninasıl tanırsınız Cevap veriyorlardı : Sen ilim, irfan, dsiyet itibarileen yüksek adamsın! kadın On iki sene evvel mister jon baret namında bir ingiliz bir se- | ne hapse mahküm olmuş, ve haps müddetini geçirmişti. Mis- | ter baret, bapisaneden çıktığı anda nışanlısile karşılaşır ve ona nasihat eder: Sen artık beni unut! çünkü | ben senin muhabbetine lâyık ol- mıyan bir adamım, Sen bemen benden daba iyisini bul, ve mesut ol. Kadın kabul etmez ve — Ben seni seviyorum! der. Fakat mister baret razı olmaz ve hapishaneyi terk ettikten son- ra memleketini de birakarak Amerikaya gider. Baret Amerikade çalışa çalışa muvaffak olur ve orta bir servet edinir. Baretin busay ve gayre- ti kısa bir zaman sürmez. Bil- akis bu adam, yorulmadan on iki sene çalışır. Nihayet Baret, mazisinin unu- tulduğuna hükmederek geçen hafta vatanını ziyaret için İngil- tereye avdet eder ve Southam- limanma çıkar, çim ilk karşılaştığı insan, onu oniki Pe bekliyen lisi Jan Silv, i, ere lam m — Sen kimsin? — Ben Jan. Iki kadim dost birbirlerine sa“ nlırlar ve birlikte Londraya gi- derler. ” Mis Jan, bütün bu müddet zarfında sevgilisini unutmamış ve onun geri dönmesini beklemiş. Nibayet bir dostu, ona eski ni- şanlısının geri dönmek üzre ol- duğunu bildirdiğinden o da li- manda onu karşılamış. Iki eski dost evlenmek üzre- | dir. Mis Jan Silvester beklemiş, fakat nihayet zengince bir ko- caya vararak mes'ut olmuştur. a lis tarafından takip ediliyordu. Ya'nız polisler kendisini cürmü meşbut halinde yakalamak iste- dikleri için rabat birakıyorlardı. Filbakika tevkif edildiği esnada Mutefiore nin elindeki bavuldan müdafaayı milliyeye ait plânlar elde edilmiştir. | |, Yapılan istintak neticesinde Moutefiore casusluk / yaptığını | itiraf etmiştir... ladıktan sonra kendisini başka bir şe- kilde telâkkiye başladı. Mukadderat onu bir iş yapmıya göndermiş, bu işi başarmak için bütün Şeraiti hazırla» mıştı. Çünkü bütün Yahudilik âlemi sesinin bütün kuvetile kurtarıcıyı ça- ğırryordu. Bu düşünceler, Sabatayı bütün bütün tecerrüt ve inzivaya çek- ti. Onun kulaklarında çınlıyan ye. gâne ses, kurtuluş davetiydi, Kendisi bu davet karşısında düşünüyor ve ni- hayet (Acaba beklenen adam ben mi- yim?) diyordu. (Sabatay) kendisine bu suali sor - duktan sonra tilmizlerini yoklamıya ve onların kendi hakkında ne düşün - düklerini anlamıya çalıştı. Onun til» katlarını zafa uğratacağına, ona büs-| mizlerinden her biri ona: bütün kuvvet verdi. Yahudilerin dü. — Sen ilim, irfan, kutsiyet itibarile çar oldukları felâkteler azamı dere -| en yüksek dereceye vardın! ceye varmış, bütün sinagoglarda bek. Diyor, fakat hiç bir kimse ona: lenen mesihin zuhuru için dua etmek — Beklenen mesih sensin! demiyor» adet olmuştu. Beklenen mesih İsrali| du. sürülerini toplıyacak ve onları bir kö- şede hür yaşatacaktı. Tikmizlerin bu basiretsizliği Sabn- tayı düşündürmüş ve onu büşka bir Sabatay, bütüm bu hadiselerden| plân takibine mecbur etmişti, haberdar oluyor, her gün İzmirde ya Sabatay, bir müddet daha inzivaya Otuz Ni #, kân Markoni Markoni, tam otuz sene evvel tel - sizle Amerikaya (S) harfini gönder - miş ve bu suretle ilk büyük muvaff2-! kıyetini kazanarak Amerika ile Avru- pa arasında telsiz muhaberatımı tesis etmişti. Hadise (1901) senesinin 12 kânunuevvelinde vuku bulmuştu. Margi Markoni bu münasebetle o - tuz sene evveline ait hatıralarını Şu şekilde anlatmıştır: Berlinden Londra gazeteleri- | ne verilen bir telgrafnameye gö- re Almanyanın “ Boşanan ka- dınlari himaye ,, cemiyeti senelik kongresini Berlinde akdetmiştir. Kongrenin toplanmasını mütea- kip irat olunan iftitahi nutkun en mühim Kısimları şünlardır: “ İzdivaçların yüzde doksanı maalesef, betbahtlıkla nihayet buluyor. Geride kalan yüzde on ise şöyle böyle devam et- mektedir.,, Kongrede kadınların erkeklere nispetle zaif oldukları kabul olunmakla beraber kadınların ! asabi yorgunluklara uğradıkları bem evlerini idare eden, hem iş hayatına o atılmıya mecbur olan kadınların mes'ut olamıya- rak boşanmıya mecbur kaldık. ları söylenmiştir. suallere alıştırdı. Iş o dereceye varmıştı ki Sabatay tilmizlerine: (üzerime nurlar yağı - yor), yahut (kulağıma dalgalardan sesler geliyor!) Dediği zaman onlar da onu tasdik ve teyide başladılar, Sabatay, tilmizlerine Avrupadan gelen son haberleri naklederken Eş iya peygamberin şu sözlerin; ilâve efe meyi de unutmazdı: (İntikamı günü benim kalbimin için) dedir ve kurtarıcının zuhur edeceği! yıl hulül etmiştir) Müritler bütün bun Jara inanıyorlardı. Sabatay tilmizlerini ve müritleri - ni bu iddialara alıştırdıktan ve inan» dırdıktan sonra bunlar onun bütün | söylediklerini kat'i birer hakikat ola- rak kabul ediyor ve Sabatay (Mesih) sıfatile ilân olunmak için hazırlıkla - ron: İkmale çalışıyordu. Nihayet bir gün Sabatay, tilmizle» rini ve müritlerin; toplamış ve onlara beklenen (Mesih) in kendisi olduğunu | söylemişti. İ Bunların hepsi bu iddialara alışık! olduklarmdan itiraz etmemişler, bilâ-| hudi mültecilerile görüşüyor, onların) çekildikten sonra telmizlerinin yanı-İ kis ona inanmışlar ve mesihiliğini ka- düçar oldukları felâketleri Sonra İnzivagilına dönerek düşünü.) yormuş gibi hareket ederek oulara yordu: Acaba kendisi bu felâketlere| sormuştu: karşı duramaz, ve milletine (o karşı bir yardımda bulunamaz mıydı? Bu.) tarafından tebşir olunan mesih gibi! seneydi. Dünyanın her tarafında bu nu yapamıyacak olduktan sonra bun-| bir bulutun sırtından indiğimi görme-| hadise beklendiği halde hiç bir taraf- — Siz benim, Eş'iya peygamber ca ibadetlerin, namaz ve miyazlarm,! diniz mi? bunca riyazetlerin ne faydası olabilir. di? İnasnları kurtaramadıktan son- ra onları kurtuluşa götüren yolları bifmekten ne çıkardı? Sabatay, bu sekilde düşünmüye baş! etmekte devam ederek onları bu gibi: hafta kalmıştı. Mademki hiç bir ta ye Fakat tilmizlerin hepsi: — Hayır, görmedik! dediler, Sabatay, zerre kadar meyus olma-! Zunu haber verdiğinden malümattar dı ve, ikide birde bu sualleri tekrar anlıyor,| na gitmiş, bir bulutun sırtımdan ini -) bul ederek onun bu şekilde tesis etti. $i gizli cemiyetin ilk azası olmuşlardı. EA 1648 senesi mesihin zuhur edeceği ta ses seda çıkmıyordu. Hiç bir kim- se, İzmirde bir Sabatayın, en yakın! arkadaşlarma beklenen mesih oldu - değildi. Senenin bitmesine bir kaç i Mi gr 20 Küminnevvel 1931 — yıl evvelki bir unuevvel gününde Markoni ilk defa “S,, harfini Amerikadan telsizle nasıl aldı 5 “ “Otuz sene evveline ait vekayii bu- gün vuku bulmus gibi hatırlıyorum. Otuz sene evvel bugün, (Nerofond - land) ın bir dağı tepesinde inşa olu» nan buz gib; bir odada İngiltereden gönderilecek (5) harfini duyup duya mıyacağımı düşünüyordum. İlk tec- rübelerimi yaptığım gündenberi At. las Okyanusu üzerinden radyo işarel- leri gönderebileceğime kanidim, Yapı- Jacak en mühim teerlibe bir elektrik mevcesile bir işaret göndermek ve ös bür turaftan onü düymaktı. 1901 senesi teşrinisunisinin 26 mc günü (Liverpool) dan hareket ederek İngilterede Polahn'dan gönderilecek (S) işaretin; Newfondland'dan duy- mak istedim. Kânunuevvelin altısın da Signal) tepesine vardık ve orada bir ahize istasyonu inşa ettik, Kânunuevvelin 12 inci günü müt« hiş bir fertınaya rağmen, saat 12,30 da kulağımıza tuttuğumuz telefon işa « reti verdi. O halde Polahn'dan gön- derilen elektrik mevcesi 1700 millik mesafeyi geçerek bize varmışia.. Markoni bu münasebetle 12 kânus nuevvel günü Sany tepesindeki bir noktadan otuz sene evvelki gibi Ame- rikaya bir (S) işareti göndererek bu eski hatırayı tes'it etmiştir. Boşanmış kadınları himaye Berlinde bu maksatla bir kongre taplandı On beş sene evvel, boşanmak ayıp telâkki olunduğu halde umumi harp bu telâkkiyi değiş- tirinin bulunuyor. Alman kadınları, telâkkilerin değişmesine rağmen izdivaç kanunlarının değişmemiş olması» na itiraz ediyorlar. Müessif bir ziya tanbülun maruf kalı tüccarlarından Kayseri eğrafındar İmamzade Raşit beş üç aydanberi müptelâ olduğu haslahktan şifayap olamıyârak dünkü cumartesi günü öğleden sonra irtihali darı baka buyur- muşlardır. Centzeleri bugün Kadıköyün- de Moda caddesindeki köşklerinden kal- dırlarık Karacashmet mezarlığında ihzar edilen makbere defnedilecektir. Istanbulda ve Kayseride hayirperverliğiyle her kese kendisini seydirmiş ve iştihar etmiş olan mumaileyhin vela cidden büyük bir Zziyadır. (9918) Tafta bir adam beklenen mesi oldu» ğunu söylemiyor, Sabatayın beklenen adam olduğundan (şüphe edilmemek icap ederdi. O halde Sabatayın kendi. ni tanıtması icap etmez miydi? Vakit geçtişinden işi sür'atle ba- şarmak lâzımdı. Sabatay, bir gece karar verdi ve sinagogu koştu. Burası, ibadete gelen- lerle doluydu. Sabatay bunlarin hep sine baktı, Kendisi heyecanmdan tit riyordu. Fakat (tereddüt etmeden ilerledi ve kitabı mukaddesin okundu. ğu yere yükselerek Yahudilerin dün- ya yüzüne dağıldıktan sonra telâffuz etmedikleri (ismi âzam) ı en yüksek avaz ile haykırdı. İlerkes susmuş ve ortalığı mevtai bir süküt kaplamaşlı, Bu neydi? — Şem ha'm foraş! Yani Allahım tam adı. Allahın ba ismini ancak baş kâhin Kudüste ma- bedin içinde söyliyebilirdi. Onu baş kâhinden başka söyliyenler, Allah yo- Tunda şehit düşmek istiyenlerdi. Genç Kaşam yani Sahatay bunları bilmiyen bir deli değildi. Bilâkis kendisj dev- rin en mütteki, en zahit, en âlim ada» mıydı. Belki de Yahudilik âlemi fe na günler geçirdiği için bu genç ne yaplağını bilmiyerek Allahın ismini söylemişti. Kühinler bu ismi söyüye- bilirlerdi. Çünkü vazifeleri bunu ik» bıza ettiriyordu. Sonra şehitler, bayat tan kat alâka etmek üzere oldukla. rmdan onlar dü bu ismi tekrar ede- bilirlerdi. Bunu söyliyecek bir bass kası daha vurdı. O da yezine Mesil- ti! Halbuki bu genç bunların biri de değildi. —Bitmedi — enkei ili kd ae ii