> Fakat efendim, siz bana iki lira bahşiş verdiniz. Sizin Valimizi yukarıya — Muallimin Muvattakiyeti ir genç muallim hasta olan dersinin yerine derse girmişti, yle böyle dersi bitirdikten a talebeye sordu: erke bana sual soracak yokmu? | “alebeden biri cevap verdi: > Efendim, ben soracağım, ÇA muallim ne vakit dersine | | adamlarından Naci Fikret Be- ek? ğa. Dağru adam Böyle olur! Avrupada izdivaçlar ekseriya takim hizmet idareleri tara- İder, teshil edilir. Evlenecek kak la evlenmek isteyen er- ler bu idarehanelere müra- ederler. Bu idareler muay- Yen bi komisyon mükabilinde pütavassıt vazifesini görürler. Bidman isminde bir Al- Ne bu tarzda teshili izdivaç rscsesi vasıtasile evlenmiştir. Akat neticede memnun olma- Çünkü aldığı kadın mü- Mesenin tavsif ettiği hal ve va- Çıkmamıştır. Na tün Üzerine M. Bidman bir bu idarehanenin müdürüne »> Efendim, der, çok teessüf İk Bana aldığın kadının a dişi noksan olduğunu söy- 2 yı Mcasesenin müdürü şikâyetci- m hal şu tarzda bir cevap > Aman efendim, merak et- iniz bu noksan dişleri der- , size veririz!,, en. Secilerek değil, Kase gele ezilir! * polis bir şoföre derki: pe t, Az kaldı bu zavallı ihtiyarı vizör omuz silkerek cevap Ne söyliyorsunuz, o Polis Mi, siz ber vakit ezilen kim- *eçilebilirmi zannediyorsınız? çıkarmalıyım, Güzel söylüyorsunuz, yavrum, sam bana daha ucuza gelecek ! fakat valizi kendim çıka- Ne İnsaniyet! Ahiren İstanbulda “Düşmüş,, | denilen genç kızları sefaletten kurtarmak için bir hayır cemi- yeti teşekkül etmiştir. Şebrin kibar tabakasına mensup muh- terem bir Hf, bu cemiyet namına İane toplamak için bir vazife kabul etmiş, bu maksatla muhtelif müessesatı gezerken iş ye de müracaat etmişti, Bu zat haddizatında büyük bir kazanç sahibidir. Sonra ka- dınları sever, hergün keyfi ve zevki için bir çok paralar sarfz- der. Yahz insani hizmet bahsına gelince, meselenin şekli değişir. Hanımefendi müracaatın mak- sadını izah eder, Fakat Naci Fikret beyde yardım tecmayülü göremez; nihayet: “ Beyfendi, öyle zannediyorum ki bizi bura- dan boş elle çıkmamızı muvafık bulmazsınız. Maksadımız bir ta- kım zavallı düşmüş genç kızları himaye etmek, onları sefil bha- yattan kurtarmaktır. Sadece bu gibiler için çalışıyoruz. İnsani bir hizmet yapmak istiyoruz... ,, der. Bunun üzerine Naci Fikret B. şu cevabı verir: — Muhterem Hanımefendi, bu hizmetinizi ve mesainizi takdir ederim. Yalnız bu maksatla ben- denize müracaat etmenize hacet i yoktur, Çünkü ben şahsenbu gi- bilere her gece bir hayli para veriyorum ki senede mühim bir yekün tutuyor! ,, in. Aşk izdivacı Baloda bir genç dansettiği bir kıza izdivaç teklif etti ve ken- disini son derecede sevdiğini söyledi. Kız dedi ki: — Aman efendim, daha beni bu gün tanıdınız. Heman bana nasıl evlenmek teklif ediyorsu- nuz? — Ne söyliyorsunuz, güzelim, ben sizi bu günden değil, çok- tanberi tanıyorum. Babanız sizin çeğizlik paranızı benim çalıştığım bankaya yatırdı! Keridi arzusile gelmemiş! Kayseri valisi Fuat B, henüz kaymakamdı. Bir gün yanına jan- darmalar bir külhanbeyi getir- diler, Kabahatini söylediler. Fuat B, mazhuna Sualler sordu, ce- vaplar aldı. Nihayet: — Bu defa serbest: brakıyo- rum, Fakat bir defa daha seni burada görmiyeyiml;, Dedi, Külhanbeyi cevap verdi: — Kaymakam B., çok güzel buyurdunuz. Fakat bunu doğru- dan doğruya jandarmalara söy- leseniz. — Bana biraz sadaka verir- misiniz, karnım aç? — Sen pekâlâ çalışabilirsin. i — Evet, fakat çalıştığım va- kit daha fazla acıkıyorum ! Erkek — Ben bu Sabah tıraş oldum. Günde iki dafa tıraş olmak cildimi tahriş ediyor! Kadın — Olabilir, fakat se nin günde bir dafa tıraş olman da benim cildimi tahriş edi- yor! — Bu sabah bir saat işinize geç kaldınız. — Evden çıkarken venden düştüm. — Ne olursa olsun, merdi- venden düşmek bir saat sü- rer mi? Büyük bir Kusur değil! — Fakat sizin kızınızın ayağı biraz topalliyor, değilmi? — Evet, fakat yalnız bir tek ayağıl Bir Mülâhaza Bu dünyâda insanlar arasında yapılan wetbü senaların yüzde doksanı kadınlara söylenir, yüz- de onuda mezar taşlarına yazılır. merdi- ğe. nceli fıkralar? ! Müsabakamıza Gelen Cevaplar Hoca — Oğlum yerle aym mesafe. si 384000 kilometre olduğuna nazaran buradan saatte 80 kilometre süratle| kalkan bir otomobil, bu mesafeyi ne| kadar zamanda katedebilir- Çocuk — Efendim bunu söyliye mem çinkü yolların haline bağlıdır. Lokantada Müşter; — Garson bu bifteği ye - mek kabil değil o kadar sert ki iki sa- attir kesemiyorum. Garson — Öyleyse biraz durun da bıçağımızı değiştireyim. Me zaman bitecek ? Baba — Oğlum, altı aydır her hafs| ta mektepte İzinsiz kalıyorsun ben ar- tak bektam bu Tezaletin daha çok sü- recek mi? — Hayır baba, 15 güne kadar hü. yük tatiller başlıyor. Halâk Cemaleddin Bir boks maçı Büyük bir boksör, mağlüp olursa! 1000 lira vereceğini vadeder, Runu işiten Balatlı bir yahudi bü- yük boksörü yeneceğini ileri (o sürer, maç günü tayin olunur. İ Hakem de bir yahudidir. İ Maç günü gelir. Büyük beksörle| yahud; karşılaşırlar, tabii büyük boks) #ör yumruğuna hâkim © olduğundan) bir yumrukta yahudiyi yere serer. Hakemin “yahudi olduğunu biliyo - ruz. Saymıya başlar: — 1, aradan beş dakika geçer, 2. gene aradan beş dakka geçer, 3, ha- keza, 4;5,6,7,8, 9... Tabii yahudi boksör kalkar. Gene vuruşmıya > başlarlar. aralık nasılsa yahudi boksör o büyük boksöre bir yumruk savurur. Büyük boksör biraz sarsılır. Bunu gören ha» kem sayar: —1,2,9,4, 5 (acele acele) Bakar ki büyük boksör doğrulu - yor. Vakit yok. Derekap: — 5, 5 daha on ederder. Ve düdüğü çalar. İstanbul erkek lisesinden Aptullah İhsan Olmıyacak şeyler Şairle sevgilisi arasında: Şair — Söyle sevgilim, ne istersin? Sana istersen semayı aşağıya indire- yim, ondan sana bir elbise yapayım. Yıldızları o altın saçlarına bir taç edeyim... Güneşi alıp onunla yolunu nurlandırayım.. Sevgilisi — Hiç bir şey istemiyo « rum. Yalnız bir araba tut da eve gi. Economie | politiğue'in tarifi Birgün güzide bir O meclisde economie poli- tiğue Üzerine görüşülüyordu. Herkes butabiri başka suretle tarif ediyordu. Nihayet | sira mecliste hazır © lanKocaeli meb usu Reşit Saffet beye geldi. Ona sordular : —Reşit bey, sen ne dersin? Dediler. Reşit Saffet bey ce- vap verdi: — Efendim, ben economie politigue'in ne olduğunu pek iyi bilmiyorum.Fa- kat herhalde da- lavereli bir şey olacak ki sonuna (oplitigue) keli- mesini koymuş- lar! Yollara bakar Bu Fıkra Müsabakamız Birinciye 15, ikinciye 10, üçüncüye 5 lira Diğer “bir çok karie mubtelif kıymette hediyeler (YAKIT) bir eğlenceli fık- ralar müsabakası açmıştır. Karilerimiz (tarafından gönderilecek fıkraların neşri müddeti bittikten sonra hangi fıkraları beğendikleri gene karilerimizden soru“ lacaktır. En çok. hangi fık- ralar rey kazanmışsa bun- lardan derecelerine göre yirmisine yukarda işaret ettiğimiz hediyeler vörile- cektir . Bunlardan başka hangi fıkranın birinci çıka- cağını evvelden tahmin edip bize bildiren ve bu keşfinde isabet ettiği anlaşılan kari- lere de ayrıca hediyeler verilecektir. Müsabakaya iştirak ede- cek olanlar gönderecekleri fıkranın zarfı Üzerine(YAKIT eğlenceli fıkra müsabakası) ibaresini yazmalıdır. deyim. , Şair — Of, siz kadmlar. Hep ol- mıyacak şeyler istersiniz... Nasıl. geçiniyorlar ? — Yahu, karımızla ne güzel geçis niyorsunuz.. Hiç aranızda fikir iht Vâfı olmuyor mu? — Olmaz olur mu? Yalnız ben baş- ka fikirde olduğumu karıma sezdir « miyorum. . Şaç mı, sakal mı? Yeni zenginlerden biri bir mütena lokantaya girer. Adabr' © müdşerete hiç vakıf olmadığı için, havlusunu gü. zelce boğazına bağlıyarak gürsonu çâ- gırır. Gayet gözü açık (olan garson şu suali sorar: — Beyefendi ne arzu buyururlar? Saç mı kesilecek, yoksa sakal mı? Şimdiki nişanlılar — Baba, ben evlenirken banane vereceksin? — Kızım, daha onün (vakti var. Dur bakalım, daha nişanlı bile değil sin, . — Aman baba, sen hiç gazete oku. muyor musun? V.N.R, — Bu esvap bana çok açık görünüyor. — Fakat her halde senin başın kadar değil!