“Ömerin öldüğü gün.. bayramdır! ,, --Imam Rızanın hakkı için yalan söylemiyorum ! ,, Bugün Vak'a iranda geçiyor * Enver Paşa Türkistanda şehit olmuştu. Onunla çalışan ürkistanlılar bududu geçerek tana gelmişlerdi. Paşanın eşya- Mimi, evrakımda İstonbuldaki ailesine göndermek üzere bera- ber getirmişlerdi. Bu kafile develeri, atları, ara- alarile bir muhacir alayını an- diyordu. Bir kaç gün şehirde aldılar ve Tebrize müteveccihen Yola revan oldular. bunlardan bir genç hastalandı ve orada aldı, bazı Bunun adı Omerdi. Solğun mizli, zaif, uzun boylu bir ço- Suktu, *Yi oluncıya kadar yattı. Canla- Dihca sokağa çıktı, oyapyalnız “yabanları, çarşı, pazarı dolaştı, “Üşünüyordu, şimdi ne yapacak- > silâhını, fazla eşyasını hep satmıştı, parası yoktu... Birden hatırma geldi ki Beledi- Y€ reisi Türk mubibbidir. ttvansaraycı da, daba başkaları da öyle 5 Belediye Msn u garibe mümanaat e'r — Gir, Diye yol Verdi, emişlerdi. reisinin kapıcısı na- yalnızdır... Ömer derdini anlattı ve ne iş Yursa o'sun ücretle bile Sabul ve ifaya amade olduğunu “öyledi ; >— Rusça, Farisice okur yaza“ İm. Gece gündüz çalışırım, tu *wden mutlak memnun kalırsı ti, 2. yarı a İediye reisi evvelâ bu boy- iğ vel yerliden bir tarafa men iP olduğu için rahat edemedik.) Ye dü şündü. h > Peki, seni amele başı yap- © başılığı, münhal, imi getird > dürüst çalışırsan, bizi mem- in hakkında hayırlı x haydi bakayım... teşekkür etti. vereyim, götür e ol dersen Mer sevinçle ki Bir kâğıt İşe e” kaydetsin, hem de bugün a, adın ne? Ömer! *lediye reisi birden Bin, durdu, <i tepeden tırnağa süzdü, arak; tt > va madı, dedi, sana iş ve- “e Kadam dünya görmüş, se- “ g2 İstanbulda yaşamış, ba- du.” atlara hırafelere, köhne Ny kulak asmıyan bir “ #verdi, Fakat kir (Ömer) i iç vede istihdam edemezdi, v Yapamazdı... NT sarsılarak sordu: m *den efendim? İli emer sinde ondan, iy bunu vok ne var? a e ehemmiyeti yok, fa- &, aç Sonra bana ne der- y İyi Yaparlar. Hem senin için De *ğil, tahat edemezsin... öç be değil vesselâm! Ni 9Ynu büsbütün bükülen, dap Bümen solan bu gence Ön, in baktı, Acıyordu. çi süt dökmüş kedi gibi, adan çıkıyordu. Bir kervansaray odasında | Ona ! bükük gence acıdı, sonra da | İ verği gibi tahsil | yordu. Ray zi açtı ve kalemi masaya | o İ bir Hintliyi bahşış meselesinden İ artık bütün çarelerin, tavassutla- Enver Paşa — Gel bakayım... İsmini de- ğiştirsek nasıl olur.. Şehirde seni Ömer diye tanıyan var mı? — Henüz hiç kimseyi mıyorum, kervan saraycı garip diye çağırıyor... O halde bugünden itiba- ren (Ali) ol. Fakat dikkat et, benim başıma da iş açma... Mer- hametten maraz çıkmasın! Kapıcı bir garibin ne ğini anlamak için anahtar deli- | ğinden hem gözetliyor, hem dinliyordu. o Öyle ya, geldi, reis tanı- istedi- de bir şeyler verdi ise, çıkarken o da hissesini istemeli idi. Fakat iş Kapıcı Belediye rei- sinin bu cesaretine şaşırdı, hay- | islemeğe başka İş... İ ran kaldı ve kendi kendine: — Ama neme lâzım, kendi bileceği iş... Dedi, Ömer, Hayır, Ali, reisin verdiği pusulayı kâtibe götürdü, kayıt yapıldı. Hemen o. gün işe başla» dı. Günler geçti, herkes kendi. sinden memnundu, amele de, be- lediye memurları, da reis de | herkes. c Alide memnundu. Karnı tok, üstü pek, rahatı, keyfi yerinde idi. Çok çalışıyor, yoruluyor ama, gençti, sıhatıda düzelmişti, aldır- mıyordu. .. Belediye (o reisi, kapıcısından memnun değildi. Bu herif etra- fını haraca kesmişti. Her odacı ve krpıcının bu memlekette bir ettiği babşışa bu adam bir türlü doymuyordu. ber verileni az buluyor, verilmi- yeni zorla istiyor ve alıyor, dai- ma gürültü çıkarıyordu. Ne ka- dar tenbih edilse söz kâr etmi- Bir gün reisin yanından çıkan dövmeğe kalkmıştı. Hintli kon- solosbaneye şikâyet etmiş, kon- solos işi büyütmiş ve çaresiz ka- pıcı kapı dışarı edilmiştir. Ka- pıcı şehrin Âyanını, eşrafını do- lâştı, tavsiyenameler topladı. Ri- calar, istirhamlar, niyazlar... Na- file... — Reis bana düşman, diyor- du, Amma gösteririm ben onu! ve rın faidesiz kaldığını valiye gitti. görünce, ( Belediye reisi din ve mez- | hep düşmanı olan kesanı himaye | ediyordu, benim gibi sülalei ta- hirei ridviye (1) mensup mütte- kilere buğzu kin ve adavet besle- yor. Bizi aç bırakıyor, meselâ amele başı olan ( Ali) nin asıl sadaka |— Bu aileye mersup olanlara İranda Seyit derler. 9 — VAKIT 27 Teşrinsani 193 Tsm» Enver Pş.T ürkistanda şehit olmuştu!, JULMACA Bu bulmaca ikramiyelidir Yukarki şeklin muhtelif işaretler görüyorsunuz. Bunlar meçhul harflerdir. Birbi- rine benziyenler aynı harfi gös- terirler. Buna göre soldan sağa her satır bir manalı kelime ola- | caktır. Halledip gönderenlere mubte- lif gözel hediyeler verilecek ve bir kişiye de “ Bir milyon liralık ,, Tayyare piyangosunun bir bileti bile | hediye edilecektir. Dün neşrettiğimiz bu bulma- cayı bugün tekrar veriyoruz, Şekli kesip halledilmiş şeklile beraber idarehanemize gönderi- niz müddeti on beş gündür. Dikkat : Bu bulmacamız da | X —(B)| tir, Bu bulmaca dn a A| alalmla Yeni bulmacamız Bulmacayı doğru halledebil- mek için şu izabatı dikkatle o- | kumalısınız: Sağdan sola doğru her sıra manalı, lâhikasız beşer harfli bi- rer manalı kelimedir. Doldurulacak gözlerde gör- düğünüz işaretlerden birbirine benzeyenleri yerine aynı cins harfler konması lâzımdır. Doğru balledenler © arasında çekilecek kur'ada birinci gelene bir milyon liralık bir yılbaşı tay» yare bileti hediye edilecek. Hal- müddeti ondört gündür, Ikramiyesiz bilmece Yukarki şeklin hanelerindeki işaretler meçhul barflerdir. Bir- birinin aynı olan işaretler ayni harfleri gösterir. Buna göre sol- dan sağa her salır bir kelime ismi (Ömer) dir. Mütaassıp bir | sunnidir. Belediye reisi meçhul maksatlarla bir sahtekârlık ede- | rek bizzat bu adamın ismini de- | ğiştirerek. .) Vali mütaassıp bir adamdı.Be- lediye reisi ile de arası pek eyi değildi. Kâğıdı bir daha, bir da- ha okudu. Gözlerine inanamıyor- du, kendi kendine: — Yalan, dedi, herif iftira ediyor,.". Ne de olsa Reis bu derece fena ve bu mertebe ce- | hıma mecbur olmuştur. hanelerinde | Meeielidir. ' Romanya bu sayede büt- çesini düzeltebilecekmiş! Bükreşten Londra gazeteleri - ne verilen malümata göre Raman- ya hükümeti 1932 bütçesini tevzin| edebilmek için yeni bir vergi Vergi sa- nayi müesseselerinde çalışan me- mur ve müstahdemlerden edilecektir. Bu yeni vergi, holunan yüzde 25 nispetinde vergiye ilâve olunacaktır. Yeni vergiye göre senede alt -| İ mıştan 80 ingiliz lirasır ka lar En0e alanların maaşından yüzde tahsil! daha evvel tar-| Bu vergi yüksele yüksele senede sekiz bin sekiz vergi almacaktır. sterlin maaş alanlardan yüzde 45 tenzilât yapmaktadır. Yeni vergiler neticesinde yüksek maaş alanlar, au dan azami yüzde yetmiş a yüzde 45 vereceklerdir. Senede 600 sterlin maas alan bir memur aldığı paranm yüzde altmışını vergi olarak verecektir. Romanya hükümeti bu sayede bütçesini tevzine muvaffak ola- cağına kanidir. Tuneyin bir oğlu oldu! Toneyin zevcesi Sabık ağır siklet Tuney'in bir oğlu olmuştur. şampiyonu Cin Tüney ringde döğüştüğü sıralarad (400.000) İngiliz lirası kadar bir servet yapmış ve 1928 de meşhut Amerikalı çelik âmili o mileyner Corç Lavdarin on milyon: sterlin» lik bir mirasa konmuş olan kızile evlenmişti. Tüney'in karısı yeni dünyaya gelen ilk çocuğundan gazetecile- re iftihar ve memnuniyetle bahset miştir. Gk makinalarile.. — sur bir adam olam. Münebbihli saatleri biribirlerine karıştırmamalı ! Roma, 26 (A.A.) — Milaro| istasyonu müstahdemininden bi - İ risi bir muhacıra ait ufak bir ka:| sadan işitilmekte olan (tik, tak)lar| dan bu kasa derununda br cehen- nem makinesi bulunduğuna zahip olarak istasyon memurlarını imda dma çağırmıştır. Kasa 1ssız bir mahalle götürülmüş ve topçu kur| Hızmetçiye seslendi: — Çağırın şu kapıcıyı !.. Kapıcı iki büklüm içeri girdi, Valiyi etekledi ve karşısında divan durdu. — Seyit olacaksın, utanmı- yormu sun yalan söylemeğe ? — Imam Rızanın bakkı için yalan söylemiyorum.. — Isbat eder misin? — Ederim kurban, çağırın | amele başını, şimdi huzurunuzda kendisine itiraf ettireyim, ... Omer Valinin huzurunda ya- lan söyleyememiş, o şaşkınlıkla | Ali olmadığını itiraf etmiş işi olduğu gibi anlatmıştı. Vali şaşırdı, kızdı, köpürdü, Belediye reisine küfürler etti. ve Herkes şaşırdı. Reise aleyhtar olan aza ateş püskürüyordu — Bilirdik ama bu kadarını akla getirmezdik, hele bakın ha- ine, diyorlardı, içimize kadar | kimleri nasıl sokmuş... Reis ve ailesi, dostları ve korku içinde idiler. telâş Geceleri sokakta, evin önün- de sopalı, silâhlı adamlar bağıra - mandanıma haber verilmiştir. Kasayı almak üzere gelen hibi hemen tevkif edilmiştir. Mu maileyh, kasa derununda yeni sa tin almış olduğu münebbihli bir çalar saat bulunduğunu söylemiş ve filhakika işin böyle olduğu an: laşılmıştır. “m ö — bağıra onu tel'in ediyorlar. Çık dışarı, çıkta mezhep | düşmanlığını sana gösterelim, di ye haykırıyorlardı. Aleyhtarı müçtehitler, âyan esnaf, kuyruk acısı olanlar bu büyük fırsattan isti- fade ederek fırıldaklar çeviriyor- lardı. Reis günlerle evinden çıkma- ve eşref, dı, mekamına gitmedi, ve bir gün çaresiz istifa etti. ... Ömer, garip Ömer bir hem- ilica etmişti, Artık burada ona ekmek ve ra» bat yoktu. Gündüzleri pek meydanda gö- rünmüyordu. Yaya Tebrize git- şehrisinin yanına Bir sabah onu hemşehrisi öte beri almıya çarşıya gönderdi. Fakat her taraf kapalı idi, Omer bir çocuğa sordu: — Dükkânlar neden kapalı bugün? Çocuk gülerek bu yabancıyı süzdü ve cevap verdi: — Bugün bayram,.. musun? — Ne bayra mi? erin öldüğü gün.. Öme- rin öldüğü gün., Bilmiyor Kan Demir