RETALR aa 6 — VAKIT 24 Teşrinsani 1931 LL 006 Sinema 90 yg yy gg ypg gg yy yy Puse.. Greta Garbo'nun çok iena oynadığı bir eserdir! Greta Garbonun filmi oynanı- yor deyince herkes koşar!.. Ben de işte “Bari bu sefer ol- sun herkese uyayım..,, dedim ve koştum, gittim, gördüm bu filmi.. “Puse,, Greta Gatbönun Con- rad Nagel ve Lev Ayresle oy- madığı bir filmdir. , Ve Fransanın en tanınmış re- jisörü olduğu için Amerika ta- rafından angaje edilen Jak Fey- der, Atlantiğin öte tarafıma ge çer geçmez bunu çevirdiği için > bir ehemmiyet kazanmış- r. Bu film Fransada ilk oynan- lığı zaman bütün münekkitler “Ke lâma ağaz,, edip şöyle buyur- muşlardır: “Efendim, bu Amerikalılar Jak Feyderin şöhretini mahvetmek için onu angaje etmişlerdi. Puse bu gaye için kurulmuş ilk tuza- Şa benziyor. ... Pase ,, , sözsüz bir filmdir. Onu görenlerin hepsi birbirlerine sordular; — Niçin geçen sene “ Anna Kristi ,, yi oynadılar da, sözsüz bir film olan “ Puse,,yibu sene gösteriyorlar? Bu suali burada da tekrar «- dersek, bizde haklı bir sual sor- Müş olüruz, Hiç şüphesiz bu filmi oynat- mak bir hatadır. Hatta şimdiye kadar, bize bütün tenkitlerimize Sen halkın zevkini bilmiyorsun, kendi zevkini tenkitlerine esas tutuyorsun ,, diyen sinemacıların kendi tabirlerile “ tüccari bir hatadır ,, da. Sinema aleminde bir senelik fark, on senelik fark gibidir. bu arkı “puse,,de pek açık olarak gö rüyoruz. Mamafih Jak Feyder bu filminde muvaffak olmuştur. Anlayanlar onun (o kabiliyeti, azim ve iradesi yanında Grete Garbo'nun kaybolduğunu (o ko- laylıkla görebilirler. Fakat ne ya- nk ki Jak Feyder kendisine ve- rilen bu kadar kıymetli artistler- le bize ancak sabur ve taham- mülle görebildiğimiz bir film yâp- mıştır. Bu kadar basit bir mev- zuu eger bir bâşkası olsaydı, değil seyretmeğe, dinlemeğe ta- hammül edemezdik. Cinayetten mma — Greta Garbo s»-ı filmi olan “Suzan Lcnahs,, dan sonra sonra tahikkat esnasındaki sahne- de de Garboyu değil, adeta bir“doublure, ini görüyoruz hissi vardı, Greta Garbo'nun “ ilham, m —ume —n— Meçhul şarkıcıda Muratore ve Ulmon “erdas isimli filmine intizaren kedisinden| çarpışıyordu. Kabat, bış taksidey şimdilik daha fazla bahsetme- meği, kendi lehine olarak, ter- cih ediyoruz. Fa. — — — Meçhul şarkıcı görülecek bir filmdir.. Turjanski, seslerin kuvvetinden istifade etmesini bilen bir reji- sördür. Uzun mükâlemelerin, fazla hailevi haraketlerin yapa- mıyacağı tesiri, tek bir sesin, bem de, ilk bakışta mevzu ile alâkası yokmuş gibi görünen bir sesin, yerinde ve zamanında işi- dilmesi bin kat fazlasını yapar. Bunu bilmek, görmek, münase- betini getirip yapmak da iyi bir rejisör kabiliyetine, bir san'atkâr ruhuna delâlet eder. Turjanski “Meşhur Şarkıcı, filminde bunu yapmıştır. Baş rolü (Muratore) oynıyor. Türki- yede pek az tanınan bu artist yalnız güzel sesli bir adam değil, aynı zamanda çok kuvvetli bir aktördür de.. Mamafi bu filmde onun hakim tarafı aktör tarafı değildir.Meçhul Şarkıcıda Mura- “or yalnız güzel sesli adamdır. Filmde, nazarı dikkati pek az celbeden ve hiç iddiası olmıyan bir parça var; Rus köyünde, izbenin içinde söylenen küçük bir şarkı, bir romans. Turjanskinin en çok muvaffak e Tamam... piliçler de şotörlüğ€ başlarlarsa işte böyle olur! Nelli — Roz artık kararında! duramıyacaktı. Kendisinden ziya de annesini düşünüyordu. Vaınc- ye, eskisi gibi hayır diyemiyordu. Esasen annesinin Valne ile evlen- mesine taraftar olduğunu, kendi- sinin de uzun müddet buna hayır! diyemiyeceğini biliyordu. Madam Destol, ma'i sıkıntısı- nın ehemmiyetli olmadığını âlem! den ziyade kendisine ispat için e- vinde bir ziyafet vermiye karar vermişti. İşte bu tarih, Nelli — Roza son gün olarak görünüyor- du. Valne de: — Bu ziyafet, demişti, gizli ni- şanlanmamız şerefine ulacak. Nelli — Roz başmı çevirmişti. Hayır diyememişti. Yakında “E- vet,, diyeceğini, buna mecbur ©- lacağımı da biliyordu. Valne de bu| sükütu tasdik olarak telâkki etti- ği için, ziyafet hazırlıklarına ateş- Ni ateşli başlamıştı. Cazband teda-| rikini öteki masrafları hep üstüne! almıştı. Ziyafetin tarihi de 8 Ma- yıs olarak tesbit edilmişti. Bu suretle Nelli — Roz, o gün Valne hakkında bir karar »e:mek zaruretindeydi. Garip bir tesıdüf le de, o gün birisini ancak ismile tanıdığı iki adam da onun için oi gün Parise gelmiş ve birbirlerile mücadeleye hazırlanmış bulunu- yorlardı. Nelli — Roz, ziyafet günü de âdetlerini terketmemis, ve lâbora tuvara gelerek çalışrarş, otomobi- Jini de kapıda bırakmıştı. Bu oto- mobilede son defa biniyordu. Çünkü parasız kalmış, otomobili- ni, bir gün evvel Valmeve #atmış- ti. Nelli — Roz lâboratu orum. ye karken arkadaşlarınnı ell:-ıni sik ti — Sakın, dedi, geç kalmayınız. — Merak etme Nelli — Roz ge- iriz. Sokağa çıkınca Nslli — Roz o- tomobiline yürüdü. Biraz ilerde çiçek satan bir kadının arabası duruyordu. Nelli — Roz düşündü. Nihayet Valne bir mükâfat naket- mişti, gitti, çiçekçiden çiçek ala- rak otomobiline bindi, ve maki- neyi işletti. Henüz yimi metre gitmemişti ki boş bir otomobille di. Fakat terbiyesiz şoför, hemen söylenmiye başlamıştı: —'Tamam, işte piliçler de şoför lüğe başlarsa böyle olur. nüne gelen kullanmasını bilmeden oto- mobile binerse, bizim gili fakir fukaranın ekmeğine möni olur. Siz gidip dans salonla.ında fing! d atnız. . Şoför sözünü bitiremedi. Kuv- vetli bir el omuzuna “onmuştu. Bu Jerar'dı. Şoförü zorla iğilmiye mecbur ederek: — Sus, dedi, hadi, çamurluğu| düzelt. Nelli — Roz'un otomobilinin çamurluğuyla taksininki içiçe gir- mişlerdi. Şoför, kuvvetli elin sa- hibine baktı: — Düzelt demek kolay a dedi, alet lâzım. Hem sen n* rışıyorsun! Jerar şoförün kolunu tuttu, sık a, ka» ti: İ — Sana, dedi, çalış diyorum. O kadar. Şoför bağırmamak için dişleri- ni sıktı ve, eğer ilaat et:mezse da- i ği anladığ.ıfın ça- olduğu yerlerden biri de bir sah- neden diğer bir sahneye geçme- | sidir. Birinci sahne yavaş yavaş bulutlar arasında erir gibi kaybo- lurken ikinci sahnenin, aynı resim ler üzerinden belirmeğe başlaması ve tavazzuh etmesi çok zevkli oluyor. Meçkul Şarkıcının en muvaffak | olmuş paacalarından o biri de budur. İ lışmıya başladı. Jerar da Yy. ediyordu. Nelli — Roz'un ot bilini arkadan tuttu ve fev a kuvveti sayesinde çekince © luktan kurtardı. Sonra, ks! tı, ve bir kelime söylemeden" ie li — Roz'a otomobiline bi ir va erir Genç kız ot" iline binerken: di — Teşekkür ederim elendi”, Dedi. Nelli — Roz sözleri rar'a karşı duyduğu hayran” de eden bir alenk vermişti. Şofur, ge. e israra başlam — Camurluğun tamir par kim verecek, öyle kolay kola” rakmam. gö Jerar elile şoförü geri it “© zm hareket edebilmesi için yi isi tr. Nelli — Rozda ot 2! sürdü, gitti. Sonra, Jerar, m ela me esnasında yere düşmü$ çiçekleri ald, ve hâlâ söyle li 1 olanse'drü yakasından yar” taksiye attı. Kendisi direk ği geçerek Nelli — Rozu başladı. YABANCI i* Şoförle Jerar'ın ne yapi bilmiyen Nelii-—Roz, takip xi diğinin farkında değildi. Fi musademe ile şoförün göle disini sinirlendirmişti. ii doğru süratle yürüyor, kemik müdafaa ve bu kadar meze af de muamele etmiş olan yabs' düşünüyordu. Sonra güldü: — Bundan sonra, diye dü! yordu, kaza filân olmaz. Mad” ki artık otomobilim yok!.. Wi O aralık Valne için almiş ğu çiçeklerin otomobilde o 0 ğını farketti. Demek düşmü vi Bavalır Yulmet Hiy v6 şerie tu. Böylece garaja geldi. Oro” bili bıraktı ve çıktı. Kapının önünde deminki yaf onu bekliyordu. Sapkasını © o dı. İğildi ve çiçeklerini ona Vy Nelli — Roz hayretle sürate kındı. Yabancı adam, lerde Re yordu. Kızı selâmladı. Nelli— # biraz sıkılmıştı. Onun sel e mukabele etti ve çiçekleri al? evine yürüdü, gitti. Şoför Jerar'a döndü: —E, dedi, şimdi? / — Hepsi bu kadar, haydi Şia Şoföre bir 100 franklık verd Yeni otele doğru yürüdü. gö Nelli — Rv: eve geldiği 7” ziyafet haz*. ıkları bitmek ri di. Madam Desto! sağa sola wi ler veriyor, sonra aksi em önce yaptırdıklarını bozdi ö lu. Üç silâhşorları ile Valne <4 oynuyorlardı. Bir aralık Mad di Destol onlara da çattı: gr — Gidiniz, dedi, banyo nunda oynayınız. Madam Destol saçı başı sie” söylenirken Nelli — Roz gel ef - Benjur annv, dedi, lg sur ki her şey hazır. Arkad rım san! beşte gelec»kler, ralarını prova ed.cekler. , Ya çokisi, haydi gi yin k zım. — Keki, şimdi hazırlanın” “ Nelli — Roz, odasına git! çiçekleri bir vazoya yerleş. z ten sonra banyo odasına 8 1 rada briç oynryan üç silâbş0” ve Valne ile karşılaşınca: — O ne, dedi, oynıyacak yy bi ka yer bulamadınız mı, bayi kayım. , Üçü de çıktılar. Valne halâ" — Nelli — Roz... , Diye yalvardı. — A, siz daha çalışaadın "gi — Bir kelime ye Beni çe fi tek kelime.. Nihayet lenmiye razı oluyorsunu? mi? — Valne, hadi git, tırım, yoksa f