12 Temmuz 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

12 Temmuz 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

saza” ——2 - VAKIT 12 Temmuz 1931 — Matbuat kanunu dolayısile Hakimiyeti milliyâ milliyâde Intişar eden bir fıkra Ankara, 11 (Telefon) — Bolu meb'usu Falih Rıfkı Bey (Hakimiyeti Milliye) gâzelesinde neşrettiği hir fık.| rada matbüat hürriyeti hakkında mu- halif gazetelerin iddialarına cevap ve- rerek diyor ki: Madem ki İsmet Paşanın mecliste| matbüat hürriyetini müdafaa etmiş ol. Zunü kabül ediyorsunuz. Bu zatın re. isi oldüğu hükümetin getireceği kanu- nun sanstirden beter olacağını o nasıl tahmin edersiniz? Çete soygunlarından © öğrendikleri birkaç basma ve pusu Ohünerleri ile cepheler kumandanlığı etmiş olanları bu kadar kolay çevireceklerini zannet- mekte olanların akıllarından şüphe et- melidir.,, Ve fıkrasını şöyle bitiriyor: Jerinizdeki yasak silâhları oalip mey- danda ve maskesiz o söyleteceğiz. Namus, haysiyet, ve (müesseselerin gerefini en aşağı serserilerin hürriye- ti kadar koruyacağız. Matbuat hürriyetini kaldırmak de. ğil tehlikeden kurtarmak için matbu.) at kanununu düzelteceğiz. Hiç merak etmeyin, söyliyeceksiniz. Fakat hiyanet edemiyeceksiniz.., all e lr mii İT metimiz de Irak hükümetinin petrol hisselerinden onda birini, yani bizim paramız ile dört yüz bin küsur Sürk lirası alacak demektir. Mütemmim malümata göre Irak hü! kümeti geçen nisan ayı zarfında alın-| mış olan dört yüz bin İngiliz nm 40 bin İngiliz lirasını hükümetimi. ze teslim etmeğe hazır olduğunu bildir miştir. “Yakında bu para hazineye ve- rilecektir. Maamafih bazı zevat Musul petrol- lafından Türkiyeye ait olan hissenin hakiki nispeti heniz resmen tesbit edil. mediğini, bunun için o itilâfnamenin yeni baştan tetkiki lâzım geldiğini de söylemektedirler. tür. Kiral hazrötleri sarayda bir müd- detiistirahatten sonra saat Ida ma iyetinde müteaddit zevat olduğu hal de "otemebillerile saraydan ayrılmış Jar, ve Boğaziçine doğru bir gezin ti yaptıktan sonra saat l9da tek-| rar saraya dönmüşlerdir. Muhterem misafirimiz bundan son ra saat 20,30 da İngiliz (sefiri Sör Corç Klark tenapları tarafından şe reflerine verilen akşam ziyafetini teş rif etmişlerdir. 34 kişilik olan ziyafete Irak baş vekili Nuri Sait, Başmabeyinci Saf- vet paşalar, Irak maliye nazırı Rüs- tem Bey, Haydar, başyaver Bey, “Kadri, Bey, “Hariciye vekâleti ; teşrifat u mum müdür muavini (o Kadri Rıza, Riyaseti cömhur yaverlerinden Naşit vali Muhittin Beyler, Kolordu ku- mandant Şükrü (Naili, merkez ku- mandanı Emin Paşalar ve diğer ba-! xi zevat davet edilmişlerdi. Ziyafetten sonra 400 kişilik süvare verilmiştir. Diri “Yal mız sizi pusularınızdan çıkarıp ve el- lirasi) Tahsin | Trak sefiri Naci Şevket i İLYAK EET Ankarada Lise ve muallim bel Ankara, 11 (Vakıt) — Lise ve Muallim mektepleri müdürleri bu sabah toplanmışlardır, Maarif vekili Esat B. bir nutuk irat ederek içtimada hazır bulunan zavatı selâmlamış ve davetinin esbâbını izah ederek demiştir ki: Bilirsiniz ki fert ve cemiyet ha- yatının mukayesesinden alınacak neticeler fert ve cemiyet arasın- daki mütekabil vazifeler ancak milliyet mefkürelerini meydana çıkarır. Terbiyede en mühim nokta fert ihtiyaçlarile meşgul olurrken ferdin cemiyete karşı olan vazifelerinin ihmal edilme- mesi, cemiyet menfaatlerinin fert menfaatlerinden üstün tutulması | lüzum ve zaruretinin bilinmesi- dir. Ferdin cemiyete karşı vazi- fesi kendinden ziyade mensup bulunduğu (heyeti Uiçtimaiyeyi düşünmek ve onun muhafaza mevcudiyetine ve istiklâl, huzuru ve rafahın, temine çalışmaktır. Ferdi terbiyeye istikamet veren ve gayesi milli ve tarihi seciye- mizle mütenasip bir kültür olan milli terbiyenin esası budur. Milliyet mefküresi her medeni memlekette olduğu gibi bizde de yurt bilgisi, oTürk dik, Türk edebiyatı, türk tarihi, çoğrafyası, içtimaiyalı, san'atları gibi kültür ilimleri ve vasıtalari- le çocuklarımızı telkin ve onla- rın temiz kalplerinde ve gen dimağlarında Eseri edilebilir. Bn sebeple milli terbiyeyi tesis için en mühim telkin vasıtası olan kültür ilimlerinin (mektep- lerimizde çok kuvvetli olarak tedrisi esastır. Bu ilimler içinde Türkiye kendini ve dünya mede niyetine yapmış oldnğu hizmet- leri öğreten ve Türkün hal gibi mazide ve daima yüksek Kalmış temiz alnını istikbalde dahi bü- yük bir gurur ve iftibarile yük- sek tutmağa bizleri sevk ve ic- bar eden Türk tarihi bütün kül- tür ilimlerimizin memba, ve mih- veridir. Zekâyı inkişaf — ettiren tabiat, riyaziyat ve fiziki ders- ler gibi tabiat ilimlerine gelince; bunların umumi tahsilde azami hudududunun atiyen yüksek tah- sil için görülen dereceden fazla olmasında bir fayda yoktur. Ta- biat ilimlerinin umumi tahsilde de faydası zekânın ve ilmi zih- in inkişafı, milli terbiyenin i tepleri kongresi açıldı Maarif vekili Esat B. kongrede hazır bulunanlara mühim bir hitabe irat etti MiliT terbiyeyi telkin için en mühim telkin vasıtası olan kültür ilimlerinin mekteplerimizde çok kuvvetli olarak tedrisi esastır fikrini terbiye ile takviyesi için de lâzımdır. Bu sebeptir ki ta- biat ilimleri umumi tahsil devre- sinde ihtisas noktasından değil umumi malümat elde edilecek ve zekânın ve ilmi zihniyetin in- kişafına yardımı dokunacak de- recede ve şekilde tedris olun- malıdır. Terbiyenin kudreti usule proğ- rama ve kitabe olduğu kadar muallimin ve mürebbinin san'a- tindeki maharetle ve meleke ve tecrübesine, san'ata muhabbet ve merbutiyetine bağlıdır. Bu halde mürebbiye düşen vazife çocuklarımızın ve geçlerimizin kendilerine ve kendilerinden zi- yade millet, memleket ve cüm- buriyetimizin yüksek menfaatle- rine hizmet edebilecek veçhile vatani, milli, fikri, ilmi, içtimai ve iktisadi sahalarda müspet olarak yetiştirilmesi ve ayni za- manda melhuz veya her türlü menfi tesirlerden korunmasıdır. Bu bapta mürebbiye düşen vazifeyi başmuallimimiz, büyük | rehberimiz Gazi Mustafa Kemal hazretleri bir nutuklarında şöyle izah ve işaret buyurmuşlardır: ilk ilham ana baba kucağında sonra Omektepteki mürebbinin lisanından vicdanından, terbiye- sinden ilh.. Bu ilhamalın maz- harı inkişaf olması millet ve memlekete büyük ve derin alâ- ka yaratan fikir ve duygularla heran takviye olunmak lâzımdır. Bü fikir ve duygularların:mem- bal bizzatihi memleket ve mik lettir. Milliyet o mekteplerimiz- de başlıca bir telkin vasıtası kabul ettiğimiz kültür dersleri ilk mekteplerimizin ilk sınıfla” rndan başlıyarak tedricen lise- lerimizin son sınıflarında yüksek derecelere çıkarılmak ve ciddi ibtiyacı kudret ve kabiliyet nok- tasından ayni nisbette bir ehem- miyeti haiz olduğuna şüphe bu- lunmıyan mesleki, iktisadi bilgi- leri de ayni şartlar dahilinde yahyana yürütmek iktiza eder Busayedemilliyet mefküresi ilim- le elele (e gitmiş olur. Milli- yet mefküresinin ve behemehal bir ihtisasa müncer olması lâ- zmgelen ilmi maddi (o bayalta müsbet neticelere bağlıyacak o- lan ablâk ve fazilet prehsipleri- ni intizam ve inzibat fikirlerini ve bak ve hürriyet bhudutla tayinde ve bunların masuniy: LGRAFVSTE LEron “HABERLERİ: | Yunanistania ticaretimiz Bi Muvakkat muahede üç ay daha temdit edildi Atina, 11 (Hususi) — Bugün Türkiye sefiri Enis B. ile Yunan hariciye nazırı M. Mihalakopolos arasında muvakkat Türk- Yunan ticaret ve günmrük muahedesi- nin üç ay daha temdidi hakkın- da bir protokol imzalanmıştır. Bu muvakkat muabede, Ankara da imzalanmış olup ismet Pş. nın son baharda Atinayı ziyaretinde musaddak nusbaları teati edile- cek olan Türk - Yunan ticaret muahedesinin mevkii mer'iyete Yüz'ına kadar mer'i o'acaktır, ——— ———— Dok Davustanın vefatı münasebetle Ankara, 11 (Vakıt) — Dok Davus- ta hazretlerinin vefatı (o münâsebetile Relsicümhurumuz tarafından (İtalya Kıralı Hazretlerine samimi bir taziyet telgrafı keşide edilmiş ve Kıral Haz- retleri tarafından bu telgrafa mukabe- Je olunmuştur. a temin eden kanun hakimiyetini burada ayrıca kaydedelim, Mekteplerimizde terbiye (o ve tedris şartlarından ve usullerin- den bahsederken mürebbi yetiş- tiren ber nevi “muallim mektep- lerimizin ve mektepteki talim heyetimizin yüksek (kıymet ve ehemmiyetlerini (o hatırlamamak mümküe değildir. Muallim mek- teplerimizde diğer mekteplerden farklı olarak mürebbi namzetle- rine terbiye ve tedris işlerinde liyakat ve kabiliyetlerini yüksel- tecek evsafın telkin ve tarsin edilmesi de ayrıca ehemmiyetli bir mesele ve bir vazifedir. Bun- dan başka ber mektepte talim heyetlerinin. . bilhassa saralarında meslek hayatına yeni girmiş bu- lunan azalarını yabut meleke ve tecrübeleri henüz noksan olan- larını meleke ve tecrübe itiba- rile ilerletmek ve umumi surette her mutebassısın bilgisinden ve meleke tecrübesinden diğerine de istifade (fırsatı Overmek için muayyen zamanlarda ve sistema- tik bir plân dahilinde senelik konferanslar tertip ve idaresile ameli bir mektep haline getiril- mesi çok faydalı olur. Son söz olarak muhterem ar- Kadaşlarıma memleket evlâdını yetişirken millet ve memleketi- mizin ve cümburiyetimizin tealisi hususundaki feyizli mesailerinde büyük muvaffakiyetler dilerim. Kongre, o tazimatının Büyük Gaziye, ismet ve Kâzım paşalar Hazeratına vekil bey vasitasile arzına karar vermiş ve ruzname- ye geçilm VAKITın Tefrikası : 29 Kızılcık Dalları YAZAN REŞAT NURİ Güya Sersker kapısındaki bir bildiğe mektup yazdırdım. Hanı sanki nerede olduğunu tahkik etsin de bize bildirsin gibilerde.. Onbeş gün sonrada o Serasker kapısındaki bildik ağzından bir mektup yazdırdım, Kâmil B. Edirnede .attan düşüp ölmüştür diye.. Altınada rahmetli kayın babamdan kalma nalgibi muh- tarlık mührünü basıverdim mi, sen olda inanma.. Büyük hanım heyecanla min- derden inerek sütninenin kar- şısıma çömelmiş, bu kurnazlığa hayran oluyor. “Allahtan bulma yezit kan... Senden korkmıyan Allahtan korkmaz, sahiden bunu yaptın mı?,, diye soruyordu. Sütnine memnun bir gururla cevap verdi: — Elbet yaptım ya... | dın? | —bPeki kıza bir hal filân olur diye demi korkmadım? — Tazecik çocuğa ne olur be Hİ. ciğim.. Üç beş gün finfi finfi ağlayıp sayıkladı... Unuttu gitti... Şimdi iki çocuk anasıdır... Ne san- iyilik etmek farz oldu... Bu ço- cuklar sözüm ona hayvan gibi- dir... Malüm ya akıl başkadır fikir başkadır... Başımı alıp kaçar da bir belâya uğrarsa vebal altında kalırsın... Bak “demedi,, deme... Bu öyle bir mantıktı ki akar suları durdururdu. Maamafih bü- yük hanım buna bir türlü razi olamıyor: — Doğru söylüyorsun süt ni- Diyeceğim bu kıza da böyle bir | Akıl vardır fikir yoktur... | ne... Doğru söylüyorsun... Gül- süm kardeşinden ümidi keserse bize dört elle sarılır... Onun muhabbetini Bülende verir.. Hem kendi için iyi olur, hem benim gönlüm daha rahat eder. Lâkin gönlüm bir türlü razı olmıyor, o da senin benim gibi insan... Canı cana ölç.. Allah esirgesin bize birisi böyle bir şey yapsa allah razı olsun der miyiz? Di- yordu. Merhamet, insanlık, asâlet baş- ka şeydir. Nadide Hanım tam üç gün Üç gece ağa düşmüş balık gibi çarpınıp çırpındı. Ka- ramusallı süt nine hanımefen- dinin ergeç eline düşeceğinden emin, aceleye lüzum görmüyor, onun nibayet canıma yeterek tes- lim olmasını bekliyordu. Maamafih daha şimdiden Gük sümün kaçmasına mani olmak için bir çok tedbirler alınmıştı. tuyorlar, gece onun yattığı yer ile sokak kapısı arasında kaç kapı varsa kilitliyorlardı. Yüzgöz | olmamak için ona doğrudan doğ- İ ruya birşey söylenmiyordu. Fa- kat o odada bulunduğu zaman gerek büyü hanım, gerek sütni- ne kapılarından kaçan ahretlik- ler üzerine tüyler ürperdici hi- kâyeler © anlatıyorlardı. Bazen Dürdane ile annesi arasında ti- yatro ve piyes gibi evvelden prova edilmiş muhavereler g€- çiyordu: — Anne hani bahçeye bir fo toğrafçı getirttikti de çocukların resmini çıkarttıktı. O resimlerden biri kaybolmuş acaba nerede? — Kızım önü Şakir Bey ka- rakola gönderdi ya... — A o nasıl şey... Karakolda rismi ne yapacaklar? — Kendileri istemişler... Bazı Gündüzün kızı göz hapsinde tu- | akılsız çocuklar evden kaçıyor- ny) 1 bir grev Bötün esnaf dükkânlarını padı, vesaiti nakliye işlem! Bağdattan (Taymis) e hal veriliyor : Irak vilâyetlerinin birçok birlerinde, hükümetin mağ işletenlerden ve esnaflık edi lerdan her ay. vergi toplami aleyhinde birtakım tahrikât vul bulmaktadır. Bağdatta bu ve aleyhinde hissolunan aleyhtar! bötön dükkânların kapanmasi tezahür etmiştir. Şehrin içinde! bütün mağazalar kapatmı otobüsler, otomobiller ve ar balar işlememiştir. Bu gre! tertip edenler greve üç devam edeceklerini söyledikle rinden, iaşe maddelerinin te meselesi bat bir safhaya gi cektir. Yeni vergi her ay 150 kard vergiden ayda 750 kuruşa k&” dar varmaktadır. Esnafın dere” cesine göre bu vergi onlara tabi olunmuştur. | Hükümet esnafın bu müttebif hareketi karşısında yeni tedbif” ler almak mecburiyetinde mıştır. Yeni vergiye karşı hiss0” lunan umumi aleyhtarlık dola! sile bu aleyhtarlığı azaltmak hissiyatı teskin etmek için bif takım müsaadelerde bulunul#" caktır. Amörikanın istiklâli yıl anali Ankara, 11 (Vakıt) — Amerika kümetinin istiklâli yıl dönümü mü sebetile Reisicümhurumuz Hazretli ile M. Hover arasında tebrik ve o sabelei teşekkür telgraflar teati edi Bon. miştir. i ——— e Menatii miiliye icabati Sanayii milliyenin O inkişafı hu sunda büyük adamlarımızın teşvikaml lefkâr ve mütalentımı (defalarca oy duk ve takdir ettik, Fakat onların güzel nasihatlarını yalnız takdirle larmın sun'i Portlan Aslan çimen! İmiye çalışalım. Bunu da bilmiş ol lum ki milletin refah ve saadetine lışmak her vatandaşın vazifesi ol dır. Hepimiz büna yardım ve dali sanayii milliyemizi himaye (edeli Bilhassa memleketimizde ni fevkinde olmasa bile ayni cins ve kaf mette imal edilen şeyleri tercih «iğ lim. Bizim ve memleketimizin mer fil namına inşaatımızda memaliki © nebiyeden celbedilen emsaline eği daha iyi ve daha mükemmel olan Di ca, Zeytinburnu ve Eskihisar a larının sun'i Potlan Aslan çimentes' nu kullanalım. Pek mütecanisve derece mukavim olmakla beraber iyi bir çimentonun bütün evsafını es! idir. larmış... Onları resimlerinden ta“ nımak - için istemişler... Görür” görmez yakalayıp hapse atacak lar bir daha çıkarmıyacaklarmış... — ilâhi anne... Bizim evde” biç öyle fena çocuk var mı? j — Yok amma kızım... işte polisler öyle istiyorlarmış... ğ Ana kız bu lâkırdıları konu” şurken yangözle Gülsüme bakır” ğ yorlar, onun hiç oralarda olma” dığını görerek dudaklarını isa yorlardı. Bu tedbirlerin hepsi nafile idi, Hem hanimefendi işini ; gücünü bırakıp ta bütün gün” bu dilenciye nöbetçilik etmekle mi uğraşacaktı? ibtiyar kadının zaman zaman sırtının ortasında bir ateş dalgası kabarıyor: “ Süt nine beni bu dertten kurtarda ne yaparsan yap,, diye bağırma” i mak için kendini zor zaptedi” | yordu. i (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: