Vakıt, okuyucularının dert ortağıdır Bize Yazın Şehrin Anadolu tarafını haraca kesen bir kumpanya.. Elmalı su şirketi kendi ihmali halka ödetmek isilyor ve hiç DİN yüzünden sokeklara akan suları birşey tanımıyacağını söylüyor 19-Ağustas-930 salı günü sa- at yedi buçukta darp musluğu- mu saate rapteden ve bir kaç dafa şirket tarafından tamir e- kurşun su borusu patladı ve su müthiş surette akmağa başladı. derhal şirkete telefon | ettim. Adam ği söy- lendi. Ondörde kadar kimse gel: medi. Ondörtten sonra cıvarı- mızda bulunan bir evin suyunu kesmek üzere gelen kontrol me- muru suların mecrasını takiben sakatlığı bulmuş ve saatin dış tarafından boruyu ezmek sure- tile cereyanı kesmiş ise de ya- rım saat sonra tazyik ezilen bo- ruyu açarak cereyan gene baş- lamış ve ertesi" gün onbire ka- dar devam etmiştir. Bundan son- ra gelen şirket memurları mu- “vakkat bir tamir yapmışlardır. Gerek kontrol memuruna, ge- rek tamiri yapanlara yirmi yed' saat lâyenkati akan bu suyu ka- bul etmiyeceğimi söylediğim hal- de kumpanyanın gönderdiği fa- turada 23 metro mikâbı su sar- fettiğim ve binaenaleyh parası- Bı vermekliğim isteniyordu. Bu- na cevap verdim. Şirketin ihma- li yüzünden boşa akmış olan suyun parasını veremi eceğimi bildirdim. i «2 Ben bir senedir $u alıyorum tetkik ettim en fazla sarfettiğim suyun miktarı sekiz metroyu tecavuz etmemiştir. Şirket az miktar birşey isteseydi, kat'i- yen ihtilâfa mahal kalmadan fa- turâyı ödiyecektim. Şirkete bunu yazdım ve kanaat hasıl olabil mesi için müfettiş gönderilmesini rica ettim. Bu sıra muhik olan iddia ve talebime karşı hak ve hakikati kabul edeceklerini beklerken .gönderdikleri iki memur bu su- yun parasını vermeniz lâzımdır. Madamki bizim borumuz patla- ,mış siz bu boruyu koparıp alsa- dımız tamiri size ait idi., Gibi «Şayet manlıksız bir cevap verdi- ; ler, Iki gün sonra da güya or- tada bir mesele yokken ben taksiti vermiyormışım gibi İ4inci maddeye müsteniden suyumu keseceklerini bildirdiler, Bunun «Üzerine kendisile temas ettiğim bir memura benim bu madde ile alâka ve münasebetim olmadı- ğını şirketin teseyyüp ve ihmali yüzünden sarfolunan su bedeli tenzil edilmek suretile taksiti a suyu ke- “Bu haksızlığı ya- ! i sü İedarikile parsanız matbuata ve hatta mah- kemeye müracaat ederim,, de- dim. “Siz şirketle uğraşamazsınız vaktile parayı verin, suyu kes- tirtmeyin; sonra altmış kuruş ta açtırmak için verirsiniz. Gazete- ler herşeyi yazar, fakat bir ne- tice çıkmaz mahkemeye de git- seniz beyhudedir, cevabı gari- bini aldım. Birkaç gün sonra bir memur daha geldi; yine o terane, Mektupta kabul edeceğimi bil- dirdiğim sekiz metroyu on met- roya iblâğ «derek Beylerbeyi postanesi vasıtasile beş lira gön- derdim. Taksit gönderildiği için suyu kesemediler, Aradan on beş gün geçti gene bir memur geldi; taksit verilmediğinden bahsetti. Posta ile gönderdiğimi söyledim. Memur parayı inkâr etti. Postaneden sordum: “Par. alımışlır,, dediler, Iki gün sor rada suyu kestiler. Ayni günd tahsildarlarına (tesadüf ettin suyumu ne bakla kestikleri; sordum. O'da evvelâ para alı madığını söyledi. Posta ilmühs berini gösrerdim. “Evet bir pa Ta var amma kimden olduğu matüm olmadığı için mevkuf tutuluyor,, dedi. Halbuki para postaya 928 abone numarası ad- resile verilmilş idi. Maahaza “im te size resmen söylüyorum; o parayı ben gönderdim. Eğer ka- bul ediyorsanız suyumu derhal açmanız lâzımdır kabul etmedi- ğiniz taktirde paramı iade edi- niz ben de icap eden muameleye tevessil edeyim,, dedim. “Yarın idareye gideceğim söyler ve size baber veririm,, dedi. 18 Gün bp para iade edildi, me su açıldı. İkinci bir mektupla aldıkları beş liranın misli ve suyun kesildiği tarihe kadar olan borcumu bildirmelerini rica ettim. Bunun üzerinden de bir hafta geçti elân bir cevap ver- mediler peşinen bir senelik şube hattı kirası ve üç aylık saat ki- Fası ve ücreti maktuz aldıklı halde 25 gündür ben haeietin sile uğraşıyorum. Müşterilerini hiçe sayan, me- murlarına, tahsildarlarına mat buatın, Mahkemelerin aleyhinde lâkırdı söylemek cüretini veren bu kumpanyaya esir mi olacağız? ne diye ağzımı ve gözü- e yumarak sokaklara akan şu- pri ilan ödemeğe mecbur Bu haddini haddini bildir. efendim. Beylerbeyi Zinei mektep muallimlerindeği Mehmet Emin bilmez müesseseye menizi rica ederim e Zonguldaktaki elektrik şebekesi etrafında Ziya Haşim sem güzelenizde den yazim Zonzu trik B. belediye reisine cevap veriyor Şârelerinin tetkik ve 1 — İki senedenberi Zolguldak elek! matralmın üviyaca kâfi gelmedi sene daha beki cak? hiç düştnülmü, Ne mühim ve içinden çıkılmaz bir al Idakiğini görü, i ü üzerinde intişar © |fak — p te bir tedbir almağa muvaf relsi tarafından lamıyan belediye, nihayet tevsi tesbiti ile meclise yasete h y fakat bu tetkik ve aa recek? Eğer evvelki Bibi iki sene üç ersek şehrin hali ne ola Yor, » Cenazeler —.—.—. Yalnız cenaze otomobilleri ile Yeni hıfzıssıhha kanunu mu- cibince cenaze otomobillerinden başka vesait ile cenaze taşımak kat'i surette menedildiği cihetle belediye || sıhhiye o müdürlüğü kanunun tatbiki için faaliyete geçmiş, ve bu hususta belediye şubelerine (tebligat yapmıştır. Belediye yakında cenaze nakline | mahsus otomobillerin miktarını çoğaltacak ve şubeler emrine birer otomobil verecektir. Bu otomobillerin ücretli ve ücretsiz olarak iki kısma tefriki hakkım da da düşünüldükten sonra bir karar verilecektir. yy miş ki iki senedenberi halledilmediği İhalde şimdi, tetkikat ile vakıt geçirili yor, Inşallah bu işin başımda bulunan /ların gayret ve ihtimam sayesinde mev cut santral da şehrin tarihine malolur ve betbaht Zolguldak, gecelerini bây- kuşların yaygaralarını dinlemeğe has- reder, 2 — Temsil ettiği memleket efkâr: umumiyesini bir tarafta bırakıp mecli sin verdiği salâhiyete istinaden şehir işlerinde diktatörlük sistemi kurmak is tiyen şahsiyetlere sadece acımak lâzım dır. Bu salâhiyet ne demek olduğunu #fehhümden uzak olanların yapa *ğı j ancak bu kadar olur, Eelktrik tevzi tında tasarrufa riayetin esas olduğu u iddia eden belediye reisimiz, eğer, 'içbir ticarethanenin ruhsatiyesiz bir mba bile yakmadığını bilmiyorsa öğ- censin. Amiri bulunduğu daire bu hu- Hatta beş yaşında ve Mı kendi kendine a: Mu Kastamonu (VAKIT) — Geçen sene İyazında, mesleki bazı tetkiklerde bulun mak üzere Kastamonu köylerinde dolaşi mış ve memleketimizin sahibi hakikisi olan köylü ile temasta bulunmuştum. Bu temastan edinilen intibalar bir ga-| zeteci için hiç te ehemmiyetsiz değil dir, Anadolu... İstiklâl mücadelesine ka dar her türlü zümre tarafından biri sağmal inekten başka bir şey olarak tanınmıyan bu şirin öz Türk yurdu, en nihayet milli mücadelenin zadei tabi iyesi olan benliğine kavuşmuş ve cüm huriyet hükümetimizin her hususta o nun nef'ini istihdaf eden hareketlerile milli şuurunu daha çok idrak etmeğe; başlamıştır. Dün kendisine hiç ehem miyet verilmiyen; yalnız sarayı müda! fan ve muhafaza etmek, saraylıların eğlenceleri, zevk ve safaalrı için sarfe decek paraya ihtiyaçları olduğu zaman dan başka zerre kadar hatıru hayale İbile getirilmiyen Anadolu köylüsü, ulu Gazinin daima millet İçin, datma köy Tü için nazariyesinin doğurduğu mes ut inkılâplar sayesinde bugün mes'ut ve çok müreffeh bir halde ekininin, ye şilliğinin içine gömülmüş şen ve şalır yaşıyor. Anadolu köylerinlde bir güzeteci bugü in tetkik edilmeğe değer o kadar ge susta çok titiz hareket etmiş ve ii mevzular var ki. Bunlar, birçok nün saçması Jâzımgelen muhtazır lim içtimalyatçılarımı, iktamatçıltermez; baların kâffesine ruhsatiye vermiştir. kozmopolit bir edebiyattan yıkarak Ne fazla yakılan bir lâmba ve ne de fülmilli bir edebiyat vücude getirmek is- zuli sarfiyat yardır. Mesele santralınİtiyen edebiyatçılarımız tarafından se tevsi edilememesi ve mevcutla idareve nelerce tetkik edilmeğe ve bu etütlerle çalışılmasıdır. Evvlece de > dem-tik.|Siltler dolusu, eserler veçydana getirme ğe o kadar müsait ki. Şimdiye kadar ve Maksat tasarruf değil, tasarruf alet), gi, sahada tetkik edilmemiş ve üze edilerek oyalanmaktır. Kendi cevapla) . .. küçük bir etüt bile yapılmamış rında buyurdukları gibi mevcudu ten- köy hayatımız çok bakir ve canlı bir İkis ve ayni zamanda yeni abonelerlelmevzu olmak istidadını hâlâ muhafa N “ iklâl mücadelesi zamanın İtezyit hesapsız ilimsiz bir harekettir. (za ediyor. İstiki | Ere ki: İstihlâk santralın tahamida İstanbuldan Ankaraya geçen, ede- - > İbiyatçılarımızdan bir kısmı, © zaman mülü haricine çıkılsa bile kanan: gi e tinolelim rideğlirm kadar sü- sokakları karanlıkta bırakmak, ticaret) yen kısa bir yol üzerindeki (ahassüsle- haneleri iktasaden darbelemek mantıki! çini, kâh Tlgazların arametinden Ece-| İbir hareket sayılmaz. Bugün Zongul- vidin güzelliğinden, kâh ta Kastaminu dak muhitinde 6 — 7 bin kilovat radde/şehrinin ik pi sinde elektrik istihsal eden santralkır suretile Madeye çalıştılar. Bu ne mevcuttur. Herhangi birinin sahipleri. boludan renin me aa ne gösterilecek küçük bir menfaat şeh (15 günlük yorucu bir w Kn re lüzumundan fazla bir cereyan: elek olduğu rehavetin , meydana, ge kuru ve çok yabis bir şey oldu. Anado triki temin eder ve safsatadar Mai baki hayki Vİ İİNsin e bir şey olmıyan tasarruf hikâyesine d Jr şosesinden görülmeğe uğraşıldı ve nihayet verilebilir, sınırlarından içeri bir adım bile atıl 3 — Vitrinlerin söndürülmesi hak-' madı. kında ilk karar belediye reisinin emri) , #etiklâl mücahedesinden evvel, ka- dir. Ve bu emir bütün kahve halkımın! yemlerine o zamanki kozmopolit İstan içinde güfürle karışık bir hutbini İle/bulu eğlendirecek, güldürecek mizah verilmiştir. Bilâhare eneümende emri mevzuları bulmak için bazı Anadolu vaki olarak karar alınmıştır. Belediye sehirlerine İstanbuldan ihtiyarı zahmet ireisi, encümen kararının meclise &Y- ve giden gti ime ! bahsed hatırlamıyor değiliz. Fal » A aşar Hiremişek, e ba laidik köylüsünün hayatmda İstanbu lun eğlencesini tatmin edecek mezak! tasvip etmiyerek tekrar encümene Le mevzuunu yalnız ve yalnız kendileri gi vale etmiş ve vitrinlerdeki tesisatın bi kozmopolitleşmiyen milli şuur ve kudreti elektrikiye istihsali vüs'at PEY) yayi harslarin: mademülhayat muna da edinceye kadar mütesaviyen verile- faza eyliyen; Saraydan, 'niriğllivlan jcek miktarı kâfi cereyanla idaresini nefret çilerek daima kendi ruhlarının ve bu hususta mazbata sahiplerile uyu nağmelerini terennüm eden köylünün! şulmasını tavsiye eylemiştir. Meselede| ivesinde, Türklüğün yüksek karakteri İmazbata sahiplerinin iddialar makul ni ifade eden bazı basit yaşayış tarzla ve belediye reisinin fikri kof bir inada|rında bulmuşlardı. ! istinat ettiği için çürüktür. Bugün Anadolu köylüsü, kendilerini Biz kendisne, — benim dediğim olalhaşka bir rüyet zaviyesinden görmeki cak — ve — belediye demek ben deye içlerine karışmak istiyen müdekkik| mek — kaydından azade kalmalarmı!lere, edebiyat, içtimaivat iktrsadiyat tasviye ederiz. İhtisas ve ilmi mefhum müntesiplerine, mütehassıslarma sine lara bel vermesi lâzımgelen bir müesse sini açmış, bütün çıplaklığıle kendisi- senin başında bulunan şahsiyetler herini, mevcudiyetini, memleketin yaşama halde şu noktayı unutmamalıdırlar,smda, vatanın selâmetinde ne derece mühim birer âmil bulundukları ap | Memleket artık susmak ve. mantıksız. façık göstermek istiyor. Hakikat bu ilen! lıkları yutmak devrini çoktan atlat bazı muharrir ve şairlerimiz, yazı mev mıştır. zuu bulmak için Avrupalara kadar Bi Emiroğlu diyorlar ve Anadoluyu hatırlanıyorlar Z. Haşim evet, Anadolu köylerinde belki büyük Onunadının anılmadığı bir köy,resm nin asılmadığı bir misafir odası yoktur tafa isminde bir çoban çocuğu bu cümlenin delâlet ettiği m 9 — VAKIT 6 Kânunusani 1951 | MEMLEKETTE VAKIT | Anadolu köylüsü ve Mustafa Kemal — stafa Kemal Pş. koydu şehirlerde olduğu gibi bütün eğli vesaitini muhtevi, büyük konforlu ot ler yoktur. Fakat onn mukabil her lü fenalıklardan tecrit edilmiş, havalı, bol ziyalı küy odaları vardır. Köylü, gelen misafirine dişinden, tırı nağmndan artırdığı her şeyi, kudreti ki fi gelirse; kuş südünden gayrisini ye dirmeğe, onu memnun etmeğe çalıştığı gibi, misafirin köyde geçireceği zaman zarfında da kendisini eğlendirmek, e nını sıkmamak için her türlü çarey başvurur. Ve her türlü, arzuları is'afi uğraşır. ş Anadolu köylüsü, bu ihmale bugünkü mes'ut ve müreffeh hayatı dan çok memnundur. ii Dün uzun saltanat senelerinin larına yüklediği ağır yükü fena sarti; dahilinde taşımış olmasına rağmen, taym kendi mevcudiyetlerini zerre dar hatırlamamakta ve bu memli siyasi, içtimai birçok mesailinde lerine bir hak bahşetmemesine a teessir oluyordu. Ve bu içli millet b günkü rejimin gayesinin daima lerini istihdaf ettiğini bugün pek rahatle anlamış bulunuyor. Onun dir ki, bütün mevcudiyetile eümhuri te sarılmış, onun yaşaması, onua deti için elinden gelen ber türlü işi, fe dakârlığı ifadan çekinmiyor. Anadolu köylüsünün, arzu ve eme ri bep bir noktada birleşen tek bir küreleri var. : — Allah Mustafa Kemale zeval »r we isin, ci Ne zaman kendilerine dair tek cilmle bile konuşsanız, sizin derhal senğmız cevabi eümle budur: — Mustafa Kemalimiz sağ k: Şi ? İçten gelen bütün arzu ve emeli Si çindedir. O, sağ kaldıkça Türk köyl "süne de zeval yoktur. Cümhuriyet « larm en çek merbut kaldıkları bir iğ aldir. Ben gezdiğim köylerin hiçbirisindi Mustafa Kemalin resmini misafir larmmn en mutena yerlerine am olduğunu görmedim. İşi, gücü sabal tan akşama kadar mütevekkilâna ön deki davarını sığırını gütmek olan bi çoban evi bile yoktur ki, orada | us fa Kemalin resmi olmasın. S kazanemı, önündeki sığırmın bile zor hesaplıyan, bulunduğu y iki adım uzaklaşmamış bulunan | cahil çoban, hesabını, sığırını b ime: Zi halde Mustafa Kemalini, onun. millete yaptığı hizmetleri çok güz balir, Köyün birisinde bir vak'aya oldum. Bir çoban doğun erkek na'dedesinin adı olan Mustafa Çocuk dört, beş senedir Mustafa diy çağırılıyormuş. Gece, gündüz; fırs düştükçe kendisinden hürmetle dilen (Mustafa Kemsl Paşa) cuğun üzerinde derin bir tesir b mış ve kendiliğinden isminin ne (Kemal Paşa) yı'da ilâve Bügün adını sorana: a — Mustafa Kemal Paşa... diye € vap veriyor. Ben de büyüyünce Mu tafa Kemal Paşa olacağım! diyor, .. Beş yaşında bir çobanzade, en | yük Türkün kudret ve kıymetini «öl dir ederse, babasının, diğer köylü ona olan kalbi rabıtasını artık tası rar etmeli, N Köylerde yaptığım tetkiklerden görüştüğüm köylülerden edindiğim birinci kanaat şudur: uğ Gazi ile Anadolu köylüsü bir vile dün yekdiğerinin mütemmimi iki him uzvu gibidir. O vücudün dimaj Mustafa Kemal, diğer kısmı Anadı köylüsüdür. A Kastamonulu; Talât Mümi vi