Tiraj düşünce! Satış düştü, makine yavaşladı, hal- kın cebinden tiraj keşkülüne akan çey rekler azaldı. Haydi muharirler, haydi muhbirler Arayın, tarayın nereden bulursanız bu- lunuz, etrafı kulaçan ediniz bulamazsa- nız icat ediniz. İskandal tatlı, tatlı okunur, Dedi ko dü şeker, parayı cepten çeker. El çabuk! luğu marifet... Haydi... ... Bu sözler gazetenin elinde öyle yıp-' randı, öyle yıprandı ki, artık iskandal da tutmıyor: Siyasi kuvvetlere sövmek te sökmüyor. Karı koca âşık hikâyeleri vız geliyor.. Düşüyor, düşüyor, müte- Madiyen düşüyor... Rengi attı, mürek- kebi soldu, sütunları karıştı. Sarsak- laştı,, dedi kodudan iskandaldan, reza: letten, daha kuvvetli bir şırmga lâzım. Kafalar işledi. Üç gündür iskandal bana edepli, terbiyeli bir şey gibi gözük meğe başladı. Dedi kodu mahap bir in- San gibi gözümün önünden geçiyor. Ne- ler yazılmadı. Neler... Bütün vilâyetin ailelerine sataşıldı. Bütün vilâyet halkının kadınlarına te- <avüz ediliyor. Polisler vasıtasile ka- pılar çalınıyor diye yazıldı. İnen tiraj kanatları yükselmedi. Yüksek kaldırım da gizli, gizli satılan asık kartlara ben| ziyen seri, seri resimler basıldı... Keş-| kül yine boş kaldı. Taarruz daha büyük çapta başladı Bu defaki müphem bir muhbiri sadi kın dilile anlatılıyor. Keşkül uzan: Yor. Ey ahali atın, atın beşer, beşer & tın.. Bakın size neler söyliyeceğiz? Açıyorsunuz. Sahife sahife tafsilü sütun sütun isim, Filânca hanım filân sevmiş, seviş miş, ve saire ve saire... Bütün bu yazılardan anlıyoruz ki Türk inkılâbınm en temiz askeri olan hocaları zamparaların birer kapatma- sıdır. Ve, valiler, âmirler, hudutsu» kümeslerde yegüne horozlardır.. Eh artık bu kadarı ayıptır demiy *8İZ. Çünkü bu yazı karşısmda da a *'P bile namuslu kalır, İ Kazanmak için inkılâba söVdüler tut turamadılar. İnkılâpçıya sövdüler tus turamadılar. İrza namusa tecavüz etti İer tutturamadılar. Maamafih kazan mak için onlara daha bir hayli mesle' sr yardır. Her halde onlarda muva? Tak olurlar. aba Scüncü icra memurluğundan: mağ deyi temini İstifası — zammında ile kere ikinci arturma usu min a Çevrilmesine kârar verilen İcins YS eder müstamel . halı Mfrinisaninin 19 uncu çarşam- Me 14 de Çârşıyikebir Sanda! © Sanlacağı ilân olunur bagi Üzerinde 30, 000, 000 İiralık mücevher taşıyan adam Patyala mihracesinin inci gerdanlığı 10,000,000 lira kıymetindedir ingiliz gazeteleri bır konferans münasebetile Lon- drada toplanan mıhracelerin servetlerini anliate anlata bitiremiyorlar Londrada toplanan yuvarlak asa konferansına Hindistan mihracelerinden birkaçı da da- vet edilmiştir. Londra gazetele- rinden biri, bu münasebetle bü misafirlerin ne kadar servet sa- | “ibi olduklarını anlatmaktadır. Meselâ Hindistan mihracele- önden olan ve Hirdistandan gelen, murabbasların başındaki mihracesi, bir milyon logiliz'lirası kıymetinde olan inç gerdanlığına malik yegâne adan lir. Onun elmasları, yakutları zümrütleri ise bin bir gece ma- sallarında ki mücevkerler gi- bidir, Onun her sarayı, bir şehir minyaluru, maiyeti birer ordu- i Patyala Sis “yüzünden denizler de Giz S Yuvarlak masa konferansına iştirak için Londraya giden Hint mihracele- rinden bir kaçı Patyala prensinden sonra Kiş- mir mibracesi gelir. Tebeası 3 milyondan — fazladır. Memleketi | ise dünyanın servet hazinelerin- den biridir. Burası aşk ve nağme diyarıdır, Bütün memleket, dai- ma beyaz olan himalayanın te- peleri arasında uzanan zümrüt gibi bir vadidir. Kişmir mihracesi Hari Sing dünyanın en zengin adamıdır. Onun mücevherlerine <ıymet biçmeye imkân yoktur. Kişmirliler onda insandan fazla bir şey, yani ilâhi bir varlık ol- | duğuna itikat ederler, Onun için | o yoldan geçerken hepsi yere eğilirler ve yüzüne bakmağa İ cesaret edemezler. map gelen facıalar artık olmıyacak Nevyork gazeteleri gemilerin s3 yözünden uğradıkları tehli- | kelerin yeni bir ihtiraile en as- gari hadde indirildiğini yazıyor: Bu yeni ibtiradan bütün ge- milerin istifade edebileceği gibi | tayyarelerde müstefit olacaklar- dır. Yeni ihtiram adı “sis gözü,, dür. Bu koyu kırmızı şualar | TN bir fenerdir, Bu kırmızi | oldukları Nevyorktan gelen malümata | göre yapılan bir tecrübe, içki” lerin balıklar Üzerinde ne gibi İ tesirler yaktığını göstermiştir. Cenubi Karolinmda Atlantik denizine akan bir nehrin başında 2000 çuval dolusu viski şişesi kaçakçıların elinden almarak denize dökülmüş, viskiler dökül- dükten sonra halk deniz kena- ' şualar sis tabakalarını yırtmak- tadır. Bundan böyle gemiler, fe- nerler, şamandıralar, bu şualarla techiz edilecek ve bu suretle gemilerin bir birine çarpmasına imkân bırakılmıyacaktır. Yapılan tecrübeler, yeni ibti- ram çok müfit olduğunu ispat etmiş ve, kırmızı şuan öU buçuk i mil mesafeye ere nufuz etti a nnda balık avlamağa gelmiş, balıkların viskili sudan müteessir olarak ve içki yüzünden işti- hatlan açılarak oltalara hücum ettikleri görülmüştür, OHerkes seket sepet balık avlıyarak ev- lerine dönmüştür, Bu tecrübeden, içkinin insan- lar üzerinde yaptığı tesiri balık- ee üzerinde de yaptığı tahakkuk © —— 5-—- VAKTT 16 Temsa 1903 — e Siyaseti” Devletlerin mere Avrupa gazetelerinden Umumi terki teslihat konferansının ihzari komisyonu Cenevrede in'ikat e derken mezkür içtimaa murahhas gön dermiş olan muhtelif memleketlerin berri teslihatının ne halde bulunduğu nu serlan gözden geçirmek bir lâzime- dir, Fransa berri teslihat noktai nazarın Jan 1913 tenberi üç tarzda tenkihat yap mıştır: Miktarı tenkihatı, müddeti hiz. met tenkihatı ve büyük cüzü (tamlar İda tenkihat. İ 1913te (iki smıf asker silâh altın da bulunmuk şartile) 510,000 ssker si- âh altında iken bu miktar 1925 te (675.000 ne ve 1930 da 522,000 ne (bir s- nıf asker silâh'altında olarak) inmiş- tir, 1913 te üç sene olan hizmet müddeti 1924 te İS aya ve geçen sene bir seneye tenzil olundu. Nihayet fırkaların ade dide 1913 elli yedi iken 1924 otuz iki 1929 da dörttü Maverayı ephar ihtiyatı olmak üzere 24 de indirilmiştir. Daimi orduyu teşkil eden 522,000 ki- giden yalnız 317,000 ni ana vatanda bu- lunuyorlar. Bunlara 35,000 jandarma, 15000 gümrükçü ve 7000 ormancı İlive edilirse ana vatandaki kuvvetler yekâ- nunun 377,000 ne baliğ olduğu görülür. ” muahedesinin 165 inci mad- desi mucibince Almanyayı teşkil eden- devletlerin ordusu yekünu 100,000 kişi- İyi tecavüz etmemelidir. Bu ordu sırf meslekten yetişme ordusudur. Pek mü him kuvvetleri ihtiva eden kadrolarda hizmet edecek zahitan ve küçük zabitan dan mürekkeptir. Buna lüzum halinde kadroya ithal edilebilecek olan ve za- bıta kuvvetlerini teşkil eden 150000 ki- şiyi de ilâve etmelidir, Nihayet (Çelik miğfer) ler (Stalk helm)gibi askerleştirilmiş teşkilât mev» jcuttur. Bunlar ahiren OKolonyada (120,000 kişiden fazla azasmı toplamış. lardır. (Hitler) in hücum taburları ve İdiğer cemiyetlerde ilâve edilirse Alman iyanm pek kolay silâh altma alınabile cek 470,000 kişilik bir ordusu olduğu ne || ticesine varılır, iz Şimdi diğer'bir millete sözü naklede lim bu memleketin reisi kemali şid- İdette fakat mantıki olarak diğer millet İ teslihatından o şikiyet Oeder, tetviei esnasında, bu prens ü; milyon isterlin kıymetinde mi- cevherlerle süslü bir elbise gi- yinmiştir. Bu prenslerin içinde öyleleri vardır ki maşukalarını bir kere karşılamak için serapa mermer- lerden saraylar yaptırmışlardır. | Sonra gene bunların içinde öyleleri vardır ki saraydan bir kere dışarı çıkması yüzbinlerce altına malolmaktadır. çünkü bun- ların maiyetlerinde yüzlerce fil ve binlerce muhafızlar, misafirler bulunur. sayısız İlerin İtalya Hükümeti tarafından bizat Ce. “ Bu prenslerin hükmü altında | iyeti Akvama verilen bazı rakamları 72milyon insan vardır. Bunların /zire dereediyoruz. Mem milis usulü ayıfayı çeviriniz ) are atam aazremea, Son derece hissi, müessir ve ihtiraslı bilibelei havi Soldurulmuş Bakire Filmi parlak rm devam ediyor. Pugün 16,30 matinesile suvaresinde: TRIO RAKOVSKI nin fevkalâde numaraları ve çingene raks ve danslarında (İğ ASSO ev ele nın son iki gile DOUĞLAS FAİRBANKS Ki : MERY PICKFORD SHAKESPEARE'ın lâyemut şaheseri Don Petruçyo 'Ilırçın kız) filminde Oo Pp E R A sinemasında Görülmemiş ve parlak muvaffakiyetler kazanmaktadırlar. Karadenizin altında bulunan şehir | Asırlarca Karadeniz suları altında| sathından 5 ilâ 20 metre aşağıda imiş. kalan (Hersones) kasahası (Sıvaslo- Kasabanın etrafı, dördüncü asırdaki pol) un 15 kilometre garbinde sahilden) yunan istili duvarlarla muhat imiş. | 80 metre mesafede deniz suları altın) o Kasabanın ne şekilde denize battığı, da keşfedilmiştir. hakkında bir şey bilinememekle bera- Moskova Aşarı atika enstitüsünün) ber, Hazreti İsa devrinde yaşıyan coğ Porfümöri L. T. PİVER A.Ş., İstanbul Şubesi t dalgıçları, Siyastopol ciyarıda tahar-|rafiyundan (Staleon) un yazdığına gö: riyat yaparken bu kasabayı keşfetmiş-|re bu şehir birinci asrı milâdide sahil lerdir. Büyük ebniye harabeleri suyun|de imiş, | Şişli Ahmet Bey sokak No. 56. Tet. Beyoğlu 3044