2 Kasım 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

2 Kasım 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

101 kişi ile << m nilâkat.. Bir mürtekip ile konuştuklarım e g2 Tepebaşında tramvaydan indim; bi-Jneuzübillâh bir tercümandım. Türk Yirsiniz: orada sira ile birkaç kahvemsi| memurlarını kasıp kavurdum. En hak- meyhane vardır. Bunlardan birinin ca-|sız işlerinde bile Avusturyalıları, ma- mekânından : carları halkı çıkardım. Ben Babrâli di- — Tık, tık, tık, yanhanelerinden geçerken: Çok ihtiyar, lâkin yaşma göre dinç) (o — Mavi İblis geldi, gene. derlerdi bir ant — bıyıkları tıraş — bir eli ile) çMavi: gözlüğümden kinaye). rakısına su katıyor, diğer eli, yüzü, çeh| | Devamla: —.. paşa merhum benim resi, kaşları, gözleri ve dili ile beni içeri terbiyesizliğimden, — insafsızlığımdan ye davet ediyordu. haksızlığımdan, uğraşıcılığımdan bik. Hariciye erkânmdan, sabık bilmem muştı. Ksadisi ile de senli, benli idik, ve müdürü utufetlü Hasan Bey Efendi Bir gün: Hazretleri, namı diğer: Avusturya - Mal — Dandini, dedi, senin gelirin, ter- caristan sefarethanesi esbak kapı oğla-| cümanlıktan istifaden ne? nI ve tercümanı Mösyö Giacomo Dandi-| Altmış lira, ai — Kapı altı hasıldtı? — Bizim ruhiyat muharriri attı kı O— Bir para. tırı... buyuracaksımız. Şimdiden protes| o İstikbalin? to ederim, Kıtır nerede? Eksik yazdı) Olup olacağı bu. ğrmdan dolayı sıkılıyorum, — Seni azledebilirler mi? — Müsyö Dandini. — Hemen. — Dandini? Hasan demelisiniz. Fa! |. Ey, neye nemselilere hizmet edi. kat ondan evvel bir kadeh? Birlikte e mn Ki hatıraları ihya edelim... — Başka ne yapayım? — Peki... maksat rakı içmek değil) o— Sana ayda iki yüzlira. Ulâ evveli, birlikte bulunmak... Birinci nişan. Terki tabiiyet et, Gel se. — Çok ihtiyarladım. ni hariciyeye alayım. Hem devlet senin — Ben de. gibi bir belâyı berzahi ilâhiden kurtu-i idi Bey o kadar güldü ki rakısmı!lur, hem sen züğürtlükten, tü. Kulağıma usulla: Pinle, Dandini, diğer tercümanları — Yaş 88. Siz daha? yaşınızı yaz ezmek için bir teşkilât vücuda getirir- mak için beş rakama bile muhtaç de) sen, onlara istediğim gibi hadlerini bil- Eilsiniz. Öyle değil mi? dirirsen, sana bir ihsan çıkarırım ve yelale air de 8 rakamlarına İNİ ey oğlunun en iyi bir yerinde bir konak alırız. Züğürtlüğe veda edersin. Elbisen — Hi. hi. hi. şerefinize. de pek eskimiş. — Sihhatinize, Yalnız bir şart ile içi. yorum: Vapura bir saat ve bir çeyrek var. Sizi tam — eksiksiz — bir saat din- liyeceğim. — Benim için dinlenmek ne nimet... Dandini'nin sözlerinden iktibas ettiğim birkaç mühim parçadır; — Beyim, bendeniz hak dini kabsl i- !e Hasan olmadan evvel tatlı su frengi bulunuyordum, Rivâyete göre dedele- rim cineviz imişler. Bilirsiniz ki bütün Galata, fetih gününe dek bir cineviz , toprağı idi. İşte onlardan geliyormu! şüm, Fakat her nasılsa Avusturya tebaa- sındandım, Müslümancayı iyi okumuş- başıma götürdüm. Açmadan cebe yer- leştirmek kaide idi. Ben de öyle yaptım amma merak içinde idim. Acaba içinde ve var? Paşanın tekliflerin. riz 24 saat düşüne; *.ı, dedim. — 2i saat az! Bir ay düşün, Hiç ol- Osmanlı bankasının iki yüz altınlık u- facıcık bir çeki. Paşa diplomattır. İman ederim. Ev- lif fena değil, Lâkin sefarethaneden ay- i bahisler Fiat meselesi Şirketin yaptığı inşaatm fiat bü tün Türkiyede yapılan demiryolları in şaatı için cari olan ayni tahlili fiat for. müllerine tevfikan hesap edilmiştir. Hükümet memurini fenniyesinin ahvali mahalliyeye göre tahakkuk ettirdikleri amele yevmiyesi, araba ücreti, malzeme fiatı gibi anasır bu formüllerde yerleri ne vazedilir. Bu anasır çok kere kısa tutulmaktadır ki şirket aradaki farkı — tahkikatımıza göre — kendisine ma- sarifi umumiye ve kâr payı olarak bi- rakılan yüzdeden öder, Nitekim vahidi kiyasi fiatların hini tesbitinde hükümet çe şirkete verilmesi tensip edilen ame- le yevmiyeleri şirket tarafından amele- ye verilenden — hemen bir seneden be- ri — takriben ©; 10 dan dundur. Yani şirketin fiatları ahvali mahalliyeye gö- re tesbit edilmesi Tâzımgelen normal 1. atlardan dundur. İhtimal ki böyle büyük bir şirkete ve- rilen fiatlar parça parça iş alan küçük müteahhitlere verilen fiatlara nisbeten çok görülüyor. Filhakika bu küçük mü- teahhitlerin münakasalarda hükümet- çe sureti umumiyede mer'i tahlili fiat, formüllerine göre tesbit edilen fiatlar üzerinden vasati 9; 10 - 15 raddesinde tenzilât icra ettikleri doğrudur. Fakat bunların mali ve inşai mes'uliyetleri de o nispettedir. Diğer taraftan İsveç gu- rupu hatlarında bu münakasa fiatları rifi umumiye ve kâr karşılığı olarak “e 20 zam verildiği gibi yine küçük mü- teahhitlere kısım kısım ihale suretile e- maneten yapılan hatlarda da demiryol- lar idaresinin bu müteahhitlere nezaret) için sarfettiği masarif bu münakasa fi- atlarma inzimam etmekte olduğundan Paşa cebinden bir zarf çıkardı. Üpüp| münakasa fiatlarındaki tenzilât bir w-| dir cuzluk ifade edemez, Yulyus Berger şirketinin yaptığı hat lardan bilhassa Kütahya - hattı memleketimizde inşa edilen hat- : — İzin verirse-İların en müşküllerinden biri ve belki de|derilebilecek, hükümetin muvaffakıyeti en müşkülüdür. 253 Km, tulündeki bu er asena neva ear senesi Bağdatta çıkan El - Irak | gazetesi de bizim madamla uzun düşündük. Tek- başmakalesinde şu malümatı yermekte-| diyordu. dir. Üzerinden hükümetçe isveçlilere masa- gün .Türkiye,lrak, S göakva Meydanı Ekbezde beynelmilel bir gümrük yapılacak hat üzerinde büyük yarmalar, birçok demir köprüler, viyadükler ve sair ima- lâtı sınaiye ve akıllara hayret verecek miktarda kaya hafriyatı ile beraber en büyüğü 800 m. olmak üzere tamam 97 adet tünel açılmıştır. Bu çetin hattım yekünu İnşaat masarifi 23 milyon lira- yı bulacaktır. 253 Km. lik tulü umumi- ye nispetle kilometre başına giden mas sarif 100 bin liar demektir ki geçtiği a- razinin tabiatı ve inşaatın keyfiyeti na- zarı itibara alınırsa çok görülmez. Bir'de böyle harikulâde müşkül bir hattın az zamanda İnşası mültezem ol- duğundan bu süratin icap ettirdiği ma şarifatı âzimenin de sureti umumiyede mer'i olan normal fiatlar da dahil oldu Zu başkaca nazarı dikkate alınmalıdır. Yüksek olduğu rivayet edilen fiatla- rin nekadar dun olduğu belki yergi i- daresinin kayıtlarına göre de tebeyyün ettirilebilir. * Hattın heyeti umumiyesi tesviyei tü- rabiye ve imalâtı sınaiyece bitmiş gi- bidir. Bütün tulün üçte ikisi üzerinde trenler işlemektedir. Sene nihayetinden evvel bütün hat seyrüi sefere amade bu lunacaktır. Hattın menazırı tabilyesi pek cazip. İktasaden atisi büyük ümitler verici. Cesim ormanların ortasından geçiyor. Her tarafta zengin madenler var. Bu- ilk defa Değirmisaz istasyonuna gelen yolcu büyük bir zevk duyar. Bu- radan her gün 15 krom yüklü vagon hareket eder. Günden güne istihsalâtı artmakta olan bu mâdenler birçok a- melemizi beslemekte, devlet ve memle- ket mühim ecnebi parası celbetmekte- İki krom ocağı daha açılmak üzere- dir. Gelecek sene maden cevherleri doğ- ruca Balıkesir üzerinden az masrafla Bandırmaya inecek, zengin Balat hava- Tisinin mahsulleri dahil ve harice gön- bir kat daha artacaktır. iaerasmanaer seen ernamaepe ver vera sme0aan beenaas amı se NANA eri bunun yapılmasını son derece arzu © Ankarada vuku bulan müzakereler tum: arabi, farisi, türki kapı oğlanı'o)- dum. Tercümanlığa kadar çıktım. Köp- Oğlu bik tercümandım. Nezaketi hiç el- den bırakmazdım. Konuşurken teşrifa- ta gayet riayet ederdim. Lâkin çok des- sas idim, Babrâlideki paşaları, beyleri, efendileri, hatta hademe ağaları yıldırt rılabilmek için bir behane lâzım, Mal&-| “Türkiye, Irak ve Suriye (arasında bunu da temin etmiştir. mu ihsanmız tercümanlardan çok isti. Meydanı Ekbez noktasında hu üç mem- fade edildiği halde kendileri diplomasi| lekete ait beynelmilel bir gümrük tesi- mesleğine dahil tam memur, hatta tamlsi en faydalı iktısadi tedbirlerden biri tebaa addedilmezlerdi. Terakkileri yok.|dir. Üç devletin mümessili bu istasyon- tu. da toplanmış, bu şekilde bir gümrüğün Ben bu ciheti hatırlattım ve bir kon-| tesisi üzerinde itilâf edilmiştir. Ttilâf yazıldı Üç sene zarfında Fransız grameri Muştım. Bir hayli meseleler ihdas ettim. Hele bir kere bir öylesini ihdas ettim ki hariciyenazırı sefire resmen tarziye ver! meğe mecbur kaldı ve bendenizin kad- meziyet ve menziletim büyüdü. Tercümanların toplanışında ben on- solosluk istedim. Ya Arabistanda, yaledilen noktalrdan biri de yolcular p&-| O Birinci teşrinin yirmi beşinci günü Arnavutlukta çok iş görürüm, mes'ele-İsaportlarını kontrol için muhtelit bİr yansız akademisinin tarihinde hatır. ler ihdas ederim, dedim. Viyanaya yaz-|daire tesisidir. Türkiye, Irak ve Suriye) lanmağa değer bir gün olarak yaşıya- dılar. Nazilkâne redü:dildim. Tekaüdi-/bu gümrüğün inşa masrafını ve sair İh-| caktır. Çünkü Fransa enstitüsünün beş yemi toptan istedim. Elime 800 liradan) tiyaçlarının teminini deruhte edecekler:| akademisi tarafından vuku bulan umu- h v , Işaretler: Ne idüğü beli ekalliyet İM . rsiz İ— VAKIT' 2 Terinsani 1930 mersi Rumlardan bahsetmiyorum; ermeni lerden bahsetmiyorum; o yahudilerden “sadece,, ekalliyçt derim. Ben ne idügü belirsiz ekalliyet den bahseğiyorum. Bu acaip ekalliyet sandık başında franw | Bu acaip ekalliyet gazete çıkarır. Â- lâ.. Muhalefet yapar o da ülü.. Fakat İneden bu gazeti bahsetmiyorum. Onlardan bahsetsem e. sızca nutuk söyler. Türk vatandaşları- nın türk vatandaşlara rey vermesi için. 2 ri fransızen çıkarır. Muhaliflerine fikirlerini kabul ettirmek için mi? Muvafıkların dili türkçedir. İHatta sahipleri bile çıkardıkları gazete > nin dilini tercümanla anlarlar. | man olmak için mi? Muhalif Türkse türkçe okur, türkçe söyler, Muhalif rumsa rumea söyler rumca gazete okur, Muhalif zümrelerin hislerine tereü- Muhalif ermeni ise ermenice gazete okur, ermenice söyler : okur derdini yahudice anlatır. Şu halde bu gazete ekalliyetlere de hitap edemez? Memleketin dahili siyaseti ile alâka- yasi bir organın manası nedir? Bunun manasını anlıyamayız.. Bir dostun dediği gibi, Fransada hükümeti devirmek için bir fransız muhalif ga zetecisi Parisle türkçe bir gazete çıkar- sa adamı derleyip, ye koyarlar... derim ayni akibele uğrar. Olmadığının delili de meydanda Galip Kemali B. sandık başımda fransızca nu- dü. Fransızca da bir muhalif gazete çi kıyor. Yalnız bu kadar değil; yan o çizip bile bir yana koyuyor...» «.. bizde oluyor. Çünkü bu ekalliyetlere 4 caip, ne idüğü belirsiz ekalliyete aldır. mıyoruz. Zavallı içtimaıyat Bir zamanlar bir lisede içtimaiyat “.« Siz bu içtimaiyat dersinde, ço- cuklara çatal, bıçak, havlu kullanması- nı öğreti rsiniz değil mi? — Hayır dedim, efendim ben, sosiyolo- ji okuturum.. «.- Pardon dedi, ben içtimaiyat de- toplayıp amenna Pariste sandık başında bir fırkacı iğ 'kalkıp türkçe bir nutuk söylerse zanne- fazla para geçti. — Pajam serbestim. Şu istidamı ter- viçle beni tabiiyete kabul “uyrunuz. reislik ederdim... Kapı benden elâman derdi. Ah, o za- ip Babıâli bizden ne çekerdi! En hak Üç gün geçmedi: ari müdafaada israr ederdik, na-| o 1 — Osmanlı oldum: Dandini Efen- arı ağlatırdık. 2 — Beş yüz lira ihsan. azır da kim oluyor? Biz onlara eza- *y zarfında: ta etmeğe memurduk. Sefirler iş! 3 —....müdürü öldüm. izli e amazlardı. Onları irşat ve ya) 4 — Ulüevveli ashaıbındanım. eden hep bizdik, Çoğumuz lâtin | ....Yüz gün geçmeden: hay taşıdığımız halde kanımıza bir) 5 — Birinci osmani, Tüm ve ermeni kanı karışmıştı.) (o 6 — Birinei meeidi, Veselâ merhume yalidem Kumarbazi-| o 7 — Altın liyakat. R anası: Aleksiyadis'lerden, sakız-İları. Öyl- temiz iş görüyordum ki sor- salata” Anamın anası Halepli idi. Bir)mayınız. Aldığını maaşı haketmistim. tar İçinde hıyar da, marul da, pan-| Edepsiz, alçak ha:uussur, ahlâksız ter- dereotu da, domates te var. cümanlara (hadlerini bildiriyordum. ni, * İdi o Babrâli?... Osmanlı devleti-|Devleti iki gaileden kurtardım. da, vüzde bir bile istiklâli yoktu. siz! — Be- hangi millettenim? 1, ; #öçen gün ayrılan Yunanistanın bi-| |O— Resmen osmanlı tebaasmdan ve arı vardı)ricalinden, yp âilesindendi: Katolik ermeni, Ba-) 8 — . tm, gümüş imtiyaz madalya h Ne dir. Bu tedbirlerden maksat şark sü: trenile hareket eden Yolcuların, #€99-| ijân etmiştir. Bu eser 1634 senesinden hatini kolaylaştırmak, Irak ve irana £İ- heri yazılmakta idi. decek yolcuların Avrupa ve Mısır kine bedel şark demiryolunu tercih et- melerini temin etmektir. Bunu müteakıp El - Irak gazetesi şu sözleri söylemektedir: “Meydanı Ekbezde bu gümrüğün sisi, bu havalide ticaret ve iktisat hare- keti nama çok iyi bir başlangıçtır. Bilhassa Türk piyasalarına merbut o- lan Musul tacirleri bundan son derece memnun olacaklardır. Yakında Türk ve Irak demiryolları . Musul dat, da birleştirilecektir. Musul ve Bağ müklü, kambur, solak, salak, sarsak bir, osmanlı devleti vardı. Ecnebi ve mezhe- bi imtiyazlarla bağlanmış, elğeri İki para etmez bir sürü pis, murdar, müte- Ra, rr kapitül ta müslimlerin de mezhebi imtiyaz-| — LA''n türk mü, arap mı, rum mu, Db erreni mi? yi, gi#vlet ne idi bilmem! Karadağ be) | — Hiçbiri, ola Monte « Carlo prensi tam müstekil o — Tatlısu frengi, karşı bile sözünü geçiremezdi.| (o İyi düşündüm, Baltaya tamamı ile iy. Türk ve müslüman tebaanın im-|sap olabilmek için dinimi de değiştir. İstifa git. Onlar kapitülâsyonlardan|meği kurdum. Bizi mmadam. Tike, eemeziçedi, Türkiyede yalnız; Hasan, hai halde koca Babrâli kendi te-|di. Yalayz, hiçbir hakkı yoktu... Bey coştu, köpürdü: affin tereimanm oyuncağı olmuştu. İşte o devlet döküntüsünden o dev- let karikatüründen tam ve müstekil, pürüzsüz bir devlet halkettiniz. — Bu devleti kuranlar yaşasın... —Y n! Bu devletin ne kuvvetli olduğunu ben bilirim. Ben, gâvurken hariciyeye — Ben katolik ve ermeni doğdum,|gider, nazıra iradelerimi dikte ederdim. mektedirler. Gündüzün saat altısından dönmem, Lâkin sen bunda bir kâr gö-|Devlet mi idi o? “Yodi düvel, i yenen) gecenin saat altısına kadar vukubulan rı devlet kinini gibi yutmak değil, mef- rüyorsan, ona da bir şey demem dedi. Türkiye Zümhuriyetinin üniform, ni- ölümler az olmakla beraber bu gibi ö-,humları, şan, madalya, rütpesiz azameti Os- Reyim. manlı devletinin yaldızlı zafı karşısın-İnin 31 günlü aylarında diğer aylara nis Celâl Nuri o. Yaşasın Lausanne gününü türke| ( Geniş bir nefes aldım. İsmin edenler... 7 İşte o gün, bugün Fi içli. Güzünden yaş gelddi. Bunlar şahsi mes'eleler, Ehemmiyetilda, .. Evet, ben Köpoğlu bir kapıoğlanı| yok. Fakat düşününüz; kör, topal, te. hirimetile vücude gelen bu eserin 296 mi içtimamda M. Abel Hermant, Aka demi graerinin nihayet ikmal edildiğini Gerçi bu mühim eserin bir kaç cilt olduğu hatıra gelirse de M. Herman © nun bir mektep kitabından büyük ol madığını, lâyemutlardan bir kaç neslin senelik mesai ve teemmül ile vücut bul- duğunu, © artık tab'a verilecek bir halde olduğunu söylemiştir. Tabii bu 296 sene zarfında akademi azası münhasıran bü eserle meşgul ol- mamışlardır. Kardival Rişelyonün aka demiyi tesis etmeği düşündükten sonra onun bir fransız kamusu ve bir grame- ri telif etmesi takarrür etmiş, uzun te- 'ahhurlardan sonra evvelâ kamus, sonra da gramer bitmişti. Eser yakında neşrolunacaktır, Ölüm? En ziyade hangi saatlerde vukua gelir ? İnsanlar en ziyade gecenin saat altı ile sabahın saat altısı arasında öl Geçenlerde bir mektup aldım, zarfın amı gönderiyorum.. ş Hikâyeyi snuna kadar okudum. bik dan, denizden, göklerden bahsediyor. Bir gazete okuyordum şu satırlara tesadüf ettim: “İntihap ulümu İçtimaiyenin mühim bir koludur!,, makaleyi okudum. Ma diğimiz, eski tas, eski hamam, yıldız. | Muhalif yahudi ise yahudice gazete dar olmıyan ecnebilere hitap eden si” ç Fakat biz de böyle şeyler olmuyor. tuk söyledi. Ve akıllı, akıllı evine dön- memleketin resmi ve kanuni bayramını J Je Fransada böyle birşey elmazkan lışik olduğumuzdan mıdır, nedir. Bu &* l ocalığı ediyordum. Mektebin idare â- mirlerinden biri bana dedi ki: yince adabı muaşeret anlamıştım. Alâ siz sosiyalistlik okutuyorsunuz... içinden bir hikâye çıktı, Hikâyenin bas İşmda şu satır yazılı, Bu, sosiyolojik ya- kale bir fırka propagandasından baş- ka bir şey değil! Bir zamanlar bilmiyorlardı. Herkes ona kendine göre bir mana veriyordu. Şimdi dallandı, budaklandı. her şeyin başına bir “içtimsiyat,, sözü ilâve et- mek moda haline girdi. Bu, müphem bir pelsenk halinde ağızdan ağıza dola- şıyor. Bana hikâyesini gönderen insan, bir gazetede makale (yazan adam ve her gün nümunelerine tesadüf ettiği. miz insanlarsa kelimeleri alan fakat mefhumları anlıyamıyan kmiselerdir. lümler fevkalâde sayılmaktadır. Sene- l peten daha fazla vefiyat vuku bulmak-! tadır, j Medeniyet, modern hayat mefhumla- içine girmektir. o İçtimaiyat becalardiik az daha gayret göstermez- lerse, içtimaiyatı anlatmak için elimiz- de kelime kalmıyacak) S.E

Bu sayıdan diğer sayfalar: