—2— VAKIT 0 eylül 1930 Istanbul dün aziz mi- safirini S (Üst tarafı 1 inci sayıfada) İstanbulun en aziz ve kıymetli misafiri Gazi Hz. 99 günlük bir misafirlikten sonra dün şehrimiz den ayrılarak Ankara yoluna çık- mışlardır. Müşarünileyh Hazretleri şehri- mize 12 haziran perşembe günü elâmladı | Yoli parası | Yeni bir nizamname | atın selâmlarına gür bir sesle: yapıldı i , — “Merhaba! nasılsınız, iyi midi Ankara, 19 (Vakıt) — Şoseler | e arkadaşlar ?,, iltifatlarile mukar| ve köprüler kanunu mücebince | ibele buyurmuşlardır. | nakdi yol vergisi mükelleflerin- | Müşarünileyh hazretleri istasyoh p . da yerlere serilen halılar üzerinden) de» borçlarını taksit riüddetin- İyürüyerek gara dahil olmuşlar ve! de ödemeyenler hakkında tahsili emval kanununun tatbikine ait bir nizamname yapılmış ve âli tasdike iktiran etmiştir. evvelce hazırlanan hususi trenin en arkasındaki vagona binmişler- dir. Büyük reisimiz bir müddet vago Sağır ve dilsizlerin intihabı | Cemiyetin reisi sağır ve dilsizleri hiçbir fırkaya mensup olmadıkla" rını söylüyor şeref vermişler ve bu ikametlerini bir müddet daha temdit etmeleri dua sahiline demi şili Vice li ğe ri mukarrer iken Millet Meclisinin Güme yakı 17, İS taz kN hare-| fevkalâde olarak içtimaa davet|ket ederken teşyiine gelen zevatı! edilmesi üzerine dün İstanbuldan|müteaddit reveranslarla selâmla- ayrılmışlardır. Bübük münci dün|mışlardır. Bu sırada garı, bütün is- sabahtan öğleye kadar Dolma- anl Emer Mn dam! Li ilelmsi .İların üstüne bile çıkar olduran bahçe sarayında misafirlerile e halkin clmiğakı v4 özele 5 Gağei nuşmuğlar ve saat 16,10 da refa-|. eri n 'yaşa,, avazeleri kaplamış ve bir sa katlerinde mutat zevatla Meclislniye sonra bütün gar en kıymetli Reisi Kâzım Paşa, Hariciye Vekili şeyinden ayrılan, en sevdiğini kay- doktor Tevfik Rüştü, 5. C. Fırkası razı mahsus hüzünlü bir ses- ideri Ali Fethi Beyler er m > oks Şükrü, Pi ğe gra Gazi Hazretlerile beraber Kılıç i EYL mi d Ali, Recep Zühtü, Hasan Cavit, Ce- Hikmet Pş.lar bulunduğu halde|yat Abbas Beyler de Ankaraya git saray bahçesine çıkmışlardır. Gazi! mişler ve vali Muhiddin Beyle Halk Hazretleri açık lâcivert bir kostüm, | fırkası Müfettişi Hakkı Şinasi Paşa fötr şapka giymişlerdi. Çok şen|reisicümhur hazretlerini vilâyet hu- beşuş bulunuyorlardı. Kendileri) drluna kad r teşyi etmişlerdir. ve burada teşriflerine intizar eden Ti : ni m bir kısım meb'usların hepsine ayrı! mili AK — Sevsi p E Gazimizin Ankarayı teşrifleri habe ayrı iltifat etmişler ve rıhtımaly; üzerine valimiz Şeref Beyle ko- kadar giderek sahile yanaşmış'lordu kumandanı Naci ve fırka ku- olan Söğütlü yatına râkip olmuş-'mandanı Aşır Paşalar istikbal için lardır. iGebzeye gitmişlerdi. Burada dai Yat rıbtımdan ayrılırken sara-|kadın, erkek binlerce halk büyük yın üstünde dalgalalan Riyaseti- Gaziye istasyonda intizar ediyor- cümhur bayrağı yavaş yavaş indiri)|lardı. Reisicümhur Hazretlerini hâ- miş ve saray adeta aziz misafirinin|mil olan tren 19,30 da İzmite m hasretile bir teessür gölgesine bü-|vasalat etti ve halkım sevinç teza- rünmüştür. hüratile karşılandı. Bu sırada fabri Gazi Hazretleri yatta çok şen müjkatör Haşim Bey bir hitabe irat et- lâtafelerle Tevfik Rüştü ve Fethilmis, bir az sonta tren hareket et- Beylerle uzun müddet görüşmüşler|miş, halk büyük Gazisini ayni teza- maiyeti erkânile konuşmuşlardır. |büratla teşyi etmiştir. Söğütlü Kızkulesi önlerine gelin- iş ce Selimiyeden atılan toplar ve lima) | Ankara, 19 (Telefon) — Gazi- nrmızdaki bütün vapurların veda|miz yarım saat 11,18 de şehrimize düdüklerile selimlanmış Gazi Haz-|tesrif buyuracaklardır. e yanlarından geçen vapurlar-| : , daki ve sahillere biriken binlerce halkın selâmlarına ayağa kalkarak intihap defterleri şapkalarını sallamak suretile mu- kabele etmişlerdir. Bugün asılyor. Bir hafta at tam saat 17 de ağır ağır Ha; darpaşa rıhtımına ümmi ee. K asılı duracak keri bandonun çaldığı istiklâl mar- intihap enclimenleri tarafından şının İâtif terennümleri arasında sa) tetkiki bitirilen defterler bugün hile çıkılmıştır. Gazi Hazretlerini! halkın görebileceği yerlere asıla- burada asker, polis jandarma kıtaa| caktır, tı, sefaretler mensupları mülki ve İyiyi ve garı in bin- masasi grg ora lerce v avazelerile ii gi yz nl caktır. Defterde isimleri olmı- yanlar itirazlarını intihap caklardır . tikbal etmişler ve Gazi Hazretleri bunlara lâtif tebessümlerile mukar bele ederek aralarndan geçtiği kıta menlerine yap VAKIT in tefrikası: 87 —— / e li LE ği — Kolay gele ağam!.. deyip geçiyor, Numan ağa gibi: — Ölen Yunus anlıyalım.. Bu mahallede “yalınız sen odun ke- | seceksin?.. Seni köyünden geti- rerek yanıma alan, mahalleye Halbuki zavallı Rüştü, mezar kazmayı da bu mahalle bekçili- ğinin icap ve zaruretinden add- eltiği için bu nahoş İşi yapıyor- du. Yoksa kimsenin I gözü yoktu. Bekçilikten aldıdı bekçi yaptıran benim. Başına | para kendisine kâfi geliyordu. torak yağası.. Bana külâhmi | Esasen fazla parayı ne yapacak- « keydirmek istiyorsun?.. t?. Maksat bir lokma ekmek Gibi sözlerle kendisini iğnele- değil mi idi?.. Daha (fazlasını miyordu. karagözlülerine mi (o yedirecek, eğlentisine mi sarf edecekti?.. Yağmurlu günler artık başla- mıştı. Hava daima karanlık, gök daima gözü yaşlı ve toprak mü- tevaliyen kurumamak üzere ww laktı. Gündüz insan kahveye gider, kurananilirdi. Sonra için kendi aleyhinde kar mu tabrik ediyoruu?.. Yunus Ağa, odün kesmek suretile kendisine gelecek bir para akıntısına kaşığın tulma- mak hususunda Rüştünün hiçbir arzu göstermemesindeki sebebi anlamıyor, fakak sükütunuda eyi manaya (haâmledemiyordu. Kim bilir herif alttan alta bir gayler mi yapıyor, “lun kestiği olu İ sesat ile Nizamname © ©saslarına yol parası iki taksitte alına- 3aktır, Son taksitin tediye za- manı mart ayını geçemez. Umu- | mi, bususi ve mülhak bütçelerle idare olunan devlete ait mües- imtiyazlı ve ruhsatlı şirketlerden maaş, tahsisat ve ücret alanların borçları, nakti mükellefler cetvetlerine müste- niden bu müessesat tarafından toplanır ve nisan o nihayetine kadar ait olduğu şubeye teslim edilir. Diğer mükellefleri hususi muhasebeler şubat bidâyetinde aramaya ve borçları tahsil et- meye mecburdurlar. Vermiyenler hakkında tabsili emval kanunu mucibince icrai takibat yapılır. Tahsildar (olmayan © yerlerde tahsilâtı muhtarlar yapar. Bu yüzde üçü aidat olarak vörilir. Hususi muhasebe tahsildar- larının tahsil nisbeti yüzde yet- wişi bulanlara yüzde biri, daha fazlası için de yüzde ikisi ikra“ miye verilir. Tahsildarlar tahsi- lâtı nısıf nısfa Ziraat bankasına yatırırlar, Bombayda Neler oluyor? Polis halka ateş açtı 100 kişi yaralı... Bombay, 18 (A.A.) — Polis, da- ğılmak istemiyen ve tehditkâr bir şekil alan ahali üzerine ateş açmia-! ğa mecbur olmuştur. Takriben 350 kişi tevkif edilmiştir. Nümayişçiler den 100 kadarı yaralanmıştır. Mev kuflar meyanımda bulunan bütün kadınlar gece serbest bırakılmışlar dır. Yelniz 30 gönüllü henüz mı kufiyet halinde bulunmaktadır. göre | Dün toplanan sağır ve dilsizler Dün sağır ve dilsizler cemi- | ne (o müracaatta bulunacak” yet merkezlerinde toplanarak | Reis Süleyman Sırrı Bey, i idare heyetini intihap etmişler- | tihap edilen namzetlerin ş dir. Intihap neticesinde riya- © fırkadan olduklarını soran m İ sete Süleyman Sırrı, kâtipliğe | harririmize şu cevabı vermi , | Ahmet kara Ali, muhasipliğe i — Biz şimdiye kadar hiçbif Ibrahim, veznedarlığa Hüseyin | fırkaya girmedik. Binaenaley intihabımızı bir fırka o namın$ Avni,” âzalığa da Tahir Beyler i i yapmış değiliz Bundan sonf# seçilmişlerdir. Cemiyet yakında mektepleri- | bir fırkaya girip, girmemek nin açılması için Maarif idaresi: | kında da düşüncemiz yoktur. Bursada İzmirde İntihabata dün Halk tırkası |, an “i . kazandı . K — ii“ a fena rivayetler çıkarıyorlar re a ; Bursa, 19 (VAKİT) — İzmir, 19 (A. A.) — Yeni Asri intihabatına bugün Yeni maballe-|. : ei ini ve,. ihdas edip Serbestçilerin körükle den başlandı. Halk, reylerini ver İdiği Türk ğı lesi bugün top düz, nekadar olsa insan bastığı yeri görebiliyordu. Lâkin gece- leri, hele fenersiz yan sokakların sifiri karanlığı içinde çamurlara, su birikintilerine dala çıka yürü- mek müşkül bir işti. (o Bilhassa fırtınalı gecelerde bâzan sert yağmurlar yüzü öyle kırbaçlıyor, yanakları öyle nişterliyor ve elleri öyle (o donduruyordu ki insana yürümekte yeis geli- yordu. Aksi gibi sabahı gelmiyen bu uzun yağmurlu gecelerde el ayak erkenden çekiliyor. koca sokak- lar Zifiri karanlığın ıslak zulme- tine gömülüyordu. Böyle gece- lerde Rüştü hissederdi ki bütün ziruhlar ölmüştür ve kendisi, metruk ve karanlık bir şehir ha- rabesinin karşısındadır. Yalnız, bu harabe içinde za- man zaman uzaktan gelen kö- peklerin havlamaları onu teselli ediyor, ruhunu biraz ferahlan- dıriyordu. “Küryimede wa ro” cıgarasını (içer | de sobasının hat oturarak gazetesini okur ve karısile k©” nuşurken kendi mahallesini” bekçisi de ayni suretle kalın açi sopasını kaldırımlara vurarak geçer ve uzak mahallelere doğr” yürür giderdi. Dün bekçisinin indiği heyet merdivenlerinden bugün kendisi mek hususunda büyük bir tehalük! NE ve alâka gösteriyordu. Bilhassa İka-|aBan dernekte Serbestçilerin kaf salına - muhalif, üç müstenkif reylerine Idınların tehacümü şayanı hayrettir. ra teşkil Her iki fırka taraftarları halk ara:|9! 191 reyle Halk fırkasınım ph faaliyet gösteriyorlardı. İnti-|ettiği heyeti idarenin istifasını m İhap encümeni, bir aralık fazla teha! DE ELİ erir he cüm karşısında vazifeye devam im.) (edildi. Httitaka yakın rey akdi v örerek intihaba-| Yeti idare sürekli alkışlarla ti j İşine İcalmadığını görerek intihaba-ie aldi Ocakta tezahür eden hu Vİ tı tehir mecburiyetinde kaldı. ima a düşü” Serbest fırka taraftarları kadın-|29*t Serbestçileri a ların reylerini kazanmak ümidile dürmeğe başlamıştır. ini fena ve muzır rivayetler çıkarmış- Rus tayyarecileri lar, fakat halk bu yalanlara inan-| (O Moskova, 19 (A. A.) — Mosk” mamıştır. Bunlar, ekserisi amele o-İva tayyare karargâhında yapıls* l lan bu mahalle halkına birer yevmi-|mitingte şark seyahatinden ye dağıtmak ta istemişlerdir. Bultayyareciler, Ankara, Tahran gayretkeşliklere rağmen © neticeyil Kâbilde gördükleri fevkalâde d0*” Halk fırkasınım kazanması ihtimal-|tane kabulden hararetle leri çok kuvvetlidir. mişlerdir. © Gece bekçiliği hayatı göz ve kulaklarına şiddetli bir hassasi- yet vermişti. Gece ilerledikçe | bu hassasiyet artar, uzaklardan geçen ayak (| tukıtırlarını duyar, gecenin zifiri siyahlığı Okoyulu- ğunu zayi ederek alaca karanlığa yakın bir renk alırdı. Böyle (gecelerde O Rüştünün öyle anları olmuştu ki evlerin içerlik kapılarına sokularak yağ- | iniyordu. murdan sakınan ve başlarını İ Mezun olduğu gecelerin d9 i koltuklarının arasına sokarak | kendisine mahsus ayrı 1s! vardı. Böyle gecelerde kahvede geç vakte kadar oturduktan sonr östünde yağan yağmurların rutv” betini taşıyan paltosile, çamu”” lu ayakkaplarile naçar o dönerdi. Kapıda ayakkapları" çıkarır, sonra küçük lambası" yakar, müteakıben oda duvar” na paltosunu asardı. gg Odası derin bir sükünet mülü idi. Bu süküneti fırtına gecelerde yanındaki tabutluğu” * (Bitmedi) tatl tatlı uyuyan sokak köpek- lerine gıpta etmişi. Hele bilhassa böyle gecelerde soba bacalarından tüten duman- lar odalarda yanan lâmbaların pencerelerin buhulanmış camları üzerindeki ılık sarı ziyası, duy- duğu ıstırabı derinleştirdi. Hayat, tıpkı bir merdivendi. Bir zamanlar, kendisinin de böyle bir evi, böyle tüten bir bacası ve ışık dolu bir penceresi vardı. Kışın o seri soğuk gecelerin. W e m Ş