N li Gözyaşından kahkahaya azan; Mebrure Hurşut yakışmazdı... Gönderilmiyen mektuplardan: — Neclâcığım, Uzun ayrılık yıllarından sonra geçenlerde seni Beyoğlunda gör- düğüm zaman birbirimize ne sa- mimiyetle sarıldık değil mi? Hattâ ha'imizi hayretle seyrede, yabancılara ehemmiyet bile ver- meden ne kadar kadar hızlı hızlı konuştuk! Sen hiç değişmemiştin Neclâ, O çek sevgili maviş gözlerinden mektepte iken bütün yaramaz- lıkları icat eden ve gene de ber hababatin altından kurnazlıkla kaçıp sıyrılan neşeli, hayattan küçük tombul kızın pervasız ba- kışları vardı, Yalnız daha güzelleşmiş, da- ha serpilmiş, ve doğrusunu ister- sen biraz da koketleşmiştin. Beni dinlerken, gözlerin ara, sıra, önünde durduğumuz mağa- >anın camma akseden güzel ha- yalini süzliyor, hemen ellerin minimini şapkanın yanlarından kurtulan sarışın büklü ik demi üklümleri san- m düzeltmek istiyormu ibi küşük fiskelerle Marie Görüyorsunya Neclâcığım, ge- me tıpkı mektepteki gibi sana ablalık taslamağa başladım. Bi- liyorum, sen benim tenkitlerimi 9 zaman da severek, bazen de gülerek dinler ve bu hakkı ba- ma vermekle beraber gene de huyunu değiştirmezdin! ,Neclâ, demin besap ettim: se- pinle tam baş yıl ayni dam al- tında, ayni sira üzerinde yaşa” mışız. Şimdi gözümün önüne, beyaz yakalık ve siyah göğüslüklü sevimli hayalin geldi. Mürekkepli parmacıklarını uzatarak, boymu- vu bükerek, hesap vazifeni yap- tırmak için; “Mavişine o acımaz- mısın sen? İşte gene çıkamıyo- 2 bunun içinden...., Diye yal- 1 MUNİS ş tatlı akislerle Vm Neclâ, sen amın bütün ta- lebesile arkadaştır, Hepsini ver, hepsile de oynardın. Hak me ——— başka hiç bi- ni görmez, hepsinden Paydos zamanlarında e başka çoçuklar &rasında gülüp keşarken gördüğüm vakitler, yalnız başıma oturduğum ağa &ın dibinden fırlamak, ilk rast. geldiğim talebenin boynuna a- tılmak ve güya senden hıncımı almak için: “Ben artık Neclâyı sevmiyorum. Gel seninle arka daş olalım!,, diye bağırmak iş- tekleri duyar, bir türlü kıpırda- naiadan parmaklarımı ezer, bü- kerdim. Sem nihayet boni hatır- layıp ta yanıma geldiğin vakit, geçirdiğim azabı aklına bile ge- trmer, mahzun yüzümün, sitem dolu gözlerimin önünde: “Eyvah gene somurttu... Acaba ne ku- sur ettik?,, diye gülmekten baş- ka bir şey düşünemezdin. Neelâ, senin bu bitmek bil- meyen kahkahalarn, bu acı kayıtsızlıkların bilsen beni o 7a- manlar ne kadar harap ederdi. Ama sen haklıydın Neclâl Ben ıstırap çekmek için yaradılmış, şapraşık (o düşünceli, duyguları anlaşılmaz bir zavallı idim. Gül mek hana daha o zamanlar bile se gülüştük, ne | güldüğüm vakit, sanki kabahat yapmış gibi, san- | ki herkes benimle alay edecek- | miş gibi etrafıma bakınırdım.; Dudaklarımda beliren cansız gü- lümseme de hemen çirkin bir bükülüşle sönerdi. Sen, tüy kadar hafif, sarı u- Şucu saçların, parlak maviş göz- | lerin, gülmek için yaradılmış o minimini ağzın, sıhhat dolu gü- zel renginle “Kahkaha,, ben de simsiyah saçlarım, gene simsiyah koyu koyu gözlerim, gülümse- mekten bile ürken uçları düşük zavallı dudaklarım, solgun can- sız rengimle, daha o zamanlar bile “gözyaşı,, idim. Benim tatlı mavişim, İşte sen, beş yıllık, yalnız mektep arka- daşlığı değil, çok candan bir sıra kardeşliğinden sonra, gene İ o sönmek bilmiyen güzel kah- kahalarınla © beni braktın . Baban Avrupaya tayin edilmişti. Seni mektepden aldı. Mektup yazmak vaitleri, aldatıcı seda- kat yeminleri ile gittin. Hafta- lar, aylar geçti, gözyaşı karde- şin de hep senden haber bek- ledi. Bilsen sana ne uzun, ne mu- habbet dolu mektuplar yazdı. Her kes uyuduktan sonra, o bildiğin “kocaman sessiz yataka- nede, senin, artık içinden baş- ka bir çocuk nefesinin geldiği karyolacığına yaşlı gözlerle ba- karak gizli, gizli ne sayifeler doldurdu. Fakat bütün o mektuplar, o lekeli, buruşuk, her köşesi ince ince yâzılarla dolu dertlerimin ortakları, çekmecemin içinde bi- riktiler, kaldılar. Kış geldi, yıl değişti.. Senden bir tek satırcık bile gelmedi! Adresini bekliyen zarflar boşa boşuna hazırlanmaktan usanma- dılar.. yalnız, benim güzel «kah- kaham» bilmem neden, çok sa- rardılar. Bir yıl daha geçti. Ben de mektebi bitirmeden çıkmak mec- buriyetinde kaldım. Niçin bili- yor musun, Neclâ? Babam git- mişti. Fakat onu takip edemiye- ceğim, avdeti olmıyan hazin bir diyara! İşte Neclâ, on yedi yaşında omuzlarıma çöken bu ıstırap yü- kü, beraberinde sürükleyip ge- tirdiği maişet dertleri, didinme gaileleri ile gözlerimin son nu- runu da söndürdü. Sen bu dertleri hiç anlamaz- sın... ve ömrün oldukça da an Jamal O gün «Ne yapıyorsun şimdi?» sualine « Çalışıyorum! » dediğim zaman gözlerin merakla, soluk Micivert kostümümü, alsak ökçe- li iskarpinlerimi süzdü Anlamadın, «Ne gibi?» Dedin. Bu «Ne gibi» yi soran mütebes- sim dud:klar aceba saadetleri- nin büyüklüğünü biliyorlar mı? Yoksa onların da dertleri var mı? İnce kaşlarını kaldırarak, kıpkır- mızı dudaklarını çapkın bir eda ile uzatarak: “Ah, var!,, Hem de ne derileri var!,, Diyorsun de- İ il mi? İşte önümde dün aldı İ ğım mektubun: Son balo için mmm Müskirat inhisar İrtişa tahkikatı Ankaradan akşam rüfakamız- dan birisine gönderilen bir tele- graf nazaran irtişa tahkikatında isimleri geçen maliye memurları kakkında tetkikata memur edilen Maliye müfettişleri faaliyetlerine devam etmektedirler. Bir habere göre henüz ne Kâmil Beye, ne Atina da bulunan Edip Beye bir sual tevcih edilmiş değildir. Mü- temmim malümata nazaran Barut inhisarı dosyaları meyanında ele geçen ve hükümete verilmiş bazı istida müsveddelerinin zan altın- da bulunan bir memurun vazısna pek benzediği tesbit :dilm ştir. » Esbak ticaret veki Cenani B. hakkındaki rivayetler devam etmektedir. Rivayetin birisi kay- dedildiğine göre hali hazırda nerede olduğu meçhul bulunan Cenani Beyin avdet ihtimaline alttir, Cenani Beyin refikasının bütün mücevheratını satıp zev- cinin borçlarını vererek avdetini teimn edecektir. Diğer bir rivayete nazaran da elyevm Ankarada bulunan ve isminin ilk harfi “ V ,, bulunan bir hanımdır. Cenani Beyin aile- sile bozuşmasına sebep olan ha- sım budur. Üçüncü rivayet ise Cenani Beyin alâkadar olduğu hanımı evvelce İsviçreye gönder- mesi ve kendisinin de bumüna- sebetle oraya gitmiş bulunmasıdır. * Küre mezbahasında yeni a satış salonunun “ Satış salonu ücreti ,, namile a- nacak para Münasebetile okka başına 5 kuruş kadar bir ziya - delik göstereceği iddia edilmek- tedir. amma amm yaptırdığın, beli mavi kır mineleri ile süslü, gözlerinin rengindeki tül elbisenin günler geciktikten sonra kusurlu gelişi ve senin de, güzelliğinin önünde her balde hiç kimsenin farkına bile varma- dığı bu küçücük kusurlu tuvale- ti giymek mecburiyetinde kalı- gın... İşte altı sayıfalık kocaman mektubunda gördüğüm dert! Aa. Bak unutuyorsun, bir de balo- daki evli hanımların dekolteleri bellerine kadar açık olduğu hal- de annenin sana ufacık bir ya- ka açtırışı, babanın da otomo- bile binerken dudaklarındaki bo- anm fazlalığına itiraz ve Zorla Sml nn kenarlara bulaş- tırıp o Canim ağzı çirkinleşti- rişij,. Vah benim zavallı mavişim! Mektubunu okuduğum vakit se- ni, kelimeleri telâffuz ederken yanda birakip hemen ötekine atlıyacak kadar telâşlı, aceleci konuşuşunla görür gibi oldum. Bana, «Ne yapıyorsun kuzum? Bu çalıştığın yer de nasıl şey» diye soruyorsun. Mademki dert- li ömrümü dinlemeğe katlana- caksın, bari bak anlatayım: O gün sana çalışıyorum dedi- ğim zaman «Ne gibi?» demiştin. Sana evvelâ buna cevap vere- ceğim. Çalışmak.. Çalışmak nedir aceba? Diye düşünüyorsun. Nec- lâ çalışmak, mevkie, alınan pa- raya göre derecesi değişen bir nevi uşaklıki Uşaklık kelimesi ile ne mi demek istiyorum? Yani kendi düşüncelerinden kendi zevk ve duygularından - gene tekrar ediyorum - vaziye- te göre, derecesi ktiçülüp büyü- yen bir nisbette feda edip, pa- rasını aldığın insanın velev saç- ma ve yersiz bile olsa, fikirleri- ni kabül edip, bir nevi kavuk sallamak! (Devamı yarın) ında yeni tebed düller mi yapılacak? Yeni müdürü umumi ortaya atıla” rivayetlere Ispirto ve İspirtolu içkiler in- hisarı umum müdürlüğüne tayin olunan Defterdarlık muhakemat müdürü Asım bey hakkındaki karar, milli iradeye iktiran et- miştir. Fakat henüz kendisine tebliğ edilmediği için resmen yeni vazifesine başlamamıştır. Haber aldığımıza göre umum müdürlük şube müdürleri ara- sında bazı değişiklikler yapıla- cağı şayi olmaktadır. Bu husustaki rivayetlerin en başında umum müdür muavini Hüsnü Beyin ismi zikredilmek- tedir. Bu rivayete Hüsnü Bey başka bir ik vadi tayin olunacak ve yerine umum mü- dürlük Omüfettişlerinden Naim bey getirilecektir. Diğer bir rivayete göre de umum müdürlük muamelât şube- si müdürü Salâhattin Bey başka bir vazifeye naklolunacak, yerine ne diyor? müfettişlerden bir gat getiri” cektir. Salâhattin Beyin teb yi şayiası kaydedilirken, muar€” şubesinde son zamanlarda işleri pek ağır yürüdüğü de ileri sü mektedir. BY” daha bazı 9“ gişiklikler pılacağı zikr6* dilmektedir. Bu riva! Makro umum mado ler hakkınd rü Âsm B. malümat isteği ğimiz yeni umum müdür Asi” Bey bir muharririmize şunlar söylemiştir : a “ — Umum müdürlüğe tayini hakkındaki kararname milli ir# deye iktiran etmekle berab©” bana henüz tebliğ yapılmamıştı” Bu sebeple resmen vazifeye lamadığım için size izahat ve” cek mevkide değilim. ,, ş a TRAMVAY ŞİRKETİ (STANBUL TRAMVAY ŞİRKETİ EVKAT 1929 senesi Teşrinisaninin ilânı ahire No Hutut 9 Harbiye- Sirkeci 10 Şişli - Tünel V Kurtulus-Tünel 12 Harbiye-Fatih | !4 Macçva - Tünet | 15 Taksim-Sirkeci | 16 Maçka-Bevazıt | 18 Taksim-Fatin | 19 Kurtuluş-Bevazı! Beşi taştan -Bebeğe BeşiktaştanEminönüne 8 Bebektem-Eminönüne Eminönünden- Bebeğe 50 6,41 Bebekten-Karaköye KaraköydemBebeğe Bebekten - B. Taşa Ortaköydev-Aksaraya Aksaraydan-Ortaköye 17-20 6,35 Beşiktaştan-Fatihe Fatihten-Beşiktaşa 22 Bebek -Eminönül 18 Oraköy-Aksaray | 34 BaşiktaşeFatih Aksaraydan-Topkapıya 69 Topkapıdan-Sirkeciye Sirkecidem-Topkapıya .20 Topkapıdan-Beyazıta Beyazıttan-Topkapıya Topkapıdan-Aksaraya 22 Topkapr-Siskeci a mmm NR Harbiyeden-Sirkeciye 714 Sirkecidem-Harbiyeye * Şişliden * Tünele Tünelden - Şişliye Kurtuluştan - Tünele Tünelden - Kurtuluşa Harbiyeden - Fatihe Fatihten - Harbiyeye Mackadan » Tünele Tünelden - Maçkaya *en-Sirkeciye Sirkeciden - Taksime Maçkadan-Beyazıda 7,09 Beyazıttar-Maçkaya Taksimdem-Fatihe Fatihten - Taksime Kurtuluştan-Beyazıda 6 Bevazıttan-Kurtuluşa Taksim: TARİFESİ 25 inci gününden itibaren kadar muteberdir Birinci Son Fasıla Haraket Heravet 709 19,00 731 1931 0,36 24,14 102 24,38 21,10 23,30 21,30 24,00 6,09 1,00 S.T zi 105 3,0 3.6 9 80 80 şa 70 735 709 0,53 7,46 8,32 700 750 5,8 10 4 15 30 3 6,01 6,22 16 6,30 22,0 23,04 10 609 9,15 2 7.00 740 6,12 0,33 109 7 24 24,30 6 Asşaraydan-Yedikuleye 6-10 6,10 Vedikuledem-Sir 'eciye 20 6,33 83 Yediknie-Sirkedi Sirkeciden-Veikuleye 60 7.13 Yedikuleden-Beyazıta Beyazıttan-Yediktleye Yedikuleden-Sirkeciye Aksaraydan-Edirnekapıya 2400 4,39 6,01 EEdirnekapıdan-Sirkeciye 7,11 0,31 37 Edirekapı.Sirkeci İsirkeciden-Edimekapıyal5,21 7,04 irnekapıdamFatihe Fatihten-Edirnekapıya Edirnekapıdan-Aksaraya 50 2340 4.05