ka 3 NE RAE —— —— m ema İlani İ3 numaralı apartım Bir kadın diri diri yandı ökiymetli itfaiyecimiz yaralandı nm şayanı dikkat G alatasaray yangı tafsılâtı ” — Evvelki gece Beyoğlunda bir Sin olmuş, bir aparlımanla beraber müste- İ ciri ihtiyar bir | * kadında yanmış- . a tir. FM) Yangın hakkın- 8” dı dünkü rüsha- ra »da kısacı ma- lümat vermiştik. Bugün hadise n tafsilâtını kayde- Vin &rup amiri Zeki o, yoruz; ü Evvelki gece saat on bir bu- Sukta Galatasmrayda o Meşruti- ki caddesinde kâin Anadolu antasının garsonları karşı 8i- rada bulunan 13 numaralı apartı- mandan alev ve duman çıktığını görmüşlerdir. A- partımanda şap- kacı Mişel Bara- ka ile en üst kat- ta yotan apartı- müsteciri lanarlardan nanlardan tah- man N ariyi uyandırmak için | ku nlar lokantanın damına çık- Si ar, apartıman pencerelerine $ ve kömüratarak gürültü yap- Yardir. e pasndan Galatasaray merkezi| ed, yoğu etfaiyesi habardar miş, dört dakika sonra etfa- | vi Yangın yerine muvasalet ey- “miştir, bu erhal apartımanın > bulundu- sadde üzerinde seyrüsefer Me ” , edilmiş aynı zamanda İstan- *tfaiyesine de haber verilmiştir. Etfaiye içten içe yanan apartı” Fi söndürmek için üçüncü ka- | © merdiven dayayarak su sıkmak miş, fakat bunun için tramvay iğ €rinin arasından merdivenleri Beçirmek icap etmiştir. yi rdivenler apartımana daya” ce €n tramvay tellerine çarpmış, | Teyan merdiven üzerinde bulu- | ve» Beyoğlu grupu emiri Zeki, Mirip amir muavini Zihni Bey- le efrattan dördüne çarpmış, © hepsini baygın bir balde de üzerine yuvarlamıştır. . Elektirik şirketine (| evvelce ed kesmesi için telefon e olduğu için gurup âmiri “ €yarım kesildiğini (tahmin ag» bu emir vaktinde tatbik ilmediği için kaza vuku bul Muştur, keş ise üzerine elektirik şir- ti ine tekrar telefon edilmiş, Av€t cereyan kesilerek büyük Merdiven duvara dayatılmıştır. e şekilde apartımana giren Mari şapkacı ile er ve maz ırtarmış” bardır. n kapıcısını kur iş: a, angının şiddetlendiği bir ada etfaiyenin arozözlerindeki itmiştir, k Derhal terkos Oşulmuş, fakat hiç bir musluk- $u bulunamamıştır. Bir yan- m terkos şirketinin gete nö musluklarıma | büyük havuzundan itifade edimek ( istenmiştir. Mektebin kapıcısı bütün israrlara rağmen kapıyı açmamış. Nihayet polis vasıtasile kapı açtırılabilmiş ve sudan istifade olmuştur. Etfaiyenin fevkalâde gayreti sayesinde yangınm sirayet etme- sin'n önüne geçilmiş, yalnız beş kattan ibaret olan apartıman temamen ve altındaki Rusopulo- nun dükkân! kısmen yanmıştır. Apartıman İtalyan tebaasından Tarnanın malıdır. Seksen yaşın- da bulunan madam Mari bu apartmanı isticar etmektedir. Binanın öst katında yatan Mari diğer katları oda, oda kiraya vermiştir. Bu odalarda terzi | İstavro Nikali, işlemeci Koço, dişçi Yor- gi Manol OYorgiyadis, şapkacı su | Mişel Baraka, terzi Statatos ve konduracı Vasil efendiler otur- maktadır. En alt kattada ahçı Vasil | Efendinin lokantaya benzer bir salonu vardır. Söylendiğine göre ahcı Vasil EF. evine giderken havagazı mus- uğunu açık bırakmış, bilhassa et- rafa yayılan havagazı yakılan bir | kibrit veya ate yüzünden parlamış, yanyın çıkmıştır. Evin sahibi madam Marinin yangın esnasında meydanda ol- maması ve iki saat evvel oda- sına çık arken görülmesi kendisi- T Üstarafı Yeni bir müverrihin dediğ sinin aileleri de, Yunanistand btiyük bir mevkii haizdir. Aslan Arnavut olan Konduriotlar, iki asır evvel Hidrada yerleşmişler, ve Yunanistanın istiklâl harbin de bu harbe ilk atılanlar sıfa- öle tebcil edilmişlerdir. Amiral Konduriotos un bü- yük babası Corç, servetini milli dava uğrunda sarfetmiş, ve 1824 senesinde Yunasitanın muvakkat reisi olmuştu . Zalmis iseAcea nm muteber ahalisindendir . Zaimisin ecdadı, Osmanlı padişahlarından zenmet aldıkları için kendine Zaimi de- nil miş ve ailesi bu namı almış- tır. Zaimisin ceddi, Türkler- lerle mubarebe eden Moralıların İ yeislerinden olduğu gibi babası da Yunanistanda başvekildi. Ba- hıkcılığa çok meraklı ve kır ha- yatına aşık, aynı zamanda bir âlim ve siyasi o'an Zaimis Girit fevkalâde komiserliği ve yedi kerre tekerrür eden başvekilliği esnasında vasi bir tecrübe ge- çirmiştir. İnzivagâhinden çağırılarak baş- | ka mubtelif rehber.erin hatalarını tashiba - çalışan Zsimis, vazife hissile siyasete karışan , sulh sükünet o zaman- larında camaat yamıyan, fakat akli selimi, cesa- reti ve itideli dolayısile tehlike ve te isine telefon edilirken diğer ve teşevvüş devrinde bir milleti etrafında toplıyan bir adamdır.,, İnen reisicümluri büyük bir camaat toplı- ! andaki facia 13 numaralı aparlman nin dumanla bulunduğu ve yan- dığı ozannını ortaya atmakta bu zan yapılan tahkikatla haki- | kate karip bir şekil almış bulun- | maktadır. Yaralanan etfaiye amirleri ve efrattan Kemal, Raşit Hakkı, Ni- yazi, Hüsnü Recep, Mustafa Hakkı efendiler hastaneye ya- Şırılmışlardır. — 3. — VAKIT.21 Kânunevvel 1929 —s Tramvay basamakları otomatik yapılıyor Bu suretle kazaların önüne kat'i surette geçileceği tahmin olunmaktadır Tramvay kazalarına mani ol- mak için şirketin son günlerde bazı tedbirler ittihaz ettiği, ön sahınlıklara ayna, tamponlar üzerine diken şeklinde manialar koyduğu malümdur. Şirket bu tedbirlerle Kazala- rın önüne hismen geçmişse de | arabalar yürürken inmek ve bin- mek, basamaklarda durmak yü- zünden busule gelen facialar devam etmektedir. Aldığımız malümatâ göre şir- ket bunun için de bir çare bul- muştur. Bu çare basamaklara, arabalar yürürken kalkacak istasyonlarda tevakkuf edildiği zaman inecek İ bir vaziyet vermekten ibarettir, Bunun için elektrik tertibatında tadilât yapılacak ve basamaklar vatman (tarafından kolaylıkla idare edilebilecek şekilde oto- matik hale ifrağ olunacaktır. Bu yeni tedbirin tatbikından sonra tramvay kazalarının asgü ri hadde ineceği tahmin olun- maktadır. “Savulun, yakarım!,, Mekteplere dadanan hırsız yakayı ele verince kendisini karakola götürenlere silâh çekti Üzerinden çıkan şeyler: Dudak boyası, ampul, muşamba, tabanca ve sustalı çakı Evelki günkü sayımızda şebrimizde bir hırsız şebekesi türediğini yazmış, kılıktan kılığa girerek sare aşıran bu herifler | mekteplerden palto ve bakkında naza- - rı dikkati cek betmiştik, Dün İstenbul erkek lisesinde bu o şebekeye mensup olduğu tahmin edilen bir adam ya- kayı ele ver- miştir. Yaptığımız tahkikata naza- ran mesele şu suretle cereyan etmiştir : Dün öğleden evel, üstü başı oldukça yerinde bir «fendi, İs- j tanbul erkek (Or lisesi kapısına geliyor, bir talebe yazdıracağı için Müdür muavinini göreceğini söylüyor. Müracaat edenleri görecekleri zatın yanına ka- dar götürmesi hüsusunda emir'almış olan kapıcı, bu efendiyi müdür muavininin yanına kadar gö türüyor, Orada bu efendi müdür Beyi göreceğini ifade ederek oda kapısından çıkıyor ve bir an içinde ortadan kayboluyor, Esasen kendisinden şüphe eden ları hemen her tarafı arıyorlar ve takane len bu efendi, müdür Beye: — Efendim, diyor, ben buraya müdenci Arif Beyin çocuğunu yazdırmağa geldim. — Peki, kâğıtlarını, vesikalarını | lim! Bu talep Üzerine; merdiveninden inerken rasgeliyorlar, Adam balâ müdür Beyin odasını aradığını söy- lemekte İsrar etmektedir. Müdür odasına getiri- —Ben şimdilik sizden vaât alayım, kâfi; evrakı sonra getiririm, diyor. Müdür Bey tamamen şüp- helenmiştir, soruyor : — Efendim, şu halde ben bu Arif Beye telefonla müra- caat (edeyim; çocuğunu gön- dersin, — Telefonu yoktur. — O halde, siz kimsiniz Beyim ? — Ben ma denci Arif Be- yin kâtibiyim. Fakat siz ne selâhiyetle be- nim büviyetimi soruyorsunuz ? Bunun üzeri- ne biraz ileri geri söylenen bu efendi, davet edilen bir polise tevdi edilmiş ve mektep idaresinden bir zat ile | birlikte Şehzadebaşı karakoluna gönderilmiştir. Fakat yolda bir iki defa kaçmak teşebbüsünde bulunan bu adam, birkaç kere: “— Yakarım sizi, bırakın beni /» sarfetmiştir. Nihayet işi arıttığı için polis memuru Gibi sözler da silâh kullanmağa mecpur olarak, bu meçhul idare memur- bu adama ya- veriniz, göre- çıkmıştır, mektep zairini Şehzadebaşı polis mevkiine götür- meğe muvaffak olmuştur. Verdiği ifadeye nazaran bu tabancalı zairin adı Mehmet Refik oğlu Semih efendidir. Askerlikle alâkadar olduğunu da ifade etmiştir. Eğer bu doğru ise bir asker kaçağı olduğuna ihtimal verilebilir, Üzerinde bir ampul, bir muşamba, bir sustalı çakı, bir tane dokuzlu tabanca, bir dudak boyası