Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Antalya'nın denizden görünüşü haşmetlidir ( 40 I;-:rece Ateş oeeo ——— HACI SOLUMAZ'IN HİÇ SOLUMİYAN OTELİNDE A"“ıya'da günün en büyük ve en canlı mevzuu, insanı can- siz bırakan havadır. Nasil dünya va- ziyetinin çok vahim olduğu zaman- larda daima politikadan bahsedilir- se, Antalya'da da bütün konuşmaya hâkim olan hararettir: hararete dair hararetli konuşma! Herkes bu konuşmalardan istik- pale ait ümitler ve hükümler çıkar- mağa başlar: — Ah bir meltem esse... — Ufuk gene harelendi. manavgat başlıyacak. — Yok yok. İnbat çıksa daha iyi... — Kaç gündür böyle gidiyor. Bel- ki bu gece yarısi hava çevirir... “Topane bahçesinde geniş bir ha- vuzün terliyen fıskıyesi başında “toplanan antalyalıların durgun ve koyu nefti denize bakarak bel bağ- ladıkları şey hep bu hava, hep bu insanı bir parça serinliğe kavuştura- - cak rüzgârdır, Su, su, su!.. İçtiğiniz suyun daha mideye in- meden cildinizden taştığını hisse- diyorsunuz. Su burada susuzluğa karşı bir deva olmaktan çok uzaktır. Çünkü kanmıya imkân yoktur. Bar- dak bardak suyun, küçücük mide içine nasıl sığdığına bütün dünya sihirbazları bile hayret eder. Fakat sığıyor işte... Galiba Toplne bahçesinde olduğumuz yerde mangal kenarında kal- mış bir mum gibi erip büküldükten sonra otelimize döndük. Otelimizin ismi “Antalya palas” tabelâda bu “Palas” tâbirinden son- ra bir de “otel” yazılı. Yani otelimi- zin adı ve soy adı “Antalya Palas Oteli!,, Palasımıza girdik ve palas pandı- ras odamıza çıktık.. Fakat kimde yatacak takat var ki... Yatsak uyu- yabilecek miyiz?.. Odanın içi bir de- mirci külhanı gibi kayniyor. Hava bu sıcaklık içinde uçuyor yükseli - yor da insan nefes almak için çare arıyor.. İ Otelin sahibini arıyoruz: Sivri, kırçıl sakallı, basma enta - rili bir ihtiyarcağız. Belinde bir ku- şak; ayağında haliçte mavnaları çe- ken romörkörler gibi iri şıpıtık ter- likler var.Vakit geç olduğundan ge- celiklerini giyinmiş.. — İsmin ne baba?... — Hacı Solumaz.... Bu sıcakta solumamak için ve so- lumadıktan sonra “solumaz,, diye i- sim almak için insan hayli cesaretli olmak lâzım... Geldiğimiz zaman Afyondan bir- kaç şişe maden suyu getirmiştik. Gelince de otel garsonuna bun - ları orada gözümüze ilişen bir fri- jidere koymasını söylemiştik. Kim bilir birkaç saatten beri bu maden suları ne müthiş soğumuştur — Baba, dedim. Hani şu frijider- de bizim maden sularımız vardı. onlardan bir iki şişe gönderir mi- sin ? — Peki evlât,diye cevap verdi. Ve sonra otel garsonuna emret- ti. Garson da gitti, gözümüzün ö- nünde buz dolabını açtı ve şişeleri eikardı! Oh!... di Yazan © sanimaç Mümlaz Faik Fenik Buz gibi maden suyu şim- Şişeleri elimize aldık. Hayret! Hamam suyundan farksızdı! Friji- derden çıkan su böyle mi olmalıy- dı? Otel garsonu izah etti : — Beyim, siz bunları buz dola- bına koyun, diye bize verdiniz, biz de koyduk. — Peki?... — Pekisi var mı, dolapta elek- trik cereyanı yoktu ki Hacı Solu- maz öyle her zaman buz dolahını yakmaz ki... Yapacak iş yoktu. Bu sıcak maden sularını içecektik. Kırkyıllık Hacı Solumaz'ın bun- dan sonra ahlâkını değiştirecek de- ğildik ya. — Bir anahtar getir de açalım ! — Yok!... — Ne yapacağız? — Açacağız! — Nasıl açacağız? Ben nasıl açacağımızı pek âlâ biliyordum. Kapıların arkalarına ve yahut kilitlerine takacak ve çe- kecektik. Fakat Hacı Solumaz'ın garsonuna bunu teklif etmek zor- du. Bereket versin o, bizden daha akıllı çıktı ve derhal şişeleri eline alarak bütün odaların kapılarında ve kilitlerinde tecrübelerini yaptı nihayet açmağa muvaffak oldu.. — Baba sizde banyo var mı? — Var, ne yapacaksın? — Hiç... Sordum sanki... Kusura bakma... Sonra utanarak ilâve etim : — Başımı yıkayım, dedim... — Başını dışardaki muslukta yı- kasana... — Yıkarım ama, muslukla, mus - luk taşı arasındaki mesafeye kafa - mı âyar edemiyorum! Hacı solumaz, gene solumadan ön- den yürüdü. Belindeki kuşağın u - cunda sallanan anahtarlardan bi - risini bir kapıya uydurdu ve açtı: — Buyur!... Başımı yıkamıya başlıyacağım!... Fakat sabun yok.. Dışarı — çıktim. Baktim banyonun kapısı önün - de Hacı Solmaz nöbet bekliyor. — Baba, dedim, ne bekliyorsun ? — Hiç.... — Yani?... — Evlât sakın fazla su sarfet - me!... — Neden ? — Bu su buraya kolla çıkıyor. A- cımaz mısın adamlara? — Baba sen bana acımaz mısın? Bak bu kadar yoldan geldim. Hem parasiyle... — Parasiyle, marasiyle!.... Bu su kolla buraya çıkıyor... Evet, biz de Antalyaya bu sular diyarı, şelâleler diyarı Antalya'ya, saniyede 4000 ton su akıtan bir ka- nalı açmağa gelmiştik ! Naçar odama giriyorum. Cibin- lik var: var ama mermerşa- hi! Tül olsa gene bir dereceye ka - dar rüzgâr alabiliriz. Naçar soyu - nup bu bezden lâhitin içine giriyo- rüm, Uzanworum.... Fakat bu cibinliğin içi daha deh- şet!... Yatak çarşafı, alttımda muazzam bir termojen pamuğu! Yastık ense kökümde, kızdırılmış tuğla!.. Ci - binlik üstümde Mısır kazanı! Uyu bakalım..... Vücudumun hararetiyle soğuyan yeri ısıtmamak için kıpırdanami - yorum bile.... Bir saat geçiyor.... fazla geçiyor... Sanki ben Antalya'da değilmi - şim de, Musul'da imişim.... Hatıra - larım canlanıyor. Hayaller hareke - te geliyor... Bundan bir iki ay evel Musul'dan geçmiş ve orada “Rest - “Navz,, Ülye Un ULTTUU Kalili z cükra. . Belki daha Yüksek tavanlı geniş bir otel! O- danın içinde sıcak suyu, soğuk su- yu var, yatağın üzerinde tayya - re pervanesi kadar büyük bir van - tilâtör odaya mütemadiyen serin rüzgârlar getiriyor.... — , Vantilâtör dönüyor... Oh ! Her taraf küfür küfür.... Fakat bu vantilâtör de ama vın - hyor.... Niçin vınlıyor ?... Kendime geliyorum... Ne vatilâtörü? Vınlıyan mermer- şahı lâhtın içinde azametli sivri si- neklerdir! İzmir bisikletçileri 2400 metrelik bir turneye çıktılar İzmir bisikletçilerinden mürekkep dört kişilik bisiklet kafilesi ağustos- un 11 inde başlamak ve 6 eylülde sona ermek üzere 2400 kilometre tutarında olacak olan bir garbi Anadolu turne- sine çıkmışlardı. Bisikletçiler, İzmir'den hareket e- derek, Aydın, Denizli, Dinar, Afyon, Kütahya, Eskişehir, Polatlı yolu ile 966 kilometre katederek bugün öğle üzeri Ankara'ya gelmişlerdir. Bölge ce esbabı istirahatleri temin edilen bu gençler, program mucibince iki gün şehrimizde istirahat ettikten sonra yollarına devam ederek Beypazar, Geyve, İzmit, İstanbul, Tekirdağ, Ge- Hibolu, Çanakkale, Balıkesir tarikiyle 6 eylülde İzmir'e avdet etmiş buluna- caklardır. Gençlerimiz, bu seyahatten çok memnun olduklarını, geziden birçok istifadeler temin ettiklerini söylemiş- lerdir. (a.a.) İzmitte ketenciliğin islâhı için tedbirler İzmit, 21 a.a. — Kocaeli ketencili - ğini inkişaf ve islâh ettirmek üzere Ziraat vekâletince alınan tedbirler cümlesinden olarak Kandıranın Gaip- ler köyünde bir keten tecrübe tarlası tesis edilmiştir. Burada Adapazarı to- hum islâh istasyonu tarafından yerli ve yabancı muhtelif keten tohumları 23-8-1939 S P gul olacak?,, O gündenberi sesimize cevap ve- ren bulunmadı ve yegâne meziyet- leri ırkımızın bir hasleti ve allâhın bir mevhibesi olarak inkişaf etmiş sağlam vücutlara malik bazı zavallı- lar, spor namına meydanlarda spora yakışmıyan faaliyetlerine devam et - tiler. — “Zavallılar,, diyoruz. Çün- kü bu yüzden ekmek parası ka- zanmak için güreşen, didinen bu in- sanların organizatörler elindeki hal- lerini yakından biliyor ve kendileri - ne acıyorüz. Geçen pazar günü Ankara Gücü sahasında seyircilerin biribirine gir- Ülmavak Segeve Öerar ea Geeşem eeei AŞ —— yatımız muhitte lâzım gelen alâkayı topladı. Okuyucularımız mektupla ve şifahen bizi tasvip etmekte ve bu gibi para oyunlarına nihayet vermek zamanının geldiğini hatırlatmakta: dırlar. Güzel, ama, bu adamların sahiple- ri kim? Profesyonel güreşiçler ne- reye, hangi teşkilâta ve makama tâbi- dirler? Geçen sene haziranda kabul edi- len bir kanunla türk gençliğinin fi- zik ve moral kabiliyetlerini yükselt- mek, beden terbiyesi ve spor işlerini .yürütmek maksadiyle kurulan beden terbiyesi genel direktörlüğü tama- miyle amatör bir teşkilâttır. Kanun hükümlerine göre, mektep ve kışla - nın dışında kalan gençliğe beden ter- biyesi ve spor vazifelerini yaptıra - cak ve kışla ile mektep gençliğinin beden terbiyesi ve spor faaliyetlerine de istikamet verecektir. Bu çok şümullü vazifeleri içinde Beden Terbiyesi Genel Direktörlü- ğünün para için spor yapanlarla meş- gul olacağı hakkında bir kayıt yok- tur. Büyük Partimizin programı or- ganlarına amatör bir spor gençliği yaratmak hususunda direktifler ver- mektedir. ç Şu halde bu bir sağlık mesglesl midir? Binaenaleyh Sıhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti mi Şr;)ğsî:“:: sporcularla meşgul- olacak? Buna *” nıı)evzuat ve nşegde vaziyetin müsait olmadığı şüphesizdir. Bu adamlarin müsabaka!anndaâga; ima gürültü ve şamata çıkmak 11eîî olduğuna göre, acaba pîofesyc.met İ inzıbat altına almak - bir emniyet ve e , aLan DS ahiliye Vekâleti âsâyiş işi midir? D hi AĞ BKNA mi bunları bir teşkilâta bağlıyacakı Zihnimizi bu vadide yorarak BES fesyonelleri bağlıyacak Bi L"î_:m: onlarla meşgul olacak bir teşkilât a radık. Fakat, bulamadık. YA Memleketimizde spor şubeleri i- nde meesyonelliğin gizlenemediği güreş kaldı. Binaenaleyh, diğer da bu hastalığın meydana çı - kacağı günlere kaı_iar olsun pro_fesyo. nel güregçileri bir ara?'a getirmek, onlara bir baş bu!mak laz_ımdır. Bunu yapmadıkça teşkılâtşız_lıgm_. başsızlı- ğın fena âkıbetlerini peşin olarak kabul etmek iktıza eder. Hatırlıyoruz ki geçen senelerde İstanbul Eminönü _.H?lkevî. B. Sami Karayel'in teşebbi.îsu ıl_e Profesyonel güreşçiler için bir talimatname ha. zırlamıştı. Gene bu Halkevinin müş. bet işleri arasında, kendi Otoriteleri Şi yalnız sporları üzerinde yetiştirme ve islâh tecrübe- üsabakalar tertibi keyîiyeti bakası da 0 R Profesiyonel güreşçiler hangi teşkilâta tâbidirler ? Bunları başı boş bırakmamak lazımdır Geçen sene Cebeci'de bir açık sinemada ve sonra Ankaragücü saha- sında yapılan serbest güreş müsabakaları dolayısiyle yazmıştık : “Amatör spor teşkilâtınım dışında kalan profesyonellerle kim meş - lınmıştı. Bu çok hayırlı teşebbüs neticede gene bozuldu ve organizatörler gü- reşçileri gene çantalarında keklik yaptılar. Esasen Halkevleri bu yolda ancak rehberlik yapabilirdi. Eminö- nü Halkevi de bu vazifeyi yerine ge- tirmişti. İlkbaharda yapılan Kırkpınar gü- reşlerinden sonra idi. Gazetemizde çıkan bir Edirne telgrafı Beden Ter- biyesi Genel Direktörünün türkün a- sil bir sporu olan güreşin teşkilât ha- riçinde kalan mensuplarını bir araya toplamak kararını verdiğini bildiri- van ve spor idarecisi bu işle meşgul olmak vazifesini üzerlerine almışlar- dı. Aradan dört ay geçiyor. Fakat bu komisyon ortaya hiç bir şey koymuş değildir. Ne zaman koyacağı da he- nüz belli değil... İşitiyoruz ki pazar günkü hâdise- nin kahramanları Ankara Tayyare cemiyeti ile mutabık kalmışlar ve 27, 30 ağustos tarihlerinde aynı melo- dramı Ankaradâ tekrar edeceklermiş. Bu sefer imkân bulurlarsa 19 mayıs stadyomunda,.. Olmazsa, gene ı_ıalk_a rahat hiç bir şey seyrettirmek imkâ- nını veremiyecekleri bir sahada.. Tekrar ediyoruz : İ T Profesyonelleri bir teşkilâta bağ lamak, zabıt ve rabıt altına almak lâ. zımdır. Yapılan fena hareketlerden sonra bu bir zaruret ?ıfmîştuf'. Alâ- kasını göfen dıjren'lnılşl Üzerine al- masını bekliyor ve İstiyoruz. Dünya Eskirim şampiyonası 'İtalya eskrim federasyonu 30 ağus- tostaki beynelmilel eskrim müsabaka- larına iştirâk etmemiz için mütcaddit dâvetler yapmıştır. Bu tarihlerde yapılacak müsabakalarımız olmadığı - na göre eskrimcilerin gönderilmesi çok muvafık olacaktı. Fakat herhalde zamanın darlığı buna mâni olmuştur. Haber Yerildiğine göre, şimdiye ka- dar 19 millet müsabakalara iştirâk e- deceklerini bildirmişlerdir. Bu millet ler sırasiyle şunlardır: Alman_ya, Belçika, Bohemya, Kana- da; Danımarka, Mısır, Finlandiya, Fransa, Büyük Britanya, Yunanistan, Hollanda, Macaristan, Lüksemburg, Norveç, Monako, Pörtekiz, İsveç, İs- viçre, İtalya, Balkan devletlerinden Yugoslavya, Roma.Fya ve Büulgaristan bizim gibi î)“ Müsabakalara iştirâk edemiyecek - erini bıldirmişlerdir. Kış olimpiyadında kayak Gösterişleri yapılmıyacak Bu sene Garmiş'te yapılacak olan beşinci kış olimpiyadi organizasyon komitesi başkanı Dr. Ritter von Halt reisliğinde genel sekreter Dr. Diem, beynelmilel kayak federasyonu reisi Binbaşı Ostgaard ve âzadan B. Guy Sehmidt ile B. Rytter - Kielland mü- him bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda alman delegesi, o- l_im masını Pig:d&!.a(ğ?ek;ünü)ggş progra- |ç temiştir. Federasyon her ne suretle o- lursa olsun kış olimpiyatlarında ka- yak “gösteriş müsabakaları,, yapılma- sına razı olmamıştır. Beynelmilel bir konferans toplan - ması hakkındaki arzuyu da tervice im kân görülememiştir. Bu mesele beynelmilel kayak fede- rasyonu ile kış olimpiyatları organi- zasyon komitesi arasında bir ihtilâf mevzuu olmuştur. , Romanyada yapılacak bisiklet yarışları 7 eylülden 12 eylüle kadar Roman- ya'da yapılacak bisiklet Balkanyat müsabakalarına iştirâk edecek olan 8 kişilik bisiklet kafilemiz çalışmala- rına başlamıştır. Bisikletçilerimiz 2 eylülde İstan - buldan Romanya vapuriyle Köstence- ye hareket edecek ve orada bisiklet federasyonu mütehassısı B. Cavit Cav ın idaresinde müsabaka gününe kadar çalışacaklardır. Yedi eylülde Balkanyat bisik- let kongresi toplanmaktadır. Roman- ya federasyonu, koöngreye türk bisik- let federasoynu reisini bizzat dâvet etmektedir. Bu vaziyet üzerine Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğünce kon greye iştirâk etmek üzere federasyon reis vekili B. Rıdvan Bora'nın gönde- Romanya gazetelerinde okuduğumu za göre, türk milli bisiklet ekipimizin geleceği haberi Romanya'da fevkalâ- de memnuniyet uyandırmıştır. Gaze- teler, geçen senelerde Romanya'da ya pılan müsabakalarda bisikletçilerimi- zin gösterdikleri kabiliyeti tekrar kay dederek bu müsabakalarda diğer mil- letlere en kuvetli rakibin türkler ol- duğunu yazmaktadırlar. Romanya hükümeti türk sporcuları- nı devlet demiryolları ve denizyolla- rı idarelerine azimet ve avdet 94 50 tenzilâtlı biletler verilmesini emret « miştir. Hatay'da yapılan yüzme yarışları İskenderun (Hususi) — Pazar gü- nü burada Beden Terbiyesi Genel Di- rektörlüğü su sporları federasyonun- dan gönderilen programa göre yüzme müsabakaları yapılmıştır. Müsabakalarda başta Cümhuriyet Halk Partisi müfettişi B. Hasan Re- şit Tankut olduğu halde büyüklerimiz ve kalabalık bir halk kütlesi hazır bu- lunmüştur. t Müsabakalar sonunda B. Hasan Re- şit Tankut kazananalara madalyaları- nı bizzat vermiş ve taltifkâr sözlerle sporculara vazifelerinin ehemiyetini izah etmiştir. Teknik neticeler şudur: 100 metre serbest: Edvar Makzumi birinci, Kemal E- sirci ikinci, Jorj Carcura üçüncü; 100 metre sırtüstü: Yunus Haydar birinci, Sırrı Dinç- soy ikinci, İsa Halil üçüncü; 200 metre kurbağalama: Yunus Haydar birinci, Ahmet Al- van ikinci, Jorj Carcura üçüncü; 400 metre serbest: Ali Karaali,birinci, Ali Sahhut ikin ci, İbrahim Alvan üçüncü olmuşler- dır. Bunlardan Edvar Mahzumi, Yunus Haydar, Ali Karaali, Ali Sahhut, Ke- mal Esirci, Sırrı Dinçsoy ve Ahmet Alvan Türkiye birinciliklerine iştirâk etmek üzere bölge namına İstanbula gönderileceklerdir. Atletizm müsabakaları Bu pazar günü Ankarada Türkiye atletizm birinciliklerine hazırlık ol- mak üzere 19 mayıs stadyomunun antrenman sahasında zengin bir atle - tizm müsabakası yapılacaktır. Ankara atletleri büyük bir ehemiy