21 Temmuz 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7

21 Temmuz 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21-7. 1039 UrLiUS — Yeni Hatay Valisi Hükümetimizin tâkip ettiği siyaseti anlattı (Başı 1 inci sayfada ) nin nutkundan sonra şu nutku söyle- Miştir: “— Sayın Hataylılar, bundan 19 yıl €vel Hatay anavatandan muvakkaten ayrılırken bütün türk milleti gibi be- nim de bir inanım vardı. Bu inanımin doğruluğu bugün aranızda bulunmak lhığımla tahakkuk etmiştir. Hatay top Taklarına vardığım andan itibaren çok muhterem hataylıların Ebedi Şef Aattürk'ün aziz hatıralarına, Milli Şefimiz büyük İnönü'ye ve cümhuri- yet hükümetine çok derinden bağlı- lık tezahüratına bizzat şahit olmakla bahtiyar oldum. * Sayın arkadaşlar, anavatan ve mil- N dâva hakkında çok güzel sözler söylediler. Bu arada şahsım hakkın - da lâyik olmadığım derecede iltifat- larda bulundular. Ben bu milli dâva- da gerçi her cümhuriyet memuru gi- bi çalışmış bir ferdim. Fakat, bu va- zifem şeflerimin emrinde bir memur olmak meykiinden ileri geç iştir. birinci şart halkın kendisine yardım etmesi ve işlerini kolaylaştırmasıdır. Bu olmazsa muvaffakiyet imkânı yok tur. Hataya kuvetli bir iman ve itmi - nanla geldim, eğer siz bana yardım ederseniz elbirliğiyle Hatayı pek ya- kında örnek bir vilâyet haline getir - miş olacağız. Hatay vilâyeti hududuna geldiğim andan itibaren beni müteessir eden bir takım haberler kulağıma ilişti. Dünya bilmelidir ki cümhuriyet esas- ları bütün vatandaşlar hakkında sey - yanen tatbik edilecektir. Bir takım vatandaşların böyle şerefli bir günde güzel Hataydaki yuvalarını terkede - rek uzaklaşmak arzusuna kapılmaları beni cidden büyük bir tecessüre sevket ti. Bunlar her halde Türkiye cümhu- riyetinin en yüksek medeni bir idare- ye sahip olduğunu kavramamış kimse lerdir. Bütün Türkiyede vatandaşlar i çin hüriyet ve cümhuriyet kanunları karşısında istisnasız müsavat hak o - .'Hepimizin malümudur ki Ebedi Şef — Atatürk, bu dâvaya ilk direktifi ver- — miş ve Milli Şef İnönü bunu tahak - . kuk ettirerek Hatay dâvasını bugün - “kü parlak zafere kavuşmuştur. Dâva- nın bu kadar müspet ve temiz bir za- fere ulaşmanın âmilleri arasında Mil- Ni Şef'in direktiflerini siyasi ve idari sahada muvaffakiyetle idare ve ikmal eden bugünkü sayın Refik Saydam cümhuriyet hükümetini de zikretmek benim için şerefli bir vazifedir. Arkadaşlar, Hatay valisinin Türkiye cümhuri - yetinin diğer vilâyetlerine memur e- dilen valilerden hiç bir farkı yoktur. Cümhuriyet hükümetinin her valisi vatanı en yüksek saadet ve refaha u- laştıracak uümdeleri tatbikle mükel - leftir. Ben de burada vazife görürken bu umdeleri tahakkkuk ettirmekle mükellefim. Her ne şekilde olursa ol “sun cümuhiyet valisi cümhuriyetin — Okanunlarını istisnasız bir şekilde tat- bik etmeğe memurdur. Her hangi “bir istisnayi düşünebilen cümhuriyet valisi olmak şöyle dursun, cümhuri - yet hükümetinde en ufak bir hizmet: le dahi tavzif edilmez. larak tar ştır. Bir takım tahri - kâtla güzel yuvalarını terke kalkışan yatandaşlara acırım. Bu insanlar yürt terketmenin acısını, istirabını ve bil- hassa meşkük Aakibetini kestireme - mişlerdir. Bazı arkadaşlar az çok ma- ziden bahsettiler. Bu mazi unutul - muştur. Biz hale ve istikbale bakaca- giz. Mazi istiraptır. Ve belki bazı insanlar denize düşerek yılana sarı lanlar.gibi şuna buna Ssarılmak iste - mişlerdir. Fakat arkadaşlar, biz Tür - kiye cümhuriyetinin hesabını veriyo- ruz. Ben şahsen maziyi tahattür ede- rek vali tayin edilmiş ve olmuşs deği - lim ve cümhuriyet hükümetine Hatay valisi olduğum günden sonraki hesa - bı vereceğim. Hatay valisinin her han gi vatandaşın mazisi ile meşğul ola - cağını veya bir maziyi düşüneceğini tahmin edenler hataya düşerler. An - cak bugünden itibaren sakin müste - rih ve emin bir hayata kavuşmakta 0- lan Hataylı vatandaşlar arasında tah- rikat yapılmak istenilirse bu üzerin - de şiddetle duracağım bir mevzu ola- caktır. İstisnasız olarak bu toprak - larda “yaşıyan bütün cümhuriyet: ev - lâtlarını türk vatandaşı olarak bağrı - örı E“YEtTakini Mülteciler konferansı Ruzvelt konferansı eylülde toplıyacak Vaşington, 20 a.a. — Diplomasi ma- hafiline nazaran B. Ruzvelt'in mülte- ciler meselesini müzakere etmek üze- re hükümetler arası komitesini eylül bidayetinde Amerika Riyaseticümhur dairesinde içtimaa dâvet etmesi ka- rarının âmili, müşarünileyhin yahudi alman mültecilerine yardim için ci - hanın alâkasını artırmak arzusudur. Birçok zevat, bu konferansın ihti- mal 8 eylülde aktedileceğini söyle - mektedirler. Mesai nezaretinin istatistiklerine nazaran ÂAmerika, halihazırda muha- cir celbine dair ve mer'i bulunan ka- nunlar mucibince azami miktarda mülteci kabul ettirmek için elinden geleni yapmaktadır. 30 haziranda hitam bulan sene zar- fında takriben 33.000 alman mülteci- si kabul edilmiştir ki, kabulüne mü - saade edilen miktardan 6.000 fazladır. Konferans eylülde toplanacak Londra, 20 a.a. — Hükümetler ara- sı mülteciler komitesinin dün öğle- den sonra akdetmiş olduğu içtimaın hitamında neşredilmiş olan resmi bir tebliğ, Reisicümhur B. Ruzvelt'in İn- giltere, Amerika, Fransa, Brezilya ve Arjantin hükümetleri mümessillerini mülteciler meselesini müzakere et- mek üzere önümüzdeki eylül ayının ilk haftasında Amerika Riyaseticüm- hur dairesinde bir konferans akdine dâvet etmiş olduğunu bildirmektedir. İngiltere'nin vaziyeti Londra, 20 aa. — Muhtelif mem . leketlerdeki mültecilerin akıbeti ne olacağına dair sorulan birçok sual - lere cevap veren B. Çemberleyn, mu- hacir kabulü için lâzım olan paranın hususi teşekküller tarafından temin edilemiyeceğini söylemiştir. Sovyet Baltık filosu manevradan döndü Moskova, 20 a.a. — Kronstandt ile Gotland arasında üç gün süren manev- rederi sonra 50 gemiden mürekkep Samanpazarı yangınının fahkikalı (Başı 1. inci sayfada) [ yan 'baca gibi bir boşluktan duman - lar çıkmaktadir. Bekçi içeride yangin olduğunu anla makta gecikmemiştir. Fakat, dinlenen şahitlerin ifadelerinden anlaşıldığına göre yangın böyle sessiz sadasız baş - lamamıştır. Kalef'in dükkânından ön- ce, bomba gürültüsünü andıran taraka lar duyulmuş, alev ve duman bunu ta- kip etmiştir. Bekçi derhal harekete geçmiş, bir yandan itfaiyeyi bir yandan da mer- kezi vaziyetten haberdar etmiştir. İt- faiye ekibi çok kısa bir zamanda hâ - dise yerine koşmuş, civar zabıta kor- donu altına alınmış ve hâdiseyi duyan halk birikmiye başlamıştır. İtfaiyenin gayreti İtfaiye yangını hiç olmazsa çıktığı yerde hapsetmek için büyük gayret sarfetmiş, fakat yangın yerinin ate - şin genişlemesine çok müsait oluşu dolayısiyle buna maalesef muvaifak olamamıştır. Çünkü bu çarşının bü - tün dükkânları ahşaptır, ve hafif ı'üı-W gârın da yardımiyle kıvılcımlar siçra-| dikları yerde yeni yangınlar çıkar - maktadırlar. Bu yüzden, dün de bildir diğimiz gibi yangın ancak gece yarı - sına doğru söndürülebilmiş ve mevzii ateşler sabaha kadar devam etmiştir. İtfaiye işini bitirdiği zaman 17 dük kân tamamen yanmış, 5 dükkân da, yangının daha başka taraflara bulaş - masına mani olmak için, yiıktırılmış - tır. Kasit var mı? Gerek dinlenen şahitlerin ifadeleri, gerek tahkikat ve ehli vukuf rapor - larının verdiği neticeler yangının bir kast eseri olduğu noktasında ittifak etmektedir. Yangın, musevi Kalef Abukerk'in hırdavat ve boya mağazasından çık- mıştır. Bu dükkân iki kısımdır.: Ma- ğaza kısmı ve ardiye... Tahkikat yan- ginin ardiye kısmının bir köşesinden çıktığını isbat etmiştir. Bu köşede iç- lerinde kalay ve demir çubuklar bu - Yangının Kalefin dükânından kasten çıkarılmış olması İhtimali gittikçe kuvetleniyor Kalef'ten aldığı talimatla, kendisi bu- rada yokken Muşe'nin dükkâna ak- şamdan kundak koymak suretiyle kas- ten yangın çıkardığı ihtimali gittikçe kuvetlenmektedir. Kalef dün Hayma- nadan şehrimize getirilmiştir ve Mu- şe ile beraber nezaret altına alınmış - tır. Polis merkezinde ifadesine müra - caat edilen Muşe suçsuzluğunu iddia etmekte ve bu işi herkes gibi vuküun- dan sonra öğrendiğini söylemektedir. Yanan dükkâönlar kimlere aitti? Yanan 17 dükkândan dokuüzu ve yıkılan beş dükkândan üçü sigorttalı, dokuzu sigortasızdır. Osmanın çorap- çı dükkânı 2000 liraya, Faik ve Şev- ketin tuhafiyeci dükkânları 12000 li- raya, Kalefin hırdavatçı dükkânı 5000 lirtaya, Kantariye şirketi 10.000 liraya, Danyer'in tuhafiyeci dükkânı 6000 liraya, Halilin manifatura dükkânı 19.000 liraya, Haydârın kavaf dükkâ- nı 5000 liraya, Niyazi Günay'ın mani- fatura dükkânı 15000 liraya, ve yı- kılanlardan Niyazi Akçanın tuhafiye dükkâni 5000 liraya, Sabrinin mani - fatura dükkânı 10000/ liraya, Şakirin manifatura dükkânı 8000 liraya, Na- zımın çadırcı dükkânı 5000 liraya si- gorta edilmişlerdi. Yananlardan Fevzinin kahveci, İdrisin sebzeci dükkânı, Hüseyinin tatlıcı ve yufkacı dükkânı, Ali Rıza- nın sebzeci dükkânı, Abdullahın lo- kantası, İsmalin berbet dükkânı, Ö- merin sebze dükkânı, Fazılın tuha - fiye dükkânı ve İbrahimin kasap dükkânı sigortasızdır. Veyselin kavaf dükkânının sigortalı olup olmadığı anlaşılamamıştır. Yanan mağazalardan yalnız Kan- tariye şirketiyle Ömerin sebzeci dük- kânları kendi mallarıdır. Diğerleri müstecir sıfatiyle oturmaktadırlar. Binaların büyük bir kısmı evkafa ait- tir. Zarar ve ziyan Yanan ve yıkılan binaların sigorta bedelleri 102.000 liraya baliğ olmak - tadır. Yangının yaptığı zarar ve ziya- Cümhurreisimizle B. Löbrön arasında teafi edilen telgraflar (Başı 1 inci sayfada) betiyle ekselânsınıza — hararetli ve samimi tebriklerimi yollamakla has- satan bahtiyarım. Türk ve fransız milletleri arasın - da teessüs etmiş olan ve tam bir. men- faat tesanüdü yolunda inkişaf eyle- mesi mukadder bulunan en sıkı döst- lük bağları, bugün yaptığım bu vazi - feyi benim için pek çok memnuniyet verici bir-hale getirmiştir. Şahsi saadetleri ile asil dost fran- sız milletinin refahi hakkındaki sa- mimi temennilerimi kabul buyurmanı- zı rica ederim, Bay Reis, İSMET İNÖNÜ Ekselâns İsmet İnönü Türkiye Reisicümhuru Ankara Milli bayramımız münasebetiyle bana bildirdikleri hissiyattan dolayı- siyle ekselânslarına hararetle teşek- kür ederim. Bu hissiyatta memleket « lerimizi her gün daha sıkı bir surette biribirine yaklaştıran tesanüt ve dost- luk zihniyetinin bir ifadesini bulmak- la bahtiyar olan fransız milleti nez- dinde, bu hisleriniz hararetli bir akis bulacaktır. Ekselânsınıza, bütün min- nettarlığımla beraber, şahsi saadetleri ve Türkiye'nin taalisi hakkında en samimi temennilerimi arzederim. ALBERT LEBRUN Aiyon garının açılışı (Başı 1 inci sayfada) mız ile bugünkü demiryolu politika- mıizı izah etmiştir. Münakalât Vekilimizin nutku Bundan sonra Münaklât Vekilimiz şu nutukla yeni gar binasını açmış - lardır: “Muhterem ve aziz hemşerilerim; Buğgün millet ve devletin bir vekili olarak Afyonda yeni yapılan Gar bi - nasını işletmiye açmak üzere buraya geldim. Sizlerle bir daha müşerref ol- mak fırsatına nail oldum. - Cümlenizi hürmetle selâmlarım., Afyon çoğrafi Vaziyet İi ve devlerinde muvaffak olabilmeleri için kaldınyorulm. Bitaraflık kanununun müzakeresinin tehiri dolayisiyle Amerika gazetelerinin (Başı 1 inci sayfada) duğunu ve harici ahval ve şeraitin parlâmentonun dâvetini istilzam et - mekte olduğuna hükmettiği takdirde parlâmentoyu fevkalâde bir içtimaa dâvet eylemek hakkını muhafaza et- mekte olduğunu söylemiştir. Bu hak, Reisicümhura £ tarafından bahşedilmiştir. Kongrenin tâtili için henüz hiç bir tarih tesbit edilmiş değildir. Siyasi mahafil, kongrenin iki haf- ta sonra tâtil edileceğini beyan etmek tedirler. : Harbe dâvet! Nevyork, 20 a.a. — Bitaraflık ka- nununa müteallik müzakerelerin te - hiri kararı hakkında mütalealar serd- eden Nevyork Times gazetesinin bu sabahki başmakalesinin ünvanı şu - dur: “Harbe dâvet,, Bu gazete diyor ki: “Bu, mütearrız milletleri fütuhat - larını tahakkuk ettirmeleri için açık- tan açığa harbe ve yahut harp tehdi- dine dâvet etmektedir. Aynı gazete, ilâve ediyor: “Mamafih mütecarrız milletler zi- mamdarlarının bugün tıpkı 1917 sene sinde olduğu gibi Amerikanın dünya- nın her tarafında himaye etmeğe mec bur bulunduğu bir takım hayati men- faatleri mevcut olduğunu ve bir harp zuhurunda bu menafiin herhalde mü- teessir olacağını anlamaları fevkalâ- de mühimdir. Mütearrız milletler zimamdarları, amerikalıların demokrasi ananelerine tamamiyle sadık olduğunu ve hiç bir “bitaraflık kanunu” nun Amerikan milletinin tabit menfaatlerine lehtar- lık etmesine mâni olamıyacağını da anlamalıdırlar. Amerika demokrasilerle beraber Nevyork, 20 a.a. — Nevyork'un en mühim iki sabah gazetesi olan Nev- york Times ve Nevyork Herald Tri- bune gazeteleri, bugünkü nüshaların- da, kongre âzasının B. Ruzvelt üze - mütaleaları demokrasiler cephesinde yer alacağı- nı çok sarih bir surette bildirmekte ve Amerikan hissiyatının bu merkez- de olduğunu ilâve eylemektedir. Pitman'ın sözleri Vaşington, 20 a-a. — Bitaraflık ka- nunu hakkındaki müzakerelerin tehi- rine müteallik olan karar dolayısiyle mütalealarını serdeden âyandan Pit - man, efkârıumumiyenin, idarenin pro gramı lehinde olduğuna kani bulunan zevat miktarının artmakta olduğunu ve herhangi bir hükümet tarafından şiddetli bir taarruz vukua geldiği takdirde önümüzdeki içtima devre- sinde idarenin vâsi mikyasta kendi programı lehinde rey elde etmesinin kolay olacağını, zira böyle bir taarru- zun kongre âzası üzerinde tesir icra ederek onların düşüncelerini tâdil e- deceğini beyan etmiştir. Eğer böyle müuhtemel bir taarruz, umumi bir harbe müncer olacak olur- sa B. Ruzvelt'in yalnız bitaraflık me- 'selesini gözden geçirmek için değil, idareye zaruri görülen bütün selâhi - yetleri vermek için köngreyi hususi içtimalar akdine dâvet etmesinin şüp hesiz olduğu Beyan edilmektedir. Demokrat âyandan Pepper, bitaraf- lık meselesi hakkında milletin ârası- na müracaat edilmesine tamamiyle ta- raftar olduğunu söylemiştir. Demokrat âyandan Green, şöyle de- miştir: «“— Dün akşam ittihaz edilmiş olan karar, bu memlekette sulhu sevenlere ve onlarla beraber cihandaki sulhuse- ver milletlere indirilmiş ağır bir dar- bedir.,, Fransız gazetelerinin sözleri Paris, 20 a.a. — Gazete tefsirleri: Moskova'ya bir Alman Heyeti gitmiyor Moskova, 20 a.a. — Havas: Mosko - vada bir alman askeri heyetinin seya- hati hakkında bir yabancı gazete tara- fından verilen haber hakkında burada hiç bir malümat mevcut değildir. Al - manya büyük elçiliğinde bu haberin hayali olduğu temin edilmektedir. etmesi icap edeceğine ve yerinin de - mokrasilerle birlikte ön safta olaca- ğına kanidirler. Epok gazetesinde Donnadieu yazı- yor : Ruzvelt, tezini muzaffer kılmak ü- midini terketmemiştir.. Amerika'da büyük bir seyahate çıkacak olan reisi- cümhur, politikacıları iknaa muvaf- fak olamayınca hâkim olan milleti ik- naa çalışacak ve meclis tekrar açıldığı zaman belki de daha büyük bir kavra- yışla çalışacaktır. O zamana kadar hâ- diseler kendisini parlâmentoyu içti- , aa davete mecbur ederse, mücadelesi semeresini vermiş bulunacaktır. Republik gazetesinde Edith Bri- con yazıyor : Amerikalılar nihat karar saati ge- lince Ruzvelt'in arkasında bir tek a - dam gibi toplanacak ve mağlübiyet- leri bütün bitaraflık prensiplerine rağmen Amerika'nın da malübiyetini mukadder olarak sürükliyecek devlet- lere yardım için en iyi çareyi arıya- caklardır. O zaman sovyetler de bize iltihak için bu kadar nazlanmıyacak lardır. Fakat buna intizaren, kendimi- zi sahip olduğumuz ve imkânları hu- dutsuz olan kuvet şebekesine dayan - dırmak iyi olur. Ufkun bütün nokta - larından yardım geleceğini farzetmi- yerek eserimize daha ziyade itimat e - debiliriz. 4 Erenuvelle gazetesi başmakalesin- de şu satırları yazıyor: Bize muhalefet edenlerin faşizme ve yahut nazizme taraftar oldukları Amerika bitaraflık & ta- dili hakkındaki proje müzakeresinin kongre tarafından tehiri hakkında tefsiratta bulunan Saintbrice, Jurnal gazetesinde şu satırları yazıyor : Hakikatte, bitaraflık meselesinde - ki amerikan politikasının istihalesi söyl Ruzvelt'in teşebbüsüne mani olanların muahnnit tecerrüt ta- raftarları ile reisicümhurun şahst po- litikasına muhalif bulunanlar olduğu- nu düşünmek daha doğru olur. Amerika sefiri Çemberleyn'i ziyaret etti / Tinde İREAR'Bİ YSiT bir prensip muhalefetinden zi%de da- Londra, 20 a.a. — B. Çemberleyn, ab tadır. Aynı köşeden dama kadar açık bir menfez bulunmaktadır. Tahkikat heyeti, yangıniın bu nokta dan başlamış olduğunu tesbit ettik - ten sonra tepeden buraya yanıcı bir madde atılmış olması ihtimali üzerin- de durmuşlardır. Fakat bu ihtimal çok uzaktır. Çünkü arkada bir metre ka - lınlığında bir divar vardır, menfezin nihayet bulduğu noktaya çıkılamaz. Sonra, yukarıdan'atılacak her hangi bir madde, eğer yangına t “bebiyet ve- rirse ateşler iki sandık arasında mah- sur kalmaz ve etrafa mutlaka bulaşır. Halbuki yangın buradan başlamış, sandıkların içindeki kalayı erittikten sonra tahtayı yakmış ve neden sonra öbür taraflara sirayet etmiştir. Bundan sonra akla gelen ihtimal mağazanın içinde çalışanların bu kı - sımda ateş bırakmış veya bir yanan ığgara atmış olmalarıdır. Fakat bu ih- timal de asla varid görülmemektedir. Zira bu kısım dükkânın ardiyesi ola- rak kullanılmaktadır. Yangın mağa - za kısmından çıksaydı son ihtimal ü- âı_:rinde belki ciddiyetle durulabilir - . Son ve en kuvetli ihtimal Son ve en kuvetli ihtimal, Kalef Albukerkin dükkânından kasten yan- gin çıkarılmış olması ve tertibatın ak şamdan ve içeriden alınmış bulunma- sıdır. İlk defa duyulan tarakalar, san- dıkların altına bomba gibi patlıyan bazı maddeler konulmuş olması his - sini kuvetle vermektedir. Bu dükkâ - nın 5000 liraya sigortalı olması ve içe rideki malların bu miktardan çok az tahmin edilmesi tasmim ihtimalini takviye eden sebeplerdendir. Dinlenen şahitler, ifadeleriyle Ka- lef'in böyle bir suykast hazırlamış ol- ması şüphesini kuvetlendirecek ma - lâmat vermişlerdir. Filvaki Kalef hâ- diseden bir hafta evel Haymana kaplı- calarına gitmiş ve dükkânını iki çıra- ğına bırakmış bulunuyordu. Fakat bu h_al kendisi hakkında beslenen şüphe- yi hiç - zayıflatmamaktadır. Kalef'in yanında Muşe isminde bir müsevi ile Seyit oğlu Asker isminde bir türk ça- lışmaktadırlar. Muşe ayda 65, türk 30 lira almaktadırlar. Bu iki çırağın da dün ifadelerine müracaat edilmiştir : Asker :. — Biz çıktık, Muşe en sonraya kal- dı, kasa hesabını yaptı. Her zaman böyle olur. Dükkândan en son çıkan Muşe'dir, demiştir. rakam vermek mi lunmamak- la beraber 100 bini çok aştığı tahmin edilmektedir. Müddeiumumi muavinlerinden Ke- mal Boralı ile Avni ve emniyet mü- dürlüğü ikinci şube müdür muavini 'B. Şükrü dün gece geç vakte kadar tahkikata devam etmişlerdir. Dün geceki yangın Dün akşam saat 22.45 te Karaoğlan- da Santral kahvesi üstünde çatı ka- tında terzi Ahmedin icarındaki dai - renin kapalı helâsından bir yangın çıkmışsa da, yetişen İtfaiye yangını sirayetine meydan bırakmadan .sön - dürmüştür. Yangının nasıl çıktığını zabıta tahkika başlamıştır. Kapalı he- lâ Linolyom muşambaları ve tahta parçaları ile dolu bir halde bulunu - yordu. Yangın bu muşambaların par- lamasından ileri gelmiştir. Vaziyet tetkik edilmektedir. Çemberleyn Prens Pol şereline ziyalel verdi Londra, 20 aa. — B. Çemberleyn, bugün başvekâlet dairesinde Yugos - lavya naibi hükümeti prens Pol şere- fine bir ziyafet vermiştir. Tamamiyle hususi mahiyette olan bu ziyafette lord Halifaks ve Simon hazır bulunmuşlardır. Manevi silâhlanma Hollywood, 20 a.a. — Dün, mânevi silâhlanma kongresinin ilk toplantı - sına 25 memlekete mensup birkaç bin kişi iştirâk etmiştir. BB- Ruzvelt, Hover ve Ford bu ha- rekete karşı sempatilerini bildiren telgraflar göndermişlerdir. Manş denizinin geçilişinin yıldönümü Londra, 20 a.a, — Alyans Fransez, 25 temmuzda Manş denizinin Bleriot tarafından geçilmesinin otuzuncu yıl- dönümü mü iyle — Vestend'in büyük bir otelinde bir müsamere ve - recektir. Bu münasebetle Londra'nın “Science Museum” ü Bleriot'nun tay- yaresinin bir modelini ihda edecek- tir. Bu müsamereye ingiliz havacılık yeti İtibariyle türk vatanının mü- him bir noktasındadır. Eğe vilâyetle- riyle orta Anadolu yaylasını birleşti « ren bu vilâyetin iktisadi, ticari ve as- keri hareket noktai nazarlarından ha« iz olduğu müstesna ehemiyet ve ih - tiyaçları cümhuriyet devrinde takdir edilmiştir. Münakale ve müdafaa iti « bariyle bu garın ihtiva etmesi lâzım « gelen tertibatın evela Nafıa daha son- ra Münakalât vekili sıfatiyle tam za » manında noksansız alınmasına çalışıl- mış ve şu gördüğünüz eserin vücude getirilmesine muvafakiyet hasıl ol - muştur. Bu işte benim rolüm üzerime düşen vazifeyi dürüst ve doğru ola « rak ifa etmekten başka bir şey değil « dir, Her muvaffakiyet devlet ve mil - lete aittir Bu eser müstakil ve hür dev letin ve davasının bütün fedakârlı - giyle başarmış olân şerefli bir mille « tin eseridir. Bu neticeden ben de ni- hayet sizin gibi bir vatandaş sıfatiyle bir hissi iftihar duymaktayım. Şu yan daki binalar, (eski istasyon, depo ve sair binaları göstererek) Osmanlı dev letinin verdiği imtiyazlarla kurulmuş ecnebi bir şirketin mahsulüdür. Bu gördüğünüz modern tesisat ise evelce de arzettiğim gibi milli varlı- ğın ve milli iradenin kendi azmi ve kendi mesaisiyle elde ettiği bir eser- dir. Elbirliğiyle bu binayı açmağa başlarken Atatürk'ün aziz ve miukad- des hatıralarını derin tâzimle anar ve Milli Şef büyük İsmet İnönü'nü bü- tün samimiyet ve sadakatimle ve tâ- zimle selâmlar eserin cümleye müba- rek olması temennisiyle sizleri bina- yı açmağa dâvet ederim.,, Turgüutlu istasyonu da açılıyor Bilâhare dâvetliler gar salonların - da tertip edilmiş olan zengin bir bü- fede izaz ve ikram edilmişlerdir. Münakalât Vekilimiz Turgutlu is- tasyonunun açılmasını yapmak üzere pbu gece Turgutlu'ya hareket edec-k- tir. görtrrrrren ııııııııuıııııııııııııı—. Türkiye feşkilâfı esasiye hukuku Birinci Cilt Yazan: Vasfi Raşit Sevig âlemine mensup birçok zevat ile Ble- un dül ze Ş ınsız : Teşkilâtı esasiye hukukuna

Bu sayıdan diğer sayfalar: