İ z 21-7-1939 UL US 0d0s0AA g DIŞ' POKİTİKA eseseN DA 1 Tirol Almanlarının | tehciri | _Cenubî Tirol almanlarının tehcir dilmelerindeki sebepleri araştıran- Bt Hitler'in Musolini'ye verdiği Ozü unutuyorlar: Avusturya'nın iş- ali üzerine Hitler Musolini'ye, Prener'in iki milleti biribirinden a - b""'f bir hudut olduğunu ve bunun ıeşeqıyeı; kadar böyle kalacağını bildirmişti. Bu sözlerden sonra Hit- !Gf Brener'in cenubunda olup biten işlere karşı alâka gösteremez. Fa- atuzak bir istikbali göz önünde utan Musolini, Almanya'nın bugün- Ü sıkışık vaziyetinden istifade e- erek, “siyasi ve askeri,, sebepler Holayısiyle, cenubi Tirol'deki al- '"fınılığ. tasfiye etmeğe karar ver- m'!_“r- Askeri sebeplerin ne olduğu- U iyice anlıyamadım. Oralarda ge- F" mikyasta manevralar yapılaca- 8ından bahsediliyor. Sonra alman 'o.'..d"““n“ll bu mmtakalara geleceği 'oyl_eniyo,._ Her iki vaziyette de ce- Nubi Tirol'de alman nüfusunun bu - Tunmasında askeri bir mahzur ta- Favvur edilemez. Görülecek mahzur ş.ncık siyasi olabilirı. 2 Su siyasi mahzurun ne olabi- *ceğini ben, 1937 senesi yazında go..zün"e gördüm. O zaman henüz lüstakil olan Avusturya'da, cenu- z Almunyn'dı ve şimali İtalya'da tomobil ile bir gezinti yapmıştık. Vüsturya'daki almanların, Nazi 'hl'ikâlınu rağmen, büyük Alman- y...'yl iltihak etmek istemediklerini Sördük. Hakikaten iltihak için orta- a bir sebep de yoktu. Avusturya, e%ki farihi ve ananesi olan müstakil 'T alman devleti idi. Avusturya al - Manları Almanya'daki almanlar- an daha rahattılar. Almanlar için ::.y_’iy“üken sayılabilecek tek bir Aziyet, Avusturya'yı idare eden Politikacıların, alman olduklarını u- Dutarak, İtalya'nın elinde âlet ol- im“ılrlndın ve Avusturya'yı da İ- talya'nın oyuncağı haline getirmele- Tinden ibaretti. |. Fakat Avusturya hududunu ge - bç'p dğ cenubi Tirol'e girince, vazi- Yet büsbütün değişti: mağrur, çalış- (Küç” kabiliyetli ve istiklâline düş- _'âdün ?ı'“ bir milletin italyan boyun- ÇUruğu altında inlediğini gördük. (ste bu, bugün ' Hitler'in de zımni General Çan Kay Şek mesajında: Düşmanı de Chunking, 20 aa. — Başkumandan Çang-Kay-Şek, harp mıntakaları sa - kinlerine hitap eden ve radyo ile neş- redilen bir mesajında güya işgal edil- miş olan mıntakada Japonyanın hâki- miyet tesisi teşebbüsüne karşı hükü - met tarafından girişilen — mücadelede takip edilmekte olan siyaseti tarif et- miştir. Mumaileyh, ezcümle şöyle de - miştir ; “— İşgal edilmiş olan mıntakalar - daki çinlilerin iztiraplarını pek iyi tak dir ediyorum ve vazifemin onları kur- tarmak olduğunu bir an bile unut - muyorum. Fakat sizler de kendinizi kurtarmak için çalışmalısınız. Sizler de müsellâh kuvetlerin ve sivil ahali- nin teşkil etmiş oldukları kuvetlerin cidaline iştirak etmelisiniz. Muhase - mat mıntakasında bulunan kütlelerin kahramanane mukavemeti sayesinde - dir ki, inat ve israrımızın müessiriye- ti hissedilmiş, çete muharebelerinin üssülharekeleri inkişaf etmiş, kuvet bulmuş ve japon ordularının gerileri dahi cephe hattı haline gelmiştir. Geçen sene düşman kıtalarının geri- sinde almış olduğumuz tertibat sıkı sı- kiya kendi sevkülceyşimizle hema - henk kılınmıştır. Geniş bir cephede düşmanı adetâ demirden bir çember i- çine sıkıştırmıya muvaffak olduk ve düşmana aynı zamanda bir çok taraf - tan taarruz ettik. Binnetice düşman yalnız ilerlemek- le kalmadı, aynı zamanda büyük zayi- ata da uğradı, Bütün bu işler, harp mintakalarındaki halk kütleleri tara- fından yapılmıştır. Eğer gayretimizi iki misline çıka - racak olursak, düşmana kati ölüm dar- besini indireceğimiz — muhakkaktır. Başkumandan, harbi iyi bir neticeye isal etmek için bir plân teklif etmiştir ki, başlıca dört prensipi şunlardır : 1 — Mütemadi taarruzlarla — japon kuyetlerinin takatini tüketmek için içine sıkıştırdık diyor ve Milletine yeni tavsiyelerde bulunuyor mir çember Çan - Kay - Şek toratların ekserisi, Amerikan doları ve yahut ingiliz lirası üzerinden ya- pilmağa başlanmıştır. Japon zayiatı Chunking, 20 aa. — Çin harbiye nazı rı general Ho - Ving - Chin, geçen iki sene zarfında Japonların bin kadar telefat ve 8.555 esir vermiş oldukları- nı beyan etmiştir. Diğer taraftan Çinliler tarafından sene nihayetine kadar düşürülmüş o- lan japon tayyarelerinin miktarı 716, kazaya uğrıyanların adedi 2.200, hasa- Ta uğrıyan veya japon harp ve ticaret gemilerinin miktarı 644, zırhlı otomo- billerle tanklardan hasara uğrıyan ve ya tahrip edilenlerin adedi 1.302 dir. Bundan başka çinliler, 586 top, 2.616 mitralyöz, 51.265 tüfek ve on beş milyon üç yüz yetmiş bin yüz yetmiş dört fişenk zaptetmişlerdir. İğtinam olunan kılıçlar, beygirler, miğferler, zırhlı gaz silindirleri vesa- ire ise ayrıdır, — İngiliz - Japon görüşmeleri (Başı 1 inci sayfada) İngiliz diplomatik mahfillerinden öğrenildiğine göre, yarın — yapılacak görüşmeden evel B. Craigie'ye vasıl olması için daha bugünden Tokyo bü- yük elçiliğine talimat gönderilecek - tir, İngiltere ümitvar Londra, 20 a.a. — Dün akşam Avam Kamarasında muhafazakârlardan John Wardlow - Milne, İngiltere hüküme - tinin Tiençin ablukasının derhal kal - dırılmaması ve çinde ingiliz ticaretine karşı gösterilen farklı muameleye he- men nihayet verilmemesi takdirinde İngilterenin Japonyaya karşı iktisadi mukabelebilmisil tedbirleri ittihaz e - deceğini japon hükümetine — bildirip bildirmemiş olduğunu sormuştur . B. Butler, şu cevabı vermiştir : “— Tokyoda bu babta müzakerelere girişilmiştir ve İngiltere —hükümeti, Tiençin meselesinin bu müzakereler esnasında halledileceğini ümit etmek- tedir.,, Japonya musır Tokyo, 20 aa. — B. Arita, başvekâ - lete giderek, B. Hiranuma'ya ingiliz - japon görüşmelerinin vaziyeti hakkın- da izahat vermiştir. Domei ajansının verdiği malümata göre, salâhiyettar japon mahfilleri, ja- pon hükümetinin kendi noktai nazarı- nı kati surette muhafaza etmekte oldu- ğunu bildirmiştir. Japon noktai nazarı şudur : Tiençin, halen askeri harekât mın - takasında bulunduğundan, İngiltere, japon ordusunun, harekâtın muvaffa - kiyeti ve kendi emniyeti için — aldığı siyasi, iktisadi ve askeri tedbirliri ka- bul etmelidir. İngilterenin diğer mü - zakere sahalarında göstereceği uzlaş - ma zihniyeti ne derece büyük olursa olşun, İngiltere bu esas vaziyeti ka - bul etmezse, müzakereler inkıtaa uğrı yacaktır. PT Sovyetler Birliğinin Bulgaristan Elçisi kanun harici addedildi diriyor : D rÜ: NOKY ÜU İSTANBUL TAN aA Yıldırım harbi mi, yıpratma harbi mi? M. Zekeriya Sertel, bu baçmıkıleıiı_'ı- de, balkan devletleri ricalinden birinin Hitlerle görüşürken “Muharebeyi Al - manya kazanacaktır. Bunda şüphe yok, fa- kat harbi mutlaka ingilizler kazanır, bun- da şüphe etmiyorum.,, dediiğ_ini hatır__- lattıktan sonra, Almanyanın iki üç ay sü- recek seri bir harp için hazırlanmış uldış- ğuna göre muharebeyi kazanabileceğini, fakat iktisadi vaziyetin demokrasiler le- hine olduğunu, bu sebeple balkan devlet di özünde haklı bulunduğunu söylüyor. Muallimler meslekten niçin kaçıyorlar Maarif şürası münasebetiyle bir çok muallimlerden her gün aldığı mektuplar meyanında bir tanesinin muallimlerin meslekten alrılmalarının sebeblerini izah ettiğini söyliyerek bu sebepleri, ilk ted - Tisattan ancak Baş muallimin, müfettişin ve maarif müdürünün keyfi arzusu ile terfi imkânı bulması, köy, şehir ve mer- kez tayinlerinde bir adalet bulunmaması, köye giden bir gencin yıllarca hatıra gel- memesi gibi şeyler olduğunu misal olar- rak gösteriyor ve çarelerini sayıyor. YENİ SABAH Almanlara hayat sahası: İtalya. Hüseyin Cahit Yalçın, bu başmakale « sinde Almanyanın hayat sahası mesele - sini ele alarak, almanların mevcut hu - dutları icinde yaşamak imkânını bulma- dıklarına inanmakla beraber eğer hayat sahasına hakikaten muhtaç iseler, dünya- nın sulh ve sükün içinde yaşaması için her milletin hayati ihtiyacını düşünme - mezlik edilemiyeceğine göre Almanyanın bugünkü çıkmazdan sıyrılması için ona elbirliğiyle çare bulmak zaruri olduğunu söylüyor ve Almanya için neresinin ha - yat sahası olabileceğini araştırarak Tri - yeste yolu ve şimali İtalyayı teklif edi- yor. Biraz insaf (Her sabah) sütunu muharriri, Alman- yada, lüzumundan fazla et yiyen almanın vatana ihanet etmiş sayıldığı haberini ele alarak, almanların, varınır yoğunu si- lâha vermek için bu mahrumiyetlere kat- landıklarını gören komşu milletlerin, el- bette nefislerini korumıya çalıştıklarını söylüyor ve Türkiyenin bu tedbirlere baş ) Gazeteleri a.a. Matbuat Servisi deleşmiş olmasına rıîıĞ—ıen hâlâ devam et mesini lüzumsuz buluyor, bu husustaki alışkanlığı, teşyi edilenlerin, gelmek zah metini gösterenlere ihtarla önliyebile » ceklerini ilâve ediyor. CUMHURİYET Hataydaki ekalliyetler Nadir Nadi, bu başmakalesinde, Hatay vâliliğine tayin edilen Şükrü Sökmen - süerin vazifesine başlaması üzerine yir- mi senedir devam eden bir hasretin son safhası da kapanmış olduğunu söyliye - rek Hatayın bu yirmi senelik — ayrılığa rağmen Türkiyeye karşı muhafaza ettiği bağlılığı tebarüz ettirdikiten sonra sö « zü Hatayda yaşıyan ekalliyetlere getiiri- yor, bu vatandaşlardan, kötü propagan - daya —âlet olarak paniğe tutulanların, Atatürk inkılâbının ne olduğunu her hal- de kavramamış olacaklarını söylüyor ve Antakya vüâlisinin nutkunu iktibas ede- rek cümhuriyet hükümetinin temiz ve a- çık maksadı bu nutuktan da görüldüğü « nü ilâve ediyor. SON POSTA Karikatürcünün hatası Sözün kısası sütununda, beynelmilel karikatürcülerin türk tipini üstünde ay - yıldız bulunan fesli bir adam şeklinde çizdiklerini söyliyerek bu hatayı tnshı_h etmek üzere türk karikatürcülerini iş başına dâvet ediyor. HABER samama Ağustosta harp mi var? M. Dalkılıç bu yazısında, bugünkü tek- nik durumundan haberleri olmıyanların bu asırda harbin ne demek olduğunu iyi bilmiyenlerin ağızlarında son zamanlar- da mütemadiyen : “Harp.... sözünü tek « rar etmekte olduklarını ve müttefikimiz İngilterenin bütün kuvetlerinin ağustos- ta tam bir halde emre âmade bulunduğu- na dair olan haberler ve Almanyanın Dan- zigi silâhlarla doldurmaları ve sair faa- liyetler dolayısiyle bu nakaratın: Ağus- tosta harp var... şeklini almış bulundu - ğunu yazdıktan sonra, totaliter devletle- rin harp etmekle maksatları ne?Mahvol- mak miı? sualini soruyor ve ortada harbe sebep olacak tek bir mesele yoktur di- yor ve bütün bu heyecanlı dedikodular açık politikanın halk üzerindeki yanlış âkislerinden başka bir şey değildir müta- leasını serdediyor. vıım:ıundın dolayı alman .w * ” . « harp mıntakalarında “tathir” âmeliye Müuvafakali £a  lı_ T zano şehrine gelip Otele indiğimiz zaman almanca ko- înwı çalıştık. İtalyanların al- manca konuşulmasını menettikleri - ni hayretle öğrendik. Ertesi gün ta- nıdığımız bir Tirol almanı dedi ki; — On beş sene oluyor. Bir gün italyan memurları geldiler. Mağa- taların üzerlerindeki alman isimle - Tini italyancaya çevirdiler. Tebeşir- © Müller ismine bir “o” ilâve ede - Tek Müllero yaptılar. Adler, Adlie- ro oldu. İtalyanca konuşmamızı ten- [ı'lİ.ı_ ettiler. O zamandanberi faşist Tejiminin yumruğu gittikçe ağırlaş- Maktadır. Fakat kurtuluş günümüz Uzak değildir. İtalya'nın elinde o- )ı_ı_ncık olan şu zayıf Avusturya hü- .llmelî ortadan kalkıp da onun ye- rine kuvetli Almanya kaim olsa, biz ;ıle başımızı kıldırıbileceğiz. | Cenubi Tirol'de gördüğümüz ŞGZyik, Avusturya'nın Almanya'ya ltihakını haklı gösterebilecek se- *plerin en ehemiyetlisi idi. Filha - (Sika nereye gitmişsek, bu tazyika Ve onun mağrur bir millet üzerinde Yandırması tabii olan reaksiyonu - Ba şahit olduk. Bolzano ile Korti- Do d'Ampezo arasındaki yol üzerin- de küçük bir lokantaya-indik. Bir âç dakika sonra lokantanın sahibi 8eldi. Otomobilin plâkasından türk ?_ Uğumuzu anlamış. Büyük harp Sinde Galiçya'ya giden türk ordu - :lîlyle iyice anlıyamadığımız bir Unasebeti varmış. Türkleri ondan i:hlyor. Bize şaraplarının en iyisini tgrm etti, Ve bizimle beraber içtik- îıın' sonra bahsi derhal politikaya "!lll ettirdi. İtalyanların harpte :Blüp oldukları halde alman olan e:_l'n_klırı istilâları altına geçirdik- mi söyledi. — Şimdi de dedi, oğlumu alıp YeLT $ altındaki manatıkın sahasını küçült - mek için bu suretle düşmanı taciz et - mek. İşgal mıntakaları bu suretle dar- laştıkça çete müuharebelerinin üssül - harrkeleri büyümüş olacaktır. 2 — Japonların bütün imar ve inki - şaf plânlarını tahrip etmek ve halk kütlelerinin müstevliye vergi vermek- ten imtinaını teşvik eylemek, japonlar tarafından tedavüle çıkarılmış — olan banknotlara boykotaj yapmak, japon mahsulâtının istihlâkine mâni olmak ve onlara işçi ve gıda maddeleri ver - mekten imtina etmek. Sıkı bir tasarruf siyaseti takip et - mek. 3 — Fikri seferberlik — programını tahrik etmek ve hainleri ortadan kal- dırmak 4 — Japonların istihdam etmekte ol- dukları ücretli askerler arasında boz- gunluklar vücüde getirmek suretile japon ordusunun inhilâlini tacil et- mek ve duşman hükümetinin güya dos- tane olan tekliflerinin kâffesini red- detmek. Tecavüzünü birintihar ve yegâne selâmet yolunun harp aleyhine kıyam olduğunu japonlara anlatmak. Ücretli askerlere, japonların elinde birer alet olduklarını ve onlarla mesai birliği yapmamaları icab ettiğini an- latmak . Başkumandan, netice olarak, harb manatıkı sakinlerine yakın bir istik - balde temamile kurtulacakları hakkın- da teminat vermiş ve halâs gününe ka- dar mücadeleye devam etmelerini rica etmiştir. Çin parasının sukutu Şanghay, 20 a.a. — Çin do.lanmn son sukutu, ilk defa olarak, Çin hal- kında, Çin parasının istikbâli _hık. kında endişe uyandırmıştır. Yeni kon Tei DKŞi İ? (<'7 S NREERM. GNL LKL laşmak - fırsatını bize vermeği dü- ünmektedir. Seyahatte iken politi - ıı; eşistan'a yolladılar, Çünkü baş- ıı,|ıkı." işi -başaramıyacaklarını iş. AMışlardır. Tirollülerden yardım hhy Ur.lar. Büyük harbi beraber yap- bi * Bizim kurtuluş mücadelesini de tlikte yapalım. de; Türkiye buraya çok uzaktır, h ©. Hem bu işi siz yalnız başı - a yYapsanız. Ağrur cenup almanı : b ” Yo...k dedi, yanlış anlamayı- ve' Bu işi yalnız pek iyi yaparız. İm, "APacağız. Fakat birlikte yap- _“lmık için beraber geliniz de- B işe H ka hakkında görüşmek istemediğim için bahsi kısa kestim. Yalnız lnırtu: luş gününün yakın ol t T ettiğimi bildirdim. Anladım ki bü - yük Almanya'nın Brenner'e gelme- sine her cenubi tirollü gibi yeni dos- tum da büyük ümit bağlamış. Meğer bu alman halkını ne büyük bir ha- yal sukutu bekliyormuş! Büyük Almanya, alman olmıyan sahaları hâkimiyeti altına geçirmek yolundaki — politikasına İtalya'nın yardımını temin etmek için dört Berlin, 20 a.a. — Rende teftiş se - yahatine devam eden Göring hususi yatiyle dün akşam Duisburg'a gelmiş- tir, Mareşal bugün Rur havzasındaki nehir ve kanallar üzerinde seyahatine devam edeçektir. mekten imtina eylemiş olan Sovyetler Birliğinin Bulgaristandaki orta elçisi Raskolnikof'un ceza kanununun 319 ve 320 inci maddeleriyle 21 teşrinisani 1929 tarihli kanun hükmüne tevfikan “kanun harici,, addedilmesine hükme- dilmiştir. Danzig'de yeni hâdiseler Polonya'nın Danzig'de tevkif edildi Hududda bir polonyalı yaralandı Varşova, 20 a.a, — Polonyanın Danzig'deki umumi komiseri, Pol_ony.ı ataşemiliteri albay Solosinsoki'ye karşı yapılan muame- leyi serbest şehir senatosu nezdinde protesto etmiştir. Ateşemiliteri Solocinseki ile karısı motörlü bir sandalla sahil boyunca gezerlerken bir polis motörü tarafından tevkif e- dilerek yedi saat mevkuf tutulmuş- lardır. Serbest bırakılan ataşemiliter ve karısı Danzig'e dönünce polis tara- fından tekrar tevkif edilerek sorguya çekilmişlerdir. ğ Bir polonyalı yaralandı- Berlin, 20 aa. — Danzig'den alman istihbarat bürosuna Pestelan hâdisesi hakkında aşağıdaki malümat gönde- rilmiştir : Bir devriyenin dolaşmakta olduğu bir sırada Danzig gümrük memurla- rından biri, Pestelan hudut istasyonu yakınında Polonya'dan gelmiş olan ve ihtar etmeksizin kendisine silâh tevcih eden polonyalı bir memura te- sadüf etmiştir. Gümrük memuru, a- teş ederek hasmını yaralamış ve son- ra kendisine imd bul k üzere ona yaklaşmıştır. Bunun üzerine di - Ber iki polonyalı yaklaşmışlardır. Gümrük memuru, yeni bir hâdise- ye mani olmak için çekilmiş ve mese- le hakkında âmirlerine malümat ita etmiştir. ——— Emniyet Umum Müdürü şerefine Adanalıların ıIyaİeli Adana, 20 a.a, — Şehrimizde bulu - gözle kurtuluş gününü bekliyen bu / Fransız heyetinin dünkü femasları (Başı 1 inci sayfada) suşf surette Ankara Palasta yemişler- dir. Öğleden sonra heyet âzasından bir kısmı otelde husüsi şekilde galış - miş, diğer bir kısmı da Ankara kalesi- ni gezmiştir. Akşam saat 20.30 da fransız büyük elçisi B. Massigli misafirler şerefine Ankara Palasta bir akşam yemeği vermiştir. Ziyafette fransız misafir - lerle Milli Müdafaa Vekilimiz Gene- ral Naci Tınaz, müsteşar general Naz- mi Soluk, kara müsteşarı general Hakkı Erdener, hava müsteşarı albay Zeki Alpdoğan, deniz müsteşarı tuğ- bay Hüsnü, büyük erkânıharbiyeden ikinci reis örgeneral Asım Gündüz, korgeneral Sabit Noyan, hava müşa- viri albay Şefik Çakmak, deniz yar- bayı Münir Öney, albay Halim Olus, misafir general mihmandarı yüzbaşı Talât Batur ve fransız büyük elçiliği erkânı bulunmuştur. — hazı lerine he't'!ei' lduğ ilâve ede- Moskova, 20 a.a. — Tâüs ajangı bil -| ”©& “Biraz insaf” diyor, |©a geçmiş ve Sövyetler Birliğine dön. % Vekiller seyahatte İnkılâbın meşalesi sütunu muharriri, dört vekilimizin dört muhtelif mınta - kaya dağılmış, halkı, imar işlerini, millt ihtiyaçları tetkikle meşgul — olduklarını, bu vekillerin hareketlerini ve muvasalât- larını ikişer satırlık telgrafla öğrendiği- mizi kaydederek yirmi yirmi beş ge- ne eveline gelinceye kadar, nazırın Anadoluda — seyahate — çıkmasının na - sıl tezahürata ve merasime — vesi - le teşkil ettiğini hatırlattıktan sonra Cüm huriyet hükümetinin vekillerin ve valile- rin vazifesi masa başında değil memle- ket içinde old nasıl gö diğinli zah ediyor ve İstanbuldaki teşyi ve istik- bal imi: kisine nisbetle çok sa- I Yunan Kıralının doğum yıldönümü Atina, 20 a.a. — Kral, bugün Kor - fu'da hususi surette, doğum yıldönü- münü kutlamıştır. Bu münasebetle bütün gazeteler, bütün elen milletinin hissiyatına ter- ceman olarak, kırala hürmetkâr te- mennilerini arzetmekte ve milli uz « laşma ile semeresi bütün faaliyet sa- halarında görülen milli kalkınmanın Kıral Georges'un devrinde ve onun himayesi altında vukua geldiğini te- barüz ettirmektedir. Şehir plânlarını tatbik edelim! (Başı | inci sayfada) yonları böyle bir plânın muraka- besi altında sarfedilmiş olsaydı, yeni Türkiye'nin imar hamlesini göstermek istediğimiz seyyahla- ra 500 kilometrelik bir yorgun- luğu tasarruf ettirirdik. Şimdi imarcılıkta ikinci bir noksanımızı telâfi etmek lâzım geliyor: devletin bütün daireleri idareleri arasında collabora- tion'u temin etmek! Bütün ida- reler için esas, itaat edilecek esas bizzat plânın tatbiki ve o - nun icapları olmak, şehir plânı bir defa yapıldı, münakaşa edil. di, vekiller heyetinden geçti mi, artık vekâletlerin hususi itiraz- ları ve kendi telâkkileri dur- mak, itaat bir fedakârlık olsa dahi, bu fedakârlığı hoş gönülle kabul etmek gerektir. Yasak mın- takaların tazyikini mümkün ol- duğu kadar hafifletmek, evkaf ve maliyenin belediyelerle elbir- liğine bilhassa ehemiyet vermek, her hususta egoist zihniyetin mu- kavemetini kaldırmak ciddiyetle düşünülecek işlerimizdendir. Amerika'nın gönderdiği silahlar Vaşington, 20 a.a. — Mühimmat kon trolü ofisine nazaran haziran ayında İngiltereye 13.589,013 dolar kıymetin- de esliha ve mühimmat, Fransaya 2.548.962 dolar kıymetinde — tayyare, Romanyaya 835.000 dolar kıymetinde bomba ve el kumbarası sevkedilmiştir. Amerika'nın ihraç ettiği tayyareler Nevyork, 20 a.a. — Tayyare ticaret odası reisii John Jouett, 1938 yılı zar- fında muhtelif memleketlerin ihraç et tiği tayyare ve hava malzemesi hakkın da bir rapor neşretmiştir. 1938 yılı zar- fında Amerika 68.209,500, —Almanya 27.183.501, İngiltere 26.501.340, İtalya 8.121.439 ve Fransa 5.725,208 dölar kıy- metinde tayyare ve hava malzemesi ih Taç etmişlerdir İngiliz - Sovyet görüşmeleri Londra, 20 a.a, —.Bu sabah diplo - matik mahfillerde söylendiğine göre, ingiliz hükümeti, B. Seeds'in B. Molo- tof ile yaptığı son görüşmeye ait ra - Bu umran gayreti, cümhuri- nan emniyet U. direktörü B. Ali Ri- evik şerefine n “Adan: İtalya'da döviz kaçakçilari D D,Mİ( ) ç yet medeniyetçiliğinin milletlere porunu tetkike devam — eylemekte ve Paris ile sıkı irtibat muhafaza eyle aei N YA R