Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
17 .2-1939 î HAYAT ve SIHAT 3 Karmen'in sesi Bugünlerde gene pek hararetli bir aktüalite olan İspanya işleri dolayısiyle, Karmen'den sevdiğiniz parçaları belki yeniden dinlemek is- na tabiat âlimi Büfon bile dikkat et- miş de kalın sesli kadınların kendi- lerinde de aşk duygusu daha kuvetli olur, diye yazmış. Belki son bahar Ünizdelei £ d E gr plâkları kaideye uygun olarak sevil- miş olan artistlerin seslerinden alın - mış ise, elbette dikkat etmişsinizdir, Karmen'in sesi Kontralto denilen kalınca, davudi kadın sesidir. Eserin musiki müellifi Bize kadın kahra - manınım sesi öyle olmak lâzım geldi- ğini münasip görmüş olduğundan, her yerde Karmen rolünü oynamak için kalın sesli artistler seçilirmiş... Halbuki kadın sesi, daha ziyade ihtizazlı olduğundan daha tiz ve in- ce olur. Bunun sebebi kadın hançe- resinin erkeklerdekinden daha dar olmasıdır. Bundan dolayı erkekle - rin boynunda görülen kemik kadın- ların boynunda görülmez. Bir erkek ine yaklaştıkları vakıt, yaş- larına hiç uymıyan aşk marifetleri yapan bazı kadınların bu halleriyle seslerinin kalınlaşması arasında da bir münasebte vardır. Bizde henüz opera tiyatrosu bulunmadığından kadın sesi kalınca, kontralto olunca erkeklerin daha ziyade rağbeti cel- bettiğini, kendi müşahedelerimiz ü- zrine, hükmedemezsek de, vaktiyle, davudi sesle gazel söyliyen bayanla- rın makbul tutulması da belki gene bundan ileri gelmişti. Zaten şimdi a- laturka musikinin mütehassısları ka- dın bu musikiye yak dığı- nı iddia ederler.... Erkeklerin kadın sesini kalın sev- melerine karşılık, hep o ses müte- h çocuk büyüdüğü vakıt hanç yukarıdaki ağzı 5 ile 10 arasındaki nisbette genişlediği halde kız çocuk büyüdüğü vakıt hançeresinin geniş - liği ancak 5 ile 7 arasındaki nisbette kalır. Onun için kadım sesi erkek se- sinden daha ince ve çocuk sesine da- ha yakın olarak çıkar. Telefon me - murlarının kadınlardan seçilmesi de bundan ileri gelmiştir. Kadm sesi daha ziyade ihtizaz yaptığı için te- lir. Kalın ses te- lefonda boğuk gelir. Yalnız, kadınlar sonbahar mevsi- mine yaklaştıkları vakıt — o da hep- sinin değil, bazılarının — sesleri ka- Imlaşır, erkek gibi konuşmağa baş- larlar. Genç kadım sesi, en çok defa, ince olur. © halde musiki üstadı Karmen'in sesini niçin böyle, tabiat kaidesine aykırı olarak intihap etmiş? Ses mütehassıslarının rivayetlerine göre kalım ses aşk duygusumu daha ziyade uyandırdığı için... Opera ti - y ları bul leketlerde er- kekler kalm sesle söyliyen kadınm ar- tistleri daha ziyade severlermiş. Bu- larmın rivayetine göre, kadın- lar da erkek sesinin daha ziyade in- cesini tercih ederlermiş, Ondan do - layı opera tiyatrolarında kadınlar tenor sesini beğenirlermiş... Fakat kadınlar böyle ince erkek sesini tercih etmelerinde aldanırlar gibi görünüyor. Pek eski zamanlar- da bile, büyük tabiat filezofu Aristo bir erkek çocuğun sesi ne kadar ça- buk kalmlaşırsa aşk işlerine o kadar çabuk başlar, diye dikkat etmiş. O vakıttanberi de hâdım ağaları- nım sesleri ince olduğuna herkes dik- kat etmiştir. Bir hastalıktan dolayı kendi kendine hadım olan erkekler- de de sesin inceleştiği malümdur. En kalm sesli horozlar bile erkeklikten mahrum edilince sesi inceleşir. Demek ki, kadınlardakinin aksine olarak, erkeklerde ince ses aşk kud- retinin fazla olduğuna hiç delâlet et- mez., Her şeyde olduğu gibi burada da ları bul kla bera - ber, erkek sesi ne kadar kalın olursa kudret de o kadar ileri derecede bu- hunur. G.Â. Dış Ticaretimiz Kliring hesapları bakiyeleri ve kredili ithalâta ait taahhütler 'Türkiye Cümhuriyet Merkez Bankasın -« dan alman.hesap hülâsalarına göre 11 -2 - Daha uzun veya başka vadeli İleri ve medeni İran: V edlerinin bü C yük kahra- manlıklarını teva- rüs etmiş olan İ- ranlılar — politika bakımından sulhü çok severler. Bu sevgilerini beynel- milel muhtelif ve- silelerle parlak bir surette göstermiş- lerdir. — Milletler Cemiyeti, kuruluşunun ilk zaman- larında ümid verici ideal bir tesis olarak görülür iken İran bu mües- seseye samimi olarak müzaheret et- ti. Onun 1921 de cemiyetin hayatı- na taallük eden bir işte tek başına göstermiş olduğu asil, mütecellid vaziyet bu müessesenin tarihinde İran isminin tekrarlanmasına sebep oldu. Bilindiği üzere Milletler Ce- miyeti misakı âza devletle- rin birbirlerine saldırmalarını me- netmekte ve onlardan her biri di- ğerinin hali hazırdaki arazi bütün- lüğüne ve siyasi istiklâline riayete ve bunları her türlü harici tecavüz- lere karşı mühafaza etmiye mecbur tutmaktadır. Fakat bazı devletler misakın bu hükmünü zayıflatarak cemiyet âzasının biribirlerine karşı olan taahhütlerini azaltmağa, hatta hiçe indirmeğe çalışmışlar ve bu maksatla misakın buna dair mad - desinin tâdili için 1921 de cemiye- tin üçüncü asamblesine teklifde bu- lunmuşlardır. Bu teklif yalnız mu- halif reyile kabul edilmemiştir. İran'ın bundan sonra Millet- ler Cemiyetindeki rolü hep böyle asil bir sulh mefküresinden mül - hem olmuştur. Bu arada dost mil- let murahhas heyetinin silâhsızlan- ma konferansındaki yüksek rolünü şükranla anmalıyız. İran'ın komşu- lariyle olan münasebetlerinde de aynı sulh endişesinin daima hakim olduğunu görürüz. son on yıl için- de İngilizlerle Bahreyn adaları ve Irak'la Şattülarap ihtilâfları olmuş ve bunları sulh yoliyle halletmeğe muvaffak olmuşlardır. İran'ın Afaganistanla olan ve yıl- larca süren ihtilâfr da cümhuriyet hükümetinin hakemliğine tevdi e- dilmiş ve ihtilâf hakem kararına muvafık bir surette halledilmiştir. iğer ufak tefek bazı ihtilâf. lar da hep böylece . tatlıya bağlanmıştır. Nihayet İranın mühim bir rüknü- nü,teşkil ettiği Sâdâbâd misakını İran daima suih idealine ba'ğlwı amtani aa a TT Biz İran'da gerek; ordu, gerek gençlik - teşki - lâtı sulhun bek- çiliğini yapa - cak şekilde, ku- vetli disiplin ve direktiflerle ye- tiştirilir. dır BİBLİYO ĞRAFYA Kira Kiralina Panait İstrati henüz türk okuyu - cuları için meçhul bir isimdir. Halbu- ki onlar tarafından tanılmış olmak liyakatine bir çok hususiyetleriyle sahiptir. Bir Yunanlı baba ile bir Ru men anadan doğmuş olan bu yüzde yüz Balkanlı muharrir eserlerini fran sız diliyle yazarak milletler arası bir şöhret kazanmıştır. Muntazam bir tahsil yapmadığı halde hayatını işçi- liğin en güç şubelerinde çalışarak al- nmın teriyle kazandığı sıralarda öğ- renmiş olduğu -fransızcaya fransızları bile hayrete düşüren bir kuvet ve belâğatle sahip olmasını bilmiştir. Onun hakkında çağdaş fransız hikâye söylemek bu devletin sulh teşkili yolundaki müspet rolünü tezahür ettirmek için kâfidir. Filhakika Sa- dâbâd misakr Asya ile Avrupa ara- daki çok mühim bir coğrafya 1939 tarihindeki kliring £ bakiye - Resmi Hususi leri ve kredili ithalât için Cü iyet Mer-| Memlek daireler — şahıslar koz Bönü verilmiş taahhütler yekün - ları : T.L. T.L. ÇETTEK'CE Almanya 17.936.277 2.717.170 Türkiye Cümhuriyet Merkez Bank daki | D. M. 2.044.142 — 634031 kliring hesapları borçlu bakiyeleri CETVEL :3 Memleket Miktar T.L. Muhtelif memleketlerin merkez bankalarında tutulan kliring Belçika 239,400 Çekoslovakya 3.069.300 Memleket Miktar T. L. Finlandiya 665.000 Fransa 3.449,800 Almanya —A. Hesabr. 7.035.600 Holanda 757.200 B. Hesabı 1.330:700 8.366.300 İngiltere 10.566.400 İtalya B. Hesabı 119.600 İspanya 268.900 Estonya 63.900 İsveç 2.647.600 Yunanistan 181.000 İsviçre 812.600 İtalya 1.375.200 Lehistan 345.300 Letonya 14.100 Termometreler hakkındaki ;:::::ç'“n "ğğ:;ğ?.â talimatnamede değişiklik Romanya 889.100 BB Ve l 187.500 yapıldı DiDETER İ BERACE İktısat Vekâleti termometreler hak CETVEL :2 kındaki AMT tali ine ek bir Kredili ithalât için Cümhuriyet Merkez Bankasına verilmiş olan taahhütler yekünları Resmit Husust Memleket Daireler Şahıslar Yekün T.L. T.L. TA, Almanya — 18.913.444 11.539.396 30.452,840 Avusturya — 525 525 Belçika - 26.159 26.159 Çekoslovakya 466.303 229.044 695.347 Finlandiya 175 — 175 Estonya — 8.442 8.442 Fransa 312.3390 — 302.233 614.872 Holanda 60.109 61.092 121.201 İngiltere 602.944 — 211.601 814.545 İspanya 29.654 11,243 40.897 İsveç 368.137 — 165.263 — 533.400 İsviçre 36.067 145.451 181.518 İtalya 6.1790 — 369240 — 375.419 Macaristan — 356.562 — 174181 — 530.743 Norveç 556 66.615 67171 Lehistan 80.250 79.81 160.065 Yugoslavya 11.585 65.121 76.706 Yunanistan - 39.184 39.184 8. 8. Cet —- 91.925 91.925 Yukarıdaki 2 numaralı cetvelde yazılı kredili ithalâtın vadelerine göre vaziyetleri 6 aya kadar vadeli zÜ gee TANETĞİİ A Resmi .H.ıuuı! Memleket daireler — şahıslar öaşamkaiyan T.L. T.L. BKi Ti Danel - parçasının sahipleri olan dört dev- let arasında sulhu teşkilâtlandıran mühim bir vesika olmuştur. Uyuşturucu madde kullananlar tecrit edilecek değildir Ankara, 16 a.a. — Sıhat ve İçtimaf Muavenet vekâletinden tebliğ edil- miştir: Uyuşturucu maddeler müptelâları- nm memleketimizde - gittikçe çoğal- makta olmasından naşi bunlardan ya- kal ların alâkalı b l Ha- yırsız adalardan birinde tecrit edile- ceklerine dair bazı gazetelerde haber- ler neşredildiği görülmektedir. Memleketimizde uyuşturucu mad- Ca tali hazırlamış Tali me yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. deler iptilâsı ötedenberi hükümetçe a lmmiş olan kanuni tedbirler haricin- de her hangi bir fevkalâde karar a- lınmasına lüzum gösterecek derecede yayılmış değildir. Bu itibarla bu mad deler üzerinde sıhhi ve ahdi bakım- lardan mürakabe icrasına memur olan cilerinin en büyüğü demiş olan fran- sız münekkidleri vardır. İstrati'nin kiymetini vücude getiren unsurlar- dan biri gerek uslüp, gerek yazış tar- zı ile tamamiyle orijinal oluşudur. Onu taklid edenler çıkmıştır, fakat bu halk çocuğu kimsenin tesiri altın- da kalmamıştır. İstrati'nin ikinci bü- yük meziyeti son derece samimi olu- şudur. O pek büyük bir rağbet ka. zanan hikâyelerini para kazanmak veya yazmış olmak için değil, derin bir samimiyetle, sadece boşalmak ih- tiyaciyle yazmıştır. Maksadı edebiyat yapmak olmadığını — okuyucularına sık sık temin eden bu muharrir edebi- yatın en güzel örneklerini vermesini bilmiştir. İstrati ıstırap çekmiş, hal- kın en aşağı tabakaları arasında yaşı. yarak pek çok ediplere meçhul olan hakikatleri görmüş ve yaşamış bir mu harrirdir, Balkanlar ve Akdeniz insanlarını o- nun kadar iyi anlamış ve anlatabil- miş romancı nadirdir. İstrati'yi türk okuyucularının dikatine bilhassa da- vet eden bir nokta da bu muharririn birçok eserlerinde —memleketimizden doğrudan doğruya veya bilvasıta bah. setmiş olmasıdır. Meselâ bu defa ar- kadaşımız Yaşar Nabi'nin dilimize çe- virdiği ve Remzi Kitapevi tarafından basılmış olan “Kira Kiralina” isimli romanın vakaları büyük bir kısmı iti- bariyle eski Osmanlı imparatorluğu hududları içinde geçer. En acı ve yü. rek burkucu maceraları en geniş bit vekâletimizce bu h yeniden bir takım tedbirler alınması düşünülme- ğ 25 Ankara Borsası 16 Şubat 1939 Fiyatları ÇEKLER Açılış F. Kapanış F. Londra 5,93 5.93 Nevyork 126.55 126.55 Paris 3,35 3.35 Milâno 6.66 6.66 Cenevre 28.74 28.74 Amsterdam 67.9275 — 67.9275 Berlin 50.7825 — 50.7825 Brüksel 21.3350 — 21.3350 Atina 10825 1.0825 Sofya 1.56' 1.56 Prag 4.3375 4.3375 Madrid 5.93 5.93 Varşova 23.9025 — 23.9025 Budapeşte 24.9675 — 24.9675 Bükreş 0.090$ 0.905 Belgrad 28315 — 2.8375 Yokohama 34.62 34,62 Stokholm , 3054 —— 30.54 Moskova 23.8725 — 23.8725 ESHAM VE TAHVİLAT 1933 İkramiyeli Ergani 19.75 - 19.675 Sivas — Erzurum Hattı 19.15 - 19.— ktedir. — Dahiliyede tayinler Dahiliye Vekâleti Hususi İdareler umum müdürlüğü birinci mümeyyiz. lerinden B. Süreyya Birgin ile ,B. İb rahim Yurddaş açık bulunan memur- lar, sicil ve muamelât umum müdürlü ğü şefliklerine tayin olunmuşlardır. Ateş tuğlasında fazla istihsâl yok Ankara, 16 aa. — İktısat Vekâletin den; Teşviki Sanayi kanununa müzey yel 2261 sayılı kanunun üçüncü mad- desi mucibince tanzim edilmiş olan fazlaj istihsâl nizamnamesi esasları dahilinde yapıl kikat icesin- de ateş tuğlası sanayiimizde fazlai is- haya sahip bir insan süküne tiyle anlatan bu roman göz yaşartıcı sahnelerle doludur ve başından sonu- na kadar içinde insanları seven ve on- ların fenalıklarından muztarip — olan hassas bir insan kalbinin - çarpıntısı duyulur, Mütercim kitabın başına meşhur fransız muharriri Romain Rolland'ın bu kitap için yazdığı bir mukaddeme- yi, müellifin ön sözünü koymuş ve kendisi de birkaç satırla bu eseri ter. cümeden maksadını izah etmiştir. Türk okuyucuları tarafından sevi- leceğini ve tutulacağını tahmin etti- ğimiz bu eser temenni edelim ki İst- rati'nin diğer eserlerinin dilimize çev rilmesine bir çığır açsın, Ana Çocuk Esirgeme Kurumunun aile- ler ve analar için çıkardığı bu nezih ve güzel aylık mecmuanın 1 şubat ta- cat ve nefis resimlerle çıkmıştır. Bu sayıyı teşkil eden yazılar ara- sında Benal Arıman'ın ve İshak Re- fet'in birer şiiri, Bayan Türkân Örs'- ün “Analık nedir” başlıklı bir yazı. smdan başka şu yazıları görüyoruz: Hasip Aytuna: A ler ve Babal K4 Un ÇN Gene Halkevlerine dair Büyük milletlerin dâvaları büyük olur. Biz “milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkar- mak” azminde olan bir milletiz. Yir- mi sene evelki osmanlı harabesi ile 1939 Türkiyesini en sahih ölçüleriy- le mukayese edebilenler bu gayemi- ? |ze erişecek kıratta bir millet olduğu- muzu tasdikte tereddüt etmezler. Tarihimiz en pervasız telâkki edile- bilecek iddialarımızı ancak teyit e- der. Arkada bırakmış olduğumuz in- '|hitat devri her milletin hayatmda bin türlü sebeplerle tecelli, ve bir grafikte münhaniler gibi, çıkışı bir başka yükselişte nihayet bulmak ü- zere takip eden zaruri inişten başka nedir? Fakat, tarihi hakikatlere ba- karak o inişin nelerden dolayi vuku bulmuş olduğunu biliyor, ve onu mu- kadderin önlenilmez icabı olarak değil, dünyanın gidişine ayak uydu - ramamakta ifadesini bulan bir takım takdirsizliklerin neticesi şeklinde mütalea ediyoruz. Kendimizi ve bir uzvu olduğumuz cihan medeniyetini çok iyi bilip tanıdıkça ileriliyeceği- mizden ve hedefimize varacağımız- dan emin bulunuyoruz. Kendimizi bilmek, 33 tank mak! Halkevlerinin üzerlerine almış ol- dukları vazife bu sözlerle de izah e- dilemez mi? Dil, edebiyat ve tarih, güzel sanatlar, köycülük şubelerin- de çalışan evlilerin almış, almakta ve alacak oldukları hasılaları kendi- mizi bilmek uğrunda sarfedilmiş, e- dilmekte ve edilecek olan şuurlu gayretlere borçluyuz. Bir iki gün sonra 158 ta daha inzi miyle hemen memleket mikyasında teşkilâtlanmış olacak olan kültür o- caklarımızm bu şubeleri bulunduk - ları vilâyet, kaza ve nahiyelerin en uzak köylerine kadar nüfuz dilimiz, edebiyatımız, tarihimiz, gü- zel sanatlarımız bakımlarından milli yetiştirmek, Dr. Muzaffer Sezer: Er- kek göziyle kadın, Muazzez Tahsin Berkand: Hayır cemiyeti ve kadınla- bünyemizde faydalı veya zararlı ne- ler varsa bir taraftan onların keşfi, derlenmesi ve tetkikiyle uğraşır ve bunlara dair musahabeler, konfe- rımız, Mebrüre Gönenç: Çocukların uykusu, Doktor M. S.: Memeler ni- çin birdenbire büzülür?, Doktor Fat. ma Memik: Grip, Mükerrem Kâmil Sü: Düğüm, Derd ortağı- Bir büyük anneye mahrem mektup, İbrahim Tev fik: Bulgaristan'da tavukçuluk, Ni- yazi Acun: Yarının annelerini hazır - lıyan Türk Maarif Cemiyeti lisesinde bir saat, Benal Arrman: Çocuk terbi- yesi, Dr. Winifred de Kok: Çocukla. ra verilecek oyuncaklar, Doktor Şem- si Mutver: Çocukları nasıl yetiştir- meli?, Orhan Doğaner: Türk mede- nt kanununa göre evlilik birliğinde kadının hak ve vazifeleri, Bekir Ak- tan: Devlet Tiyatro mektebinde bir saat, H. Bektan: Beğenmek ve be- ğenilmek, Orhan Doğaner: Hayalden hakikate, Doktor Remzi Gönenç: An. nelik ve ödevi, Bu mecmuayı bütün ailelere tavsi- ye ederiz. Esrarlı ada Fehmi Baldaş tarafından dilimize çevrilen ve Kanaat Kitapevi tarafın. dan ilk iki cildi evelce neşredilmiş bulunan bu meraklı ve cazip eserin üçüncü cildi de intişar etmiştir. Her cildi ayrı olarak okunabilecek tarzda hazırlanmış 'olan kitabın üç cildi bir arada mütalea suretiyle zevkli vakit geçirmek istiyen okuyucuyu tatmin edecek kadar heyecanlı maceralarla ranslar tertip edip yazılar yazarak çalışmalarımdan diğer yurttaşları da istifade ettirirken medeni dünyanın bütün bunlara taallük eden ileri hamlelerinden de onları haberdar etmek için tasavvur edilebilecek her tedbire müracaat eder, ve böylece, istikbalin şekillenmesinde müspet il- min ve modern tekniğin itibarda tu- tulması lâzım geldiği kanaatini zi- hinlerde kökleştirirler. İmtiyaz ve sınıf tanımıryan yeni Türkiye'de Hal- kevleri, kültürün, yanına yanaşıl- maz pahalı bir matah gibi, yalnız ba- zı talihlilerin mazhar olabilecekleri bir nimet olmayıp, içtimai vaziyeti ne olursa olsun, her iyi niyetli vatan- daşm faydalanması iktiza eden ci- hanşümul bir refah ve saadet menbar olduğunu bütün memlekete duyu- rup öğretmek için kurulmuş müesse- selerdir. Halkevinin kapısından içeriye a- dımını atan herkes, orada, türk inkı- lâbının bütün icaplariyle benimsen- mesi ve benimsetilmesi vazifesini ka- bul ve ifasını taahhüt etmiş olduğu- nu bir an unutmıyarak kendini ce - miyetin hayrına vakfetmelidir ki varmak istediğimiz büyük gayelere en kısa zamanda erişmemiz kabil olsun. “Milli kültürümüzü muasır mede- niyet seviyesinin üstüne çıkaraca- ğız,, kararmı tatbikte en güç ve o nispette feyizli hizmet halkevlerine isabet etmekte değil midir? dolu bir kül teşkil etmektedir. Her cildin fiyatı 50 kuruştur. Nasuhi Baydar - Aynı LANTOS nm yen Mavi Tuna, Çardaş, Tango Macar Çıgan havaları... Gündüz 16 ve T ŞANTTLITUNUTA IDU KA TNNN — Bu akşam 21 de |l_|||||||||||l|.||||||||l| Yenişehir ULUS sinemasında Yeni Program ÇİFTE KUMRULAR LİLİAN HARVEY - HENRİ GARAT Büyük bir zenginlik içinde geçen bu filmde kâh heyecan duyacak ve kâh neşeniz artarak gülüp eğleneceksiniz... Fiyatlarda zam yoktur. Yerlerinizi evelden tutunuz. LANTOS Orkestrası ve BEKÂRET Filmi 12,15 ucuz matinesinde son olarak ALTIN HARBİ : llllllllllllllllll_lll|||||lllllllllllllllllllllll Tı:_ 3923 |||||A|>|_|llllı'l L seansta Orkestrası i programı Notturno, Rosa La gıtana ve 18 matinelerinde BU "YAKAAAKAAIAAAIAADAADAAAKA KA KA DAYAAAKAIAI IADDA AAA KA ADANAA AAAT