1 Mart 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

di ll ULUS DULLLLLLLLDR FLLLLLLILI VURERRRNEN ei HAYAT ve SIHAT AMERİKADA MODERN HAPİSANE İ TTTELELLİ S.lllıııılıııııııııllll"" U olduğunu tabiat tarihi kilab“ Yazmazlarsa da, dünyanın ©en * bakla taneleri Troya harabelerinde çıktığına göre onun Anadoluda lı’:l: a ve n ki|leri az rilirken $ bal :ımç.iı;aîîarık yemeği bile severler san bulunduğundan bakla pişi- biraz şeker katmak âdet- klanın tanelerini bazıla- Sing -Sing cezaevi Mahkümların polislerle maç yaptıkları, sinema seyrettikleri, radyo dinledikleri ve Ön gün sandal içinde deniz üstünde kalan iki gemici Fransız gazeteleri, iki genç Fran- halde iki genç gemici bulunan küçük bir sandal yanaşmıştır. Karaya ayak basar basmaz, ağızlarından bir keli- me bile işitmeğe vakıt kalmadan her Gün İci Gazele resimlerini seyrederek... « . B kı ad ta bır t d sız gemicisinin büyük bir sergüzeş-| pazartesi günleri topdan gelen : a Anado- | dan onun kadar kuvvetli ve faydalı e sana oı yom ur tinığen"bîhîmcektedî;ıll"ı;ahiıinde S Avtupa gezete ve dîrgille'::,h reı':ı_ı— ö izi 5. k ide- ugünlerde Cornw linde St. | Jerini önek beğlı na Ci aklanın da vatanı bizim ları olur. Yalnız şeker yapacak mad. vas'a ibindel HanamiylA, bikkin bi cnmt*ıoy;:m aÖN eeti gz — bir kısmını da bunları seyredip re- sim altlarından ve başlıklardan an « lamak kabil olduğunu iddia edebili- rim. İşte bir kaç misal: eski zamanlardanberi tan <h? | ve taze fındık kadar lezzetli oldu- p ŞİR ş iki A 5 HK 8 iptida- ici derhal uzanıp uyumağa ğ ifleri ile süslü büyük old dır. O tarihi| V *vayet ederler. Yemek iptida- elektrikli sandalyeye rdukları hapisane ki gem ı | Çim iyeroglifleri, ile : ı;:ut;ızllîîğıı:;:ınkt:l:“y'h İ ::ıı:;: r:ıvı:u beıklı tanelerini tuza y Y otu p başlamışlardır. Kimin ve neyin nesi Ve ha e TeT y hur büyük hekim Wirchow tarafın dan bulunması bizim baklalara he batırarak ordö sevenler de vardır. vr 'niyetine yemeği Uzun yıllar en korkunç gangster- leirin dehşet içinde bıraktıklart Ame- gul olmaktadırlar; Bunlardan birçok- ları en ziyade Hindiye düşkündürler. Hindileri Noele kadar besledikten olduğunu bir türlü anlayamayan İi- man mensubları, yirmi saat deliksiz bir uykudan uynana gemicilerin baş- lerce asker, ve altmda şu cümleler_ıı “Japon askeri Çin'in Çing - Tao li- tmişlerdir. Bunların rika nihayet, sosyal bünyeyi, sosyal olmayan unsurlara karşı mudafaa et- onu soğuk su işgal $ ilk yaptıkları şey, cihan harbının Kurusuna gelince, kimler âlemind ıca bir ün VeP v eminde ayr Tlcimca d W üşatarak larından geçeni işitince hayretler i sonra, Noel akşamı kızartmasını yap- W Miştir, A n yerler | İç?ü ktan sonra ez-|meğe başlamıştır. Amerika bu.müca- | maktadırlar. çinde kalmışlardır. Vp c ramda bi l « nüfuz d:;k;: Anıdol,ıı:!ın.:ı::' dn kıbı_lklnrml oî!,:u:::“' , et yemkleri| delesinde her vasıtaya baş vurmakta-| Sing-Sing mahkümlerinin en heye- Adı Louis Peyennce olan gemici b;:;â'â vblliüde ilün saktik kutlar Hak Ai R tarihi p öldük- | mesinden ç olur. Fakat, doöğ-| dır. canlr günleri sonbahardadır. Çünkü| on sekiz, Ambroise Maisson adındaki | v » » — l D Glüler anıtı Eski mısırlılar insan K ten sonra ruhu bakla ım.ımıne- 8eçtiğine kanaat getirmiş “l.dğğ ormdan bakla yemekten çekinir ? hattâ bakla taneleri güneşe Kaft tutulunca insan tohumu gibi koku © kardığın riddia ettiklerinden bakla ta - nelerini görmeğe bile yü daya Namazdı. Bakla inin falcılıkta önemli yer tutması da, şüphesiz, aa M"'"dhki © inanıştan kalmıştır. Eski Mısırda çokça kalmış olan Fisagur filozof oradan aldığı bu fikri eski urııın_dı. da Yaymıştı. Rivayete göre kendı"ıı "de f'imhnlarındın kaçarken önüne bir bakla tarlası çıktığından, 011':';! insanların ruhları diyebildiği, bak- laları çiğnememek için iler_iye gide- Memiş ve düşmanları yetişe ga Nün da ruhünü bakla tanesine Se> Virmişlerdi. ; Bereket versin ki, İsrail og.ull::ı- Nin peygamberleri, yunan h'ıî ği armın yaptıkları © ıîçnu dıt :k z ak için olacak, akladan ek- mek yaparak üç yüz dokm gün birbiri arkasından yemişler ve bu suretle baklaya itibar vermeğe Ça- lışmışlardı. Lâtin şairi Horas baklayı iç yağıyle pi;irtor_ek bu ye- Meğin şerefine bir de beyit yazmış> sa da onun şiiri Tevrat'ın âyetleri kadar tesir edememişti... " hi Eski hekimler, filozoflarım sözle- Politik », bakla tanelerinde i büyük '1duğuna inanmamışlar ve İs- tikası telif * pının tavsiyelerini beğe- dir. Tebliğ, tadan ekmek — yaptırma- milletler cemi, baklayı değerli bir ilâç Veti paktının, bozukloğun ) dindin Srensiplere “EĞkla yedirdikten başka yanında gnmîtişr rusunu isterseniz, z ru bakla tanelermin zeytinyağlı ez- mesidir. Yemekt en büyük piri sa?ııl_ı warin bakla ezmesinin bile “tanrılar yemeğ! en lezzetlisi ku- e zevk sahiblerinin n Brillat - Sa- tereyağlısına ği? dermiş. Ya bakla ezmesini, Eskiden olduğu gibi, artık mlsama- ha ile hareket edilmemektedir. Ceza- larm tatbik usulleri miştir. San Fransisko körfezinde bu- lunan Alcatras adasındaki ceza evin- de, suçlulara yapılan muamele, suçlu- nuün hakikaten hak ettiği şekle gir- şiddetlendiril- bizim zeytinyağlı :ıı,e;l:: nasıl tn_vıif edecekti! Bakla ezmesi ğinden mideye nız bir mahzuru v dan yedikçe —— İki İtalyan harp gemisi Roma, 28 (A.A.) — İtalyan nun yeni iki gemisi_, bugün vurn'da diğeri Napolide ribiyle Partenopt torpidosudur, sıkarak yemiş olsay- kolay hazmedildi- de dokunmaz. Yal- ardır: İnsanın on- aha yiyeceği gelir... Un GÖR. filosu- biri Li- denize indiril- iere torpido muh - miştir. Amerikadaki diğer ceza evleri de Alcatras'ı kendilerine örnek aldıklari halde, Nevyork civarındaki Sing-Sing ceza evi, sanatoryomlardaki — hayatı andıran bir ceza usulü tatbik etmek- tedir. Makineli tüfeklerle baskınlar yaptıkları birçok cinayetler işledikle- ri için, burada hapsedilen haydudlar, izinle istirahata çekilmiş gibi bir ha- yat sürmektedirler, İçinde, tatlısı tuzlusiyle mükemmel yemekler ye- nen, spor yapılan, konferanslar, rad- yo ve konser dinlenen, tiyatro seyre- dilen bir yere insanın dili ceza evi demeğe varabilir mi ? Bugün Amerika halkının bir kısmı işte bu suali sormakta diğer kısmı da insan olan için hürriyetin tahdidin- ! 8-9 yaşında Gazi Osman Paşanın müdafaa- sında “Plevne” de küçük yaşta bulunmuş olan bir OLLLLLILLLDLDIDILALLDIT! YaREUKÜMEY Türk zabiti den daha ağır bir ceza, manevi bir iş- kence olamaz fikrine dayanarak bu itibarla, Amerika topraklarında yaşa- yan insanlara katmerli işkence yapı- lamaz, demektedirler. ç Sing-Sing ceza evi, Hudson nehri- nin yukarı kısmımda, bir dağ eteğin- de, etrafı ormanlarla çevrilmiş bir yerde bulunmaktadır. Suçluların hü- cerelerindeki pencereler, Ren nehrini andıran Hudson nehrine ve bunun iki tarafındaki zümrüd gibi yeşil vadile- re bakmaktadır. sonbaharda fudbol maçları yapılmak- tadır. Hapishane ekibi, haftalârca bir antrenörün nazareti altında idmanla- rını yaparak hazırlanmaktadır. Hazır- lıklar bittikten sonra, hapishanenin spor sahasında, muayyen günlerde dı- şardan gelen fudbol ekipleriyle maç yapılmaktadır. Bir gün polis ekibi — hapishane ekibi; bir başka gün de- nizciler ekibi — hapishane ekibi; gü- nün birinde de Nevyorkun atletik ku- lüb ekibi — hapish ekibi d maç yapılmaktadır. Mahkümların teşkil etmiş oldukla- rı ekibin muvaffakiyetlerini Ameri- ka gazeteleri uzun uzadıya yazmak- tadırlar. Maçları 2400 mahküm sey- retmektedir. Buralarda yıllardanberi ömürlerini burada geçiren, saçları ağarmış yaşlı- lardan tutunuz da henüz bir iki ay- danberi ceza evine getirilmiş olan genç delikanlılar, sigaralarını, pipo- larını içerek maçı takib etmekte, kah- kaha atmakta, ekiplerini can ve yü- rekten alkışlayıp gayrete getirmekte- dirler. Maçların seyircileri, yalnız mah- kümlardan ibaret değildir. Dışardan seyirci gelmekte ve kendilerine ayrıl- miş olan yerlerde oturup maçı etmektedirler . Mahkümlerin sporu, sadece fudbo- kaları da yapmaktadırlar. Spor mevsimi geçince, takib la inhisar etmiyor. Bunlar Bezbol de oynamakta ve hafif atletizm müsaba- Sing-Sing sakinleri, tiyatronun faaliyete geçme- sini dört gözle beklemektedirler. Bir mathaamıza geldi. “Plevne biti” tefrikasının mütercimi- Yeni kurulmuş olan üç katlı bir bi- mobil tamirciliği, elektrik tekniğ matbaacılık gibi zanaat öğretilmekte- müddet sonra tiyatro - temsillerine ü z ü— A BAA ga n ner ai İ i,| kadrosunda, bir çoğu kadın Tolünü de henüz on dört yaşındadır. Her ikisi de, bir ingiliz gemisiyle müsademe derek batan “Sylva Belle” adında fransız ticaret gemisinin tay- fasından imiş. Kendilerine geldikleri zaman gemilerinin batmış olduğunu buna mukabil, küçücük ve bom boş bir sandalın kendilerinden iki yüz metre uzakta dalgaların arasında çır- pındığını görmüşler. Canlarını kur- tarmak için bütün kuvvetlerini topla- yarak sandala kadar yüzüp içine atla- mışlar. Dalgalar dağ gibi olduğu için iki yüz metre mesafeyi, saatlerce yüz- dükten sonra katedebilmişler. Sandal- da bir tek kürek buldukları için iler- lemeleri imkânsız bir Hal almış, gün- lerce münavebe ile sandalı idare et- mişler. On gün denizde kaldıktan son- ra rüzgârın yardımiyle sahile ve dola- yısiyle selâmete kavuşmuşlar. Cenubi Amerikada faşist propagandasiyle mücadele Vaşington, 28 (A.A.) — Ruzveltin müşavirleri arasında cenubi Amerika daki faşist propagandası ile mücade- le etmek üzere bu memleketlerde ya- pılacak telsiz propagandasına dâir u- Büller hakkında anlaşmazlık vardır. Cumhur Reisinin oğlu Ceyms Ruz- velt tarafından sevk ve idare edilmek te olan müşavirlerden mürekkeb bir grup, bir devlet istasyonu — inşasına muhalif bulunmakta ve mevcud tica- ri istasyonların cenubi Amerikaya mahsus muntaazm programlar neş- önünde diz çöküp dua etmek olmuş- BUT .), Bir başka resim; harab bir kaç bi- ha önünde yırtık pırtık elbiseli bir takım silâhlı adamlar: Frankocular Teruel'e böyle girmişlerdir. Eden'in istifasından sonra avam kamarsında cereyan etmiş olan mü- zakerelerin halkı ne kadar alâka- landırmış olduğ iki resimden an- layabiliriz: Taymis sularına pençe- relerinin ışıkları aksetmiş uçsuz bu- caksız bir bina; ingiliz pırliıııınıo- sü.. Aynı binanın gündüz lıılı_ ve parmaklıklar önünde bekleşen yüz - lerce kişi.... Üç fransız nazırı; Saro, Delbos, Şotan, ve üstünde büyük hırflorl_o şu sözler: Hükümetin üç meselesi:| 1 — İngiliz - fransız dostane ııılq- masını Londra - Romı_yııkıılıiı_ ile tertibleştirmek, (uoordon!ı-_r kelime- sini tercüme edersiniz?) 2 — laştırmak, 3 — Milletler cemiyeti âhenkleştirmek. Politikaya aid fotoğraflar bunlar- dan ibaret değildir. Fakat harb ve siyaset çetin işlerdir. Onları bir ta- rafa bırakarak diğer resimlere ba- kabiliriz: Eski kontes Kovadonga, yani İspanya kralı on üçüncü Alfon- sun h eski ka- rısı Küba güzeli bu sefer de Ameri- kada bir polisle evlenecekmiş! Fa- kat kont Kovadonga da eski karısı Buna karşı ordu, donanma ve hari- retmeleri lâzımgelmekte olduğu fik- gibi. veni karısını da bırakarak a- merikalı bir artistle nikâhlanmak ü- yapmaktadır. Kadın kıyafetine girip ne Plevne'deki ğ İspanyol dansı oynayan ihküml ciye nezareti mümessilleri bir devlet | zere imiş! i millt müdafaa için fay-| — Londrada bir at sergisi açılmıştır. lht_ıı_ıh da ve çıbanları kurutmak için dir. İstidatlrlar, yabancı diller, tek- Sesinina lâpası kullanırlardı. Büyük nik ve matematik dersleri verilen bir | bile vardır. gel : aha a eee aa a ea ocukluk 3:i 2-vm semektesinez, Sine-| | Polis aramlarından saneler tanci S aa n aa a ç| DEe nn S ladiğinde “bir'der mek için bakla- tavsiye eder, bit Sing idi i her yıl neş: iği rapor-|edilirken, kimi polis, kimi haydud tima dıvreıin'de h'::(hntin meşgul d:r büyük İbni Sina da veremlilerin ök- j lariyle, haydudların terbiyeleri etra-|rolünü yapmakta seyircileri teşkil e- | .ç ğt en mühim Jelerden: biri| —Fot İi Girettiklerini veymt sürürken gelen kanmı durdurmak için onlara bakla yedirirdi. Fakat baklaya en büyük itibarı veren orta çağlarda meşhur kadın hekim Toa- hatıralarını anlattı. Neden sonra aynı zabit Plevne'ye giderek eski hatıra yerlerini fındaki faaliyeti hakkında halkı ten- vir etmektedir. Mahkümların bir de, eğlenceli ve boşta vakit geçirmeleri için istirahat- den hırsız ve haydudlar, arkadaşları- nın muvaffakiyetlerini bol bol alkış- lamaktadırlar. Bu izahlardan sonra, sanılmasın ki, olacaktır. mek ihtimali de kalmayınca, elektrik- li sandalya, “adalet” i yerine getir- dökmeye imkân yoktur. Ancak, modern gazeteciliğin mu- vaffakiyet sırlarından biri yazı ka- imle de h K dokt dolaşmıştı. Muharrir arka- :1 terine mahsus bir binal dır. Bu | Sing-Sin; ir. Bilâ i k değil tula olmustu: Bu bayan aş ÜN Cü erine & bir binaları vardır. Bu | Sing-Sing oldum olası böyledir. Bilâ-|mektedir. İlk elektrikli —sandalya| ! V"e: lul:':ıı’yııılı.ı-ı bakla reçeli yedi- daşımıza bu ikinci binada musiki ve oyun salonları, kü- | kis, bu ceza evi eskisinde Birleşik A-| Sing-Sing'e yerleştirildiği gündenbî .| midir? — N. Baydar n üph ji ik salı bul k-|merikanın en korkunç hapishanele- rirdi! , Baklanın eski hekimlikte gördü- ğü o büyük itibardan şimdi yalnız idrarı artırmak ve idrar yollarını temizlemek hassası kalmıştır. Bu_ı_ıu tanıtan gene meşhur bir _prof_eıor. A. Robin olduğundan sözüne inan- Hatıralar Aa f mı anlattı. “Plevne mü - tadır. Orkestra, mahkümlardan teşkil edilmiştir; yalnız orkestranın şefi mahküm değildir. Konserlere para ile girilmektedir. Ve bu para orkes- da bir ingiliz zabiti” tefrikasın- dan sonra, size birkaç gün süre- trada çalışanlar arasında paylaşıl- maktadır. Hasılı, Sing-Sing de otu- ranlar, jimnastik yapmakta, oyun oöy- ri, dört yüzden fazla mahküm idam rinden biri idi. Eskiden, yani bund. otuz yıl evvel, buraya düşen mahküm- lar, beygir sürüsü gibi, kamçı ile ter- biye edilirdi. Hattâ bunda çok ileri giden ve emirleri dinlemiyor diye ta- bancalarını çekip suçluları yere se- ren gardiyanlar bile vardı. edilmiştir ki bunların beşi kadındır. İdam gügnleri yaklaştıkça, hapis- hanenin havası her gün biraz daha elektrikleşmektedir. Bazan beş altı kişinin bir gecede idam edildiği ol- maktadır. Bütün idam hükümlerinin Huvunada_ tevkif edilen komünistler La Havan, 28 (A.A.) — Komünist - lerin tertib etmiş oldukları umumi bir Mmamağa bir sebeb " cek olan bu nefis tefrikayı ve- ; icrast esnasında ceza evi direktörü- | grev hükümet tarafından ittihaz edilemş Sebze ve gıda olmak bakımından (? , vi ğ;:::';'ı “hı’lyr':l’“"îı': d'“nî:'ıî':."_' tAncık bugün de, bu sanatoryom ha-İnün hazır bulunması lâzımdır. Ka acil tedbirler neticesinde akim kalmış- baklanın tazesi : de, “ kurasın da Aya l X- |yatınm çok korkunç tarafları yok|nun, idam esnasında halkın da hasır | tır. Mazmafih vaziyetin ciddiyet peyda değerli bir yemektir." Tazesini biraz iymayla sağ yağlı, ı'izerî'nt_! yoğurt dökerek zeytinyağlı yemeği l:î"f“ Sever, Baklada azotlu Mercimekteki kadar çok olduğun- Bekleyiniz! vanlarla meşgul olmaları ihmal edil- memişlerdir. Kürek mahkümleri, serbest zaman- K larında, kanaryalarla, papaganlarla, Fvıaşıı. EFTER Yazan: Margörit Randü l e Kırmızı otomobil tekrar hareket €tti. Parktan çıkmadı, fakat Serpantin Öprüsüne ve York Geyt'e doğru ce- Duba döndü. Hayslop, takibe başlama- dan önce haydudlara bir mikdar avans Verdi, Bi!langıçta Knaytsbric, Hayd Par- ke Korner ve Pikadilli taraflarında takib kolay oldu Kırmızı otomobil “Unayted Londo_n Bank” önünde durdu.Çok şık giyinmiş Yesil Şapkalı bir genç kadın indi, Elin- © deri bir çanta vardı. Ayni yerde ü- hiformalı bir komüsyoncu birini bek - ler gibi duruyordu. İkisi beraberce nkaya girdiler . Beş dakika sonra genç kadın çıktı, Omüsyoncu elinde çanta ve bez torba- lar bulunduğu halde onu takib ediyor- d?' Kadından sonra o da otomobile bindi, ; ; ç hürmetle selâmladıktı ö $ e) ş ç viş bi î“ylltıp. i . HŞT vi ıçı eııın gı';n;'a ıf)forî / Hayslop, içmdfn hay aksi şeytan I| tu. Fakat Beysvater Roat Bi cin:ân az lıı!dı’ haykıracaktı. — “Oto- | yanılıyordu, yahud da otomobil hava- | S î:ğ“mal değiller, dedi. yaptı ve sokağın öbür yanına “;tj."â îîmdl ı:ie bunu iî:;ylıeuıı:xıın sırası mı” | rinde yeşil bir otomobilin hızla gittiği ;o C::ıly:uti h:;:dehn kabinesi- | ya karışmıştı. a asoldut K ağ eyeş e Beçti. O- |diyerek motosikleti kenar bir yere | ni gördü. Bir dakik tomobilin | — yanında bu cemiyete mensup bir| — Birdenbire, k. n OtoMAOSA Mu ıöİ'lı'ırnyl üsyoncunun ıahı;e olduğunu 'â“;î’:ısitwm meş;îıı:“glü:lltle Sent â:hii Filk: blill ıı;retle iki dakika kay- | pilâkasında MEa ıızıa::î;:ı:umı o:ılın ;n KSK eıin'(ıiıe not defteriyle gelip ge- | linde plâkanın ::ışı::ğş:tıiğio:ıa.kkı: . “ylemek istiyorsunuz İ â ı geçti ve mey-|betmişti. O müthiş kalabalık arasındı te hi R - | sen billerin z ğ ü ş - e n V M Hötrisatladiişin ! cayysenz m:i mmb; yunca geniş bir nefes aldı. Yeşil oto- | mekle meşguldü. ını zabtet. :: â?;:ğ;ılı: ;Zrz:ıkhıi?ıgî:"g: g;ı. k zi sahte bir — Ne yazık ki, dedi, hırsızlık etti- ğim zamanlarda bunu akıl edememiş- tim. Bak, bak, gene durdular. bir başka bankanın önünde durmuştu. Kırmızı otomobil ayni hareketi ayrı ayrı on bankanın önünde tekrarladı. — Bu torbalarda ne var, diye sordu 0. ç — Ne olacak, para! Belki bir ster- linlik banknotlar, Bunların sürülmesi daha kolay olur. — Vay canına! Onları gözden kay- betmiyelim. — Korkarım biribirlerinden ayrıla- caklar. Son duruşlarında korktuğu başına geldi. Küçük sarışın kadın, otomobile binecek yerde, birdenbire sol tarafda bir sokağa saptı; komüsyoncu büyük bir bahşiş almış bir adam haliyle onu üzerine let durmaya n Hakikaten otomobil az daha 'ileride güvercinlerle, kuzu ve tilkilerle meş- Jo: — Felâket, dedi. İzi kaybettik. — Artık otomobili bulmayı hatır- dan çıkarmalıyız. Dedi Hayslop, inin ve adamı takib edin. Ben de kadının peşinden gideceğim. Jo motosikletten Aatlar atlamaz, Hayslop geri döndü ve soldaki sokağa saptı. Yaya giden bir kadını otomobil- le tşkib etmek güç olacaktı. Fakat ka- dının bir taksiye veya otobüse binece- ğini umuyordu. On dakika sonra talisizlik gene baş gösterdi. Yeşil şapkalı kadını ancak Pikadilli Çirkus'e kadar takib edebil- mişti. Burada kadın, yeraltı geçidle- rinden birine girdi. Hayslop fena halde hiddetlendi. Ka- dın metroya binebilir veya Çirkus'un kalabalık lâbirentleri içinden geçerek değildir. Bazan, yirmiye yakın ölüm mahkümu, ana binadan ayrı olan “ö- lüm evi” nde temyizin son kararını ve valinin affınr aylarca beklemekte- dir. Son bir ümid olan valinin affet- Belki Jo Plumer kendisinden daha şanslı olurdu. Üstünde bir at kostümü, kalın bir manto ve başında Hayslop'unkine ben- zer bir deri kask taşıyan Viv Beysvatr Roıd meydanında bir motosikletle bekliyordu. Hayd Parkin Melbi Ark tanfmdıkı medhalini tarassud vazi- fesini üzerine aldığı için Hayslop gibi, © da radyo vasıtasiyle Rezayr'la irti- bat halinde kalmıştı. Kask'nin içinde- ki ahize ona arkadaşının verdiği ha- berleri getirmişti. Otomobilin numara ve şeklini öğrendikten sonra hareket etmek için hazır bir halde bekliyordu. Vazifesi Neylor'a vasikaları getirecek olan otomobili takib etmek ibaret- ti. . Epeyce bekledikten sonra niha et kulaklarındaki ahize harekete gcld’i' t yeraltı sal un diğer beş kap dan birinden dışarı çıkabilirdi Belki de mahsus izini kaybettirmek için bu- raya girmişti. Onu gözden kaybetme - tam yeraltı geçidine bir polis ü arlı l — Hey baksanıza! Motosikleti yol ortasında bırakıp - nereye gidiyorsu- nuz. A ’“*jkenmeı bir kılık tebdili. o: kalınca gözden kayboldu, le geçir mek lâzımdı. Motosikletten atladı ve| k. gireceği esnada yağlanmış motosiklet sürat d di:| fırladı. , Geyt'e geldiği zaman burada taksiler. le sarı bir n möbilde iki adam vardı. Vi artık! En doğru iş, eli | ve onu e ada boş Somerset Meuşıns'a dönmekti. | di “Me 12 * ea vesli bi yeşil bir Mangester garbe doğru gidiyor, ça- Li İşş Viv bir dakika bile kaybetmedi. Lan estr geyt'e gitmek lâzımdı. İtina ile e yerinden Tam zamanında yetişmişti. Lankestr kupeden başka bir şey yok- usulü dairesinde takibe başla- yoluna devam etmedi ve orada sevin- maralı bir otomobilin bulunmasını — emrettiğinden yirmi, mahkümun idam sırasını beklediği şayi olunca, ölüme şahidlik etmek ü- âe."' binlerce kişi müracaat etmekte- ir. memekle beraber, tedbirli davrandık- larını farketti. Çünkü — mütemadiyen zikzaklar çiziyorlar ve bu suretle her hangi bir muhtemel takibi güçleştir- meye çalışıyorlardı. Otomobil kenar mahallelere girdi, pis sokaklardan do- laştı, nihayet Pikadilli caddesine çıka- rak orada durdu. Soluk benizli, gri kostümlü ve gözlüklü bir adam indi. Çabuk karar vermek lâzımdı: oto- mobili mi takib etmeli, yoksa adamı mı ? k Viv otomobili takibe karar verdi ve bir an sonra kararının isabet derecesi- ni görmek f buldu, bil- dşn inenadam Granada İlokantasına ginmişti. Halbuki, kendisi onu takibe kalkmış olsaydı, üstündeki kıyafetle oraya girmesi imkânsızdı. Otomobil, Viv peşinde olarak, sür- atle yola koyuldu; yarım saat — sonra Dorking sokağında idiler. Fakat tam buraya geldikleri zaman genç kadının motoru pan yaptı. Yeşil otomobil bu esnada gözden kayboldu. Viv alel ace- le tamiratını yaptıktan sonra otomobi li tekrar bulacağını hiç ummuyordu, bununla beraber sokağın ucuna kadar — Afedersiniz, dedi, ME 1214 nu- Haydudların, bir şeyden şüphelen- geçtiğini gör- kid endişe edilmektedir. Otuz kişi tevkif edilmiştir. Fakat tevkif edilmeleri hakkında emir — veril- miş olan 500 kişi henüz serbest bulun- maktadırlar, Biraz aflırca iş gören adam uzun u- zun karnesini tetkik etti : — Hayır görmedim, — Emin misiniz ? — Saat on birden beri geçen bütün otomobillerin numaralarını zaptettim. Yalnız bir motosiklet müstesna. — Bu kapalı ve yeşil bir Mançester- di. Onu görmüş olmalısınız. Benim i- çin çok ehemiyetlidir. Adam çenesini kaşıdı ; — Numaraları kaydederken otomo- billerin biçimine hiç dikkat — etmem, Sabahtanberi pz araba geçmedi, Bir dakika evvel tarif ettiğiniz şe- kilde iki otomobil geçti. Viv, endişeli bir tavırla : — İki mi? diye sordu. — Ben iki tane gördüm, — Bunlardan biri ME 1214 değil mi idi? — Hayır bunlardan biri OR 1427, ö- teki de HB 7126 idi ve tekrar ederim, i- kiden fazla olmadığını iddia etmiyo- rum, Yeşil Mançesterler nadir değil- dir. Fakat ME 1214 numaralısını gör- medim, — Teşekkür ederim. Viv'in canı sıkılmıştı. Ya bu adam ııum.arıdn'. Adamın söylediği iki oto- mobilden biri takib ettiği arabadır, ( Sonu var ) Haa d d düzudkü

Bu sayıdan diğer sayfalar: