7 Kasım 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—ecrrarz 7-11-1987 B Tge ULUS J 5 Para mukabilinde İHukuk ilmini yayma j GÜNÜN İÇİNDEN ğ Italyaya Doktorlar | İki yeni müessesemiz Medeni hayat içinde iki büyük ihtiyacımız vardır: birisi para, birisi emniyet. Dün, Ankarada açılan iki yeni müessese, bu iki medeniyet mefhumu ile olan ilgisi bakımından ehemiyetlidir. Ticaret ve refahmızı kurmak için paraya ne kadar muhtaçsanız, aynı ticaret ve refahı koruyabilmek için emniyet teşkilâtıma da o kadar ihtiyaç duyarsmız. Son asrım ingiliz mütefekkirlerinden birisi mcdeniyeîi şöyle tarif edi- yordu: “Medeniyet, adâlet, tolerans ve asayişin hâsılasıdır.,, Ticaret, maliye, endüstri ve kültür sahasında istediğiniz kadar mü- esseseler kurunuz, eğer vatanın havasında sağlam bir emniyet havası esmiyorsa bunların verimi feyizli olmıyacaktır. Parayı ticaret çoğaltır- sa, ticareti de asayiş korur. İşte bu ve buna benzer birçok bakımlardan Belediyeler bankası ile Polis enstitüsünün aynı günde açılmasını uğurlu bir tesadüf sayıyoruz. Ankaranın imar hareketinde de bu iki yeni müessese, gözlerimize hitab eden bedii birer vazife görüyor. Bankalar caddesinin geçen sene boş duran bir yerinde en modern şeklile yükselen bir bina, Millt mü- dafaa sırtlarında yakın vakte kadar boş bir dağ parçası kalan noktayı yeni bir emniyet âbidesi gibi süsliyen Polis enstitüsü dün biribiri ar- dınca açıldılar. İki değerli müessesenin kapısını birden hayatımıza açan bir gün bile ayrıca kutlanmağa değer. — N.A. ş Askeri liselerden harbiye mektebine geçen talebe âbideye çelenk koydular 1936 . 1937 ders yılında askeri liselerden mezun olan gençle- rin Harbiye okuluna geçmeleri dolayısiyle dün Ulus meydanın- da bir tören yapılmıştır. Ayın birinden beri kısım kısım şehrimi- ze gelmiş bulunan askeri liselilerimiz dün saat 15 de başlarında Harbiye okulu mızıkası ve harbiye ikinci sınıfından bir bölük harbiyeli olduğu halde Ulus meydanına gelmişlerdir. Ulus anıdını dört yanından ku- şatan askeri liselilerimiz başla- rında Harbiye Komutanı Albay B. Hâmid Doğruer. Harbiye Alay komutanı ve diğer Harbiye su- bayları olduğu halde istiklâl marşını dinlemişler ve sonra a- nıda bir çelenk koymuşlardır. Bundan sonra Harbiye ikinci sı- nıfından B. Alâeddin Kalender yeni arkadaşlarına hoş geldiniz. nutkunu söylemiştir. B. Alâeddin merd arka- daşlarım diye nutkuna başlamış ve sonra demiştir ki: “— Tarihin aç sayfalarını zaferle doyuran türklük ve o şanlı zeferleri yaratanları doğuran şerefli milletin yarınki bekçileri bizler; mabedimizin sağır duvarları arasında gayelerimizi emellerimizi birleştirecek yarına bu- günden hazırlanacağız. Bahtımız sö- zümüzdür, bu söz, bu büyük söz; yal- nız türk çocuklarının malıdır. Özünü kalblerimizde yaşayan vatan ve onun her sevgiden mukaddes olan sevgi- sinden, kuvvetini milletin namusumu- za emanet ettiği şerefli sancağın hey- betinden almıştır, Kanımızda, kayserlere boyun eğdi- diren, kıralları dize getiren, bütün dünyayı namusuna, merdliğine hay- ran bırakart hür doğmuş, hür yaşayan ve hür yaşıyacak olan bir ırkın kanı, onun kanı, türk kanı var. Kanımız yurdun, canımız yurdun, her şeyimiz yurdundur.,, demiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir: “— Ey bu şanlı yuvanın şerefli çocukları, ülküme eş, davama ortak olan kardeşlerim, sizlere kadaşl baş olan cumhuriyetin kâbesine, o kâbenin şefkat dolu, muhabbet dolu temiz kucağında büyüyen harbiyesi- ne, yurd aşkiyle ruhlarımız dolu, duygüularımız dolu, başlarımız -biraz daha dikleşmiş gözlerimiz biraz daha keskinleşmiş olarak geldik. Ey Ulu Atam, ey eşsiz Atam, se- nin yarattığın bu yurdu, yarın kirli ayaklara çiğnetirsek, senin elinle, ya- zınla, zaferin ile çizilen tarih sayfa- larını biz kirletirsek, sen bizi affet- me, senin kâbenden nur almağa, feyiz almağa, nihayet senin bakışlarından yol almağa andiçmiş olan biz çocuk- larından emin ol. Ey tarihe merdliği öğreten Ulus, senin şerefin ve namusun için en gür, en temiz heyecanlarını savaş alanla- rında şanlı bir sancak gibi dalgalana- cak olan biz evlâdlarına inan ve iy- man getir., B. Halit Özerik sözlerini yaşasın Atatürk, yaşasın necib ordu, yaşasın civanmerd ulus,, diye bitir- miştir. Bundan Sonra hep bir ağızdan mı- zıka ile birlikte harbiye marşı söy- lenmiş ve askeri liselilerimiz bu su- retle Harbiye Okulu ailesine dahil olmuşlardır. 'Görenden sonra başta mızıka ve ikinci sınıftan bir bölük olduğu halde yeni harbiyelilerimiz bankalar caddesi yoliyle Harbiye O- kuluna gitmişlerdir. Bir l;;dmı yaralayan adam İstanbul, 6 (Telefonla) — Bugün a- ğır ceza mahkemesinde bir tehdid da- vâsına başlandı. Davânın Abbas ve İl- yas isminde iki suçlusu vardır. Bunlar Ömer Lütfi isminde bir otel sahibin- den tehdid mektubu yazarak 850 lira Bu yil _;;rilecek konferanslar Hukuk ilmini yayma kurumu, hu- kuk bilgisini artırmak için geçen se- nelerde olduğu gibi bu sene de umu- ma mahsus konferanslar tertib etmiş- tir. Bu yılki konferanslar 11 birinci kânunda başlıyacak ve 2 nisan 1938 de bitecektir. Konferanslar her hafta cu- martesi günleri hakevinde verilecek- tir. Onbeş hafta devam edecek olan bön | istemişler ve paraları alırken hud cürüm halinde yakalanmışlardır. Suç- lulardan Abbas mahkemede şünları söylemiştir: “— Bana şimdiye kadar tam 450 lira verdi Otelinde çalışan ve kendisile a- rası açılan Madam Frudman'ın vücu- dunu ortadan kaldırmak istiyordu. Bana bir teklif yaptı. Bunu öldürür- sen sana para veririm dedi. Ben adam öldürmem ,fakat yaralarım dedim. Bin liraya pazarlığı kestik. Bir gün karşı pastacıda otururken kadının jiletle yüzünü burnunu kestim. Buna muka- bil Ömer Lütfi üç defada beş yüz lira verdi. Geri kalan beş yüz lirayr vermi- yordu. Biz kendisinden bu parayı iste- dik. Tehdid etmedik. Madamı yarala- dığım için üçüncü cezada muhakeme- miz vardır. Öteki suçlu da Ömer Lütfinin ya- nında bu şekilde fedaileri bulunduğu- nu iddia etmiştir. Ömer Lütfi bu is- nadları reddetmiştir. Mahkeme şahid- lerin dinlenmeleri için başka bir güne bırakılmıştır. İstanbulda Kırkçeşme suları kesiliyor İstanbul, 6 (Telefonla) — Belediye ayın on gördünde Kırkçeşme suları- nın süreti katiyede kesileceğini alâka- ldlara bildirmiştir. Evkaf idaresi kırk camiin şadırvanında Kırkçeşme suyu kullandığından bu çeşmelere bedava su verilmesini istemekte, darphane de aynı mütaleayı ileri sürmektedir. Be- lediye bedava su vermek niyetinde de- ğildir Karaköydeki durak yeri Ystanbul e Tİttefonld) — Karaköy”) deki tramvay durak yerinin kaldırıl- ması üzerine Karaköy köprüsünün Ga- lata tarafında bir durak yeri yapılmış- tı. Fakat tramvay şirketi burasını E- minönü sayarak o şekilde bilet kestiği ve belediyenin tebligatına rağmen bu tarzda bilet kesmekte Israr et- tiği için belediye bugün şirkete kati bir tebligat daha yaptı. — İstanbul'da belediye tedbirleri İstanbul, 6 (Telefonla) — Belediye nakil işinde kullanılacak el arabaları için iki tip tesbit etti. Kazaların ve ba- zı uygunsuzlukların önüne k için şehrin içindeki arsa, me ve sokaklarda bulunan bütün sarnıç, mah- zen ve kuyuların ağızlarının kapatıl- masına karar verildi. Karar bir ay için- de tatbik ve intaç edilecekti ptog yazıyoruz: 11.12.937 tarihinde Üniversite rek- törü B. Cemil Bilsel tarafından mua- hedelerin yolsuz tasdiki mevzuu üze- rinde, 25.12.1937 tarihinde Sıyasal bilgiler okulu direktörü B. Emin Eri- şirgil tarafından hukuk ve sosyal ka- ideler mevzuu üzerinde, 8-1.938 tari- hinde İzmir mebusu, eski Adliye ba- kanı B. Mahmud Esad Bozkurd tara- fından türk devlet sisteminde devle- tin rolü mevzuu üzerinde, 15.1.938 ta- rihinde devlet şürası daavi dairesi re- isi B. Saffet Tuncay tarafından idari kaza mevzuu üzerinde, 22.1.938 de Yüksek ticaret mektebi profesörlerin- den B. Suphi Nuri İleri tarafından Türkiyede ecnebiler hukuku ve ez- cümle statü personel nazariyesi mev- zuu üzerinde, 29-1.937 de Ankara hu- kuk fakültesi profesörlerinden B, Sü- heyp Nizami Etbil tarafından idare tekniği mevzuu üzerinde, 5.2.938 tari- hinde temyiz mahkemesi azâsından B. Vehbi Yekbaş tarafından yeni ce- zat temayüller ve beynelmilel hukuük ceza birliği mevzuu üzerinde, 12.2.938 de Erzurum mebusu ve İstanbul hu- kuk fakültesi profesörlerinden B Dr. Saim Ali Dilemre tarafından vefata sebebiyet kararlarında (muacceliyet) nisbetlerinin tayini ve cezaya tatbik- leri mevzulu, 19.2.938 de İstanbul hu- kuk ve iktısad fakülteleri ordinaryüsü profesörlerinden B. Şükrü Baban ta- rafından para değişikliklerinin huku- ki tesirleri mevzulu, 26.2.938 de Sıya- balık satılıyor İstanbul, 6 (Telefonla) — İtalyada- ki balık konserve fabrikalarından bir- kaçı leketimizd balık almak üÜzere şehrimize gelen heyet ba- Jıkçılarla konuşmuş ve bir anlaşmaya varılmıştır. Şimdilik tesbit edilen pi- yasa palamutun çifti 5, toriğin 35 ku- ruştur. Müşteriler bu iş için beş vapur tahsis edecekler ve balıkçılarımız Yu- nanistaân ve Bulgaristana balık ver- mekte serbest olacaklardır. Anlaşmadan sonra limanda bulunan İtalyan balıkçı gemileri 250 bin çift palamut ve 2000 kadar da torik yükle- mişlerdir. Tarih sergisine büyük rağbet İstanbul, 6 (Telefonla) — Tarih ser- gisi son derece rağbet gördüğü için sonsuz olarak üzatılmıştır. İlk mek- teplerle ortalar, yüksek mektepler için ayrı ayrı günler tahsis edilmiş bir liste yapılmıştır. Halk da salı ve pazar gün- leri sergiyi gezecektir. Feci_l_mza B. Nedim Bozatık havagazı ile zehirlenerek öldü Kocaeli saylavı B. Nedim Bozatık hava gazindan zehirlenmek suretile vefat etmiştir. Dün sabah İstanbuldan ü arasında — tayinler Sağlık ve sosyal yardım bakanlığ! hükümet tabibleri arasında değişikl ler yapmış ve bu arada 1936 senesindü tıb talebe yurdundan mezun olali gençlerimizin tayinlerini yapmıştılı Bunları sırasiyle yazıyoruz: y Yerleri deliştirilen hükümet tabibleri : 4 Kaş hükümet tabibi BB. Fatin Ye“ nişehire, Olti hükümet tabibi İsmail Osmancığa, Ilgın hükümet tahibi (Gâe lib Dinara, Tuzluca hükümet Saim Uzunköprüye, Şavşat hükümet tabibi Kenan Çerkeşe, Refahiyeden Kâmil Ünyeye, Yusufelinden Şükrü Sıavsa, Samurdan Zeki Osmanelint Porçkadan Naci Ayancıga, Doğu Ba* $ yazıttan Cafer Amasyaya, Darendeden Kemal Fevzi Niğdeye, Şirandan Ze- kâi Anamura, Elbistandan Mehmed Tokad frengi mücadele tabibliğine Vândan Ziya Haydarpaşa Nümune hastanesi hariciye asistanlığına, Çu- buktan Cemal gureba hastanesi bele“ diye asistanlığına, Çorumdan Tarık Haseki hastanesi nisaiye asistanlığına, A dan Galib Cerrahpaşa has« tanesi dahiliye asistanlığın, Avanos« tan Sami Güureba hastanesi lâboratile var asistanlığına, İspirden Hilmi Ha« seki hastanesi dahiliye asistanlığınâ, Akçakocadan Salâhaddin İstanbul ço- — cuk h istanlığına, Silvandani Akif Cerrahpaşa hastanesi hastalıkları asistanlığına, Osman Hateki hastanesi hariciye a- sistanlığına, Göğsünden Ziya Anteb trahom mücadele tabibliğine, Saide- linden Mehmed Ali Haseki hastane- çocuk gelen ailesi eve girdikleri zaman B., Nedim Bozatıkı ölü olarak bulmuşlar- dır. Evde kimse olmaması dolayısiyle B: Nedim Bozatıkın havagazı ile mut- fakta meşgul olduktan sonra musluğu Sal bilgiler okulu profesörlerinden B. Ethem Menemencioğlu — tarafından sosyal hukuk ve tamamiyet nazariyesi mevzulu, 5.3,938 de Erzurum mebusu ve Sıyasal bilgiler okulu fesörl P pamayı ğu ve musluktan çı- kan hava gazı ile zehirlenerek öldüğü tahmin edilmektedir. Tahkikata baş- lanmış ve merhumun cenazesi Nümu- rinden B. Atıf Akgüç tarafından ceza hukukunda yeni mekteb - teknik jü- ridik mekteb mevzulu, ız-ş.g;îg de İs- “rakülfesi — orolnaryustr profesörlerinden B, Mustafa Reşid Belgesay tarafından kanuni ve takdi- ri deliler ve temyiz mahkemesinin mürakabe salâhiyeti mevzulu, 19.3.93: tarihinde Ankara hukuk fakültesi pro- fesörlerinden B. Sabri Şakir Ansay tarafından kanun ve tefsiri mevzulu, 26.3.938 adliye bakanlığı hukük işleri genel direktörü B. Şinasi Zihni Den- rin tarafından devlet teşkilâtında oto- rite mefhumu mevzulu, 2.4.938 de El- aziz mebusu B. Fazıl Ahmed Aykaç tarafından parlamento rejiminin te- kâmülü mevzulu konferanslar verile- cektir. ——— Kamutay çağrıları 8 - XI - 1937 pazartesi günü Millf Mudıfıı encümeni saat 10,5 da top- ne h ine kaldırılmış Cenaze töreni bugün yapılacaktır. Merhum B. Nedim Bozatık 1884 se- | nesinde Tikveste dağmuaetur. Alman- ca ve fransızca bilen merhum Harbiye mezunu idi. Topçuluk, fabrika işlet. mesi, bağcılık ile meşgul olmuş, son- ra da Turgudlu C.H.P. ve belediye ü- yeliğinde de bulunmuştur. Ankara defterdarı Ankara vilâyeti defterdarı Bay Nafi Demirkayanın kendi arzusiyle İzmir vilâyeti defterdarlığına tayin edilmiş olduğunu öğrendik. Bay Nafi Demirkaya, vilâyetimiz — defterdarlığı vazifelerini dirayet ve sadakatle yap- || mış, kendini muhitine sevdirmiş bir zattı. İzmir gibi ehemiyetli bir vilâye- ümif _defterdulığmdı da aynı sevgi J B ve te iyi hizmetlerde bulunacağından emin olarak vilâyetimiz defterdarına hayırlı yolculuklar temenni ederiz . Fi si çocuk asistanlığına tayin edilmiş- lerdir. Tıb talebe yurdu mezunla- rından tayin edilenler: tabibliğine, Ali Osman Doğu Bayazıd hükümet tabibliğine, Arif Hikmet Ak« seki hükümet tabibliğine, İhsan Meh-« med Korkudeli hükümet tabibliğine, — yüp Yünus Akçakocaya, Ahmed ya, Abdülkadir Taşköprüye, Ahmed Kâzım Mesudiyeye, Hüseyin Hüsnü — Of'a, İbrahim Reşad Maçkaya, Bahri Avanosa, Ömer Münif Sorguna, Ke- mal Cemal Alucraya, Talât İsmail Te- fenniye, Ahmed Mehmed Akçadağa, İsmail Kemal, Bihisniye, Selim Talât Kâhteye, Ahmed Feridun Baskile, A- li Turgud, Kulpa, Hüseyin Hüsnü Kebana, Avni Ziya Gence, Namık Kâ- şif Kiğiye, Mehmed Aziz Eğile, Ö- mer Tatvana, Mehmed İbrahim Ulu« med Tatvana, Mehmed İbrahim Ulu- kışlaya, Fazıl İsmail Refahiyeye, Mehmed Emin Şavşata, İbrahim Art« vine, Muharrem Kadir Yusufeline, Tarık Yusuf Borçkaya, Muzaffer Ga- lib Yeniceye, Necmeddin Çivrile, Ni« met Çala, Şeref Mehmed Iğridire, A- li Mazhar Aşkaleye, Ali Nafiz Tortu« ma, Mustafa Remzi Tercana, Ayni Oyuncaklarımız Bir gün Mudanyadan kalkmak ar Ş rım namına hoş geldiniz derken, bu- rada size sarsılmaz muvaffakıyetler temenni eder gene onlar namına sizi bir kere daha selâmlarım.., Askeri liselilerimizden B. Halit Özerik buna cevab vermiş ve demiştir ki: “— Ey kahramanlar yuvası har- biye, en büyük yuvanın merd oğul- ları... Göğsün mermiyi erittiği, ka- nın ateşi söndürdüğü, etin çelikle boğuştuğu bir devrin kan ve barut kokan kucağında doğan bizler. Yıkı- lan o çürük devrin temiz kanlarla pekleşen temelleri üzerine kurulan yeni devrimizin tarihine kaynak'olan, H A V A Dün hava kapalı geçti Dün şehrimizde hava kapalı geç- miş, ısı gece 9, gündüz 21 derece ola- rak kaydedilmiştir .Dün yurdun Trak- ya, Kocaeli, Eğe, Kâradeniz mıntaka- larında hava kapalı, orta ve cenubi A H ei uıda Hut ı—' wk ve canubu şarkf Anadolu mıntakala- rında açık geçmiştir. Dün yağışların karemetreye bıraktıkları su mikdarla- rı Balıkesirde 43, Bodrüumda 26, İz- mirde 23, Çorlu, İstanbul, Kocaeli ve Anl Çanakkalede 1-2 kilogram arasındadır. | üzere bul geminin güvertesin- de yabancı profesörlerden bir grup- la beraber konuşuyorduk. Bir ara- lık, oraya bir simitçi çocuk girdi. Elinde tabanca şeklinde yapılmış, simid ve yahud çörekler vardı. Heyetten bir doktor, bu taban- ca - simidlerden bir tane aldı; evir- di, çevirdi ve şu hükmü verdi: — Bakınız, türkler çocuklarına tâ küçüklüklerinde silâh sevgisini nasıl aşılryorlar? Geçen gün bir ingiliz gazetesin- de Noel ve yılbaşı dolayısiyle satı- lığa çıkarılacak oyuncaklardan bir kısmının resmini gördüm. Bunla- rın içinde en fazlası ufak tayyare- lerdi. Sebebi basittir: İngiltere bugünlerde var kuvve- tiyle silâhlanıyor. Bussilâhlanma da en büyük hedefi de kıtanın en müthiş hava filosunu vücuda geti- rebilmektir. Onun için ufak ingiliz çocuğu da - ingilizce tabirini kullanalım - âir - minded - olmalıdır. Biz, galiba oyuncak meselesi ile hiç meşgul değiliz. Oyuncakçı dük- kânlarında ne bulunursa, atelyele- rimizde ne yapılırsa, Avrupaâdan ne getirilirse alıp satarız. Halbuki bi- zim de havacı rühumu yaymağa ih- tiyaç ve azmimiz yok mu? Niçin kendi hava filomuzun renk ve şe- killerini taşıyan üfak oyuncak - tayyareler yaptırıp yarının hava kol 7 I çok mümkü ” Ururaldar Üç ay süren baylık! Meşhur filim yıldızı Marlene Dietrih, bir gün — akıl bu ya — en büyük emelinin erkek olmak ol- duğunu söylemişti. Havaların bu kadar güneşli, bu kadar yağmur- lü gitmiş olmasına rağmen bu yıl- — lek olmağa mecbur etmiştir. dızın herhangi Bir eleğim sağma Almanlar da ellerinden gelse e y lıktan çıkarıp alman ederler mi O da cinsini değiştirmeğe mu- — acaba? , vaffak olamayınca kızıp ırkını do?- giştirdi: Bilmem duydunuz mu ardeşler bando: Bu güzel alman kızı şimdi ameri- E—-——'l kan vatandaşlığına geçmiş ve ken- Dü_lilllll bazı taraflarmda bü- di daki hayranlarını, hay- — tün bir ailenin hep birlikte yaptığı liden hayliye, öfkelendirmiştir. bir çok işler vardır. Meselâ hep- Evelki günkü Ulus'un “memleket. $i bir aileye mensub futbol ve kri- ten haber” sayfasını okudunuzsa Ber- ket timleri görürsünüz. linli kızın Holivudda muvaffak o- lamadığı şeye, istanbullu bir kızın İzmirde, Armudluda — tam üç ay müddetle — muvaffak olduğu ha- berini görmüşsünüzdür: re inip orada bir otele gittikleri za- man, istanbullu bir kadın Kenanın Melek olduğunu meydana vurun- caüçaylık müstear delikanlılık birden bire suya düşüyor. Doktor muayenesi ve kanun, Bay Kenanı yeniden Bayan Me- Şimdi çin ordusunda bir general bm |* b'" kakl .l_ olmuştur. Bu adam, kırk yaşların- dadır. Yirmi yedi tane karısı oldu- ğu için bunlardan kırk tane kadar Bayan Melek, İstanbuldan İz- mire gidince Bay Kenan olmuş ve Armudluda bir kızla sevişerek o- nunla nışanlanmıştır. Bay Kenan, delikanlı arkadaşlarlie kadeh to- kuşturan, gülen ,oynayan bir deli- olan küçük yâvrularımızı oy diye vermeyiz? - T. / kanlıdır. Bir gün nişanlısı ile İzmi- müzisyen olan general şimdi bu bokukların heptihe Thiflr beter âleti öğretmek arzusundadır. Bun- lardan bir kısım şimdiden bu - işin ustası olmuştur .En küçükleri bile hafif notaları çalabiliyor. Aile şimdiden bir bando vücude getirmiş oluyor. Çocuklar büyü- . , yeni çocuklar doğdukça da bando daha kalabalıklaşacaktır. B meşk şa- matalarma, acaba, “ufak bir aile gürültüsü,, diyebilecek miyiz? v | eit Kafes Bülbülü, sakayı, isketeyi, flur- yayı, kanaryayı hapsetmek için içi- ne koyduğunuz nesneye ne dersi - niz? Kafes değil mi? Şu halde kafes ufak bir hapishane manâsına da ge- lir, Eski rejim, asırlarca kafese hem bu manâyı vermiş, hem de onunla evlerinin pençeresini sımsıkı kapa- mıştır. Kafes, kıskanç ve müteassıb bir erkek eliyle eski evlerin üzerine atılmış birer imzaya benzer Düşü. nün ki bir şekli ile kuşun içeriden dışarıy den bu nes- içeriye girmesine engel oluyordu: Istanbul belediyesinin, kendi sı- ettiğini haber alıyoruz. Kafes kalk- tı, güneş girdi demektir. Karışık yağlar Gene İstanbul belediyesinin al- dığı bir karara göre, artık, zeytin yağlarına öteberi karıştırılmıyacak- Mnuhbm'olmyınbir arkadaş sordu: — Peki Rallerl, le mi karışık zeytin yağı yerlermiş? ama, şimdiye kadar is - Ft İdmeya et hmed İspire, Bedreddin Oltiye, Şevki Mehmed Artovaya, Mehmed İh- san Tokata, Lütfü Simava, Rauf İs- mail Zafranboluya, Nazım Abdullah , Yaylaka, Sedad Mehmed Fekeye, M. Reşad Kara isalıya, Necati Mustafa Saimbeyliye, Salâhaddin Süleyman Datçaya, Remzi Kâmil Köyceğize, İs- mail Mehmed Bulancıka, Mehmed Mazhar Gerzana, Mehmed Abdülka. dir Gülnara, Hasan Tahsin Vartoya, Muharrem Hüseyin Şirana, Halim Lütfi Ürkübe, İsmail Hakkır Göleye, Şadi Haşim Develiye, Mehmed Ce- maleddin Tuzlucaya, Mesud Kasım Andrine, Hakkı Mehmed Ali Ilgina, Mahmud Nedim Elbistana, Hüseyin Hamdi Eleşkirde, Mehmed Zeki Di- riğe, Niyazi Ahmed Cihanbeyliye, Ahmed Emin 'Gercüşe, Necmeddin Ali Seydişehire, Suad Hüsnü Pazarcı- ğa, Mehmed Reşad Vana, Ahmed Fev- zi Tavşanlıya, Hasan Cavid Kâzımpa- şaya, Hüseyin Şevki Süşehrine, Meh- med Reşad Halik'e, Salâhaddin Kan- gala, MeMhmed Sâdi Yıldıziline, Şi- nasi Mehmed Zaraya, Mustafa Hayri de Göğsün hükümet tabibliğine stas- — jiyer olarak tayin edilmişlerdir. İstanbul —- Ankara tayyare seferleri İstanbul, 6 (Telefonla) — Ankara—” İstanbul tayyare servisleri seferl değişti. B sonra İstanbuldafi Ankaraya her gün sabah saat 10 da bif tayyare kalkacaktır. Ankaradan 14.10 — da İstanbula bir tayyare hareket ede" — cektir. Pazar seferleri kaldırılmışt!!* ni Civrilden ? BB. Salâhaddin Diyadin hükümet —4 Ahmed Kaş hükümet tabibliğine, E- , İnl Asüzü, eelinava Dandddin U? * Pazartesi sabahı buradan hareket edef tayyare kalkmıyacaktır. K *

Bu sayıdan diğer sayfalar: