Karışmazlık ssuya düşüyor (Başı I. inci sayfada) Çünkü Duçe, italyan kıtalarının Gua- dalajara cephesinde uğradıkları bozgun- luğun intikamını almak arzusundadır. Sovyet delegeleri dün İspanya'nın yabancı memleketlerdeki altınlar mese- lesini görüşmeyi kabul etmiş oldukla. rından 'Grandi'nin tuttuğu yol burada büyük bir hayret uyandırmıştır. — İtal- yan ve alman delegelerinin bu mesele i- le gönüllülerin geri çağrılması mesele- sinin ayni zamanda görüşülmesi husu- sunda israrsetmiş oldukları hatırlarda- dır. Tali karışmazlık komitesinin dün öğ. leden sonra başladığı celsede Lord Pli- mut, Grandi'ye İtalya'nın bu mesele hakkında niçin red cevabı vermiş ol- duğunu sormuştur. İtalya elçisi cevab olarak bunun sebebini, ancak Roma hü- kümetinin izah etmeğe izinli olduğunu bildirmiş ve şu sözleri ilâve etmiştir: “— Benim şahsan bildiğime gö- re, harb devam ettiği müddetçe hiç bir gönüllü İspanya'yı terketmiyecektir.” Grandi'nin heyecan uyandıran bu sözlerini fransız ve sovyet ve İsveç de- legelerinin sözleri takib etmiştir. Bun. lar, İtalya tarafından alınan tedbirlerin karışmazlık komitesinin varlığını tehli- keye koyduğunu söylemişlerdir. Hattâ sovyet delegesi Maiski daha ileri gide- rek bu hareketin Avrupa sulhunu da tehlikeye koyduğunu iddia etmiştir. Sovyet elçisinin söyledikleri Londra, 24 (A.A.) — Karışmazlık komitesinin bugünkü — toplantısında sovyet büyük elçisi Maiski, italyan hü- kümetinin İspanyâda mütemadiyen ar- tan müdahalesi üzerine hükümetinden aldığı talimat mucibince komitenin dik- katini celbetmiş ve şubatın ortaların- da İspanyada 60 binden fazla italyan bulunduğunu ve o zamandanberi mik- darın mühim surette artmış olacağını söyliyerek bu, “İtalyanın yabancı bir memleketi askeri bir tarzda istilâsına benzemektedir.,, demiştir. Maiski der- hal hususi bir komisyon teşkili ile, 1. — 20 şubattan sonra İspanyaya asker ve harb kardıklarını, 2. — Muntazam italyan ordusu cü- zütamlarının askeri hareketlere iştirak ettiklerini, tahkik etmek üzere İspanyaya gönde- rilmesini teklif etmiştir. italyanların levazımı çı- Grandi ve Ribbentrop hükümetlerin- den talimat istiyeceklerini söylemişler- dir. Meselenin tâli komisyona havalesi kararlaştırılmıştır. Musolini ihi kolordu gönderecekmiş Paris, 24 (A.A.) — Humanite gaze- tesi, Musolini'nin askeri şeflerle görüş- tükten sonra İspanya'ya açıkça iki ko- lordu göndermeğe ve ademi müdahale itilâfnamesine Fransa tarafından teca- vüz edildiği bahanesiyvle bu itilafnameyi feshetmeğe karar vermiş olduğunu yaz- maktadır. Kaç yabancı asker var? Londra, 24 (A.A.) — Morning Post gazetesinin Cebelüttarik muhabirine göre, şimdilik İspanyada 90.000 yaban- cr asker bulunmaktadır. Bunlardan 55.000 i, âsi saflarında çarpışmaktadır. Bu askerlerin 30.000 i italyan, 20.000 i alman ve 3.000 i irlandalıdır. Geri ka. lan 2.000 kişi hakkında malümat yok- tur. Hükümet kuvvetleriyle birlikte çar- pışan 35.000 ecnebiden 1.000 tanesi in- gilizdir. İtalya, âsilere motörlü kıtalar göndermiştir. Âsiler tarafında 285 italyan ve 103 alman tayyaresi vardır. Hükümetçilerin hizmetinde bulunan sovyet tayyareleri- nin mikdarı 200 dür. Fransızlar vaziyeti karanlık görüyorlar Paris, 24 (A.A.) — İtalyan murah- haslarının karışmazlık komitesinde İs- panyadaki gönüllüler meselesini — red- detmesi basında bir endişe uyandırmış- tır. “Jur” diyor ki: “Şurası bir vakıadır ki, 48 saatten- beri Avrupanın havaSr birdenbire ka- rışmıştır. Bütün hükümetler hakikt bir endişe içindedir. Musolini bir muvaf- fakiyetsizliğin altında kalmasını mez. Bunun içindir ki hariçte bu mu- vaffakiyetsizliğin auı büyük bir endi- şe ile beklenmektedir.,, Bulgaristanda komünistler Sofya, 24 (A.A.) Siyasi polis i- daresi, bir lise mualliminin evinde giz- li bir komünist matbası bulmuştur. El- de edilen eserlerin mühim bir kısmı ü. zerinde “bulgar halkçı cephesi,, imza- sı vardır. 20 komünist tevkif olunmuş- tur, Rayiştag yangını davasında Dimi- tirofu müdafaa etmek istemiş olan a- vukat Deçief de bunlar arasındadır. sev- İtalyanın arab politikası Roma, 24 (A.A.) — B. Musolini Lib- yada iken, Şamda çıkan Elcenireh gaze- tesinin 'direktörüne İtalyanın impara. torluk müslüman halkına karşı olan ha- reketini bir kere daha kaydetmiş, Ye- mene karşı İtalyanın bütün diğer arab memleketleri gibi Yemenin de istiklâ- line riayet etmekte olduğunu bildir- miştir. RADYO | ANKARA Öğle Neşriyatı: 12,30 - 12,50 Muhtelif plâk neşriyatı, 12,50 -13,15 Plâk: türk musikisi ve halk şarkıları, 13,15 - 13,30 Dahili ve harici haberler, 17,30 . 18,30 İnkılâp dersleri (Halkevinden naklen), Akşam Neşriyatı: 18,30 - 19,00 Muhtelif plâk neşriyatı, 19,00 - 19,30 Türk musikisi ve halk şar- kıları (Makbule ve arkadaşlar:), 19,30 - 19,45 Saat ayart ve arabca neşriyat, 19,45 - 20,15 Türk musikisi ve halk şar- kıları (Hikmet Rıza Sesgör ve arkadaş- ları), 20,15 - 20,30 Konferans: Kâzım Nami Duru (Terbiye), 20,30 - 21,00 Plâkla dans musikisi, 21,00 - 21,15 A- jans haberleri, 21,15 - 21,55 Stüdyo sa - lon orkestrası, (1 — Tosti La serenade, 2 — Meyerber Robert le diable, 3 — Strauss Künsler leben, 4 — Delmas Tandresse, 5.— Ponchielli Cioconda, 6 — Gilbert Puppchen), 21,55 - 22,00 Ya rınki program ve İstiklâl Marşı. ULUS 5 izk Kont Ciano Belgradda ( Başı 1. inci sayfada ) miyetle telâkki olunmuştur. Bu beya- nat, politik: ve ekonomik sahada İtal- ya ile Yugoslavya arasında dostane bir iş birliği vücude getirilmesi için esas teşkil edebilecek mahiyette görülmek- tedir. (D.N.B.) Kont Cianonun Belgrad seyahati ve Çekoslovakya Prağ, 24 (A.A.) — B. Ciano'nun Belgrad'a yapacağı ziyaret Prağ'da hay- retle karşılanmamıştır. Zira Yugoslav- ya yaprlan müzakereler hakkında Çe- koslovakyaya muntazaman malümat vermiştir. Burada söylendiğine - göre, Çekoslovakya İtalya - Yugoslavya mü- nasebetinin aldığı şekilden ancak mem- nun olabilir, çünkü Prağ'ın Roma ile çok arzu ettiği işbirliğine bazan imkân hasıl olmaması, İtalya ile Yugoslavya arasındaki münasebatırı. uzun müddet pek az memnuniyeti mucib bir şekilde olmasından ve Çekoslovakya'nın da bu- nu hesaba katmak mecburiyetinde bu. lunmasından ileri gelmiştir. Fransızlar nasıl tefsir ediyorlar ? Paris, 24 (A.A.) — Kont Ciano'nun Belgrad seyahatini mevzuubahs eden Pertinaks mütalaalarına şu suretle de- vam etmektedir : “Öyle zannolunuyor ki, her ne baha- sına olursa olsun dostluklar temin ede- rek ”fransız sistemi” ni bozguna uğrat- mak arzusu, B. Cianoyu Yugoslavya le- hine olarak, evelce Arnavutluk ile yap- mış olduğu iki avlonya muahedesinde tadilât yapmak manâsına gelen yeni bir muahedeyi B. Stoyadinoviç'e teklife sevkedecektir. Yugoslavya elçisi Romanya hükü- metine malümat verdi Bükreş, 24 (A.A.) — Yugoslavya elçisi bugün hariciye nezaretinde An- toneskoyu ziyaret etmiştir. Öyle zan- nediliyor ki, Yugoslavya elçisi italyan dış bakanı Cianonun Belgradı ziyareti hakkında malümat vererek Yugoslav- yanın müttefiklerine malümat vermek- sizin hiçbir şey yapmıyacağına dair te- minatta bulunmuş ve esasen İtalya ile Yugoslavya arasında henüz kati bir an- laşma yapılmadığını söylemiştir. Hatayda tazyik ( Başı 1. inci sayfada ) böylece gazeteler vasıtasiyle de türk halkı tehdid edilmektedir. Elliva gazetesinin yazdığı hâdise ol- muş fakat hâdiseyi yapan ve bu hâdise- de alâkalı bulunanlardan hiçbiri türk değildir. Elliva gazetesinin bu neşri- yatı İskenderun türkleri arasında bü- yük acı uyandırmıştır. Türkler kendile- rine yükletilen hâdisenin yalanlanması. nı istemektedirler. Müddei umuminin açık düşmanlığı Humus, 24 (Hususi) — Elliva gaze- tesinin türklere karşı yaptığı kötü is- nad İskenderun müddei umumisi mü. teassıbi arab olan vatanilerin ve manda memurlarının elinde bir alet olmaktan başka hiçbir meziyeti olmayan Ebuhay- darın kanunları, sarahatleri, beşeri mev- zuatı çiğniyerek efendilerine yaranmak için verdiği bir karara dayanmaktadır. Adâlet ve hak mefhumunu gözönüne almayan müddei umuminin bu açık düş- manlığını çok fena karşılanmıştır. İtalya ile Ingilterenin — arası gittikçe açılıyor ( Başı 1. inci sayfada ) Magne kazısını ziyaret etmekte olan ya- bancı gazetecilerini de Trablus'a dön- mek zorunda bırakan kum fırtınasıdır. Esasen basılmış olan yolculuk prog- ramında tayyare ile uçmak imkânı olma- dığı takdirde Duçe'nin bir gün önce İ- talya'ya döneceği tasrih edilmiş bulu. nuyordu. Musolininin nutku Paris, 24 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor : Gazeteler, italyan politikasının son tezahürlerini büyük dikkatle takibet- mektedirler. B. Musolini'nin Roma'da dünkü söy- levini tetkik eden Ami dö Pöpl gazete- si diyor ki: “B. Musolini İngiltere aleyhinde pek şiddetli bir nutuk söylemiştir. Bü- yük ve barışçı bir milletin izzeti nefsi- ni yaralayacak imalarla, daha dün bah. settiği Avrupa iş birliğine B. Musoli- ni'nin nasıl varmak istediği sorulmağa değer bir meseledir.” Pertinax, Eko dö Pari gazetesinde, şu fikri ileri sürüyor: “Valensiya hükümeti yakında ge- nel sekretere başvurarak milletler cemi- yeti konseyinin toplantıya çağrılmasını istiyeceğini ihsas etmektedir. Lord Kranborn'un icab ederse böyle bir is- teğe ingiliz hükümetinin de müzaharet edeceğine dair olan nutkundan sonra İspanya hükümetinin bu isteği zaten bekleniyordu. Gerek bu hâdise, gerek italyan fır- kasının Madrid önündeki muvaffakiyet- sizliği ve gerek italyan askerleri arasın. de görülen kaçmaların netice olarak B. Musolini'nin Trablus'daki ikametini kısaltmıştır, denilebilir. Acaba İspan- yaya yeni italyan kıtaları gönderilecek- midir? Vaziyeti ağırlaştıracak olan böy- le bir harekete meydan verilmiyeceğini ümid etmek isteriz.” İzvestiya nasıl tefsir ediyor? Moskova, 24 (A.A.) — Taş Ajansı bildiriyor: İzvstiya gazetesi, B. Musolininin Libyaya seyahatinin ve orada söyledi- ği nutukların Fransa ve bilhassa İn- giltereye karşı İtalya tarafından harb tehdidi mahiyetinde olduğunu kayde- derek diyor ki: *“Gerçi B. Musolininin hareketlerin- de ve italyan politikasında bu tehdid basit şantajlarla beraber yapılmıştır. Faşist İtalya, rüyasında bile takib ede- miyeceği yeni ingiliz silâhlanmasın- dan ciddi surette ürkmektedir. Diğer taraftan Libyadaki sembolik ehramlara yapılan ziyaret, herhalde Mısırın hakiki ehramları ile candan ar- zu edilen telakkiye bir hazırlık olsa ge- rektir. Bütün bunlardan çıkan mana şudur- ki, geçen sene sonunda vücuda getiri- len ingiliz - italyan anlaşması, Akde- nizde hakiki bir sulh temin etmek şöy- le dursun, italyan faşizminin tecavüz- leri neticesinde vücud bulan tezadların inkişafında bir mütareke bile teşkil et- memiştir. Fakat, B. Musolininin Libya seyaha- tinin, italyan satvet tezahürlerinin ve Cebelüttarık'tan Basra körfezine kadar bütün arab dünyası üzerinde hüküm sürmek hususundaki italyan arzuları- nın italyan kuvvetlerinin Guadalajara cephesindeki bozgunları ile aynı zama- na tesadüfü kaderin bir alayıdır. Ve- bundan dolayıdır ki, faşistlerin, — İs- panyadaki karışmaları kanlı bir suret- te takviye ederek sarsılan şeref ve hay« siyetlerini kurtarmak için yapacakları yeni teşebbüsleri çok dikkatle takib et- mek İâzımgelir. K İtalyanın teşebbü ü Londra, 24 (A.A.) — Zannedildiği- ne göre kont Ciano, geçende Sir Erik Drummond ile yaptığı mülâkat esna- sında ingiliz - italyan münasebetleri üzerinde pek vahim tesirler bırakabi- lecek olan ângiliz matbuatının bu son zamanlarda italyaya karşı yaptıkları hücumlara elçinin dikkatini çekmiş- tir, İtalya aleyhinde neşriyat Londra, 24 (A.A.) — Akşam gazete- leri, B. Musolininin nutku hakkındaki yazılara büyük bir yer ayırmakta de- vam etmektedir. Star gazetesi diyor ki: “Londradaki diplomatların fikri, iki memleket arasındaki ingiliz filosunun Akdenize yollandığı sırada olduğu kadar hâd bir devreye münasebatın girdiği merkezindedir.,, Star gazetesi, İtalyaya şiddetle hü- cum etmekte ve Adisababadaki katli- amlardan dolayı italyayı kabahatli tut- maktadır. Okiford eKipi Kembtiç dlipiuş yendi Londra, 24 (A.A.) — Oksford eki« pi 13 sene devam eden mağlübiyetler- den sonra, bugün Kembriç ekibini, kü- rek yarışında mağlüb etmiştir. Oksford ekibi, mesafeyi 22 dakika 39 saniyede katetmiş, Kembriç'den üç sandal boyu evel gelmiştir. j Bütün İngilterede çok büyük bir a« — lâka uyandıran bu müsabakalarda şim- — diye kadar Kembriç 47, Oksford 41 ke- — re galib gelmiştir. 1877 deki müsabaka ise beraberlikle bitmiştir. Ankarada Uludağ gecesi Ankarada yüksek tahsillerini yap- makta olan bursalı ve Bursadan yetişen gençler her yıl olduğu gibi bu yıl da Ankara halkevinde bir Uludağ gecesi yapmağa karar vermişlerdir. (Gecenin her cihetten mükemmel ol- ması için Gençler çok dikkatle çalış- maktadırlar. Zengin programlarında Bursanın in güzelliklerini ve husu- siyetlerini göstermeğe dikkat etmek« tedirler. Geceyi 26 mart 937 akşamı yap- mağa karar vermişlerdir. Aynı akşam 9,5 la 10 arasında Ankara radyosu Ulu- dağ gecesini programına almıştır. Şehir otobküsleri gecenin sonunda davetlileri evlerine kadar götürecek- tir. â Tefrika No: 18 Charles idi - kendine hitab edildiğini işitin - f———x ce, boynuna bir zincirle asılı duran bir tek Eügenie Grandet Yazan: Honor& de Balzac Türkçeye çeviren: Nasuhi Baydar — Dili yok mu? Bu sahneye hayret eden yalnız yabancı oldu: diğerleri Mösyö Grandet'nin müste- bitçe hallerine alışkın idiler. Bununla bera - ber, bu iki sualle bu iki cevabtan sonra ya- bancı kalktı, sırtını ateşe verdi, çizimelerinin tabanlarını ısıtmak üzere ayaklarını uzattı ve Eugönie'ye: — Teşekkür ederim, yeğenim, Tours'da yemeğimi yedim. Ve sonra, Grandet'ye bakarak ilâve etti: — Hiç bir istediğim yok, yorgun da de- ğilim. Madam des Grassins sordu: — Payitahttan geliyorsunuz değil mi? Parisli Mösyö Grandet'nin oğlu - adı dedi. gözlüğü alıp sağ gözüne yerleştirdikten, ma- sanın üzerinde mevcud olan şeylerle etrafına sıralanmış bulunanları tetkik ettikten ve gözlüğünü Madam des Grassins'e çevirip onu da küstahca süzerek her şeyi gördükten son- ra: — Evet Madam, dedi ve ilâve etti: “Yen- ge tombala oynayorsunuz. Rica ederim de- vam ediniz. İnsan böyle eğlenceli şeyleri bı- rakamaz. Madam des Grassins yolcuya yan gözle bakarken düşünüyordu: “Bunun, yeğen.eri olacağından zaten emindim. İhtiyar papas bağırdı: — 47, Madam des Grassins numaranızı kapatınız. Bu numara sizin değil mi idi? Keder verici duygulara kapılarak, tomba- layı hiç düşünmeksizin bir Parisli yeğene bir de Eugönie'ye bakan Madam des Grassins in numarası üzerine kocası bir fiş koydu. Madmazel Grandet yeğenine belli etmeden, zaman zaman, nazarlar fırlattı ve bankerin karısı da bu bakışlardaki hayret ve merakın gittikçe rtmakta olduğunu farketti. Yirmi iki yaşında güzel bir delikanlı olan Mösyö Charles Grandet, aristokratça halle- rinin zaten oldukça isyana sevkettiği bu vi - lâyetlerle acaib bir tezad teşkil ediyor ve ala- ya alınmak maksadiyle de onlar tarafından tetkik olunuyordu. Delikanlılar, yirmi iki yaşında, birtakım ço- cukluklar yapacak kadar çocukluğa yakındır- lar. Bundan dolayı da bu gibi gençlerin yüz- de doksan dokuzu Charles Grandet gibi ha - reket etmek pek tabiidir. O akşamdan birkaç gün evvel, babası ona, birkaç ay kalmak üze- re, Saumur'e, kardeşinin yanına gitmesini söylemişti. Belki de parisli Mösyö Grandet Eugönie'yi düşünmüştü. İlk defa olarak bir vilâyete giden Charles orada, modaya uygun bir delikanlının üstünlüğiyle görünmeği, lü- ksü ile sancak halkını kendine hayran etme- ği, bir tarihi hâdise gibi anlamağı ve Paris hayatının icadlarını oraya ithal etmeği ka- rarlaştırdı. Hulasa, hepsini bir kelime ile izahı etmiş olmak üzere kaydedelim ki Charles tırnaklarını fırçalamak için Saumur'de Pa- ris'tekinden fazla zaman sarf etmek ve zarif bir delikanlıyı bazan daha fazla bir incelik veren mühmelce hali bırakıp son derece şık görünmek arzusunda idi. Bunun içindir ki Charles Paris'in en güzel av kostümünü, en güzel tüfeğini, en güzel bıçağını, en güzel getrlerini alıp oraya götürdü. hususi bir dik- kat ve ihtimamla biçimleri tayin edilmiş olan bütün yeleklerini yanına aldı: bunlar arasın- da boz, beyaz, siyah, böcek kabuğu renğinde olanları, altın gibi parlıyanları, elvanlıları, çift katlıları, şaldan yapılmış olanları, dik yakalıları, devrik yakalıları, gırtlağa kadar düğmelileri vardı. O devirde moda olan bütün yakalıklariy- le kıravatlarını da sandıklarına yerleştirdi. Anasının hediyesi olan altın tuvalet takım- larını unutmadı. Bir züppenin ne gibi ufak tefeği varsa hepsini ve bunlar arasında, ön - ce kadınların sevimlisi tarafından, Annette adını verdiği ve şimdi kocasiyle birlikte iç sıkıntıları içinde ve bir şüphe yüzünden saa- detini feda edip İskoçya'da seyahat etmekte bulunan bir aile kadını tarafından hediye e- dilmiş enfes bir diviti ve on beş günde bir o- na mektup yazmak için bir çok çicili bicili kâğıdları da bavullarına koydu. Nihayet, bir düelloya başlamağa yardım eden kamçıdan (Sonu var)