- 4-31937 -— a KFG j ha - rın iyi şekilde- muhafazası € ÜLUŞ -— — SA Sular kanunu hazırlandı Umumi sular devletin mülkiyeti altına alınıyor (Başı 1. inci sayfada) €n ziyade memleketin ihtiyaçları ve husust vaziyeti göz önünde bulundu- rulmak suretiyle su işlerinde ön safta bulunan devletler mevzuatından da kıs- men istifade edilmiştir.” Projenin sekiz kısmı: Sular kanunu projesi umumi ve hu- susi suların mülkiyetine, suların umum tarafından veya hususi surette kulla. nılmasına, suların iyi bir halde tutul. masına, bataklıkların — kurutulmasına, arazinin sulanmasına, su birikintileri- ne, balıkçılığa ve su kütüğüne aid bü- tün münasebetleri hududu içerisine al- mak suretiyle sekiz kısma ayrılmıştır. İki kısım su: Projenin ihtiva ettiği esaslara göre yeryüzünde veya altında daimi olarak veya vakit vakit akan veya durgun bir halde bulunan sular umumi ve hususi olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Ka- nun hükümleri veya tapu senedleri ile hakiki veya hükmi şahıslara aid olan Bular hususi, diğer sular umumi sular- dır. Umumi sular devletin mülkiyeti altında olacak başkasına geçemiyecek- tir. Umumt? suların hususi su olması kanunla mümkün olabilecektir. Hususi bir suyun umumi bir hale konulması da hükümetçe satın alınarak sahibleri. ne tazminat verilmesiyle mümkün ola- caktır. Hükümet lüzum gördüğü göl ve bataklıkları tamamen kurutabilecek ve- ya seviyesini indirecek veya yükselte- bilecektir. Suların temizliği için Umumi sularda gemi ve salların gi- diş gelişi serbest olacak, bu hususta bir de talimatname yapılacaktır. İçme ve yıkamada kullanılan suların her ne suretle olursa olsun pisletilip kirletil- mesi menolunacaktır. Umumi suların gemi, sal, kereste ve odun nakliyatın- da kullanılması dolayısiyle alınacak ücretler ayrı bir talimatname ile tesbit olunac-” sır. Akan, duran umumi ve hu- susi sularda gösterilen yerlerden baş- ka mahallerde hayvan sulanması ve yı- kanması menolunacaktır. 5 — İçmeğe, pişirmeğe, yıkamağa, hay- van sulamaya veya yangın söndürme- ğe lâzım olan suların sıhi vasıfları a- kıtılmaları mevcud kanunlar hüküm- leri dairesinde belediyelerin esas vazi- fesinden olacaktır. Nehir ve kanalla- için bek. çilik teşkilâtı kurulacak, bu bekçiler köy bekçileci hak ve salâhiyetini, bun- ların amirleri de polislerin vazife ve salâhiyetini haiz olacaktır. Ceza hürümleri Lâyihanın ihtiva ettiği cezat hüküm- lere göre su sarfiyatının artması veya azalması maksadiyle olmaksızın köp- rü, bend, mecra ve saire üzerinde tah- ribler yapanlar, köprü ve geçid yapan- lar, hükümet veya ferdler tarafından yapılan deliklerde değişiklik yapanlar, Tünsatsız mecralar ve sedlerde ziraat yyapanlar,, sed ve mecralar içine ölü gö- menler, su yolu içinde dalyan tahsis e- denler, zarar ve ziyanı tazminden baş- ka 24 saatten bir haftaya kadar ile cezalandırılacaklardır. hapis Müsaade almaksızın bir bend yap- mMası veya taş yığınını veyahud başka zorluklar çıkararak kapatanlar, su har- camasını çoğaltmak veya azaltmak mak- sadiyle mehaz ve bendlerin kuyularını açanlar veya kapayanlar 24 saatten bir aya kadar hapis veya buna bedel zarar ve ziyanın nihayet dörtte birine kadar para cezasiyle cezalandırılacaklardır. Yapıları bozanlar, mecraya su akı- tanlar veya mecradaki suyu — kesenler zarar ve ziyanın tazmininden — başka bu zarar ve ziyanın yarısına kadar para- cezasiyle cezalandırılacaklardır. Vilâyet ve kazalarda sulama, işletge, kurutma tesisleri hakkında o yerin tapu dairelerinde bir su defteri tutulacak- tır. Projede balıkçılığın korunması, ba- lık avlama müsaadesi ve balık tesisat ve Müesseseleri hakkında da hükümler var- dır, Avam Kamarası İngiliz dış politikasını tasvib etti Londra, 3 (A.A.) — Avam kamara- lması sı, Dış bakanlığı büdcesinin > hakkındaki halefet — takriri- ni — reddederek, hükümetin dş si- yasetini 134 reye karşı 243 — reyle tasvib etmiştir. Dış bakanlığı Müsteşarı — Bay Kranborn, hü metin siyaseti ile muhalefetin siya- seti arasında bü Yük bir fark gü. mediğini, her iki- sinin de silâhlı kuvvetlerin h i ç bir zaman taar- ruz için kullanıl- mıyacağı — husu- sunda — mutabık ve her ikisinin — Osten Cowberleyn de kollektif emniyet lehinde oldukla- rını bildirmiş ve demiştir ki: Ş “— Zannederim, bir kollektif emni- yette hedef şudur: Nizam ve barış kuvvetleri, harbın çıkmasını önliyecek kadar kudretli ol- malıdır. B. Kranborn, muhalefetten hareke tini tadil etmesini istiyor ve diyor ki: “— Niçin dışarıya, hakikatte olmı- yan bir ayrılığın olduğu hissini veriyo- ruz. Müşterek üç büyük prensipimiz var: eski hüriyetlerimizin müdafaası, düşüncelerimizin yerine getirilmesi ve €en mükemmel barış.,, B. Çemberleyn demiştir ki: “Ne an- laşma, ne konferans istiyoruz. Zorluk, lüzumu kadar imza edilmiş muahede ol mamasından değil, lüzumu kadar ria - yet edilen muahede bulunmamasından ileri gelmektedir. Lordlar kamarası da dış politika gö- rüşmelerine devam etmiştir. Liberal Lathian, hükümetin mümkünse Ameri- ka ile birlikte bir ayrı kalma politika- sı takib etmesini teklif etmiştir. Lord Sesil amerikalrların bunu hoş - karşıla- mıyacakları cevabını vermiş ve bu tak- dirde İngilterenin bir Avrupa birleşik kombinezonuyle karşılaşabileecğini söy- lemiştir. mu- B. Noel Baker, dünya barışının si- lâhsızlanma projesinin herkes tarafıı dan kabulü ile mümkün olabileceğini söylemiş, dış bakanlığı müsteşarı B. Kronborn, karışmazlık komitesinin ka- rarına iştirâk eden devletlere teşekkür edilmesi lâzım geleceğini ilâve etmiş- tir. RADYO 12.30-12.50 Plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları, 12.50-13.15 muhtelif plâk neşriyatı, 13.15-13.30 Dahili ve harici haberler, 18.30-19.00 muhtelif plâk neş- riyatı, 19.00-19.30 türk musikisi ve halk şarkrları (Ferit Tan ve arkadaşları), 19.30-19.45 saat ayarı ve arabca neşri « yat, 19.45-20.15 türk musikisi ve halk şarkıları (Hikmet Rıza Sesgör ve arka- daşları), 20.15-20.30 konferans: Kâzım Nami Duru (Terbiye), 20.30-21.00 plâk- la dans musikisi, 21.00-21.15 ajans ha- berleri, 21.15-21.55 Stüdyo salon orkes- trası (1- Offenbach: Les Brigands, 2- Lalor Tristes, 3- Liszt: Notturno, 4- Honegger: Le cap de saül, 5- Salabert: Les aires de Scotto, 6- Sousa: Monhat- ten Beach), 21.55-22.00 Yarınki program ve İstiklâl marşı Başbetke : Mısır Montri (Başı 1 incide) Daha çetin zannını veren, fakat muvaffakiyetle — hallolunmasına hiç de esaslı engel görmediğimiz ikinci mesele kapitülasyonlardır. Mısırın kapitülasyonlar hakkında- ki isteklerini kabul etmiş olduğu için, daha geçen ağustosta, İngil- tere ile Mısır arasında bir anlaşma olmuştur. Bu anlaşmaya göre mua- hedenin imzasından hemen sonra finans ve adliye kapitülasyonları lâğvedilecek, ve konsolosluk mah- kemelerinin cezai hakları muhte- lit mahkemelere devrolunacaktı. Davâ, bu muhtelit mahkemelerin ne kadar müddet devam edece - ğinde idi. Müddet meselesini ta- yin etmek hakkı enternasyonal bir konferansa bırakılmıştır. Eğer bu konferans neticesiz dağılacak olursa, Mısır, bir sene evelden ha- ber vermek şartiyle mahkemeleri kaldıracaktı. İngiltere bu husus- larda Mısıra tamı yardımda bulun- mağı vâdetmiştir. Bunun üzerine Mısır hükümeti alâkalı devletlere ikinci kânuan ayında bir çağrı gön- dererek, kendilerini 12 nisanda Montröde toplanmağa dâvet et - miş, bundan başka Kahiredeki el- çilere bir sirküler yollıyarak, in- tikal müddeti hakkında fikrini kendilerine bildirmiştir. Almanya hükümeti, Montröye davet olun- mamasını Mısırdan rica etmiş, fa- kat kapitülasyonların - kaldırıl- ması kararını kabul ettiğini de bildirmiştir. Bazı hükümetlerin bu müddei için 13 sene gibi uzun bir zamandan bahsetmeleri Mısır dostlarımızı -sinirlendirmekte ol- duğunu da görmekteyiz. Mısır kapitülasyonları rejimi ile hiç alâkası olmıyan Türkiye, eski yeni her türlü kardeşlik mü- nasebetleri ile bağlı olduğumuz a- sil milletin bütün hürriyetlerine biran evel kavuşmuş olmasını ve Mısıra istiklâl vermekle Akdeniz barış nizamını bir kat daha kgıv- vetlendiren İngiltere hükümetinin bu hususta hiçbir yardımı esirge- memesini dilemekten kendimizi a- lamayız. Mısır milletinin olgunlu- ğa ve ilerliliğine delil olduğu ka- dar, Büyük Britanya imparatorlu- gunun milli hürriyetlere karşı hür- metini ve yeni zamanların yeni şartları hakkındaki yüksek takdir hissini gösteren Mısır istiklâl mu- ahedesi, Montrö muvaffakiyeti ile tamamlanacak olursa, gerçekten bahtiyarlık duyacağız. Falih Rıfkı ATAY IPOLı: İki lastik çaian bekçi Belediye otobüsseri garajında temiz- lik işlerinde çalışan Mehmed, şimdiye kadar uysallığı ve çalışkanlığı ile ken- disini sevdirmiş bir işçidir. Fakat Meh- met emniyet ve itimad kazandıktan son- ra bunu iki iç lâstiği uğruna kaybetmiş ve çok tabif olarak işinden de olmuş- tur. Bir gece evel işini bitirdikten sonra garajdan ayrılan Mehmedin vaziyetini şüpheli gören bekçiler onu çaldığı iki lâstikle birlikte yakalıyarak polise ver- mişlerdir. Zabıta tahkikatını bitirerek suçluyu cezasını çekmek üzere Cumhu- riyet müddei umumiliğine göndermiş- tir. Bir destere bıçağını çalanlar Atıfbey mahalesinde marangoz Mus- tafa dün sabah dükkâna geldiği zaman arka kapının açık bulunduğunu — gör- müş ve şüphelenerek etrafı araştırdığı zaman yalnız bir destere bıçağının ça- lındığını anlamıştır. Polis hâdiseden haberdar edilmiş ve kısa bir tahkikat sonunda telâş ve he- yecanla yalnız yirmi beş kuruşluk bir destere bıçağını iki kişinin çaldığını tesbit etmiştir. Mehmed ve Ali adında- ki suçlular yakalanarak adliyeye veril- mişlerdir, Altalyfanın silâhlanma kararı Almanyada sevincle karşılandı (Başı 1. inci sayfada) nin almış olduğu kararlardan anlaşılan Akdenize aid emperyalizm isteklerine açıkça yardım etmekte tereddüd eyle- mektedir. Çünkü bu istekler, kendi mene faatine uygun değildir. Korrespondans Diplomatik faşist konseyi kararının Almanyada alkışlarla karşılanacağını yazmaktadır. İtalyada akisler Romadan bildirildiğine göre, büyük faşist konseyinin kararlarını tahlil eden Popolo d'İtalya gazetesi Habeşistan ve Versay'dan sonra silâhlanma yarışının arttığını bundan dolayı alınan kararla- rın çok yerinde dır. Curnale d'İtalya askerlik meselesi i- le dış politika arasındaki sıkı münase- betlere işaret ederek diyor ki: “İtalya diğer devletlerin karşısında değil....” olduğunu yazmakta- müthiş silâhlanması sakindir.” Fakat kayıdsız Fransada akisler Paristen bildirildiğine göre BB. Rib- bentrop ve Edenin son nutukları ile bü- yük faşist konseyinin kararlarını birbir- leriyle kıyaslarayarak tahlil eden Ek- selsiyor gazetesi, Almanyanın sömürge isteklerinin, B. Hitleri başka hedefler peşinde koşturduğunu; faşist konseyi- nin Roma - Berlin mihverinin kuvvetlen- diği hakkındaki kararının, İtalyanın B. Hitleri Avusturyada serbest bıraktığına bir delil olduğunu yazarak diyor ki: “B. Musolini, İngilterenin silâhlanmasından ziyade kuşkulanmaktadır ve italyan milletinin enerjisini kamçılıyarak buna cevab vermiştir. Diğer gazeteler; faşist konseyinin kararını, Berlin - Roma mihverinin kuv- vetlenmesinin bir delili olarak karşılı- yorlar. Lö Jurnal bu kararın hücuma hedef tutuğu ingilizlerin yalnız olmadı- ğını; Ami dö Pöpl, sulh zamanında bir milletin- harb halinde âimiş gibi bir va- ziyete geldiğine işaret etmektedir. Övr, 937 de B. Musolininin Fransayı zor bir duruma soktuğunu yazıyor. Ruzvelt 1941 de siyasi hayattan çekilecek Vaşington, 3 (A.A.) — B. Ruzvelt dün gazetecilere söylediklerinde Nev- york Taymis gazetesinde pazar günü kendi tasavvurları hakkında çıkan ya- zının kendisi tarafından yapılan beyana- ta uygun olduğunu, ikinci cumhur baş- kanlığı müddeti bitince yani 1941 de siyasi hayattan çekileceğini ve fakat memleketi vaktiyle cumhur başkanı Bu- sananın halefi Linkolne bıraktığı hal- de bırakmak istemediğini söylemiştir. B. Ruzvelt, bü; tamamen halledememiş olmakla bera- ik ve zor meseleleri ber, bunların kendisinden sonra gele- cekler tarafından tamamen halledilel lecek bir hale getirmiş olduğunu söyle- miştir. Avusturyada kralcıların bir teşebbüsü Londra, 3 (A.A.) — Deyli Meyl ga- zetesinin bildirdiğine göre, Avusturya kral taraftarlarr, Başvekil Şuşnigin ya- nında, krallığın derhal geri gelmesi i- çin sıkı teeşbbüslerde bulunmuşlardır. Kraliyetçiler, Habsburglarn yeniden tahta getirilmesi şimdi derhal yapıla: mazsa, sonra imkânsız bir hale gelme- sinden korkmaktadırlar. Halbuki, bu- gün küçük antantın bu meseleye karşı muhalefeti daha ziyade gevşemiş bu- lunmaktadır. Avusturya ve Macaristan Viyana, 3 (A.A.) — M. Şuşnigin ye kında Budapeşteye gideceği haber alın- mıştır. Diğer taraftan M. Miklasın da nisan ortalarına doğru macar payitahtı- na giderek macar hükümet naibi ami- ral Hortinin Viyana ziyaretini iade e- deceği haber verilmektedir. p Yüksek Faşist Meclisinde İtalyanın dış politikasını anlatan italyan Dış İşler Bakanı Kont Ciano Üzüm kongresi toplanıyor (Başı 1. inci sayfada) caretiyle alâkalı veya vazifeli diğer zats lar davet edilmişlerdir. » İhraç işleriyle uğraşan firmaların toplantıya cihazlı olarak iştirâkleri bil- hassa arzu edildiğinden kendilerine ve- kâlet standardizasyon mütehassısının standardizasyon imkânları hakkındaki raporu gönderilerek meselenin şümul- lü bir tarzda tetkik ve mütaleasının te- mini düşünümüştür. Çekirdeksiz. kuru üzümlerimizin standardizasyonuna, diğer bütün ihraç maddelerimize tercih edilerek ve ilk o- larak başlanılmak istenmesinin ehemi- yetli sebebleri vardır. Rakib memleket- ler cihan piyasalarına sabit kalite stan- dardlarına dayanan üzüm tipleri arze- derek, kalite farklarından doğan her türlü anlaşmazlıkları ortadan kaldır- makta ve bu suretle yoğaltım pazarla- rını tatmin etmektedirler. Çünkü stan- dardize tipler büyük bir kolaylıkla sü- rTülebilmektedir. Bundan başka cihan piyasasında re- kabet şartları gün geçtikçe ağırlaşmak- tadır. İngiltere ve Kanada gibi mahreç- ler Ottova konferansından sonra impa- ratorluk mahsullerinin himayesi mak- sadiyle Avusturalya kuru üzümleri lehi- ne konulan himaye resminin bir kat da- ha artırılması neticesi olarak Avustu- ralyadan başka memleketlerin üzüm ih- racatı için eski ehemiyetlerini kaybet- mişlerdir. Serbest rekabetli diğer piya- salarda da rakib üretim memleketleri- nin teşkilâtlanmış olan üretmenleri ve ihracatçıları tarafından tatbik edilen sistematik ve muvaffakiyetli satış pro- pagandası bu usule baş vurmayan mem- leketler için sürüm hususunda ciddi zorluklar yaratmaktadır. İşte üzüm kongresi, ihraç maddele- rimiz arasında ehemiyetli bir yer alan bu maddenin dış pazarlarda kolaylıkla ve iyi fiatlarla satılacak vasıflar taşı- masını temin edecektir. Bu bakımdan hususi bir değer taşıyor. Mısır kıralı Sen - Moris'e gitti Marsilya, 3 (A.A.) — Mısır Faruk, 32 kişiden mürekkeb maiyeti ile, bugün “Vice roy of İndio,, ingiliz va» kralr puru ile buraya gelmiş ve Liyon - Ce- nevre yolu ile Sen Morise hareket et- miştir.