17 Şubat 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 1829 1027 - ULUS ULUS —— 17 - 2 - 1937 Türk parası (Başı 1. inci sayfada) cadelesi açıldığı zaman yeni hükümet bu tedavül kitlesinin mesuliyetini de üzerine filen almış bulunuyordu. Bu- gün Türkiye hükümeinin milli paraya ve para meselelerine atfettiği dikkat ve ehemiyet de o tarihten başlar, deni- Jebilir. —Mutlâk bir inhilâl ifade eden mütareke devrinden sonraki bu iki se- nelik ateşin cidal devresi (1920-1922) zarfında Anadolu hükümeti çok çetin bir imtihan geçirirken o ümidsiz gün- derinde bile tedavül kitlesi üzerinğe bir enflasyon yapmağı hatırına getir- memiştir. İstiklâl mücadelesinin mu- vaffakiyetle neticelenip _yfni rejimin de tamamen teessüs etmesi üzerine cum- huriyet hükümetinin 3 teşrinievvel 1931 de faaliyete geçmiş Merkez Ban- kasına —devreylediği — tedavül — kit- lesi 158.748.563 liralıktır ki kendisinin de bizzat eski rejim devir aldığı mik- dar aynen budur. * » Başka memleketlerde ne gibi âmil- ler paranın kıymetten sukutuna sebeb olmuşsa Türkiye'de de ayni âmiller, - Burada harbten münhezim çıkmış ve is- tiklâlini yeniden ve çok pahalıya ka- zanmış bir devlet için vücudu tasavvur olunabilecek en fena şerait dahilinde. - Paranın tenezzülü kıymetinde müessir olmuşlardır. Harb senelerinde Avus- turya'da tesis edilmiş ve fakat mütare- ke esnasında düveli mu'telife tarafın- dan zabtolunmuş altı buçuk milyon Jli- ralık bir altın karşılıktan sarfı nazar e- dilirse türk parası için devletin itiba- rından başka medarı istinad mevcud de- ğildi. Yani rejim bu itibarı her zaman i- çin ve elinden geldiği kadar her türlü halelden masun tutmuştur. Maddi kar- şılıktan ve 1930 senesine kadar tekni'k bir idareden mahrumiyetine — rağ- men türk parası ekseri memleketlerde- ki ve ezcümle civar —memleketlerdeki sukut seviyelerinden daha aşağı düş- memiştir, denilebilir. Harbın soiu sene- sinden 1929 senesine kadar türk parası- nımn ingiliz lirasına ve eski altın dolara nisbeti şöyle idi: Bir sterling muadili Bir türk lirası Türk lirası muadili dolar 1922 7,28 0,61 1923 7,63 0,60 1924 0,39 0,52 1925 8.94 0,53 1926 9,34 0,52 1927 9,50 0,51 1928 9,56 0,51 1929 10,08 0,48 1929 senesi sonlarına doğru * araya teknik bir takım sebeblerin de girmesi üzerine para sıkı bir buhran geçirdi, Bir sterling birden bire 1.100 kuruşa kadar çıktı. Hükümet müdahaleye mec- bur kaldı. 1930 şubatından itibaren Türkiyede döviz takyidatının tesisi bu sebeblerden doğmuştur. Şubat 1930 da bir sterling fiatı, filiyatta 1030 kuruuş itibariyle tesbit olundu. Fakat 1931 ey- lülünde sterlingin altına kabiliyeti tah- viliyesi ref'edilmesi üzerine türk lirası sterİngden ayrıldı, bir türk lirası müsa- vi 12,06 frangr paritesini kabul etti. Hakikatte türk lirası ne sterlinge, ne fransız frangına bağlanıyordu. Millit para altına nazaran fili istikrazını mu- hafaza eylemeğe bakıyordu. Nitekim en son defa fransız frangının da kıy- metten düşmesi Üüzerine türk İirası 12,06 paritesinden de ayrıldı. Altına mazaran sabit kıymetini muhafazada devam eyledi. Yedi senedir türk parası bu filt istikrarından hiç şaşmamıştır. * 1930 da kabul edilen bir kanunla 'Türkiyede de milli bir tedavül banka- sının temelleri atılmıştır. On beş mil- yon liralık itibari bir sermaye ile 1931 teşrinievvelinde faaliyete geçen bu banka tedavüldeki 158 milyon İliralık evrakı nakdiyenin de mesuliyetini üze- yYine aldı. O tarihe kadar karşılrktan mahrum yaşamış olan türk parasının karşılığı o tarihten itibaren teessüs et- meğe başlamıştır. Bu karşılık her sene bir mikdar artmaktadır. 1931 de 6,127 ikilo olan bu altın 1932 de 14,533, 1933 de 17,695, 1934 de 19,522, 1935 de 20,968 kiloya baliğ olmuş ve 1936 da 21 bin kiloyu gecmiştir .Altın karşılığın va- desiz tcahhüdata nisbeti son zamanlar- da yüzde on besin fevkinde ve yüzde yirminin dünunda mevki almaktadır. Merkez bankasının 1931 de devletten devren aldığı 158 milyon Jiralık te- davül gayri tabit hiçbir şişkinliğe mâ- rüz değildir. Bankanın iş mevsimieri icabı bazan o mikdar fevkine çıkan te- davülü, iş hacmi daraldığı mevsimlerde gene normal seviyesine iner. Sene ga- yeleri itibariyle mütedavil banknotlar miktarını aşağıdaki cetvel gösterir. Senesi Bin lira 1931 165.587 1932 148.582 1933 146.826 1934 158.157 1935 162.754 1936 fevlül gayesi) — 152.748 Paranın bir mikyası kıyem, bir va- ertai mübadele olmak hassalarına mun- zam bir de âleti tasarruf olmak hassası vardır. Son zamanlarda gerek nazari gerek ameli sahada bu son hassaya o mertebe kıymet vermemek yolundaki temayüllere Türkiye zimamdarları ta- mamen yabancıdırlar, diyebiliriz. Fil- hakika para bir mikyası kryem ve bir wasıtai mübadele olduğu kadar da bir âleti tasarruf olmak hassasını haizdir. Yıllardan beri hiç sarsılmamış olan bu noktai nazar maddi semerelerini neva- mâ bir mükâfat şeklinde o siyaset ta - raftarlarına ibzal eylemekte kusur et- memiştir. Milli bankalardaki mevdua- tın her sene artarak yürüyen mikdarı bunun delilidir: Senesi * Bin türk lirası 1924 ASLLAT 1925 47.873 1926 41.769 1927 52.700 1928 77.923 1929 11 >A0 1930 116.011 1931 115.573 1932 111.929 1933 121.105 1934 124.047 1935 138.645 Paraya halkin emniyet ve itimadı ile sermaye tasarrufu arasındaki müna- sebeti pek yakından görerek hasıl olan bir selabeti nazarladır ki fransız fran- gı ve emsalinin inhidamlarına 26 eylül günü öğleden evel muttali olan Türki- ye hükümeti öğleden sonra matbuata verdiği beyanname ile para üzerinde oynamıyacağını dahile ve harice bir kere daha ilân eylemekte zerre kadar tereddüd etmemiştir. Türkiyede yeni rejim dahilde olsun hariçte olsun çok istikraz akdetmemiş- tir. Bir taraftan büdce muvazenesi en- dişesi, diğer taraftan döviz ithalât ve ihracatı muvazenesi endişesi yüzde yüz istihsale masruf olmıyacak istik- razlardan veya borçlardan Türkiye hü- kümetini her zaman geri tutmuştur. Bu sağlam siyasetin türk parasına aid istikrar üzerinde hayırkrâ bir tesiri ol- muştur. Gene bu mali siyaset sayesin- dedir ki Türkiye bütün dünyayı sar- mış olan buhrana metanetle mukavemet edebilmiş ve hattâ bu çetin devre zar- fında malen kalkınmaya da imkân bu- labilmiştir. Devlet varidatı tahsilâtrna aid aşağıdaki rakamlar mali vaziyetin selâhını bariz bir surette gösterir: Senesi Bin türk lirası 1928-29 218.924 1929-30 218.532 1930-31 190.196 1931-32 165.228 1932-33 189.462 1933-34 173.514 1934-35 209.921 1935-36 235.266 (Financial Times'den) Sıhhat vekilimizin verdiği öğle yemeği Sıhat ve İçtimat Muavenet Vekili- miz Refik Saydam, Hıfzıssıhha Ensti- tüsündeki kursa gelen sıhat müdürleri şerefine dün Ankara Palasta bir öğle yemeği vermiştir. Yemekte Sıhat Ba- kanlığı ileri gelenleri de bulunmuşlar- dır. Bir kısım sanayi makineleri memlek&: timize nasıl girecek İktisad vekâletinden: 1 şubat 1937 tarihinden evvel güm- rüklerimize gelmiş bulunan ve gir ka- rarına bağlı a ve m. listeleri meyanına girmiyen sanayi makineleri ve diğer sa- yılı pozisyonlara aid olmıyan eşyanın id- haline müsaade edilmesi için müracaatlar devam etmektedir. Vekâletce bu kabil eşyanın 1 mart tarihinden itibaren aşağıdaki şartlarla idhaline misaade edilecektir. 1 — İdhaline müsaade edilecek mal ların mart sonuna kadar resmi verilip filen gümrüklerden çıkarılmış olması ve bazı memleketler menşeli ise kredi ile idhal edilmemekte bulunması şarttır. *2 — Alâkalıların nihayet 15 mart ta rihine kadar iktisad vekâletine muraca- atla bu karara tevfikan gümrükten çı- karmak istedikleri malların mıktar ve kıymetlerini ve dahil oldukları yonları bildirerek müsaade zımdır. 3 — İdhaline müsaade edilecek olan pozisyonlar bu prensip karariyle beraber vekâletce tesbit edilmiş bulunmaktadır. (A.A.) pozis- alması lâ. 3 İstanbul lilmanında (Başı 1. inci sayfada) Saat 14,30 da biten bu ziyafetten sonra Başbakan İsmet İnönü; B. Celal Bayar, B. Sadullah 'Güney ve diğer ze- vat motörle Haliçte eski Valide ve Taş kızaklarına giderek tetkiklerde bulun- muşlardır. Burada Ekonomi Bakanı B. Celâl Bayar ve Sadullah İsmet İnönü'ne beş senelik sanayi programına dahil olan tersanemizin tesis işleri etrafında iza- hat vermişler ve bilhassa Valide kıza- gından ne suretle istifade hakkındaki tasavvurları dır. İsmet İnönü burada Van Gölü için inşa edilmekte olan 150 şer tonluk iki yeni gemi ile de alâkadar olmuş ve iza- hat almıştır. Bu gemiler inşaatı bittik- ten sonra evvelâ monte ve sonra da de- monte edilecektir. Gemilerin bir tane- si mart nihayetinde parça halinde Va- na götürülecek ve orada tekrar monte edildikten sonra tecrübeleri yapılarak teslim olunacaktır. Diğeri de teşrinisa- nide Vana götürülecektir. Başbakan İnönü bu izahatı din - ledikten sonra burasının ihya edilerek- mükemmel bir tersane haline kon- masını ve 5000 tona kadar gemi in- şaatı yapılmasını emretmiştir. Bu münasebetle Ekonomi Bakanlı- ğı baş müşaviri von der Porten'in reis- liği altında bir komisyon yakında tet - kiklere başlıyacaktır. Evvelâ bir proje vücude getirilecek, Ekonomi Bakanlı - ğına verilecektir, Valide kızağında yapılan bu tetkik- lerden sonra Başbakan İsmet İnönü, Ekonomi Bakanı ve diğer zevat gene motörle Kasımpaşadaki havuzlara git- mişlerdir. Fabrika ve havuzlar müdü- rü Cemil Başbakana atelyeleri gezdire- rek, bazı izahat vermiştir. İsmet İnönü fabrikada yapılan iş - lerle işçinin çalışma vaziyeti hakkında sualler sorarak malümat almıştır. Mü- teakiben Başbakanımız fabrikada ha - vuzlarda büyük gemilerin baştan başa tamir edilmekte olduğunu öğrenerek memnun olmuşlardır. Bu arada sevin - cini izhar eden Başbakanımız: “ — Pek yakında demiştir, bura- larda t türk elind. çıkmış yeni yeni gemiler inşasını da görece- ğime eminim.” Fabrika ve havuzlarda bir saat ka - dar süren bu tetkiklerden sonar Başba- kan ve Ekonomi Bakanı gene motörle boğaza açılmışlar ve Kuruçeşmedeki kömür depoları önünde bir cevelan yap- mışlardır. edileceği anlatmışlar - Kömür depoları Bu sırada Başbakan İsmet İnönü kömür depolarmnın bilâhare liman pi- lânı tamamlandıktan sonra nerede bu- lunacakları hakkında konomi Bakanın- dan ve liman umum müdüründen iza- hat almışlardır. Ekonomi Bakanı ve liman umum müdürü bu münasebetle, İsmet İnönü- ne limanda yapılacak tesisat ve rıhtım- lar hakkında malümat vermişlerdir. Yüksek deniz ticaret mektebinde Heyet motörle Kuruçeşme önünden dönerek Ortaköy'deki yüksek deniz ti- caret mektebine gitmişlerdir. Başbakan ve Ekonomi Bakanı mektebi ziyaret et- mişler ve mekteb müdürü — tarafından verilen izahatı dinlemişlerdir. İsmet İnönü mektebin yanında inşa edilmekte olan laboratuvar binasiyle de alâkadar olmuş ve talebe ile de görüşe- rek kendilerine bazı sualler sormuştur. aldığı cevablardan memnun olan İsmet İnönü mekteb talim ve idare takdir etmişlerdir. İsmet İnönü mektebten ayrılırken denizcilerimizin istikbali için hüküme- tin lâzımgelen yeni tedbirleri alacağı- nı vadetmiş ve mekteb erkânına veda- dan sonra otomobiline binerek, Fındık- lrdaki Güzel Sanatlar Akademisini zi- yaret etmişlerdir. Akademide Akademide direktör, muallim ve ta- lebeler tarafından hararetle karşılanmış ve başvekilimiz yeni inşa olunacak “yol- heyetini cu salonu için açılan maket ni ziyaret etmiştir. Akademinin bütün faaliyetile ya- kından alâkadar olan İsmet İnönü mi - sergisi” 4 Vataniler Hatayın silâhla istirdadını düşünüyorlar HAVA Hava dün bazı yerierae sozudu Meteoroloji ensütüsünden verilen malümata göre, dün şehrimizde hava u- mumiyetie kapalı ve rüzgârlı geçmiş- tir. Küzgarın en çok sürati saniyede 7 metreyi bulmuştur. Günün en düşük sühuneti sıfırın üstünde 3, en yüksek sühuneti de 5 dereceyi bulmuştur. Dün yurdun Ege ve Karadeniz sahilleriyle orta Anadolunun garb ve şimal çevre- lerinde yağış olmuştur. Yağış Bolu, Kastamonu ve Eskişehirde karla karı- şık yağmur, diğer yerlerde yağmur şek- linde olmuştur. Dün en yüksek sıcaklar evelki günden 2-3 derece arasında bir düşüklük göstermiş, en düşük derece- ler ise şark mıntakalarından başka yer- lerde küçük farklarla aynı vaziyeti mu- hafaza etmiştir. Dün yurdda en soğuk yer sıfırın altında 6 derece ile Kars en sıcak yerler de sıfrın üstünde 15 dere- ce ile Antalya, 17 derece ile Adana, 18 derece ile Dörtyol idi. Halkevinde Puşkin gecesi Büyük rus şairi, Puşkin'in ölümü- nün yüzüncü yıldönümü dolayısiyle, bu gece halkevimiz bir anma töreni ha- zırlamıştır. Matbuat umum müdürlüğü memle- ket müşaviri Sadri Ertem Puşkin'in ha- yat ve eserlerini anlatacak; arkadaşı- mız Yaşar Nabi, şairin manzum eserle. riyle lirik sanatın inkişafı ve safhala- rı üzerinde konuşacak ve bu arada şi- irlerinden misaller verecektir. Ayrıca Puşkin'in en güzel hikâyelerinden biri- nin tercümesi bir halkevli arkadaş tara- fından okunacak ve şairin “Dubrovski,, isimli eserinden Sovyet sanatkârları tarafından sinamaya alınmış olan gü- zel bir film gösterilecektir. Saat 20,30 da başlryacak, ve bu gecede hazır bulunmak isteyenler davetiye- lerini halkevi idare memurluğuna mü- racat ederek alabilirler. mari şubesindeki faaliyeti de tetkik et- mış akademi müdürüne şunları sor- muştur: “— Mühendis mektebinde de bir mi mari şubesi vardır. Bu suretle İstan - bulda iki mimarlık mektebi oluyor. Bunları birleştirmek kabil değil midir,, Akademi direktörü B. Burhan Top- rak Başvekilimizin bu sualine cevab ve- rerek mühendis mektebindeki mimari şubesinin akademiye ilhak edi'mesinin çok isabetli olacağı kanaatinde bulun - duğunu söylemiştir. Bundan sonra hey keltıraşlık ve resim şubeleri de gezil - miş resim şubesinde talebenin çalışma- ları tetkik edilmiş, mualimlerinden iza- hat alınmıştır. Müteakiben tezyini sanatlar kısmını gezen İnönü, bu şubelerle de yakından alâkadar olmuş ve çalışmalarını beğen- miştir. Talebeden Rahime ile görüşerek kendisinden ne kadar zamandanberi bu- rada çalışmakta olduğunu sormuştur. Rahime Ankarada açrlan elişleri sergi- sini gezdiğini ve o günden sonra tezyini sanatlara karşı kendisinde bir heves u- yandığını ve nihayet bu mektebe kay- dedildiğini, bu kısımda çalışmağa baş- ladığını söylemiştir. Ekonomi Bakanı burada Başbakanı- mıza demiştir ki : “— Şu halde bayan bizim kızırmız demektir. Çünkü bizim sengimizi gezerek bu işe heves etmiş.,, İsmet İnönü genç talebeyi takdir et- miştir. Bundan sonra kağıd ve çiniler üzerine yapılan tezyinat şubeleri de gezilmiştir. Eserler karşısında çok mem- nun olan İsmet İnönü, bu eserlerden Kütahyadaki çini fabrikalariyle İzmit- teki kâğıd fabrikalarından da istifade edilmesini tavsiye etmiştir. Burada Başbakanımıza, akademinin tezyini sanatlar eserleri fotograflarını ihtiva eden müzehheb bir albüm hediye edilmiştir. Geç vakit akademiden ayrılan İsmet İnönü Dolmabahçe sarayına gitmiştir. (Başı 1. inci sayfada) kovulmuşlardır. * Türklere silâhla karşı koymaya ta «| raftar olmıyanlar, bu hâdiseden sonra | Halep'te fransız askeri hapisanesi itti« salindeki İstanbul kahvesine gelmişler| ve kahvede “Yaşasın Türkiye! Yaşasın Atatürnk!” diye ayakta tezahüratta bu- lunmuşlar ve kahvede bulunan kesif halk tabakası da bu tezahürata — ayağa kalkarak ve türkçe “Yaşasın Türkiye,, ve “Yaşasın Atatürk,, diyerek iltihak eylemişlerdir. : Demir gömleklilerin yaptığı taşkınlıklar Halep, 16 (Husuüsi) — Demirgömlek-« lilerin taşkınlıkları gitgide artmakta « dır. 12 şubat günü saat 16 da şehir için- de gezintiden dönen demirgömlekliler Babucüneydi geçerken bir fransız pos- ta otomobiliyle rastlaşır. Otomobil, sağ- da bir müddet bekler, sonra karşıya geçmek için hareket eder. Fakat otomo- bilin içinde iki fransız tayyare küçük zabiti otomobilin hareketine mani olun- masından dolayı yere inmeye mecbur olurlar. Demirgömlekliler, ellerindeki izci sopalariyle askerlere tecavüz eder- ler Küçük zabitler, tabanca ile muka- belede bulunurlar. Bunun üzerine ku- mandanlık, jandarma müsteşarlığı, istih barat ve emniyeti umumiye reisliği fa- aliyete geçerler. Demirgömleklilerden bazıları, tevkif edilmiştir. Türkçe konuşmak yasak edildi Hama, 16 (Hususi) — Demirgöm « lekliler taarfından çarşı ve pazarlarda türkçe konuşulmasına mümanaat edil - mektedir. Bu mümanaat son zamanlar- da tiyatrolara da teşmil edilmiştir. Türkçe şarkı söylemek, memnu olan fi- iller arasına girmiştir . Türkler aleyhine yapılan neşriyat Halep, 16 (Hususi) — Vatanilerin naşiri efkârı olan Ennezir gazetesi; türkler aleyhine neşriyatına şiddet ver- miştir. Bu gazeteye göre güya Türki - yede arap mezarları açılmakta, arap ö- lülerinin kemikleri dışarıya atlmak- tadır. Parti organının bu neşriyatı, ©o kadar yalandır ki, arab sınıfır arasında bile aksülamel husule getirmiştir. Ha- lepte arabların çok itibar ettiği bazı zatlarla Ennezir gazetesi müdürü ara - « SÜ sında büyük münakaşalar olmuştur. Bib hassa bu münakacanın en şedidi arab - ların sevdikleri Abdülvehab Hoca ile gazete sahibi arasında Vatani Parti merkezinde cereyan etmiştir. Zulüm. ve tazyik Lazkiye, 16 (Hususi) Reyhaniye hâdisesi dolayısiyle tevkif edilmiş olan - türkler, elan muhakemeye sevk olun- mamaktadırlar. Bunun sebebi malüm - dar: Hiç bir kanuni esasa dayanmıyan tevkif müddetlerini uzatmak, bu suret- - le tazyiki devam ettirmek. Reyhaniye hâdisesinin sürünceme- de kalmasının ihdas,edilmiş diğer se- bebleri de şunlardır- Şahitlerin sayısı; 100 e çıkarşlmış. - tır. Haftada bi rdefa Reyhaniyede top- lanan sulh mahkemesi de artık bu mın- takaya uğramamaktadır. Mesele hakkın« da Kırıkhan sulh, hakimlerine müraca- at edenlere şu cevablar verilmektedir- Şahitler çoktur; Reyhaniyede de mutad günlerde mahkemeyi açamıyo - ruz. Ne yapalım? Bu iş, olsa olsa ancak beş altı ayda nihayet bulur. Sorgusuz, sualsiz yatan insanların hali bu merkezdedir. Düriyö Cenevreye gidecek Hama, 16 (Hususi) — Hasan Cebbare'yi yanına alarak yakın- da Cenevreye gideceği ve maksadın da kendisini Hataydaki cemiyeti akvam mümessilliğine tayin ettirmek olduğu söylenmektedir. Düriyö'nün Stampa'nın başmuhar- riri geldi İstanbul, 16 (Telefonla) — İtalya gazetelerinden — tampa gazetesinin baş- muharriri Giordono Tulyo buraya geldi, yarın akşam Ankaraya hareket ediyor, Yeni Türkiye hakkında bir eser yaza- caktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: