Bol kar ve soğuk harb hareketlerini durdurdu Alman Palos gemisinin neden arandığı hakkın 'a İspanyanın Paris elçiliği bir tebliğ neşretti. Talevera, 31 (A.A.) — Kastil tepe- derinde esmekte olan buz gibi rüzgâr 've yağmakta olan bol kar, askeri hare- ketlerin inkişafına engel olmamakta; Üç gün devam etmiş olan taarruzlar, waziyeti değiştirmemişti Madrid, sis içindedir. Taarruzda vahşi köpekler Avila, 31 ÇA.A.) — Havas ajansı muhabirinden : General Varela'nın Villarde yakının- da bulunan ordusunun sağ cenahına kar- yapılan bir taarruz sırasında hükümet i, hücumlarında vahşi köpekler ırdır. Milisler, beraberlerinde iri cüsseli kurt cinsinden köpekler olduğu hal- sürüne sürüne mevzilerinden çık. 've mükemmel surette yetiştiril- terbiye edilmiş olan hayvanları sa- işlerdir. Hayvanlar, nöbetçi ne- lerin gırtlaklarına sarılmışlar ve on- hareket edemiyecek bir hale getir. öldürülmüş ve Püskürtülmüştür, ancak milis. Verela kuvvetlerinin - ilk saflarına T ilerlemeğe muvaffak - olmuş ol- zaman olmuştur. jpekler, müthiş bir sürpriz darbesi - olabilecekler Asilerin baş kumandanlığı, bu hare- in münferid bir tecrübe olup olma- İyi yetiştirilmiş mikdarda köpeğin hücuma azmet- los adındaki alman - vapurunun !0'dan hareketinden sonra Königs- kruvazörü kumandanı, Bask hü- olup Palos gemisinin sahilden mesafede araştırılmış olduğunu ve zabtolunmuş olan mallar ile is- ine katlanması gerekeceği ilâve iktadır. İhgucr, Palos gemisinin ispaayol HaCINdA aratsuz Olduğu ve na- A bir kisunınıin - zapteailmesinin F hükükü kaldelerine müvaık İtbunu, çünkü kanuni carıter » - İT harı saçağı vanıs mevzuu ol irmiştir. “Zabtolunan eşya, İzemesi imali için nazırlanmış se. 'On ir parça sahra telsi B. Agver'in cevabını İduğunu bildirmekle - iktifa et. 'ral Franko'nun ikinci * biremri ka, 31 (A.A.) — Franko hü- Madrid'den sivil halkın çıkarılmasına aid bir görünüş işgâl edilmemiş olan topraklar mahsulü olan ziraat ve endüstri maddeleri ile dış ticaret yapılması menedilmişti Hükümet kuvvetlerinin bir — * taarruzu Kordu, 31 (A.A.) — Hükümet kuv- vetleri 29-30 ilkkânun gecesi, — Madri din Karabansel varoşuna dört saat ta- arruz etmiştir. 30 ilkkânun sabahında Villancuva dö Ja Şada mıntakasında yeni bir taarruz yapmıştır. Bu taarruz, kanlı bir müca- deleden sonra püskürtülmüştür. Yer ü- zerinde 300 milisin kadavrası yanmak - 1 tadır. Bunlar tefessühe başlamıştır. Sal- gin bir hastalık çıkmasından korkul- maktadır. C. H. P.kongreleri devam ediyor Mersin'de: Mersin, 31 ÇALA.) — Vilâyetimiz parti kongresi ikinci toplantısını yapa- Tak kazalardan gelen ve komisyon tara- fından incelenen dilekler üzerinde zun müzakerelerde bulunmuş - ve vali: miz tarafından verilen izahatı miştir. İlyönkurul üyelikleri için giz İi reyle yapılan seçim neticesinde eski üyeler büyük bir çoğunlukla tekrar se- gilmiş ve eski heyetin mesaisi takdirle karşılanmıştır. Ayrıca büyük kurultay üyeliklerine doktor. Muhtar, — Mer belediye reisi Mitat Tör, Tarsus bele- diye reisi Muvaffak Uygur - ve Halil dinle- Kongre valinin bir nutku ile çalış- malarına son vermiştir. İzmir'de: İzmir, 31 (AA.) — C. H. Partisi vilâyet kongresi müzakereleri dün bü- tün murahhasların iştirakiyle son celse- sini akdetmiştir. Bu celsede doğrudan doğruya İzmir şehi alâkalandıran di- Jekler üzerinde müzakere yapılmış ve kongrede hazır bulunan bazı müdürler ile bizzat ilbay izahat vermişlerdir. Mü- 1 SONKANUN 1937 CUMA BISPANYATISYANI | Harbı önlemek hususundaki enmühim rol Büyük Britanyaya düşüyor Yazan: Wickham Stced Bir harba lüzum var mı? Bu / sual milyonlarca insan sormakta ve hiç biri tam bir cevab verememektedir. Benim şahsf fikrimce bu suale şu cevab veri- debilir: — Eğer muayyen şartlar yerine ge- tirilecek olursa hayır! Bir sual daha var: harb olacak mı? Bu, Avrupa'da ve dünyanın başka yer- lerindeki büyük devletler arasında 1914 - 1918 harbına benzer veya ondan daha kötü bir harb olacak mıdır? Demektir. Bu suale cevab vermek bir mütalaa yü- rTütmek değil, bir peygamberlik satmak olur. Ben, o türlü peygamberlerden de- ğilim. 1912 sonbaharından 1914 yazına ka- dar bu türlü peygamberler arasında bu. Tunüyordum. Muayyen bazı işler yapıl- madığı takdirde bir harb olacağını bunun nasıl çıkacağı düm. Bu tedbirler alınmadı. Vaziyet sadece şöyle idi: Rusya 1909 senesinde Bosna buhranının nihayet bulmasından önce bir alman tehdidi ile karşılaşmış, buna bir daha imkân vermemeğe karar Avusturya - Macaristan - ise Rusya'nın dini ve manevi himayesi al- tında bulunan Sirbistanr ezmek mecbu. riyetinde bulunuyorlardı. Eğer Viyana Belgrad ile bir harba tutuşur, buna Berlin de yardım edecek olursa o zaman Rusya Sırbistana müza- heret gösterecekti. Rusyanın müttefiki olan Fransa da harba girecekti. Fransa- ya karşı Belçika üzerinden bir hücum yapmak için bütün askeri hazırlıkları. ni yapmış olan Almanya, ilk - fırsatta garbta harekete geçecekti İngiltere ise Belçikanın alman elin- de kalmasına ve Fransanın mağlüb edil- mesine tahammül edemezdi. O halde İngiltere tam zamanında — Almanyaya bir ihtarda bulunacak mıydı? 1909 ilkbaharından itibaren Avrupa- daki ehemiyetli meseleler bunlardan t çok iyi biliyor. vermişti. ibaretti. İngiliz bitaraflığı, Almanyanın politika stratejis in bir esas teşkil e- ni idare heyeti seçimi yapılmıştır. Ye- ni idare heyetine bir de kadın üye se- gilmiştir. Bu münasebetle tarafından parti Kültürparkta bir ziyafet verilmiştir. Zi yafette şehrimizde bulunan generaller, mebuslar, mülki ve adli ileri gelenler ve matbuat ileri gelenleri ile muhtelif mü- esseseler mümessilleri hazır bulunmuş- dardır. Ziyafetin ortalarına doğru söz a- Jan vali ve parti başkanı B. Fazlı Güleç parti ve hükümet arasındaki iş birliği 'nin bizdeki muhtelif tezahürat ve tatbi- katını ve bundaki isabeti çok veciz bir şekilde anlattıktan sonra kazalardan ge- len murahhasları selâmlamış ve “müsa- adenizle gerek parti gerek bükümet ge- rek emri idare cephesinden en büyüğü- içelim! müz olan Atatürk'ün şer demiş ve şiddetle alkışlanmıştır. Kütahya'da: lâyet köngresi çalışmalarını bitirdi ve yaptığı seçimde yeni idare heyetine BB. Edhem Yücel, Bn. Fatma Dural, Mem- düh Ispartalar, Mehmed Çini, Şükrü Kutlu ve Ali Akif seçildi. Kongrede müşahid olarak Kocaeli zakere geç vakite kadar sürmüş ve ye- göre, henüz âsiler tarafından Kütahya C. H. P. vilayet kongresinden bir görünüş mebusu B. Rağıb bulundu. diyordu. Bu sebeble Almanya, bundan emin olabilmek için elindne geleni ya: piyordu. Bu sebeble o zaman iktıdar mevkiinde bulunan liberal partisi, Lon- dra sosyetesi, Londranın büyük endüs- tri magnetleri, İngilterenin - Almanya- ya karşı sempati ve iyi niyetle davran- mast için ısrar ediyorlardı. Bu hava içinde 1912 senesinde İngil tere ile Almanya arasında Anadolu - lad demiryollarr hakkında bir Jâf imzalanmış, Portekiz sömürgeleri. nin taksimi hususunda 1898 senesinde imzalanan pratik kıymeti olmuyan lâf yenilenmiş ve 1918 senesinde Kiel- de yapılan deniz yarışlarında bulunmak üzere bir ingiliz askeri müfrezesi dost- ça bir ziyarete gitmişti. Avusturya - Macar ve sair güvenilir kaynaklardan öğrenil- diğine göre Almanya, herhangi bir ça « tışmada İngi terenin işe karışmayacağı- 'na gayet emin olarak Avusturyanın Sır- bistanı ezmek ve bir yugoslav ittihadı hareketine karşı koymak maksadiyle giriştiği harbta kendisine yardıma ka- 'Tar vermişti. 1914 temmuzunda Alman. ya, Avusturyanın bir an evvel bu hare- kete geçmesini tavsiye etmiş bulunu « yordu. Londradaki alman nüfuz ve © kadar kuvvetli idi ki ingiliz hüküme- ti. şayed açıktan açığa almanlara tarda bulunacak olursa bunun kabinede parlamentoda ve memlekette reaks lar vücuda getireceğinden korkuyordu. Bu sebeble hattâ Saray Bosna cinaye - tinden sonra ingiliz başvekili Mr. As kuit ve hariciye nazırı Sir Edvard Grey, jiT konferans toplayarak halletme Ze kalkıştılar. Fakat Belçika işgalini başlaması üzerine bu işe filen karışmak lâzım geldiği anlaşılmıştı ve geç ka - lınmıştı. Buraya gelinceye kadar har - bın patlak vermesindeki mesuliyet 1916 senesindeki ingiliz hükümetine ve in - &iliz kamoyuna yükletilebilir. tesiri in oyalanmasına müsaade i. Bugün de aynı vaziyette mi- dirler? Meseleyi inceleyen bir adam için o günkü durumla bugünkü durüm arasında büyük bir çarpmaktadır. Bununla beraber bu, sa- dece bir benzerliktir; vaziyetler tama- le biribirinin aynı değildir. Tarih, aynı ile tekerrür etmez. O, sadece, bir takım dersler verir ki eğer ibret alına - 'se kurtarıcı olur. 1912 senesi sönbaharında harbın ger çekten gelmekte olduğunu - sezinlemiş ve ingiliz siyaseti bir öngörü göstere - cek olursa buna nasıl mani olabileceği ni yazmıştım. İngiltere siyaseti - bunu gösteremedi ve harb patlak verdi. Bu gün, ihtimal ki, artık, Orta - Avrupada oturmadığım için vaziyet bana daha az kati ve daha az muayyen görünmekte - di benzerlik göze imdi harbın gelmekte olduğunu muhakkak bir surette hissetmiyorum. Gene bir takım tedbirler alınmıyacak o- lursa harb çıkabilir Fakat, şartların de- Zişmiyeceği, buhranların tekâmül edip başka bir şekil almıyacağı muhakkak değildir. Şimdi de, o zaman olduğu gibi hal ve fasledecek zeyin ingiliz reyi ol - duğunu görüyorum. Bu sefer de bu re- 'yin vakit geçtikten sonra verileceğini Sanmıyorum. Bu hususta insanr tatmin, eden bazı alâmetler olduğu gibi, daha az emniyet veren alâmetler de yok değil- dir. Açık söylemek Tâzım gelirse, İngil- tere enternasyonal güçlükler karşısın - da harbtan nefret eden ve sulhu seven milletlerin başına geçmek ve bu husus ta her şeyi gözüne aldırmak kudretini gösterecek olursa, sade, harba - ihtiyaç kalmamış değil, harb katiyetle önlen - miş olur. Yok böyle olmaz da İngiltere bu meselede gevşek, kararsız ve çekin. gen davranıp bu işi üzerine alamazsa gelen harbı durdurmak, aşağr yukarı, imkânsız olacaktır. Avrupada en aşikâr harb tehlikesi diktatözlük Almanyasının büyük ölçü- de silâhlanmasından ve onun güttüğü 1tk teorisinden çıkabli Bununla beraber Hitlerin politikası toplu ve pek mahircedir. Bu politika, Hitlerin “Mein Kampf” isimli kitabın. da çizmiş olduğu ana hatlara göre takib edilmektedir ki bunun böyle olduğunu eserin almanca orijinal nüshasını gör - memiş olanlar farkedemezler. (Çünkü kitabın başka bir dile olduğu gibi yas Pilmiş tercümesi yoktur.) Mantık bakımından Nazi”— Almanya ile, birçok toprakları Mcin Kampf ki « tabında alman sınırları içinde gösteri « len Rusya arasında bir çatışma içtina - bi imkânsız gibi görülür. Gene mantık bakımından Hitlerin “zenci soyundan gelme" diye tasvir ettiği ve ölünceye kadar düşman saydığı Fransa ile Al « Mmanyanın çarpışarak onu / zararsız bir. hale getirmesi de kati gibi görülür. Bununla beraber iki eski Avusturya atalar sözünde gizlenmiş bir takım hilk- metler vardır. Bir tanesi — şöyledirs *ağaçların gök yüzüne ulaşacak kadar uzamamaları için dikkat edilmiştir.” Öteki de şudur: "Hiç bir yemek pişt İi zamanki kadar sıcakken yenmez. Mantık, bilhassa muhakeme mantığı enternasyonal meselelerde iyi bir reh» ber sayılabilir. Fakat ortadaki bütün şartları, hususiyeti vaziyetleri - hesaba katmadan yürütülecek olursa insanı şa- şırtabilir. Alman meselesinde de hesa. ba katılacak şartlar ve hususi vaziyet - ler bulunduğunu ve ancak bunları hesa- ba katarak yürütülen — muhakemelerin doğru bir neticeye varabileceğini dü « şünebiliriz. Göz önünde bulundurulacak nokta « lardan birisi şudur: Dehşetli bir alman ordusunun yeniden kurulması bir al « sevkini tatmin eder ki bunun olması man tabi muhakkak, saldırganlık âl. icab etmez. Alman milleti, ginde, hep bir arada, dizi ve de yürümek imkânını bulunca kendile - Fini ta içlerinden kuvvetli hissederler. Hiç şüphesiz, Hitler, onları #i zaman kendi propagandası sayesin - de harb sıtması ile yakabilir. Fakat onum bütün hayatı gösteriyor ki o, neticeden kati surette emin olmadıkça hiç bir teh- likeli işe girişmemektedir. O, önceden uzun boylu düşünüp taşındıktan sonra- dır ki âni kararlar verir. Vaziyetin mü- saadesi olmadıkça o harba girmez; bu sırada harbtan bahsetmesi ise gene harbsız halledebilmek içindir. Bugün, meselâ, Almanya ile Sovyet Rusya arasında ne gibi şeyler bir harb çıkarabilir? Bugünkü günde ben. ne Hitler'le maiyetinin, ne de alman genel kurmayının Rusya ile bir harba giriş - mek istedikleri kanaatinde değilim. Bundan iki sene evvel Rusyadan dö- nerek Hitlere raporunu veren yüksek Tütbeli bir alman subayı, Rusya'nın, aşağı yukarı, mağlüb edilemez bir hal- de bulunduğunu bildirmişti. O günden bugüne kadar Rusya Ave Tupada daha ziyade kuvvetlenmiş v As yada herhangi bir japon hücumuna kar- $t tamamiyle mukavemetli bir hale gel « Kaldı ki Uzak Şerktaki rus mü- dafaa kuvveti gerek adam, gerek- harb malzemesi bakımından artık Moskovaya tâbi bulunmuyor. Onlar, kendi yağla - riyle kavrulacak bir hale - gelmişlerdir. Ruslar ve iyi malümat alan alman as - kerleri bundan şüphe emtemektedirler. Rusya'nın Avrupa'da “yenilmez., bir. halde bulunması daha ziyade nisbrdir. Onun hava filosu kuvvetli ve - faaldir Maneviyatı iyidir. Tankları göz alıcı « dır. Fakat motörlü - vasıtalarla büyük piyade kıtalarını kısa bir zamanda tope lamasına yardım edecek yolları azdır. Nazi orduları, birden rus topraklarına saldıracak olursa her iki yol da birden kesilir. Bununla beraber, bu alman or « dularını Ukraina'yı ve nazilerin Avrux pa Rusyasında istedikleri yerleri - isti. lâdan alıkoyamaz. Son Sovyet manevralarında bulun « muş olan ingiliz subayları, Sovyet ha va kuvvetlerinin azamet ve kuvvetlerini geniş ölçüae takdir etmişlerdir. Bundan dolayı Nürnberg nutuklarına cevab ve. ren Sovyet Harbiye Komiseri Voroşi - Jof'un, şayed Rusya'ya taarruz edilecek olurda harbın rus toptaklarında değil, düşman topraklarında vukubulacağı yoz lunda verdiği cevab, pek de boş bir ö #ünme sayılmaz. Ben asker olmadığım ve modern askert teknikte ihtısas sahibi bulunmas dığım için benim, en ziyade ehemiyet verdiğim nokta Kızılordunun manevis yatıdır. 4 (Sonu yarınki sayımızda)