n 12 MAYIS 1536 SALI T ada Kamutay bayrak ve Fınans Bakanlığı tesşkilât kanun projelerini görüşmiye başladı (Başı 1. inci sayfada) itibariyle kullanış şekillerinin ve yapıl- dıkları kumaşların cins, ölçü ve renkle- rini elde bir kanun bulunmamasından ö- türü çok kereler tatbikatta biribirini tut- mamazlık meydana getirmiş olması türk bayrağına karşı gereği gibi bir ilgi ve saygı gösterilmesine büyük bir engel ol- maktadır. Halbuki devletin içte ve dışta maddi ve manevi bütün varlığını oruntayan bayrağa karşı yurddaşların ve bilhassa ilgili işyarların gereği gibi ilgilenmeleri- ni elde edebilmek için yukarıda yazılı hususların genel bir düzen altına alın- ması gereklidir. İşte türk bayrağı kanun lâyihası bu düşüncelerden esin alınarak hazırlan- mıştır. Refik İnce (Manisa) birinci madde- deki kara ve hava ve deniz kuvvetleri arasına jandarmanın niçin sokulmadığı- nı, sordu. Dahiliye vekili B. Şükrü Kaya bayrak meselesinin «hemiyet ve şumulü- ne işaret ederek her dairenin bu husus- ta ayrı bir talimatname yapması lâzım geldiğini söyledi. B. Şükrü Yaşın jan- darmanın bir ordu cüzü ve inzibat kuv- veti olarak iki türlü vasfına işaret etti. Kâzım Özalp talimatnamenin hususi vasfını izah etti ve nizamname ile tali- matname arasındaki farkları belirtti. Şükrü Kaya, meselâ- bir liman ve do- nanmalardaki selâm resimlerinin millet- lerarası kaidelerle tesbit edilmiş ve hu- kuku düvele girmiş bulunduğunu ve bu hazırlanan projenin de ordunun ve bü- yük kıtaların göz önünde bulundurula- rak yapıldığını söyledi. Ve kanunun ye- niden encümene gönderilerek tetkik e- dilmesi hakkındaki teklif kabul edildi. Bundan sonra ruznâmenin son mad- desi olan finans bakanlığı teşkilât ka- nun projesinin görüşülmesine başlandı. Refik İnce (Manisa) en ufak köye ka- dar bütün memleketterbüyük bir alâka üyandıracak ve herkesi * yakından ilgi- lendirecek olan bukânun projesinin perşembe akşamrı dağıtıldığını ve üzerin- de çalışılamadığından 78 sayfa olan pro- jede esaslı bir tetkik imkânrı elde etmek için görüşülmenin önümüzdeki cumaya bırakılmasını teklif etti ve kabul edildi. * *& Finans makinemize yepyeni bir şekil verecek olan yeni kanun projesinin ge- rekli şebebler projesinde hükümet şun- ları söylemektedir: —| * Maliye Vekâletinin bugünkü teşki- lâtı ve vazife tal tı, 1929 ind teadül kanuniyle tesbit edilmiş olan va- ziyeti, esas itibariyle, muhafaza eyle- mektedir. Halbuki vekâletin meşgul olduğu işler, 1929 senesindenberi, sene- den seneye artmış, daha teknik ve ilmi mesaiye kati lüzum gösterecek bir ehe- miyet iktisab eylemiş bulunmaktadır. Mali işlerin, sarfolunan bütün gayret- lere rağmen, mevcüd teşki'lât ile, günün icab ve ihtiyaçlarına uygun ve muvaf- fakrvetli bir surette idaresinde büyük mürkülâta uğranıldığı kabili inkâr de- ğildir. İşler çok genişlemiştir. Filha- kika, Büdcenin gerek masraf, gerek vari- dat kısımlarına aid müameleler, evelki devrelerle kahili kryas olmryacak dere- cede ehemivetli ve nazik bir va-'--*. girmiştir. Masraf büdcesinin tatbikatın- da Maliye Vekâletinin uhdesine düşen vazifeleri dikkat ve emniyetle yapabil- mek ve varidat muamelelerini ve bilhas- sa vergi işlerini, memleketin yeni iktı- sadi şeraitine ve vaziyetlerine uydur- mak, vergi sistemimiz üzerinde daha basit ve ameli ve daha randımanlı usul- ler bulmak, yeni vaziyetlere intibak e- debilmek en mühim mali işlerimizden olmuştur. Diğer taraftan Hazine muameleleri, milli paranın ve kredinin korunması iş- leri gittikçe, daha fazla itinayı icab et- tiren bir manzara ve mahiyet almakta- dır. Mali olduğu kadar, memleketin ik- tısadi hayatiyle de pek yakından alâka- dar olan nazine muameleleri, Maliye Vekâletinin en canlı olması lâzımgelen bir işi olmuştur. Para ve kredi işleri- nin bir memleketin bütün maliyesinin ve iktısadiyatının hemen yegâne meş- galesi haline geldiği bir devrede, Mali- ye Vekâletinin dahili ve harici mali pi- yasalar ile dikkatle ve çok yakından alâkadar bul lâzımgelmektedir. 1932 senesinde Maliye Vekâletinin meşgul olduğu varidat işlerinden, güm- rüklere ve inhisarlara taallük eden kıs- mı, ayrılarak, teşkil edilen Gümrük ve İnhisarlar Vekâletine verilmiş olmak- la beraber bunların ayrılması, Büdce ve Hazine muamelelerinin idaresiyle mü- kellef ve mesul olan Maliye Vekâleti- nin meşguliyeti üzerinde şayanı dik- kat bir tahfif vücuda getirmemiştir. Ma- Nt işlerin merkezi sıkleti, dün de, bugün de Maliye Vekâletinde bulunmaktadır. Bu itibarla, Maliye Vekâletinin merkez ve taşra teşkilâtını hazırlarken, ihtiyaç- ları ve vekâlete teveccüh eden mesuli- yetleri nazarı dikkate almak ve ona gö- re teşkilâtlanmak zarüret ve mecburi- yetinde bulunmaktayız. Maliye Vekâleti teşkilâtına ve vazife taksimatına dair kanun projesini tan- zim ederken, şimdiye kadar yapılan tec- rübeler ve teşkilâtımızın tarihi seyri gözden geçirildiği gibi; mevcud teşki- lâtımız ecnebi bir maliyeciye de tetkik ettirilmiş ve ayrıca diğer memleketlerin teşkilâtı hakkında mukayeseli malümat da alınmış ve teşkilâtı tetkik eden mem. leketlerin maliye teşkilâtı, merbut gra- fiklerde toplanmış ve gösterilmiştir. Proje bütün bu membalara istinaden ve ihtiyaç da göz önünde bulundurula- rak hazırlanmıştır. Akik Büdçe encümeni proje üzerinde yanp- tığı değisîklikfere göre haziırladığı ge- rekli sebebler lâyihasında şunlın söyle-. mektedir: Hükümetin esbabı mucibesinde, Ma- liye Vekâletinin bugünkü - teşkilâtının 1929 senesinde teadül kanunu ile tesbit itibariyle vekâletin meşgul olduğu işlerin mezkür tarihten beri çok fazla tenevvü eylediği, gerek edilmiş olan vaziyeti esas muhafaza ettiği ve halbuki büdce ve gerek Hazine muameleleri noktasından daha teknik ve ilmi mesai- ye ihtiyaç bulunduğu göz önünde tutu- larak vekâlete teveccüh eden işleri, me- suliyetleri ve ihtiyaçları nazarı dikka- te almak ve ona göre teşkilâtlanmak mo>cburiyetinde kalındığı dermeyan e- ANKARA 19.30 Karışık orkestra plâkları Dr. Nevzadın konferansı Dans müziği (Karpiçten nakil) Ajans haberleri Caz müziği İSTANBUL İnkilâb dersi. Üniversiteden nakil. Kemal Tengirşenk tara- fından Senfonik musiki (plâk) Haberler Hafif musiki (plâk) Viyolonsel ve piyano: Mesut Cemil ve Bayan Cilbert İnsel- berg 20.30 Stüdyo orkestraları 21.30 Son haberler » Saat 22 den sonra Anadolu Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi veri- lecektir. 17 — 18 — 19 — 19.15 20 — dildikten sonra lâyihanın hazırlanma- sında şimdiye kadar yapılan tecrübele- rin gözden geçirildiği ve bir ecnebi mütehassısın raporuna istinad edildiği taksimi amâle, ihtısas zümrelerinin te- şekkülüne, kontrola, vazife ve mesuli- yetlerin tayin ve tesbitine itina olun- duğu beyan olunmaktadır. 1929 tarihli teadül kanununun neş- rinden şimdiye kadar Maliye Vekâleti yalnız İstanbul ve diğer dört vilâyette teşkilatını takviye için muhtelif kanun- larla salâhiyetler almış ve mali müte- hassıslara yaptırdığı tetkikata müste- niden umum? teşkilât esaslarını bu ke- re hazırlamış bulunmaktadır. Encümenimiz, hükümetin teklif etti- ği bu teşkilâtı merkezde ve mülhakat- ta Maliye işlerinin lâyık olduğu dere- cede bir intizamla görülmesini temine im- kân verebilecek Iıslahat mahiyetinde görmektedir. Bundan dolayı ve bilhas- sa yalnız Maliye servislerinin değil, diğer bütün dairelerin mali işlerini tef- tiş vazifesile de mükellef olan Maliye heyeti teftişiyesinin bugünkü mevcu- diyle kendisine mevdu - vazifeleri ifa. ya yetişmediği ve hattâ birçok vilâyet ve kaza Maliye dairelerinin üç dört se- nede bir teftişine imkân bulunabildiği cihetle buralardaki teftişlerin yalnız Maliye " müfettişlerine bırakılmıyarak başkaca ve ihtiyaca cevab verebilecek daimi bir surette kontrolunu temin için defterdarların emrine lüzumu kadar varidat tahakkuk, tahsil ve muhasebe kontrol memurları verilmesi sureiyle bu işlerin sıkr bir surette kontrolünü mümkün kılması ve böylece bugünkü mühim kontrol noksanlığını ortadan kaldırması itibariyle encümenimiz, ya- prlan teklifi esas itibariyle -kabul et- miştir. - Bugün Maliye Vekâletine — bağlı müstakil bir idare halinde bulunan Ta- pu ve kadastro umum müdürlüğü, hü- kümetçe hazırlanan lâyihada Maliye Vekâleti teşkilâtına ithal edilmiş ise de Maliye encümenince bu teşekkülün ha- lile brrakılması muvafık görülerek lâyi- hadan çıkarılmış ve bunun için ayrı bir lâyiha hazırlanmıştır. Encümenimiz ay- rıca takdim edilecek olan mezkür lâyi- haya aid mazbatada izah olunan sebeb- lerle Maliye encümeninin noktaj naza- rına iştirak etmiş ve bu sebeble - tapu test-ilâtı bu İâvihadan avrılmıstır. Kamutay yarın toplanacaktır. — Viyanada siyasal hâdiseler Şuşnig taraftarlarının bir geçit resmind Haymverler mukabil tezahürler yaptıla Viyana, 11(A.A.) — “Frayhaytsbund” adındaki sosyal - hrristiyaz işçilar bir - liğinin pazar günü yaptığı bir geçit res- mi esnasında mukabil nümayişler yapıl- mıştır. Sanıldığına göre, bu nümayişler, eski başbakan —muavini ve Viyana “Haymverlerinin” şefi B. Fey tarafın- dan tertib edilmiştir. B. Fey, işçi kafilelerinin geçecekle- ri bir noktada yer alarak mukabil nü- mayişleri oradan idare ediyordu. Önce başbakan Şuşnig geçid resmine girmek niyetinde değildi. Fakat mukabil nüma- yiş haberini alınca hemen sosyal - hı - - ristiyan işçilerin başına geçerek geçide iştirâk etmiştir. Söylendiğine göre, işçiler B. Fey'in bulunduğu yer önünden geçtiği kargaşalıklar kopmuş ve çarpışmalar vukubulmuştur. Elli kadar kişinin ya- kalandığı haber verilmektedir. Polis, bundan sonra B. Fey'e çekilmesini em- retmiş ve Fey emri dinliyerek çekilmiş- tir. “Korespondans Ofisiyel Viyenuaz” gazetesi, teferruatı henüz malüm olmı- yan bu hâdiseler hakkında neşrettiği resmi bir raporda ezcümle diyor ki: # Hükümet aleyhtarı ve para ile tu- tulmuş yüzlerce bozguncu, “hükümete p gruplar ar da anlaşmazlık olduğu hissini uyandırmak için karğa- şalrk çıkarmağa teşebbüs etmişlerdir.” *Frayhtsbund” grupları ile “Haym- ver” mensuplarının hareketi esnasında şehrin muhtelıf noktalarında çarpış - malar olmuş. fakat polis işe karışarak # sükünu yeniden kurmuştur. Gece yarısı neşrolunan — “haymver partu” ların bir tebliğinde bildirildiği- ne göre, “Haymver” ler “frayhaytsbund” un nümayişine karşı mukabil nümayiş- lerde bulunmaya teeşebbüs etmişlerdir. Başbakan muavini Stahrenberg po- lis direktörlüğüne giderek yakalanan- ların serbest bırakılması için teşebbüs, Hâdiselerin içyüzü nedir ? Viyana, 11 (A.A.) — Bazı Haymvel grupları tarafından pazar günü çıkarı lan hâdiselerin ehemiyetini iyice anla- mak için aşağıdaki noktaların bilinme- si lâzımdır. Eski başbakan muavini ve “Viyana Haymatşutz” şefi B. Fey Viyana Haym ver mensuplarının taraftarlığını kazan- mıştır. Geçen sonbaharda Fey kabine - den çıkmaya mecbur edilince müdafaa kurumlarının artık gimdiki şekillerinde uzüun müddet kalmıyacakları umuümi - yetle sanılmakta idi. —Bu suretle Haymver — mahfillerinde — uyandırı - lan kaygt geçenlerde B. Şuşnig tara « fından emredilen “Ostmarkişen Ştur - mşaren”.nun gayri askeri bir şekle sokulmasiyle artmıştır. *“Frayhaytsbund” arasında eski bir düşmanlık — vardır. “Haymver” ile “Haymver” mensupları “Frayhayts - “bund” u eski demokrasinin şampiyonu saymaktadırlar. Bu eski düşmanlık B. Fey'in taraftarları için tezahür yapma- ya yeter bir vesile teşkil edebilirdi. Çün kü şında bulunan Haymatşutz şefleri bu £ hürcüler ark da, henüz iş ba- , lunduğu kanaati hasıl olabilirdi. Gö -- ründüğüne göre, Haymatşutz mensup « ları yalnız Frayhaytsbund düşmanı ol- dukları içn Fey taraftarlarına iltihak etmişlerdir. ——72 -Bir motör karaya oturdu İzmir, 11 (A.A.) — Dikili iskelesin- den hayvan yüklü olarak Keşan iskele- sine hareket eden Selim adındaki mo- tör yolda şiddetli fırtınaya tutularak kuma otufmuştur. Yüklü olduğu 67 baş sığırdan 27 si dalgaların tesiriyle de- lerde bulunmuş ve suçlular serbest br-- | nize dökülerek boğulmuştur — nufusça rakılmıştır. kayıp olmamışstır. Başbetke Yunan kıralı ile Yugoslav- BÜTÜNLEŞME ya naibi arasında (Başı I. inci sayfada) cı yüksek bir ilim ve teknik olan, modern bir teşkilatın, vazife, me- suliyet ve salâhiyetlerinin yük- sek şuuru ile, işler bir halde bu- lunmasına bağlıdır. Eski politika ve ekonomi reji- mine bir daha dönülmiyecektir: İnsanlık, herhangi bir rejimden, keyif ve tesadüf veya arızalar üze- rine çıkıp uzaklaşmaz. Bir devir tamam olmuş olmadıkça, ihtilalin ne manası kalır? Her millet kendi yeni istikbalini kurarken, hepsi birlikte insanlığın yeni istikbalini araştırmaktadırlar. Sendelemeler, aksiyon ve reaksiyonlar, yıkılıp kalkınmalar, yani bu kadar geniş mikyasta bir hareketin bütün za- ruri hâdiseleri olacaktır. Bu hâdi- seler karsısında kendini şaşırmı- yacak, aklını kaybetmiyecek, buh- ranları hafif atlatacak olanlar, yenmi zamanların hakikatini doğru sezinin. ona göre teşkilatlanabi- lenlerdir. vi Falih Rıfkr ATAY Belgrad, 11 (A.A) — Yunanistan kıralı Jorj ile Yugoslavya kıral naibi Prens Pol, Belgradda yapılan balkan devletleri, balkan birliği devletleri kon- feransı neticelerinden dolayı hoşnudluk telgrafları teati etmişlerdir. Artvinde konferanslar . Artvin, 11 (A.A.) — Bit haftadan- * beri şehrimizde bulunan üçüncü umumi ' müfettişlik kültür ve emniyet danış- » manları değerli birer konferans verdi- ler. Kültür danşmanı Mustafa R'e'it. z “Millt terbiye” hakkında sinema salo- nunda kadın ve erkek kalabalık bir halk kütlesi huzurunda bir konferans verdi. "-Emniyet danışman muavini B. Bahıy de, “Büyük zafer ve onu istihsal eden -- amiller” mevzulu konferanslarnı - yine aynı yerde ve pek çok kalabalık bir hal| karşısında verdi ve büyük zaferimizi safha safha ve bilgi ile anlattı. Büyük milli zaferi kuran -Atatürk'ün yüce a. dını halk derin bir heyecan içinde a!- kışladı. Tetrika No. 53 TOPYEKÜN HARB Yazan: General LUDENDORF Türkçeye çeviren: Hikmet TUNA Eğer müdafaası iyi kurulmuş ise, ve ha- 'vadan yapılacak hücumlar ve bu hücumların akıbetleri ulus maneviyatında varirğı idame azmini bilhassa canlandırırsa, düşman ü!lLe- sindeki halk üzerinde tesirli olmak umudla- rı kolayca gerçekleşemez. Bir defa hava üstünlüğü elde edilip düş- man müdafaa kuvevtine darbe indirildi mi, ondan sonra hava silâhının hedefi, düşman topraklarıdır. Nasıl ki hava silâhıi, düşman memleketin tesisat ve halkına karşı mücade- leye girişmeyi hususi;bir vazife olarak, ya- pıyorsa, düşmanın hava hücumlarına karşı |(kendi topraklarını ve halkını korumak mudafamrdusunun vazifesidir. Tabit, ala - .cağı tedbirler, istasyonların, büyük endüs- tri merkezlerinin yahud, harb endüstrisinin ehemiyetli fabrikalarının, depoların ve niha- yet daima hazır bir halde bulundurulan hava def'i araçlariyle birlikte haberalma organi- zasyonu olan en büyük şehirleri korumak gibi en zaruri olanlarına inhisar etmelidir. Her yeri korumanın imkânı olmadığı gibi, hakikaten, her bomba da hedefini yahud bir hedef bulamamaktadır. Bu böyle olmakla beraber, gaz maskesi ile techiz edilmiş ol- mak faydasız değildir. Deniz kuvvetlerinin de yapacakları hu- susi vazifeler vardır. Onun vazifesi düşman memleketinin halk ve ordusuna ithalât ya - pılmasını kesmektir. Muharebenin kati neti- cesi ile denizlerde hâkimiyet elde edilir, fa- kat bu, biraz önce kastedilen hedefe varma- ga henüz yetmemektedir. - İthalâtı kesmek için ablokaya girişilmek- te, kruvazör ve yardımcı kruvazörlerle, - kiden ticaret gemileri veya yolcu vapurları - ve deniz altıtıda da denizaltı gemilerile tica- ret krüvazör harbı yapılmaktadır. Bize karşı tatbik edilen abloka ile güdü - len gaye; milleti aç birakmak ve dolayısile de mukavemet kudretini zayıf düşürmek idi. Bizim denizaltı gemilerimiz aynı neticeye varamadılar; fakat, Fransa'daki düşman kuvvetlerıne her çeşid harb malzemesi teda- rikini ve İngilterenin ihtiyaçlarının teminini felce uğrattılar. Denizaltı gemilerimizin ha- reketleri itilâf devletlerine ve husussile İn - giltereye kurşun gibi ağır bir tesir yaptı.. Topyekün denizaltı harbının ortadan kaldırılması isteği, yani, kapalı ilân edilmiş muayyen bir bölgede, milletlerarası bayra- gını taşımış bile olsa, denizaltı gemisiyle karşılaşan her vapur batırılacağına göre, harba girişmiş devletler halkının bombardı- man yasağı gibi, daima safça bir istek ola - rak kalacaktır. Topyekün harbın mütalebeleri ve millet- lerin hayatlarını müdafaa emelleri, sınırsız bir denizaltı gemi harbının ortadan kaldırıl- ması gibi munsıfça bir teorik orzu üzerinden geçtikten sonra ruznameye girmektedir.; De- nizaltı-gemileri ile tayyareler abloka şekil- lerini değiştirdiler. Ablokanın mahiyeti, düş man limanlarına varmak isteyen tekmil ge- mileri, bu hedeflerine varmaktan alıkoymak- tır. N Eskiden bu maksat uğrunda düşman ge- mileri hedefleri olan memleketin limanları önünde biribirine yanaşık bir surette dizilir ve limanları kapamak için manialar ve mayn: lar kullanılırdı: şimdi de tayyarelerle de- nizaltı gemileri, bunları düşman limanla - rından çok ırak durmak zorunda bırakmak- tadırlar. Nitekim İngiltere dünya harbında Al- manya'ya karşı tatbik ettiği ablokada, al- man sularına maynlar döktüğü gibi, Fele- menk ithalât yollarını kontrol etti ve, İskoç- yanın şimal burnundan Norveç'e doğru de - nizi kapadı. Fakat, gözü pek kaptanlar bu ablokayı delip geçtiler. P