SAVFA » Düşünüşler Usta işi Size yeni bir eserden bahsede- ceğim. Öyle bir eser ki, şahsi hırs ve hased. kavgalarının dışında, yüksek değerde bir harekete şahit olmak için yıllar yılr beklemek zo- Tunla kalan edebiyat âlemimizde bir hâdise olmaya namzeddir: Hu- susiyle bize, bir kitabın üzerinde İlk defa gördüğümüz yeni bir isim getirdiği göz önünde tutulursa, Daha önce neşredilmiş bir iki Aamatör yazısı istisna edilirse, ilk hikâyesi iki sene önce “Varlık” ta çıkmış olan ve o zamandanberi ge- Tek bu mecmuada ve gerekse baş- ka yerlerde imzasmna sık sık rast- lanan Said Faik. kücük hikâye ve SEMAVER (*) adını taşıyan bir cildde topladı. Edebiyata karşı alâtalarını son günlere kadar sıkı bir surette mu- hafaza etmiş olanların bu imza al- tında çıkan yazıların büyük değe- Tini ve bu genç ismin etrafını cev. reliyen şöhretin iki yıldanberi gözle görünür şekilde genişleme- sini müsahede ve takib etmek fır- satını bulmuslardır. Bu itibarla Said Faik'i onlara tanıtmaya çalı- işleri edebi ak- tüalite ile sıkr bir rabrta muhafa- zza etmelerine imkân vermemekle beraber, güzel eserlerin özlemini içlerinde duymakta geri kalmı- ' yanlara bu ehemiyetli hâdiseyi ha- ber vermek fırsatını da kaçırmak istemiyorum. Her şeyden önce şunu kaydet- meliyim ki, Said Faik,in bu ilk eseri, bizi, ilerisi için ümid veren “ve bu itibarla da tesvik edilmesin- “de fayda bulunan bir istidadla de- #il fakat olgun ve yüksek bir ka- biliyetle karşılaştırıyor. Bununla, İphını ki sanatının henüz daha yerhalesinde-bulunan bu genç ıd_. varabileceği en yüksek sa- mat mertebesine erişmiş olduğu- 'nu söylemek istiyor değilim. Sa- dece, “Semaver” müellifinin, şim- diden hesaba katılması ve edebi- yat kıymetlerimiz arasında tasnif edilmesi lâzımgelen bir şahsiyet olduğunu tebarüz ettirmeye çalı- sıyorum. Bu ilk eseri, Said Faik'in yarın- ki edebi hüviyetini şimdiden tah- min etmeye imkân verebilir mi? Bir sanatkârın, mesleki hayatın- da ne kadar büyük ve umulmadık istihaleler geçirebileceğini hatır- dan çıkarmamakla beraber, biz Semaverle şimdiden teşekkül et- miş ve bu itibarla üzerinde müşa- hede ve tahliller yürütebileceği- miz bir hüviyet karşısında bulu- nuyoruz. Semaver'de yer almış olan nesir parçaları (bunları nesir adı altın- da sınıflamak da pek doğru ol- masa gerek) kül büyük hikâyeler iyice tetkik edilirse ara- larımda basit bir kısalık ve uzun- Tuk farkından başka esaslı bir tarz ve strüktür ayrılığı olmadığı gö- rülür. Bütün bu yazıların hemen hepsinde, muharrir, geçmiş zaman-) Tarının hafızasına nakşetmiş ol- duğu — enstantane veya / pozları, belki kendi de farkında olmadan muhayyelesinin üzerinde yapmı olduğu rötuşlarla bize anlatan bir müşahid vaziyetindedir. Bellidir ki bu tablolar, hayatta hikâye moti- fi, mevzu ve bariz karakterler acı yan tinik hikâyecinin soğuk ve €bjektif göziyle tesbit edilmis de- ğildirler. Bunların her birinde, et- rafındaki insanlara karsı zamanı- 'a ve yerine göre, sevgi, alâka ve merhamet hisleriyle duygulu bir kalbin sıcak ve canlı ateşini duy- mamaya imkân yoletur. Onun dir ki bu hikâyeleri biz, sadece la- boratuvar masasına serilmiş bir ilmi etüd gibi yalnız merakla de- (*) Semaver. Said Faik. Küçük hi- kâyeler. Remzi Kitabevi, İstanbul. 169 sayıla. S0 kurus. SAD bir ilk eser ğil, fakat onlarla aramızda birden- bire venasıl vücud bulduğunu farkedemediğimiz bir yakınlığın, bir bağın teşekkül ettiğini hisse- derek, sürükleyici bir alâka ile, ve Aimağımızdan çok hislerimiz ha- rtekete gelerek, okuyoruz. Said Faik klâsik manasiyle bir hikâyeci midir? Bu suale cevab verebilmek için evvela klâsik'ma- nasivle hikâyecinin ne olduğunu tarif etmek bir Balzac. bir Flaubert, bir Mau- passant klâsik manada hikâyeciye miyet mekanizması- lediğini tesbite çalış- 'tıkları hissini veren ve çok defa kendilerini mevzularından tecrid ederek, ölmek üzere olan hastası üzerinde yeni bir tıbbi müşahede- nin sevrini takib ettiği tamamiyle obiektif bir tavur ah maya muvaffak olan romancılar yanında insanları, ve belki en kes- kin ve derin bir görüsle, kendi iç- lerinde seyreden ve şahsi menşur- larından gecirerek hatıralarının evesi içinde bize sevrettiren bir Proust ve hattâ bir Dostoye- vski daha mr az hikâyecidirler? Said Faik'in edebi şahsiyetir derhal bu ikfnci nevi edibler ara- sında tasnif etmekte tereddüd et- miyoruz. Cünkü bütün yazılarm- da bir otobiyografik hikâye koku- su veya hiç olmazsa tanımış oldu- Bu insanların portrelerini buluyo- ruz. Said Faik'in çok orijinal olan tekniğini ve üslubunu da ayrı bir yazıyla tahlil edeceğiz. 'YAŞAR NABİ Kısa Memleket Haberleri Giresunda imar işleri Giresun belediyesi bir sebze hali yap- turmaktadır. İskele boyundaki - karakol binasının yapısına da başlanmıştır. Saz şâiri Karacaoğlan için Adana halkevi halk şairi Karaca Oğ- lan için bir gece tertib etmektedir. Bu geceye Adana havalisinin bütün saz şa- Adana muallimlerinin tasarruf sandığı Adana muallimleri kendi aralarında halkevinde toplanarak bir tasarruf san. düğr kurmak için müzakerelerde bulun: muşlar ve aralarından bir müteşebhis heyet seçmişlerdir. Konyada tırtıllarla mücadele Konya tarım - direktörlüğü -Konya merkezinde ve kazalarında meyva ağaç- darına müsallad olan tırtıllarla mücade leye girişmiştir. Bu hususta halkımız da memurlara yardım etmektedirler. Erzurum tekrar elektriğe kavuştu. Belediyeye sid dizel motörünün bo. zulmasından dolayı 10 aydanberi ışık- tan mahrum kalan Erzurum, bayındır. hık bakanlığının verdiği 80 beygir kın vetinde bir motürle yeniden nura kav muştur Bunun için Erzurum belediyesi bir tören tertib etmiştir. Seyyar kütüpanelerin muvaffakiyeti Bahıkesir halkevinin kurduğu seyyar kütüpanenin Karaman köyüne götürül. düğünü evvelce yazmıştık. Halk büyük bir istekle karşıladığı için kütüpane da- ha 10 gün burada kaldıktan sonra baş- ka köylere gönderilecektir. 23 Nisan çocuğu düşündürecek haftanın başlangıcıdır. nanacAcALALALALADAAA ULUS 29 NİSAN 1935 PAZARTESİ | İÇ HABERLER İSTANBUL TELEFONLARI: B.Hitler'in yıldönümü İstanbul, 19 — Alman devlet r: B. Hitlerin yıldönümü - Tötonya'da konsolosun ve alman koloni: rak ettiği bir toplantıda kutlandı. B. Kammerer gitti İstanbul, 19 — Fransanın Ankara eski büyük elçisi B. Kammerer bu ak- şam Parise hareket eti Vitrin müsabakasında kazananlar İstanbul, 19 — Tasarruf hi dolayısiyle tertip olunan vitrin mi bakasında kazananlara Halkevinde madalyalar verildi. Bir otomobil kazası stanbul, 19 — Beşiktaşta bir oto- şir askere çarparak ağır yara- mobi ladı Işık söndürme tecrübeleri| Osmaniye, 19 (A.A.) — Dün gece kaza merkezinde ışik söndürme - denc- eti yapılmış ve muvafakiyetle netice. Tenmiştir. Zonguldak haberleri Yoksul çocuklara yardım Zonguldak, 19 (AA.) — Çocuk evi geme kurumu bugün yıllık toplantısını alâkalı bir surette yapmış ve yoksul yave rular için geniş ölçüde yardım yapılma. #mi kararlaştırmıştır. Çocuk haftası i in zengin programlar ve müsamereler hazırlanmıştır. Halkevinde konferan Bu akşam halkevinde çok kalabalık halk kütlesi buzurunda Havza baş mü- fettişi Cemal Aysan tarafından İcömi mayü hakkında bir kor balkevi gösterit ko- i büyük bir muvaf. fakiyetle temsil etmiştir. Vilayetin 936 büdcesi Genel meclis ilin 700 bin küsür lira. lık 936 bütçesini denk olarak tesbit ve programını da kabul / ve tesbit ederek bugün toplantısına son vermiştir. Yoksul çiftçilere buğday dağıtılıyor. * ada buğday dağıtmıya başlamıştır. Bundan başka hususi idareden 3000 ve işçiler birliğinden de beş bin lira yardım yapıl- ması kararlaştırılmıştır. “Ulus,, un Dil Yazıları (Başı 1. inci sayfada) “Berk. — (sıfat olarak) I. pek, “katı, sert; 2. sağlam, metin, muh- bunun — muhaffefi “laştırmak, takviye ve tahkim et- “mek”; — geklik, katdık, sert “Berkismek. — pekişmek, katı- “lasmak” (6). “Bergie, bergee. — büyümek, “çoğalmak (kuvvet ve kudret hak- “kında)”; “Berke, berkke. — pek, fevka- “âde, Fevkalhat. muhkem, ivi, gü- “zel (Buriyat lehcesinde Berke — “çok): Berke ispittere — peh çok pek çok Bet - Bert Sondaki “k” yerine “t” gelerek “bert” ve bundan “r” de düşerek “bet” şekilleri de vardır: “Bert. — (Uygurca perk ve Ka- “zanca bert): iyi, mümtaz, maruf, “fevkalâde, harikulâde, mühim, “güzel, en iyi, pek, cesur, cesaret, “en âli derecede: Bert tımnı —— “pek soğuk; Bert aptah — pek “kuvvetli sahir; Bert sanaargı “pek elim, pek “Bet. — pek Fevkalüde, bert” (a) Pek: zarf 1L — Zarf ve edat olarak “pek” söziyle benzerlerinin manaları da şudur “Pek. — I. çok, ziyade, gayet: “pek iyi, pek güzel, pek yoruldum; 2 süratle, hızla, hızlı olarak: pek irümek, pek koşmak; 3. yüksek “sesle, bağırarak: pek söylemek; 'siddet ve kuvvetler pek vur- 5. sağlam, sıkı, metanetle: “pek dikmek” (9). Analiz imdi, (pek) kelimesinin etimo- yğik şeklini analiz edelim: a) (2) () ( eğ b ep H ek ) (1) Eğ: Ana köktür. Kelimenin (6) Şemsettin Sami; Kamusu Türki, cilt; 1, sahile: 289. (7) Pekarski: Yakut Dili Lüga- ti, sahife: 440 ve 433. (8) Pekarski: Yakut Dili Lüga- i, sahife: 442 ve 447. Sami: Kamusu Türki, cilt: 1, sahife: 357. manalarma göre “kuvvet, kudret, çokluk” anlamlarına gelir. (2) Ep: Ana kökü temsil eden we onun manasını üzerine alan prensipal elemandır. (Eğ -- ep — eğep) şeklinde ana kök, prensipal elemanla kay- naşınca (ep) şekli ortaya çıkar ki, (epiy) kelimesinin de (ep -- iyi) Simdiye kadar için başa — getirilmiş z söz sanılan (ep) kelime olduğu böylece anlaşılmış oluyor. (3) Ek: Kelimeyi tamamlıyan ve isimlendiren ektir. Bu ekin vokalinin tesiriyle (ep) elemanının vokali de düşerek ke- lime, son fonetik ve morfolojik şeklini almış olur: Pek. (Pek): “çokluk, kuvvet, kudret kendisinde temessül eden” e de- lâlet eden bir kelimedir. Bu mana, ikarda sıfat ve zarf olarak sayı- n manaların hepsini topliyan geniş ve esaslı anlamdır. Kelimenin (berk) ve (perk) se- killerinde, aynı etimolojik - şekle tekarrür ve temerküz manasiyle bir (r) elemanı ilâve edilmiş olur ki, bu halde de “çokluk, kuvvet, kudret kendisinde tekarrür ve te- mer'cüz eden” e delâlet eder. “Bet” ve “bert” şekillerine ge- lince, bunlarda - son isimlendirici ek yerine “vuku ve hudus” mana- siyle bir “E” elemanı gelimiştir. Bu halde “çokluk, kuvvet, kudret kendisinde temessül olan”, yahut “tekarrür ve temerküz et- miş olan” anlamı çıkar. Görülüyor ki bütün şekiller ana manada birleşmektedir. (Pek) kelimesine bir çok ekler getirilerek yapılan (peklik, pekçe, pekitmek, pekişmek, pekiştirmek) kelimeleri ile aynı yolda (berk)- ten üreyen (berklik, berkitmek, berkişmek...) kelimelerinin kuru- husları, hep kelimenin ana manası. ni küvvelendirmektedir. Bunları, katılan ekler bakımın- dan, şöyle gösterebili Peklik, Berkli (D (2) L Pek Hil t ik Berk H il b il (3) ll: Manayı engin ya naklederek sıfatlaştıran ekti (2) İk: Bu sıfat anlamlı keli- meyi yeniden isimlendiren Bu halde (peklik) ve (berklik) “kuvvet, kudret, çokluk kendisin- Adapazarı halkevi çalışmaları Son aylar içinde Adapazarı halkı çok. faydal etmiştir. Zehirli gazlar konferansiyle başlıyan bu seri, tarihte türk, büyük harbte türk mevzulari 'vam etmekte ve çok rağbet görmektedir. Halkevine, bu konferanslarla birlik- de, ulusak marş. ve şarkılarımızı halka çmış ve ilk der- sine İstiklâl marşımızla başlamıştır. Evimizde fransızça ve muzik derele. vi de, ton günlerde kuvvetli bir yola gir » miş bulunmaktadır. Adapazarı halkevi güzel sanatlar kolu, tam bir bando 'ayrıca güzel de bir caz teçkil etmiştir. Evin güzel tertiblenen ve gittikçe zenginleşen kütüpancesi gün geçtikçe çevrede büyük bir alüka ve rağbet ka- zanmaktadır. h bir konferana — se öğretmek için bir kurs İzmit'te bir konferans İzmit, 19 (ALA.) — Halkevimizin ASA M are M dd halkevi salonunda türk dilinde sadelik a Konferansı büyük bir kalabalık dikkatle e de alelıtlak temessül veya temer- küz etmiş olma - halinin adı” mek olur. Pekçe a) (2) IL Pek H eç-beğ (1) Eç: Manayı merkezden u- zakça bir sahaya naklederek ana süje veya objede bu anlamın var- hğm azaltan ekti (2) Eğ: Bu azaltılmış anlamı" tamamlıyan Bu halde fpekce) “kuvvet, kiad- zehsokluk, kendişin bulunan” anlamını verir. Pekitmek, Berkitmek () (2) (3) H, Pek L im -H ek Berk - it 4 im 4 ek (1) lt Yapıcılık, — yaptırıcılık anlamlariyle keilme —manasının yapılmış ve yaptırılmış olduğunu gösterir. (2) İm: let eder. (3) Ek: Kelimeyi tamamlar ve isimlendirir. Bu analize göre (pekitmek) ve (berkitmek): “bir süje - veya jede kuvvet, kudret,çokluk anlam- İarımım temecesül veya temerküz et-. tirildiğinin ifadesi” olmuş olur. * Pekişmek, Berkişmek a) (2) (3) IV. Pek 4 iş 4 im-Hek Berk - iş - im * ek (1) İş: Kelime anlamımı olduk- , ça geniş bir sahada bulunan (2) Im: Süje veya objelerinde (3) Ek: ile ifade eden bu keli-. meler, “kuvvet, kudret, çokluk an-, Tamlarının oldukça uzak sahada- ki süje veya objede temessül ve- 'ya temerküzünün ifadesi” olmuş olur. Bu kelimelere (iş) ekinden son- ya “failiyet” anlamiyle “it” ve “te- karir ve temerküz” manasiyle “ir' de katılarak (pekiştirmek) ve (berkiştirmek) sözleri kurulur ki bunlar da “kuvvet, kudret, çok- huk anlamlarını oldukça uzak sa- üje veya objeye delâ- hadaki bir süje veya obje üzerin- de temerküz ettirmek” anlamına gelirler. İte “Güneş - Dil” teorisinin kelimeye ve ondan üreme sözlere mana verişi bu kadar esaslr ve ge- 4 bir ölçüdedir. (10). 1 N. DİLMEN 1t0) Pek, berk, bert... kelimele- riyle ilişikli olan ve başka diller- den sanılan kelimeler hakkında da yarın izahat verilecektir.