Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
* Brş e M ÇeL) T B & a £ SAYFA 2 ULUS Ü Tei Za E e B AĞN D İ gi 23 KLAR I 19561 AMAİLERSİ “Ulus, un Dil Yazıları (Başı I. inci sayfada) 3. — Sümerliler Arap yarım a- dası kıyıları boyunca Afrikadan geldiler. Bu iddia kuvvetli tarafçı bulamadığı için unutulmuş - gibi- dir. Bütün bunlar tahmin ve farazi- yeden ibarettir. Hiç birisi kuvvet- li ispat ve delil yardımı ile haki- kat katma çıkamadı. Ur kazısını muvaffakıyetle başaran tanınmış âlim L. Woolley bütün bu farazi- yeleri hesaba katarak şu mühim mütalâayı yürütür: |.. en son gelenler' Sümerli- lerdir. Bunlar koyu saçlı insanlar- dr “Metinlerde kara başlar diye yazılır”. Dilleri bitişken idi. Eti- molojide değil fakat gövdeleşmek- te eski Türkçe (Turanca) ya bir- az benzerdi. Gövde yaprılışlarına göre Hindo - Cermen ırkından idi- ler. Gösterişlerine göre de bugün- kü Araplara benzemiyor değiller- di. Fikren herhalde iyi inkişaf et- mişlerdi. Asıl yurtları bilinmiyor. Halkın hafızasmda; mabutlarının dağ başında ve ayakta olarak ya- şaması bunların dağlık bir arazi- den indiklerini gösterir. Çıkardı- gamız buneticeyi kuvvetlendiren bir delil de yapı tarzlarının orma- nı bol; yüksek yaylalara mahsus bir istile ait olmasıdır. Tevratın tekvin bahsindeki “ve kavm doğudan gelerek Sechinar sahrasına yayıldı ve orada yurt tuttu” sözleri Sümerliler içindir. Ve Sümer akınlarına ait masallar- dan çıkmış olmak gerektir. Böyle elm>':la heraber bu sözler Sümer- Klerin Elâm dağlarından - inmiş olmalarına delil teskil edemez. Mezopotamyanın ilk sivilizasyo- nuna ait Sümer masalları oralara deniz yoliyle bir kavmin geldiğini anlatırsa da bu kavim Sümerlile- rin kendilerindern baskası olamaz. Gerçek: Sümerlilerin en eski za- manlarda cenubı Mezopotamyada yaşamış olmaları ve yine kendile- rinin en eski Sümer sitesi olarak kutladıkları Eridunun en cenupta bir şehir bulunması bu temayülü kuvvetlendi: v ilir. (Vor 5000 Jah- ren s. 13,14,. Woolley: Sir Arthur Keith'in Ganj ile Mezopotamya arasında- ki hısım medeniyetleri müşterek bir bat üzerinde biribirine bağla- masına da dokunarak der ki; - (Böyle yapmaktansa bu kültür ve ırk akrabalığına ya uzaklarda me- selâ Bülücistan dağları arasında ve yahut bizim henüz öğreneme- diğimiz bir semtte müşterek bir ana kaynak aramak daha kat'i bir hakikat ifadesi olurdu. S. 15). Woolley doğruyu söylemiştir. Filhakika bütün dünyaya yayıl- mış olduğuna artık herkesin inan- mağa başladığı bu çok eski ve çok yüce ana medeniyetin merkezi ka- dar, takip ettiği akın yolları da kat'i olarak tespit edilmek gerek- tir. Yapacağımız tecrübe bu yol- ,lardan ufak bir parçayı aydınlat- mak içindir. Yolu çizmek için kullanacağı- miz nirengi noktaları - siguratlar- dır. dettak Sümer Siguratları Sümerin her sitesinde bir sigu- rat vardı. Siguratlar önce yalnız mabet olarak yapılıyordu. Ve ilk yapılanları pişmemiş tuğlaların yani kerpiçlerin hendesi bir şe- kilde üstüste istif edilmesinden husule gelmiş kulelerdi. Evlerden ve devlet yapılarından yüksek ol- ması şarttı. Sümerliler ibadetleri- ni güneşin ilk ışığına yönelttikle- ri için o ilk ışığın el ve ayak dey- miyen yüksek bir noktada çavma- / sını isterlerdi ve işte siguratlar o — hizmeti görüyorlardı. — Mezopotamyanın deniz kıyıla- rında toprak; durgun deniz yüzü gibi düzdür, Fiç bir dalgası ve hiç bir ürpertisi olmryan o düzlükler- de güneşin ışığı birden bire yayı- lır. Halbuki Sümerlilerin eski yur- dunda yüce dağlar, sivri sivri ka- yalar, ulu ulu ağaçlar vardı. Gü- neşin ışığı ilk defa onların tepele- rine düşerdi. O suretle bir ibadet kıblesi ve bir ibadet zamanı tes- pit edilebiliyordu. Mezepotamya- da ne kıble ne zaman tayini ka- bildi. Bu ihtiyacı karşılamak en- dişesi siguratları doğurdu. Böy- lece siguratların birer yapma dağ olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Bazıları siguratların yapılma- sındaki sebebi başka mevzularda ararlar. Onlara göre sömürgeciler zararlı suları durdurmak veya di- leklerine göre akıtmak icin kollek- tif çalısmak ihtiyacını duydukları zaman her köyden birkaç amele göndermek suretiyle bir çalışma merkezinde toplanırlardı. Bu ame- leler beraberlerinde getirdikleri özgü Aaletleri ve yiyecekleri bir noktada toplamak ve teleften esir- gemek için umumun malı olmak üzere birer kule inşasına koyuldu- lar. Bunlar hem ambar hem mabet olarak kullanılıyordu. Sümer site- lerinin kurulmasında bu kulelerin rolü çok büyük olmak gerektir. Sonraları Kalde ve Asurda da sigurat inşası devam etmiştir. Her büyük şehirde menşei herhalde Sümer olan bir sigurat bulunurdu. Dağ sekenesi olan Sümerliler ana yurtlarında mabutları dağlarda ve ayakta durur vaziyette tasav- vur ederlerdi. Bundan Sümerlile- rin dağlara dağru ibadet ettikleri anlaşılır. Mezopotamyanın — feyezanları dolayısiyle de Sümerliler evlerini sun'i veya yapma tepeler üzerin- de kurmak ihtiyacını duydular. Bu duygu yalnız pratik bir zaru- ret karşılaması düşüncesinden zi- yade atavizm yolu ile kendilerine geçen dağlılık idin THka mından doğmuştu |(2). Sigurat Kelimesinin Morfolajisi Sigurat kelimesinin şimdi sig- gurat biçiminde yazılan şekli bize bu kelimenin önceleri daha başka » bir morfolojide kullanılmış oldu- ğunu anlatır. Zira bu şekildeki si- gurat hattâ Akatça bile olmıyan tamamiyle samileşmiş bir kelime- dir. Halbuki siguratlar en eski Sü- mer dehasımın eseridir. Ve ana yurttaki kutlu dağ tepelerini an- dırmak için yapılmışlardır. © dağ tepeleri ki, sivrilerinin dört çev- resinde ulu ulu ağaçlar bulunur- du. Medeniyet ilerledikçe sigurat- lar da ağaçlandı. Her siguratın sedleri üzerinde ve taraçalarında daima yeşil kalan ağaçlar yetişti- riliyordu. Babil'in asma bahçeleri altlarından nehirlerin aktığı Kur'- anda zikredilen adin (3| cennet- leri bunların bir başka çeşididir. Onların yapılışında bu dağ ve a- ğaç hasretinin hızını duymamak kabil midir. Siguratların mima- rî_ tarzını anlatırken Woolley der ki: “Belki de bu istinat yapıları, gerek taraçalar; Sümerlilerin kurt- larm.dıki ormanİr dağları sadıka- ne bir suretle temsil düşüncesiyle ağaçlarla süslenmişti (4)”. Sigu- ratların inşasında büyük bir sanat dehası hâkim olmuştur. Woolley'- in anlatlığını göre ur - İÇ HABERLER Muş'ta inkılâp ve istiklâl konferarısları Muş, 22 (A.A.) — Busün saat 10 da evimizde inkılâp konusu üzerinde birinci konferans veril - miştir. Çok canlı olarak anlatılan bu konferansı bine yakın yurddaş dinlemiş ve inkHâp heyecanlarını tazelemiştir. Bir İzmit kulübünün 24 üncü yılı İzmit, 22 (A.A,) — Akyeşil spor kulühü, 24 üncü yıldönümü dolayısiyle Ulu Gazi okulu salon- larmda bir danslı çay vermiştir. Çayda, şehrin bütün büyükleri ailece hazır bulunmuş ve Akye - şil den 935 yılı Türkiye bisiklet sürat birinciliğini kazanan Yu - nus'la Türkiye mukavemet ikin- ciliğini kazanan Orhan'a, ayrıca da bölge birinciliklerinde derece alan atlet ve bisikletçilere madal- yaları merasimle İlbay Hamid Os- kay tarafından verilmiştir. Bugün de sinema salonunda Akyeşil kulübü senelik genel top- Tantısını yaparak yeni çalışmalar üzerinde konuşmuş ve idare heye- tini yenilemiştir. Diidinilik e Kısa memleket haberleri Konya belediyesinin bankadan alacağı para Konya belediyesinin Emlâk ve Ey. tam bankasına olan borcumu kapatmak ve Dutlu suyunu şehre getirmek mak. sadiyle Belediyeler bankasından yapa- cağı 322 bin liralık istjürı: kararı iç ba- kanlığı tarafından tasdik edilmiştir. Elma kudrlarile mücadele Edirne tarım direktörlüğü elma kur. duyla mücadele etmek için bütün ha- Trakyada ipek böceği tohumu dağıtılıyor. Ümumi müfettişlik tarafından Trak. ya k daki koza müstahsillerine Mkaml ae L k & Ü- parası uğ zere ipek böceği tohumu dağıtılacaktır. Edirne mıntakasında meyvacılık ve sebzecilik üzerinde tetkikler Ziraat enstitüsü profesörlerinden Dr, Glayberk umumi müfettişliğin teşebbü. sü üzerine Edirneye giderek Trakya mıntakası meyvecilik ve sebzecilik işle- ri üzerinde tetkiklere başlamıştır. Dr. dönüşte Alpulluya da uğrayacaktır. Efes'i gezen seyyahlar İzmire İngiliz bandıralı bir vapurla 350 seyyah gelmiş ve İzmir eski eser. leriyle müzeyi gördükten — sonra husu. si bir trenle Selçuk'a giderek Efes ha. rabelerini gezmişlerdir. 14 bin tonluk vapurda her türlü konfor vardır. Yabani domuz mücadelesi Tarım bakanlığının göndermiş oldu. ğu av tüfekleriyle köylerde yabani do. muz öldürmek üzere sürek avları yapıl. nun yaptırdığı sigurat eski ve çü: rük bir sigurat üzerine kurulmuş- tu. Şekli mustatildir. Boyu 60 met- reden bir az fazla genişliği 150 metre idi. Asıl yüksekliği 21 met- reye varıyordu. Dört kösesi dört coğrafi cihet gösteriyordu. Genel heyeti sade bir tuğla yapısından ibarettir. Dış duvarları asfltla kay- naştırılmış tuğladan örülmüştü. Duyvarların dışında geniş ve yassı sütunlar bulurimaktadır. Münferit (2) Woolley. Vor 5000 Jahren 5..85, (3) Eden ve edin Sümercede düz ova ve yeşillik demektir. 41 Woolley vor 5000 Jahren Brsr85. (5) Aynı kitap s. 85. muz öldürülmüştür. Bunun ay sonuna kadar 4000 i bulacağı umulmaktadır. Trakyada ekin vaziyeti Edirne vilayetinde ve Trakyanın diğer yerlerinde ekin vaziyeti çok i- yidir. Son haftalarda havanın yağışlı geçmesi mahsullerin çabuk kuvvet- 5 Ş ( a , duvarların temel hattının düz ol- mayıp muhaddep oluşu dikkati çeken muayyen bir kuvvet - tesiri vermektedir. Siguratın kutlu .yeri tepededir. Oraya çıkaran merdi- ven şimal tarafındadır (5). H.R. Tanküat (Arkası var) Dünkü spor hareketleri Memleketin her tarafında canği spor müsabakaları oldu Dün Ankara mıntakası lik maçla- rının ikinci devre oyunları iki alanda birden başladı. Muhafız Gücü alanında: Geçen yıllarda Ankaranın biricik spor yeri olan Muhafız Gücü alanı, Ankara Gücü sahası yapıldıktan son- ra, yalnız Gücün ekzersizlerine mah- sus bir yer olmuştu. Uzun yıllar An- kara sporuna birçok hizmetlerde bu- lunan Muhafız Gücünün değerli baş- kanı yarbay İsmail Hakkı bu eski spor alanmı, mükemmel bir hale getirerek gençliğin çalışması için açmıstır. Öğ- rendiğimize göre, Muhafız Gücü, 1 hazirana rastlayan kuruluş g£ Öinün yıldönümünde, bir yab futbol ta- kımı getirerek alanın açılma törenini yapacaktır. Dün bu alanda, Ankara Gücü - Çankaya genç takımları 0-0, Gençler birliği - Çankaya ikinci takımları 1-1 berabere kaldılar. Kırıkkaleliler gel. mediklerinden Muhafız Gücü birinci takımı hükmen kazanmış sayıldı. A- ralarına nizamsız oyuncular karışan Güvençsporla Ankara Gücünün bu maçı ekzersiz mahiyetini aldı ve Güç maçı 0-2 kazandı. Ankara Gücü alanında: Genç takımlar arasındaki maçlar- da, Altınordu - Güvençsporu 1-3; i- kinci takımlar maçında, gene Altm- ordu Demirsporu 2-4 yendi. Hakem Nurinin idaresinde oy - nanan, Demirsnpor - Altmordu birinci takımlar maçını, 1-10 gibi büyük bir farkla, Altınordu kazandı. Demirspor bu bir tek golünü penaltıdan yaptı. Günün mühim oyunu, Çankaya - Gencler Birliği arasında idi. Oyunu Beykozlu Burhan idare etti. Eğer po- Hsin el koyduğu ufak hâdise ol- masaydı, dün güzel bir maç seyretti- ğimize olarak alandan ayrı- lacaktık. Aslmda ehemiyet verilmeğe değmezse de futbol alanlarma yakıs- mayan bu vaka, oraya gelenlere bir üzüntü verdi. Birinci deyreyi Çankaya 0-1 ka- zanarak bitirdi. İkinci devrede 18 in- ci dakikada Gençler önce beraberliği elde ettiler. Sonra da galibiyet golü- nü attılar. Çankayanın küçük Ömeri, Gençler kalesine arka arkaya olan koörner vuruşları sırasında karışıklık- tan faydalanarak tekrar beraber'iği temin etti. Oyunun son on beş dakika- sında Gençler Birliği üçüncü ve 30o- nuncu göolü yaparak maçı 2-3 kazandı. İstanbul Maçları İstanbul, 22 (A.A.) — Bugün ya- pılan lik maçları şu neticeleri vermiş- tir: Fener stadında: Vefa - Beykoz maçı birinci d. <re- de 3-1 Vefa lehine bitmiş olmakla be- raber, Beykozluların ikinci devredeki sıkı oyunları neticesinde 3-3 berabere nihayetlenmiştir. İkinci Fenerbahçe - Eyüb oyununu, sarı İlacivertliler hâ- kim bir oyundan sonra birinci devre 3-0 olarak 5-0 kazandılar. Taksim stadında: Galatasaray - Topkapı maçı 3-1 Galatasarayın galibiyetiyle neticelen- di. Topkapmın bundan önce Fener- bahçeye karşı da 1-0 gibi çok güzel bir netice aldığı bu vesile ile tekrar olunbailir. Bu maçtan sonra oynanan Güneş - İstanbulspor müsabakası da 1-0 Güneşin galibiyetiyle neticelendi. SŞeref stadında; Süleymaniye 3-0 Hilâk yendikten sonra, Beşiktaşla Anadolu karşılaşlı- lar. Anadolulular kuvvetli Besiktaş takrmına karşı ezilmeden hattâ mu- vaffakiyetle ovnıyarak iki de gol attı- İar ve macı 4-2 gibi iyi bir netice ile ve fakat mağlüb olarak bitirdiler BİBLİYOĞRAFYA Yurd Partimiz tarafından köylümüzün okuma ihtiyacını karşılamak ve ge- niş halk yığımlarma inkılâbımızı ve onun büyük devrimlerini tanıtmak Yurd gazetesinin 15 mart tarihli 57 inci sayısı çıkmıştır.Bu saymın duvar sayfasında Atatürkün Ankaraya dö- nüşü, bir köyde yapılmış olan Ata- türk anıtı, Ankarada devlet mahal gören bir vatandaşımızm anlattılla- rı, Milletler cemiyetinin iç yüzü, Ah- met Emin Yalman'ın baş yazısı: Av- N -: - rur nor ş dogm, Memet vatandaşla dertleşme, An'ca- raya 11 saatta gidebileceğiz, haftalık icmal, İstanbul ne diyor?, Amerika şehirlerinde yakın şark mahalleleri, Nurullah Ataç'ın yazısı: Bir mec- mua, Mahmut Yesari ile mülâkat, Almanyanm Avusturyayı ilbak et- harbı Bitirmiye mecbur, karakterleri lesi, Afyon - İsparta demiryoluna da- ir haberler, büyük kıtada resimler | ve iri harflerle çok açık bir şekilde yazılmıştır. Bundan başka gazetenin diğer sayfalarmda Kayseri bez ve Keçiburlu kükürt fabrikalarının ça- Lışmalarına dair malümat, yeni fın- dık nizamnamesi, sıtma savaşı ve tin köylüden aldığı buğdaylar hak- kında kısa ve özlü haberlerle, hay- van bakımı, sebze bahçıvanlığı, ve îğer ziraf öğütler ve haberler var- r Köylümüzü hem eğlendirmek ve hem de kültür seviyesini yükselte- cek mahiyette olan bu gazetenin ya- yılması, kabil olduğu kadar fazla halk tarafından okunulmasmı temin için bütün bu işle alâkalr olan aydımları- leri bir yurd borcu olmuştur. ' Kaynak a Ş * — SA N Bir ay i olan haftalık Kaynak gazetesinin 21 mart 16 büyük gazete sayfası üzerinde re- simli olarak çıkan bu siyasal ve sos- yal gazetenin son sayısında hafta- bir tarzda hulâsalarmdan - başka'şu yazılar göze - çarpmaktadır: - Ziraat apla bul: bir vsudlü, kasür- suz güzellik yer yüzünde yoktur, Mahmut Yesarinin romanı “Nar ta- nesi”, Cahit Uçuk'un hikâyesi: “Pa- ravan”, Ali Rıza: “Gurbette başı- ma gelenler”, Beş ahbap çavuş, Kes- sel'in romanı “Dolu fişekler”, hayat kırkından sonra başlar, Arif Cemil: “Kadın asker”, spor, sinema, çocuk, piyasa ve borsa sütunları ve diğer haherler, karikatürler. Ağaç Çıkışmı bu sütunlarda bildirmiş olduğumuz bu genç fikir ve sanat mecmuasının 2 inci sayısı aynr in- tizam ve güzellikle çıkmıştır. Necib fazılın “Allahsız dünya” başlıklı bir yazısiyle başlıyan bu sayıda Burhan Taoprak: “Köşeden ayrılırken”, Su- ut Kemal Yetkin “Ağaç altında” François Mauriac'dan Burhan Top- -rak tarafından dilmize çevrilen “Ro- man” isimli tetkik'in devamı, Saba- haddin Rahmi Eyiboğlu “Bilmecele- rin hakkında” Said Faik “Kalörifer ve bahar - devam edecek bir hikâye”, aktünlite ve tenkid sütunları, Necib Fazıl, Ahmed Hamdi ve Ahmed Muhib'in birer şiiri vardır. Erzurum k.ı'iuür'ıüreklörlüğü Bakanı Muhlis Erkmen'le bir mülâ-->| ya ilk tedrisât müfettişi Hamdi tayin e. kat, Ren'in askeri işgalini gözü ile dilmiştir. 5