Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
LUS 22 MART 1936 PAZAR Son haberler üçüncü sayfamızdadır Heryerde 5 kuruş ON YEDİNCİ YIL. No. 5260 LONDRA KONUŞMALARI BİTTİKTEN SONRA | ADIMIZ, ANDIMIZDIR Almanyanın Lokarno devletlerine vereceği cevab hakkında tahminler yürütülürken B. Hitler yeni bir nutuk söyliyerek alman görüşünü anlattı. Londra, 21 (ALA.) — Deyli Meyl g inin dipl. ik ay Lond. ra'da alman delegasyonuyla sıkı temas- Dün Hamburgda bir nutuk daha veren B. Hitler (Nutkun metni 5. inci sayfamızdadır.) ta bulunan mahfillerden öğrendiğine gö. re alman hükümeti, Beyaz kitabta ya- zılı teklifleri baştan başa reddettiğini Başbetke YENİ VAZİYET F.R. ATAY Lokarnocuların kararları hak- kında dün gelen telgraf haberle - rini herkes merakla okumuştur. Bu satırları yazıncaya kadar he- nüz İtalya ve Almanya cevab ver- memişlerdi. Fakat Hitler'in, —'2v sembolik de olsa, Almanya sınır - ları içinde yeni bir ecnebi işgalini kâbul edeceğinden, ve askerlik dışı bölge içinde egemenlik hak- larmım tahdid olunmasına boyun eğeceğinden şüphe edilmekte idi, 'Dünkü telgraflar arasında en mühim izahlarda bulunan zat, Mösyö Flanden idi, Almanya'ya karşı zecri tedbirler teklifine, di - ğerlerini bırakınız, Belçika tara- fından bile mukavemet edilmiş - tir. Andlaşmaların metni ile ingi- lizler, fransızlar kadar ve onlar gibi, alâkalı değildirler. İngiliz alâkasının ne kadar da- ha umumi olduğunu, tasarlandı- ğını okuduğumuz mayıs konfe- ransı programında görüyoruz. Bu konferansa gazete ve ajanslar şimdiden sulh konferansı adını vermişlerdir. Konferansa bütün dünya milletleri çağrılacaklar - dır. Milletler Cemiyetinin, silâh- sızlanma konferansının, Londra dünya ekonomi konferansının te- şebbüsleri, derdleri, iddiaları bu yeni organizmanın içinde bir da- ha tetkik olunacaktır. Sulhu teh- did eden tehlikeler nelerdir ? Po- litika buhranı, ekonomi buhranı, silâhlanma yarışı! Bunların hep - si birbirlerine bağlıdırlar. Birbiti- ni doğurmakta, yahud biribiri üs- tünde tesir — göstermektedirler. Eğerumumi bir güvenlik elde edi isteniyorsa, bütün millet- (Sonu 6. ıncı sayfada) bugün bildirecektir. Aynı mahfiller, bu tekliflerin Almanya aleyhine milletler a- rasında fark gözetir mahiyette olmasın- dan ve Almanya'nın Ren bölgesindeki hakimiyetini tahdid eylemesinden dola. yı reddedildiğini ilâve etmektedirler, Alman hükümeti, askerlikten ayrı- lacak 20 kilometre derinliğindeki bölge. | ye italyan ve ingiliz kıt'aları gönderil- Ş klf!l gel kçt 5 | h!kl, Fransız - sovyet paktının Lokarno and. laşmasiyle telifi kabil olap olmadığı me- selesinin La Hey adâlet divanının ha. kemliğine havalesini de kabul etmemek- tedir. İngiliz hükümeti mahfilleri, Alman. ya'nın bu teklifi reddetmesini bekle- mekte idiler. Bununla beraber, © -en gece, görüş. melerinin devamına imkân verecek iki« si ortası bir teklifin ileri sürülebileceği ümid edilmekte idi. Deyli Telegraf gazetesinin öğrendi- ğine göre Von Ribbentrop, Lokarno devletleri teklifleri hakkındaki raporu- nu vermek üzere bugün tayyare ile Ber. lin'e hareket iştir. Alman delegesi yarın Hitler'in cevabı ile birlikte döne- bilecektir. e ak Londra, 21 (A.A.) — Salâhiyetli in. giliz mahfillerinin söylediğine göre, Al- rmaanya hükümeti, Lokarno devletlerinin tekliflerini kati surette reddedecek 0. lursa, bu devletlerin yeni tekliflerde bu- l ları çok imkânlıdır. B la be. raber bu tekliflerin Almanya tarafından kat'i surette reddi beklenmemektedir. Diğer taraftan Lokarno devletlerinin, AL ya tar Hd yap | FTWT olan karşılıklı teklifleri üzerine görüş- meyi kabul edecekleri söyl Londra, 21 (A.A.) — Gazeteler şu fikirdedirler ki, eğer alman'ların tek ta. raflı bitaraf bir bölgenin kurulmasına itirazları uzlaşmaya engel oluyorsa, Fransa hükümeti başka bir hal çeresinin bulunmasına yardım etmelidir. Meselâ bu bitaraf bölge iki taraflı olabilir ve Fransa'ya tesadüf eden kısmında da in- giliz - italyan askerleri bulunur, diyor- lar. Deyli Telegraf gazetesi şöyle yazı- yor: letadi, İi lAlmssya'nin meydan okumasına karşı çok büyük'bir (Sonu 5. inci sayfada) Lokarno devletleri Projesinin yazılış ve dağılış tarzı tenkit ediliyor Varşova, 21 (A. A.) — Pat ajan- sı bildiriyor: Polonya gazetelerinin Londra ay- tarı, Lokarno devletlerinin projesini ve bu projenin Milletler cemiyeti kon- seyine verme şartlarını şiddetle ten- kid etmektedirler. Vereceği neticeler itibarile çok ehemiyetli olan bu pro- je konsey azasına toplantıdan ancak iki saat önce verilmiş ve bu suretle der'n bir tedkikin önüne geçilmiştir. Bu suretle hareketin sebebi, pa- zartesi günü projenin tasvibini im- kân içine sokmaktır. Bununla beraber, Fransa ve İn- gilterenin kendi kararlarını konse- | yin diğer azalarıma kabul ettirmek niyetleri konsey azasmın çoğunluğu- nun ciddi bir muhalefetile karşılaş- mıştır. Konsey azaları, bu derece u- (Sonu 3. üncü sayfada) Toprak bayramını bugün törenle kutlayacağız Bugün köylüler misafirimiz olacaktır. — Ziraat Enstitüsünde 600 kişilik bir yemek verilecek - Halkevinde konferans ve müsamere var. Geçen yuki toprak bayramında böylülerimiz Yüksek ziraat enstitüsü önünde 21 mart bütün dünyada topr-' bayramıdır. Bugün ilkbahara girisi- mizin ilk günüdür. Kültür sahibi bü- tün milletlerin bir taraftan toprak ile uğraşan fertleri, diğer taraftan şe- hir halkı bir araya gelerek bu mutlu günü hakiki bir bahaı birlikte geçirirler. T neşesi içinde Toprak bayramı günü yurdumu- zun *bir çok yerlerinde törenler ya- pılır. Bugün Ankarada binlerce köy- lü ve şehirli yurtdaş, Halkevi Köycü- ler şubesinin önayak olmasile ha- - kiki bir bayram günü yaşıyacaklar- dır. ; (Sonu 6. ıncı sayıfada) “Ulus,, un Dil Yazıları Türk - Dili İle Yunanca arasında münasebete dair (“Günte : DiP' teorisinin aç tığı geniş Ve verimli dil karşılaş- arı metodu, yurdumuzdaki dil meraklılarına yeni bir ça- lışma alanı açmıştır. Türk Dili Kurumu ileri gelirlerinin bu yol- daki yazıları, kurum dışındaki dilseverler üzerinde de izler bi raktığımı, bi ügün neşrettiğimiz şu yazı gösteriyor. İstanbulda dile meraklı bir göz hekiminin yaptığı bu dil etüdü, teoriyi kav- ramanın d gunu açıkça Türk Dilinin Yunancadaki izle- ri çok eski ve esaslı münasebetlere delâlet edeı':ek mahiyettedir. Kü- çük bir tetkik bu kanaati doğura- cak bol ve güzel neticeler vermek- ten geri kalmaz. O kadar ki bazen birçok Türkçe sinonim veya omo- nimlerin aynen Yunan dilinde de mevcut bulunduğu görülür. Mese- lâ “arzu” mefhumu etrafındaki medlülleri ifade etmek üzere tes- bit olunabilen Yunanca kelimeler- den sekiz tanesinin Türk dilinde yaşıyan sözlerden baska bir şey ol- madığı müsahede edilebilir. Yalnız su var ki her yer almış bulunan bu kelimelerin her biri Türkcede ayrı bir mana inceliğini ifade etmek vazifesini üstüne almıs bulunurken, Yunan- cada bunların arasında öyle bir iş bölümü görülmiyor; her keli- (Sonu 2. inci sayfada) iller arasında mukayesede ne büyük bir faydası oldu- meydana çıkarmaktadır|. Fıkra Eski hikâyeler.. Bilmem kanüvisleri ok ğı sever misiniz? Zamanın en kü çük hâdiselerinden bahseden bu kitablar arasında, bazan, uyandı- rıcı, yahud ürkütücü, veya sizi bu- gününüzle avutan ne fıkralara te- sadüf edersiniz. , İşte size 1244 tarihinden bi hâdise: Avrupa kıyafetine gir- mek istiyoruz. Fakat acaba ken dimizi halka hazmettirebiles 4 miyiz? Kuruçeşmeli Hasan Bey- le Avni Beyi çağırıyorlar. Setra pantelonla, yeni — kılığa soku- yorlar ve Ramazan günü çarsı « salıveriyorlar. Halk bunlara nasıl bakıyor, diye arkalarında da te « ! cessüs memurları var. Memurlar- dan yeni kıyafetin halka pek çir- kin göründüğü haberi geliyor. Ne meli Hasan Beyle Avni Bey niha: rı ramazanda alenen eklü şürpten maada diğer kebairi irtikâp eyle- dikleri sebeble biri İzmite, diğeri Bursa'ya nefyolunmustur.,, Bu fikrayı okuduktan sonra insanın şöyle bir kıravatını dü- zeltmek, pantalon ve caket de - giştirmek, antre askısındaki sap- kalarını gözden geçirmek hatırı- na geliyor. Gömleklerinizi, yaka- larınızı, beyaz fırak yeleklerini- zi kucaklıyacak oluyorsunuz. Aradan yedi sene geçiyor. Hal- kı vesme alıştırmak lâzım. Sırma- İvağır üniformalarını giyen ku- mandan ve subaylar hassa müşü- rünün yalısında toplanmıştır. Bey: lerbeyi sarayı ötesinde bir tabur — bahriye, üç tabur hassa askeri ile üç top ve mızıka yerleştirilmiştir. Nuh kuyusu caddesinde bir tabur, Mehmetpaşa köşkünde iki tabur, kısla ivinde harbiye tokwysn ve -a top ve bir alay süvari, saray ile kışla arasında da kırkar adım ara ile süvari ve yaya karakollar, va- kanüvisin sözü ile, “muntazarı tas- vir” dirler. Resim bir faytona bü- yük törenle konulmuştur. Has- sa feriği Fethi Paşa ile Mıız- tafa Nuri Paşa ve — hassa ve mansure müşürleri faytorun önünde ve İzzet Beyle Serasker Hüsrev Paşanın arkasında olarak Selimiye kışlasına gidiliyor. Pa- dişah bile kışlaya ge!'miştir. Mü- şürler ve paşalar resmi kucakla - rına alarak inditivorlar. Kurban- lar kesiliyor. Hüdayi şeyhi tara- fından dua, sümbüli şeyhlerinden — Yıunus Efendi tarafından fatiha okunduktan sonra virmi bir. pare top atılıyor ve bütün asker ves - min önünde gecid yapıyor. Vaka — nüvis diyor ki: “Birkaç gün son - ra Babıâliye gönderilen — tasvir alayı dahi pörülecek seydi. Duası- nı sadi #eyhlerinden Hasırcızade (Sonu 6. ıncı sayıfada » iki dilde Edirnede sular gene yüksel | Dört, beş mahalleyi yeniden su bastı - Selar ölündü”Ralân' Edikkeden b görünüz 3 (Yazısı 6. ıncı sayfada) i BT M ae Kİ FF L —ıLıE:r—r——'r<—A_"A4ı:ı=