6 ŞUBAT 1936 PERŞEMBE FLANDEN - STARHEMBERG GÖRÜŞMELERİ Habsburglar işi hakkında Avusturya Küçük Antantın tasvibini alacağı hakkında inancâ verdi (Başı 1. inci sayfada) Prens Pol'un görüşmeleri Paris, S (ALA.) — Yugoslavya Prens Pol bugün cumur reisi B. Löbrön ile görüşecektir. Dün öğle- den sonra, iyle B. Flanden'i Pol Bonkur'u, yunan elçisi B. Politisi ve başbakan B. Saroyu ka- bul etmiştir. Gene bugün Prens Pol, Kıral Karol ile de buluşacaktır. Prens, perşemb-den önce Belgrada dönmi- vel Prens Pol yecektir. Görüşmelerden bir netice çıkmamış. Londra, 5 (ALA.) — Paris görüş- Deyli — Meyi, bu görüşmelerin bugüne kadar hiçbir. melerinden bahseden müsbet neticeye varmadığını bildir. mektedir. değişiklik Londra, 5 (ALA.) — Avusturyanın siyasi durumundan bahseden Deyli Telegraf gazetesi diyor ki; “Avusturya, statükoyu — korumak Avusturyanın mlek, kurulmasına yardım edecektir. Bu çük antant ile görüşmej detmiş olan - Macaristanın vaziyeti ü- zerinde hayırlı bir. tesir icra etmesi ihtimali de çoktur. Fakat, öte taraftan Royter ise, Vi: ldiğı gu telgraf neşredi- Öte taraftan gazeteler, Pariste y Avrupa işlerinin Umuümi / kanaat paktının yapılmaz surlar elde edil Arşidük Otto pariste Paris, 5 (A.A.) — Arşidük Ot- to de Habsburg Parise - gelmiştir. Gerek onun beraberinde ve gerek Starhemberg'in yanında bulunan- lar ikisinin arasında hiç bir temas olmıyacağını temin etmektedirler. Arşidük bütün gününü tama- miyle hususi mahiyette bir takım ziyaretlere hasredecektir. şudür ki, Tuna için gereken un- iş bulunmaktadır. Bir tekzib Paris, 5 (ALA.) — Avusturya elçisi matbuat bürosu, prens Star- hemberg'in Parisde kalışı sırasında herhangi bir. gazeteciye beyanatta bulunmuş olduğuna dair olan ha- beri tekzib etmektedir. Kıral Karol şere) afet Paris, $ (A.A.) — Sü bakanı gene- val Moren Romanya kıralı Karol'un şe refine bir öğle ziyafeti vermiştir. Ziyafetten önce mareşal Franşe Dev- pere kendisine askeri - madalyayı tevdi B. Aras B. Löbrön'le görüştü. Paris, 5 (A.A.) — Cumur reisi bu sabah tüfkiye hariciye Tevfik Rüştü Arası kabul e Yücel in anketi Epey bir müddettenberi genç- lerimiz tarafından neşrolunan yü- cel mecmuası geçen aylarda bir anket açmıştı: “Harb sonrası türk- çe eserlerinden hangilerini ya- bancı dillere tercüme edebili İki aydanberi mecmuaya veril- mekte olan cevablara göre, Mu harrirler, sırası ile şu reyleri almış- Başbetke BAYINDIR. TÜRKİYE Başı 1. inci sayfada) 'nası, diğerleri de türlü işler yapmış- | Şilülişemn ' hare hirlerimizde pi Hüi drlek Gradnlk danışmanı, Mersin ve Adanadan başka, İzmit ve Antebin plânlarını da yapmak üzeredir. Sıvasın plânla- ı da yapılmaktadır. Gönülden itaat olunan plânla, her türlü gösteriş ve şahsi belediye duygularından uzak, tam. bir yurd hizmeti duygusu ile, adım adım tat- bik olunan program: belediyelerimi: zin geliri ne kadar az tutarsa tutsun, Türkiyeye, garb medeniyeti içinden koparılmaz bir bayındırlık manzara- s1 ahengi vermek için, bu. iki esas, her türlü mukavemetler yıkılarak, ımdır. Geçenlerde bazı i dolaşan bir yabancı — Her yerde lüzumlu te- şebbüsler konuşulduğu vakit, para- sızlıktan bahsolunuyor. Hiç bir ta- rafta paza sarfolunmamak'a olduğu- 'nu da görmedim!” diyordu. Belediyelerimiz bazı işleri hep bir arada, birçok işleri de mahalli grupmanlar halinde görmeğe mec- burdurlar. Türkiyeden her belediye- nin bir uzman bulundurmasını iste- mek ne kadar yanlışsa, birkaç beledi- yenin müşterek bir uzman bulundu- rabilmesi o kadar kolay ve mümkün- ” Nihayet bütün bu hamleler ve kımıl danışlar, milli ekonomi ve endüstri- nin gelişimi, nakil yollarının tamam- gelir üstündeki rolünü oynaya- . Eğer israf yapılmaz, zaruret- ler yerine getirilir, bilhassa bayındır. lık plân ve programları elde bulun- durulursa, gelirdeki her yeni/ artış, memleketin umumi / manzarasının değişmesindeki hızı otomatik- ola - ak fazlalaştırmağa yarar. Bugünkü küçük imkânlara değil. büyük Tür- ihtiyaclarını ve cumuriyetin erzeç sağlayacağı şarilara bel bağl- yarak vazife yapmalıyız F.R. ATAY Bertlln e grlarereseeee Tarikat ve üfürükçülük işinin iç yüzü nedir? Son günlerde gazetelerde, mem- lekette tarikat ve üfürükçü'ük z doğru haber - şun- 18 sonkânun 1936'da İskilipte Habeş mahfillerine göre Makallenin düşmesi (Başı 1. inci sayfada) 'yana sahne olan Gocam eyaleti üzerin- de uçmuş ve beyannameler atmışt beyannamelerde, Rat Desta'ya karşı ka- zanılan muvaffakiyetten — bahsolunarak şöyle demektedir: “Sayılamıyacak dere cede çok habeş öldürülmüştür. İtalyan topları daha bir çok habefleri de doğra- yacaktır. Fakat Gocam halkına yardımı edecel Bu beyanname, resmi habeş mat ephesinde italyanlara karşı yüğitçe har- betmekte oldukl Somalı cephi de bir kaç çar vt belirtmektedirler le Negelli bölgesin- ışma olmuş ve bir italyan küvveti tarafından baskmma uğrıyan bi habeş müfrezesi agir zayiat vermiştir. Bu haber, Adisababa'da da teyid olun maktadır. B talyan taarruzu muvaffaki yetsizliğe uğramış Adisababa, 5 (A.A.) — Havas ajan: *s1 muhabirinden: teeyyüd etmemiş olan bir şayiaya göre bir italyan kolu, cenub kolunun sübayları / arasında - İtalyanın —a aa —e aa İzmirde şiddetli yağmurlar Bir çok yerleri su bastı İzmir, 5 (A.A.) — Dün İzmir muhtelif saatlerde muhtelif şid- detli yağmur sağnaklarına maruz kalmıştır. Saat 9,40 da dolu ile ka- çarşısı — ve pirinç hat gümrük önüne sular basmıştır. Saat 13 € on kala yağan ikinci par- tide gene bir takım yerleri basmış ve İzmir Karşıyaka ara: da şose üstünde bulunan mezbaha- ya bir yıldırım düşmüştür. - Yıldı- rımı paratöner aldığı için mezba- haya bir zarar olmamıştır. Yalnız bir kaç lamarina bozulmuş ve mez- bahaya yakın Mersinli'de bir kaç telgraf direğiyle bir kaç ağaç dev- rilmiştir. Nüfusca zayiat yoktur. Hukuk İlmini Yay bir saat meselesidir. 'eski Adisababa elçisi yüzbaşı Kont * ile cski ateşemiliter albay Rugai>ro bu meydanında 1700 ölü bırakmış olduktarı| söylenmektedir. ğ Bundan başka habeşler, 16 çadır, mitralyöz, 3 sahra topu ve TI kamyon zaptetmişlerdir. ilerliyor Roma, 5 (A.A.) — Mareşal B Tiyo telgrafla bildiriyor bo - Guestro nehri üzerindeki l “edilmiş ve mühi, ele geçirmişlerdir. çırtmıştır. İtalyaya dönen hastalar Portsaid, 5 (A.A.) — İtalyan diste vapuru 900 hasta ile İtalyaya Sannio vapuru da 3000 asker ile ritreye gitmek üzere kanaldan mişti B. Şaht'ın nutku Hakkında Yukar Silezya diş nin bir kararı Varşova, 5 (AA.) — Yukarı diyeti kabul ettiği bir karar alman bakanı Şaht'm - yükarı hakkındaki nutkunun alman - Polonya- münasebetlerini - boş yere bozacağı ve Polonya milletinin infialini uyandıracağı kaydolunmaktadır. Hatırlarda olduğu üzere Şaht bu nut- kunda sulh andlaşmasının yukarı Silez- ya birliğinin parçalanmış olmasına Tenmekte idi. Mısırda cevab verilecek. Kahire, 5 (A.A.) — Mısır kümetinin, B. Eden'in n karşılığı pek yakında - verilecek- tir. Ulusal cephe bu karşılığr etmiştir. İngiliz delegasyonunda komiserler. ordu erkânımdan bir. İ lardır son 1936' te ($ İ ir de İngiltere dış bakanlığı Kayserili Ahmet isminde - birini ma Kurumunu! " B Falih Rıfkı Atay 7, Yakup Kad- | kanunla yasak olan tarikat faali- | | ' || yüksek memurlarından biri : :i:înı::*"."a sxh.,:l:yâ:-m;l yetini devam ettirmek için çalıştı- | © Ankara radyosundaki ; | "*saktır. 4 Te e M | ği haber alınars teni e arka- | £ ; Ki K Nazım Hikmet 2, Sabahaddin Âi SLan haklmar kenlea Yap'ee” || seri konferansları bu ! Ynanistanda aai — Ka S Kreealerda L | | aksam saat 19,30 da Yiğillka veğlar, l j şilik tarikatının mua: l yapılacak a e Türk - İtalyan ticaret ilde gizlice ihyasma çalı- || — Avıkat B. Baha Osman ta- Atina, 5 ÇA.A.) — Atina ajansı, B vusturya ile Çekcslo- şıldığı tesbit edilmiştir. | hai Çaldaris ile bazı sıyasal şeflerin yeni indaki dostluk münasebet- anlaşması uzatıldı Bunların bu tarikat için temas | | Hapa MÜĞ Si eeei d-ıı;“l Kei ve muhaberede bulunduğu r VE BeL bi te olduklarını sanıyor. Türk - İtalyan ticaret mukave - | ya y vlayetlerde de _fi"“_,,,_'î ç eli Ü Mevzulü konferansı verile-| | çın hastalığı dolayisiyle istişarelerini bir Praga yaptığı ziyaret lesi 20 sonteşrin tarihinden kmda adli icablara tevessül edil - | ( Sektir. — aa | Tirmediğinden sıyasal dürümda termişti. ven üç ay müddetle uzatılmıştır. miştir. (AA.) Tik yoktur. ULUS'un ve 105 onü öpmüş olduğu sedire kendini bıraktı. Kırmızı Zanbak Yazan: Anatol FRANS Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Jak'a öyle samimi, öyle saf bir bakışla baktı ki Jak donakaldı. Fakat hemen o an- da, içindeki bütün ıstırabları hatırladı. Sordu. — Benden daha ne istiyorsunuz? yapabileceğiniz her fenalığı yaptınız. Yorgunluk ona sakin bir hal veriyordu. Terez bundan ürktü. — Jak, beni dinley: Döşartr, dinliyeceği bir işaretle anlattı. Beni dinleyiniz, Jak. madım. Oh! hayır, sizi aldatmadım. Bu hiç —— Sonra, kendisini yalnız bırakmasını Te- — şayet bu adam benim âşıkım olsaydı, benim- kalbil miydi? Kabil miydi. rezden yalvarırcasına rica etti. Bıkkınlığı le tiyatroda, o locada konuşmasına hiç lü- teki sözünü kesti içinde kendi kendisine karşı derin bir merhi- - zum yoktu, ve, randevu vermek için bin tür a Pana acıyınız. Artık kötülükten vaz- —met duyuyordu. Uyumak isterdi; ölmek de- lü imkân bulabilirdi? Oh! hayır, dostum, si: Beçiniz. Bırakınız beni, size yalvarırım. Ge- — gil: ölümden tiksiniyordu. İstediği uyumak — zi temin ederim ki sizi tanımakla bahtiyar im geceyi bir bilseydiniz beni üzmek — ve bir daha uyanmamaktı. Halbuki Terez'i “olduğum gündenberi - bugün, zavallı, işken- cesaretini kendinizde bulamazdınız. karşısında, renginin bozukluğuna ve kuru - ce içinde olduğum halde bile bahtiyar oldu- Altı ay önce, üzerinde, peçesi altından — gözlerinin hareketsizliğine rağmen gene es- ğum 'nberi diyorum-, evet, o günden- bir şey olmadığını Ben sizi aldat- Bütün gece gelişi güzel yürümüş, lü kıyılarına varıncıya kadar Sen nehri bo- yunca ilerlemişti. Acı çekmemek için avuna- cak şeyler tahayyül etmişti. Bersi rıhtımın- da, ayın bulutlar arasında koşuşunu seyret- mişti. Tam bir saat, onun, bulutlar içine gi- rip çıkışma bakmıştı. Sonra, ince bir dikkat- le pencereleri saymağa koyulmuştu. mur başlamıştı. Hallere gitmiş, bir kabare- de rakı içmişti. Pek şişman, şaşı bir kız ona “Sende bahtlı bir insan hali yok,” Deri döşemeli kanapede uyuklamıştı. Ve bu Bana pek iyi bir şey olmuştu. O ıstırab gecesinin hayalleri birer birer gözlerinin önünden geçiyordu. Dedi ki — Arno'daki geceyi hatırladım. Siz bana dünyanın bütün neşesini ve bütün güzelliği- ni zehir ettiniz. ğüd- Yağ: demişti. şey bu sözlerdi. kisi kadar arzulanmağa Ve, şimdi o şüpheli ve her vakitkinden da- ha esrarlı idi. Jak, kendi tarafından yapıl- mamış olan okşayışların, sevişlerin izlerini, kötü bakışlariyle, Terez'in üzerinde arıyor- liyle anlattı. Bununla beraber, onu dinleme- ğe can atıyor ve hattâ daha şimdiden onu hırsla dinliyordu. Terez'in söyliyeceklerin- den nefret ediyor, onları önceden yalanlı- yordu, fakat dünyada onu ilgilendiren Terez söze başladı — Size ihanet ettiğimi, yalnız yalnız sizin hayatınızla yaşamakta olmama Tagmen, zannedebildiniz. Demek ki siz hiç bir şeyden anlamıyorsunuz? lâyık — görüyordu. tek sizde ve Görmedinizmi ki, beri yalnız sizindim. hiç bir başkasının bilir miydim? dir. Fakat ben seni seviyorum. Seni dum. Yalnız seni seviyorum. Senden b kimseyi sevmedim. size söyliyen bir yabancı, tanınmayan bir adamdı... Terez ayağa fırladı ve ıstırablı bir vakar — Evet, onun olmuştum. Bunu / pekâlâ — biliyordunuz. İnkâr etmiştim, sizi incitme- mek, sinirlendirmemek içn yalan söylemiş- tim. Sizi kaygılı, kat öyle az ve öyle acemice yalan söylemiş- tim ki! biliyordun"bunu. Şimdi başıma kak- ma. Biliyordun bahsediyordun, ve günün birinde, da sana anlatıldı. olmamış olandan da ilerisini düsündün. Va lan söylemekle seni aldatmadım. Ah, bun'n hayatımda ne kadar az yer tuttuğunu - hir bilseydin! işin aslı şu idi: dum. Geleceğini bilmiyordum. Sıkılıyord Diz çöki üşündüğünüz iğrenç bir Jak, yavaş yavaş, zalir Terez kollarını uzattı cevab verdi: — Beni dinleyiniz, Jak. — “Her gün, saat üçten itibaren, Spont Jak, konuşmanın faydasız olduğunu ha- ni sokağındaki evimizde olacağı ir âşık dej kederli görüyordum. Fa- ve bana sık sık geçmişten lokanta- ve sen de, hiç bir v Seni tanımıyor- (Sonu var)