ON YEDİNCİ YIL. NO: 5217 İTALYAN-HABEŞ HARBI Adisababa ve Londra haberlerine göre Makalleyi habeşler kuşattı İtalyan garnizonu teslim olacak, yahut kılıçtan geçirilecektir Londra, 4 (A A.) — Royter a Jansının harb ay. t bild yer: Cenup — cep- hesinde Ras Des. ta ordusunun ye- rini tutacak olan Tabaş ordununun kurulması işine devam edilmek- tedir. Fakat bu uzun zamana ih- tiyaç — göstere. cektir. — Çünkü Ras Desta ordu- muhtelif unsurları tama: imen dağılmış va- ziyettedir Şimal cephe habeşler sinde Makalle takasında — yeni bir "paratoru Dessi karargâhında ikinci öğlu Hara dükası ile bir arada Habeşistan ha başladığını ve bu Ana kadar. hiç bir kazanmadığını ilâve gruplariyle o yolu korumaya uğra- şan italyan müfrezeleridir. Haa tn t (Sonu 3. üncü sayfada) ADIMIZ, ANDIMIZDIR C.H.R, Kamutay grupu dün toplandı İnönü, genel sıyasal duru- mu Partiye anlattı. C.H. Partisi Kamutay Grupü İdare Heyeti Başkanlığından C.H. Partisi Kamutay Grupu bugün . öğleden sonra — Dr. Cemal Tuncanın başkanlığında toplandı. şbakan İsmet İnönü genel sı - yasal durum hakkında. Partiye iza hat verdi. MOSKOVADAKİ GİMİZ KAPANIKKEN Türk - Sovyet dostlu - gu bir kere daha anıldı Sergi Kiyef'de açılacak Moskova, 4 (ALA.) — Türk resim sergisinin kapanması dolayisiyle yaban- cı memleketlerle kültür bağları cemiyet reisi B. Arossev, dün BB. Selâhattin Cimcoz ve Ibrahim Çallı şereflerine bir kabul resmi tertib eylemiştir. Bu kabul vesminde, Türkiye büyük el kâi Apaydın, kültür. komiser vekili B. Volin, dış işleri komserliği birinci şark lar dairesi reisi B. Türkiyeye gel seirliği harici tema Hecje, son zamanlarda Adua , Makalle yolu civarında vukua gelmekte olduğu bildirilen ileri kol muharebelerinin yeni büyük bir sava- şın başlangıcı olması çok mühtemel- dir. Bu muharebenin hedefi Adua Makalle yoludur. Zira Makallenin vaziyeti kati olarak bu yolun âkibe tine bağlıdır. Fakat şimdilik oralarda tutuşan kuvvetler, ismi geçen yola doğru akınlar yapan habeş savaşçı Başbetke TRAKYA HATTI F.R. ATAY Nihayet şark demiryolları da devlete maledilecektir: Bu, yalnız Türkiye cumuriyeti demiryollr po- litikasının tabii bir sonucu dej dir. Trakyanın ekonomi ve bayın- dırlık gelişimine azimle çalışıyo- ruz. Yabancı bir şirket, kendi dı hesablarından sıyrılarak, bu kal- kınmanın zorladığı ağır masrafla- ra girmek istemez. Bundan başka bizi bu hat Avrupa'ya bağlamak- tadır: Ona daha iyi bir düzen ver- mek isteriz. Kısa bir zaman için- de, Türkiye demiryollarında kay- dolunan dört kazanın üçü Trak ya'da olmuştur. Şimdiye kadar almanlarda» 1378, ingilizlerden 610, fransız- lardan 703 kilometre hat satın al- dık. Kendimiz ise 2899 kilometre ray döşedik. Bu geniş demiryol ağı içinde, Trakya parçası 337 ki- lometreden ibarettir. Bundan baş ka Trakyada yalnız muharrik ve müteharrik malzemeyi - satın ala- cağız. Yapılar ve saire için para vermiyeceğiz. 337 kilometrelik bir parçanın, 5580 kilometrelik geniş şebeke ile, her bakımdan, bir ahenk için: lan daha tabii bir ted. bir olamaz. Trakya'da, devlet ta- | rafından, yeni inşalar ” yapılacak olursa, karışıklık ve şikâyetler büsbütün artacaktı. Bundan baş- ka, belki kendileri haksız olmak- sızın: Türkiye içinde demiryol pa: PARİS GÖRÜŞMELERİ Kıral Bori Ç merkezi Avrupa durumu bahse konmuştur Paris, 4 (A.A.) — Pöti Parizyen yazıyor: Bulgar kıralı Boris'in B. Flanden ile yapmış olduğu son görüşmenin e. hemiyeti, kimsenin gözünden kaçma- mıştır. Bu görüşmede Sofya — hükü- metinin yeni ekonomik mahreçler a- raştırması ve Bulgaristanın yeniden silâhlanması konuşulmuş olduğunu farzetmek caizdir. meselesinin ilk plânı işçal etmiş ol duğu muhakkaktır. Kıral Borisin mil- letler cemiyeti hakkındaki / hararetli sözleri dikkate değer. Kıralın kul. lanmış olduğu lisan, Avrupanın do- #u cenubundaki devletlerin diploma- si ufkundaki bulutlar karşısında duy- v heyecana ve onların ” milletler Ancak emniyet çalarının yabancı şirketler tarafın. (Sonu 5. inci sayfada) Bu görüşmelerde şarki ve (nkara vilâyet umumi meclisi dün ikinci” toptantısını meclisin dünkü toplantısını göstermektedir. B. Ziya Sıdal'dır. (Yazısını beşinci sayfada okuyunuz.) (Sonu 6. ıncı sayfada) Paris görüşmelerini idare eden fransı Dış İşler Bakanı B. Flanden cemiyetinin himaye kanadı altına girmek hususundaki / azimlerine ter- cüman olmuştur. Eko dö Pari, “Milli müdafa: büyük bir ihtiyaç olduğu anlaşılmak- tadır. Bu da yeniden silâhlanmış Al manyanın maksadlarına / hizmet e (Sonu 3. üncü sayfada) yapmıştır. Köşedeki zat, meclis ikinci reisı ULUS dairesi şefi B. Zukerman, müdafaa komif f ; ŞUBAT 1936 ÇARŞAMBA Son haberler üçüncü sayfamızdadır. Fıkra Bir mersiye Erkek Lisesinde okuma dersi veren bir arkadaşımdan şu pusulayı aldım: “Bugün talebeme sizin Karagöz fıkrası ni okuyordum. Yazının içinde Divan Dili sözü geçti. Bu nu izaha çalıştım ve bir örnek olmak için B a k i 'nin meşhur Sultan Süleyman mersiyesinden iki beyit okudum. Arab alfa- besinden bir tek harf bile bilmiyen çocuklar, ve bilhassa bizden öncekileri o kadar acındıran bu mersiye karşısında hep n güldüler. Bu haklı kahkahaya darılmağa lüzum da Pusulayı okurken, mersiyenin ilk beyti hatırıma geldi: gehi - kaydi - namü - nenk * meşgalei - dehri - bi - drenk — Sanki biz anlıyarak mı, acınırdık?” beyte mana vermeleri Sonra düşündüm. Bu fıkramızı gözden geçirenlerin bu için zihinlerini yormalarını isterdim. 5 Arnavud'un hikâyesini bilirsiniz: Bayram — namazına güt- mişti. Hatib. ahenk ve makamla, arabca olarak, kurban nasıl kesilmek lâzımgeldiğini anlatıyordu. Arnavud - hıçkırıklarla ağlamağa başladı. Yanındaki sordu: — Niçin ağlıyorsun? — Baksana, neler söyliyor! i im ve daha önceki nesil türklerinin birçoğunun Baki mersiyesi karşısındaki teessürü, arnavud'un - bu ağlayışından çok mut farklı idi? Sonra bu beyit ile onun dilinin ve ruhunun üstüne garb tefekkürü'nü kurmağa çalışınız. Bizim osmanlı reforma- larının yarı - medrese sivil mekteblerin peşinde koştuğu mu- cize işte bu idi. Arabca, farsça, divan, ilmihal medrese man- tık ve felsefesi okuyarak, sadece hesab ve hendeseile kafa yonttuğumuzu zannederdik. Onun içindir ki, bakınız ne kadar garibtir, derviş - kimyagerler, hacı - mühendisler, nahşibendi hukukçular, hafız - hekimler gördük. Bunlar, ruhlarının der köklerine kadar şarklı idiler. Ve ayrı medeniyetçi, dikkat edi- niz, konservatör demiyorum, şark medeniyetçisi olarak hikmet üfüregelmisle rdir. Sabah ezanı makamı ile opera musikisi yapmağa kalkışan- lar yok mu idi? Ben size haber vereyim: Bugi “yanıp tutuşup ağladığımız Heryerde 5 kuruş daha nice şeylere; seç5 “Ulus,,un | «Tur-ovaz | IL, r topladığımız bu Gü- Şimdiye ka, malümat Trova kelimesi neş - Dil teorisine göre etimolojik ini yapmamız için kâfidir. hakiki manayı an- ladıktan ve öğrendikten sonra bu ismi koyanların nerelerden gelip nerelerde yerleştiklerini — araştır: mak elbetteki kolay olacaktır. Şimdi kelimenin beş dildeki beş yazılış şekline göre etimolojik a- nalizini yapalım. Şekiller şunlar- dir: srrarrrarrrrrsarrrrr. Yeni tefrikamız General Ludendor|f Dünya harbında, alman or- duları Genel Kurmay Başkanı olan General Ludendorff'un bütün dünya kamoyunu ilgi- lendiren bu yeni eserini, bir ç güne kadar bitecek olan mberleyn'in hatıraları,, n dan sonra neşre başlıyacaş; orrarrorrrrerrrrerrr. — GÜNEŞ - Teorisine göre Toponimik analizler roie) Ve «Tur? lu Ha Topyekün Harkı, < , kasıklarını tutarak ** Dil Yazıları DİL 1L imler Yazan: H. Reşit Tankut () (2) (3) () (5) 1) Türkçe “Turova” —uğ H ut - ür - ov H ag 2) Fransızca “Troie' ağ Hat -4 ir - iy-4 ağ 3) Almanca “Troja” oğ H ot ör 4 0j H ağ 4) İngilizce “Troy” Oğ H ot-kor L oy A » 5) Rumca Homerik Tpwâs (Troas) oğH ot * ör - ağ H a Beş kelimenin 1, 2, 3, 4 unsuru iribirinin tamamiyle aynıdrı. A- ralarnda manayı az çok değişti- ren hiç bir fark yoktur. (v, y, g) aynı kategoridendir (1). Beşinci unsura gelince onu ll cede düşmüş ve $) şekline girmiş görüyoruz. lizcede; görünüşte düşmüş gi- bi ise de fonetiğinde hâlâ yaşadı- ğt kelme atli telâffuzu ile anlaşılır. Rutncanın “s” si ekseri- ya ortoyrafi icabıdır (2). Kaldırı- lınca yerinde derhal fir ağ kendirli gösterir. (Sayfayı çevirini: 121 Etimoloji, morfoloji ve to> netik bakımından Türk Dili. s. 33 121 (- 4 5) unsuru kelime göve desinde ek rolü yapamadığı tak- dirde onun (ğ) den bozma oldu- guna hükmetmelidir. de dayablirizFein Tatap — için, gülmeden seyreden kalmışmıdır?