FAT 1936 ÇARŞAMBA Yeni memurl HaAasll © ar kanunu lâcak” Kamutay projeyi bugün görüşmeye başlıyor Kamutay, bugünkü toplantısında me- murlar kanununun bazı maddelerini de- üöştren projeyi görüşmeğe başlıyacak- tır. Uzun tetkiklerden sonra hazırlanan projenin “esbabi mücibe” sinde hükü: net şunları söylemektedir. “Memurlara müteallik — muamelâtın genel bir şekilde kontrolunu temin et mek için ordudan mada bilumum devlet memurlarından (A) serisine dahil olan- hara aid sicillerin birer suretinin Başve- kâlette toplanması ve bu memurlar hak- kında dairelerinde yürütülecek vukuat derhal ve muntazaman Başvekâlette te- sis edilecek umumi sicil dairesine bildi rilmesi ve (A, B) serilerine dahil tayin. deri merkeze aid bütün memarların si cillerinin vekâlet veya dairelerinde bu- kunmas da maaşlı memurlar gibi sicillerinin ta- kulması, vekaletlerce her sene memurla- rının kıdemlerini gösteren tablolar neş- redilmesi muvafık görülmüştür. Vazife lerindeki gayret - ve muvaffakiyetlerin- den dolayı memarlara verilen takdirna- melerin kideme ve fili hizmete müessir olmaması, ancak kıdemleri müsavi memurların terfinde - takdirnamelerin ruchan hakkı bahşetmesi zarari bulun. anaştur. Kanuni ve idari bir takım sebeblerle vekalet emrine alınan memurl mekte olan açık maaşlarının yekünu epi kabarık bulunduğundan ve tekrar tav- zifleri caiz ve hizmetlerinden — istifade memul olanların tesbiti ile birleştirilme- deri ücretle müstahdem memurların veril ceğinden vekâle: emrine alınan memur- lardan hizmetleri müddetine göre bir- veya iki sene içinde tekrar memuriyete tayin edilmiyenler hakında tekaüd ka: mununa göre müamele - yapılması icab etmektedir. Müayyen müddet mecburi hizmet yapmak üzere devlet hesabina yurtta veya ecnebi memleketlerde - tahsillerin ikmal edenlerin tahsillerini bitirip yar. da döndükleri ve müracaat ettikleri ta- rihten itibaren üç ay zarfında vazife ver miyenlerin hizmet — mecburiyetlerinden yareste kalmaları, bilgi ve ihti istitade etmek yaksadiyle devletçe mü- him tedakarlıklar yapılarak ecnebi mem- dekctlerde ekutturulan bir kısım gençle- ve, dönüşlerinde ya intisab edecekleri dairc kadrosunda açık yer bulunmaması sebebiyle üç ay içinde tayin edilmeme leri ve yahad her hangi bir şekilde üç 'ay içinde kendilerine vazife teklif edil memesi yüzünden hizmet mecburiyet- lerinden kurtulmak imkânını vermekte ve devletin bunları yerleştirmek için yap: tığı tedakârlıklar boşa gitmekte bulun- 4.- ğundan, d et hesabına yürtta ve ec- çetlerde tahsillerini bitiren- dikleri ve yurda dönödükleri tarihten ha ibaren bir yıl zar a kendilerine teklif edilecek vazifeyi kabüle mecbur tatulmaları ve ancak bir yıl içinde vazife verilmiyenlerin hizmet mük-İlefiyetinden vareste kalmaları ve ba gib'lerden banka, imtiyazlı şirket v ya hususi her hangi bir istedikleri 22 mücssesede iş nan mecbari hizmetlerini ifa ettikleri veya muayyen müdet içinde vazife verilmediğinden - dolayı bu mü- kelleliyetten kurtulmuş olduklarını bil- vesika göstermekle mükellef tutulmaları ve bu şekilde vesika göster. miyenleri istihdam eden mücsseselerin. devletin bu ugurda yaptığı masrafı taz- min ile mükellef tutulmaları lüzumlu bu- kunmuştur.İlişik olarak sunulan lâyiha yukarda arzedilen esasların hükme bağ- lanması için tanzim edilmiştir.” Projeyi tetkik eden memurlar kanu- u müvakkat encümeni, 788 numaralı *Teadül kanununa bağlı bir numaralı cetvelin A ve B serilerine dahil ve ta- yinler bütün memurların sicilleri vekâlet veya dairelerinde ve ta- yinleri vilâyetlere aid memurların vi- cilleri de vilâyetlerde - bulunur. Tayin- leri vilâyetlere aid memurlardan icab e- denlerin sicillerinin merkezde bulundu. yulması da caizdir. A serisine dahil olan memurların si- cillerinin birer sureti Beşvekâlete veri- lir ve bu memarların sicillerinde yürü- tülecek vukuat muntazaman Başvekâ- dete bildirilir. Başvekâlette bu sicil işle- ri için bir kalem teşkil olunur. Ücretle istihdam ve D cedveline da- hil bulunan daimi memurların sicilleri de maaşlı memurlar gibi yukarıdaki fıkra- lar hükmüne göre tutulur. Vekâletlerce her sene — memurların kidemleri: tablolar neşrolu- merkeze ai Bu kanunun meriyeti tarihinden iti- baren bir sene içinde memurin kanunu- 'nun gösterdiği şeraite göre tercümeihal vermeyen memurların cezaen bir maaşı halde sicil müamele ve vükuatini vaktında yürüt miyen alâkalı da- yukarıki fıkra hükmüne göre cezalandır kesilir. Tercümcihal verile Projenin ikinci maddesinde encümen, lar kanununun 25 inci maddesini şöyle yapmıştır. Memurlara verilen takdirnameler kideme ve fili hizmete müessir değil- dir. murların Ancak kidemleri müsavi olan me- sicile geçmiş tak- dirname ruchan hakkı bahşeder.» Memurlar kanununun bazı maddele- kanumun 3 terfünde zumu sabit olduğu takdirde, tayi üsüle göre mensub olduğu vekâlet veya umum müdürlüğün emrine alınabilir. Bu takdirde on beş seneden aşağı hizmeti olanlara dörtte bir, on beş seneden yir- mi seneye kadar hizmeti olanlara üçte bir, yürmi seneden fazla hizmeti olanlara yarım maaşlar detleri on beş seneye kadar olanlar için iki sene ve hizmetleri on beş seneden yakarı olanlar için üç sene müddetle açık maaşı verilir. Bu müddetler, memu- run vekâlet emrine alındığı tarihten baş. lar. Yukarıdaki hükme göre vekâlet em- ine alınan memurlardan vekâlet emrin alındıkları tar deti on beş seneye sene ve hizmet müddeti yükar dukları dereceye muadil veya bir derec: ten itibaren hizmet müd- kadar olanlar dört oet beş seneden sene zarfında bulun- ULUS Başbetke 'TRAKYA HATTI (Başı 1. inci sayfada) dan iyi idare olunamadığını, halk namına umumi menfaat kurumla- rının kontrolunda serbest olduğu- muz cumuriyet devri daha iyi gös- termiştir. Kaldı ki biz demiryolla- yımıza, basit işletme — kazancı mantığının çok üstünde bir değer vermekte, bu i milli müdafaa politikamızın yük sek zaruretlerini yerine getirmek vazifesi ile uzlaştırmak, tezadsız- laştırmak zoru altında bulunmak- tayız. Deniz yolları bütünlüğü gibi, demiryolları bütünlüğünü de sağ lamakla, daha çok ferahlıyacağız liyetleri önünde, onu sekteliyecek, veya ona güçlük gösterecek hiç bir engel bırakmamış olacağız. Esasen demiryollar gibi, umu- mi menfaate sı h teşebbüsler rudan doğruya ğunu kabul etmiyen, yer bancı, hiç kimse de kalmamıştır. F.R. ATAY Yozgatta Atatürk günü Yekehti. Kiztürk'ün gaheimize gelişlerinin yi döaümü keb Tandı. Bu münasebetle halkevinde büyük bir kutlama töreni yapıldı aşağısındaki bir memariyete tayin edil- miyenlerle tayin olunduğu halde o me- muriyeti kabul etmiyenler haklarında te- kaüd kananu hükümleri mecburi olarak tatbik edilir. Şu kâdar ki, memur bu müddeti beklemeksizin kendi hakkında tekaüd kanununun tatbikini isterse mec- buri hizmet “müddetini mak veya 1237 numaralı kanunan hük iş bulunmak şartiyle lir. Ancak muühakem; hakkında te- doldurmuş ol- bu isteği kabul cd altına olanmş merm kaüd kanununun muhakeı tatbik yenin neticesine bırakılır.» Memurlar kanununun 64 üncü mad- desine aşağıdaki hükümler eklenmekte- dir: «Memleketin içinde ve dışında dev- let daireleri (hususi idarelerle belediye- ler dahil) hesabına okutturulmuş yurtdaşların mecburi hizmete tayinleri hakkındaki üç ay müddet bir seneye çı- karılmıştır. Mecburi hizmete tâbi olanlar, hizme- te alınmadan evel silâh altına çağırıl- dıkları halde yukar.ki fıkrada yazılı bir sene müddetin bakiyesi terhis tarihinden başlayarak tamamlanır, Hususi kanunlariyle bu kanuna gö- ve mecburi hizmete tâbi olanların banka. imtiyazlı şirket veya her hangibir hususi mücssesede iş istiyenlerin, mecburi hiz- metlerini ifa ettiklerini veya muayyen müddet içinde kendilerine vazife veri- lememesinden dolayı — mükellefiyetleri- min sakıt olduğunu vesika ile isbat meleri Tazımdı Bu şekilde vesika göstermiyen mec- buri hizmet erbabını istihdam eden mü- esseseler kanunun tayin eyledi; natı üzerilerine almış olurlar. Kanun neşri / tarihinden yürürlüğe buriyeti gireceki 16 da, belediye meclisi salonunda, reis vekili B. Ziya Sıdalın başkanlı- iında ikinci toplantısını yaptı. Kâtip- ler, Hilmi Atloğlu ve Rıfkı Evren i- İlk önce, encümenler seçimine ve büyüklerimize saygı telgrafları çekil- mesine dair olan, geçen celse zabtı okundu ve kabul edildi rak ödenmek üzere, Ankara - Kırşe- hir yolunun iltisak kısmı, çabukça ya- bin küsur liranın ihaleye mesine salâhiyet isteyen dai men kararı tetkiki için nafıa encüme- Bundan sonra, rüznamenin en e- hemiyetli maddesi olan - Bayındırlık direktörlüğünün gelecek üç senelik çalışma programı okundu. . Direktör- dük 1936, 1937 ve 1938 yılları içinde köprü ve şoselerin yeniden yapılma- sı, tamiri için lâzım gelen hususları i. Şose ve köprüler kanununa ge- ve hazırlanması gereken bu program 'wzerinde meclis, büyük bir il termiş ve bir karara bağlamak üzere nafıa encümenine havale etmiştir. Vi- layetimizin bayındırlığı için esaslı tedbirleri taşıyan programda - şunlar vardır: layette yol mükellefi ” olarak 76400 kişi olduğu ve bunlardan 28200) ünün bedeni ve 48200 ünün de nakdi mükellef bulunduğu tahmin edilmektedir. Program her mükelleften altışar lira alınacağına ve bedeni mükellef- lerin de sekizer gün çal ve tanzım olunmuştur. ve yukardaki sayılara göre vilâyet nafıasının âdi ve fevkalâde büdcesinin — yekünu 458400 lira hesab edilmektedir. 75 bin lira âdi büdceye, 169 bin 200 li- ra fevkalâde büdcede bedeni mükel- lef karşılğı, 43380 lira yüzde 15 Ba. yındırlık bakanlığı hissesi, 170 bi 820 lira fevkalâde büdcede nakdi mükellef karşılık olarak alınmıştır Vilâyet içindeki 984 kilomet- re yolun 665 (yarısın. dan çok) iyi bir halde ve şose der lebilecek bir vazi edilmektedir. Bu kısmın iyi bir halde korunması için her sene muntazam sürette daimi tamirler lâzım geldi; işaret edilmektedir. 137 kilometre 'yol esaslı tamire muhtaç, 76 kilomet re yol (imalât zaiyesi) yapılmış top- rak tesviyesi tamamlanmış ve 281 iömetre yol da ham bir halde bulun- maktadır. ymetresi Bunlar göz önünde bulundurula- rak yollar iki derecye ayrılmıştır. Üç sene içinde muhakkak bitiri /zım gelen yollar birinci derı ilmesi ceye ve üç sene içerisinde zaruri sayılmıyanlar da ikinci dere- ceye ayrılmıştır. Bu esaslara — göre hazırlanan iş yanlardır: 1) Ankara - Ayaş - Nallıhan - Mudürnü hudüdü. — — 2) Ankara - Bâlü - Kırşehir hi dudü. ğ 3) Kalecik . Çankırı M 4) Ankara - Kızılcahamam yolu nun Kızılcahamama kadar olan 5) Polatlı - Haymana yolu 6) Ankara civarı yolları 7) Sarıcalar - Çıbik yolu. — | İkinci derecede sayı ; dört tanedir: : 1) Ankara - Sivrihisar yolu 2) Bâlâ - Koçhisar yolu ——— | 3) Kalecik - Yaffşihan yolu —— 4) Yahşihan - Keskin yolu Programda vilayetin ana olan ve yukarda isimleri yazılı ol yollarda yapılacak işler ayrı a) gösterildiği gibi bu yollarda her ne sarfı gereken para ve kı cak mükellef işçi sayıları da c« halinde göz önünde bulunmaktadı Bayındırlık direktörl yapılabilmesi için, 1936, 1937, 19 yıllarında icab eden tahsisatın | mam olarak verilmesini meclisten rij ca etmektedir. Bundan sonra, mecliste dık bakanlığının bir tezkeresi Bakanlık bu tezkeresinde, yet umumi meclisinden, nafıa işle S sörüşülürken, vazifelerin ak yetecek mikdarda tahsi konulmazını istemekte idi. Bu tezke re de nafıa encümenine havale dü. J Çıbıkta İmam Hüseyin mahall in köy haline konulması, 6 köy lerinin - değiştirilmesi - ve Kal Çandır nahiyesi merkezini köyüme nakli hakkında vi mından gelen tezkereler dahiliye gün izin isteyen takriri de dildikten sonra salı günü saat toplanmak üzere celseye son Çocuk tarihine kadar 2844 çocuğa v etmiştir. Bunlardan 327 h ve anne genel merkezin pol de bakılmış ve tedavi edilmiştir. A rıca diş bakım evinde de 546 çı kun dişleri bakılmış ve tedavi 1283 çocuk ve anne genel 1 kezin banyolarındı damlasından hergün 79 çocuğa verilmiş, on beş günde yekün 845 kilo bedava süt satılmıştır. İlk okul çocukları kezde açılan aşhaneden he talebeye sıcak öğle yemeği Yardım için baş vuran 9 çocuğa genel merkezce para yar ULUS'un romanı: Kırmızı Zanbak Yazan: Anatol FRANS Türkçeye çeviren: Nasuhi BA Terez onun zorla zaptettiği ıstıral birdenbire kederlenişlerini ve daha sonrala- durmaksızın rı, uzün öpüşmeler peşinden tekrarladığı şu sözlerdeki acıklı sırrı liyordu. Tefrika; “Seni sende unutmam lâzım.” nar'da iken aldığı mektub ve bir kabare ma- 104 mıştı. Jak'ın tahmin edememiş olduğu hiç bir şeyi ona öğretmiyecekti. Az, kabil oldu- YDAR sine tekrarlıyordu. ğu kadar az, onu teskin edecek kadar az ya- lan söylemişti. Bunu nasıl olup da anlıya- mazdı? Hepsini bilmesi daha iyi idi, “hepsi” hiçten ibaretti. Terez daima aynı fikirlere dönüyor, aynı sözleri kendi kendi- çünkü blarını, Lambası artık Sisli bir ışık / veriyordu. Birkaç mum yaktı. Saat altı buçuk olmuştu. Tatdi Uyuklamış olduğunn. farketti. Pöncereye — — Bekletim, 1 hatıt-. koştu. Gökyüzü simsiyah ve kalın karanlık ların kaosu içinde toprağa karışmakta idi. O zaman, güneşin çıkacağı zamanı Saat dokuzda, yağmur altında piposunu içerek ortalığı sü- püren Mösyö Füzelliye'yi Füzelliye kulübesinden - çıktı. şaşkın bir hal vardı. İlk önce Madam Füzel- liye söze başladı — Mösyö Jak evde değil Madam Füzelliye onu salona göturüp o- cağı yaktı. Ve odunlar yalnız duman çıka- rıp alev almadığı için — Yağmur dumanı geri vuruyor, dedi. Madam Marten, mırıldanarak, ateş yak- XXXIV küçük evin avlusunda, buldu. Madam İkisinde de leyi gibi olduğunu hissetti. Ateşe yaklaştı. dam Füzelliye onun kaygılı olduğur rek iyi bi — Mösyö Jak yakında döner onu iz ve ısınınız. Camlı tavana yağmur, gamli bir ışı linde dökülüyordu. Camlı tavana, yağmurla birlikte, bir ışık dökülüyordu. Dıvarlarda, şeyler söylemek istedi: vri | tozlu kadın, dimdik hali ve solgun teni) dedi. iki eli kalçalarında, olduğunu ve üşümediğini çiçek ve kuş dolu ormandaki süvariler sında hiç de güzel de; dine şu sözleri tekrarlıyordu miş.,, Ve bu sözleri söyliye söyliye larını akıl edemiyordu. Gözleri ateş içi kapıya bakıyordu. Uzunluğunu ölçemediği bir zamar öyle hareketsiz, düşüncesiz - bekledi;. Terez kendi “Eve geli ildi. 'arım saat. Bir ayak sesi işitildi, kapı yer, kan ayaklarının buz sasında işitilmiş bir sözden dolayı göster- —mek merakına düştü. Buna dair fikir sahibi — i/? büklüm bekledi. diği çılgınca ümidsizlik gözlerinin önüne değildi. Yalnız, ilkkânunda gecelerin pek geliyordu. Hissediyordu ki darbe, tesadüf —uzun olduğunu biliyordu. Hatırlamak istedi eseri olarak, en duygulu noktaya, kanayan — ise de zihninde hiç bir iz bulamadı. Masanın — Madam Mar yaraya indirilmişti. Fakat Terez cesaretini — üzerinde unutulmuş takvime bakmak aklına — " âlir kaybetmiyordu. Her şeyi söyliyecek, her şe- — gelmedi. Takım takım geçen işçilerin sert *öyledi . yi itiraf edecek ve bütün itirafları da: “Seni — adımları, sütçü ve sebzeci arabalarının gü- seviyorum, yalnız seni sevdim,” — sözlerini — rültüsü, uğurlu sesler gibi, kulağına çarı Sapsarı idi. bağıracaktı. Terez ona hiyanette bulunma- Şehrin bu ilk uyanışiyle titredi. toplanmıştı. A Terez Jakırt ateşler içinde olduğunu gördü. arılsıklam, çamurlara batı (Sonu var)