Yeni Düny Savaşsonra'sının - ölçülerimiz ve telakkilerimiz üzerindeki tesirlerini göstermek üzere kaleme alınan bu seride; hiç şüphe yok ki “hukuk,, a da yer ayırmak ister. Yalnız, şunu gözden kaçırmamak dazımdır ki, “hukuk,, her devirde, son şeklini en sonra bulan bir mü- essesedir. Çünkü “hukuk., da bir takım eski ölçülerin kullanıştan u - zaklaştırılarak onlarm yerine yenile- rinin konması demek, eski rasındaki talih ve mukadderat tayı edici cebhe harbının “yeni., lehine neticelenmiş olması — ve “eski,, nin artık hiç bir mukavemet göstereme- mesi demektir. “Hukuk”, “eski, nin en son siperidir. Bunun izahını, "hukuk., un, ( sanların' ve cemiyetlerin - hayatında '€n kesin ve en müeyyideli hükümle- ri kucaklayan. mürekkep bir mües - #ese olmasında buluruz. Bir cemi - yette “hukük” , o cemiyete devleti- ni verir; kendi üzerindeki kontrol üsüllerini verir, ahlakını verir, sos - yal ve politik emniyet ve ahengini verir. Bir cemiyetin “eski hukuk” 'tan “yeni hukuk,, a geçebilmesi için, hayatın hemen her- safhasına ait o - lan ölçülerde yeni'ye karşı olan inan ve ihtiyaç; tarihi şartlar kadar o ce- miyeti idare etmekte olan kuvvetle- rin da takdir ve tasvibine muhtaçtır. Gerçi fransız ve sovyet inkılâbla- ında, “eski hukuk ölçüleri,, nin bir- den kapı dışarı edildikleri görülmüş- tür. Şu var ki, bu inkılâbların her de “yeni hukul kendisini değil ancak prensiplerini getirmişler- dir. Bugünkü Almanyada da, ileri gelen hukukçular bir “nasyonal-sos- yalist” hukuk meydana getirmek is- tiyorlar. Prensip olarak, ferdiyetçi Roma hukukundan ayrılarak, irk ta- mamlığını her şeyden üstün tutacak modern bir cermen hukukuna geç - mek istediklerini söylüyorlar. Fakat şimdiye kadar yaptıkları, yeni al - man hükuku için yeni bir edilebilen safhalar, bu — yumumund 'vn prensiplerini koymak ve bunla- — rabir “hareket noktası,, vermekten ibarettir. Nitekim ırkçı ve ferdiyet - ilik ile cemiyetçilik arasında komrop- ilnde ctmeğe çalıştaştırı a) İrk tamamlığını ve egemenli - ni her şeyden üstün tutmak. (2500) kilo sade yar Vİ Hukuk ihrer,, prensipini birbirine tamam- imak. <) Ferdiyetçilik ile cemiyetçilik a- Tasındaki ayar,, 1 “bütünün menfa- ati kişinin menfaatin den önce gelir, kaidesine yaptırtmak. Keza fransız inkılâbı, tlerinin — müdafaa 'prensip ve hareket noktası, seçmiştir. Sovyet inkılâbı, bütün “yeni hu- kuk,, unu ferd mülkiyetinin inkâr ve reddedilmesine istinad ettirmiştir hür ferdin , kendi olarak İtalyan faşizmi ise hareket nokta- at olarak. “korporasyonculuk” u al Eski liberal ve ferdiyetçi hukuk manzumesinden ayrılanlar, sanılma- sın ki, yalnız sovyetler, alman nas- yonal sosyalistleri veya italyan fa - şistleridir. “Eski hukuk,, a karşı o - lan bir reaksiyonu, ararsanız bugün her tarafta bulursunuz. Yalnız bu zeaksiyon, saydığımız üç memleket. te olduğu kadar bariz değildir. Bu - 'nun en büyük - #ebebi, oralarda, 'prensip ve hareket noktası., nn bu üç memleketteki gibi tayin ve tasrih edilmemiş olmasıdır. Meselâ Amerikada, bütün N. R. A,, liberal ve ferdiyetçi hukuka karşı bir harekettir. Fakat bu, cumur rei- isine bir defaya mahsus olmak üzere irlamentoca verilmiş bir salahiye hududunu aşamamıştır. Bir “ha- reket noktası,, teşkil etmediği ve bir “prensip,, e dayanmadığı için, Roo - sevelt'in yaptıklarını, yüksek mah kemenin ikide birde bozduğunu gö- Ottawa'nın kendisi. liberal ve fer- diyetci hukuka indirilmiş bir darbe dir. Bir darbedir ama, onun da yeni bir h emini ifade eder taraf- harı ükümet, yatiyle mukayyeddir. İü, keza beral ve ferdiyetçi hukuku zedelemektedir. Fakat bu da, bu hu- kukun kaldırılmasını değil, bir ma- Gdlmçsini bir manâda el APEBİKARATAN ifade e Dünyanın belli başlı memleketle- rine bakmca, manzara budur. — Es- ki hukuk, cemiyetin yeni ihtiyaçla - riyle mutlak bir taaruz halindedir. Fa- kat ferd - ferd, ferd - devlet, devlet - devletler arasmdaki — münasebetleri yeni ihtiyaçları aksettirir yeni norm- lar halinde cevap veren — bir hukuk manzumesinden henüz hiç bir taraf- ta tam bir iz yoktur. İSTANBUL TELEFONLARI Yeni evkaf kanunu ve tapu işleri 4 — Yeni evkaf. kanu- nunun 30 uncu maddesinin tapu işle- İstanbu rini güçle; irdiği — ve bunun geçmek için tapu kadastro umum müdüriyetince üa başladı ir proje hazırlanma- haber veriliyor. İrak hariciye veziri Londraya gitti İstanbul, 4 — Irak hariciye veziri Nuri Paşa İstanbula geldi. Beraberin- de bir tayyare kazasmda başından ve bacaklarından yaralanan oğlu yare subayı Sabah / Nüri vardı. Paşa bütün gününü doktorlarla geçirmiş ve akşamki trenle Londraya hareket etmiştir. Hastalık yokmuş İstanbul, 4 — Bazı gazetelerdeki neşriyata rağmen İstanbulda mekteb- lerin tatilini icab ettirecek tarzda bir hastalık yoktur. B. Cemal gömüldü İstanbul, 4 — Ticaret odası umu- mi kâtibi B. Cemal bugün — merasimle gömüldü. da ilişmiştik. Tekrar edelim. Cemi- yetlerin oluşunda, en son verim, gü- zel sanatlara ait olandır. Fakat on - lardan sonra da gelen bir şey vardır ki. o da “hukuk,, tur. Çünkü “hu kuk,. kâh eski cemiyetlerin dağılma- sını kâh yeni cemiyetlerin “konso - lidasyon,, unu sembolize eder. Şu var ki “eski hukuk,, ile ” tıkuk,, arasında, hukuki norm! hele sonuna yani yeni cemiye - te doğr g bul müsbet ve haşca Vuzuh yerici bir istikamet alabilmesi için, “yeni cemiyet,, kurmak iddiasında olan memleketlerin bir şeye ihtiyaç- ları vardır ki, © da, “yeni hukuk., larmın “prensip,, lerini koymak ve “hareket noktası, mı seçmektir. Bugün, Sovyet Rusyada, nasyo - nal sosyalist Almanyada ve faşi İtalyada “yeni hukuk,, a gidildiğini gösterir bir manzarann vücudu, sı bundan ileri gelmektedir. tihaleni | Kilosu 90 kuruştan 115 kuruş IÇ HABERLER Başbakanımız Kondilisin ölümü dolayı- siyle yunan başbakanına telgraf çekti General Kondilis'in ölümü dolayı siyle Başbakan İsmet İnönü tarafın. dan yunan Başvekiline - taziyet tel. grafı çekilmiş ve bu telgrafa B. De- mircisten teşekkürü bildirir bir tek graf alınmıştır. Parlamentolar ekonomik kongresi Parlamentolar ekonomik- kongre. Si 4-9 haziranda Bükreşte — toplana- caktır. Bu konferansa, — Avrı bu davete geleceği umulmaktadır. Görüşülecek şeyi ari münasebetler ve Romanyada olduğu gibi, memleket kuvvetleri yurd dışı den çok daha - fazl dürümü. Tokat ziraat müdürü Tokad Ziraat müdürü B. Hüseyin Fehmi, Tarım bakanlı görülen lüzum üzer rine alınmışt Sinobta tütün piyasası Sinob, 4 (A.A.) — Sinobun Gerze ilçesinde tütün piyasası açılmıştır. da satılmaktadı İran maarif nazırının kardeşi İstanbul, 4 — İran maarif nazırı: Hütmeebalı) hazırlamak - için gel- vrakta — tetkikler yaptığını söylemiştir. Bir asari atika mütehas- sısı geldi İstanbul, 4 — İngiliz asarı atika mütehassıslarından Jims Rivaestevar İstanbula geldi. Ve müzeler müdür- Tüğünden Balıkesir havalisindeki ha- t için müsaade aldı. Malatya kombina- sının yeri tyada yapılacak kombin tesbit etmek üzere, bir heyet, Perşembe günü Malatyaya gidecektir. Tarım bakanlığı, pamükçuluk proge ve tatbik etmek Mi yeri ramını yerinde tesi üzere, pamukçuluk Bayoyu bu heyetle ya göndermektedir Ambalajlık zarflar Memleketimize getirilecek amba- düjlık zarflıkların kabulü muvakkat muamelelerinin ne süretle yapılacağı hakkında Gümrük ve İnhisarlar ba- kanlığı bi talimatname hazırlamak- tadır. Elçiliklerde çalışanlar Finans bakanlığı yabancı elçilik 've konsolosluklarda - çalışan türk te- baalarının kazanç, müvazene, — bühe ran ve hava vergileri vaziyetini tet. kik etmektedir. Seyyahların götüreceği para Dış bakanlık seyyahlardan al cak vize harcı ile, seyyahların götü- receği para mikdarını Finans bak: mdan sormuştur. Finans bakanlığı bu hususta tetkikler yapmaktadır. Defterdarlar arasında Sürek avları Sinob, 4 (A-A.) — Sinob'un n ker köylerinde bu hafta içinde yap lan sürek avlarında 37 domuz, 2 ki, 4 çakal ve bir yaban keçis rülmüştür. Cağrılış Büdce encümeni bugür toplanacağından sayın üyelerin gel meleri rica olunur. t 14 de b) Eski cermen hukuku ile yeni | —— Bunun sebebine, yazımızın başın- Burhan BELGE rabelerde tet Her kelimedeki beş unsuru te- | ettiği en yakın sahayı ve o saha- Turmus (5) — etrüsk - ilâhıdır A7 2) 414) > (6) 15) vasıflandırır (6). ker teker manalandıralım: daki obje veya süjeyi gösterir. — | (Anadoluda Durmuş adına dik- | Yakut türkçesinde “Turda” | Eski gramerciler — morfolo- dik ve semantik bakımından 1) Üğ — ana köktür. Asıl esas- şin kendini ve bütün va- sıflarını ifade eder (3). Analizini yaptığımız - kelime iksekte dağ ve kaya üzerinde getin ve müstahkem bir mevki ol- duğuna göre burada: — yüksekli — büyüklük, kuvvet, kudret manal Oranı yerir. 2) $ ut — radikal kök olarak sahiplik ifade eder. Burada afiks — şeklinde ana köke bitişmiş ve o- 'nun anlamını üzerine almıştır. Şu Uğut.- (uğ & ut) (4) — Çuğut) — ut — yüksekliğin, büyüklüğün, kuvvet ve kudretin sahibi demek- K S ur — yakın, kat'i bir saha ve o sahalaki har keti gösterir fark ve temyiz ektir. Böyle olunca; (uğ H ut - ur) tur: Büyüklüğün, yüksekliğin, kuv- vet ve kudretin bir sahipte tecelli- sini, tekarrür ettiğini gösteren bir kelime olur. dahil - bulunduğu Aranılan mana - bir yer adı ol- ğu için buradaki obje şehrin 5) * ağ — manayı tamamlan- dıran manalandıran, - isimlendi- ren ektir. Şimdi kelimenin hepsini bir a- rada okuyalım: —— - (Uğ 4 ut b ur 4 60 J-ağ) (uguturovağ) — (Tarova). Yani temayüz ve tekarrür. etmiş yer. Büyüklük, yükseklik, kuvvet ve yüklük, yııkıeklık kuvvet ve kud- ret sahibi olmanın kendisinde ta- ayyün ve tecelli ettiği bir adam olur. " İster yer, ister insan adı olsun bu isim bize tarihin geniş bir sa- hası içinde dolaşmak fırsatını ve- için kendisi ile biraz faz- laca uğraşmamızın yeri vardır. Marr bu kelimenin Tur - an'dan ürediğini söyler. Ona göre kelime 4) t ov — (bep, f-v, g-y) kategorisi gibi an- “İamın üzerinde tecelli ve tekarrür 13) Etimoloji, morfoloji ve to- 'netik bakımından türk dili. S. 9, 10. 191 Cuğ V ut) gekli tabil oriji- nal şeklidir. Bu şekli Hicazdaki (uhud) dağı ve Hud yalavacın a- dında buluyoruz. olduğumuz için “turl ri kendi kendimize göre gözden geçirebili Başka türk lehçelerinde de tur- h kelimeler vardır. Meselâ: Turan — etrüsk ilâhıdır (Ana- doluda Duran adına dikkat) ta- rihl. kat) tarih . Turaççi (tur - aççi) hâmi, şefa- atçi, istinadgâh (Pekarski s. 2842) Turda — Melce', sığınacak yer, saye (Pekarski s. 2843). Not: — Bu kelime (Turda) bu- günkü Anadolu lehçemizde Dul- da olarak ve ayrıı anlamda kulla- mlır. Geçme namert köprüsünden ko götürsün su seni. Yatma Tilki duldasında ko sin Aslan seni. beyitinde kullanıldığı gibi dulda saye, sığınacak yer, ve melce'de demektir. Fakat burada durda ile dulda arasında esaslı bir fark gö ze batar ki o da kelimenin yakut- çasında “r” nin Anadolu türkçe- de “İ” olmasıdır. Turda ve Dulda kelimelerinde göze batan bu “r” ve “7” değişimi- üneş - Dil Teorisine göre hal- letmek analiz yollarının en kest veancak o zamandır ki bu harflerin ve daha doğru tabir 4 1) unsurlarının er değiştirmiş — olduğunu hakkiyle anlamış oluruz. Bunun için kelimeleri altalta gelmek ü- zere tahlil edelim. 15) Suriyede “Turaşaya” minde bir yer hatırlıyorum. Turmus adı Filistinde aynı mor- folojide, bugün de yaşamaktadır: Turmus-aya köyü gibi. biçi- uğ Hut Hur H ad b ağ Anadolu türkçesinde “Dulda” —uğ- t ud H ul H ad Hğ Uğ - ut 4 ur) — (uğutur) — K aa birrocn Ba b lime üç unsuru ile kuvvet ve kud- retin; yüksekliğin bir sahipte te- karrürünü temerküzünü ifade e- derdi 4) Ağ isimlendirir. Bu suretle kelime bütün unsur- lariyle kuvvet ve kudretin ve yük- sekliğin bir sahipte tecellisinin kesin ve tamam olarak vukuu de- mektir. Bu; bir zat ise kendisine manayı tamamlar ve Eğer yer ise müstahkem bir mevki, tabia- tin şiddetlerine karşı barındıran bir dağ arası lııyılık ve in. Eğer abstre bir mefhum ise saye de- mek olur. Dulda'da ise istikrar ifade eden G4r) yenm belli ve şahsi olmı- yan, umumi, şamil, her yerde bu- İunur geniş bir mana veren (. 4- 1) vardır. Bu suretle kelimede istik- aynı kiymette olan kelimelerde ki bu farklara harf mübadel demekle kanaat ederler. Halbuki bu doğru bir şey değildir. Eski Türk; kelimeye kıymet / verirken © kıymetin ölçüsü olan eklerin se- lehçelerimizdeki Şimdi çeşitli (tur) lu kelimeleri aramakta de- vam edelim: Turkun en esi rübe ve mansıp kutlar bu kelimeyi at ve öküz için “seçkin ve en çok makbul / ve iyi manalarında — kullanırlar, Pekarski s. 2798. Touramas — kaya: kar, toprak topu, veya yığını. Aynı kelimenin tuorapas şekli de vardır. Pekarski 4. 2827. Tuorçut — Orman ilâhı idi. Ka- dın idi. Yolları iyi bilirdi. Tur ke- limesinin sonundaki .r düşmüş o- larak bu manaları veren şekilleri de vardır. Meselâ: Tü — Altay Televüt lehçelerin. de dağ. Radloff, cilt I. sal yazı. Tu - mak — eski türkçede (Or- hon yenisey) yolu kapamak. H. Reşit TNKUT Türkçede bir mul içinde her obje ve düşünceyi Arkası var 16) Etimoloji, mortoloji, tone- tik bakımından Türk dili.