SAYIFA 4 ; kanunu Türkiyede matbuat tarihi, ilk " ile yüz beş senelik bir - varlıktır. yurdda bu tarihten otuz beş sene eve- çıkmaya başlıyan yabancı dilki gaketeleri de hesaba katarsak Türkiyenin matbuat ü hemen hemen yür kırk seneye kadar Şu halde öz milli düşüncelerimize kendi dilimizle mevkut olarak baskı geklinde vücut verişimizin arkasından bir asrı geçen, gene oldukça ehemmi- yetli sayılabilir - bir tecrübe devresi var demektir. Her icabın bir lüzumdan doğduğu- 'ma göre, bizde de matbuat kanunu yapmak lüzumu kendini ilk gazetemi - zin çıkışından otuz küsür sene sonra göstermiş olacak ki © zaman ilk ni- zamnameye vücut verilmiştir. " Bazınımızda ilk hareketlilik tari- hini 1860-1277 den itibar edebiliriz. Çünkü, bu tarihte bususi gündelikle- rimiz çıkmağa başlamış, bu tarihle beraber on bep sene kadar sürecel dan ilk “matbuat coşkunluk ça; da girilmişi İlk matbuat nizamnamemiz, işte bu ilk matbuat coşkunluk çağındadır. ve 12801863 tarihlidir. Bunun bi kümleri —benim görüşüme göre —son. raki matbuat kanunlarımız cibi libe- val esaslıdır. Fakat, “Derseadette elsinci muh- tezhip ve islâhı ahlâk merkezir mazarratlarının meni zımaında mat- “küat nizamatı mevzuasının ahkâmı ve bu kaydın muvakkat bulün- — duğu, iltizam ettiren sebeblerle bera- Türkiyede kaç matbuat çıktı ? 1908-1324 yani matbuat tarihimizin yarı ına yakın bir zaman lâfzen ol- sun hüküm sürmüştür. ü girmiş ve 1877-1293 senesinde (l mebuslar meclisine bir matbuat kanu- 'nu projesi verilmiştir. Fakat meelis bu projeyi, maddeleri ında bulu- ve gaztelerden kefalet akçesi alı ması hakındaki hükümleri reddede- vek kabul eylediğinden ve padişahça bu projenin hedefi de mizah gazeti lerinin çıkmaması olduğundan, pa: şah projeyi tatbik mevküne koyama: anıştır. Bundan sonra basınımız için lesef, ilk coşkunluk hareketler cezasını ağır bir şekilde çekmek dev. vesi başlamış ve sözü geçen ilk mu- vakkat maddeyi, mektup hale gelme- işah zorla ve kanunsuz şekilde yz parak tek mizah gazetesinin ve biri- cik siyasi fikir mecmuasının çıkma- imkân verilmeden türk basını - seneli d “Cülüsu — humayun” dalgaları arasında çalkalanıp dür muştur. ve “Tevcihat' 1908-1324 yılına bu sarhoşluğuyla girmiş ve ilk tecrübesini unutmuş bulunan basınımızın bundan sarsıntıların daha aşırı mıştır. Matbuatımızın bu devresi içinde 1909-1325 tarihli ikinci matbuat k: nunumuz kabul ve mevkü tatbika kon- muştur. Karakteri gene liberal olan bu kanunu - da, artık ilki gibi pek ehemmiyetli sika ve şiddetli madde- ler takib etmemiştir. Cumhuriyetin bugün hükümleri “meri olan basın kanunu 1931 tarihli- dir. Bunun 1932 ve 1933 senelerinde kabul edilmiş olan muaddel madde- leri mevcuttur. Bu kanun da diğer iki evvelki selefleri gibi gene liberal buatına gelince> deyi bilmiş, teh- ilhi vazifesini hak- yapmış, bugün de milli vazifesini yapmakta bulunan taşkın v Bir çok kitap ve vesaike baş vurdum. kettiğinden Tüfai ibaret kalmıştır. - Meşrutiyet, bu eski günler yadi- bir korkuluktan Moskovada çıkan Pravda gazete- #inin askeri yazarı B. M. Simonof ya- ziyor: Mareşal Badagliyo'nun iş başına ge- Tince askeri hareketleri - hızlandıracağı sanılmıştı. Fakat hiç de böyle olmadı, © da selefi Mareşal De Bono gibi hare kette devam ediyör: zemini — eyice ha- zırladıktan sanra, merhaleden merhale- ye sıçrayışlarla ilerliyor. Fakat üç ay süren harp müddeti zar- fında, Negür, Oyalaiz — seferberliği ta- mamlamak değil, ayni zamanda: daha mühimdir - katalarını Si için vakit buldu. ŞİMAL CEPHESİ Amba - Alogi dağlarından Setit ne" rine kadar uzayan şimal cephesinde ha- beş kumandanlarının elinde 250000 « dam vardır. Bunlar şöyle taksim edil Ras Ayelan - Burmu'nun 10 ila keri Setit nehri üzerinde ütlmaştir. Bunların karşısında yerki ital. yan askerlerinden bir liva ile, bir keşit birkaç tarik — ve birkeç «i bahi mürrezesi vardır. 2 — Takazze nehri- bölgesinde Ras Burru'nun 2000 adamı - varsa da Gön- dan'daki Ras İmru'nun - 60:000 ada 'nın buraya geleceği sanılmaktadır. G ne bu bölgede Ras Seyum — orduların- dan bir kaç kıta vardır ki, bunların sa- yısı 80.000 veya 90.000 i - bulmaktadır. Bunların karşısında — bulünan italyan kuvvetleri 3 fırkayla bir yerli livasından mürekkeb ikinci kolordudur. Bu kolor- dünün asker miktarı mükemmelen si- lahlı — 50000 bin — kişidir. Ve üsleri Aksumda bulunan — iki tayyare - filosu emri altındadır. Bu kıtaların arkasında ayrıca bir çok tankdara aahib ihtiya: küvvetleri vardır. 3 —- 54000 deebmer AMAĞ KANN Ras Seyum'un kumandası altında - Ge. 'va deresi mansabında toplanmıştır. De- cak Kebede Haylu'nun kataları ve - Ne- gür'ün bir çok muntazam alayları b » ları takviye etemktedir. Bu noktanın e- hemiyeti büyktür. Çünkü Sekota ve Dessiye kervanları buradan geçerleler. Abbi - Addi'den Sokola'ya - olan mesa fe 100 kilometredir ve italyanlar bu böl- gede otomobillerinin - yardımına güve- nemezler. Burada bir italyan — taarruzu beklenebilir. Bu bölgedeki italyan kuv- vetleri yerli kıtalarla bir kara gömlek- liler fırkasından mürekkebtir. —a Cumuriyet de ayni zaruretlerle, yeni icaplara göre yeni bir kanun ha. bu icaplar da o kadar çabul niyor ki şimdi pek haklı olarak insa- yenili gu sual dikiliyor: — Acaba elimizdeki matbuat ka- munumuz bugünkü icaplara tam ce- vab verebiliyor mu? Server İSKİT Habeş Harbihin Geva'nın ee — geçirerek 4 — İltalyanlar cenub kayısındaki — dağları Antalo'da — toplanmış — olan — habeş küvvetlerini — tehdid — etmek — iste mektedirler. İşte - bu. bölgededir ki, beş bin kişilik hir habeş kolu 22 ilkkâ- nunda Abbi - Addi'yi almaya muvaf- fak olmuştu. Fakat sonrak bunlara ağır kayıklar verdi ölü 2000 yaralı) ve Gevanın öteki kıyı- sına attılar. Harb çok kanlı oldu. v italyanlar da 300 kişi kaybettiler. F: kat boşa çıkan bu strateğik münevr habeşliler için büyük bir ehemiyet duğu söylenemez. 5 — Amba Alagi - Makalle istikame- tinde Ras Kassa / ve Ras Male askerlerinden üç fırkadan mürekkeb bir kolordu ile bir yerli — Tiva ki ceman 80:000 kişilik bir kuvvet vardır. Bunla- ı elinde 60 dağ topu, 24 sahra topı ve 46 tank. bulunuyor. - İtalyanların s0l yanları Mariott'nin kumandası al- tındaki deve sırtında taşınan iki batar. yaya sahib 6000 neferle takviye edil- miştir. Ayrıca Makalle'de iki bombar: diman ve bir keşif - Filosu yanların asıl darbeyi burada çalışacakları sanılabilir. Habeşlerin karşısında üç yol açılmak- tadır: Taarruza geçmek, muharebe ver. meden çekilmek, - bulundukları mevzi- deri müdafaa etmek, Habeş küvetelri sayı itibariyle daha küvvetli oldukları için ilk şekil çok ca- zib olabilirdi. Fakat yalnız - sayı kâfi gelmez; italyanlar tarafından - iyi tah- n edilmiş olan mevzilere taarruz et- mek için kuvvetli toplara — ve tanklara sahib olmak lâzundır ve habeşlerde bun- lar yoktur. Danakil çölünden mesi kâfi gelmez ve çok miktarda kuv vetler ilerlerse susuz kalırlar. Esasen Mareşal Badogliyo, - kıtaları n takviye göndermek için gerektiği v dar vakat bulabilecektir. Geri çekilmekte bir işe yaramaz. Pi- sikolojik bakımdan bu. bir felaket ola. bileceği gibi — pek büyük teknik güç- lükler de arzeder. Habeş kıtaları tara- fından teşkil edilen 40 kilemetre uzun- luğundaki hat italyan tayyareleri içi kolay bir bedef teşkil ederdi. Yerinde müdafaa buna nisbetle daha kolaydır. Toprağın güçlükleri ve habeş silabları italyanlara çok kayb verdire- CENUB CEPHESİ Ogaden çarpışmaları biribir kilemetre kadar uzunluğunda bulunan iki ayrı bölgede yapılmaktadadır. Sol bölge Dolo civarındadır. İtalyan Jarın burada bir - yerli” fırkaları ve 20 bombazdıman tayyareleri vardır. “Pelo. ritana” fırkası da ayrıca ibtiyatta bekl- Stratejisi mektedir. Bunların karşısında Kas Dex- tanın 100 binle 200 bin kişi — arasında bulunan ordusu vardr. Sayıca üstümlük- leri sayesinde habeşlerin burada cüret- kârane hareketler. yapabileceklerini »a 'nanlar olmuştur. Yazık ki - Ras Desin hiç bir yerde ehemiyetli miktarda asker yağamamaktadır. Çünkü Ögaden bir güldür. Burada her şey - vahalara tâbi- dir. Ancak bin kişiye yetecek kadaç su- 'yu olan bir yahada 4000 kişi toplamak imkânsezdır. Demek oluyor ki, Ras Der- ta'nın ordusu geniş bir bölge üzerinde dağılmış bir halde bulunmaktadır. Bu izdendir ki. Ras Destanın kataların. dan bir müfrene, yeri tayyardler tara: fından keşffedilince kolaylıkla imha edi- debilirdi; 20 sonteşrinde, italyanlar ku mandanlarına habeşlerin Lamma Şilend istikametinde ilerledikderini haber ver- diler; sayıca deha kuvvetli olan bir ital 'yan müfrezesi 48 xat içerisinde Lamaıa Şilendiye giderek — habeş — müfrezesini mağlab etti. Şarki Ögadende de vaziyet bunan ay- nıdır. 150.000 nefere sahib olan - Rax Nazibu üç aydanberi tahkâm edilmiş mevzilerde beklemektedir. Bu yüzden: dir ki italyanları Garahey - ve Gerlegu- bi'den kovduklarına dair hebeşlerin çı- kardıkları haber inanılmıyacak birş eydi. Çünkü Ras Nasibu, Gorahey- üzerine <hemiyetli kıtalar — gönderemezdi. Ak- taktirde bu hdalar susuz kalırlardı. İtalyanların vaziyeti habeşlerinkinden daha iyidir: Gerçekten, onlar, hazneli etomobillerle su taşıyabilinektedirler. bir leh gazetesinin aytarı Görahey su fab. rikasının günde 80.000 litre filitre ve 20000 litre distile su imal etmekte ol- duğunu bildirmektedir. İtalyanlar şimdiye kadar kuvvetleri: ni Ual - Ual ve, Gabredder ksmnda yaptıkları taarruzan büyük bir stirate- jik ehemiyeti yoktu. Böylece Ogaden'de iki taraf biribirin- den 200 kilometre uzakta bulunmakta- dur. İtalyanların, Rax Nazibu'nun mus- tahkem merkilerine - taarruz etmeden önce ileri doğru iki hamle yapmaları düzımdır. Bu yüzden, Dagga - Bur - Kurabi - Sarabanem havalisinde ciddi mmuharebeler beklenebilir. Ras Nazibu, su — meselesini - hesaba katmadan hiç bir karar veremez. Oga- dendeki italyan kuvvetlerine - kumanda eden general / Grazyani'ye gelince, 9, Halyadan gönderilmiş olan ve Mogadi. xi'de karaya çıkmış bulunan Tevere fır- kasının gelmesini beklemektedir. Çün- ü ancak iki üç fırkayla ilerleyebilir. Esasen Tigre'de olduğu gibi Ögadende de italyanların ancak yol yaparak kuyu- dar açmak süretile ilerlemeğe - mecbur: durlar. ASSAB - DESSİYE İSTİKAMETİ İtalyanların bu bölgedeki kuvvetleri ehemiyetli değildir. Tayyare — meydan. Cenevreden her geri Balfour (Balfur), — Bana, Briand'ın en son nüktelerini an- datınız, diye beni selâmlar ve Briand'ın bu nükte şekerlemelerile ağzımızı tatlılandırır- dik.. 1922 de Briand'a kabine arabasını deviren Kandaki Golf partisi de böyle bir nükteye vesile olmuştu. Lord Riddeli, o sıralarda Lloyd George ÇLoyd Corc) un bir nevi “Matbuat süper-şe- fi” rolünü oynuyordu. Beklendiği gibi, Bri and'ın ilk vuruşu, topu pek uzaklara süreme- miştir. Lord Riddeli ise, ustaca bir vuruşla iyi bir atış yapmıştı. Briand, : — Hele bakın, topunu, tıpkı, yalan haber gibi fırlatıyor! diye haykırmıştı. Bu enfes bir Aalay olmuştu. Fakat bu nükteler bazen, ne yehir ve ne de yutulur derecede acr oluyordu. ©O günlerde, Briand Parise döndü. Kabine arkadaşlarının kendisini devirmeğe karar ver- miş oldukları ve hususile Pariste bulunmadı Bi zamanlar, kabineye ait tekmil işlerini iti- Madettiği dostunun, düşmanları tarafına geç- Ex datılarak, Briand derhalikaz edildi. de, LOrd Un n aa nana nnn nanamAnar annmma nn bunun az faydası görülmedi. ÇEMBERLEYNİ Numara: 15 Briand, bakanlar kurulunda bir. bakışta vaziyeti kavradı; kâğıtlarını toplıyarak çan- tasına yerleştirdi ve toplantı masasının ba- şından ayağa kalkarak, istifasını vermek üze- Te cumur reisine gidecei z söylemesi ile kapı tokmağına sarılması bir oldu. Kendisine ihanet eden dostuna döne- rek, — Bu arada, azizim X, bugünkü borsa fi- atlarına göre, otuz gümüş çeyreğin, kaç pa- ra ettiğini bana söylermisininz? dedi. Briand yalnız şakacı ve spirtuel bir kim se değildi; onun mizah tarafı da çok kuvvet- Yi idi ki, Seresemanın'da da bu cihetler bol bol mevcuttu. Bu hususiyetin, Lokarno'daki ilk toplan- tılarımızda karşılaştığımız bir çok güçlükle- rin ortadan kalkmasına, çok yardımı dokun- muştu. Sonraları Cenevrede yapılan görüş- melerde, tehlikeli virajlardan geçerken de, HATIRALARI Türkçeye çeviren: Hikmet TUNA aç Çok zor ve çetin meseleler görüşüldi & zaman bile, her iki devlet adamı da, gayet ükünetle münakaşa edebiliyorlardı. Her i de, şakaya katlanıyordu. Bir gün, Cenevrede milletler cemiyeti- 'nin koridorlarında dolaşan gazete muhabir- leri, bu iki devlet adamının bir köşede otur muş ve kendi aralarında, coşkun olduğu ka- dar dostça bir görüşmeye daldıklarını gör- müşlerdi. Bunun üzerine ben de Briand'a, — İkiniz bir araya gelerek, arkamdan, ba 'na nasıl bir komplo hazırladınız? diye sor- muştum. Sonradan anlaşıldı. ki Saresemanın, o ta- rihlerde, Almanyada büyük bir şahsiyetin, fevkalâde hal ve şartlar içinde bulunulduğu bir sırada, harb horcları mseelesinde meydan okurcasına gösteriler yapmasının manasını Briand'a izaha çalışmıstı. Stresemann, fransız matbuatı üzerinde nufuzunu kullanarak, bu meseleden dolayı bir fırtına çıkmasının önüne geçilebilmesi gin,Briand'a baş vurmuştu. (Sonu var)