ON YEDİNCN YIL. NO: 5207 Adımız, andımızdır 26 SONKÂNUN 1936 PAZAR Son haberlerimiz üçün- cü sayfamızdadır. ADADARLDAAAARADANARAAAE UDASANAADA A ARADRARAAA Heryerde 5 kuru> İtalyan - habeş harbı, şimal cephesinde bütün şiddetiyle devam ediyor Londra, 25 (A.A.) — Röyter; İ- talyanlar, şgimal cephesinde Üüç gün süren savaşı kendilerinin kazandıkla- ratt iddiz etmektelerse de, habeşler bu harbın fasılasız olarak devam et- tüğini bildiriyorlar. Adisababadan bildirildiğine göre, habeşlerin bu harbın neticesine iti- madları vardır ve hedef Makalledir. Diğer taraftan italyan kaynakla- rımndan alıman haberlere göre, geçen salı günü habeş ordusunun en seçil- miş askerlerinden mürekkeb 25 bin kişilik bir kuvvet Makallenin garbın- dan hücuma geçmişler ve karşılarında bu mıntakadaki italyan kuvvetlerinin Başbetke TEKAÜD KANUNLARI KEMAL ÜNAL Cumuriyet, uzun tetkiklerden sonra 1930 yılında devlet kadro- sundaki memurların tekaüdlükle- rini yeni bir esasa bağladı. Tet- kiklerdeki prensip, milletin yük- sek menfaatini sürekli ve temiz bir emekle koruyanlara iyi bir yarın hazırlamaktı. — Hayatları- nxamme hizmetine hasredenler bilmeli idiler ki, artık çalışamıya cak bir yasa geldiklerinde, içtimai mevkilerine uygun bir yaşamadan mahrum kalmıyacaklardır, geride bırakacakları dullarla yetimler, kendi başlarına kazanma imkânı - na kavuşuncaya kadar perişan ol- mıyacaklardır. Bu prensiplerle tekaüd kanu nu hazırlanırken doğrudan doğru ya amme hizmeti gören, devlet büdcesindeki memurlar düşünül- müştü. Kolaylıkla hatırlıyabiliriz ki bu hazırlık yıllarında inhisarla- rın ve devlet demiryollarının idare sşekli üzerinde henüz bir tecrübe devresi geçiriliyordu. Bunlara bi- rer idare meclisi seçilerek anonim sirket şekli verilmişti. Filhakika bu müesseselerin işlerini, birçok ülke- lerde, imtiyazlı şirketler yapıyor- du. Ticari mahiyette olan bu işle- rin görülmesi için devletinkinden ayrı bir sistem zaruri görülüyordu. Bunların memurlarına gelince ni- hayet onlara da buna benzer mü- esseselerin kaideleri tatbik edile- bilirdi. Tecrübe yolları göstermiştir ki gerek inhisarlarda, gerek demir ve denizyolları gibi büyük işletme - lerde, bazı hususiyetler taşıyan bir. devlet idaresi bizim için en iyi bir sistemdir. İnkılâbın ya ratıcı dehası, ilk yılların güçlükle- rini yenerek bize bu müesseselerin işlemesi üzerinde başarılı bir yol açmıştır. İnhisarlar, demiryolu ve deniz işletmeleri, bütün vasıflariyle bir devlet müessesesi olunca, burada çalışanların tekaüdlükleri de, dev letin düşüneceği bir mevzu oldu Ancak bu müesseselerin kadroları başka şartlar içinde kurulmuştu. Bunların almakta oldukları maaş larsa devletinkinden ayrı bir ölçü- de idi. Şu halde bu müesseselerin tekaüdlük prensipi de, şüphesiz, devletinkinden farklı olacaktı. Fil hakika her üç müessesenin kamu taya sunulan tekaüd kanunu pro- jeleri de, devlet tekaüd kanunun dan ayrı bir mahiyettedir. Ancak bunalrın hepsinin de şu ana prensipin çercevesi dışına çı- kamıyacağını kabul etmeliyiz: Aynı vasıfta devlet hizmetini ö renlerin tekaüd hakları biribirin den Ffarklı olamaz, Projelerde bu müesseselerin hizm-t sartlarına göre hususi hü (Sonu 2. inci savyfada) | | | saz cenahını himaye eden ve kuvvet- li mevzilere yerleşmiş bulunan iki ırkalık Eritre askeri bulmuşlardır. daha göndermişlerdir. İtalyan topçu- su hücuma kalkmış bulunan habeş saf- larında ehemmiyetli başluklar yap- - Ki / Dolo cephesindek» siperlerdan biri Habeş hücumunun şiddeti karşı- , sında ileri italyan müfrezeleri iki fır- lşnlık “kuvai külliye” ye doğruçekil- mişlerdir. İtalyanlar yan- lardan vurmak için ana vatankuvvet- habeşleri lerinden müteşekkil bir üçüncü fırka mıştır.;Fakat gene ,taarruz tamamiyle durmamıştır. Geceleyin habeşler bir mıkdar ilerlemiş bulunuyorlardı. Çarşamba sabahı kısa bir topçu hazırlığından sonra italyanlıı: muka- (Sonu 3. üncü sayfada) Petrol ambargosuna doğru Eksperler üç şubatta toplanıyorlar İngilizler, italyan notasının esazsızlığını söylediler Cenevre, 25 (A.A.) — İngiliz delegasyonu milletler arası matbu- at önünde italyan notasını mevzu- ubahs ederek bu notanın en esas- hx kısmının Akdeniz emniyeti hu- susundaki müzakereleri Milletler Cemiyeti paktı zihniyetine muha- lif gören fıkra olduğunu kaydet- miş ve bu iddianın esassız gulun- duğunu, Milletler Cemiyeti paktı- nın 16 ıncı maddesinin birinci fık- rası gerekince bir aza devlet taah- hütleri tersine harba başlarsa, di- ğger bütün aza devletlere karşı harb hareketinde bulunmuş telakki e- dilmesi lâzım geleceğini bildir- miştir. Çağrılan devletler Cenevre, 25 (A.A.) — İngilte- re, petrol zecri tedbirinin müessiri- yetini tetkik edecek komitede tem- sil olunacaktır. Bu komiteye dele- gelerini seçmeleri için; Fransaya, Belçikaya ve en fazla petrol istih- sal eden daha yedi sekiz devlete- - de çağrılar gönderilecektir. İsveç Saro kabinesine karşı bir cereyan başladı Cumuriyet cephesi, merkez ve sağ cenahla, cumuriyel federasyonu yeni kabineyi iyi karşılamadılar Paris, 25 (A.A.) — Dün akşam, ax « kadaşlarını Cumuür Reisine takdimden sonra Elize sarayından çıkarken, başba kan Saro gazeteci- lere şunları söyle miştir: “— Kabine, muh telif partileresmen - sup olmak'> bera ber, Fransa'nın fi- nansa, ve — sıyasal menfaatlerini kol M damak ve dı; İ Dış bakanı B. P. Bonkur nı endise ile hareket eden emniyeti. sağlamak hususunda hep ay- kimselerden kurulmuştur.., Cumuriyet cephesinin kararı Paris, 25 (A.A.) — B. Franklin - Bowillon'un başkanlığı altında bulunan cumuriyet cephesi vermiş olduğu bir ' rarda: © Kabine buhranının bilumum kanu nu esasi hükümlerine aykırı olarak açıl dığini ve aynı şartlarla halledildiğini ve bir takım hususi ihtirasların tatminiyle neticelenmiş olduğunu,, kaydediyor Kabinenin mahiyeti Paris, 25 (A.A.) — B, Alber nun bu defa kurmuş olduğu cumuriyet Saro- ACI BİR KAYIP Maliye Vekilimizin babaları öldü Maliye Vekilimiz Fuad Ağralının babaları eski defterdarlardan B, E- tem Ağralı, birkaç günlük bir rahat- sızlıktan sonra dün öğle üzeri ölmüş- tür. Uzun yıllar, değerli ve temiz ça- lışmasiyle maliye âlemimizde kendini sevdirmiş olan bu faziletli yurddaşın ölümü umumi bir teessür uyandırmıs- tır. Cenazesi bugün öğle namazı Ha- cıbayram camiinde kılındıktan sonra kaldırılacaktır. Bu büyük kayıptan dolayı Maliye vekilimizle, merhumun yakınlarınu başsağı diler ve acıyı paylasırız Yeni başbakan B. Alber Saro temerküz kabinesi, üçüncü cumuriyetin kuruluşundanberi 101 inci, ve bu teşrii B. GÖBBELS GET KONUŞTU “Nasyonal sosyalizm Al- manyaya asırlık mahiye- tini iade etmiştir.., Nasyonal sosyalizmin zaferini anlatan B. Göbbels Kolonya, 25 (A.A) Propa - ganda bakanı B. Göbels, büyük bir toplantıda söylediği nutukta nasyo nal sosyalistliğin ekonomik sahada - (Soru 3, üncü sayfada) val kabinesine vaza devrenin başındanberi de 11 inci kabins- dir. İçinde: demokrat sol cenahtan 4, ra- !ikallerden 6, radi- kal sol cenahtan İ sol cenah cumuri « yetçilerden 4, sos - yalist cumuriyetçi - lerden 1, sol cenah müstakillerden — 1, ve sırf müstakil - lerden de 3 kişiğ vardır, Yeni kabine, La- Devlet bakanı B. Flanden ve Norveç de ayrıca çağrılacaktırr. Cenevre, 25 (A.A.) — Zecrf tedbirler irtibat komitesi reisi zec- vi tedbirlerin tatbikine nezaret e- den ekisperler komitesini 29 ikimn- ci kânun öğleden sonra, 18 ler ko- mitesine petrol ambargosunun te- sirliliği hakkında rapor verecek- olan petrol ekisperler komitesimli de 3 şubatta toplantıya çağırmış- tır. B (Sonu 3. üncü sayfada) KIRALININ Yüz bin ingiliz nöbet bekliyor Londra, 25 (A.A.) — Kuralım tabutunun bulunduğu Vestminster hall'i dün soğuk rüzgâr ve sürekli yağmur altında uzun müddet bek- lemek zoruna rağmen 100 bin ki- şi ziyaret etmiştir. Kıral sekizinci Edouard ile am — nesi ve diğer aile de gelerek 15 der kika kadar ziyarette bulunmuşlars dır. Norveç kıralı ile kıraliçesi de (Sonu 3. üncü sayfada) Uludağ gecesi çok güzel oldu Ankara'da bulunan bursaldarla, B sa'dan yetişenlerin, hemşerileri — İlktı Vekili Celal Bayar'ın himayesinde ha “Uludağ gecesi,, yapacaklarını yazmış ci tık. Dün akşam; bu gece büyük gösteni « lerle ve candı imiyet içinde yapıl Toplantıya İktısat Vekili B. Celal Ba yar, Ziraat Vekili B. Muhlis EM Bayan Afet ve bursalı mebuslarla bü « tün bursalılar gelmişlerdi. Toplantı bü« tün salon tarafından İstiklâl marşı söye lenevek başladı. Sonra Uludağ — gecesimli hazırlıyanların başı, Bursa lisesinim 664 ki mezunlarından Hıfzı Oğuz Bekata ger (Sonu 5. inci sayfada) “ #rrArAA Ulus.,un Dil Yazıları İşaret Sözleri Bir süje veya objeye belli bir , ad vermeksizin onu anlatmağa ya- " rıyan gösterici sözlere, gramer te- rimi olarak, “işaret sıfatları” ve '“işaret zamirleri” derler. Arap gramerinde ve ona göre yapılan eski Osmanlı gramerle- rinde hem sıfat, hem zamir rolü oynıyabilen bu sözlere “işaret is- mi” adı verilirdi. Sonradan, yap- tıkları role göre, “bu adam, şu ev, o bina...” gibi bir başka adı gös- termeğe yararlarsa “işaret sıfatı”, “bu, benim düşüncemdir; o, senin dostundur...” gibi bir adın yerini tutmuş bulunurlarsa “işaret zami- ri” demek âdet olmuştur. Her şeye ayrı ayrı ad takmak, yahut o yolda takılmış adları bel- lemek güçlüğünü ortadan kaldı- ran bu gösterici sözlerin dil ana- lizlerinde büyük bir önemi var- GÜNEŞ-DİL Teorisine göre Türkçede işarete yarayan sözler üzerine bir analiz I dır. Hattâ dilin ilk kuruluşunda her şeye ayrı ayrı âd vermezdem önce insanların böyle toptan işa- — rete yarar sesleri yarattıkları yo- lunda bir teori bile ileriye sürülk- müştür (1)|. Türk dilinde bu yolda kullanı- lan işaret sözleri, aslında “bu, gu, o” dan ibarettir. Bunlar, birdem çok süje veya objeyi göstermekte kullanılırsa “bunlar, sunlar, onlar" olur. Not: 1. — Türk dili bu işaret sözlerinda çok zengindir. İndo - Öropeen ve Semitik dillerde “bu, şu, 0” sözlerinin nüanslarını gös- terir tek sözle görülemiyor. O dil- lerde sadece bir işaret sözü, yakı- na veya uzağa delâletine göre, bir (Sonu 2. inci sayfada) (2) Paul Regnaud: Principes göneraux de İinguistigue inda europe&enne, -- K