Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ON YEDİNCİ YIL. NO: 5208 Adımız, andımızdır 27 S()NIXANUN 1936 PAZARTI —ıİ Son ÇARARKĞÜNAARARRAAAAAİriş haberler üçüncü saı/famızdadır Heryerde 5 kıı..; Başbetke HUZUR HAKKİ Eğer bir milletin gençliği, uzun müddet, dış Ffetihler için ha - zarlanırsa, eğer halktan, uzun müddet, yeni fetihler için fedakâr- İsk istenirse, nihayet, o gençliğe ve halka bir har b bulmak lâ- zam gelir. Çünki rejim kendi de- vam mantığını onun üstüne kur- muştur. Fakat kendi devam mantıkla- rını bunun lamtersi bir vazife üs- tüne kuran rejimler de vardır. Bunlar yalnız, halk yığınlarına karşı teahhüd ettikleri sükün ve güvenliği korumaktan mesuldur - lar. Ancak bunların ordu işleriyle uğraşan bakanlıklarına Milli Müdafaa adı verilebilir. Bi- zimki bu sonuncular arasındadır. İlk mekteblerden Üniversiteye kadar türk gençliğinin okumakta olduğu bütün kitbları, hiç çekin- meksizin, her milletin diline tercü- me ettirebiliriz. Çünkü bu kitab - ların hiç bir satırında bir başka millete karşı taarruz telkin edil - mez; ne osmanlı imparatorluğu - nun kaybettiği toprakları geri al- maktan, ne de yeni fetihlerden bahsedilmez. Bütün milli hedef - ler, Türkiye sınırları ile çevrilmiş- tir. Silâh, yalnız, devlet kuvvetle- rinin elindedir. Gençler, askerliği, ancak, kanunun gösterdiği yaşta ve ordu saflarında öğrenir. Daha türk ocakları yaşarken, Büyük Şef, türk nasyonalizminin ana hatlarını eski ifratların hepsinden arıtmıştır. Türkiye sınırları dışın- dan hertürlü tahrik var *Ai de yasak edilmiş — değildir: Gençliğin politika terbiyesi, bu kelimeyi onun hatırına bile getir- miyecek bakımdan kurulmuştur. Başka milletlerin işlerine karış - mamak titizliği, başkalarını ken- di işimize karıştırmamak kıskanç- İxğı ile bir nisbettedir. Çünkü üstüste on beş yıl harb- sızlık yüzünü bu millet, asırlar - danberi, yalnız cumuriyet devrin - de görmüştür. Ve kendi barışını dünya milletlerinin, istisnasız, hep- sinden daha pahalı satın almıştır. Barışın sade kendisi için değil, mutlak olarak, bütün milletler için değeri ne olduğunu bilir: İn - sanlığın, harbın zaruri olduğu za- manlardan çok ileriye gittiği kanı- ğında da samimidir. Eğer, kendi bahtiyarlık ve gü- veninden başka hiç bir şey düşün- miyen böyle bir milletin, yarın için veya her hangi bir gün için, şu veya herhangi bir millete karşı tehlike olarak gösterilmeye kalkı- sıldığı görülürse, buna şaşma- mak değil, fakat bunun hesablı bir tahrik olduğunu düşün - memek elden gelmez. Türkiye ken- disiyle uzak yakın temasta bulu - nan devletlerin hepsi için ancak, bir emniyet dayancıdır. Onun bü- tün teşebbüslerinde, sade, kendini bu bakımdan her gün daha sağ - lam inancalar altına almaktan gay- ri hiç bir hedef görmemek doğru olur. Bize bu düşüncelerimizi tek- rar ettiren tahrik yazılarının kim- lerden ve nasıl geldiğini yazarak, münakaşa kapısı açmak niyetinde değiliz. Fakat hiç kimseyi rahat - sız etmiyenin, en tabii ve en basit hakkı kimse tarafından rahatsız edilmemek olduğunu söylemekten de kendimizi alamayız. F.R. ATAY P ——— ——i Cağgrı Kamutay Arzuhal Encümeni bu- sün saat onda toplanacağından aza- armn gelmeleri .ründen mülehassis Yeni Sıvas mizce aday gösterilen emekli Gene- ral Akif Öztekin oy birliğiyle seçil- miştir. VY;LLN_.ŞNİ.İ'I'AN'I) A SEÇİM BAŞLADI Seçim sükün | içinde yapılıyor diriyor: Muntazam bir surette başlıyan seçim memleketin her tarafında tam bi sükün içinde cereyan etmektedir. hakkında şu satırları yazıyor: israsında gördüklerim ğlııııııl.ıkı büyüklüğün, ların bilgilerini ATATÜRKÜN İLTİFATI Dünkü sayımızda, Ankarada bulunan bursalılarla, Bursadan ye- tişenlerin ilk büyük toplantıları- nı “Uludağ gecesi” adı altında, Halkevinde yaptıklarını yazmıştık. Bu arada, toplantıyı himaye eden. Halkevindeki “Uludağ gecesi” nder; iki görünüş Ekonomi Bakanımız B. Celal Ba- yar'ın imzasiyle, Büyük Atatürk'e orada bulunanların saygı ve segi- leri telgrafla arzedilmişti. Atatürk, gençliğin bu içten gelen tezahü- Olnluşluı' Wve kendilerine iltifatta bulunmuşlar- dır. saylavımız DÜN OY BİRLİĞİ İLE SEÇİLDİ. C. H. P, Genel Sekreterliğinden: Boş olan Sıvas saylavlığına parti- . ——— | | Atina, 26 (A.A.) — Atina ajansı b”' Mesaje d'Aten gazetesi, intihabat “ Kemiyet ve otoriteleri başka başka İ (Sonu 3. üncü sayfada) N v. Bischoff İTALYA - ETYOPİ HARBI Makalle kimin elinde kalacak? İtalyan tayyareleri Dagabura iki bin beş yüz bomba attılar Londra, 26 (A. A.) — Röyter a - jansından: Salâhi « yetli bir habeş şah: siyeti, Röyter ajan si'nin Adisababa' « daki — muhabirine, Makalle alın yazısı bir tera- zi kefesinde salla - şehrinin nır vaziyette c 'u- ğguünuü — söylemiştir. Buna karşı, yanlar da habeşler, | cephe « ital « gibi şimal sinde muzaffer ol - © Ms - kalle için yakın bir! tehlikenin men ortadan kalk « tığını bildiriyorlar, duklarını ve tama « Royter ajansın'n Adisababadaki mu- habiri, habeş devriye'erinin Makalle et- rafındaki siperler arkasında, herv an ital- yan müfrezelerinin çıkmasını bekledik - lerini bildirmektedir. Her iki taraf da hayatlarını hiçe saymaktadır. Royter ajansının italyan şimal ordu- ları nezdindeki muhabiri, Makalle bölge- sinde üç gün süren muharebe hakkır 14 aşağıdaki tafsilâtı vermektedir : Ras Ka;ıa'ııın kırk bin kadar neferlk Makallenin yirmi kilemetre kadar batı sında Tembien'e ğirdiğini öğrenen ital p | Fıkra Mantık Kayzer yolda | anca'ya çıkmak- üzere Kiel'den ayrıldığı sırada: — Biz, toprağın yızuyuz. Dünya milletlerini medenileştirmek - için yaratıldık!” diyordu. Kayzer ın bu, ve ona benzer nutuklarını kea di milleti 2 milyon ölü, ve 7,5 mu- yon yaralı ile ödemiştir. Şimdiki rejimin şeflerinden Göbels ise, galiba yeni alman tay- yarelerinden — veya toplarınaun bahsettiği sırada, — Eğer, ».r gün bizi havadan bomba ile nuc- denileştirmeğe kalkışanlar olursa, onlara karşı koymak için silahla- nıyoruz!” diyor. Osmanlı imparatorluğuna karşı taarruz mantığı, İsa'nın dininden olanları, Muhammed'in dininden olanların elinden kurtarmaktı. bu yüzden İsa veya Muhammed, ikı- si de, ümmetlerinden milyonlarca- sını kaybettiler. Mujiklerini erin gibi biçen çar, osmanlı ortodoks- larından bir tekinin burnu kana- masına vicdan dayanığı göstere- mezdi. Milletlerin kendilerinin ve baş- kalarının medeniyetlerine karşı k tleri tuhaftır. Beyaz ameri- Dagabur yakınında bir silâh ve cephane dep yan kumandanlığı, bu kuvvetleri kuşata - vak kati bir harba tutuşmak üzere ital - yan kuvvetleri göndermiştir. Makallenin batısına giden bu kuvvet b & Hi Tni " ler, ç ve onun- la temas etmişlerdir. Ras Kassa tek ça - renin ılerlıyen bu italyan kuvvetlerini çe- virmek olduğunu görömüş ve ordular - na, italyanları göğüs göğüse bir savaşIn Siyılı gün yoketmek için gömlekli'er 21 sonkânunda bütün (Sonu 3. üncü sayfada) emir vermiştir. S“Ulus.,un Dil Yazıları GUNE-IHI Teorisine göre Türkçede işarete yarayan sözler üzerine bir analiz (Dün işaret sözlerinden “Bu” sözünün analizini yapmıştık. Bu- gün de “Şu” sözünün analizini neşrediyoruz |. . ŞU Kelimenin etimolojik şekli şu- dur: blakz e (87 Uğ t üş t üğ (1) Üğ: “Esas, sahip, Allah, e- fendi” anlamlariyle ana köktür. (2) Üş: Ana kök anlamını ol- dukça geniu bir sahada tecelli ve tecessüm ettiren ektir. (Üğ | uş — uğuş) sözünde ana kök kendisini takip eden ve anla- ANKARAsını Kitabın sonunda şünu okuyoruz: “Bu kitabı şawun için yazdım ki: Şöyle ithaf ediyor: Türk dostlarıma Hayatımın en değerli imak istedim: üç ydı saydığım Türkiyedeki ikametim ve anla dıklarımla, şahsen — hesablaş - Türkiye'de olup biteni ancak parça parça — öğrendikleri için mananın ve zaruretin cahili kalmış olan- ve kavrayışlavını tamamlamak istedim : z h ıırk milletine olan saygımlasevgime bir delil göstermek is- lıl( im. Gazetemiz bu kitabın tefrikasına pek yakında başlıyacaktır. I. miını oldukça geniş bir sahada te- celli ettiren ekle kaynaşarak (uş) sözü vücuda gelir. (Uş) eski me- tinlerin pek çoğunda (işte) ve (şu) anlamında olarak mevcuttur. Örnek olarak şu beyitleri alıyo- ruz: Bülbülem uş ötegeldim, dilde menşur dutageldim Bunda müşküm satageldim, giyikem, otlağım ande Yunus Emre Genej niham benim ben uş, aynı ayarn benim ben uş Gevheri kân benim ben uş, bahra ve kâna sığmazem Nesimi Hattâ (işte) sözünü, bu (uş) ile (ta) den mürekkep olarak, (uşta) şeklinde kullanırlar: Kaf ile Anka benim, âb ile sakka be- nim Cümleden hakka benim, uşta tanık şeş cihat Nesimi (3) Uğ: Ana kök anlamının ol- dukça geniş bir sahada tecelli ve tecessümünü tayin ve ifade eden ektir. (Uğ | uş | uğ Uğuşuğ): ana kök kendisinden sonra gelen elemanla kaynaşarak ve baştaki vokal ile sondaki (g) de düşerek son fonetik ve morfolojik şeklini almıştır: ŞU. SU: “Esas, sahip, Allah, efendi” anlamlarını oldukça geniş bir sa- (Sonu 2, inci savfada) kalı, sarı japonla bir tramvay ava- basına binmez. İngilizlerin sözu meşhurdur! “Zenciler Calais'de başlar!” zenciler ise, beyaz ı bir Cengil yırtıcısından pek az ayı rırlar. Amerika yerlilerinin nesli- ni, pek iyi bilirsiniz, ne zehirli yı- lanlar, ne kaplan, ne de sırtlanlar bitirmiştir. Maatt üf, med. reketinin başında İııç bır yere üni- versite hocaları gitmez: Aıhm T arkasından, tücecar ordusu düzülür. Onlar için ise, medeni- leşme, alınteri Fiatının artışı de- ; mektir. Amerikan Cumur Reisi dikta- törlüklere hücum ettiği vakit, av- rupalı milletlerden birçoğu, bu ne- zaketsizliğe kızdılar: “Her mil- leti kendi rejimi ile rahat bırak- malıdır!” diyorlar. Acaba her mil- leti kendi medeniyeti ile rahat bı- rakmakda da aynı mantık huvue- ti yok mudur? B. Etem Ağralının cenazesi kaldırıldı B. Etem Ağralının cenaze alayı Maliye Vekilimiz B. Fuad Ağralı'nım babası B. Etem Ağralı'nın ölümünü, dünkü sayımızda, acı duyarak, haber ver» miştik, B. Ağralının cenazesi, dün öğle üzeri, Hacıbayram'da namazı kılınarak, törenle Cebeci mezarlığına götürülmüş- tür. Maliye Vekilimizin duyduğu teessü- re iştirak teşekkür mektubunu aynen koyuyoruz «& Bak edenlere yarzdığı tiyle ge - rek cenaze töreninde bulunmak lütf wm- duyduğum acıya iştirak eden sayın dostlarınn — - nu gösteren gerek yazı ile LA ran saygılarımın arzına vazetenizin dçw âletini vi i Malişı.m z lâletini rica ederim. » Fuad Ağralı