Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ULUS 1 SONKÂNUN 1936 CUMARTESİ KAMUTAYIN DÜNKÜ TOPLANTISI Vekiller memur mudur, değil midir ? (Başı I. inci sayfada) lerle mülki ve askeri memurlara ma- tuf olması varid görülmekte ve mad- denin ikinci fıkrasında da bunların kıdemen ve malülen tekaüd olmuş i- ken vefat edenler olduğu zikredile- rek kanunun 25 inci maddesine tevfi- kan tekaüd olmuş zevatım yetimlerine tahsis edilecek maaşın sureti tahsisi- ne dair sarih bir hüküm bulunmaması da bu mütaleayı teyid etmektedir. Her ne kadar mezkür kanunun bi- rinci maddesinde (Umumi büdceden maaş alan mülki ve askeri memurlar- la ordu ve jandarma zabitlerine ve... bağlanacak tekaüd maaşlarile bunla- rın yetimlerine verilecek maaşlar bu kanuna göre hesab ve tahsis olunur) denilmek suretile yetimlere bağlana- cak maaşlarda dahi mezkür kanunda yazılı nisbetlerin nazarı itibara alın- ması lâzımgeleceği tasrih edilmiş ve 41 inci maddesinde de yalnız terfih zamlarının yetimlere intikal etmiye- ceği gösterilmiş ve 63 üncü madde- sinin (C) fıkrasında da tekaüd maaşı almakta iken vefat edenlerin yetimle- rine vefatı takib eden ay iptidasın- den itibaren tekaüd maaşının yarısı- mm peşin verileceği gösterilmiş olma- sına göre ister kıdemen veya malülen olsun ister hükmen veya kanunun sa- lâhazalara binaen vazii kanunca ismi geçen zatlar hakkında meslekleri me- muriyet olsun clmasın maaşı için bi- rinci derecenin ve hizmet noktasın- dan da hizmet müddeti ne olursa ol- sun en az 25 senelik bir müddetin il- tizam edildiği anlaşılmakta olmakla beraber, hukukan mecburi sigorta mahiyetinde olan tekaüd maaşlarının kanunu medeni mucibince mirasçıla- ra intikali iktiza ederken vazii kanun bunu daha dar bir çerçeve dahiline alarak 1683 numaralı kanunun 48 ın- ci maddesinde sayılı mirasçılara has- retmiş bulunmasına göre bu kanunun 25 inci maddesinde bahsolunan ma- kamlarda bulunmuş olan kendileri için kabul edilmiş olan hak- kin 49 uncu maddedeki esaslar dai- resinde bunların aylelerine de intika- li tabit olduğuna ve muhtacı tefsir bir zatların nokta — bulunmadığına” ekseriyetle karar vermişti. Vekiller memur mudur, değil midir? Usulüne göre yalnız büdce encüme- ni mazbatası okundu, azadan biri mali- ye encümeninin bu mevzudaki ayrılış sebebini izah etmesini istedi. Maliye en- cümeni adına B. Emin ondan sonra da büdce encümeni adına B. Sırrı Day ken- inin mazbataları dahilin - lifülârz 25 inci maddesi mucibi bulunsun tekaüd maaşı almakta iken vefat edenlerin yetimlerine tahsis e- dilecek maaşlara tekaüd maaşlarımın esas tutulması icab etmekte ise de ka- punun 49 uncu maddesinin tahdidi mahiyette telâkkiye müsaid olan met- mine göre bu şekli tatbikte tereddüd olunmakta ve keyfiyet muhtacı tav- zih görülmektedir.,, Divanı muhasebat encümenine göre: 3 —— Divanı muhasebat encümeni maz- batasında “25 inci madde mucibince tekaüd edilmek hakkını haiz iken te- kaüd edilmeden vefat edenlerin 25 sene hizmet etmiş itibar olunarak al- mağa müstahak olacakları birinci de- rece tekaüd maaşının bu madde mu- cibince tekaüd edilmiş ve tekaüd ma- aşını almakta bulunmuş iken vefat e- denlerin de aldıkları tekaüd maaşla- rının tahsis esası ittihazı muvafık o- lacazğı,, bildiriliyordu. Maliye encümenine göre: Maliye encümeni ise “25” inci mad- nazara işbu tekaüd maaşlarının tefsir yolu ile ye- timlerine tahsisinin mümkün bulunma- dığına” karar vermişti. deye göre, hizmeti müddeti » L y e | —P | K —| l Büdce encümenine göre: Büdce encümeninin kararı ise Ma- liye encümeninin aksine olarak ”1683 sayılı kanunun 25 inci maddesinde büyük millet meclisi reisliğinde bulu- manlarla bilfiil vekillik etmiş olanlara tekaüd müddetini ikmal etmemiş ol- salar bile birinci derece üzerinden tekaüd maaşı tahsis olunacağı mut- İ>k olarak zikredilmesile içtimai mü- di n k de izahatta bulundular. Sonra B. Hakkı Tarık Us (Giresun) vekillerin memur sayılıp sayılmıyacak- larını ve memur sayılırsa onların da tekaüd kanunu hükümlerine tâbi ol- masının çok tabii olduğunu, vekille- rin de bir devlet memuriyeti yapmak ta olduklarını söyledi. Maliye encümeni (Bayazıd) — Tekaüd kanununun bi- rinci maddesinin mülki ve askeri me- murlarla zabitana verilecek tekaüdi- reisi İhsan Tav ye ve yetimlerine verilecek maaşa aid olduğunu, vazii kanunun istisnaen memur olmayan zatlere 25 yılı doldur - masa bile maaş verilebilir. dediğini, yalnız bu istisnai hükmün teşmil edi- lemiyeceğini, ölen vekillerin yetimle- rini mahrum bırakmanın hiç doğru olmıyacağı tabii olmakla beraber, bu- nun bir tefsir değil, tesis mevzuu ol- duğunu söyledi. Sırrı İçöz (Yozgad) — 25 inci mad- denin başlı başına ve Büyük Millet Meclisi reisi bir madde olduğunu, şahsen vekillik gibi devlet makinesın- de mühim bir yer alan değerli zatla- rın yetim ve dullarına maaş verilme- sine taraftar olmakla beraber bu- nun tefsirden ziyade tahsisi ile müm- kün olacağını olamıyacağını söyledi. Hakkıiı Tarık Us — Encümenden sarih bir cevab alamadım. Ben bazı emsal ile biliyorum ki vekâlette bulu- nanları, devlet kanunları memur ad- detmektedir. Mebuslara bahsi üzerine istisnai bır hak olarak verilen vekilliktir. Bu itibarla mesele- nin teşkilâtı esasiye encümenince tet- kiki lâzımdır. Bunun için bir de tak. ile vekillere münhasır kendisinin de memuriyet rir veriyorum. B. Mustafu Şerefin izahları: Mustafa Şeref Özkan (Büdce en- cümeni reisi) — Tekaüd maaşınır. mahiyeti devlet tarafından verilen paralara göre bir hususiyet göster- mektedir. Bu memurların şahsi hak- kının taallük ettiği bir paradır. Dev- let memuriyetine girmiş olanların âti- sini müemmen kılmak lâzımdır. Bunun için memuriyetten sonraki vaziyetle- rini temin etmek düşünülmüş bulunmuştur: Birincisi bazı tatbik ettiği memur maaşından kesilerek kapitali- ve iki formül vazii kanunların gibi, ze edilir ve kendisine bilâhare aylık olarak verilir. İkinci şekil maaşından kesilmez, fakat maaş tahsis edilirken ona göre tertib edilir. Şahsi hakların hepsi hukuk pren- sibi mucibince yetimlere intikal eder ve tekaüd hakkı da bunlardan biridir. Kanunu medeninin gösterdiği verese- ye intikali şümullü bulan vazii kanun tekaüd hakkının hangi çeceğini tayin etmiştir. Tekaüd maaşının bu mahiyetini gördüğü içindir ki öldükten sonra te- kaüd kanununun hükümleri kabul ve intikali muvafık gördük. Bu kanun vekillere 25 senelik- kıdem de bah- şetmektedir. Ve buradaki “kıdemen” L K P» L bt mn.r“f_ tur. Hakkı Tarık arkadaşım mühim bir noktayı ortaya koymuştur. Nazari tarif itibarile vekiller memurdur ve âmme hizmetinin daimi kadrosunda mevki işgal etmektedirler. Ceza ka- nununun memurlara karşı yapılan cu- rümlerde tayin ettiği cezalar vekiller için de kabul edilmiştir. Böylelikl-e burada vekilin memur olduğu teba- rüz ettirilmiştir. Yalnız vekillerin memuriyetleri bazı zaruretler icabı olarak memurin kanununa tâbi değildir. Bunların mü- rakabesi Büyük Millet Meclisine ait- tir. Memurların kontrolu ise, Büyük Millet Meclisinden aldıkları salâhi yetle vekiller tarafından yapılır. varislere ge- & G6B ĞAL Bu itibarla büdce encümeni ma- kamdan ayrılmış olan vekillere veri- len maaşların çocuklarına da teşmi- lini içtimai ve hukuki bakımdan lü- zumlu görmüştür. İhsan Tav (Bayazıd) — Mustafa Şeref arkadaşımız nazariyattan bah- setti. Vekillerin devlet memuru oldu- ğgunu kabul etsek bile maaşlar, vere selerine intikal eder mi, etmez mi? Bunun için ne serahat, ne delâlet, hiç bir şey yoktur. “Kıdemen” tabiri 49 uncu maddedeki sarahate göre memurini mülkiye, askeriye ve zabi- tan içindir sanırım.,, B. Tarık Us'un işin teşkilâtı esasi- ye encümenince tetkikini istiyen takri- ri reddedildi ve büdce komisyonunun raporu kabul edildi. Necib Asım ve Celal Sahirin hatıraları için birer da- kika susuldu. Kamutay pazartesi günü toplana- Hayvanlar vergisi kanunu Hayvanlar vergisi kanun layiha- sı Kamutayın pazartesi toplantısın - da görüşülecektir. Layiha üzerinde Ziraat ve Büdce encümenlerinde e - saslı tetkikler yapılmıştır. Encümen- lerde hükümetin teklif etmekte ol - duğu vergi mikdarları aynen kabul edilmiş, yalnız merinos koyununun (tiftik keçi) vergisi 30 kuruştan 20 kuruşa indirilmiştir. Büdce encümeni mazbatasında hayvanlar vergisinde yapılacak ten- zilatm devlet varidatında senede 5 milyon liralık bir noksanlık doğura- cağını tebarüz ettirerek bu münase- betle şu mütaleayı serdetmektedir: “ Bu sene memlekette hayatı u- cuzlatma ve sıhhi ihtiyaçların temi- nini kolaylaştırma maksadiyle ve 1935 büdcesinin Büyük Kamutayca kabulünden sonra tuz ve şeker ver- gi ve resimlerinin ehemiyetli nisbet- te tenzili sebebiyle de büdce varida- tında takriben eski istihlak rakamla- rına göre 7 milyon İiralık bir feda - kârlık iltizam edilmişti. 1935 büdce- sinin altı aylık bir tatbik devresinde devletin umum varidat tahsilatın - da geçen seneye nisbetle takriben 2,5 milyon İiralık bir fazlalık görül- mesi ve tuz ve şeker istihlakinin art- makta bulunması, tuz ve şeker re - simlerinin indirilmesine rağmen 1935 tahsilatının yekün itibariyle tahmin edilen mikdarı tutabileceği ümidini vermektedir. Layihanm Kamutayca kabulü halinde vergi tenzilinden mü- tevellit 5 milyon İira raddesinde- ki noksanm bir kısmımın hayvanla - rm artmasiyle ve diğer bir kısmının da bu layiha ile tadad ve yoklama işlerinin daha esaslı ve salim bir şe- kilde ifasınım derpiş edilmiş olmasiy- le temin edilebileceği mülahaza e - dilmekte ve tenzilattan mütevellit farkın kısmen telafi edilebileceği u- mulmaktadır.,, Mütehassıs doktorlardan alrnacak tescil harcları gerler ve sair sıhhiye memurlarına verilen vesika, ve şahadetnameden almacak tescil harçları hakkında hü- kümet Kamutaya bir knnun layiha- sı vermiştir. Tamir edilen eski eserler Evkaf genel direktörlüğü eski eserlerimizden olan Edirnede Se- limiye, Mihal gazi, Eski camii ile İstanbulda Teşvikiye camiini ta- mir ettirmektedir. Geçen fırtınada minaresinin külâhı uçan Süley- maniye camii de tamir ettirilmek- tedir. Resimli kartpostallar Posta idaresi memleketin tabii gü: zelliklerini dünyaya tanıtmak için Devlet matbaasında 200 serilik resim- li kart ve kart postallar bastırmakta- dır. Bundan başka posta idaresi bil- hassa kıymetli mektuplarda kullanıl- mak üzere pullu ve'Bezli zarflar da caktır. Mütehassıs doktorlarla kimya - * İ yaptırmaktadır. dan: Bu haftaki lik maçları Ankara Ayaktapu Kurulun- 11.1.1936 CUMARTESİ 1 —— Gençler — birliği - Altaborllu genç takımlar saat 14. Yargıç: İsken. der ği 2 — Altınordu - Güvençspor ikinci — takımlar saat 15,15. Yargıç: Fehim — 12.1.1936 PAZAR 3 — Demirspor - Güvençspor bi« rinci takımlar saat: 12,30 Yargıçt Hüseyin A. G. 4 — Ankara Gücü - Kırıkkale gü- cü birinci takımlar saat: 14,15. Yar« gıç: Ömer. Galatasaray Ankarada Çankaya spor kulübü ayın 18 ve a 19 uncu günleri Çankaya ve Ankara gücü ile iki maç yapmak üzere Ga- latasaray kulübünü Ankaraya çağır: mıştır. Haber aldığımıza göre Gala- tasaray bu daveti memnuniyetle ka- bul etmiştir. Eskrim müsabakal—arx ğ Halkevi s#por komitesi başkan- — lığından: Bugün saat 20,30 da evımızdı_ komitemiz tarafından tertib olu- nan eskrim müsabakaları ynpı'v a caktır. SĞ Bu müsabakaları görmek isti- * yenlerin biletlerini daire direk- törlüğünden almaları. Boks kulübü kongresi Ankara Boks Kulübünden: Senelik umumi — kong (12-1-936) pazar gıınu aat ( da Ankara Urayı içtima sal “da yapacaktır. Bütün azanın | mi mezkurda toplantıya gelme!: rica ederiz. POLİSTE : S Tabancalı -berber Ustası Hasan Tahsin tarafınd şine nihayet verilmesinden da kendisine kızan berber Salih, olduğu halde Tahsinin dükkâ lerek tab çekmek istemişse de kalfa Rasim tarafından tutulup ka; ya meydan verilmemiştir. Berber $ Hh evrakı ile adliyeye verilmişt_ir. t Bakkalı dolandırmış Bakkal Rüştüyü müşterileri Ifeııy bına kandırarale 150 kuruş — dolandıran Cafer, buna kanmayıp 20 kuruş daha saz dırmak isterken, şikâyet üzerine pdı lis tarafından yakalanmıştır. Çağri Ş *Kamutay Maliye encümeni bugün saat 10 datoplanacaktm— azaların gelmeleri. . çi ULUS'un romanı: Kırmızı Zanbak Yazan: Anatol FRANS Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR XXVIII Pembe kayalıklarla dolu mavi deniz, gü- müş eteğini, iki uzun körfezle nihayet bulan anfiteatr boyunca, kıyının ince kumları üze- rine seriyordu. Günün güzelliği, Şatobriyan'- ın mezarı üzerime Yunanistan güneşinin bir huzmesini getiriyordu. Bahçedeki türlü a- gaçlar üzerinden plâja, okyanosa, adalara ve kıyı yollarına hâkim olan balkonlu odasında Terez, o sabah San Molo'ya gidip postaha- neden aldıktan sonra, yolcularla dolu salon- da açamadığı mektubları okuyordu. Öğle ye- meğini yeryemez odasına kapanmış ve ora- da mektubları dizlerinin üstüne yayarak doy- mak bilmez bir arzu ile okumağa başlamıstı. O gün saat ikide babası, kocası, prenses Se- niavin, mebusun karısı Madam Bertiye d'Ey- zel ve akademi azasının karısı Madam Rey- mon'la birlikte bir araba gezintisi yapacaktı. O gün iki mektub gelmişti. İlk okuduğu Te gb ünceve neseli bir aşk kokusu neşre- diyordu. Jak kendini bu kadar güler yüzlü, bu kadar sade, bu kadar bahtiyar ve bu kadar füsunlu göstermemişti. Mektubunda, Terez'i sevdiğinden beri kendinde öyle bir hafiflik, öyle bir çalâklikle yerden yükselip gittiğini hissediyordu ki san- ki ayakları toprağa değmiyordu. Yalnız bir korkusu vardı, o da rüya görmekte olması, Te- rez'in tanımadığı bir adam olarak uyanıver- mesi idi. Şüphesiz bir rüya içinde idi ve ne rüya! Via Alfieri'deki köşk, Mödon'daki meyhane, öpüşmeler ve o ilâhi omuzlar, ve gamzelerin gülümsediği bütün o eşsiz et, O yumuşaâk ve çevik, çiçekler arasından akan bir ırmak gibi serin ve kokulu vücud... Eğer kendisi rüyasından uyandırılmış adam değil idiyse herhalde terennüm eden bir sarhoştu. Eyi ki aklı tamamiyle başında değildi. Ya- nında bulunmıyan Terez her an gözlerinin önünde idi. “Evet, seni yanımda görüyorum, bütün gök yüzünden ve bütün çiçeklerden daha tatlı mavi olan göz bebeklerinin üze- rinde kirpiklerini, harikulâde bir yemişin eti- ni ve tadını taşıyan dudaklarını, gülerken insanı kendine tapındıracak gibi çukurlaşan yanaklarını, ve güzel, canı cekici - fakat ka- çıcı ve kapıp kaybolucu hir halde - görüyo- rum; ve, kollarımı açar açmaz seni kaçmış, uzaklarda, sarışım geniş plâjda, sırtımda pembe kostümün, başında şemsiyenle, kü- çücük bir çiçek gibi, çok uzaklarda buluyo- rum. Oh! öyle küçücük ki tıpkı bir gün, Flo- ransa'da Kubbe meydanındaki çan kulesinin tepesinden gördüğüm gibi mini mini... ve o günkü gibi bu sefer de, kendi kendime: “O- nu benden <ek için bir ot parçası yeti- yor, halbuki ben: » için o neşenin ve ıstırabın sonsuzluğudur” d'yorum., Jak mektubunda, yalnız kendisinden u- zak olmanın işkencelerinden — sızlanıyordu. Bununla beraber, sızlanışlarına da bahtiyar aşkın gülümseyişlerini katıyordu. Dinar'a gidip Terez'i şaşırtacağını şaka makamında söyliyordu. “Hiç korkma, beni kimse tanıya- mıyacaktır. Alçıdan heykeller satıcısı kılığı- na gireceğim. Böylece, düzenbazlık da etmiş olmıyacağım. Sırtımda kül rengi bir göm- lek, bacağımda mavi bezden bir pantalon, sa- çım sakalım beyaz bir toz içinde, gelip Mon- tessüi köşkünün bahce kapısını çalacağım. Sen Terez, başımdaki tablayı dolduran hey- kelciklerden beni tanıyacaksın. Bu heykel- ciklerin hepsi Aşk heykeli olacak. Bunlar arasında sadık Aşk, kıskanç Aşk, şefkatli Aşk, canlı Aşk, pek çok canlı Aşk bulunacak. Ve ben, Piza veya Floransa esnafımın - sert ve ötücü dik ile bağrracağım “Tutti gli A- mori per la signora Teresina!” gizle- can Tereze çocukken-oltuduğu dua kitablarr nı hatırlat-yordu “Sizi ve sizde her şeyı viyorum: sizi taşıyan taprağı, Üüzerine pe ge hafif basarak guzelleşurdig'nız topragı. sizi — bana gösteren ışığı, teneffüs ettiğiniz hava- yı seviyorum. Avlumdaki iğri çınarı seviyo- rum, çünkü siz ona baktmnız. Size bir yaz ak- — şamı rastlamış olduğum caddede bu akşam — dolaştım. Seyretmisş olduğunuz simsirde bir dal kopardım. İçinde olmadığınız bu şe- hirde yalnız sizi görüyorum.'” aç Mektubu bitirirken: drsşarda yemek yıve- : ceğini bildiriyordu. Doğduğu şehir olan Ne- ver’e gitmiş olan Madam Füzelliye'nin yok- luğunda tencere devrilmişti. Ruvayal soka- gında, alışık olduğu bir kabareye gidecek.- - ti. Ve orada. biribirinden ayırd edilmez ka- labalık arasında onunla T'erez başbasa kala- caktı. ğ Görünmiyen okşayışların tatlılığiyle gev- şeyen Terez gözlerini kapayıp başını kana— penin arkasına dayadı. Büyük merdive önüne yanaştığını duyduğr arabM irü tüsünü işiterek ikinci mektubu açtı. Onun — karısık vazılarını. biribirinin ardısıra koşars ken iğrilip büğrülen satırlarını görünce ile zuldu. SKEDERĞN T *Sonu var)