SAYIFA & Spoara dair Umumi sinir buhranı! hiç ilmi bir fuz ben umumi sinir buhranından bu- #günkü insanların ruh haletini haste diyorum. Buna sebeb olan da bir yan- “dan makina öbür yandan da elektrik huvvetleri olmuştur. Geçirmekte ol- duğumuz hayatın şekli bundan otuz kırk sene evelkinden çok başkadır. Velospidle başlıyan çabukluk ihtiya- €a bizi nihayet havalarda uçurdu. Za- man ve mesafe mefhumlarının mana- # kalmadı. Ondan başka çabucak yükselmek, ya mevki veya servet sa- hibi olmak büyük harbtan sonra bu da herkesin iştiha ve hırsını çok can- Gmil insanların ceh- len değiştirdi. Eskiden bi- “zim bildiğimiz cehd muntazam ve de- Emniyet ve itimad ile bir #ayeye ulaşmak için tedricen yürü- “nürdü. Dimağ bu kadar şiddetli. bir faaliyete maruz —de Buçünün “cehdi büsbütün başka bir çehre arze- diyor. Şüphe, endişe ve ümid şiddet- bir hususiyetle onu sarıyor. Bugü- 'ün cehdi piyangoya, hattâ kumara geh benziyor. İnsan ya birden kaza- #uyor ya elindekini kaybediyor: İşte bu gibi ahval genclerimizi de “daimi bir halecan içinde yaşatıyor. “Genclerin kanı gibi, kafası da durma- “dan kaynıyor. Her şey o kadar çabuk değişiyor ki fırsatı/ kaçırmamak, sında istifade edebilmek için daima Jayanılı, daima tetikte bulunmak l- menfaat Bütün bu hayhuy içinde bu daimi kovalamacasında nazım va- hepsi enun üdeta birer emirber İnsanlar ekmek parası çı- 'veya daha doğrusu ha - doyurmak için nasıl daimi mecbar iseler, yaşa- ! için de yabancı düşmanlarla du- savaş yapmak mec- düşmanların a- ma mikrob diyorlar. " İşte cümlei asabiye bu harbta mu- hevemetin direktörü, zaferin müret- “kibidir. Gayenin elde edilmesi için “ #arfedilen cehd ve gayretin ahengini kalmaz, ötekilere de tehlike- gelmekte olduğunu bildirir ve te- uğrayan zayıf noktanın mü- için onlara tertibat aldırır. / Zihayat olan bir mahlükun bütün 've hareketlerinde cümlei asabiye- mühim bir rolü vardır. O âdeta dehlizini teşkil eden kemerle- | anahtar taşı gibidir. Onu çıkarı: bina olduğu gibi çöker. Es 've onları bir anda yakasın- tutup yere çalmaktodır. Vakıa azı ufak tefek alâmetlerle felaket rğini evelden bu adamlara ha- vermiyor değil, fakat onlar ken- ilerine, kendi adeli kuvvetlerine o lar güveniyorlar ki bu ihtarları bi. ver dudak büküp geçiyorlar. Bunu ne Bu kuvvetli, sağlam gördüklerimiz “farkına varmadan kendilerini çok harcamışlardır. Fasılasız cehd onları içinden yiyip kemirmiştir. İşte, bugün Beşeriyetin maruz olduğu Buhranına karşı en tesirli çare en Hemmel ilâç nedir bilir Yumaya, tam manasiyle sağlam, key- #i yerinde, sinirlerine hâkim olmuya V yerıyan biricik vasıtadır. Sarsılar sinirleri tahviye edecek, i viye edecek, İnsanı ahat yaşatacak olan bu sihir. İlacın navıl almacağı, ne hedar ol Spor umumi sinir buhranının önünü nasıl alabilir? nacağı, ne vakit alınacağı? bilinmez- se her deva gibi edebilir. Bir misal ile bunu an- latayım, İskrim! çok faydalı bir zehir haline in- bir spordur. hafızayı işletir, fazla yağları e- ritir. Daha birçok - iyilikleri - vardır Fikir yorgunluklarını telafi etmek Birçok kimselere tavsiye - edilir. Ancak fazla bir fikir meşgalesini mü- teakip meselâ Üniversitede bir riyazi- 'ye veya herhangi bir tabi tihanından sonra yapılan İskrim din- lendirmek şöyle dursun yorar ve fikir yorgunluğuna bir de cümlei asabiye yorgunluğu binerek insanı der. Öyle ise herhangi bir sporun ya- pılacak zamanını iyi bilmek lâzımdır. Sonra dozunu iyi tayin etmek! kürek çekerken, ata binerken, yüzerken, dağlara tırmanırken, futbol veya te- nis oynarken, bu beden idmanlarının hangi noktadan sonra zararlı olaca- d da yerine zarar görürler ve bu zarar ilk tesirini cümlei asabiyede gösterir. Adaleleri gayet güzel teşekkül etmiş ve koşuda, gülle kaldırmakta, güleş te veya boksta çok meharet gösteren nice atletler vardır ki sinirleri sakat- tır, çabuk kızarlar. Çünkü sinirli ki yani hastadırlar. Bu gibilerin spor bir kat daha sinirlerini hasta etmiştir. Sporun sinir buhranlarını tedavi mutlak sükünet içinde yapılmalıdır. Benim ötedenberi (se- Yircisiz spor!) prensipimi spor eleba- ilimler im- harab e kestirmiyen gencler çok kere fay #elarına dinletemedim. Evet seyircisiz #porl spor bir deva mahiyetini alabil- için bedenen fikren sükünete lü- zum vardır. Halbuki bugün spor - elektrik cereyant tesiri altında yoru. yer, yıpratıyor, bitiriyorlar. Yenenle Fi alkışlıyan, yenilenlerle alay: eden seyirciler bilerek, bilmiyerek spor ya- pan genelerin yalnız bedenine de; ahlakına karşı da bir suikasdda bu. Tunuyorlar. Ne yazık ki unutup başkaları” için spor yapan gençler, başkalarının kurbanı oluyor. Selim Sırrı TARCAN kendilerini Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezinden Kışın şiddetli sağuğundan bir çok yoksul çocuklar ve çocuklu an- neler inlemektedir. Bu iniltileri dindirmek bepimize düşen insaniğ ve milli bir ödevdir. Bu ödevi ye- rine getirmiş olmak için evinizde kullanılmıyan eski elbiselerinizi 'Çocuk Esirgeme Kurumuna” veri:- O her gün başvuran yoksul yav- rucukları sizin bu yardımlarınızla eşyaları bir memurumuz almak ü- zere Genel Merkezimize telefon- la bildirmeniz kâf Halkevinde koro Halkevi bu yıl bir koro teşkil edeceğinden bu koro içinde çalış- mak isteyen sesleri müsait Bayan ve Bayların her gün öğleden sonra halkevi bürosuna baş vurmaları rica olunur. Yazı işleri ayın on beşine kadar sürecektir. Koroya irak etmek isteyipte şimdiye ka- dar musiki ile meşgul olmamış o- lanlar da ders görmek üzere ken- kayt ettirebilirler. Nöbetçi eezaneler Gün: Eczanenin adı: Çarşamba — Ege Eczanesi Perşembe — Sebat - Yenişehir eczaneleri Cuma — İstanbul eczanesi Cumartesi Merkez — , Yer » azartesi — Ankara — Halk » 136 tarihinden itibaren iki ay müddetle, şehrimiz eczaneleri yukar. daki cedvele göre nöbetçi kalacalı. lardır. —— — —— SAA GG İNGİL! TERE KUVV Viconte Castlerosse imzasiyle Deyli Ekspres şu yazıyı neşrediyor: Buhran esnasında, elinde son ka- lan on milyon dolarını kemirmekle meşgul bir amerikalıya oldu. O zaman fakirliğin ne kadar nisbi bir şey olduğunu anladım. Hava küvvetlerimizin zayıflığından sikâyet eden bazı ingiliz mahfillerin- de bu am, İngiliz hava filosu dünyanın en mükemmelidir. İşte bizim hava — ve deniz kuvvetlerimizle italyanınkileri kayaslıyan rakamlar, bunlar beliğdir. rastladığım alının zihaiyetini bulu- İngiliz imparatorluğu 15 zırhlı, 64 kruvazör, 164 torpido muhribi, 42 de- nizaltı gemisi ve 6 tayyare gemisine İtalyanın 8 zırhlısı, 39 kruvazörü, 118 torpido muhribi, 88 denizaltı ge- vardır ve tayyare gemisi yoktur. İngiliz hava filosu 1434 tayyare- den mürekkebtir ki bunların 935 ta nesi harb tayyaresidir. İtalyanınsa 850 si harb tayyaresi o- lan 1700 tayyaresi vardır. Fakat bu rakamların bize aid olan kısmının İngilterenin hakiki harb ka- Pasitesini gösterdiğini sanmak — hata olur. Kendi şahsınız için son model bir motörle techiz edilmiş bir tay, iş etmeye kalkışınız. Eğer ta- üniz yar olursa en az iki sene sonra tayyareyi e teslim ederler. İngil gündüzlü çalışıyor. da dünyanm en iyi GK ÇERURAR TAŞTNETRS törü vardır. Bizzat B. Duglas'ın ağ- zından, yeni tayyarelerinden be motöriyle - çalışa im ve Şerburg'da motörleri Bris- tol mz iki Duglas tayyaresi gördüm. Almanyanın İtalyaya karşı vaziye- ti sarihtir ve Berlin'de gizlenmiyor. Alman genel kurmayı italyan ordu, (donanma ve hava kuvvetlerini biraz hakir görüyor ve İtalya macerasının yürüyüşü onu, fikrini deği sevkedecek mahiyette değildir. Diğer taraftan Almanya bize kar- 44 koltuk kabartacak kadar israrla dostça hareket ediyor. Ve Zayıflarla kabiliyetsizlere saygı göstermek al manların âdeti değildir. Deniz ve ha va kuvvetlerimize karşı yapılan ten- kidlerden bazılarını da gözden geçi relim. Yüzbaşı Norman Mak Millan ya- zıyor: Cibraltar eski bir müstahkem mevkidir ve Liyej'le Namür nasıl al- vemet edememiş olduğu gibi Cibral. tar'da hava taarruzlarına karşı koya mıyacaktır, Malta, bütün filomuzu gektiğimiz ve müdafaası imkânsız adadır.> İngiliz tayyarecileri milli birliği ve isi olan yüzbaşı Norman Mak - Mil. lan'a borçlu olduğumuz bütün say ile söyliyelim ki maktadır. B. Mak Millan Liyej ve Namür'den bahsediyor. Fakat 1918 de bütün sı- 'nır boyunca sığmakları unutüyor mu?Bir bir mitralyöz — ve bir adam, Krup'a, Vikers'e, Şaayder'e 'vemet etmiş olan kuvvet. Bu sığınağı bir milyonla darbedin Cibraltar'ı elde edersiniz. Bombalar vermez fakat Cib raltar birçok düşman tayyarecilerinin hayatına malolabilir. Sardenya ada sından Cibraltar için uçmazdan öner yenilmez Amada'nın tarihini okumat faydasız olmaz. 1933 € kadar Cibraltar kumanda a olan general Sir Aleksandr God muka |Bir harb olursa İngiltere 11 SONKANUN 19364 ıTEJ £TSİZMİDİR? Akdenizde ne yapabilir? Bir Irlanda muhafız taburu Cibraltar boğazını bütün dünyaya karşı müdafaa edebilir . ley'in söylediklerini dinleyin. Ona gö- r Cibraltar'ın zaptı imkânsızdır. O- 'nu bütün dünyaya karşı müdafaa için bir İrlanda muhafız taburu kâfi ge- bir. Maltaya gelince, bu adanın © ka dar büyük bir ehemiyeti yoktur. Bel. ki onu elimizde tutmak - bizim için imkânsız olur, fakat italyanlar da Mal- tayı muhafaza edemezler. Şarki Akdeniz'de mutlak üstünlü- #ümüzü umumiyetle herkes kabul et- mektedir. Şu halde Akdenizin iki ucu bizim elimizdedir, ve gereğinde deni; bu kapayabiliriz. Fransa: sahille- Amerikanın bitaraflığı otarşi si ri, B. Laval'in vadettiği gibi bize açık olacaktır. Haritaya bir defa bakmak Tunusta toplanacak kuvvetler tara- fından İtalyanın cenubunun tehlil ye gireceğini ve şimal tarafının da Alp - Maritim tarafından tehdid edi. lebileceğini anlamaya yeter. Denizaltı gemilerine gelir deniz bunların kullanılmasına müsaid değildir; Akdeniz suları çok berrak- 'tır ve ekseriya kâfi derecede derin #ildir, çünkü şimdi vücudu çabucak meydana çıkarılak stemi için bir teşvik olacaktır B. Ruzvelt, Amerika Dün kongrede 0- kuduğu nutuk, hakikaten, ehemiyeti pek büyük olan çünkü Birleşik Devletlerin bitaraflığı meselesini bütün genişliğiyle ortaya koymaktadır. Vaşington hükümetinin takib etmek istediği siyaset ile dün- kavgalardan uzak kalmak dir; 1917 de dünya felaketine sürük- Çibi, kendisini yi bir mak istiyor. Birleşik Amerika bir har- ba iştirak etmek tehlikesine ve silah la müdahale etmek — mecburiyetine “usruz kalmaktansa silah satışının A- edeceği kârı feda etmeyi tercih ediyor. Saldırgana olduğu gibi sebebsiz ye re tecavüze uğramış olana da yani bütün harb edenlere karşı mutlak bir bitaraflık; harb eden devletlere yal- 'aız harb vasıtalarının deği harbın devamı hammaddelerin verilmesinin yasak e- dilmesi, B. Ruzvelt tarafından tasar- 'anmış olan sıyasanın formülü budur. Bu mesele üzerinde durmalıyız, cünkü bu yeni hâdisenin yalı manzarasına bakıp geçmek bi filceli olur. Amerika - bitara! Habeşistan ve Milletler Cemiyetiyle anlaşmazlık halinde bulunan İtalya- üzerindeki doğrudan doğruya tesirleri ile, Birleşik Ameri- kanın mutlak bitaraflığının Avrupa- 'dr meydana çıkabilecek herhar kavga üzerinde yapacağı umumi te sirler ayrı ayrı şeylerdir. Bundan böy- le, yalnız 1914 den 1918 e kadar ol- uğu gibi dünyanın hak ve hürriyeti- müdafaa için silahı ellerine almış tevletler değil, hattâ kendi haklarını ve istiklatlerini müdafaa için çarpışa- zak milletler bile, mücadeleye devam için kendilerine lüzumlu Amerika ma mülleri ile hammaddelerini almaktan umudu keseceklerdir. mesin, bu hal, tecavüz slsun, herhangi bir harbın şartların değiştirecek mahiyettedir, ve bütün milletler, şimdiye kadar Amerikadan #ekledikleri eşyadan icabında vaz ge ebilecek —sürette — endüstrileşmeye mecbür kalacaklardır. Bu, otarı Bunun bir başka neticesi de, harb ha- 'adan alınamıyacak olan hammaddelerin müstahsili - Sovyeler Birliği gibi - devletlerle olan müna: sebetlere büyük bir ehemiyet vermek slacektir. Bunu söyledikten sonra B. Ruzvel- ni tamamlıyan Gnde Ai ibirine karıstırılmaması ee reken iki nakta bulunduğunu hede etmeliviz: Amerilennın bitai aid olaniyle, “kılıç kuvveti” zihe tiyle girişilmiş her hareketi ea dır tabirlerle mahküm eden bilhas- taraf, Birincisi üzerinde yan- bir Monroe dokterini gereğince, A- dünyasına yapılacak herhan- bir müdahale hakkında - ihtiyath lavranmaktadır. Dava şudur: Birle- gik devletler, harb eden devletlerin “Amerikadan silah, cephane, materyel almaları suretiyle harbın devamını tesvik etmeyi reddedecektir. Formül lanmış olursa olsun gene de harbı vam ettirebilecek maddelerin bü, mikdarlarda harb eden devletlere sa> tılması yasağının genişletilmesini ifa de eder. Zecri tedbirlerin genişletil. mesi meselesi, birkaç gün içinde, teks rar Cenevrede konuşmaya başlandı zaman, buna taraftar olanlar B. Ruz. 'nutkunda kendi tezleri lehine deliller bulmaktan geri kalmıyacak. dardır. B. Ruzvelt, nutkunun siyasi/ tara» fında, doğrudan doğruya — İtalyanın kastedilmiş olduğunu gizlemiyor. Ese ki harblardan doğmuş olan haksızlık. ları doğrultmak, ticaret ve nufusları 'na mahreçler bulmak için genişle- mek istiyen ve barışçı görüşmelerle ul hedeflere varmak için gerekli sabrı göstermiyen millet. leri suçlarken bu sözler aynı zaman. da Almanya ve İtalyaya hitab etmek- tedir. Ve B. Ruzvelt'in bu milletler insanın içinde yal. vazifeyle mükel- lef olduklarına ve bütün ötekilerinin kendi derslerini dinlemek - ve boyun eğmek zorunda olduklarına inanmak- Ja eski “kılıç hakkı” kanununa düne düklerini söylerken bilhassa ısrar e- diyor. Otokrasi ve tecavüz rejimleri. ni takbih etmesi, “otokrasi ve teca. vüz ikiz zihaiyetleri" ne karşı gelme- si, manevi kuvvetleri müsamahasızlık. ve tecavüz otokratik sıyasası aleyhi. N7 şekilde bezın leri lehine harekete getirmek lüzümu: 'nu teyid etmesi, bütün bunlar doğru- dan doğruya Roma> ve Berlin içit söylenmiş — sözlerdi harb eden milletlere karşı en kati bir bitaraflık tutmaya, ken vermiyen kavgalara karışe karar verirken enfaatler 'tan ve manevi nüfuzlarımı sulh ve de. davası lehinde — kullanmakie tan vaz geçmiyor. B. Ruzvelt” ku, kuvvetle kaydeti umumi temayülleri kadar, İtalya - Habeş buhranında Cex 'nevre'nin takib edeceği vsul üzerime deki tesirleri itibariyle de, her bukım otan e mokras