SAYIFA 2 TDAKadma (Başı I. ci sayıfada) Mhulınuyınıııhıııi_ıyc- Hü bir gimşek çakmıştır. Türke varlığını, — erkinliğini, egemenliğini, soysallığını bağışlayan yüce Önder, türk dilini de ay- — dm gözünün önüne almıştı. Bu bakışın ilk verimi 26 eylâl 9232 de yurdım her ye — ginden gelmiş bin kadar dilcinin Dol - — Mmabahçe sarayında toplunması — oldu. — Birinci türk dili kurultayı adıyla türk devrim tarihinde yer alan bu toplantı. sun bugün üçüncü yıl dönümünü kutlu. /— yoruz. Bayramınız mutlu olsun. — 'Türk dili işini bu durağa getirmez- den önce, Önder, © uğustos 1928 de türk alfabesini yarattı. Bu aifabe dili- — mize soysal dünyada hakkı olan yeri — vermişti. Bu alfabeyc yaraşır yolda lü. gat, gramer, terim yaratma işine de el — gı yaram, güçlükleri yenen, en kısa yol. — dan en umulmadık yüksek buluşlara va. — ran dehasıma göre, yeter değildi. En — küçük bir izden ulu bâr anayol bulan — Önder, bu yetmezliğin neden ileri gel. — diğimni hamca gördü. Dil devnimine doğ- Tu yürüyen yolun tarih kaynağına da. — yanması gerekliğini duydu ve yaltırık — saçan gözlerini otaya çevirdi 'Türk Dü kurumuna öz bir kardeş o- — Sarak kutsal eliyle kurduğu 'Türk Tarih Kurumu, yet yüztü tarfhinin ilk kültür — aşıklarının orta Asyadaki türk anayur. — dunda parladığımı, oradan türlü göçme — yollariyle Ural . İdil boyuna, Hind elle. — Fine, İran yaylasına, Mezopotamya ova- — larına, ön Asya'ya, Ege ve Akdeniz kı- | yılarına, Afrika'ya, Atlas okyanısmı ya- — kalarına, Vistöl, Rayn, Tuna havzaları- — ma, Cine, Amerika'ya ve bütün Okcana — yayıkdığını ortaya çıkardı. Soysal yaşa- — manın, bilginin, her türlü kültürün kay- nağı böylece belli edildikten sonra, ye- — miden dil üzerine dönlülebilirdi. Tarihin verdiği yeni aydınlığa göre, yer yüzü — dilleri özerinde türk dilinin bir kaynak gibi gözden geçirilmesine başlamak, bn- — mun için de bir yandan türkçenin en es- — ki varlıklarına kadar derinleşmek, bir yandan da başka dillerin etimolojilerini /— araştırarak bunlarla dikmiz arasında ta- gihin, belki de tarihten öncenin karan- ları içinde unutulmuş olan hağlılıkla- bulmağa çalışmak... İşte yeni dil atı - /— fışmın başlıca amaçları bunlardı Beç Birinci dil kurultayı, kurduğu dil ku- — Tumuna iki büyük çalışma yolu göster - mişti: bunlardan birincisi, daha çok pra- /|tik olarak türk dilini herkesin kolayca — Ööğrenip anlıyabileceği şekle koymaktı. — İkincisi, daha gücü ve daha esaslı. — g ise, dilimizin bütün dünya dillerine kaynak olduğunu ortaya çıkarmak, bunu bütün bilim dünyasıma tanıtmak. tı. — Üç yallık çalışmasının ucunda, bu !I“ylk,düıdndznehıhrnn- neler yapmış olduğumuzu, bura. — ga kısaca anlatmak isterim: Dilimizi bütün ulusun kolayca an - — layıp öğrenebileceği bir şekle koymak Açin kısaca yazı dilini konuşma diline “elden geldiği kadar yaklaştırmak diye “ anlatılabilir. Soysallığın, ileriliğin en — birinci şartı, okuma, yazma bilmektir. / Biz de bütün türklere okuma, yazma, -— hesab öğretmek isteriz, alfahe değişi - /minden sonra okuyup yazmada bir güç- Tük kalmamıştır. Yalnız okunatak şe - /— yin anlaşılması da gerektir. Gazeteler- — de, kitablarda kullandığımız yazı dili — berkesini konuşup anladığı dilden ayrı — oldukça, bu anlaşılma işi sağlanınış 0- — lamaz, İşte bunun için Dil Kurumu ya. — zıda kullanılan fakat konuşma dilinde olmıyan sözlerin konuşmada kul - lan sözlerle değişmesine çalışmak - “tadır. Karşılık arama yolundaki bun- — €a emeklerin sebebi ve hedefi budur. . Yazı dilimizde yer akmnış, fakat halk — konuşma dilinden — uzak kalmış olan Gözlere karçılık aramak için kurumu - muz şimdiye kadar şu işleri yapmış. tir: 1 — Bütün yurd içinde halk ağzın. — dan söz derlemesi yapılmıştır. Bunun için bütün öğretmenler, dilseverler, t işyarları, Halkevleri ödev almış Köylere varıncıyâ kadar her B B e F verilen söylev yerde halkın ağrımdan duyulan sözler, fişlere geçirilmiş, ilçe ve il başkentle- rinde toplanmış, süzüle, süzüle kurum meckezine kadar gelmiştir. Birbirinin tıpkısı olanlar, ilçe ve il merkezlerin. de birleştirildiği halde, kurum merke zinde toplanan fişlerin sayızı 140.000 e varmıştır. Bunları koynunda toplıya. tak bir derleme dergisi hazırlamakta - yız. 2 — Yazı dilinde çok kullanılan, fakat halkın konuşma dilinde yeri ol. mıyan 1500 kadar kelime, gazeteler, a. janslar, radyolarla berkese bildirilerek bunlara karşılık arama işi, bütün olu- ga bir ödev olarak verilmiştir. «Büyük dil anketi» adı verilen bu çalışma bü. tün yurdda derin bir sevgi ve ilgi ile karşılanmıştır. Bu sözlerin — hepsine gelen karşılıklar sıralanarak, Türk Di. hi bülteninde ortaya konmuştur. $8 — Anketec konmuş ve konmamış yazı dili sözlerini — karşılamak üzere, derlemeden gelen fişler ile 156 kadar kitaptan törkçe sözler tasatılmaş, türk dilisin varlıklarını, kiç doğllse bu var- kığın böüyük bir kosmunı keymmnda top. hyan bir saramma dergisi — bosukmıştır. Bu dergide şimdiye kadar yabancı sa - nekan 7000 den artık söze karşı, bun - ları anlatan 30000 e yakın türkçe söz vardır. Bu türkç sözlerin toplanısı, ilimi - rin törlü şiveleri ve varlıkları üzerin « de kazçılaştırmalar — yapabilecek geniş bir çalışma meydanı açmıştır. 4 — Tück söz yaratma yollarını gös- termek ve bir kökten bir çok sözün ü. reyişini ottaya koyarak yeni yeni söz. ler bulma işini herkesin yapabileceği bir gekle sokmak isteğiyle, dilimirde söz kurumu yolları üzerine bir anket yapılmış, bu anketin iki parçası bası - ltp yurda yayılmıştır. Bunların verimi ve kurumun çalışmaları, baskıya veril. mek üzere hazırlanmakta olan « ekler Dergisi> nde toplanacaktır. $ — EBn son olarak tarama dergisin deki karşılıklar elenmiş, gerekli sözle. rin karşılığına yeni sözler yaratılarak bir «Karşılıklar kılavuzu» yapılmış ve herkesin gözü önüne konulmuştur. Bu kılavuz osmanlıcadan türkçeye ve türk- geden osmanlıcaya olmak üzere iki kı. sımdır. Cep kılavuzu şeklinde basıl - mıştir. Herkesin kolaylıkla kullanabi- Teceği bir biçimdedir. Bütün bu sayılan çalışmalarda göz önünde tutulan şey, yazı ve okuma di. lini elden geldiği kadar konuşma dili. pe yaklaştırmak, okuyacak türk çocu - ğuna en kıta bir zamanda en kolay bir yoldan en çok bilgiyi belletme yo « tunu bulmak, her türkün gazete, mec. muâ, roman, okürken okuduğunu anlı- yabilmesini sağlamak olmuştur. Yoksa karşılığı gösterilen sözlerin öz hökle - rinin türkçe olduğunu inkâr etmek de- gildir. Ba büyük hakikatin bütün ilim dünyasına gösterilmesi zamanı da uzak değildir. Biraz sonra daba geniş ölçüde an, latmağa çalışacağım: — Araştırmalarımız ilerledikçe, biz, türkçeden ayrı gayri denen dillerde de sevgili ana dilimizin köklerini ve sözlerini bol bol bulmak - tayız. Bunun içindir ki, kılavuzda orta. ya konan söz karşılıklarını kimseye zor- l kabul ettirmeyi biç bir zaman düşün- medik. Kılavuz, dilleri ve kalemleri dur durmak için değil, onlara daha geniş daha varlıklı söz ve yazı yolları açmak için ortaya çıkmıştır. Sonuna yaklaşmış olan bu yoldaki ça- lışmaların verimi, yazarlarımızın emek- Jerine bağlıdır. Her yazarın yüreğinde yazı yazarken, yozısını okuyacak olan- ların sayısını çoğaltmak, düşüncesini, duygusunu bütün türklerin anlamasını yol bulmak sevgisi yaşarsa, yazısını halkın bilmediği, anlamadığı sözleri kar rıştırmaktan kolaylıkla geri durabilir. Atatürk devrinin yazarları, büyük Ön: derin yarattığı geniş ulusal devlet reji- minin her şeyden çok ve her şeyden ön- ce, halkçı bir rejim olduğunu unutamaz lar. Halkçı bir rejimde her şey halk içindir. 20 milyon türkten yalnız birkaç bininin okuyup anlayacağı bir yazı, ka- litece ne kadar küvyetli olursa — olsun, ULUS 27 EYLÜL 1935 CUMA DIŞ HABERLER İtalya-habeş anlaşmazlığının son durumu İtalyanın Yunanista : (Başı 1. ci sayıfada) Bu özel celseden sonra könsey — açık bir toplantı yapmıştır . ... Roma, 26 (A.A.) — Popolo d'İtalya gazetesi diyor ki: * Cenevre'nin gülünç önergelerinden sonra, faşist İtalya bütün hadiselere karçı gelmeğe hazırdır. İtalya, asığları- ni ve haklarını tamamen korumasını bi- kecektir. Bundan ötürü Afrika'ya asker sevki devam etmektedir. Londra, 26 (AA.) — Bütün ingi: liz gazeteleri bugün Cenevrede topla. nacak olan uluslar sosyetesi konseyinin çalışmalarına büyük önem vermektedir. ler. Çünkü: bundan sonra habeş me- selesinin uluslar sosyetesi — statüsünlin 15 inci maddesine dayanmak suretiyle inzeleneceği tasınlanmaktadır. Gazete. ler, konseyin sekiz gündemn önce beşler komitesinin raporuna dayanarak her. hangi bir sonuca varamıryacafını san. maktadır. Bu suretle, eğer arada umül- mıyan bir mesele gçılımazsa — bubramın yemi evresi ancak bu hadta sonlarına doğru başlıyacaktır. Gazeteler, uluslar sosyetesi dışında meselenim kotarılaca. gı hakkındaki yayıntılara hiç bir önem vermersekte ve bu önergenin ingiliz de. legeleri tarafından reddedileceğini um. maktadırlar. 'Taymis gazetesi, yazdığı bir betke- de italyan isteklerini sıkı bir surette tenkit etmekte ve italyan isteklerinde mantık ve açıklık bulunmadığını söyle. mektedir. Bu gazeteye göre italyan is. teklerinin dayandığı ayrıntılar da yer. sizdir. Deyli Telgrafda italyan mantıkında ciddilik bulunmadığını belitmektedir. Diğer gazetelerin düşünceleri de buna benzemektedir. İtusal değerce çok geri demektir. Bütün yazatlar, bu büyük ve gönül alıcı dileğe yazılarını yaklaştırmaya çalışırlarsa, pek kısşi bir zaman içinde, türk gazete ve itablarmın büyük kıs. mı, halkım öz malr olur. Gazetelerimi. zi, dergilerimizi, kitablarımızım bir kış- yaımt milyonlarca yurddaşın okuyup an. hyabileceği bir şekle koymadıkça, tam Boysal bir ulus olarak kendimizi dün. yaya tanıtamayız. By büyük ülküye her yazarın yardım etmek istediğine itanı. yor ve güveniyoruz. Böyle bir bakış, yuulır için de çok faydalı olur. Bugün yazarlık, bizde in- sanın hayatını kazandırıcı meslekler g. rasında sayılamıyot. Bunun sebebi de sürüm azlığıdır. Gazeteci gazetesini 8.10 bin yerine 100 bin, 200 bin olarak satarsa ,bir kitâb 5.000 yerine 100000 basılırsa, o zaman kalemiyle geçinebile. cek imsanlar da güvenerek hayatlarını bu işe bağlarlar. İşte, birinci'amaç özerinde dil küru- mu çalışmalarınım — vargısı bunlardır: Halkı okutma işini en kolay ve en ça. buk yoldan başaracak, okuma öğrenen her türkün anlayarak, tad alarak oku. yabileceği yazılar yaratacak bir dil, ço. cuklarımızın en kısa zamanda en çok ve €en iyi bilgi edinmelerine yarıyacak, taze kafaları ezberciliğ- düşmekten kurtaracak bir di? ,yurdun bilirlerini, yazarlarını birkaç bin kişilik bir azım- lığa değil, gerçekten bütün halkın ve ulusun okuyup anlamasını — kolaylaştı. racak bir dil.... Derleme, anket, tarama, kılavuz... Bütün bunlarla buraya doğru yürüyo. Tuz. Vc, öyle umarız ki artrk hütün türk kalem sahiblerinin birleşerek yapacakla. tı yazı devrimiyle, iş yoluna girmiş ö- lacaktır. Bu mutlu bayram gününde, kuru. mun ağzından bütün türk yazarlarına, kalemlerini bu yola çevirmelerini rica ederim. Şimdi, ikinci, daha büyük ve daha derin çalışma yolu üzerinde de bir kaç «öz söylemek isterim. Avrupada dit işleriyle uğraşan ve en çoğu bağnazlık kaygulariyle bağlı bulunan bilginler, nasıl tarihte türkün büyük birincilik ve yaratıtılık hekkınt hilmezlnamlelerce, türk dilinin ana kav. Asamble bürosu taplanıyor Cenevre, 26 (A.A) — Ulurslar sos. yetesi genel sekreterliğinin - yaydığı bir bildiriğe göre, asamble bürosu, top lantıların tatil edilmesi yahut sonraya bırakılması meselesini incelemek Üze- re yarın veya cuma günü tekrar top - lanacaktır. Habeşistana gözcü gönde- rilmiyecek Cenevre, 26 (A-A.) — Uluslar sos - yetesi çevenleirne göre, Habeşistan'ın gözcü gönderilmesi bakkında olan dile- ginin, konsey tarafından pek de kabul ı&—yoaö anlaşılıyor. Zira bunun, yaramıyacağımdan h-ıh. ödevini de pek güç göreceği kes tirilmektedir. Sovyet rejiminde yenilikler Moskova, 26 (A.A.) — Birinci teşri- nin başmdan beri perakende ekmek ve tn Batlarının İndirilmesi, vesika usulü. nün kaldırılması ve et balık, şeker. vağ patates için de perakende fiat konulma: et hakkında yürütüm komitesi ve hatk komiserleri kurulu kararı nesrohunmuyş- tur. Bu kararlâ bunun kolkoz tarım — ve hayvan yetiştirmelerindeki büvük Tlerle- yisinin bir sonucu alduğu varılmaktadır. F'atlar her böle«nin be-di Bzel şar'ları- na göre saptanmaktadır. Mosbova icin ekmek Fiatr yüzde 1$, çavdar unu — 24, buğday ünüu 14, pirinç 14, et, bahk $6; * şeker 30, tereyağı 31, ve patates yüzde 14 indirilmektedir. Başka bölgelerde de fiatlar bu ölçüye göre araltılmıştır. naklık değerini de öyle bilmez davran. mışlardır. Güneşin ışığı, ona gözlerini yumanların bile kirpikleri arasından nü- fuz ettiği gibi ,türk dilinin birinciliği ve üstünlüğü de bunların araştırmaları sonucunda kendini göstermiş değildir. İçlerinden hakkı, gururdan üstün tu- tarak bunu itiraf edenler de vardır, Bununla beraber, türk dilinin ger- çek varlığını derinleştirmek — ve onun bütün dillere kök salmış bir diller ana. « olduğunu göstermek, en çok — türke düşer, türke yaraşır. Hele Atatürk ço. cukları için bu, hem yüksek bir ödev, hem de büyük bir kıvançtır. Türk dil kurumu, bu yüce vargı ü. zerinde de iki geniş ve ana yoldan ça- Tışmaktadır. Bunların biri türk dilinin en eski, en ilkel varlıklarına doğru derinleşerek araştırmalar yapmaktır. Bu yoldan yü. rüyerek dilimizin, bütün yer yüzü dil. lerine ana kaynaklık etmiş olan en H- kin söz köklerini bulmağa doğru gidi. yoruz, Yazılı olarak elde bulunan en teski türk dil anıtlarını, Orhun yazıtla, rımı, üygür yazılarını, Kâşgarlı Mah - mudun Divanı Lügat-il.türk'ün dilimi- ze en yeni yolda çevirmek - gibi çalış. malar, sonuçlarını vermeğe yaklaşmış bulunuyor. Yazıdan önceki daha eski zamanların türkçe varlıklarını bulmak için de şen uzak ve karışmamış — türk yurdlarında yaşıyan konuşma dillerini derinleştirmek gerektir. Yakut, Çovaş, Kıtgız, Altay lehçeleri gibi halk ağ- zında yaşamış, arsiislâmik edebiyata karışmamış dillerin sözlülerini bu iş i. Çin en yararlr bulduk. Bunlardan Ya. kut dilinin büyük profesör Pekarski tarafından rusça olarak yazılmış olan 1900 büyük sayıfalık lügati baştan ba. Ha dilimize çevrilmiştir. Bu lügat bize dilimizin dünyaya yaygın söz köklerin- den bir çoğunu tanıtmış bulunuyor. Si- biryanın doğu kuzayında yaşıyan, ken. di öz evrimini halk dilinde yapmış olan bir dilde arapça, farsça, lâtince, grekçe ve bütün indo . öropeen sanılan ve de- nilen dillerin ana köklerini bulunca, hele sümercenin baştan nihayete kadar. en eski türkçe olduğu anlaşılınca derin bir hayranlığa ve hayrete - düşmemek mümkün değitdir. İ ... * na verdiği inanca Atina, 26 (ALA.) — Atina, ajansı bildiriyor. Bazr yunan limanlarına bir takım italyan harb gemilerinin önce. den haber verilmeksizin girmeleri hak. kımda yetkili kaynaklardan bildirildi- ğine göre italyan orunları yunan. hü. kümetine şu izahları vermiştir: Yunan bükümetinden önceden izin almaksızın yunan kara sularına geçen. lerde durmak zorunda kalmış olan ital. yan donanmasından gemiler Yunanis- tana gitmiyorlardı. Bunların yunan ku. ra sularında durmaları düşünülmemiş bulunduğundan vakit ve zamaniyle yu. nan hükümetine haber verilememiştir. — Bu yüzden bu duruşların ne sıyasal ne de sücl hiç bir mahiyeti söylemek fazladır. Aynı çevenlerde yukarki izaha da. yanarak söylendiğine göre, italyan ge- milerinin yunan kara sularında durmak zorunda olmalarına bazı gazeteler tara. fından verilen anlamı ne hadiseler, ve ne de italyan ve yunan hlikümetlerinin sıyasaları haklı gösteremez. Bu sıyasa en derin karşılık!ı dostluk hislerinden gelmektedir. Gömböş B. Hit - lerle görüşecek Budapeşte, 26 (A.A.) — Macar baş. bakanı B. Gömböş, bugün B. Göring ta. rafından yapılan av çağırısına gidecek» tir. B. Gömböş Berlinde çok az duracalı ve B. Hitler'i ziyaret edecektir. B. Gömböş'ün yanımda dış basın di« rektörü, dış işleri bakanlığı politika şu. besi şefi ve yaveri de vardır. olmadığını Gene Yakutlar gibi Sibiryanın batı kuzayında yaşıyan Çovaşların da biri Tusça, öteki macarca olarak yazılmış iki küçük sözlüğünü de dilimize çevirmek. teyiz. Çovaş dili için Aşmarin'in yazdı. ği rusça büyük sözlüğün basımı henüz Sovyet ülkesinde de tamamlanmamıştır. Bittikten sonra bununla da uğraşaca- ğız. Kırgız, Kazak, Altay... gibi eski türk Jehçelerinin lügatlerini de bundan son. raki çalramalarla dilimize maletmek u. mudundayız, Kendi öz dilimizi en eski ve en il. kin kaynaklarına doğru yürüyerek de- rinleştirmek — yolundaki çalışmaların verimini bulmak üzere ikinci bir çalış. ma yolu daha kovalryoruz. Bu da türk dilinden ayrı ve beşka sanılan dillerin etimalojisini araştırmak ve bu yoldaki galışmaların verimini dilimizin söz kökleriyle karşılaştırmak yoludur,. Bütün - Avrupa dillerine kültür kaynaklığı etmiş denilen eski grek ve Mitin dillerinin etimolojileri bize bu dil. lerin türk kökünden türemiş olduğunu pek aydın bir yolda göstermiştir. Bütün doğu ellerine ışık saçmış denilen arap ve fars dilleri Üzerindeki derinleş. tirmeler, bunların da türk dilinin >-m- gin kaynajımdan akıp geldiğini belli et- mektedir . Biri ötekini kontrola yarayan b Czl yol üzerindeki çalışamların verimi ara- sında görülen birlik, hiç şüphe bırakmı- yor ki, dilimiz bugün Avrupayı, Asyayı Afrikayı, Amerikayı ve bütün Otenr kaplayan engin İnsan gruplarının anası dir. Bu kutşalbayram gününde, bütün yurddaşlarıma bu inanı vermek kurumu: muz için büyük bir sevinçtir, Bu sevinç- ten daha büyük bir borç varsa, o da bütün büu buluşların ve erişlerin gerefi, kurumumuzu kuran ve koruyan, ona ufuklar açan ulu Önderimiz, büyük türk. dâhisi Kamâl! Atatürk'e ait olduğu- nu tükenmez saygı vç sevgilerle söyle- mektir. Yurddaşlarım, dil bayramınızı irten kutlar, hepinize mutluklar diler, bütün bu sevinçleri yaratan büyük Atatüirk'e uzun ve dalma işikli ömtirler Adilerim