SAYIFA 4 Komünistlerin duruşması Dün Ankara ağır ceza hanye- rinde komünistlerin duruşmasına başlanmış ve suçlular hakkında sorgu hükümeninin kararnamesi okunmuştur. Sorgu hükümeninin kararname- — ginde, musiki öğretmen okulu be- şinci sınıf talebesinden Rıza oğlu Nazımla ayni okuldan çıkmış olan Üsküdarlr İrfan oğlu Nurinin “meni muhakemelerini,, , Atatürk lisesi son sınıf talebesinden Zağ- ralı Hüsnü oğlu Ertuğrulla Kü- — tahyalisesi son sınıfından Şakir — oğlu Hasan Basrinin “gayri mev- — kuf,, olarak, öteki on suçlunun da — “mevkuf,, olarak davalarının gö- — rülmesini istiyordu. “Gayri mevkuf,, suçlulardan Şıkır oğlu Hasan Basri gelmediği ıçın genel savaman duruşmanın geri bırakrlmasımı istemişse de, — hakyeri duruşmanın başlamasına karar vermiş ve suçluların hüvi- yetleri sorulmuştur. Bundan sonra hakyeri ikinci — bir kararla duruşmanın gizli ya- |— pılmasını kararlaştırarak bu kara- — rımı dinleyicilere bildirmiştir. Gizli olarak yapılan duruşma saat 12 ye ve öğleden sonra da /— geç vakte kadar devam etmiştir. B Sorgu hükümeninin kararna- — Mesinde suçlulardan Ömer oğlu Dursunla Corum orta okulunda Ööğretmen Ahmet oğlu Ruşen Ze- - ki arasında gizli mürekkep kulla- — mlarak mektuplaştığı da yazılı i- di. ( Komünistlirten suçlu olarak /— Beypazarında yakalanan Beypa- zarı ilkokulu öğretmenlerinden Ba- ha, sorgu hükümenince sorguya — çekilmektedir. Hükümen, hakkm- da duruşma lüzumu kararı verirse onun da duruşması öteki komü- — nistlik suçlularile birlikte yapıla- caletır. Adana çiftçisinin sevinci Adana, 21 Ç(A.A.) — Çiltçi — borçlarının onbeş yıl gibi uzun bir — zaman içinde alınacağı hakkındaki — yeni kanun Adana ve bağlantısın- da derin ve sonsuz sevinç uyandır- — mıştir. Ciftçilerimiz halkevinde toplanarak sevinçlerini ve bu ka- /— rarla kendilerine borç ödeme im- — kânlarını veren büyüklerine say- — gilarını ve minnetlerini bildirdi- — ler, Çok kalabalık olan bu toplan- — tıda Niğde saylavı Cavid Eral bir öylevle çiftçinin duygularını an- Tatmıştır. — Atatürk'e, Kamutay ba lığına, Başbakan İsmet İ- önüne Tarım ve Ekonomi Ba- / kanlıklariyle, C. H. Partisi genel /| sekreterliğine saygı ve teşekkür telgrafları göndermişlerdir. —MARUF “REVUE,, SAATLERİ ANKARADA DA SATILMAK- - TADIR Bütün dünyaca tanınmış REVUE -SAATLERİNİ imal eden İsviçre Tho- mmen saat fabrikaları — saatlerinin Tlruyede teammümü için 3 ay evvel Pa bulda bir satışı şubesi açmıştır. uvuı SAATİN makinalarının has- slığı, dakikliği, şekilletin — güzelliği we hiç bir zaman emsali geçilmeyen imal metodları sayesinde en müşkülpe. /#ent müşteriler tarafından bile memnu- niyetle karşılanmıştır. — REVUE SAATININ böyle az bir zaman zarfında elde ettiği muvaffakı- ti nadiren başka bir marka elde edin- . lBV'uE SAATLARI bütün dünya- “da pek çok mükâfatlar kazanmıştır. Ankara, Bankalar caddesinde, Fen. Gözlük ve saat Ticarethanesi No. 8 Rıza Tevfik REVUE SAATLA- “RININ en son modellerini size mem- müniyetle takdim eder. -— REVUESAATLARI bütün Türkiye- “Ge aynı ve maktu flatlarla satılmakta- | dir. 1—2540 Almanya ve Lokarno paktı Mançestör Gardiyen gazetesi şu bet- keyi yazıyor: Son fransız * rus anlaşmasını Alman- yanın candan ve gönülden istemediği bayıktır. Bay Hitler, 22 mayısta bunu böyle söyledi. Bay Hitler, söylevinde bu anlaşmanın harbtan önceki süel bir- leşmelere benzediğini ve fransız - rus paktının Avrupada biricik güvenlik araçı olan lokarnoya katılmış kötü bir unsur olduğunu söylemiştir. Şimdi bu konu üzerinde ilgili dev - letlere birer nota veren Almanya, on - ların kanun bakımından buna ne diye - ceklerini öğrenmek istemiş ve bu pakt yapıldıktan sonra artık Lokarno hü - kümlerinin kuvvetini kaybettiğini an - latmak istemiştir. Bu nota, neşredildik- ten sonra durum daha iyi belli olacak- tır. Çünkü Bay Laval, bu paktı hem uluslar sösyetesi tüzüğü hem de Lokar- no paktı esaslarına uydurabilmek ve yaklaştırabilmek için akla karayı seç - miştir. »» O zamanlarda Paris aytarımı - zın da bize bildirdiği gibi, Fransa, Al - manya ile Rusya arasında bir harb pat- lak verdiği zaman. Eğer İtalay ve İn - giltere Almanyanın gerçekten saldırmış olduğunu kabul ederlerse o zaman Rus- yaya yardım edebilecek, bu suretle Lo- karno paktının esası çiğnenmemiş ola- caktır. Bu böyle olduğu halde eğer Almanya bu pakt ile Lokarno paktının hüküm . den düşmekte olduğu savında buluna - cak olursa o zaman mesele adamakıllı önemlenecektir. Bunun önemi şuradadır: eğer Lokar- no paktı hükümden düşecek olursa ©o zaman onun Almanyayı yadsüel bölge. ler yapmak yükümünde bulunan madde- leri de geçerliğini kaybedecektir. Şurasını unutmamak gerektir ki 22 mayıs söylevinde Bay Hitler, Alman - yanın Lokarno paktına sıkı sıkı sarıl . mış olduğunu ve öteki ilgili devletleri ondan ayrılmadıkça Almanyanın da ay- tılmıyacağını söylemiştir. Çin girgilerde : bulunuyor 15 haziran 1935 tarihli Deyli Herald gazetesinin &ryasal yazarı yazıyor: Çia hükümeti İngiltere katında ev- gin bir sıyasal girgide bulundu. Öyle umuyorum ki ayni girgi öteki büyük devletler katında da yapılmıştır. Çinin Londradaki elçisi Bay Kuo Tai-çÇi dün dış bakanı Bay Samwe! Hor. la görüştü, Ve kuzey çin durumunu anlatarak Çinin Japonyaya karşı çoğay ayrıtlar. da bulunduğunu, bundan — aşırı ayrıt yapmaya imkân — olmadığını bildirdi. Elçi, Çin sınırlarında japon azkerle- rinin toplanmakta ve Çine karşı hare- kete hazırlanmakta olduğunu söyliyecek buna İngilterenin dikkatini çekmiştir. Japonyanın kuzey Çine girmeğe de- vam ettiği dün alınan haberlerde bildi- riliyordu. Eski imparatorluk mernkezi olan Pe- king (yeni adı Peiping) üzerinde uçak gösterişleri yapılmakta ve Çin kıyıları. na Jjapon askerleri çıkarılmaktadır. Tokya, bundan başak, Çine karşı yapmağa giriştiği bu hareketleri koru- mak için Mançuko ordusuna da yardım. cı krtalar gönderiyor. Çin elçisi, uluslar sosyetesinde üye olan Çinin sösyete tüzüğünün on ikinci maddesine göre toprak bütünlüğünün ve erkinliğinin korumasını haklı olarak, dilemiştir. Pek yakında buna benzer bir ;kıl- nin uluslar sosyetesine de yapılacağı bekleniyor. Bay Samuel Hor, bu durumun İn- giltere hükümeti tarafından pek ciddiğ olarak göz önünde tutulduğu hakkında elçiyi sağlamıştır. İtalyan gazeteleri stanı kendi - leri almak dileğinde olduğun- dan dem vuruyorlar İngilizlerin Hahe Tüymis gösetesine bilditiliyor: lalyan gazetelerinin ingilir gazete . lerine karşı yaptıkları hücumlar, bura- da italyan kamoyunun İngilterede alın- mış bir takım tedbirlere karşı bir tepki si sayılmaktadır. Yetkili italyan çevenleri işin daha fazla azışmasını istememekte ve gazete buçları içinde kalmasını daha uygun bulmaktadırlar. Durumdaki ba değişikliğin bir belde. Gi olmak tüzere İngiltereye karşı yazdı: ğ yazıları Malta'yı bombardıman et - mek tavsiyesine kadar ileri götüren taş kım faşist ottobre gazetesi — toplatılmış tır. Üzerine balmumu yaptıştırılması gerektir ki bu gazetenin toplatılması ingiliz elçisi tarafından italyan hükü . metine başvurulmaksızın yapılmıştır. .Bay Gayda bu akşam Ciyornale di - talya gazetesinde İngiltere'nin Sömür- geler bakanlığının bir zamandanberi Habeşistan'a elatmak için hazırlıklar yapınış olduğunu ve bu Ülkeyi kendi topraklarına katmak değil de, üzerinde bir koruma yönetkesi kurmak dileğin- de bulunduğunu yazmıştır. Bu yazıda İngiltere'nin böyle bir ta. sarlaması olduğu için Habeşistan'a baş- ka asığların girmesini istemiyeceği ya- tılmakta ve denilmektedir ki: “ Bu meselede uluslar sosyetesinin de oynıyacağı büyük bir rol vardır. Bu gün İtalya'ya: — Hayır! Diyen bu sosyetc, yarın İngilteer'ye — Evet! diyebilir. Bu durum, ingiliz gazetelerinin gi- dişini aydınlatabilir. İngiltere'nin başlıca dileklerinden birisi de Kahire ile Kap'ı biribirine bağ- lamak olduğuna göre Habeş toprakları- na ingiliz elinin uzanması bu ülküyü gerçekleştirebilir.,, Bu yazıda ingilizterin Tsana gölün- de baraj yapmak için bir projeleri ol- duğu yazılmakta ve harba hazırlanmak sıralarında habeşlerin eline fazla para geçmesine işaret olunmaktadır. Loyd Coreun öner - gesi tutmadı 17 haziran 1935 tarihli Deyli Tele. graf gazetesinin sryasal yazarı şunları yazıyor: Öğrendiğime göre hükümet, B. Lo- id Corcun önergediği yeni kalkmmayı taptamak niyetinde değildir. Yeni başbakan B .Baldvine bugün öğleden sonta parlâmentoda bu konu üzerinde Yarbay Mor tarafından bir sorgu sorulacaktır : Başbakanın buna cevap vermeğe ha- zırlanmış olduğunu sağlamakla beraber pek yakında bir bildiride bulunacağını umuyoruz. Herhalde bu bildirinin iki kısım ©- Tacağını sanıyoruz: Birincisi, Loid Corcun önergeleri ne- ler olduğunu anlatacak. İkincisi de bu plânı inceleyen ve ü- zerinde Loid Corcla sekiz defa aytışan bakanlar komitesinin düşüncelerini or- taya koyacaktır. Bundan sonra bakanlar, bu plânla. rın neden taptanamayacağını anlata- caklardır. Finans çevenlerinde bu proje, pek kapalı ve anlaşılmaz görülmektedir. He- le birçok tedbirlerin hazne yardımımna dayanması projenin çürük tarafıdır. Sözün kısası bunlar, hükümet tara- fından taptanacak değerde bulunma- mıştır; zira bunun için birçok para har- canması gerekli görülmektedir. Dünya kamoyu ve Sinyor Musolini 5 14 haziran 1935 tarihli Mançester Gacdiyen gazetesi “Sinyor Musolini, başlığı altında yazdığı bir betkede di- yar kiş İtalyan diktatörü hemen her gün bir gök gürültüsü ile kükremekte ve bir ta- raftan da Afrikaya asker göndermeğe devam etmektedir. Bu hareketlerin gün geçtikçe, barbe ulaşacak olan bir yoldan geri dönmeyi imakânsız bir hale koyduğu şüphesizdir. Bütün bu söylevlerde harcanan ulu- sal öğün, prestij, bayrağın şerefi gibi sözler arttıkça toplanan ve gönderilen askerlerin sayısı da çoğalıyor. Cumartesi günü diktatörün söyledi- Hi bir söylevde İngiltere gibi bir takım devletlerin dünyaya danışmadan büyük imparatorluklar kurmalarına işaret etti. Unutmamalıyız ki bu işarette az çok hakikat unsurları gizlidir . Pazartesi günü Bay Musolini, Bay Baldvin'in diktatörlükle yönetilen ülke- lerde kamoy olmadığı ve İtalya da Ha- beşistan meselesi üzerinde ulus düşün- cesinin hesaba katılmıyacağı,, yollu sözlerine cevab olarak — birçok şeyler söyledi. « Diktatör, şunları söylüyor: “Bana göre Kamoy, kara gömleklilerin gay- reti kuzeyinde ateşe atılacak bir kuk- Jadan başka bir şey değildir.., Hakikat şudur ki diktatör B. Mw- solini'nin böylce hor görmesine karşı olarak Kamoy, ne değişecek, ne de yatı- şacaktır. Şurası az gok — doğrudur ki bütün vaktile bugün İtalya- nın Habeşistana karşı davranmak iste- diği şekilde davranmışlardır. Fakat bugün artık zamanın —akımı değişmiştir. Dünyanın bir takım yer. lerinde cllerinde toprak olanlar, ellerin- de toprpak olmıyanlara bunları — veri- yorlar ve yahud er geç vereceklerdir. Sonra gerçek olan bir nokta daha vardır ki o da içinde bulunduğumuz çağda uluslar, harbı bir sryasa araçı Bibi kullanılmamak için kendilerini bir tıkım andlaşma bağlarile bağlamışlar- dir. İtalya 'da öteki devletler gibi. Panla andlaşması ile böyle bir yüken altma girmiş bulunmaktadır. Bay Musolini, şöyle bir sunturlu Böz dağı savuruyor: “Bizim görülecek eski ve yeni he- sablarımız vardır ve bunlar bayık ola- rak kotaracağız.,, Fakat eğer böyle bir kotarma - için harbı bir araç olarak kullanmağa yelte- nirse ve dünya kamoyuna meydan ©- kursa o zaman dünya da onunla bera- ber olmaz. Musolini, kendisi bu anlaşamazlığın kurtarılmak üzere uluslar sosyetesi- ne getirilmesini kabul etmişti. Eğer dünya kamoyunun hiç bir anlamı yoksa İtalyanın da bağlı bulunduğu — uluslar sosyetesinin ne değeri kalır? Bütün dünyanın kamoyu, diktatö- Tün onu ölüm cerasına kasamasiyle öl- mer. Bugünkü sayımızda ge - çen kılavuz kelimeleri Yöney — Cephe Yenitmek — Tatbik etmek Özgür — Serbest Tnançlamak — Temin etmeh İnanca — Teminat Yetsinmek — İktifa etmek Yoksun — Mahrum Kuzey — Şimal Bağlanım — İrtibat Sömürge — Müstemleke Savgamak — Müdafaa etmol Değet — Temas 22 HAZİRAN 1935 CUMARTESİ Almanyanın deniz silahlanması Entransijan, Paris - 17.6.35 Almanya ordusunu veya uçakcılığı ni tekrar kurmak gerekdiği zaman kim-s seden izin almamıştı, Şu halde bu gün donanmasını tamam- kamak için neden İngilterenin bunu ka- bul etmesini istiyor? Çünki, Berlinde her zaman Fransız- İngiliz . Alınanı yöneyi bozulmak isteni- liyor. Nitekim İngiltere ile karşı karşıya gelip onunla deniz işlerinden bahıs et- moekle, Almanya bu planın yeritilmesin- de az çok ilerlemiş olmadı mı? Öte taraftan, ulusal korumu ilgilen- diren başka alanlarda özgür kalabilmek için Almanyanın, İngilterenin gözüne girmesi lâzım değilmidir? İngilterenin hiç pazarlığa gelmeye- eeği noktanın denizlerde üstünlük oldu. gu Berlinde bilinmiyor deçildir. Onun için Almanya her şeyden önce İngilte- reyi inançlamak istemektedir. Ve gene bunun için Almanya, deniz konuşmala- rına başlamadan önce hava Lokarnosuna gireceğini önceden bildirdi, ki bu proje, Raybış'ın hava silâhlanması dolayısile Londrada uyanan ııınuıın yatıştıra- bülmişti. Almanya şimdi, tonajanin tutarı İn- giliz donanmasının tonajmmin Üçte birini geçmeyecek olan bir donanmadan baş- ka bir şey istemediğini söylemektedir Bu imancalarla yetsinir görünen İn- giltere de, andlaşmaların bu alttan alta yeniden — bozuluşunu kabul edeceğe bensemektedir. Pransa ve İtalya İm gilterenin yardımından yoksun kalım - ca, bu bozuluşa güçlükle ge« çıkaracak- lardır. Bu errada ber şey, Almanyanın de - niz silahlanmasına İngiltereden başka ilgili bir kimse yolamuş gibi olup bit- mektedir. Bununla beraber, bundan yanlış bir şey de olamaz. Eğer alman donanması, ingiliz do - nanmasının tonajının yüzde 35 ini bu- lursa, fransız donanmasına nisbetle yüzde 85 kuvveti olacak demektir, Bizim deniz yöneyimiz Almanya - mınkine göre çok daha geniş olduğu için, buna göre kuzey denizinde aknan harb bayrağının fransız harb bayrağın- dan üstün olacağı şüphesizdir. Fransa, şüphesiz deniz üstünlüğünü kendisine almayı hiç bir zaman düşün- memiştir; fakat bütün hallerde bağla - nımını sağlamak zorunda olduğu geniş bir sömürgeler imparatorluğuna sahib- . Öte taraftan Fransanın savgana - cak bir kaç bin kilcmnetrelik — kıyıları vardır. Fransa ve İtalyanın, Vaşington de- niz andlaşmasını imzaladıklarını hatır- Jatmak faydasız olmaz. Onun için bu iki memleket kendi görüşlerini savga- madan bu andlaşmada büyük değişik - Hikler yapılmasını, şüphesiz, kabul et- miyeceklerdir. Bu anlaşmaların değiş- tirilmesi de, Fransa ile İtalya arasın - daki sönirlendirici eşitlik meselesini, yeniden canlandırmak — gibi bir yankı doğuracaktır. Bununla beraber, almanların — ileri sürdükleri şeyler karşısında Paris ve Romanın aralarında sıkı bir değet mu- hafaza ettiklerini ve iy:u uyuşmadan barekete geçmek istemediklerini gör - mek güven vericidir. Fransa da, İtalya da Roma ve Stre- sa anlşamalarını hükümleri altında tut- muş olan prensiplere derinden bağlı - kalmaktadırlar. Hiç bir zaman şimdiki kadar faydalı görünmemiş olan bu an- laşmalar, Almanyanın yeniden silah - lanmasiyle tehlikeye girmiş olan gü - venliği korumak Tüzumundan doğmuş- lardır. Hangi alanda yapılırsa yapılsın bu yeniden silahlanış — barış ülküsüne * doğrudan doğruya verilmiş bir zarar de mektir, İngiltere nasıl oluyor da bunu arlamıyor?