'ıq.— ı#. 1925 iE DI Japon - Mongol dostluğu Pekin, 1 (A.A.) — Mongol er- kinlik partisi önderi Prens Tay - vang, Kuantung'daki japon sücl oruntaklarının kendisine s nıluı ları dileklerden yana, Çi ü - met üyelerinden durum için ay - dımlanmak üzere buraya gelmiş tir. Söylendiğine göre, geçenlerde, bir japon süel uçağı Mongol yay- lasında Tayvang'ın sarayı yaki - ninde yere inmiştir. Uçağın için - dekiler, prense dileklerini bildir - mişler ve bu arada, Başşehrin do - loror'dan yüz mil öteye taşınması- nı istemislerdir.. Bundan * japonlar M-isimiao'da özel bir bü- ro kurmak arzusundadırlar. Yunan kırallık partisinin toplantısı Atina, 1 (A.A.) — Metaksas'ın kırallık partisi toplanmıştır. Ay - taçlar, kamoya başvurmaksızın kı nllıgm hemen yeniden kurulması leııı:levdır sü kurumunun ödevi memleket ormat- erliğinin ormaa yetiştirme eğitiminin tabilğ ilimler karşısında ne tarzda im- kânir olduğunu araştırmaktır.) 2) Orman işletme enstitüsü (bu ku- rumun ödevi memleket ormanlarında za- man ve yer bakımından kurulacak tabi- iğ düzenin hangi metodlar ve sistem- lerle gayeye daha uygün sanuç verece- ğini araştırmaktıt.) 3) Türkiyenin ormancılık - sıyasası ve ekonomisi enstitüsü (Bu kurumun ö- devi öteki iki enstitünün verdiği esaş- lar ve dış pazarlardaki odun endüstrisi: nin hangi yönetlere doğru yürü nü gösteren isıstistiklerle ve memleke- tin kültürüne uygun bir tarzda gayeye gidilecek en iyi ve en uygun yolu araş. tırmaktır.) İşte biz ormancılığımızı ve ağaçlama politikasını plânlı ve düzenli surette ko- tarmak için bu enstitülerin memleket i- çinde çalışmalarına muhtacız. Bu ihti- yacr gören bükümet İstanbuldaki yüksek Orman okulunu kaldırıp yerine orman- cılık fakültesini meydana getirmiştir. Bu fakültelerin genel ormancılık dava- sının, gerekse ağaçlama politikasının il- miğ esaslarını hazırlıyacak olan bir un- sur halinde görülebiliyor. Fakat bunun için de, yani araştırmalarına kısa za- manda yapılması için çeşitli bir orman gevenine taşınması gerektir. Çünkü w- lusal devrimin gittiği yol en kısa rza- manda çok randıman almak — yoludur. Ormancılık fakültesi ise bunu ancak çe- şitli bir orman çeveninde yapabilir. Yok- sa İstanbuldaki gibi pasif bir durumda kalıp gider. Gayemiz başarılı ve verimli iş yarat- mâktır. Tersini iddia edenlerin içtemli- #inden şüphe edilir. Dr. Şeref Nuri Fransız kabinesini B. Buyson kurdu (Başı 1. inci sayıfada) Tecim Bakanı: Lorent Eynak (Radikal sosyalist saylav) Finans Bakanı: Palmad (Ra - dikal sosyalist saylav) Kültür Bakanı: Rustan (Ra - dikal sosyalist saylav) Bayındırlık Bakanı: Paganon: (Radikal sosyalist saylav) Sömürge Bakanı: Rollen (Mer- kez cumuriyetçi saylav) İş Bakanı: Frosard (Birleşik sosyalist saylav) Emekli Bakanı: Pefetti (Radi. kal sosyalist saylav) Tarım Bakanı: Roy (Sol de . mokrat senatör) Sağlık Bakanı: Lafont (Birle- şik sosyalist saylav) Posta ve telgraf B.: (Bağınsız saylav) Merkez cumuriyetçi saylav B. Katalka başbakanlık yönetgerliği- ne atanmıştır. “Normandi” transatlantiği ile Nevyork'a gitmiş olan tecim de - niz bakanı B. Bertrand Nevyork- tan döndükten sonra değiştirile - cektir. B. Kayyo finans, B. Jakie tarım bakanı oldu Paris, 1 (A.A.) — Bay Fernan Buyson ve yeni bakanlar saat 11 de Elize sarayıma gelmişlerdir. Bay Palmad Finans Bakanlığı- mı üzerine almak - istemediğinden yerine Bay Kayyo ve tarımı da kabul etmiyen Bay Roy'un yerine Bay Jakie geçmiştir. B. Franklen Buyyon dev- let bakanlığını kabul etmedi Paris, 1 (A.A.) — B. Buyson saat 11 de Elize sarayıma giderek kabinenin listesini Cumur Başka- nına vermiştir. Hükümet salı günü parlamentonun önüne çıkacaktır. B. Buyson, saylav B. Franklen Buyyon'a devlet bakanlığını teklif etmişse de B. Franklen Buyyon ulusal birlik yolundaki savaşma devam edeceğini söyliyerek bunu kabul etmemiştir. Yeni kabinenin finans sryasası Paris, 1 (A.A.) — Buyson ka- binesi Fransa'da üçüncü cumuri- yet kurulalıdanberi 98 inci ve bu parlamentonun devresinde de do- kuzuncu kabinedir. Bakanlardan üçü senatör, 14 ü saylav ve üçü de süel başkandır. Bakanlardan 9 u Flanden kabine- sinde de bakandı. Bakanlardan Mandel üçü Frosard, Parfetti ve Lafont ilk defadır ki kabineye giriyorlar. Kabinede iki sosyalist ve radi kal sosyalistlerin solundan bir çok üye bulunmasına göre yeni hükü- met daha ziyade soldan yanadır. Eski savaşçıların başkanı B. Ri - vollet'in kabineden çıkarılmış ol- ması da gösteriyor ki B. Buyson, hiç kimseyi gözetmeksizin kesia bir tutum sıyasası güdecektir. Parlamento bakımından Buy- son kabinesi de aşağı yukarı Flan- den kabinesinin ilk kurulduğu va- kit dayandığı çokluğa dayana - caktır. Söylendiğine göre, B. Buy- son da salı günü parlamentodan Flanden tarafından istenilip de reddedilen aynı yetkileri istiye - cektir. Oyların toplanmasından sonra parlamento azad edilecek ve hü - kümet de başlıca iş olarak frangm korunmasiyle uğraşacaktır. Borsada durum Paris, 1 (AA.) — 31 tarihli borsa durumu: Borsa, kabine buhranının ça- bucaktan kotarılacağı umudu ile, büyük bir kmav içindedir. Bütün aksiyonlar dikkate değer bir iler - leyiş göstermiştir. Fransız ulusal fondoları ayrıca aranılmaktadır. Epiyce yükseldikten sonra, bu-lar piyasa sonunda biraz gerilemiş - lerdir. Bununla beraber, kazanc- lar, iyidir. Kabineye tükel yetki verilecek Paris, 1 (A.A.) — B. Buyson, dün akşam, saat 21 de kabineyi gece kuracağını ve bu işin ya ge ce yarısı, yahud sabaha karşı saat 1 de bitmiş olacağını söylemiştir. Bütün partilerin elbirliği etmele- rti, başbakanın ödevini kolaylaş tırmıştır. B. Buyson, dün öğle üzeri, ra- dikal partisi delgelerine tükel yet- kilerin yalnız frangım korunması hususunda kullamılacağına ve se - çim tarzımın ve yahud ki devlet şeklinin değiştirilmesi gibi sryasal işlere araç edilmiyeceğine söz ver- miştir. Bundan başka, B. Buyson, fi - nans, iç işleri ve ulusal kültür gibi bir takım önemli bakanlıkları - tarafa vermeyi adamıştır. Başba- kan, kabine listesinin son şeklini kararlaştırmak için B. Eryo'nun yardımını kabul etmiştir. Bunun üzerine radikaller, ka- bineye girmeye ve ona tükel yetke vermeye razı olmuşlardır. Finans kolu başkanı B. Malvi'nin altının çekilmesi, haznenin zora gel —i büdcenin açık vermesi ve para du- rumu yüzünden hemen bir karış - maya lüzum olduğunu ve bunun ——————H—————————”: — da ancak kabineye tükel yetke ver- mekle imkânlı olacağını söyliye - rek radikalleri kandırmış olduğu haber verilmektedir. Eeki başbakan ve finans “ ba - kanı B. Kayo ile Mareşal Peten'in kabineye, bir bakanlık almadan, girmeleri ihtimali vardır. Bülün ekonomik ve finansal meselelere B. Kayo, bütün süel meselelere de Mareşal Paten, ba - kacaklardır. Böylece, $imdiye de- ğin biribirlerinden büsbütün ayrı duran ayrı ayrı bakanlıklar ara - sında işbirliti doğmuş olacaktır. B. Laval'in dış işlerinde, B. Mandel'in posta telgrafta B. Han- yi Roy'un bayındırlıkta kalacak - ları kesindir. Finans Bakanlığına Fransa devlet bankası eski gene! direktörü B. Şarl Rist'in geçeceği söyleniyor. Yeni kabine Amerikada iyi karşılandı Nevyork, 1 (A.A.) — B. Buy- son'un kuvvetli, tükel yetkeli ve parlamentoda parayıkorumak için büyük bir çoğunluk elde edebile - cek bir kabine kurmak için yaplı- gı çalışmalar Nevyork finans çe - veni tarafından sempali ile karşı - lanmıştır. Holanda iskonto fiat - larmı artırdı Amterdam, 1 (A.A.) — Ho- landa bankası iskontoyu yüzde dörtten yüzde beşe çıkarmıştır. Spekülasyoncularla savaşma Paris, 1 (A.A.) — Dün polis, spekülasyon manevralarını orta ya çıkarmak için bir çok baskın- lar ve araştırmalar yapmıştır. Po- lis frangın değerden düşürülmesi için kuvvetli bir savaş açmış olan “Pöti Jurnal,, gazetesinin idare - hanesini basmıştır. Bu gazetenin direktörü yazdı- ğı bir bildiriğde, çek defterini ve bankadaki hesablarımı polise ver- diğini ve ne kendi adına ve ne de başkasının hesabına hiç bir yaban- et döviz almamış olduğunu bildir- mektedir. Frnasa Çin orta elçiliğini, büyük elçiliğe çıkardı Paris, 1 (A.A.) —B. Laval, Çin işgüderine Fransanın, ingiliz italyan, alman ve Amerika hükü- metlerine uyarak, Pekin'deki orta elçiliğini büyük elçiliğe yükseltti. ğini bildirmştir. Yeni elçiliğin kredileri için ya- pılacak kanun projesi, bakanlar koönseyinin gelecek toplantısında görüşülecektir. SAYAFZ ——— 100 Dammamm ARDAN GELEN SON DUYUKLAR ÖTT OK < AU BOT G TEEMRKDAN T GRKEEKED YULDRRAR LK UG KDAT MA TSOK LA TF ” AA DAUA UT GAĞA G T L 201T CUTEYMALT DAĞINIK DUYUKLAR: TTT vazmlem İraanya, fransız - sov - yet paktma olan itiraz - larını bildirdi Paris, 1 (A.LA.) — Almanya elçisi B. Roland Kster Al- yanın fransız - sovyet paktına irazlarını dış bakanlığına miştir. Almanyanm bu pak- tın Lokarno paktına karşı - oldu- ğunda ve bundan sonra yapılan sovyet - çek paktının da uluslar sosyetesi paktı hükümlerine pek az uygun bulunduğuna israr etti- ği bildirilmektedir. Paris'te iransız - sovyet pak- tanın Lokarnö ile karşın olmadı- Kı, çünkü Lakarnoda imza edilmiş ve hiç bir zaman böyle bir tenki- de uğramamış olan fransız - leh paktından az ayrıltılı olduğu kay- dedilmektedir. Bundan başka, alman - leh and- “laşması fransız - sovyet andlaş- masında olmryan otomatik - bir arsımayı kapsamaktadır. Fransiz- sovyet andlaşması tamamen Ce- nevre paktı esasına dayanmakta ve kararda öney hakkını uluslar sosyetesine bırakan protokol ile sınırlanınış bir kapsamında bu- lanmaktadır. Bunun için Alman- yanım aldığı şimdiki durumun da, Stresa konferansı yöneyinde yap- tığı önergelerden bir dereceye ka. dar dönmke demek olduğu kayde- dilmektedir. Hitlerin söylevi hakkın- daki cevab İngiltereye bildirildi Londra, 1 (ALA.) — Sir Con Saymen, İngiltere'nin alman baş- bakanının söylevindeki bazı nok- taların izahı için yaptığı sorgula- rın cevabını almıştır. Henüz bilinmiyen bu cevablar, B. Hitler tarafından Sir Con Say- men'e gönderilmiştir. B. Hitlerin silahsızlanma projesi Londra, 1 (A-A) — Bazı gazctelere göre, B. Hitlerin silahsızlanma proje « sinde silahların buclanması — bakkında bir plân vardır. Bu silahların düzeyi Fransa, İngiltere, Almanya ve İtalya arasında bir anlaşma ile saptanacaktır. Bu iş ingiliz hükümetine bırakılmak - tadır. B. Hitler sivil halkım uçak bombar- dımanlarından korunması - için de bir anlaşma yapılmasını istemektedir. 2' LUS'un romanı San Michele'nin kitabı Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Yazan: Aksel MUNT Büyük kapalı taraçanın yüksek kemerle- ri çabuçak topraktan fırladılar, pergolanın beyaz yüz direği, birer birer, gök yüzüne doğru dikildiler. Mastro Vincenzo'ya vaktile evlik ve marangoz dükkânlığı etmiş olan yapılar, yavaş yavaş, büyüyerek benim, iler- de oturacağım evimin biçimini aldılar. Bu nasıl oldu? Bunu ne ben ve ne de bugünkü San Michele'nin tarihini bilenlerin hiç biri, anlıyamadık. Ben, mimarlık nedir, bilmiyor- dum, birlikte çalıştıklarım da öyle... Okuma yazma bilen hiç kimse bu işle uğraşmadı, hiç bir mimara başvurulmadı, hiç bir plân yapılmadı, hiç bir doğru ölçü alındığı olma- dı. Mastro Vincenzo'nun dediği gibi, her şey “all'occhio,, (1) yapıldı. Akşamları, ötekiler gittikten sonra, kü- Çük kilisenin yanında, kırmızı granit sfenks- Şüle ni (1) Gözle kaş arasında. Tefrika: 87 in konacağı kırık parmaklıkların önüne, za- man zaman, gelip oturur ve hayalimdeki şa- tonun, gün batışı arasında, çıkıp yükseldi- ğini seyreder gibi olurdum. Orada otururken kırmızı mantolu, uzun boylu bir görümsü'- nün, yarı bitmiş kemerler altında, o gün ya- pılmış işlere bakıp sağlamlıklarını sınaya sınaya, kumlar üzerine çizmiş olduğum ilke tesimler üzerine iğile kalka, gelip geçtiğini görür gibi olurdum. Bu sırlı ustabaşı kimdi? O, yeni bir tansı yaratmak için kilisedeki deliğinden habersizce inen sayın Sant An- tonyo mu idi? Yoksa, tam burada, yanımda on iki yıl önce, ayaküstü, geleceğime karşı bana yardım sözü vermiş ve gençliğimi ba- na zından etmiş olan mı idi? Karanlık öyle derinleşmişti ki yüzünü göremiyordum, ancak kırmızı mantosunun altında, bir kılıcın parlayışını sezer gibi o dum. Ertesi sabah, iş başına döndüğümüz va- kit, bir akşam önce ne yapacağımızı ve na- sıl yapacağımızı düşüne düşüne brrakmış ol- duğumuz iş hakkındaki bütün güçlüklerim sanki © gece birer birer ortadan kalkmıştı. Her şeyi rüyamda öyle apaçık görmüştüm ki yapacağımız işin plânı, en ince noktaları- na kadar, bir mimar eli ile çizilmişti, denile- bilir, Marya Porta Lettere bana, iki gün önce, Roma'dan gönderilmiş bir mektub getirmiş- tL Onları açmadan, yazı masamın bir gözü- ne, daha okunmamış on kadar mektub ara- sına atıvermiştim. Kapri dışındaki acuna ve- rilecek boş vaktim yoktu; cennette posta var mıdır? O zaman, hiç işitilmemiş bir şey oldu. Anakapri'ye bir telgraf geldi. Massa Lub- rense Semafori tarafından, 48 saattenberi, uğraşa çabalaya çekilmiş olan bu telgraf, en sonda, Arke naturale yakınında, Kapri Se- maforunu bulabilmişti. Semaforcu Don Çiçyo, bunu boş yere deşifre etmeğe çalıştıktan sonra Kapri'de oturanlara sıra ile sunmuştu. Kimse bunun bir kelimesini bile anlamamış, üstüne maledinmek istememişti. O vakit, bir kere de Anakapri'de smanmak düşünü- lcrek Marya Porta Lettere'nin balık sepe- tinin üstüne atılrp gönderilmişti. O zamana kadar hiç telgraf görmemiş olan Marya bunu getirip dikkatle papasa uzatmış ve ez- bere bilmediğini okuyamıyan papas da ona, köyün en aydın adamı olan okul öğretmeni- — ne götürmesini söylemiş. Öğretmen Don Natale bu telgraftaki yazının ibrani oldu. — ğunu bilmekle beraber imlanın kötülüğün. den dolayı italyancaya çevirememiş. Mar- ya'ya onu, Roma'ya giderek papanın elini öpmüş olan ve Tiber zamanının dili ile ya- zılmış olduğu için kimsenin anlamamasın- da şaşılacak bir tarafı olan bu telgrafın ne demek istediğini - o dili bilmediği için - he- men bildirecek olan Don Diyonizyo'ya ver- — mesini tenbihlemiş. Onun düşüncelerini eczacı cok doğru bulduğu halde berber, iyice yanlış saymakla kalmıyarak telgrafın ingilizce yazılmış ol- — duğunu da söyleyip - okunabilmesi için - teyzesi bir ingiliz Tordunun karısı olan gü- zel Margarita'ya götürülmesini önergeledi. La Bella Margarita, telgrafı eline alıralmaz, — teyzesini rüyasında hasta görmüş olduğunu hatırlayarak, hüngür hüngür ağlamağa baş- — ladı. Bu telgrafın, teyzesinin ölmüş oldu. ğunu bildiren ingiliz lordu tarafından ken- disine çekildiğine inanmıyacak ne vardı? (Sonu var)