7 MAYIS 1935 CUMA —— ULUS SAYIFA & DIŞARDAN GELEN SON DUYUKLAR B. Lavalin Mosko- vada son günü N Moskova, 16 (ALA) Radyo ile yayrlan bir söylevinde B. La - val demiştir ki : «-Andlaşma iki hükümet arasındaki - anlaşmayı sağlamlaştırmıştır. Moskovaya ge- THşim, ülkelerimiz arasındaki dost- luğu kuvvetli bir varlık haline ge- | tirmiştir. Moskova hükümet adam- ları, hele B. Stalinle yaptığım ko- nuşmalar, içten, tam ve dürüst bir şekilde olmuştur.» B. Laval sovyet hükümet adam larma ve ulusuna, kendisine gös- terilen parlak kabelden dolayı te şekkür etmiş ve Moskova göreti- nin sonucundan duyduğu hoşmüt- luğu hildirmiştir. B. Laval, operada verilen bir oyunda, perde arasında B. Sta - lin ile içten bir konuşma yanmıştır Fransız dıs bakanı Varsovaya gitmek üzere dün aksam Mosko - vadan ayrılmıstır. Dış komiseri B. Litvinof kendisini istasyona ka- dar götürmüştür. İstasyon B. La vali selamlıyan ve alkışlıyan bü- yük bir kalabalıkla doluydu. Tren, saat 2045 de fransız ve sovyet u- husal marşlarını çalan fangarın ezgileri arasında hareket etmiştir. Fransız bakanı kendisini a!kışlı - yan halka «yaşasın rus — fransız dostlröm» sözleriyle karşılık:ver - mistir. .— LOREZ Resmiğ bildiriğ Moskava, 16 (A.A) — Aşağı daki bildiriğ çıkarılmıştır: Bay Stalin, Molatof, Litvinof ve Laval 2. 5. 935 de Pariste im- za edilen ve Sovyetler Birliği ile Fransa arasında karşılıklı yardım düşergelerini ve bunun yoru tar - zını saptayan anlaşmadan dola - yı hoşnutluklarını bildirmişlerdir. 13, 14, 15 mayısta — Moskovaya yaptıkları görüşmelerde, Sovyet » ler Birliği ve Fransa oruntakları aralarında bu anlaşma ile ortaya çıkan doastça güven ruhunu gör müşler ve saptamışlardır. Bu gü- venin mutlu etkileri fransız - sov- yet ve Avrupa ilgilerinde iki hükü metin elbirliğini ilgiliyen bütün meselelerin incelenmesinde ken - dini göztermiştir. İki memleket oruntakları bu $â bir zaman içünde Daşaracağından yoktur. Yaşar Nabi NAYIR Aytamak — Bozut- şüphemiz Önem - Hitab etmek; Araç — Vasıta; Fesadçı: Örzel — Husust - $riyat; Bölge — Mıntal mek — İdare etmek; Adadığı — vüdet- tiği; Girgi — Teşebbüs; Eğitim — ter- biye: Almaç — Ahize. Ehemmiyet; incelemeye tam bir içtenlikle baş- lamışlar ve bu suretle göz önünde tutulan bütün diplomatik yizgiler deki devamlı uğraşmalarının a - çıkça aynı esas hedefe doğru git- tiğinden güvenli olabilmişlerdir. Bu gaye birge güvenliğin örgütlen mesiyle, barışın korunmasıdır. İki memleket oruntakları bıı.a’kıi arsıulusal durumda barışın göze - tilmesine içten bağlı — olan ve bu barış isteklerini her türlü karşılıklı yüken sağlanmasına ka tılmak suretiyle açıkça bildirmiş olan devletlere düşen ödevleri ta- pımakta uygun kalmışlardır. Bu devletlere barısın korunması yo - hunda düşen ilk ödev ulusal savga araçlarının hiç bir suretle za - yıflamasına izin vermemektedir. Bu bakımdan Bay Stalin Fransa - nn silahlı kuvvetini — güvenliği için gerekli olan düzeyde tutmak sıyasasını değerlemekte ve ona - maktadır. Öte yandan sovyet ve fransız oruntaltları elbirliğinin yapılma - sında Avrupanın maddiğ ve tinel asığlarının gelişimi için gerekli, uluslar arasında güveni, tekrar ku rabilecek olan sıyasal — şartların yeğretilmesi için hiç bir şeyi sav- samamak — yolundaki kararlarını berkitmişlerdir. Hele şurası bilinir ki, Sovyetler Birliği ile Fransa arasında karşı- lıklı yardım paktınm yapılması saldırışmamak, danışmak ve sal - dırgana yardım etmemek yükenle- ri esası üzerinde kurulacak bir do- ğu Avrupası bölgesel paktınım gerçekleşmesine durmaksızın ça - hışmaktaki faydayı hiç bir suretle arzaltmıyacaktır. Fransız - Sovyet birge çalışması Moskova, 16 (A.A) — Havas ajansı aytarından: Fransız « sov- yet bildiriğinden anlaşıldığına gö- re fransız -« sovyet — hükümetleri doğusal Avrupa için bir bölgesel pakt yapmak için çalışmalarına diplomasi yoluyla devam etmeye karar vermişlerdir. Bu pakt en fazla Almanya, Polonya ve sov - yetleri bir saldırışmamak, danış - mak ve saldırgana yardım etme - mek bağlariyle birbirine bağlıya- caktır. Fransız gazetelerinin düşünceleri Paris, 16 (A-A) — Gazeteler, Maskava konuşmaları hıkkın:iı neşredilen bildiriği gözden geçir - mektedirler. Fransız ulusal savga B. Stalin tarafından onanmış olması, ileri sol gazete - lerinden başka bütün diğer gaze- Gece yarısı kadından aldığım bir kâğıd- teler tarafından ısrarla kaydedil. mektedir. Pöti Pariziyen gazetesi, B. Sta- Hnin bu husustaki sözlerini yaz - dıktan sonra diyor ki : « Bu söz- leri söyliyen kimdir ? Bu sözleri söyliyen yalnız Lenin'in halefi de #il, fransız komüniştleri de için de olduğu halde bütün komünist. ler üzerinde tinel etgerliği kesin olan komünist partisinin genel sekreteridir.» Maten gazetesi sovyet andaç larına inanmamakta — ve şunları yazmaktadır: «Sovyet propagan - dasına hemen son verilmezse, bu hal, sovyet devlet — adamlarının iki yüzlülüğünü göstermiş ola - caktır. » Popüler gazetesi silahsızlan - ma işinden artık bahsedilmemesi- ne esef etmekte ve B. Stalinin fransız silahlanmasını onamasını tenkid etmektedirler. Bu gazete diyor ki: « Moskoava bildiriği ile fransanm içişlerine karışılmıştır. Fakat bu karışma, B. Laval ta - rafından istenmiştir. » Pertinaks, Öko dö Pari gaze- tesinde diyor ki: « İki fransız ala- yının gelecek ay Savvetler Rirliğine gideceği haber veriliyor. Bunları karargâhlara gidecekler ve bizce hemen hemen bilinmiyen kızılordu ile tanışacaklardır. Bu göret, şüp- hesiz ergeç başlayacak olan kur- may konuşmaları için en lüzumlu bir başlangıc olacaktır.., Avusturya gazeteleri de hoşnud Viyana, 16 (A.A) —B. Lavalin Moskova gezisi sonuçları Avrupa barışını kuvvetlendirecek şekilde görülmektedir. Bu gezi, ile yeniden görüşüye imkânlarını ortaya çıkarmakta ve 'Tuna konferansı için hayırlı bir hadise sayılmaktadır. Viner Çaytung gazetesi, bu hu susta şunları yazıyor: «Fransız ba- kanmın Kremlin sarayında yap - tığı göret son derece önemli sıya- sal bir hadisedir. B. Stalin, fransız ulus oruntağı- nn yaptığı görete verdiği değeri göstermiştir. Moskavada geçiri - len günlerde barış havası esmek- te idi. Bu konuşmalarm tam an- İamı ve Avrupa barışına yapaca- ğı hizmet bir kaç gün sonra belli olacaktır. Bir kaç ay önce bu kadar ge nişbir yakımlaşma imkânsız görü- nüyordu. Bu beklenmedik dip - Tomatik değişiklik B. Hitler sıya- sasının ansızın meydana çıkan gösterilerinden ileri gelmiştir. ——— pahalı olduğundan - İsveç'in cenubunda kü- İzvestiyanın bir yazısı Moskova, 16 (A.A.) — İzvesti- ya gazetesi, Bay Laval'in göreti- ne ayırdığı başyazısında diyor ki: Aynı zamanda bir nezaket ese- ri olan bu göret büyük bir sıyasal önem taşımakta idi. Fransız ko- nuklara karşı Moskovada gösteri- len eyi kabul, Moskova halkının iki memleket ilgilerinin barış için olan önemini iyice kavramış oldu- ğunu göstermiştir. Bay Laval'le birlikte gelen fransız gazetecile- ri Fransaya Rusya hakkındaki bil- gileri zenginleşmiş olarak dönü- yorlar, Fransız gazetecileri ile- riye inan ile karşılıyan ve barışı değerliyen halk yığınını görmüş- lerdir. Barışı bu kadar değerle- yen bu halk yığını her türlü tari- hiğ fırsatlara karşı rahat bir su- rette gidiyor; çünkü sakin çalış- masını bozmaya kalkacaklara kar- şı dayanmaya hazırdır. Bay La- val'in, BB. Stalin, Molotof, ve Litvinof ile görüşmeleri tam bir içtenlik havası içinde geçmiştir. İki taraf kendilerini ilgilendi- ren meseleleri açıkça ve bütün ge- nişliğiyle ortay akoymuşlar ve bunlara karşılıklı olarak açık ce- vablar vermişlerdir. 2. $ tarihli Fransız — Savyet andlaşması iki memleket ilgileri- nin hepsinde son bir anlaşma de- ğil, tam tersine, bu münasebetle- rin gelişimi ve iki memleketin ile- rideki çalışmalarının birbirine uy- ması için bir hareket noktasıdır. Çekoslovakya - Fransa hava hattı Marinyan, 16 (A.A) — Dün Prag — Marsilya arasındaki çe - koslovak hava hattı açılmıştır. Alman dış tecim açığı Berlin, 16 (A-A) — 1935 yılı ilk üç ayma aidalman tecim denkliği açığı, 1934 yılımna nisbet- le üç kat artmıştır. Açık geçen yıl S0 milyon ken bu yıl 149.399.000 marka çıkmıştır. Bu çıkış alman çıkatının alzalmasındandır. Habeş ordusu avrupalı asker kabul etmiyor Berlin, 16 (A.A) —Havas a - jansı aytarından: Bir çok alman gençleri habeş ordusunda çalışmak için Berlindeki habeş genel kon solosluğuna baş vurmuşlardır. Fa katbütün baş vurmalar (Habeş ) avrupalı asker kabul etmez. ) di- ye reddedilmiştir. Mareşal Pilsudski'nin cenaze alayı Varşova, 16 (A.A.) Pilsuds- ki'nin ölüsü dün gece Belvedere sarayından kaldırılarak büyük ki- liseye götürülmüştür. Orada 86 saat kalacaktır. Tabut altı çift hayvanın ko- şulu olduğu top arabasına gene- rallerin omuzunda götürülerek konulmuş ve cenaze alayı önde bir piyade taburu, bir atlı bölüğü ve bir top bataryasile papazlar ve arkada cumur başkanı mareşa: l karısı ve ailesi, bakanlar, eski başbakanlar, elçiler ve birçok sal- kurlar olduğu halde ellerinde ışı- naklar tutan askerlerin arasından ağır ağır geçmiş ve kiliseye gel- miştir, Mareşal Peten Varşovaya gidiyor Berlin, 16 (A.A.) — Pilsuds- ki'nin cenazesinde Fransa adına bulunacak olan Mareşal Peten bugün Berlinden geçmiştir. Fran- sız elçisi B. Fransova Puse, B. Hitler namına general Reishman fransız mareşalını selamlamıştır. Mareşalın emrine bir otomobil veren general Fon Reishman ken- disini Berline çağırmıştır. Polonya genel kurmay başka- nı general Kolson ile Varşova harb akademisi direktörü gene- ral Fanrie Mareşal Peten'le bera- ber gitmektedirler. İngiltere seçimti Londra, 16 ÇA.A.) — Dün parlamento çevenlerinde yeniden kabi- nede olası değişikliklerden ve sonbahare da yapılacak genel seçimlerden bahse- dilmekte idi. Hindistan anasal kanununun değişti- rilmesi hakkındaki kanun taslağının en önemli kısmı bitmiştir. Söylendiğine gö re, bu taklak, ağustos başlangicında ka- bul edilecektir. Böyle olursa, ikümet, gelecek yılı beklemeden gencl seçimlere başlanabilecektir akyşına Yeni bir arsrulusal ekonomi birliği Viyana, 16 (A-A.) — Genel Avrupa birliği, eski fransız tarım bakanı B. Ri- şarın taslağı esas üzerine bir genel Av- rupa ekonomik merkezi kurmuştur. Bu merkez, bütün Avrupa şehirlerinde şu- beler açacak ve Avrupada daha sıkı bir ekonomik elbirliği asığlamaya çalışa- cak, Avrupa memleketlerindeki taram, endüstri üretimlerini karşılıklı bir dü- zene koymaya, tecim iş oylumunu bü- yöltmeğe ve karşıtrkir ilgiler ve değiş- meleri artırmaya çalışacaktır. — —— kulağımı dikmek üzere gelen hiefne işin dağrusunu anlatmak - zorunda kaldığım i il çin bil. ULUS'un,romanı San Michele'nin kitabı Yazan: Aksel MUNT Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İSVEÇ GEZİ Size, İsveç konsolosunun hastalığı hak- kında birkaç kelime söylemiş olduğumu sa- nryorum. Bu hastalık da, işte, bu tarihlerde olmuştu. İşin iç yüzü şudur: Konsolos tatlı ve sekin, küçücük bir adamdı ki iki çocuğu olan bir amerikalı kadınla evlenmişti. O lardan birinin nezlesi ve ateşi vardı; ancak © akşam, babasının eve dönüşünü kutlamak Ü- Zere yataktan kalkmak istedi. Evin içi çiçek- lerle dolu idi ve çocuklara da bu hâdise şe- P!:'_fiııe akşam yemeğinde kalmak izni ve- &gün öğleden sonra, onlara gitmiştim. Çocuk- Tilmişti. Anaları bana, babalarının döndü; 'lu' bildiren, biri Berlin'den ve öteki Kol-n- Ya'dan çekilmiş, pek içten gelme duygular anlatan iki telgrafını gösterdiğinden dolayı Sevinç içindeydi. Bu telgraflar bana biraz TUzunca göründü. Tefrika: 74 ——— lerine gitmem gerektiği bildirili- ı’ı.l::ımy' bınîı gırtındaki gecelik “gömî leğiyle, konsolosun kendisi açtı. İlk sözleri akşam yemeğinin, İsveç Kıralını ve bir ğ: kendisine Lögion d'Hanneur nışanımın b_u- yük haçını vermiş olan Fransız Cu:şmlugu beklemek için geciktirilmiş old_u- öylemek Ailesinin yazı geçir- =l:ı küçük :dıu sarayını tutmuştu. Mari Antuvanet'in inci gerdanlığını takmak- tan çekinen karısına karşı ateş püskürüyor, oğtunu Dofen adiyle çağırıyor ve kendini de Robespiyer Büyüklük deliliği... Çocukları odalarında korkularından bağırr yor, karısı çekmekte olduğu acıların yükü altında eziliyor, bayrı köpeği masanın altın- da acı acr uluyordu. Zavallı dostum, birdenbi- reazdı veben de onu odasına kapatmak zorunda kaldım, Orada, her şeyi Inrdı!mm başka beni ve kendisini pençereden aşağı â- tacak oldu. Sabah olur olmaz onu, dok_tor Blanş'ın Passi'deki tımaranesine götürdük. Ünlü deli hekimi hastalığın genel inme oldu- ğunu söyledi. İki ay sonra bunun böyle oldu. olması imkânsız bulunduğu eyice u ve eyi Exılıgıldı. Doktor Blanş'ın timaranesi çok çük bir şehir olan Lund'da hükümetçe kurul- muş olan kimsesizler yurduna onu götürmek kararını verdim, « Birkaç gün sonra konsolos ve ben, ge- ce kalkan Kolonya ekspresinin bir komparti- manıma bindik. O zamanlar koridorlu va- gonlar yoktu. Ben, şimal demiryollarını iş- letmekte olan Roçild,lerden birinin hekimi olduğum için yolculuğumuzu kolaylaştıra- cak her türlü emirler verilmiş ve hastam ya- bancı görür görmez heyecana kapıldığı için de kondüktörlere bizi, her ne olursa olsun, ra- hatsız etmemeleri söylenmişti. Konsolas ses- siz ve uysaldı. İkimiz de yataklarımızın üze- rine uzandık. Boğazım sıkılarak uyandım; onu iki kere yere yuvarladım. İki keresinde de, bir sırtlan gibi çevik, üzerime sıçradı ve az kaldı beni boğuyordu. Son hatıram, kafa- sına bir şey yerleştirdiğim ve onun da bu vu- ruş altında sendelediği idi. Sabahleyin Ko- lonya'ya girerken ikimizi de, yerde, kendi- mizden geçmiş bularak şimal oteline götür- düler. Orada yirmi dört saat, ayır odada, karşı karşıya kurulmuş yataklarımızda kal- dık. Dişlerile kopacak hale sokmuş - olduğu otelci otelinde delilere yer verilmed i dirdi. Sabah treni ile Hamburg üzerinden yola devama karar verdim. Hamburg'a kadar, yol uzunluğunca arkadaşım pek iyi idi. Kiyel durağına gitmek Üzere şehirden gö çerken arabada Marseyyezi söyledi. O va- kitler Avrupa ile İsveç arasında en kısa yol olan Korsuer'e gitmek üzere sıkıntısızca va- pura bindik. Danimarka kıyılarından iki mil uzakta vapurumüuzun dört yanı, fırtma- dan sürüklenen buz parçalarile çevrildi. Aşa- ğt yukarı, bir mil kadar, buzlar üzerinde yü- rüdük, Bu, dostumu pek eğlendirdi ve Korsu- er'e sandalla vardık. Limana girerken dos- tum kendini denize attı, ben de ardı sıra at- Tadım. Denizden çıkarıldıktan sonra, sıfırın altında 20 derece soğukta, Kopenaga kadar, ısttılmamış bir trende titreye titreye, yolcu- hak ettik. Yolun üst tarafı pek eyi geçti; so- ğuk suyun dostum üzerinde inanılmaz bir et- kisi olmuştu. Denizi geçtikten bir saat sonra dostumu, durakta, tımaranenin iki gardiya- nına teslim ettim. Sonu var