17 Mayıs 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

17 Mayıs 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 füze Bakaâımızın ' Kurultaydaki diyevi Tüze Bakanımız Bay Şükrü Saracın öteyigün Kurultaydaki diye - vinden kalan kısmı koyuyoruz : Büyük devrimde Tüze Bakanlığı na yüken ilk ödev devrim hukuk siste- mine uygun kanunları almak olmuştur. Geçen dört yıl içinde bir yandan bu yenileme haceketinin tamamlanmasına Çalışılmış öte yandan yeni kanuunla- zın tatbik alanında tam fayda verebilme- leri hususunun devamlı surette tetkik ve teminine Öönem verilmiştir. Bundan başka teşkilatın imkân nisbetinde ge- lişmesi ve bilhassa hakimlik ve müdde- dumumilik mesleklerinin ehliyet ve se- ciye bakımından tanzimi belli başlı meşgalelerimiz arasında yer — almıştır. Böylece bu son yıllar yeni kurumu ta- mamlıyan kanunları hazırlamak ve on- Jların sosyal bünyemize intibakını inanç- lıyan tedbirleri almakla geçmiş oluyor. Yeni kanunlardan icra ve iflâs ka- nununun değiştirilmesi, üçüncü kong- vede 19 vilayetin dilekleri arasında bu- hanuyordu. Bakanlık bu kanun hakkın- daki yazıları nazara alarak hazırladığı ptojeyi 931 yılında büyük kamutaya sun. muştur. Kanunun değişik şeklinde de Aiki önemli esas, ilâmsız iera takihi ve borç için hapis usulünün kabul edil- memesi, aslında olduğu gibi muhafaza edilmiştir. İcra ve iflas kanununun 4 eylül 932 de yürütülmeğe başlanan yeni şekli e- lacağı da çabuk elde edilmesini müm- kün krlan yeni usulleri ihtiva etmekte- dir. 18 ilk kânun 1933 te ve daha son- va 2556 sayılı kanunla icra memurları- nin hakimler arasından seçilmesi kabul edilerek kadro durumunun verdiği im- kân nisbetinde bu bükmün tatbikine Başlanılmıştır. Şimdi yeni kanunun tatbikattaki ve- elmini dikkatle takib etmekteyiz, Teşki- at bakımından alacağımız - tedbirlerle mevcud bazı yanıları ortadan kaldıra- bileceğimizi umarım. (Alkışlar) Usul kanunlarının sosyal ve ekono- mik bünyenin icablariyle olan alâkası diğer kanunlara nazaran daha belirgin- dir. Bu kanunların hakka erişmeği kolaylaştıracak şekilde tanzimi bu ba- kımdan çok fayda verir. Hukuk usulü muhakemeleri kanununda tatbikatın ge- rekli kıldığı değişiklikler 2606 sayılı kanunla yapılmış hukuk davalarında sadeliğe ve çabukluğa doğru bir adım daha atılmıştır. Kanunun, vazife, tah- kikat, kayıp ve temyiz fasıllarında ya- pılan değişkeler bu yoldaki Ümidlerimi- zi boşa çıkarmamıştır. 929 yılındanberi yürütülmekte olan ceza muhakemeleri usulü kanunu da hakyerlerimiz tarafından başarıkla tat bik ediliyor. Esası Almanyadan al- man bu kanunun yurdumuzda tatbikine başlandığı ilk günlerde rastlanan güç- Tüklerin gün geçtikçe ortadan kaldı- rılmasına çalışılmaktadır. Kanunun ihtiyaca uygun gelmiyen yerlerinin tadili için hazırlanan proje Büyük kamutaya sunulmuştur. (Çok gü- el sesleri) gerekli değişkeler arasında melikleri itibariyle tezelden tahkik e- dilmesi lazım gelen meşhud cürüm ol- gularından cumuriyet M. umumilerinin salâhiyeti — genişletilmiştir. — Projede olgu yerinde cumuriyet müddei umu- misi tarafından yaprlan tahkikatım ilk tahkikatta tekrarlanmaması esası kabul e- dilmiş ve bugün gerçekte mevcud bu- hanmıyan karar hakimliği teşkilatı de ortadan kaldırılmıştır. Usul kanunlarımızda çabukluğa ve sadeliğe doğru yapılan bu değişmele- Tin kanunların ana prensipleri bozma- masına ve tetbiki yönlere münhasır kalmasına dikkat edilmiştir. 926 yılından beri tatbik edilen türk geza kanımunun 9 yıllık deneme devre- sinde görülen eksikleri tamamlanarak ve düzeltilerek yapılan proje yüksek kamutayca on:ylanmıştır. Bu kanun- da arsmlusal mukavelelerle yapmağı yükendiğimiz mevzulara dair hüküm- ker de vardır. Bunlar arasında Lozan anlaşmasiyle iltihakı kabul ettiğimiz kadın ve çocuk teciminin yasağı hak- kımdati üç mukavele, La Hi ve Ce- nevrede jmzsalanan afyon mukavele ve protokollarına uygun olarak konulam hükümlerin şümullü etkeleri kayda de- Ger önemdedir. Kanunu medeniden önceki nikâhlar- la bu kanunun neşrinden sonra kanuna aymıyan münascebetlerden doğan ço- tukların tescili Cumuriyet Halk Par- tisinin üçüncü büyük kongresinde adli- ye bakanlığına ait dilekler arasında bulunmakta idi. Bilgisizlik yüzünden meydana gelen bu vaziyet af kanununa konulan bükümlerle kanun çerçevesi içine alınmış ve bu suretle kanımu me- deninin ana prensiplerinde bir değ'şik- lik yapmağa lüzum kalmamıştır. Yurdu korumak için sınızlarımıza ko- şanların geri bıraktıkları ailelerile mal- larını özel bazı hükümlere tâbi tutan kanun projesi hakyerlerinin bu yolda- ki ödevlerini önceden tayin etmiş ola- caktır. Yüksek kamutaya sunulmuş olan projeler arasında tüzel sicil kanunu projesi de vardır, Bir suç işliyen kim- senin ne çeşid bir adam olduğunun an- Taşılması kendisine karşı alınması lâ- zam gelen emniyet tedibrlerinin neliği- ni tayin için lâzımdır. Rasgele ve bir kez suç işliyen kim- sölerle suç işlemek için kendisinde bir meyil bulunan suçlu arasındaki ayırım açıktır. Suçluların bu durumlarını ta- yin için kurulması faydalı görülen bu Usul ceza sistemimizin iyi tetbikine yardım edecektir. Geçen yıllar içinde tüzel teşkilatın devamlı gelişmesini temin için lüzum- lu görülen tedbirlerin alınmasından geri durulmamıştır. — Ehliyetsizlikleri ve sicilleri itibariyle kendilerinden ls- tifade edilemiyenlerin vazifelerine ni- hayet verilmesi, mektebli hakimler se- yısının arttırılması, mahkeme teşkilatı- mın ihtiyaca göre tadili, temyiz mah - kemesi dairelerinde birikmiş olan işle- rin gecikmeden çıkarılması için temyiz kadrosuna raportör konulması hususla- Ft iyi bitim veren tedbirler arasında sayılabilir . Temyiz mahkemesindeki işlerin ça - buk görülmesi için aldığımız tedbirler gün geçtikçe iyi neticeler vermektedir. Temyize intikal eden iş sayısının çok - luğu bu hususta esaslı olarak uğraş - mamızı zaruri kılmıştır. Aşağıda arze - deceğim rakamlar artık bu alanda iyi yola girdiğimizi gösterecektir. 1933 yılından kalan 21545 işle beraber 934 yılında başmüddei umumilik dai- resiyle birlikte temyiz mahkemesine gi- den 129265 işten 117680 tanesi neticeye bağlanarak 935 yılına 11585 iş devredil- miştir. Bu rakam temyize giden iş ye- künunun biz aylık tutarından biraz faz- ladır, Geçen yıl ağustos ayızda tatbik edil- meğe başlanan harç tarifesi kanunu &- saslı bir ihtiyacımızı karşılamıştır. Çünkü mahkemelerle bunlera bağlı da- irçlerde alınması lâzım gelen harçlara dair 29 eylâl 1302 günlü kanun ve ekle- Ti baştan başa değişmiş olan ana ve usul kanunların hükümlerine uygun olma - dığından yeni esaslar içinde harçları tesbit eden bir tarife kanununun ya - pılması gerekli bir zaruret halini almış- tı. Bir kısım harçların peşin olarak ö - denmesi mecburiyeti haklr bir sebebe dayanmayan davaların açılmasına engel teşkil etmekte ve bir takım finans ber - kitleri davaların lüzumsuz yere uzatık masmna mahal vermemektedir. Kanunların tatbik ve verim kabili - yeti teşkilâtm iyiliği nisbetinde artar. Kanun da tem değer ve kuvvetini onu tatbik eden ellerde bulur. Bahusus ki, imkılâp devrinin esas kanunları hakim- lere geniş bir takdir hakkı tanımış ve bu sahada fikirlere tam bir serbesti bah- şeylemiştir. Bu yönden bakanlık hakim ve müddei umumilerin seçilme ve yetiş- me husukglarına önemli ve üstün bir yer ayırmıştır, Hakimlerin liyakat ve eh - kiyet deracelerini tayinde kaza vazife - ÜLUÜS sinin mahiyetine uygun bir kriteryom kabulüne, işlerin çabuk ve iyi görül » mesine bütün adliye mensuplarının alı- kalandırılması hususuna bilhassa itina edilmiştir. Hakimlerin terfiletinde tem- yiz mahkemesine intikal eden işlerin nakız — ve tasdik — nisbetleriyle her hakimin pir senede çıkardığı iş mik- tarı esas tütülmüş ve muayyen bir nişbette erişmiyenler terfi hakkından mahrum edilmek muayyen devrelerde terfi edemiyenlerin de alâkazı kesilmek suretiyle meslekte türel bir seleksiyon temir.i yoluna gidilmişti. Yurddaşlara, ileri bir sosyetenin fay- dalarını temin edecek ikabiliyette bir tü- zel kurumu tanzimini amaç edinen 2556 sayılı kanun, hakimlik ve müddei umu- milik mesleklerini ayırmış ve her biri- nin ödevlerini gerekli kıldığı hükümle- re Vâbi tutmuştur. Yeni kanunun tesis eylediği #taj devresi seçilme ve yüksel. mede kurduğu sistem, ehliyet ve seci- yeye verdiği yer, ödevlerini ciddilik ve yüksek bir özgeçenlikle.yapmakta olan hakim ve müddei umumilere iyi bir ye- tişme ve mesleklerine ümitle bağlanma imkânlarını vermiştir. 'Tüzel kurumun işleyiş tarzı ana ve usul kanunların verim ve tatdik şeklile- ri bir yandan teftiş teşkilâtınin diğer taraftan merkerde ve temyiz mahkeme. sinde kurulan istatistik büroları yardı- miyle sürel bir tetkika tâbi tutulmakta- dır, Bu tetkikler üzerine asıl ihtiyaç - lara göre ileride afınması gerekli olan tedbirler şimdiki ödev ve düşüncelerimi. Tin esasını teşkil eder . Adliye Bakanlığı bugün dört çeşit yeni mevzu Üzerinde çalışmaktadır. A — Bakanlık idare menkezi teşki - lâtr yepyeni bir hukuk sistemi kuran devrim kanunlarının iyi tatbikini temin edecek tedbirlerin devamlı olarak tet- kiki bakanlığın en belli başlı İşleri ara- sında yer alır. İdare teşkilâtmna yeni baştan düzen verilirken bu defa erişmeği mümkün kı- lacak esaslar iş ve ödev bölümü husus- larında takibedilecek sistem, teşkilütr İşletecek işyarların seçim ve yetişme tarzları hakkında yaprlan — bazırlıklar sona varmış yüksek kurultaya arzedile- cek kanun projesi bitmek ürere bulan - Muştur. B — Hakkın yerine getirilmesinde avukatların da rolü bâkimlerinkine nis- betle daha önemsiz sayılmamalıdır. Bu itibarla bu mesleğin hâkimler kanunun- da tutulan esaslara göre tanzimi tülrel teşkilâtr çok yakından alâkalandıran bir mesele halinde belirir . Hayatlarını hakkın müdafaasına has- reden bu meslek mensuplarının seciye ve ehliyet bakımından hakimlerle bir sayılmaları elbette zaruridir, € — Mahkemeler teşkilâtı hakkın - daki tetkikler de oldukça ilerlemiş bir safhaya girmiş bulunmaktadır. Dava - ların görülmesinde çobukluk ve sadeli- ğe doğru yaklaşmak hususunda düşü - nülen tedbirler, mahkemelerdeki dosya kayıt usullerinin 1slabı, iş bölümüne ve mahkeme teşkilâtına esas olacak pren- sipler bu mevzuun ana hatlarını teşki. eder, Bu arada icra işlerine verdiğimiz önem de büyüktür. Teşkilâtın diğer safhalarında bir sis- tem dahilindeki çalışmadan verimli nc- ticeler aldığımız her seneki vaziyetin bir evvelki seneye nazaran daha iyi ve daha çok ümit verici olduğunu gör- düğümüz halde icra işlerinde aynı iyi- Hiğe erişemediğimizi söylemek lüzım - dır, Tcra işlerinde halkın dileklerinin tamamiyle yerine getirmekten uzak bu- Tunduğumuzu bildiğimir için ilerdeki çalışmalarımızda bu işin de ıslahına bü- tün gayretimizi sarfetmekten geri dur- muyoruz. Bu alanda alınacak tedbirle - rTin olgun ve tesirli olmasına bilhassa itina edilmektedir. D — Dördüncü mevzuumuz ceza cv- leri meselesidir. Gerek bina vaziyeti ve gerek bu binalar içinde cezalarını çeken malikâümların kötü halleri esaslı bir kay- ğumuzu teşkil eder. Bugün her türlü sıhhi şartlardan uzak ve kötürüm bina- lar içinde barınan mahkümların oradan ahlâkları düzelmiş olarak çıkmadıkla - rıma hiç şüphe yoktur. Hayatında bir kez suç İl olanlarla, profesyonel mücrimlerin şağır hapis cezasına mah - küm olanlarla hafif cezalıların, mah - kümlarla mevkufların ve hattâ çocuk - ların bir arada olduklarını ve buaların yekdiğerlerine çeşit çeşit telkinlerde bulunduklarını göz önüne getirecek olur- sak hapisanelerimizin hem sosyete ve hem de mahkümlaç için birer ıstırap ve tehlike kaynağı olduğunu söyleme ğe lil- zum kalır mı? Ceza evlerinin durumu ekonomik ba- kımdan daha az fena değildir. Devlet bütçesi bu müceseselerin, müdür, me « mur, gardiyan, bina ve salir mastafla - rından beşka yalnız ekmek parası ola « rak 700 bin liralık bir yüke katlanmak - tadır. Bundan başka suçlüları - aileleri tarafmdan elbise, yemek ve yatak için yapılan yardımın suçlu başma 20 kuruş besabiyle 2,5 milyon liraya baliğ olduğu. nu düşünecek olursak ne müdhiş bir ie- tihlâk makinesile karşı karşıya bulundu. ğumuz tezahür eder, Bugüne kadar ce- za evleri, üzerinde çok az durulan bir mevzu olarak kalmıştır. Şurada, bura - da yapılan sanatlaştırma teşebbüsleri, mahkümların çoğunun çiftçi olmasın -< dan dolayı matlup neticeyi vermemiştir. Bir seneden beri bu alandaki tetkikle- rimiz bire öğretti ki diğer devletlerde hapisbaneye giren bir mahküm orada yaşamak hakkından başka bütüm hakla- rından mahrum olarak işe başlıyor. He- pisanenin verdiği basit gıdadan — başka Bıda, çirkin elbiseden başka elbise ya - saktır. Okumak, yazmak, konuşmak, mektup almak, göndermek hulasa her Şey yasaktır. Ancak bu haklar mahkü - ma hapisane nizamlarına riayet eyledi Bi takdirde ve yavaş yavaş iade olunur. Gene bu tetkiklerden öğrendik ki, ceza evleri mevzuu, her şeyden önce bir bina ve üstünde çalışılacak geniş bir saha meselesidir. Ve bir hamlede halli müm- kün değildir. Onun için eskilerini ol- duğu gibi bırakarak yenilerini yapma - yı ve her yeni bina yapıldıkça eskilerin- den bir kaçını kapatmayı daha muvafık gördük yeni ceza evlerinin yapılması için geçen sene çıkarmış olduğumuz ka- munla tesis olunan — yapı pullarının her sene 150 « 200 bin — licalık bir varidat vereceğini umuyoruz. Bu pera ile önümüzdeki seneden — itibaren binaların inşasına başlanılacaktır. Yeni ceza evlerinin kurumundaki düsturu - muz: “Talah, terbiye ve istihsal,, oldu- ğuna göre her yeni hapisanenin bütçe - deki bugünkü — tahaisatımdan bir te sarruf brrakacağını umuyoruz. Ve bu tasarrufu yapı varidatına ek - liyerek ber sene bir evvelki seneden da- ha çok #ayıda yeni ceza evi meydana getirebileceğimize kaniiz. Bu tedrici fa- kat emin yürüyüşle ceza evlerimizi, az za man içinde türk sosyetesi ve mahkâm - lse için faydalı birer “k4lah ve istihsal müessesesi,, haline getireceğimizi umu- yoruz. Sayın arkadaşlarım, adliye bakanlı « Çanın dün nasıl çalışmış, bugün — nasıl çalışmakta olduğunu ve yarın nasıl ça- lışacağını partinin büyük kongresine arz ettim. Tasvibiniz bu yolda çalşanlara kuvvet, cesaret ve emniyet verecektir. (sürekli alkışlar). Annelere öğüd İkinci sayısı çıklı Çocuk Esirgeme Kurumu (Himayei Etfal) genel merkezi mama çocukları- nin nası| besleneceğini ve mamalarının nasıl hazırlanacağını öğreten (Annele- ve öğüd) ün 2 inci sayısını hazırlamış- tar. 1 inci öğüdler 12 mektubtur. 1 ve 2 sayılı öğüdlerden istiyenlere Kurum parasız olarak gönderir. Anka- rada Çocuk Esirgeme Kurumu başkan- lığına bir mektubla adres — bildirmek yeter. ANKARA RADYOSU Bu ık.ıııhl program şudur: 19.30 — Dans musikisi (Plak) 19.50 — Çocuk saati 20. — Musiki: Dvorak — Andante 3 romantik parça Keman: Necdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal 2020 — Ev kadınına öğüdler 20.30 — Musiki: Handel Trio Keman: Necdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal Viyolonsel: Edib Sezen 20,50 — Habherler, 17 MAYIS 1935 CUMA Düşünüşler Parti programında kültür işleri Madde S? — Parti, radyoyu ww « sun kültürel ve sıyasal eğitimi içiğ en değerli araçlardan sayar. Kuvveti Ji verici istasyonlar kuracağız, Al « maçların kolay ve ucuz elde edilmes #ine çalışacağız. Sinemanın ulus? faydalı olmasını iş edineceğiz. Madde S& — Ulusal opera va tiyatro önemli işlerimiz arasınadır. Yeni — Parti — programının karıya aldığımız iki maddeci partinin memleketin kültürel ve artis, tik kalkınmasına verdiği büyük —4 gösterir. Çağdaş terbiye ve propaganda arağe ları arasında sinema, tiyatro ve radya öyle büyük bir yer almışlardır ki ulus larınt en kısa yoldan yüksek bir som yal düzeye çıkarmak istiyen devrimciİ devletler, bunları okul gibi, devlet eliyle çevrilecek ve başarılacak hir iş olarak ele almakta kusur edemezler. Radyo gibi, sinema ve tiyatro gibi, doğrudan doğruya en geniş halk yığını larıma aytayan sanat kollarının, devrini yapmış bazı memleketlerde nasıl usta. lıkla kullanılmış ve ne geniş ölçüde iş- ler başarmış olduğunu görüyoruz. Bu aynı araçların, kendi faydalarından başka bir şey düşünmiyen özel girgi- let elinde” memlekete ve ulusa düş man birer boğutçu unsur hâline gelebi- leceğini de hiç bir zaman hatırdan çı- karmamak lazımdır. Radyo ve sinema, kültürden az pay almış yurddaşlar için gazete, kitab ve okulun yapamıyacağı kaedar — büyük işler başarırlar. Çünkü bunlar eğlendi- rerek öğretirler ve halktan okumak bilmek ve okuyabilmek gibi bir yüküm de istemezler. Radyo ve sinema işini, şimdiye ka< dar gerektiği önemle ele alamamıştık, Yapılacak işlerin çokluğu arasında br geri kalmış fakat unutulmamıştı. Altı prensipli ulusal ülkümüz ve en ileri kültür, bundan böyle, oparlör ve beyar perdeyle yığınlara aşılanacaks tır. Memleketin radyo yayımları — baka mından bölgelere ayrılması ve her böle gede kuvvetli birer verici istasyon kus rularak yurdun en uzak köyünde bila &n küçük makineyle yayımın dinlene- bilmesi imkânlarını hazırlamak, ve bü. tün bu istasyonlar; anlayışlı, ve gerek- likleri karşılıyacak bir programla yös netmek, yapılacak ilk iş budur. Ancak verici istasyonlarımızı iste« nilen sayıya ve olgunluğa eriştirdiği- miz gün, radyo makinesi, okul kita « br ve ekmeklik buğday gibi birinci de- recede bir önem alacak ve bu makise. leri köylünün bile alabileceği bir fiata mal etmek için tedbir almak — gerekek cektir. Sinema meselesi daha güç ve çapra- şik bir iştir. Bütün film — ihtiyacumızı kendi stüdyolarımızın ürünlerile karşı lamak şimdilik ancak bir ülkü olabilir. Yapılacak iş, ilkönce dışardan — gelen filmleri gerek prensipler ve gerekse sanat değeri bakımından — çok sıkı hir kontroldan geçirmek, aynı zamanda yabanet filmlerle boy ölçüşebilecek kuvvette türk filmlerinin yapılması ve bunların sayısının her - yıl çoğalması için çalışmaktır. Devlet tiyatro ve operasının kurul- ması Özerinde birçok yazılar yarzıldı. Bunun şimdiye kadar geri kalmış ol ması, bu büyük ve- ileri teknik İstiyen işe derme çatma bir temelle başlama- mak için olmuştur, Radyo, sinema, tiyatro ve opera İş- leri esaalı olarak ele alınmak için bü- yük kredilere ve geniş örgüte ihtiyag gösterir. Bütün bu kültür işlerinin tek ve çok yetkeli bir elden çevrilmesi lü- zurmmu da ortadadır. Güçlükler ne olursa olsun, Parti- mizin, adadığı bu çok önemli işi de ki-

Bu sayıdan diğer sayfalar: