11 Nisan 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

11 Nisan 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B. Fuad Köprülünün Paristeki konferansları .üî::" 9 ÇALA.y — Özel bildirmeni- Paris üni diversitesinde Berkezinde bu türk tetkik yıl için tasarlanan bir konferans, edebiyat — fakültemizin "t Fuat Köprülü'nün biribiri ardı Perdiği üç konferansla bitmiştir. B. tadel l-î ve 14 üncü yüzyıllarda A- Bi türklüğünün yüksek l ç M anlatan bu Üç konferansı ası bakı- feransında — Fuat letinin — kuruluşu ve batı leri göz hi için yüzyıllardan- nlrş düşüncelere da- nalar için nasıl bir ktiğini göstererek ni türk tarihi genel nde ve Anadolu selçuk t olarak almalıdır.,, de- e ne değin kimsenin “Elanmadığı kaynaklar nelerdir, ana- Bileriyle sıraladı. İkinci konferansında, 13 üncü yü Ve 14 üncü yüzyılın ülk yarısında tarihi üzerinde dur- in ve buralardaki 13 üncü yi nin şehir hayatın k bir seviyeye vare ticart ve smat büyük merk *T vücuda geldiğini, manevi kültür yük- Seki da bulunan deği gözden geçirdi. kuruldağu taririni, furalarda Anadol Sosyal kurumları devletinin nır Gikelerin sosyal Tra osmanlı artlarmı, oralarda yaşıyan türk nın etnolojik mahiyetini ve bu tür Vk unsurların ne gibi etkelerin teti- le batıya doğru - yayılmak ve ilerle- ŞAPKACI - MODES Afife 'Telefon No.: 1550 Sayın Bayan, Me olduklarını gösterdi ve el bir sonuec halinde mdaki et- da osmanlı devletini keleri birer bin Bu konferansi tahlil lety B. Köprülü adına 24 kişilik öğle yemeği verdi. Profesörler d gırdı. Türk talebe birliği çay verdi. Talebe müfettişi Reşad Şem- settin, türk gencleri hoşça ve ailece ko- nuştular. Büyük Elç miştir. Haftaya Türkiyeye d bu büyük kültür mecmuası « 26 1nci sayısı çıkmmış- m Necmi Dilmenin karsılıklar kılavuzu üzerindeki ya zısiyle Törk Dili Araştırma Kurumu « ene bu kılavuz hakkındaki bildi: Bundan sonra Türkiyenin işini izah & den bir yazı, doktor Bay Said Alinin i musahabesi, nun gi riğiyle başlamaktadır. sanayileşme firik ve felsefe hakkındaki tı üzerinde verd ka uyandırıcı malümat, Hü mık Orkunun (Oğuzlara dair) tarihi makalesi, B. Abdurcahman Aygünün ve coğrafi yar nun Vilhelm St virdiği (Ebeveyn kalesi, B. H. Z. Koşayın (Finle sal destanr Kalevala) hakkındı lesi, B. Ali Sühanın geçenlerde ölümü esefle karşılanan İ yazısı, B. Zeki Mesud Alsanın ayın po- titikasını hulasa eden yazısı, B. Hik. met Gürhanın Dorum Ayge adındaki ulusal hikâyesi, bibliyoğrafya iasmın. da (9 yazı ve cenubta türkmen oymakı ları) kitablarının tenkidleri ve Halkeve leri mecmualarından bahseden ve Ân- karada toprak bayramının kutlanması. nt anlatan yazılar vardır. Bütün okurla. rınıza tavsiyeyi borç bilir ysim için Avrupadan getirtli- da teşhire başladım. Ankara'da Türk izerleri | ve Mimar Sinan arının mimari âbideleridir Ç TERRERER lezde gördüğüm geyet süslü, bel çi- gekli çerçeveler içindeki tavan göbek- lerinin her birisi müzel arttıracak güzel izerlerdir. Bazı evler- de öyle tavanlara rastladım ki türlü YMğaçayak camı dİnin tevanı Anadolu'nun her köşesinde olduğu gibl Ankarayı da süsliyen eski türk e- serlerinin sayısı çoktur. Camiler, mes- cidler, türbeler ve Iâlelerle süslü alçı pençereli eskl türk evleri b bir zevkle meydana ge rin kiminin dışı ve kdr rafile tetkiki kolayca başarılacak işl için fotoğraf, plân hakkında tarihâ bügiler olan di ve nak verecek bir kitaba fazladır. B iyacı rleri süsliyen çiçekler- boyalar arasında sarr böya yerine n İtin kullanmıştır. Bu evlerdeki al- gı pençereler ve alçıdan yapılmış ocak- lar ve hücreler ve kaş birçok gairler türkçe beyitlerile çeşld çeşid çiçeklere Helü tavanlı evlerin fo- nkara rehberinde mütlaka yer almalıdır. Sanatkârlar bu evlerden larının kapı halkaları altındaki demirin Ustünü 1le çiçeklerile süslemişlerdir. Ankarada kurşun kubbeli gaminin sayısı İkidir. Biri Samanpazarı çivar da, öteklel Cebeci tepelerine kargı Ce- HascrBayram cemisinin genel görücüşü Bun li, müdevver, mıştır n başka uzu: sırça tuğlalarla süslen- miş tuğlalı minareli Ankara camile nin hepsi değerli türk izerleridir, B« ralardaki mihrabların üzerine sonradan badana ile arabsek süsler yapılmıştır Arslanhane camisinin —mihrabı sonr dan temirleneniştir. Ötekiler — de lense altından — birçi ihtimalden bu k şeyler . Arsla yolda — temiz- çıkması uzak değ hana ve Alâaddin camileri rlerir deki oymacılık mi: işleri, bozul Nakış iberile lâle ve karanfillerle süslü Hacıbayram, Zincirli, Ağaçayal Hacıbayram camisinde mihrab ve minbor lü cami- türk sanat ve diğer bu gibi çiçeklerle lerin minberleri de değe izerleridir. Cenabi Ahmed Paşanın 1565 taris hinde mimar Sinana yaptırdığı caml ve sekiz köşeli türbesi mimari bakı« mından büyük bir değer taşır. Geniş bir meydan ortasında sarıya yakın renkte bir çeşid taştan yapılmış — olan bu Sinan izeri Ankarayı süslemekte. dir. Bu cami oldukça yüksek dört dus var üstüne yapılmıştır ve-İstanbul ca- ğim model şapkaları salonum Teşrifinizi saygılarımla dilerim. p e kapal n romanı s"lll.lVlichele.’ııin kitabı Yazan: Aksel MUNT Do., Türkçeyo geviren: Nesahi BAYDAR hanc _0.1“01' Villari'yi de San Gennaro ccza - a!l'_î""'qc tanıdım, Onun, iki yıl önce, ma- *deki bütün zaviyelerle dinsel kurulla- Ola,.aîl" mi olan doktor Rispu'nun asistanı İi N'_ poli'ye gelmiş ve doktor Rispu ö- Wdu?_m—'mnıenui genc asistana bırakmış exîtıf.îlu Don Bartolo'dan d daşımla karşılaşmaktan çok haz d_ı_.ı- ir O ve ilk gündenberi ona karşı büyük Üzek VBi beslemeğe b tım. Bu, çok $ı halleriyle hiç z u,în' Ve napolililerin bay r d, A;“hf:lı olmıyan nazik tavırlı bir adam eki zlerden geliyordu. Sokağın köşesin- ıilınğc"H dar pençereli, her vakit kapalı tiz ao Parmaklıklı kapılı, bir mezar gibi ses- n İ <İpote Vive,, manastırını ilk'defa on- kijen “itmiştim, Denildiği gibi, manastıra çe- Bürün;eelar, bu kapıdan içeriye, bir kefene Tak ÇÜD bir tabutun içinde upuzun yata- *daha " Birerlerdi? Sonra, sağ oldukça da bir K Sikarmazlardı? Baz 2ÇEt, bu pek doğru idi; oradaki kız pa- Doy n dünya ile hiç bir ilişikleri - yoktu. ©T da, mahnastıra nadir gidişlerinde, çan .a papasların höcrele a ren bir yaşiır kadın önüne geçip ona koridorlarda kılavuzluk ederdi. 'Onların günah çıkarıcısı oları Padre An- selmo'dan dinlemiş olduğum gibi, manastı- rın bahçesi, eski mcrmcrltr!eldollu mu ıqıî Eve:î şura buraya .scrpx! niş bir çok mermer parçalarını O da görmüştü; manas - tırın eski bir yunan tapınağı (mabed) rine kurulmuş olduğunu öğrenm Meslekdaşım benimle konu: lanır görünüyordu; Napoli'de dostu olmadı- gınt söylüyordu; bütün yurddaşları gibi na- polililerden iğrer yordu; Hele kolera başla- dığmd.ınbcri gördüğü şc_vh...!en SO ların kokmuş erinin Üzerin 1 cezasının çökmüş olduğu mamak im kânsızdı. Napoli ile ka arılınca Srı'h.'îvı ve Gömore hiç bir şey demek değildi. Yok- sulların mahalleleri evlerde, hattâ müyor mu ( çaları masını haber ve lerde olup bi 1? Bütün Napoliyi bir şehve' dalgası süpürmekte idi; her yerde ahlaks lık ve sefillik, Ölüm'ün gözü ön inde bile, kötü görülmiyen bir şeydi, Kadınlara 'k. r nlar öyle çoğalmıştı ki kendini bi - saldırı az olir len kadınlar evlerinden çı Doktor koleradan korkmaz görür ü v Madonna'nın koruması altında kendini gü- venlik (emniyet) içinde buluyordu. Onun İnan'ına imreniyordum, Kolera çıktığı za - | man karısımca bo! takılmış olan iki madalyayı « gösteriyordu. — Bunlardan biri Madonna del Karmina öteki de karısının Lusi olan adma izafetle Santa Luçya'nın resimleri idi. Karısı bu küçük — ma- daly nberi üzerinde taşı - mış ldiğimi, onun göz - leri koruyan yatı ) olduğunu söyle - di Gözleri betmek içinde Ş ş olduğum için onun adına ir mum yakmak istediğimi söyle- bahleyin evden çıkın - adar pencerede dönü- ledi. Kadının dünyada sesi yoktu. Onunla ana ve babasının rağımıma evlenmiş oldukları- şehirden başka bir yana gönder- nın ondan dığını ilave nı, bulaşık mek istemiş olduğu halde karı: ayr bir türlü katlanan etti. Ölümden korkup k rkmadığını doktor « d Kendi için bir kusu olma- dığını, ancak karr sevgisi dolayısiyle bundan ürktüğünü söyledi. Hiç olmazsa koö- leradan ölmek bu kadar iğrenç olmasaydı! Sizi seven gözler tarafından görülmektense ölür ölmez mezara götürülmek daha iyi idi. Ona: “sizin için her şeyin yolunda gide- ceğine güveniyorum, Hiç olmazsa duanızda bulunan biri var.,, dedim. dan söri milerinde olduğu gibi kubbesinde (16) Güzel yüzünde bir tasa belirdi. — “Bana söz veriniz ki şayed....,, — “Ölümü ağıza almıyalım,, diye, tüy | lerim Üürpererek, kestim. t Piyazza Merkato'nun ardındaki Allegrfş ya lokantası sevdiğim dinlenme '=rlerindeıi biri idi. Burada yiyecekler kö rab en iyi cinstendi; bol bol içerdim, Yer me dönmekten çekindiğim zamanlar burada, gece yarısına kadar kalırdım, Mahalle bele çisi Sezare ile, çobucak dost olduk. Yattı « ğım handa çıkan üçüncü kolera v;ıkasmdax* sonra onun oturmakta olduğu evin bir odasına taşındım. Yeni mahallem de cskîı* kadar pisti. Ancak, Sezare'nin pek haklı larak dediği gibi, “başkalarının yanında :ı'! mak,, pok iyi idi Karısı ölmüştü ama kızj Maryuçya sağdı ve pek de canlı bir kızdı. Orj beş yaşmda olduğunu sanıyor idise de eyici gelişmişti. Kara gözleri ve kırmızı dudaklı riyle Kapitol müzesindeki küçük Venüs' benziyordu. Çamaşırımı yıkıyor, makarnaı pişiriyor ve aklma geldikçe de yatağımı dti zeltiyordu. O vakte kadar hiç bir yabandi görmemişti. Elinde bir salkım üzüm, bir di lim karpuz veya bir tabak incirle, sık scılq odama geliyordu, (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: