Ş ON ALTINCI YIL. No: 4921 LUS 11, NİSAN 1935 PERSŞEMBE Adımız, andımızdır. âıı.m)| Roma, 10 (A.A.) — İtalyan Deniz Ba- kanlığının bir kararına göre, 1913 deniz b sırıfı terhis edilmiyecektir. Kara ordusu — için önce böyle bir karar verilmişti. ap.ıa( -"’H Cumııı-lyet Halk Partisi Büyük Kongresi Topianıyor. Atatürk'ün Bildiriği Cumuriyet Halk Partisinin Dördüncü Büyük Kurultayı 9 Mayıs Perşembe Günü Saat 15 de Ankarada Kamutay Kurağında Toplanacaktır. Parti Nizamnamesinin Yir- Cumurıyet Halk Partisi ULULACAARDLALAĞKLACAKDCCAK CII CAKA ICT IAKAN AAA III YAKAKl a. TIT mi Dördüncü Maddesine Uyarak Bildiririm. Gündelik Barış bloku V ıı korumak ve Avrupa iş- l""'e düzen vermek yolundaki Arsrulusal konuşmalar henüz bit- Memiş ve bir sonuca varmamıştır. Şimdi bütün gözler bir yandan Teza konferansına, öbür yandan uluslar derneği kurulunun top- huı.m dikilmiştir. Genel durum larda almacak kararlardan #onra daha iyi anlaşılacaktır. Ba- Tış Yeya harb arzularından hangi- nin güclü çıkacağı ve bundan i sıyasal gidişe hükmede- Seği bu kararların özüne bağlı Sörülmektedir. Barışım korunmasında iki yol Vardır; İnsanlık, uzun tarihi için- bunun ikisi uzerınde de yürü- Müş ve değerlerini öğrenmiştir. Birinci yol barışı silâh gücü ile, rak korumaktır ki, hiç bir devirde devamlı ve verimli olamamıştır. Çünkü güc denilen şey devir de- vir değişir, bugünün güclüleri ya- riın öyle olmıyabilirler. Yaşayış hergün değişmektedir. Avrupanın arkamızdaki yüz yıllık sıyasal ta- rihini gozden geçirmek bunu an- lamak için yeter. Viyana kongre- sinin kurduğu düzen çok sürmedi, Sedan onu büsbütün altüst etti. Fakat Versay şatosunda temelleri atılan alman imparatorluğu üze- rinden elli yıl geçmeden gene ay- nı şatoda yere vuruldu. Şimdi bu yenı Versay düzeni de hergün ye- ni bir çatlakla sarsılmaktadır. Bundan sonra da onu ve onun ya- rattığı barış şeklini olduğu gibi korumak olasılığı var mıdır? Bü- (Sonu 3 üncü sayıfada) - Paris, 10 (ALA.) — B Flınden ile B. Laval saat 9.30 da Stresa'ya gitmek üzere yola çıkmışlardır. Bay Makdonald ve Saymen Paris'te - Londra, 10 (A.A) — B. Makdonald ile Con Saymen öğle vıl:tı tayyare ıle yi VÜ Y Paris'e g ve frle - yollarına devam odeoeldrılıı' - Londra'daki genel toplanıtı * Londra, 10 (AA.) — Taymis gaze- tesi yazıyor: B. Saymen, Cenevre'den doğrudın doğruya Stresa'ya gideceğinden — pas- Genel Başkanı Kamâl ATATÜRK ç luuunuuıımııımııııııııınıııııuıııııııımııınmnııımıuıııııııımıııınımıunuıımııııııııımıııııııımııılııııımııııııııııuuııııııııııııumıııııııııııııııııııııııııımmıııııımıııınıııııııııııııııııuıuuıııııı' "!llllllllillllIllllllllllillllllllllllllllllllllllğ' d Stresa konferansı Toplantıda bulunacak olanlar )?0_13’ ıktılar ' iSreBe kalyadan önce Lnndrıılı genel konuş« malar yapılması düşünülmemektedir. Ancak bu genel konuşmaların — Avama Kamarası toplantısından sonra yapıla« bilmesi için gereken tedbirler alınacali: tır. ç Bay Grandi Stresa yolunda Londra, 10 ÇA.A.) — İtalya Büyüli Elçisi B. Grandi Stresa'ya gitmek yüzek re Londradan ayrılmıştır. İtalyan gazetelerine göre Stresa - Roma, 10 (A.A.) — Gazette de Po: polo Stresa konferansının — yalnız bir (Sonu 4 üncü sayrfada) vt LCMCLAĞİKAKATARAA DKGUT AAA CKUK AAA AA YOLAĞKAAIAAA YA DE KK Bugün Stresa'da Buluşacak olan ingilim, : fransız ve italyan başbakanlarile E E H E y £ B dışişler bakanları Onu bozmak - istiyenleri korkutı- ere aK aa Osmanlıcadan Turkçeye Karşılıklar Kılavuzu N. 18 1 — Öz türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Buııların her biri hakkında sırası ile uzmanlarımızın (mütehassıs) e zi z yazılarını gazetelere vereceğiz. - 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırdedilmesi için, gereğine göre, 5 ŞN Kiı"kü türkçe olan kelimelerin bu günkü işlenml'—ı ve kullanılan şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan hak, aslı ügüm olan hüküm, türkçe “çek,, l_:ökiiıı'den ge- Mafo etmek — Korkutmak — Korkunç Tnek: Mahuf bir fırtına — Korkunc bir fertina — Korku u""- — Korkak "'hlk.îlıııvıeımgk: Içine almak, kaplamak ?mek Bu kitabın havi olduğu (ihtiva ettiği) *Sıllar — Bu kitabın içine aldığı ayrıçlar *Za — Havza (T. Kö.) Yâ < Utanç H"lııg - © Utanmaz H:'d'k Utanmazlık b — Siıkilma M.hwb ö Ulıııgıç a “nek: Çok mahcub bir çocuktur & Çok utan- gaç bir çocuktur. S Hayal (T. Kö.) Syalet « Görümsü “ıyı — Kur tü Ha Yat — Hayat (T. Kö.) Yide < Bayat ö T ş'î"ek Bir takım hayide sözlerle başımızı şi- di S Bir takım bayat sözlerle başımızı şişirdi. Ha yıq%. (Telehhüf) — Yazıklanma *i — Haykı (T Kö.) “Hayret etmek — Şaşmak — Haylület etmek — Araya girmek, yol kapamak Örnek: Haylület eden manialar dolayısiyle — Araya giren engeller dolayısiyle, Hayme — Çadır Hayt — Hayır (T, Kö.) (Fr.) S'ötonner Hayran — Hayran (T. Kö.) Hayran kalmak — Hayramak — (Fr.) Admirer Şayanı hayret — Şaşılacak Örnek; Şayanı hayret bir hareket — Şaşılacak bir hareket Mütehayyir — Şaşkın Meftun ve meshur olmak — Tansımak S'emerveiller Haysiyet — 1 — Onur, 2 — (Bak: keyfiyet, mahi - yet) Hayşum — Geniz «& (Pr) Hayt — İplik, tire Hayvan — Hayvan (T. Kö.) Hayyen — Diri olarak, diri diri ş Örnek: Hayyen mi, meyyiten mi derdest edil- di? — Diri olarak mı, ölü olarak mı yakalandı Hayyen meyyiten — Ölü diri Haz — Haz (T. Kö.) Hazan — Güz Hazfetmek — Kaldırmak, çıkarmak E Örnek; Bu kelimenin bir harfini hazfedince — Bu kelimenin bir harfini kaldırınca (çıkarın- ca) Kabilihazf — Kaldırılabilir Örnek: Bir noktası bile kabilihazftir denemez — Bir noktası bile kaldırılabilir denemez. fransızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. Hazer — Çekin İçtinab — Kaçınma * İçtinab etmek — Kaçınmak Örnek: Her türlü fenalıktan içtinab eder — Her türlü fenalrktan kaçınır. Müctenib — Kaçıngan Tevakki — Korunma, sakınma Örnek: Büyük söz söylemekten tevakki lâzım- dır — Büyük söz söylemekten sakınma gerek- tir, Tevakki etmek — Korunmak, sakınmak Örnek: Herkes sari hastalıklardan tevakki et- melidir — Herkes bulaşık hastalıklardan ko- runmalıdır, Gençler, yalancılıktan tevakki ediniz — Genç- der, yalancılıktan sakınınız. Mahzur — Çekinecek Örnek: Bu işin mahzurlu bir tarafr yoktur — Bu işin çekinecek bir tarafı yoktur, İhtiraz — Çekinme Örnek: Onun bu işte ihtirazına haytet ettim — Onun bu işte çekinmesine şaştım. İhtiraz etmek — Çekinmek Muhteriz — Çekinger Hazır — Hazır (T. Kö.) - (Fr.) Prât İhzar etmek — Hazırlamak — (Fr.) Preparer İstihzarat — Hazırlıklar — prâparatifs (Fr.) Prsparations, Müstahzarat (1 tıbbiye) — Specialit& pharmaceutigue Hazırilâçlar — — (Fr.) Örnek: Eskiden memleketimizde müstahzaratı tıbbiye imal olunamazdı — Eskiden yurdumuz- da hazırilâçlar yapılamazdı. g Müstahzerat (« kimyeviye) — Hazırlamalar — (ıı.y Pr¶tion Hâzik (Bak: mahir) — Üzel Örnek: O, hâzik bir tabibdir — O, uzel Mrdlı- çidir. Hazakat — Uzluk — 1 Örnek: M. hazakati ile müştehirdir — M, uzlu. Şu ile tanınmıştır. Si Hazine — Hazne (T. Kö.) . Hazm — Ezim, ıuııııuc Z Hazmötmek — Ezimek; üimirmek İ Hazmi kolay — Singin - ç Heba — Boş, boşuna : Heca — Hece Ş Hediye — Armağan ğ Hedmetmek — Yıkmak Ğ Helâk olmak — Bitmek, yoğalmak 5 Örnek: Düşman ordusu açlıktan helâk oldu — Düşman ordusu açlıktan bitti, f Bu senenin mahsulü kargalar yüzünden bell.kl y oldu «« Bu yılın ürünü kargalar yüzünden yo— ğaldı. İstihlâk — Yoğaltım Örnek: Şeker istihlâkı gitgide artıyor — sd'ıf vofaltımı gitgide artıyor. bal « tetmek — Yoğaltınak Mi Ürnek; Ankara'da günde ne kadar buğday i tihlâk edilir & Ankara'da günde ne kadar bağ- day yoğaltılır? ğ Tz Müstehlik — Yoğaltman -e Örnek: Almanya'da müstehlik kooperatifleri çoktur — Almanya'da yoğultman kooperatifleri — çoktur, k