Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
10, NİSAN 1935 ÇARŞAMBA Berlin, 9 ÇA.A.) — General Luüdendorff un doğumunun yetmişinci - yıldönümü Holayısiyle bugün Dbütün resmi hurağluar donatılmıştır. o BSLALTINCI YIL. No: 4920 Adımız, andımızdır. Her yerde 5 kuruş -- m Gündelik ULUSLAR DERNEĞİ Aım'n_"mn son silahlanma ka- B':n'îîrıne Fransanım Uluslar ne baş vurması bu arsıu - İusal Ill_u'umıı yeni ve önemli bir Urum ile karşılaştırmıştır. Ulus - : eği on beş yıldanberi in- Tanlığın bütün umudlarımı karşı - ı."'"llçı Yüt olmakla beraber, şöyle 1Ş görmüş, ve oldukça fay- :::' hlr kurum halinde çalışmak- : Beri kalmamıştır. Fakat ya- ı.-.n’.n ve realiteleriyle karşılaşan bir sonsuz olarak kuşkulu ilk durumda işliyemez. Devamın « Sereken yapıcı güclerin yıkıcı Demeğıüstün çıkmasıdır. Uluslar | de şimdi bzu (ki türlü güc Ğx ki çarpışmanın bir sonu - © Vâaracağı güne yaklaşmış bu - hmaktadır. İ Uluslar Derneği için çok şey - söylenmiş ve yazılmıştır. Bir d.uı'u'"ll her şeyden önce onu mey- »16 getirenlerin düşünce ve duy- Stî?îa Makdonald ve Say- men gidiyorlar. Londra, 9 (A.A.) — Yarnmn B. Makdeonald ile B. Saymen tayyare ile saat 13.40 da Paris'e ve oradan da saat 19,40 da trenle Stresa'ya gideceklerdir. Fransız kabinesinin toplantısı Paris, 9 (A.A.) — Bugünkü ka- bine toplantısından sonra çıku'ı- lan resmi bildiriğde deniliyor ki: “Kabine yalnız Stresa ve Ce- nevre'de incelenecek sorumlarla uğraşmıştır. Fransız başbakanı ile dışarı işler bakanı bu toplantılar- da Fransa'yı temsil edeceklerdir. Stresa işi avam SİNAN VE SANAT GÜNÜ Sergievi ile Halke vinde büyük türk yapıcısı saygı ile anıldı, B. Sedadın arşitektürel re sim sergisi çok beğenildi | » artına bağlı olduğundan Ulus- ı..' D*neği üzerinde fikir yürü - kamarasında Kültür Bakanlığı anıtları koru- Kültür Bakanımız söylevini verirken Bu istek üzerine 933 de kurulan Barış B. Baldvin Avrupayı nasıl görüyor? Londra, 9 (A.A.) — Dün Land. rinda - Velles'de bir nutuk söyle- yen B. Baldvin demiştir ki: “— Uluslar barış yolunda değil, harba götürebilecek tehlikeli bir yolda yürüyorlar. Ben karamsar değilim. Ancak öyle anlar oluyor ki kendimi tımarhanedeyim sanı- yorum. Yirmi birinci asrın bir mi- zah yazarı şimdiki durumu anlat- mak için harbın, büyük devletlerin bünyelerini bozduğunu, eyileşme devresinin uzun sürdüğünü, talığın tekrarladığını, ateşin no- mal dereceyi aşarak tehlikeli bir hale geldiğini, ve ârasıra, hastalı- ğın yeniden patlak verip 1914 de- ki veba salgınınım, aynı şiddetle, ortalığı bulaştırmak istidadını gös. terdiğini yazabilir. Paris ve Lokarno'da ilaclar a- randığı ve yakılar yapıştırıldığı Lalde, hastalar, gerçi hâlâ yaşa. büyü onun üyelerini ve hele devletleri gözden geçir - Mek gerektir, Büyük devletler a- ;:':"İ_l acunsel sıyasa bakımın- & bir düşünce ve hâreket birli- 4 o'laydı, Uluslar Derneği dg #Ç kuşkusuz daha büyük bir uyum Ul"'de iş görebilirdi. Onun için Londra, 9 (A.A.) — Bugün Avamı Kamarasında Dışarı İşler Bakanı B. Say- men günün sorumlarını görüşmek üze - re bir ingiliz kurulunun Streza'ya ve (Anıtları koruma) komisyonu her il « ma kurulu üyesinden Arşitekt Bay Sedad Çetintaş'ın Bursa, Edirne, İstanbul amtlarına-aid arşitektür resimler sergisi dün Ankara Sergi- dan uluslar dı ği I top- lantısında bulunmak üzere Cenevre'ye gideceğini bildirmiştir. B. Saymen İngiltere'nin parlamento- da konuşması yapılmadan Streza'da hiç evinde açılmıştır. Sergiyi açan kül- tür bakanı B. Abidin Özmen bu alandaki çalışmaları anlatarak de- miştir ki: beylik özeginde kollar açmış anıtların şimdiki duruşunu, geçmişteki arşitekt, ve tarihsel halini araştırarak 600 ü İs- tanbulda olmak üzere 3500 anıtın sicil- lini, fişini türlü fotoğraflarını elde et - Anıtların korunması işi ünlü Başba- makta ve ancak hiç birinin eıııılı& nomal, bünyesi sağlam bir mahi ' yet göstermemektedir. Bunların hepsi de Versay hekimlerinin sa- hk vermiş oldukları tedavi tarzı. na karşı ayaklanmışlardır. Hiç' kimse silahları bırakma operasyos nunu yaptırmaya yanaşmıyor. Bir ke:.- r Derneğinin eksinliği onun h disinden değil, büyük devlet- İıiı'n uzlaşamamasından. doğmuş Sonuç sayılabilir. Uluslar Der- " (Sonu 3 üncü sayıfada) bir yüküm altına - girişil: Streza & yap ş rin bir uzatılması olacağın söylemiş ve Her işimizde olduğu gibi türkün ta- rihsel anıtlarını korumak buyruğu da Ulu Önderimiz Cumurbaşkanı Atatürk- kanımız İsmet İnönü'nün çok değerli il- gileri komisyonların - işini kolaylaştır - mıştir, Bir çok ilbeyliklerde de 32 a - takımlarının iddialarına göre sis lahlanma hastalığımın ilacı daha çok silahlanmaktır. Gene bir tas (Sönu 4 üncü sayıfada) den gelmiştir. , (Sonu 3 üncü sayıfada) (Sonu 3 üncü sayıfada) | Osmanlıcadan Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu N. 17 I — Öz türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) — konmuştur. Bunların her biri hakkinda sırası ile uzmanlarımızın (mütehassıs) yazılarını gazetelere vereceğiz 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırd — edilmesi için, gereğine göre, fransızcaları da yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. 3 — Kökü türkçe olan kelimelerin bu günkü işlenmiş ve kullanılan şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan hak, aslı ügüm olan — hüküm, türkçe “çek,, kökünden ge« len şekil gibi. G ller ; k: Buharla müteharrik makine — Buğar- işler makine , Öze A bizatihi — Kendi işler ; b.':ek: Müteharrik bizatihi makineler, büyük iner Akkiye vasıta olmuştur — Kendi işler ma- *r, büyük bir ilerlemeye araç olmuştur. ı"ı Müteharrik — Oynamaz, kımıldamaz, hare- © d:'* t Gayrı müteharrik bir cisim gibi b_M" — Kımıldanmaz (oynamaz) bir cisim Bi- * durdu. ;::i Mmuharrike — İşletge — (Fr.) Force mot- le) _':ek; On dokuzuncu asrın kuvvei muharrike- elı-lı“h'-" idi; yirminci asrın kuvvei muharrikesi âr F".k".' — On dokuzuncu asrın işletgesi bu- Tahej İdi, yirminci asrın işletgesi elektriktir. lı_ S Harekete getirme, kışkırtma, uyandır- Te * işletme L Ür: &lmek — İşletmek > vek: Vapurun çarhını tahrik eden buhardır Ü 9Puürun çarkını işleten buğardır. ı-k ötmek — Uyandırmak ti Iı::k: Vatanperverlik hissiyatını tahrik etmek, hu ©kete getirmek) — Yurdseverlik duygusu- Ce '"dlrmak_ “tmek — Kışkırtmak € a da 1T lesini tahrik e- n "îçi:er tevkif olunmuştur — Fransada dokuma T'lh-. *Tini kışkırtanlar tutulmuştur. Ct €tmek — Harekete. — getirmek — (Fr-) .—ntre €n mouvement keş, © Makineyi tahrik etti & Makineyi hare- Tahış., Setirdi. M T — Kışkırtıcı *"'it HL şkirtım Herf & Hart (T Kö.) Harfendaz — Lafatan Harhara — Hırıltı Hariç — Dış, dışarı Dahil — İç Harici — Dış Örnek: Harici cephe — Dış yöney — Hariciye vekâleti — Dış Bakanlığı Dahili — İç Örnek: Dahili cephe-İç yöney — Dahiliye Ve- kâleti — İç Bakanlığı Haricen — Dıştan, dışarıdan Harif — Güz Harifane (Bak: arifane) — Ortaktasa Hârika — Tansık Harikavi — Tansılı Harikulâde (fevkalâdey — Görülmedik, işitilme - dik, duyulmadık : Örnek: ! — Harikulâde (fevkalâde) hir basi- retle — Görülmedik Çişitilmedik) bir öngörür- Jükle — Avec une elairvoyance extraordinaire. 2 — Görülmedik, işitilmedik şey — Üne chose inoule » : 3 — (konuşurken) harikulâde, fevkalâde yeri- ne: — Olur şey değil — C'est extraordinaire — Olmaz şey — C'est merveilluex. Harikulâde (fevkalâde) — Üsnomal — (Fr.) Ex- traordindire, inoui, merveilleux Örnek: Harikulâde bir sây — Üsnomal bir ça- lışma — Un travail extraordinaire, Harim — Gizey, avlu — (Fr.) Sanctuaire, enceinte sacrde, enceinte aa : z Örnek: Bv, insanın harimidir — Ev, insanı gizeyidir — La maison est le sanctuaire dt FPhomme., Mahrem — Gizli, özdeş — (Fr.) Confidentiel, in- time Örnek; Mahrem evrak — Gizli kâğıdlar — Pi- &ces confidentielles, Mahremiyet — Gizlilik, özdeşlik, içli dışlılık — (Fr.) Confidence, intimite Örnek: Bu dosyanın mahremiyeti — Bu dos- yanın gizliliği, İki arkadaş arasındaki mahremiyet — İki ârka- daş arasındaki özdeşlik. Mahremane — Gizli olarak — (Fr.) Confidentiel: lement Örnek: Bunu size mahremane Bunu size gizli olarak söyliyorum. Mahremi esrar — Gizdeş — (Fr.) Confident Harir — İpek Harita — Harta söyliyorum — Has, mahsus — Özgü — (Fr.) Propre â Örnek: Onun kendine has bir yazısı var — O- nun kendine özgü bir yazısı var — İl a une maniğre d'&eriture propre & İni, Tahsis etmek — Özgülemek — (Fr.) Affecter, consacrer, röserver, destiner, allouer Örnek: Bu mağazanın kirası vergiye tahsis e- dilmiştir. «& Bu mağazanın kirası vergiye Özgü- lenmiştir — Le loyer de ce magasin est alfect& â Fimpöt Hassatan, bilhassa, alelhusus — Hele, yalnız Hassa, hasiyet, hususiyet — Özgüllük — (Fr.) Propri&t&, particularit& Örnek: 1 — Madenlerin hassası — Madenlerin özgülüğü — La propri&t& des metaux, 2 — Mesaiperverlik onun mizacındaki hususi- yetlerden biri idi — Çalışkanlık onun özgülük- Terinden biri idi > L'amour du travail formait un des particularit&s de son carâctöre, Cevher — Öz — (Fr.) Substance, essence, fond Asliyet — Özgünlük — (Fr.) Originalit& yazıda bir özgünlük görünüyor — On remargue de I'originalit6 dans cet article. Asli — Özgün — (Fr.) Original Hususi, şahsi, zati — Özlük — (Fr.) Personnalitâ Örnek; Yüksek bir şahsiyet — Yüksek bir öz. lük — Une haute personnalit&. Hasad — Biçme Hasad etmek — Biçmek Hasar — Zarar (T. Kö.) Hasbihal — Söyleşi, söyleşi anlamına) Mubahase etmek (Münakaşa etmek) — Aytışmak, çatışmak k, söylet ( Mükâleme, muhavere — Konuşu, konuşma Münakaşa (Mubahasa) —Aytışma Muhabere — Haberleşme, yazızma Müzakere — Görüşme, görüşü Müzakere — Belletim (Okula terimi) Müzakereci — Belletici Müzekkere — Asbitik Taatii efkâr — Oylaşma Tezekkür etmek — Görüşmek Tezkere (Tahrirat) — Bitik Hasbeliktıza (Bak: İktizap — Lüzumundan dolayı Hasebiyle — Dolayı, ötürü Örnek: Böyle olmak hasebiyle —Böyle olmaktan ötürü, böyle olmak dolayısiyle Örnek; Bu yazıda bir asliyet görünüyor — Bu