SAYIFA 4 pılarak (Burca ve Uludağ) adlı biti- gimde aymı düşünceye ve aynı hataya kapılmıştım. Fakat mimar Sedad Çe- tintaş bize burasının ticaret haar oldü- gunu öğretmekle hem bizim — yanlışla- Tamızı doğrultmuş, hem le Bursa tari- hini aydınlatmıştır. Muradiye medresesi hakkındaki beş levha türklerde ilme verilen ehemmi- yetin Gderecesini Ööğretiyor. Bunları görmekle dedelerimizin bilim yoluna verdikleri emeğin derecesini ölçmüş ©- Tuyoruz. Bilim tarihimize aid bitikler ne kadar az olursa olesun bu medrese binası bize aynı tarih bakkında cild- lerle bitiğin veremiyeceği bilgileri bol bol veriyor, Sedad Çetintaş Mimar Hayreddinin Kçıkıdır, ve, onun eserlerine aid yedi Jevha yapmıştır. Bu Jevbalar Hayred- dinin Edirnede bulunan cami, hastane, trb medresesi, mumhanc ve ima- retin plânları ve resimleri vardır, An- vers askeri hastanesi, Liverpol cerah- hıik hâstanesi, Ştütgard deniz hastane- si, Filadelfiya çocuk bastanesi... gibi pek çok hastanelerde tatbik olunan inşaat plân ve taksimatının el örne- ği olan Edirnedeki Hayreddinin yap- tığı hastane olduğunu biliyoruz ve bu- nun da en doğru plânmı Sedad Çetin- taş sayesinde elde etmiş olduk. Koca- sinan; dahi kendi tesiri eltinda bırak- tığını, sergideki plân ve resimleri kar- gılaştırarak, anladığımız Hayreddini, bize eserlerinip güzelliği ve yüksek değerlerini göstererek tanıtan Sedad Çetintaşa kendi payıma çok teşekkürler borçluyum. Bundan sonra öon dokuz levha ha- Jinde Koca Sinanın eserlerini görüyo- ruz. Sinanın ilk ve son eserleri araşın- da ne farklar olduğunu, Sinanın yabsi- yetini, ulusumuza yaptığı hizmeti bu kadar güzel anlatan bu 19 levha değe- rinde hiç bir çey görmediğimi ve oku- madığımı saklayamam. Sinan için ya- zılan yazılar, söylenen nutuklar hiç bir vakit Sedad Çetintaşın rtesimleri kadar anlatıcı, öğretici ve sevdirici o- Tamamıştır. Mimar Sedad Çetintaş bize yalnız böyle tarih ve killtür dersi vermekle kalmamış, nefis tablolar dahi seyretti. rTerek görüşlerimizi süslemiştir. Tara- ma işlerinde, çinileri asıl renkleriyle resmetmekte Sedad Çetintaş çok mu vafafk olmuş bir artisttir. O tablola. rında riyaziye çetinliği ile resim Bü- zelliğini bir araya karıştırmağa mu- vaffak olmuş, kara boya ile yaptığı ufki plânirın yanında tarama ve boya işlerindeki Ustatlığını da göstermiştir. Ben Sedadı bu yolda eşsiz bir Ustad olarak tanıyorum. Sergide kafalarımızdaki bulanıklığı kaldıramayan eksiklikler yok değil. Meselâ Sedad Çetintaş üç yıl önce Bursadaki Yeşil camisinde inşaf teknik hatalar olduğunu, fakat bu camide süsleme sanatının şimdiye kadar tak- Vd edilemyecek derecede yüksek oldu. Bunu söylediği vakit kendisine kızan- lar çok olmuştu ve değerli sanatkâr bu kızgınlığı silmek için çok ter dökmüş- tü, Sergide ortaya konulan Yeşil cami- in resim ve plânlarını seyrederken o- rada Sedadın işaret ettiği hataları çok yakından görüyoruz. Ve Yeşil camiine asıl kıymetini verdiren süslerin gü- zelliğini ve her zevki tatmin edecek kadar bolluğu farkederek kiymetli a- mıkımızı niçin ve hangi sebeblerle sev- memiz Kizım geldiğini öğreniyoruz. Fakâat değerli mimarımız Yeşil camiin plânlarını resmederken yine Bursada- ki Yıldırım camisini neden dolayı bir tarafa bırakmış anlayamadık. Orasını da resmetseydi Yeşil camiin inşaat ve plân bakımından — Yıldırımın bir kop- yesi ve süs bakımından da asıl oldu- ğunu bize daha kolay öğretmiş olurdu; ve bizç sevgilerimizin yönünü daha et- Taflt göstermiş olurdu. Kezalik gene Bursadaki Hüdaven- diğâr camisini de Tesmetmiş olsaydı türk mimarlığında ne kadar büyük te- reddütlere düştüğümüzü göstermiş e- lürdü, Biz sergide bu kronoloji eksik- Hiğini görüyoruz ve Kültür Bakanlı- Bımızdan bu eksikliği gene Sedad Çe- tintaşın eliyle tamamlanmasını diliyo, Dr. O, Ş. Uludağ Alman tehlikesi ve Sovyet Rusya, 30 mart tarihli Jurnal dö Mosku, Berlin konuşmalarından sonra Sir Say- meni'n, alınan ve ingiliz görüşleri ara - arndaki uygunsuzluğu anladığını, Al « amanyanın isteklerini açıkça söylemesi- nin, İngilterecin durumun uzlaşma ve tatlılıkla düzeltilebileceği yolundaki Bulyalarını dağıttığını söyledikten son- ra diyor ki: . Berlin konuşmalarının sonuçla- rı açıktır. İngiliz bakanları Hitlere Al- manya ile öteki ülkelerin güvenliğini garanti altına almak için öteki ulus - larla işbirliği yapmağa hazır olup ol - madığını sordukları zaman kati bir “hayır,, cevabr karşısında kaldılar. B. Hitler hiç bir sorum üzerinde Sir Say- tnen gibi müsamabakâr ve anlayışlı bir adamı bile memnun edecek - bir cevab vermemiştir. Doğu andlaşması ve karşılıklı yar « dım teklifleri redle karşılanmıştır. Hat. tâ bu yalnız red değil, daha fazlası » dır bile. Almanya yalnız Avrupa do - Busundaki mıntakavi pakta girmiyece- ğini söylemekle kalmamış, öteki ülke- lerin yapacakları anlaşmalardaki kar - Şilıklı yardım prensipinin tatbikine de enerjik bir şekilde karşı durmuştur. Almanya doğu paktına da şimdiki gekli ile girmek İstememiş, fakat bu reğdin yanına da, herkesce anlaşılmış olan “öteki ulusların iç işlerine karış- mamak,, tabirinin Avusturyaya ne yol- da tatbik edileceğinin izahı için konuş- malar yapılmasını — kabul etmek gibi hem tatlı, hem ekşi bir muvafakat tak- Muştır. Rayhş, Cenevreye dönmeyi de açık » tan açığa istememektedir. Aacak bu is- tememezliğini güya müsavat elde et - mek, yani Almanyanın da müstemleke- lere malik olabilmesi hakkımın tanın « mast takdirinde Uluslar Derneğine ye- niden dönmek gibi bir perde ile ört » müştür, Hattâ Almanya daha İleri gi- derek, kendisinin Cenevreye dönmesi- ni istiyen devleti ricact durumuna sok- makta ve önceden daha bir gok şartla. rt ileri sürmektedir. Bu arada Ulus- lar Derneği paktında Almanyadan ya « na yapılacak değişiklikler vardır ki bunlar ancak küçük ulusların hayati menfaatlerini çiğniyerek yapılabilir. Silahların azaltılması da onanma « mıştır. Bunun tersine olarak alman » Jaç her alanda, karada, havada ve — iki kat artmış bir enerji ile — denizde he- men hemen sınırsız bir silahlanma için yorulmaz bir propaganda yapmaktadır. lar , B. Hitler, 3 şubat tarihli ingiliz — _Oksfqrd İ Sağda yarışı kazanatı Kembriç takımı, Okurlarımız bilirler ki dünyanın en k spor bâdisesi iki ingiliz üniver » sitesi arasında yapılan kayık yarışıdır. Hemen yüzyıllık bir tarihi olan bu yarış her sene misan başlangıcında — ve Taymis nehri üzerinde yapılır. Nehrin iki tarafına toplananlar iki buçuk mil « yondan aşağı değildir. Bunlar göğüsle- rTine ve şapkalarına, taraftar oldukları takımın açık veya koyu mavi olan rengi- ni gösterir rözetler ve işaretler takarlar Fransız sistemine karşı barışınm kurum- landırılması için herhangi başka bir proje teklif edecek yerde dalaşkan (ci - dalcu) bir “hayır,, la mukabele etmek- le beraber tavrını haklı göstermek için biç bir makul kanıt (delil) göstermedi - ği tabildir. İşte bunun içindir ki İn- gilterede olduğu gibi başka yerlerde de barış dostları, güvenliği sağlamlaştıra- cak her tedbirin, saldırganın önüne di- kilecek her engelin, şimdi alman sasını idarc eden adamlarca onanması imkânsız olmasından başka bir sonuca varmaktan geri duramazlar. Güazete, B. Hitlerin, Almanyanın ba- t mdeniyetini bolşevizmden koruyan sed olduğu yolundaki sözlerini kayde- dip, rus kamusal düşünü — Almanyanın Rusyaya karşı şimdi beslediği istekleri bildiğinden buna şaşılamıyacağını söy- Tüyor ve şöyle devam ediyor: Bununla beraber bize öyle geliyor ki, arsrulusal basın (matbuat) Berlin konuşmalarının bu görünüşünü, B. Hit- lerin ingiliz bakanlarına söylediği anti- sovyetik sözleri almanların Sovyetler Birliğine — karşı hemen yapacakları sağhici hücumu bildirir şekilde gös - termekle duyulur derecede mübalağa etmişlerdir. Evet, Hitler — sovyetlere saldırmak plânımnı zihninden geçiriyor. Bu plânlar onun saldırım - ve yayılma programmın bir parçasıdır. Yazı ve- ya sözle, resmi veya gayriresmi şekil- de yaptığı bildiriklerde smırların zorla değiştirilmesi işine doğudan başlamak isteğinde olduğunu saklamamıştır. Fa- kat bu hiç de onun sağlici istekleri- nin böyle olduğu anlammııma gelmez. Hiç bir zaman bile gözden kaçtrmamak ge- rektir ki Hitler, kolayca anlaşılabile - cek sebeblerden dolayı, ilk darbeyi Fransa veya Çekoslovakyaya, ve yahut —ki bu da oldukça sağridir — İtalya - tin menfaatlerine vurmak * istediğini aynı doğrulukla itiraf edemez. İşte buzun içindir ki hitlerizm ko- münizm korkuluğiyle iş görmek, bu ba- kımdan bütün kapitalist ülkelerin — bilhassa İngilterenin — tesanlidünü is- tiyerek onları komünizme karşı savaş parolası etrafında toplamayı ve bunun- la da o ülkelerin gözlerini, Almanya - nın harba hazırlık plânları üzerinde ka pamayı tercih etmektedir. Fakat Hitlerin zamanı — gelince bu parolayı ikinci plânda bırakıp Avrupa- da en uygun gördüğü noktaya saldıra- cağı açık deği! midir Alman idareci- leri komünizm aleyhinde atıp tutmala- rına rağmen geniş ovaları ve kuvvetli silahları olan Sovyet Rusyanın üzeri . ne saldıracak kadar görzleri kararmamış Kembriç kayık ve tarihin derslerini unutmamışlardırı. Onun için Hitler Sovyet Rusyadan baş- ka amaçları tercih edecek ve Avrupa baritasının zorla değiştirilmesine do - ğudan değil, batıdan başlıyacaktır. Bu- nun böyle düşünüldüğünü sanmak için değil, Almazıyanın bu değişikliğin ger- çekleşmesine hazırlandığını bize san - dıracak sebebler vardır. Fakat Hitler ilk yumzuğu Rusyaya atmak isterse, unutmamalıdır ki Alman yada Hitler kadar nüfuzlu faka tonun kadar gürültü yapmıyan, Rusyaya kar- $ı Polonya ve Frantadan daha az bir bine duyan ve öc almayı üstün — tutan kimseler vardır. Şüphesiz Sovyetler Birliği kendi » sini tehdid cden tehlikeleri biliyor ve bunları püskürtmeğe hazırdır. Çalış - malarını Sovyetler Birliğinin hakiki kuvveti Grerine kuran sovyet sıyasacı- ları belki de bu sebebten dolayı ken - dilerini aşağı hissettiklerine dair hiç bir alamet göstermiyorlar ve bütün dün yarıın Sövyet Rusyanın yardımına ko- şacağını sanmaktan da uzaktırlar. Ge- ne bu adamlar, Sövyetler Birliğinin al. karşı sıyasasının man tehlikesine korunmasının, başlıca kurumu olduğunu da düşünmemekte- Avrupanın barış dirler. Hayır, biz Avrupa haritası ü - zerinde, €a çok sövyet sınırlarının en zayıf çizgi olduğunu —düşünmüyoruz, Sovyet Kamusaldüşünü bu sorguyu de- ha derin ve geniş olarak soruyor. O - nun anlayışına göre alman saldırışına, Avrupanın ortasında bulunan ve her « hangi bir zamanda herhangi bir yöne doğru patlayacak olan bu bombaya ger çek ve mücssir tedbizle karşı durulma- lıdır. Berlin ve Maoskova konuşmalatından Sonra barışseverler “daha sonra ne yap- malı?,, diyorlar. Şimdi bu sorguya ce- vab yermek daha kolaydır çünkü ya « pılan konuşmalar durümü aydınlatmış ve bazı sorumları sadeleştirmiştir. Şimdi Avrupa bütün ülkeler — için sağhici bir güvenlik kurmak üzere ya- pılan gayretlerin arkasını bırakmamak ve bunları çoğaltmak — ki böyle bir kurum karşısında Almanya saldırım düşüncelerini gerçekleştirmeyi düşün - meğe bile cesaret edemez — yahut da Avrupayı şimdiki kaos içinde bıraka- rak gittikçe kendisini duyuran tehli - keli durumu ve harb tehdidini vahim- leştirmek, hitlerizme kanlı sergüzeşt- lerini hiç bir engelle karşılamaksızın tamamlamak imkânını vermek — şıkları arasında bir seçim yapmalıdır. Başka hiç bir çözge (çarci hal) yok- tur, yarışı solda Oksford takımı, (Madalyon içinde kiler ekiplerin kaptanlarıdır) Tuttukları takımı, ciğerlerinin. bütün kuvvetiyle bağıra bağıra alkışlar ve teş- vik ederler. Bu tarihi yarış Oksford ve Kembriç üniversiteleri arasındadır. 1922 tarihine kadar kazanılan yarışlar bakı » mından Oksford başta iken Kembriç o yıl ötekini yenmiş ve o günden bugüne kadar 12 yıl aralıksız üstün çıkmıştır. POksford bu biribiri ardı sıra gelen yenilmelerden kurtulabilmek için bu yıl pek büyük gayretler göstermiş, takımı- mı en iyi kürek çekenlerden kurarak id - manlarını son derece ilerletmiş ise de üç gün önce yapılan son yarışta Kembriü'e gene yenilmekten kurtulamamıştır. Bu yarışta iki takım köprüye kadar başbaşa denilebilecek gibi ilerlemişlerse de bundan sonra Kembriç yavaş yavaş öne geçerek sonda rakibini dört buçuk boy geride bırakmıştır. Bu, Kembriç'in 46 ıncı yenmesidir. Buna karşı Oksford yalnız 40 kere birinci gele bilmiştir. 10 NİSAN 1935 ÇARŞAMBA ’Mak(ionald vej -— men Siresaya gidiyorlar. (Başı I. inci sayıfada) uluslar derneği toplantsının da - değfi | olduğunu ve ancak orada da hiç bir if? | haya erişebileceğini sanmadığını B. Saymen Memel sorumunun da İ | defaki uluslar derneği toplantısında #f rüşülüp görüşülmiyeceği hakkında BS! Çemberlaya'ın bir sorgusuna verdiği © vabta İmgiltere'nin bu sorumun önesek' | çenlerde Roma ve Paris hükü il bu işi görüştüğünü şimdi bu bükümet * lerin kesin görüşlerinin ne olduğu bet | lenildiğini ve bunu da Streza'da anlıyf bileceğini söylemiştir. J Alman ve ingiliz tozleriı__, Londra, 9 (A.A.) — Resmefi | bir şey söylenmemesine rı;'ıııffl;, ingiliz kabinesinin Berlin görüş meleri arasında, B. Hitler taraf” | dan Sir Saymen'e yapılan önergöf leri Stresa konferansında orı:g | atmaya karar verdiği söylen J tedir. 4 B. Hitler'in önergeleri şunlat dır: 1 — Bir saldırışmamak andlaf' rantisi, j 3 — Harb tehlikesi halinde bi karşılıklı danışma, 4 — Olasık saldırgana karşı el ve ökonomik yardımda mak adağı, Parlamento mahfillerindeki bif fikre göre, ingiliz önergeleri gıdaki çözge'ye yönelmektedir: 1 — Uluslar Derneği kadrosil içinde genel güdenlik sıyasası, 2 — Doğu andlaşmasını öz! bir şekilde yapmamak 3 — İngiltere hükümeti, Alman? ya ve Polonya'ya açık bulundu! rulmuş ve Uluslar Derneği kads rosu içinde kalmak şartiyle, Framt sa, Sovyetler ve Çekoslovakya artli — sında karşılıklı yardım temelind dayanan bir andlaşma yapılması: na karşı gelmiyecektir. Bununlâ — beraber, böyle bir andlaşmanmi — imzasından çok Avrupa ıüveıılig ; nin daha genel bir şekilde düze! lenmesi tercih edilmektedir. 4 — Avrupa sorumuna ıelinc: Londra bükümetinin beş devlet rasında danışmalar yapılması ıdq gından ileri gitmiye yönelmiş oiı | madığı söylenmektedir. Gerekirtk se Lokarno andlaşması yeniderf teyid olunacaktır. | ğ | t f İngiltere geniş bir and- | laşma istiyor İ Londra, 9 (A.A.) — Parlamento mah #illerinin fikrine göre İngiltere kabin Bi, doğusal Avrupa için mıntakavi bi andlaşmadan daha genel bir güvenlit sistemi için Stresa konforansına havd kuvvetlerinin daraltılması temeline dal yanan geniş bir hava yardım plânı tekli — Hf edecektir. Bunun sınırını şimdidemd tayin etmek imkânlı değilse de bu ande | laşmanın Avrupa'da eski savaşanlardam | hiç birini dışarda bırakmıyacak genel bir mahiyette olacağı sanılmaktadır, 1 Şimdilik durum, Almanya, bu andı laşmaya katılmadığı halde, öteki deva letlerin güdecekleri sıyasayı bilmekter dir. Sanıldığına göre, Almariya bu prof jeye katılırsa, İngiltere sükerlik alar mında kendisine tam bir müsavilik tas naımaya hazırdır. Bununla beraber, ilgili bütün hüküs metlerin toplanmasından önce, bu yolt da Stresa'da hiç bir karar verilmiyecis ; Bi kaydedilmektedir. (Bu duyukların sonu 5 inci sas — yıfamızdadır.)