SAYIFA 4 Balkan andlaşması savaşı önledi Lö Jurnal dö Moscu yukardaki baş- —dakla yazdığı biür yazıda Yunanistanda- K e TEVTEK T EEE v L | B AU v bi son hâdiseler karşısında Balkan and- Haşması devletleri tarafından takib e- Bilmiş olan hareket tarzını mevzuu Bahsetmekte ve demektedir ki: * Bu defa Balkanlar, harbı istiyen- derin bu Avrupa köşesine bağladıkları smutları boşa çıkardı. Yunanistandaki Ayaklanma, ne bu iç sıyasa işini dışa- rıya taşırdı, ne de yarımada içinde bu- gün Balkan devletleri arasında barışın İdamesi için biricik mümkün garatniyi meydana getiren kuvvetler münasebe « tini bozdu. Bugün bir kısım elen zabitlerinin Maatsizlikleri diğer bir kısun elen sa- bitleri tarafından bastırılmış bulunu » yor. Bu vaziyette bu hâdiseleri mey « dana getiren sebebleri yoklarken görü- yoruz ki bu sebeblerin hadiseyi orta- ya koyanların güttükleri hedeflere gö- ve hiç bir değeri yoktur. Bugün hiç güphe yoktur ki elen askeri ayaklanma: smın hakiki gayesi, bemen bütün Bal- kan devletlerini biribirine bağlıyan karşılıklı yardım muahedeleri sistemi- ni yoketmekti. Balkan andlaşması Balkan devlet » kerini müsbet bir sıyasa gütmekten â- &iz oldukları ve Avrupanın bu nokta - #ında yığılmış olan biribirine zıd ulu- “al gayelerin ve amırları durmadan de- giştirmek — isteğinin patlak vermesi için berhangi bir karışıklığın yettiği yolundaki kökleşmiş zihniyete açık bir Rekzib teşkil etti. Filhakika elen hâdiselerinden hemen biraz önce Bulgaristanda Ege denizi ne bir mahreç meselesinin yeniden ors taya atılmakta olduğunu gösteren ol dukça kuvvetli bir türk » bulgar mat. buat münakaşası olmuş ve bundan bi « z evel de On iki ada elen ahalisi ara tında italyan aleyhtarı — karışıklıklar vukua gelmişti. Bu hâdiselerin açık birer vasıfları vardır. Ve bu hâdiseler şunu isbat et mektedir ki Balkan devletleri arasında oldukça gayrı tabil bir surette vucuda getirilen muvazeneyi bozmak için uğ- Taşmakta devam eden gizli cereyanlar vardır. Fakat diğer taraftan, ber bozuluşun. da uluslararası Bir ihtilaf mevzuunu teşkil eden Balkan münasebetlerinde- zi bu İstikrarsızlıklar, Balkan andlaş » abasının esasını teşkil eden fikrin, si- Tahlı ihtilafları önlemek için Balkan devletleri arasında faal bir işbirliğinin gerek bulunduğu fikrinin doğruluğu » mu da göstermeğe küfldir, Son Yunanistan bâdiseleri Balkan andlaşması için ciddi bir İmtihan ol « muş ve bu andlaşma Romanya dışarı içler bakanı B. Titulcskonun da çok doğru olarak söylediği gibi, böyle bir karşılıklı yardım sisteminin sağlamlı - g* bakkında yeni bir tecrlbe daha ge- girerek bu imtihandan çıkmıştır. Eğer elen bâdiseleri bugünkü gergin hava içinde yayılma hâdisesi tahmin edile- miyecek derecede vüsat gösterecek o- dan bir uluslararası ihtilafr haline gel medi ite bu ancak bu andlaşma saye « #inde olmuştur. Yunanistana komşu devlederde başlamış olan atkeri hare . ketler durdurulmuş ve hazır bulunan seferberlik emirleri geri aldırılmıştır, O halde B. Tituleskonun matbuat Mümessilleriyle yaptığı bir konuşma #snasında ileri sürdüğü şu sualde hakkı yok mudur? “Hiç bir emniyet sistemi- Biİn, karşılıklı yardım taahhüdleri üze- Tine mücssea muahedeler sistemini ge- gemiyeceğine bundan daha beliğ bir Buhran ister mi?,, ı.'llıb istiyenlerin arzuları bu defa kanlar karşılıklı yardım andlaşma- #1 ile kargılaştı. Bu bal muhakkak su- #ette, yeni bir harbı hazırlryan memle ketlerin gayretlerini ve Avrupanın di- et taraflarında buna benzer andlaş » Mmalar yapılmasını ve her şeyden evel Hark andlaşmasının akdolunmasını gö- seten mücadelelerini artıracaktır. Fakat öte taraftan, Yunanistan hâ- Giselerinden alınan bu tecrübe, Avru- pada barışın Idamesi taraftarlarının da Bu kargılıklı yardım andlaşmaları sis- #emini vücuda getirmek için olan ça - Be—aA'arını artırmalıdır. Yurıa_ın gazeteleri Yunan gazetelerinin bepel leyana Kargı Türkiyenin aldığı vaziyet ve türk dirijanlarının yunan hükümetine karşı gönterdikleri teveccühten dolayı beya- ı memnuniyet etmektedirler . Bilhassa Bay Tevfik Rüştü Arasın beyanatı yunanlıların — pek hoşlarına gitmiş ve bütün gazeteler bunu aynen neşretmişlerdir. (Antropos) 14 mart 1935 Eskiden dahili boğuşmalar harici tehlikeleri uyandırırdı. Halbuki bu defa yunan ulusu bu umumi kaidenin akeline şahid olmuş ve bütün komşula- rından şefkat ve sempati görmllştür. fsyandan alınan bir çok dersler me- yanında, Balkan misakının krymet ve ehemmiyeti de filen ispat edilmiş bu- kunmaktadır. İnsanın, Giritli hain fi » rarinin Balkan misakının kendi mena- #il için tehlikeli olduğunu görerek po- demik açtığını iddia edeceği geliyor. (Katimerini) 16 mart 1935 Yunan hükümetinin ricast Üzerine komşu Türkiye hükümeti, yunan asile- rinla malzeme ve mühimmat — tedarik #tmesine meydan vermemiştir. Karade- nizden mahrukat nakleden yunan ge - mileri İstanbul limanında demirlemek mecburiyetinde kalmışlardır. Romanya hükümeti de petrol yüklü Üç yunan şilebinin hareketine mani o duğundan, asi donanma komşular sa- yesinde mahrukattan mabrum kalmış- tır. Karadeniz limanlarına mahrukat ah mak üzere gönderilen bu gemilerden asilerin her şeyi evelden düşünmüş ve hazırlamış oldukları anlaşılmakta İse de, Balkan misakının kıymetini dahi- H besab etmedikleri de meydana çıke maktadır. Diğer taraftan asi donanma seyri. #efer cenasında tesadüf ettiği türk va. purlarına İlişmeğe de cesaret edeme » Mmiştir. (Tipos) 14 mart 1935 Venizelou ile Plastiras taraftarları» min ayaklandırdıkları Jeyan İstanbulun türk ve elen efkârı umumiyesinde pek feci bir Intiba busule getirmiştir. Tatanbuldaki şoven venizelistler bi- W baş asiyi takbih etmekte ve merku- mun şahsi menafil uğrunda memleke- * kana boyamak letediğini İleni sür » mektedirler, e Esasen Venizelosun şahsi menafii yğrunda her şeyi feda ettiği bir defa daha isbat edilmiş bulunmaktadır, 'Türk mehafili, deyanın Balkan sul- bunu tehlikeye düşürmesi ihtimalleri- ni düşünerek yuman vekaylini adım a dım takib etmiş ise de bu yoldaki id- Olalar hayalperestliktir. Hattâ Balkan sulbunu bu yüzden tehlikeli göstermek bizce alçakça bir iddia sayılabilir, Ortada Balkan misakı gibi kuvvete M bir bağ bulunmasa bile böyle bir teh- Hike hatıza gelebilirdi. Fakat bu misak bir Balkan sulhunu korumağa küfidir, Esasen Ankara hükümeti, Balkan an- dınt kıymetsiz addedenlerin fikirleri ne İştirak etmediğini mükerreren ls » bat etmiştir. Son isyan — esnasında “Balkanlıların müsterih uyuyabilmele - rini temin eden kudret bu andlaşma olmuştur. Binaenaleyh Balkan misakı nın ehemmiyetini vekayi lsbat etmiş bulunuyor. Bugünkü Akdeniz ve Balkan vazi- yeti siyasiyesini iyice kavramış bulu » nan türk matbuatı, daha İlk günden İs yanın ademi muvaflfakiyetle neticele- meceğini söylemiş ve a«i relslerini çıl « gınlıkla itham etmiştir. (Cümhuriyet) ve (Milliyet) ee Hıllcrın zıksıı'ıgı 9 mart tarihli ingilizce stateman and gatlon mecmuası İngiliz The nevs sıyasası, B. Hitlerin durumu ve saire hakkında “Hitlerin aksırığı,, başlığile yazmış olduğu bir yazıda diyor ki; “—>B. Makdonüald, silahlanmanın u- Jusları savaştan kurtaramıyacağı ve za- yıl ulusların bu vasıta sayesinde kuve vetlilerin saldırmasından korunup em- niyet kurulamıyacağını büyük bir deb- debe ile söyliyeli çok olmamıştır. Bugün beyaz kitabta aynı — kanaat tokrarlanmakta, fakat işin bütün mc » kanizması silahlanmaya yüklenmekte- dir. Bu sıyasanın ve bu şuretlehareke- tin, maalesef, gerekli bir iş olduğu ile- ri sürülüyor. Sözde bir maalesef de - mek kâfi değildir. Biz, bu gerekliliği reddediyoruz. Hele bunun zamanı ve içinde kullanılan dil, iki kere, üç kere felaketli görünüyor, Taymis gazetesi, bunun hakkında diyor ki: “Bu, gerçekten ingiliz bükü- metinin durum hakkında umutlu oldu- ğBunu göstermektedir. Bu silahları ço- galtmalar, tam uluslararası ufuklarda düzelme alametleri belirdiği bir sıra- da yapılıyor., Biz, bu mantık cevheri Üzerinde herhangi bir tefsir yapmaktan çekine rek bu “düzelme alametleri, noktası üzerinde duracağız. Bu alametler, Sir Con Saymen ile Eden'in Berlini ziyaretleri ve orada bir emniyet sistemi kurulması manasına geldi ği anlaşılıyor. Fakat birkaç saat için » de bu ziyaret geri kalrvermiştir. Hitler aksırdı ve onun Üzerine ufuk ların durumu değişiverdi. Herhalde bu #ryasal hastalığa kimse kanmış değil « dir; çünkü alman önderi, bütün gün. delik işleriyle meşgul olabildiği gibi pazartesi günü akşamı — Berlinde bir vergiyi ziyarete bile gitmekten geri durmamıştır. Alman gazetelerinin pek dostane ol- muıyan bir dille söyledikleri gibi, bu hareket beyaz kitabta kullanılar lisana bir karşılık teşkil etmektedir, Neden bu dil kullanıldı? İngiltere halkının yalnız alman silahlanmasın » dan değil, alman ulusunun bir milita » rizm hastalığına tutulmasında da te « Taşlandığı muhakkkaktır. Fakat, tam bakanlarımız Berline gi dip almanlarla işi bir yoluna koyacak. larr bir sırada alman ulusunun yara « mazlığını bu suretle artırmak yerinde bir hareket olmuş mudür? B. Hitlerin korkutulacağı ve yahut koskoza bir değneği zeytin dalı sana- Cağı mı tahmin olunmuştur? Yoksa bizim Dovning Strit, bu beyaz ki tabı yalnız yurdda sarfolunmak İçin çı- karmış da bunun Vilhelmştrasede de okunacağını unutmuş mudur? İşi ne suretle izah edersek edelim, ulusal hükümetin bir hata işlemiş ol- duğu muhakkaktır. Gene bu, en büyük yanlış değildir. Bu sıyasa yüründen Almanynamn — yatıştırılması, — Uluslar Derneğine ve silahsızlanma konferansı. na dönmcel İmkânlarının gerçekleşme- #i geciktirilmiş bulunmaktadır. Bu bizi tekrar beyaz kitabın dayan- dığı belgelere getirir. Hükümetin bir sıyasası yoktur. Bazı militarist Toriler onu böyle bir silahlanma sıyasası güt. meğe meobur etmişler, sonra o da gi- Tiştiği bu İşi, emniyet için bir garantl şeklinde gösterip müdafaaya girişmiş- tir, Başbakan, öteki uluslar silahlanı « yor diye bağırıp duruyor ve Almanya- dan başka Amerikanın, Japonyanın ve Rusyanın da silahlandığını İleri sürü- yor, Şu halde, barış gayretiyle yalnız biz, korunma silahlarımızı — eksiltmiş bulunuyoruz demektir, ve Silablanma yarışı devamı etmekte- dir. Biz de esasen ön milyon liralık büdceyi kısa bir zamanda 60 milyon li- Taya yükseltmiş bulunuyoruz. Beyaz kitab, ulusal hükümetin kol. Tektif emniyetten ümidini lreıtılınl İti. Taf edeğ bir belgedir. Eğer bundan bötün bütün lhit ke- B. Hitlerin dedikleri Martın oa yedisinde Münihde dört mevsim ötelinde Deyli Meyl gazetesi- nin bildirmeni B. Vard Prays'ı kabul eden B. Hitler ona şu sözleri söylemiş- tir: “ Siz, Almanyaya daha sık gelmeli- siniz ve kendi gözünüzle ulusun bana karşı gösterdiği heyecanlı alakayı gör- melisiniz. Eğer şu büyük kalabalık içinde her« hangi bir kadına, yahut erkeğe benim alman ordusunu diriltmek hususunda almış olduğum tedbirlerin bir savaşa yol açıp açınıycağını sorsaniz yüzünü- ze hayretle bakarlar. Alman ulusu savaş istemiyor. Önun istediği barış ve saadettir. O, her şeyin üstünde kendi kendisini saydırmak di- leğindedir. Benim alman ulusuna verdiğim şey, kendi kendisini saymaktır. Ulus, Versay muahedesinin düşman- €a tazyiki altında artık yaşıyamazlardı. Almanyanın ne tarafına giderseniz gidiniz, bütün ulusun cumartesi günü verdiğim karardan dolayı beni kucak- layacaklarını görürsünüz. Bu, büyük bir ulustur, Bunun geçmiş yıllarda olduğu gibi tahkir ve tazyik altında yaşaması yakışık almazdı. Bu- gün ulusun yüreği, bu büyük tazyikten kurtulduğu için ferah ve sevinç İçin- dedir. Fakat bana inanımnız ki bu ge- vinçte başka bir Ülkeye saldırmak di deği olmadığı gibi bu durum, savaş tehlikesini de, asla, artırmamaktadır., Ekonomist ne diyor? İngilizce Economist mecmuası 9 mart tarihli sayısında “kara kitab,, baş- lığı altında yazdığı bir yazıda diyor ki; * Bundan bir hafta evel Sir Con Saymenin Berlin ziyareti Avrupanın gök zamandanberi özlediği ve bir müd- dettir çıkmaza girmiş sayılan barışı te- min edecek, işleri düzeltecek diye bir umud uyanmıştı. İngiliz dışarı işler bakanına, Lon - drada yapılan fransız — ingiliz anlaş- maları esası dairesinde alman başka - nile görüşmek ve onun dileklerini din Temek, bu suretle Almanyayı kendi e. teğiyle Avrupanın işbirliğine sokmak vazifesi düşmüştü. Bugün bütün bu umutlar sarsılmış- tır. Şimdi bu ziyaret gayrı mueyyen bir surette geciktirilmiş bulunuyor. B. Hitler ise aldığı soğuğu ve boşmutsuz- Tuğuünü eyi etmek için dinlenmeğe çe- kilidir. Önümüzdeki pazartesi günü in- giliz parlamentosu bu duruma bir çare bulabilmek için toplanacaktır. Bunun suçu taktiklerinde üç büyük psikoloji hatası işliyen hükümettedir. w« Biz şurasını iyice biliyoruz ki in- giliz efkârı umumiyesi, bugünkü poli- tika makinesinin barışt korumak için kâfi geldiğine ve bunun için modası geçmiş tedbirlere baş vurmanın yenl.ı bulunduğuna kanaat getirmiş bulun - maktadır Beyaz kitab ise eldeki korunma va- sıtalarının kifayetsizliğini İleri süzü « yor. Ulus, bu fikirde değildir. Ulus, kuvvetle kanidir ki ellahların tahdid edilmesi ile barış ve kollektif emniyet korunabilir. Eğer her ulüs, ötekl ulusları dü - şünmeksizin silahlanmağa - kalkışacak olursa, bu, dünyayı 1914 yılından ön- ceki çağlardan daha kötü bir bale so- kacaktır. Ve bu yolun maalesef, peli eyi biliriz ki sonu savaşa çıkar.,, ——— silmemişse bile ulusal hükümet, bizi “ulusal korunma,, adı altında milyon- larca lira israf etmeğe sürüklemektedir, »« Bugünkü tahminler ve ileri sü » Tülen lâzumların biz Ktzumsuz olduğu- nekaniiz. Ulusal hükümet de bu işi di- lediği gibi çevirmeğe bırakılmıyacak- tır . Aynı zamanda ortada B. Hitlerin ak. Bırığı vardır. Eğer, barış gerçekten in- giliz sıyasasının amacı ise B. Makdo - mald-ona bir soğuk Glgınlığı tedavisi göreki bulması gerektir. ş 25 MART 1935 FAJ Alman askerliginii esasları (Başı 3. üncü sayıfada) her şeyden önce Sir Con Saymtf ile bu bususta konuşmak i: ” ğini ihsas ediyorlar. A Bununla beraber, askeri yağf cıların yazılarına göre yasanın DW zı teferrüatını öğrenmek müt olmuştur. p. Harbiye baknlığı mensublari? dan binbaşı Görç, yazdığı y - askere alma usulünün fayd kaydetmektedir. Mumaileyh, a9 * kerlerin, orduya girerken, A!” manyanın dirikliğinde yeni bif unsur katmakta olduklarına, İ nı bulunduklarını söylüyor. Gene bakanlığa bağlı yüzb fon Vadel'e göre yeni ordu, imparatorluk ordusunun esaslar? na göre kurulacaktır. 18'den ** yaşına kadar bütün almanlar 4f kere almacaklardır. 21 yaşına dar olanlra fili hizmete, 35 yaşımt kadar olanlar ihtiyata, 45 yaşınt kadar olanlar da müstahfaza rılacaklardır. j İhtimaldir ki, mali sebebler den dolayı, fili orduyu kurı olan 300,000 kişinin hep birdef | silah ıhıuı alınması mümkün © ö mıyacaktır. Bu itibarla, başka l' letle ikmal edilecek, daha mahdüf bir tali musulü düşünülecektir. — | Bu münasebetle, general fot — Meç, askeri talimi savaş kıtaatl na hasretmeyip bilümum üniver site veilk okullarla, liselerde Ö bazırlık talimleri yaptırmayı dü * şünmektedir. General fon Meç, : "Okuml" ağİ ları, zabitin şuurlu bir yardımcıs! ş j olmalıdır. Askerlik işlerinde azâ> mi,gayret göstermeliyiz.,, diyor. Esasen alman gencleri, çalış * ma kamplarında, gerçekten bir ihzarf askeri terbiye görmekte * — dirler. İngiliz bakanları a Berlinde (Başı 3. üncü sayıfada) “ — Dünya yüzünde barış ve insan- lar arasında hüsnüniyet olan gayemızt erişmek için bütün kuvvetimizle mücn * dele edeceğiz. Alman büyük elçisi Baron Fon Höt Sir Saymen'i tayyare meydanında tet”İ etmiştir Sir Saymen elçiden "kendisint —| verilecek bir mektubu,, olup olmadığ'#! — sormuş ve elçi de “yalnız iyi tali,, mek* tubu olduğu evabını vermiştir t Tayyareden indikten sonra Berlin, 24 (A.A.) — Sir Con Saymen ile B. Eden Tempelhof'ta tayyareden inince B. Fon Noyrat ile ingiliz büyük - elçisi B. Filips tarafından selamlanmışlardır. Tay yare meydanında — kalabalık bir halk hazır bulunmakta idi. Ba- kanlar Fon Nöyrat'la birlikte in- giliz. elçiliğine gitmişlerdir. B. — Filips bir çay vermiştir. Temasın — bu çayda başladığı zannedilmek- — tedir. Berlin'de Berlin, 24 (A.A.) — Sir Say* men ile B. Eden saat 17.35 de bu- raya muvasalat etmişlerdir. Adlon otelinde Berlin, 24 (A.A.) — Saat yir- miden sonra ve Fon Noyrat ile di- ğer alman ricali ingiliz elçiliğin- den ayrılışını müteakib, — ingiliz bakanları Adlon oteline gitmişler- dir. Otelin salonunda toplanmış © lan ingiliz kolonisi, ingiliz bakan- larını hararetle alkışlamışlardır. ai HKY B. Baldvin'in söylevi Londra, 24 (A.A) — Alber * Hall'de bir söylev veren B. Bald- vin, İngilterenin barışçı arzularır ni ve Uluslar Dernez; pnııııPI' y rYine karşı inancını bır kere | teyid eylemirtir.