SAYIFA 2 O DIŞARDAN İtalya - Habeşistan Adisababa'da neticesiz konuşmalar yapılıyor. (Başı 1. inci sayıfada) yetinin tedafii bir tedbirden ibaret ol - duğu bir defa daha teyid edilmektedir. Habeşistan tekzib ediyor Adisababa, 13 (ALA.) — Röyter Ajansı muhabirinden: Hudud hadisele - gine dair neşvolunan resmi bir tebliğde #*Getogubi,, Habeş garnizonunun hiç bir galımda bulunmamış olduğu bildiriliyor. (Gene bu garnizon, iki şubatta Afdup'ta İtalyan kıtalarını kuşatmak teşebbüsün- de asla bulunmamıştır. 29 - 1 tazihinde Gertogubi civarında- ki hâdiselerden yana da babeş bildirimi ga malümatı veriyor: “— Yalnız tüfekle silâhlı 25 kişilik bir Habeş devriye kolu, mitralyözlerle Mücebhez italyan kıtalarının — salımına mğramıştır. İmparatorun evelte vermiş “elduğu emirlere tamamiyle riayet olun- muş ve herhangi bir devriye - kolunun garnizon karargâhından Üüç kilometre öteye gitmesi yasak edilmiştir. Habeşistan maslahatgüzarının dedikleri Roma, 13 (A.A.) — Habeşistan maz- dahatgüzarı B. Afvorb, Röyter Ajansı muhabirine demiştir ki: * İtalya ile Habeşistan arasında bir Bavaş çıkmasına şahsen ihtimal vermi - yorum, Bu sorumun (meselenin) barış yoliyle hatli mümkün olmalıdır.,, Maamalih, B. Afvorb, hükümetin bü- tün aykırı istekleri reddetmek azminde bulunduğunu da söyledikten sonra de - miştir ki: * — Vaziyet şudur: eğer italyanlar NWalval vakasından ötürü bizden tazmi - nat iİstemekte ısrar edecek olurlarsa ki tarafımızdan sebebiyet verilmiyen — bu vaka esnasında birçok babeşli telef ol - müştur ve eğer İtalya bize aid olan top- rakların kendi malr bulunduğunu iddia ederse, biziim bu esaslar üzerinde uzlaş- mamıza imkân olmuyacaktır. Ve o za - man tekrar uluşlar derneğine müracaat edeceğiz.,, Ultimatam — şaylalarının aslı neymiş a Londra, 13 (ALA.) — B. Mussolini tarafımdan, Habeşistan'a 4 maddelik ka- t talepname verilmiş olduğuna dair çı « kan haberleri İtalya Büyük Elçiliği ka- tiyen tekzib etmektedir. Bu şayialar, geçen ilkkânunda Valval hadiselerinden soncra ileri sürülen isteklerin büyütül « müş yankılarından başka bir şey değil - dir. İtalya'nın, kendi bayrağının baş açık selâmlanmasını istediğine dair olan HAyialara gelince, esasen bütün Habeş askeri ve kabileleri baş açık gezer deni- liyor. İtalyan tebaası yerlilerden beş nefe- rin hayatına mal olan son hadiselerden ötürü şüphesiz tazminat isteneceğine dair olan duyuğun sıhhati teyid edilmek- tedir. hiç erişmemiş oldukları gürültüsüz yer- lerde yaşıyan kimse'erce yazılmıştır. O- kurlarını bir takım sefihlik sahnelerine gibi Nnelerde ekseriya pek — silik rol- leri yardır. Ben, bu kaidenin istisnası o- Tarak yalnız Gi dö Mopasan'ı tanır ve '#enun da o yolda can verdiğini bilirim. Teslim ediyorum ki bu kitabtaki “dekor,, Jardan birkaçı görünenle gö- Yünmeyeni biribirinden ayırd eden, eyice tâarif olunamamış toprak parçası üzeri » me, hâdiselerle hulyalar arasındaki “üs- tadsz,, tehlikeli mıntakaya, bunca ha- tıra müelliflerinin muvaffak — olamadık- ları ve battâ Göte'nin bile “Dichtung und Wahrhcit,, inde kendini kaybeder ğ olduğu sahibsiz ülkede dikilmişler- Bu fasıllardan bazılarını, yazıcılığın bilinen usullerine uyarak, heyecan verici hikâyeler haline getirmeğe elimden gel diği kadar uğraştım. Bu nihayet, bir biçim müselesidir. Bunda muvaffak ol- muş bulünmak bana yeter; inanılmak değil.. Bununla beraber, bu oldukça kö- tü ve hazin bir şeydir. Böyle yapmasay- İtalyan — habeş ihtilafı bir komisyona mı bırakılacak ? Roma, 13 (A.A.) — Bay — Suviç ile habeş maslahatgüzarı arasındaki görüş- anelerden sonra siyasi mehafil, ihtilafın muhtelit bir komisyona havalesi müm- ktin olduğu mütalcasını ileri sürmekte. lerse de müzakerenin şimdiki hali iki tarafın böyle bir usulü kabul edecek- lerini tahmine müsaid bulunmamakta. dm. Bay Suviç habeş maslahat güzarile görüştü Roma, 13 (A.A.) — Bay Suviç, ha- veş maslahatgüzarile görüşmüş ve ken- disine hükümetinin sulh arzusu hakkın. da teminat verdikten sonra İtalya tara- fından ittihaz edilmiş olan tedbirlerin italyan müstemlekelerinin himayesini temine matuf alelâde bir takım ihtiyat tedbirlerinden ibaret olduğunu söyle. miştir. Asıl müzakereler, Adisababa'da habeş imparatorile italyan mümessille- Ti arasımda icra edilmektedir. Habeş mastahatgüzarı hükümeti tarafından herhangi bir tebliğde bulunmıya me- mur edilmiş değildi A B. Musolini habeş maslahat- güzarını kabul edecek Roma, 13 (A.A.) — B. Musolini bu- gün habeçş maslahatgüzarını kabul ede. cek ve maslahatgüzar kendisine habeş hükümetinin İtalyan — Habeş mesele- sindeki vasiyeti hakkında izahat vere. cektir. İtalyan mahfelleri, Düçe ile makla- hatgüzar arasındaki görüşmenin dosta- ne bir neticeye varacağı ümidindedir. Yalnız İtalya 1934 ilkkânununda ileri sürmüş olduğu metalibi tekrar et. mektedir: tazminat itası ve İtalya mev- züne karşı askerf ihtiramat yapılması. İngiltere her iki - tarafa meselenin halline kadar işgalleri altında bulunan mevzileri askeri bakımdan takviye et. memek teklifinde bulunmuştur. Yeni bir italyan kruvazörü Cenova, 13 (A.A,) — Engenio Di Sa vola kruvazörü 21 gubatta denize indi « rilecektir, Papa'nm on üçüncü papalık yıldönümü Vatikan, 13 (A.A.) — Papa 11 inci Pi'nin taç giydiğinin on üçüncü yıldö - nümü dün yüksek diplomatlar huzu - rTunda merasim!e kutlanmış, Vatikan şeh Ti gece donatılmıştır. Berlin otomobil sergisi Berlin, 13 (A-A.) — Büyük otomo - bil sergisi yarın açılacaktır. Sanayi ba- kant B. Fünk gazetecilere bu serginin ehemmiyetini anlatmış ve ilk otomobil yolunun bu yıl açılacağını söylemiştir. Öte yandan otomobil sanayicileri ce- miyet başkanı B. Şolz da serginin geçen yıl Almanya'da otomobilcilikte elde edi- len teknik ilerlemeleri göstereceğini bil- dirmi; — HAYAT, her vakit ne idiyse gene odur; hâdiselere karşı duygusuz, insa- l Acunun en büyük balonu düştü (Başı 1 inci sayrfada) çıklarında nasıl düştüğü hakkın- da tafsilat gelmeye başlamıştır. Kazanın sebebi şimdilik belli değildir. İlk alınan duyuklara göre, ön- ce Makon'dan şöyle bir imdat tel- sizi alınmıştır: *“— Balonda sakatlık var düşü- yoruz.,, Bunun arkasından — bir telsiz daha alınmıştır: * — Ciddi bir kazaya uğradık, denize konar konmaz balonu ter- kedeceğiz. Savaş gemileri çabucak balo- nun denize düştüğü noktaya koş- muşlar ve filikalarını indirip ba- İki kişi kayıptır Sanfransiske, 13 (ALA) — Amerikan deniz kuvvetleri başkumandanlığı, Ma- kon balonunun, tafsilatı hâlâ belli ol- mayan bir kaza neticesinde batmış ol- duğunu haber vermektedir. Mürette- battan iki kişi kayıptır. 81 kişi savaş gemileri tarafından toplanmıştır. — İç- lerinden hiç biri ehemmiyetli surette yaralanmış değildir. Kaybolanlara dair duyumlar Londra, 13 (A.A) — Kazaya uğra- mış olan Makon balonu içindekilerden meydanda olmıyan iki kişiden — biri, telsiz memuru olup düşerken 40 metre kadar yükseklikten kendisini denize atmıştır. Öteki kaybolan adam da ba- lon deniz yüzüne süründüğü sırada ba- lonun içinde bulunuyordu. * Bazı kimseler, kazanın sebebi fırtı- na olduğu düşüncesindedirler, Ancak yapılacak tahkikat ile hakikat anlaşıla- caktır. Filo başkumandanı bir telgraf gekerek Makon'ün elli kulaç denizin dibinde olduğunu ve kurtarılması için teşebbüste bulunmak hususunun düşü- nüldüğünü bildirmiştir. Balonun kaybolması yüzünden hasıl olafı zarar, dört buçuk milyon dolara varmaktadır. İngilteredeki alman göçmenleri Londra, 13 (A.A.) — Alman sığın « manlârı yüksek komiserliği daimi ko « mitesi, bir kısım göçmenleri cenubi Ame- rikaya göçmesi imkânlramm yerinde tetkik projesini tasvib ctmiştir. Yüksek komiser B. James Mak Do - nald, mart ayının başında cenubi ÂAmeri- ka'ya varacaktır. Kendisiyle fransız mü- messili, son günlerde alman sığınmanla- rına yardım için harçanacak bütün gay- retin uluslar derneği tarafından tanzim edilmesi icab edeceğine dair Lord Sesil tarafından lordlar kamarasında müda- lerde, macera peşinde yapılmış serservi- liklerin bu kitabını okuyanlara da dün- yanın daha başka türlü göründüğünü sanmamaktayım. Yıkık Mesina'da, artık, vicdanları ü- zerinde sekiz cinayetin yükünü taşıyan ve size, uyumanız için, kendi yatağını sunan haydudlar kalmadı. Neron'un Ka- Taberya'daki köşkünün yıkımtıları altın- da çökmüş sfenks'de artık yerinde değildir. Napoli'nin koleralı mahzenle- vinde şaşkına dönmüş ve benim de ödü- mü koparmış olan fareler eski romalı- lardon kalma lağımlara çoktan - çekilip sığınmışlardır. Bugün Anakapri'ye oto- mobille, Yungfrav'un tepesine trenle ve Serven dağına çelik merdivenlerle çıka- bilirsöni: Benim, uzaklardaki şimal memleke- timde, kır saçları kardan bembeyaz, sa- kalları kırağılı ihtiyar kumparacılara benziyen - yılların az çok örselemiş ol- duğu - çamlar hâlâ çocukluğumun baş- | ucunda nöbet bekliyorlar, Gökyüzünde ku” cıvıltıları ve güneş- Ithıdnwlıiımbılı vik di dÜ ada SOVYETLER BİRLİĞİNDE Sovyet kolkozlar kongresi Moskova, 13 ÇALA) — Kolkozların kongresinde İakovlef Sovyet Rusyanın ziraat vaziyetini ve bu sabada elde e- dilen mühim terakkilerden sonra kol- koz nizamnamesinde yapılmasına lü- zum görülen tadilatı anlatmıştır. Bu irzahata göre, 1933 de beş kental buğday, iki kental patates yarım kental sebze alan kolkozlu bir aile şim- di 11 kental buğday, 8 kental patatex ve iki buçuk kental sebze almaktadır. Ziraat ürünlerinin bu derece artma- ve sı sayesindedir ki vesika uşulünü kal- dıiırmak imkânı hasıl olmuştur. Devlet kolkozlara işlerinde çok yar dımda bulunmuştur. Geçen kongreden- beri kolkozlara 110 bin traktör 14.607 kamyon - otomobil, 13.202 harman ma- kinesi, 4.291.560 ton tohumluk ve 467 milyon rublelik de uzun vadeli kredi- ler açılmıştır. Kolkozların bu borcun:- dan yarısı da atfedilmiştir. Kolkoz nizamnamelerinde yapılma- st düşünülen değişikliklere göre bugün devlete aid olan ve kolkozlar tarafın- dan işletilen bütün topraklar kolkozla- rın mülkü olacaktır. Ancak bu toprak- lar satılamıyacağı gibi icara da verile- miyecektir. Bütün bayvanlar ve zira- at makineleri ve saire de gene kolkoz- ların malr olacaktır. Her kolkoz ai- lesinin kendisine mahsus olmak üzere bir evi, bir sebze bahçesi, bir ineği, üç danası, 15 koyunu ve keçisi, iki domu- zu ve istediği kadar da kümes hayvan- Tarr olacaktır. Sovyet aleybindeki hareketlerinden dalayı evelce nefyedilmiş olan eski Ku- laklar ve onların ailesi efradı o zaman- danberi namuslu çalıştıkları ve sovyet rejiminin tedbirlerine yardım ettikleri takdirde tekrar kolkozlara almabilecek lerdir. Medeni hukuklarından mahrum olanların çocukları da keza kolkozlara alrnabileceklerdir. Kolkozlara girmiş bulunanların kül- tür seviyesi daha hızla yükseltilmek için buralarda icab eden bütün mücs- seseler kurulacaktır. ALMANYA'DA B. Hitler 7 martta Sara gidecek Sarbrük, 13 (A.A.) — Alman cephe- «i idare mahfelleri, alman başbakanı B. Hitler'in birkaç gün kalmak üzere 7 martta Sarbrük'a geleceğini hâber ver- mektedir. Hitler, Sar havzasını ziyaret edecektir. Memel için Berlinde bi nümayiş Berlin, 13 (ALA.) — Berlin üniver. sitesi talebesi büyük bir nümayiş tertib ederek Memel'de Litvanya hükümetinin bazı hareketlerini protesto etmiş ve Me- mel'deki kardeşlerin barış yollariyle kur- tarılmasını istemişlerdir. ilkyaz gelince, kabaran çaylar arasın - daki donmuş tarlalarda hâlâ şakayikler sivriliyor. Parlak yaz geceleri, uyuklu- yan çiçekler arasında elfler hâlâ raksedi- yorlar, Lâkin, halk türküsü denilen o mavi gözlü güzel kız artık ölmüştür. Güneşin hiç batmadığı 1ssız çölde Laponlar, geyikleriyle beraber, gene e- kisi gibi kimsesiz, ömür sürüyorlar, Varakışta, parlak gözlü aç kurdlar, buzt-tmuş gölde, kızağınızın peşine hâ- lâ düşüyorlar. Fakat Suvla boğazında yolumu kesmiş olan kibar ayı, çoktan avcılığın kurbanı olmuştur. -Lapon ki- zı Ristin'le yüzerek geçtiğim köpüklü derenin üzerinde şimdi bir demir köp- rü vardır. Stalo adındaki korkunc devin son sığınağını bir tünel delip geçmiştir. Lapon çadırının toprağı altında, kımı-- danışlarını sezmiş olduğum yecüçler, kış- hk inlerinde uyuyan ayılara artık yiye- cek taşımamaktadırlar, ve bunun içindir ki şimdi İsvoç'te bu kadar az ayı vardır, Çocukluğumun sadık dostları olan peri- ler, şimdi gencliğin dekinden de nadir- dirler. Ben bunlardan çok gördüm: Biri- «i benim, bir başkası da ahırda yatanın &. DA S A öti ei , 14 ŞUDAT 1936 PERŞEMBE, y GELEN SON DUYUKLAR İNGİLTERE'DE Londar anlaşmalarını Belçika onadı Londra, 13 Ç(A.A.) — Fransız * İngiliz teklifisin, Belçika hükümetf tarafından vasvibi, pek büyük bir mete muniyet uyandırmıştır. Berlinden gelen telgraflar, ptf şembe günü için beklenen alman cevâs br hakkında hulasa olarak mallimat vef* mekle beraber eyi haber alan —mahleb Jer, bu. malümatm tefsirinden —imtinö etmektedirler. Bu mahfellere — görü Fransız — İngiliz teklifinin - bazı kle sımlarının ayrıca müzakeresi — imkâfi dahilinde olmakla beraber, bu teklifle- rin heyeti umumiyesi bir kül teşkil ci meketedir. Bu itibarla bazılarının kâ* bulü ile diğer bazılarının reddi mevzüli bahsolamaz. Belçika da hava anlaşımasına girmeye hazır Brüksel, 13 ÇA.A) — Yarı: resml bir bildirime göre, Belçikanın Londrâ ve Paristeki büyük elçileri, Belçika hi- kümetinin havadan herhangi bir salım halinde garb Avrupasında ani olarak askeri yardımı temin edecek bir mukâ* veleye iştirake âmade olduğunu İngi* liz ve fransız hükümetlerine bildirmiş” lerdir. ANKARA RADYOSU Dün akşam tayyarecinin saatinde Şakir Hazım Gökmen havacılığın eriş tiği tekâmülün günün türlü politika tes zahürlerinde, anlaşma, andlaşmalarda nası) tecelli ettiğini, Büyük Britanya'e yı saran hava korkusunun her şey üze* rinde ne kadar kuvvetle müessir oldu. ğunu söyledikten sonra Makdonald plâ* mının tayyarecilik bakımından — özünü anlattı. Gökmen "havacılıkta zayıf ve geni bir dost veya müttefik, besbelli ki, yak nız bir ağırlıktır,, sözlerile hava sila. hımna chemmiyetle işaret ederek yurdda tayyareciliğe verilmesi gereken hız ve dğer üzerinde konuşmuştur. İkinej konuşmayı Manika saylavi Bay Kâzım Nami Duru yaptı; türk mik liyetçiliğinin tarihini ve inkişafını ve türk milliyetçiliğinin özel mahiyeti Ü. zerinde aydımlatıcı çok değerli şözler töyledi... Faşizm ve nazism'de göze Çaf pan aşırı atılganlığın, bize uymryan sar lıml; şekillerini anlattı. Dün akşam, Ankara radyosunun triyosu da çok muvaffak olmuş ve bes ğenilmiştir. Bu akşamın radyo proğramı şudür 19.30 — Musiki: Ulvi Cemal Improvisation b Ninni - Zeybek türküsü Keman: Nccdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal 19.50 — Matbuat raporu 20.20 — Dans musikisi 2030 — Musiki: Vagner operalarından parçalar. 20.50 — Haberler. başueunda bekliyordu; ben de Noel ağa- cımç « şekerler taşıyordum. Tohta kunduralı, uzun — kar sakallı, karmızı bereli ve avuç içi kadar boylu *a külçücük adamları hiç görmemiş ol- dukdlarını söyliyenler var. Bu gibilerin bir eksiği olmak, gözlerinde bir hastalık bulunmak gerektir. Belki okulada çok siz insanlar haline gelmişlerdir. Bugü" nün adamları başkalarının düşüncelerir ni okuyup dinlemekle pek çok — vakit kaybediyorlar. Halbuki, kendi düşünce- lerini dinlemek için biraz vakit bulsalaf çok daha eyi olurdu. İlmi başkalarından öğrenebilirir ama bikmeti kendi içimiz- de aramalıyız. HİKMET ÇEŞMESİNİN kayn-*ı kendi toprağımızda, düşüncele- rimi>!» hulyalarımızın derin uçurumlari arasındadır. Bu çeşmenin suyu HAKİ KAT gibi berrak ve soğuktur, Falat ta* di acıdır. AKSEL MUNT