yograf ğa j ASKERİ MECMUA Askeri mecmuanın 1 ilkkânan 934 tarihli 95 inci sayısı çıkmıştır. Büyük kıtada dört yüz sayıfa ile içinde B dı « var haritası ve metin harleci papiye ku- $e Üzerine 17 resim bulunan bu rzengin Bayı Atatürk'ün askeri vecizeleriyle başlamaktadır. Sevk ve idare, harb ta- rihi tel eri, hususf hallerde muhare- be, dağcılık, havacılık, teşkilât ve tesli- hat, fikir ve terbiye dersleri, terbiye meselesi, harbiye mektebinin yüzüncü yıldönümünün kutlulanması, yabancı #stemleketler neşriyatı, yabancı ordu - larda manevralar, orduda s&por, yerli ve yabanerı kitablar mevzuları üzerinde bir Çok yazılar, tarih kısmında Almanca - Gan tercüme edilen “1914 den 1916 ya kadar Balkan ve Türkiye'de büyük harb,, ve lâhika olarak, mütekaid Mri. General İ. Halil'in “1875 - 1878 osmanlı ordusu seferlerinden 1876 - 1878 osman İt « garb seferi,, adlı yazıst vardır. Çok büyük bir özen ve dikkat eseri olan as. ker? mecmuanın tek başına koca bir teter olan bu cildin fiatr yalnız 40 ku » Tuştur. MÜZİK VE SANAT HAREKETLERİ Bu değerli müzik ve sanat mecmut- dmnın ilk ve son kânun tarihli 4 ve $ in &l sayıları bir arada olarak çıkmıştır. İçinde Bay Necib Ali'nin “müzik yü- Tüyüşünüz> Bay Abdülhalik Cemil'in «ye ni bir şef,, Bay Mahmud Ragıb'ın “pa- Ta - ihtisat - organizasyon,, — Profesör Bay Mustafa Şekib'in “ruhlyat karşı - #ında öğrenme ve öğretme,, Bay M. Şa- kir'in “cümhuriyet devrinde musiki folklori., Bay Sadi Yaver'in “Anadolu Mmusikisinin bir iki karakteristiği, Bay Nurullah Şevket'in “ses tekniğinde hançere ve teneffüs cihazı,, Bay Çelik'e iler ve matbuat» Bay Vahid üç tenkld münasebetiyle, 'in “tambur — tipli çalgılar, Bay M. Sakir'in «halk oyunlarıs Bay Ahmed Eşref'in “rağbet etmediğimiz sazlar,, Bay Süleyman Altay'ın sahne ve sanatkâr, Bay Hacstro Eşref'in “şe- rifMuhiddin konseri,, ve bunlardan beş- ka birçok sanat haberleri, tenkidler v.& vardır. Tahesi 20 kuruştur. İstan. bulda çıkar. YENİ ADAM İkinci yılının ilk sayısı yeni forma Ve 24 gayıfa ile çıktı. Birçok yenilikler 've resimlerle başlıca değerli yazılar ara #ında şunlar vardır. İsmail Hakkı'nın “HMA içimizde halkı İnkâr edenler var” , “Bizde Hamlet niçin oynana - tmaz,, yazıları. Hüseyin Avni'nin Tür - kiye'nin iç ökonomisi, Lütfü Emiroğlu nun El sanatımızı nasıl - diriltebiliriz? Asif Betil'nin reportajı Haliçte bir ya rımada. Mfet Ömer'in Karadenizden. Halk Üniversitesi dersleri Mısır sanatı. Karagözün Kadıköy ihtısap ağalığı. Massimo Bentempelli'den tercüme hikâ Ulus'un Romanı: 4 — ye, Sıyasa ecenunda olanlar. Kitab ten kitleri. Kısa tetkik ve tenkidler, ve da- ha birçok yarzarlı yazılar ve Tesimlet 24 şayıfayı doldurmaktadır. TEDAVİ SERİRİYATI VE LABORATUVAR MECMUASI Bay Akil Muhtar'ın idaresinde çıkan bu meslek mecmuasının elyül tarihli 15 inci sayışı çıkmıştır. Bu sayıda Bay Akil Muhtar'ın “eserim ile oğluma,, *Müzmin piyelonefrit ve yüksek kan tazyiki hakkında,, Bay Abdülkadir Lüt- fü'nün “Hind yağı nebatı berirleriyle vahim bir tesemmüm vakası, Bay Nec. meddin Rifat'ın exebebi yüukarı tenef, füs yollarında bulunan rle huraçları, Bay Necmeddin Rifat'n <Angor Pecto. ris tedavisinde aslaanimler,, Bay A, Süheyl'in Divriki'de “prenses “Turan Malik hastahanesi,, Bay A. Süheyl'in *“hücre « göze,, tabiri hakkında, başlık. li yazılarile bir çok hulasalar, haberler, mesleki malümat vardır. YAPI KOOPERATİFLERİ Türk kooperatifeilik kurumu tara - fından Karmca dergisi neşriyatının ilk kitabr olarak bastırılan bu eser, biz de yapı köoperatifi hareketinin başla. mış olması dolaymiyle çok ehemmiyet kazanmıştır. “yapı köoperatifleri ne - Air? Nasil kurulur, nasıl işletilir?,, ya- zısiyle muhtelif memleketlerde yapı ko operatifleri hakkında malümat, “Ber - Yin belediyesinin güddüğü yapı siya « seti, şehircilik ve İnşaat kooperatifle » Ti,, ptofesör Dr. Kesler'in “yapı köo . peratifleri,, başlıklı yazısı, Ankata ya. pr kooperatifinin mnizamname brojesi mevzulu yatılar vardır. HAMLE Ağac kliltürünün yayılması davası için çıkan bu gene ve Ülkülü mecmüa « nın İlkkânun tarihli 8 inci sayısr inti - şŞar etmiştir. İçinde birçok metlekf ya- zılar, ormancılık davasını müdafaa eden makaleler ve ormanerİık neşriyatı Üze- rinde düşünceler vardır. Tanesi 10 kü - Tuştur, Tavsiye ederiz. ——— —— Kitablar : İçeri İşler Bakanlığı Mahallt İdare- ler Umum Müdürü B.K. Naci'nin üç ki, tabı satışa çıkarılmıştır. Vilâyet Husus! İdareleri; 125 büyük sayıfada, bu teşekkülün tekimülü tari- bini ve birçok garb devletlerindeki ku- Tulma ve çalışma şeklini içine almıştır. Şehirler ve belediyecilik; bu kitabın henüz birinci cildi çrkmırştır. Bu eildde Fransız, Belçika, Avustutya, Romanya, Bulgâr ve Polonya belediyeleri 150 bü. Yyük sayıfada tetkik edilmiştir. Belediye kanunu ve esasları; won belediye kanımu Tayihasının — Devlet Şürasında ve B. M. M. sindeki müsa, kereleri, kanunu iyzah eder şekilde ya- zılmıştır. Kitab belediye kanununun Büzel ve Istifadeli bir şerhi balindedir. Tefrika: 50 Benim Günahım (MEA Yazanı ANNIE VIVANTI Lady Muriel ile Lady Maisy yeniden bir kahkaha attılar ve hepsini annelerine anlatmak için salona koştular, — Mater, düşün, o çocuk ne adını, ne Mısır'da bulunduğunu, ne de yalan ne olduğunu bilmi - yor. Darling de, yüzü kıpkırmızı, girmişti. Gitti, babasının bacakla- rı arasına sığındı. Düşes, onu ok- |m;ıükz“l;tğdı b fakat çocuk çekildi ve yi abasının göğsünde sakladı. ee ,, — NE tutuk kızcağız!.. Bura * da mı doğdu? NMH n ceıvab verdi: — Hayır, İskoçya'da doğdu. :;hı hxrçmmğugiunhıl- ..l!.ham.ışmıı;hnv ge 'arak, ilâve etti; CULPA) İtalyanca aslından türkçeye çevirent NÜSHET HAŞİM SİNANOĞLU — Yakımmda onu Avrupa'ya gö türeceğiz, ve iyi terbiye edilmiş bir ingiliz küçük hanımı yapaca « ız. Dük, gülümsiyerek atıldı: — Yazık! — dedi. — iyi terbi- ye edilmiş bunca insan zaten var. Vıe oğlu, baba kolları arasında lanmış o sarışm ü delmez; SETr M — Benim de bu türlüsü hoşu « ma gidiyor, — dedi. **»« Anasr ile babası gitmek üÜzere ayağa kalktıkları zaman, Durham viskontu Lord Harold, Darling'e yaklaştı; — Allaha ısmarladık, — de « di; — ben seni daima Mimoza di- ye çağıracağım. Büyüdüğüm za « man da seninle evleneceğim r——VP“ııTlemrîıekât—l’îs_tasım Türk kadınlığının sesi,, Türk kadınına son verilen Öönenler yurdun her tarafında köklü bir sevine ve hareket uyandırdı. Biz bu yazıyı ba duygulara bir örnek olarak Kayseri ga. setesinden alryoruz: Yüce Atatürk'lin ve Türkiye Cüm. huriyetinin VI yıl içinde asırlara wığ- mıyan ve akılları şaşırtan eşsiz inkı- Vâblarından birisi de kadınlığın Hüyık olduğu mevkii ve Bakkı vermesidir. Bundan ötürü bütün kadınlar Atatürke ve onun yarattığı Halk Fırkasına kargı ne kadar sonsuz saygılatımızı sünsak gene bu şükran duygulatımızın binde birini ifa edemeyiz. Çünkü kadınların saylav olması acundaki en İleri ve bil- Yyük uluslarda bile pek âz görülen şey- lerdendir. Biz türk kadınları ise er. keklerle her şeyde beraber olmak için bu yeri de almağı tabit pek çok örledi- ğimiz — halde — coşkunluklara — ta- vaşmadık. Cünkü Atatürkün iİstekleri. miz gibi bu dileğimizi de vereceğine inanıyorduk. Doğruluktan ayrılımıyan büyük devrümci ve yaptcı bu önenimizi de vermek için temiz yüreğinde büyük bir duygu duydu ve kadınlığm yüksel- mesi lazım gelen en sön yere çıkardı. Ne idi ö istibdad ve saltanat zamanırm- dâki kadın yaşayışı onlarca kadın söy- sal haklarından malrum bir tutsak eğ- Tenceye mahsus bir oyuncak, bir hiçti. Bütün saçu da kadın olarak doğması idi. Bu tutsaklığa, haksızlığa içimiz- den ksti ağlıyor, haykırıyorduk. Fakat bize hiç bir hak verilmediği için ba kı- yıtılığa ve tutsaklığa istemiyerek tızla- narak boyun eğmeğe mecbur olduk. Zavallı kadınlık — yıllarca atılmış — bir halde brrakılarak âdetâ benliğini anla- mar oldu ve bir eşya gibi İnsanlar ara- sında dolaştı durdu. O kadar paslandı unutuldu ki artık varlığından şüphe e- dilir bir hale geldi, fakat Anadoludan birdenbire bir şimşek şiddet ve çabuklu. Ku ile parlayıp gelerek yurdumuzu, ben liğimizi kurtaran Atatürk, kadınlığın da uyuşmağa başlıyan istek ve Ümidle- rini yeşertip filizlendirdi. Bizi bü ka- dar küçülten her türlü haklarımızı sak- hyan kuvetleri yıkarak bu tutsak bağı: hi kopardı. Bu son defaki Atatürk ve Türkiye Cümhuriyetinin büyük ulus derneğinin verdiği kanar ise hepimizi sonsuz sevincler içine atarak göğüsleri. mizi kabarttı. Yaşasın Atatüirk ve Cümhuriyet Halk Fırkası. Hürriyet kadar eyi bir şey yoktur. İşte biz bu hürriyet ve hakkımızı al- makla beraber işimiz de pek büyük ve sonsuzdur. Bir ulusun daha çok ilerle. mesinin sebeblerinden başlıcasını ka- dmlık teşkil ediyor. Bir budun kadın- Tarımın bilgisi ne kadar yüksek olursa © ulüş İlerilemenin son kertesine va- rır. Kadımları cehalet içinde yaşıyan bir ulus ise ölüme mahkümdur. Bunun için kadınlığın başaracağı işler pek büyük- tür. Atatürke, Cümhutiyet Halk Pır- kasına ne kadar bağlı olduğumuza Gör- nek olmak üzere Bay Naztini Toker'in ve belediyenin çarşaf ve peçelerin kalkması hakkında verdiği — katrarı he- men yerine getirelim. Ayşe Güpgüp MUTLAK SURETTE OKUMALISIN Anne; baba, Yurttaş (Hilmi Ma- lik) H. Malik Evren'in bitiklerin- Jen birisini mutlaka okumalışın. 1 — Çocük ruhu 2 — yaratret küçük insan 3 — Demokrasi mefhu ide suçlu çocük 5$ — Türkiyede sine- ve tesirleri 6 — Annelerin kızla- ına öğütleri 7 —- İnkılâp yolunda. .odınları seçmek ve seçilmek hakEmınverilmesini kutlamak için Fethiye ka: dınları bir toplantı yapmışlardır. Resmimiz bu toplântıdan bir görünüştür. Dönüşte, trende, Norman'ın — Azizim Grey, — dedi; —ka rınız çok güzel. O rpıssız bunga- Tow'da cant sıkılmıyor mu? Bu düşünce aklına hiç gelme - miş oları Norman, — Zannetmem, — dedi. — Fakat siz sık sıkt uzak kalı- yorsunuz. Norman, — Cocuğu var, — dedi. — Âlâ.. çocuğu var; ama o ken disi daha hemen hemen çocuk. Kaç yaşında var? Norman, biran düşündükten sonra, — Yirmi dört, — dedi. Tecrübeli bir adam olan zatı fahimaneleri, — Azizim, — dediz — yirmi dört yaşında, bir kadın, on çocu « ğu da olsa, yalnız sıkılır. Bu ifade Norman'ın içine iş - ledi. Öyle.... gerçek..... Astrid yir- mi dört yaşında idi, Daima kumandanlıkta, Vadi Halta'da, Kartum'da çok meşgul olan Norman, söz gelişi, bu vakak yıunutmuştu. —| Bundan başka Darling'in doğu şundanberi, galiba Astridi de ünutmuştu. Yatıştırılamaz Astrid, nasıl da sakinleşmişti. Nasıl da üysal, sa- kin ve bağışlayrcı olmuştu. Bunun la beraber.. Yirmi dört yaşında idi. Ve Dük'ün hakkı vardı: ger - çekten çok güzeldi. Norman, vatana tahvili hakkın- daki muameleyi çabuklaştırmaya karar verdi, Londra'da, Astrid'in yirmi dört yaşımda olduğunu ha - tırlamaya..... ve Astrid'i de unut- mamaya vakit bulabilirdi. XXXVET Zaman hnasıl da geçiyor?.. ilkten, saniyelerin geri ve ağır adımları ile, tatlı vuruşları ile, da- kikaların baygm sürtünmesi ile yürüyor sanılır. İnsana öyle gelir ki bir saat as$la bitmiyecektir. Güneş fecir vakti tenbel ten - bel yükselir; öğleyin kımıldama - dan sürüklenir; grupa gecikir, İn- sana öyle gelir ki bir gündüz asla bitmiyecektir. »**«»* Sonra tempo derece dere- ce daha hızlanır, Dakikalar ve sa- atler adımlarını sıklaştırır. Gün- SAYIFA B Soyadları İzmir adliye doktoru Şakir'le Ziraat Fakültesi talebesinden Ömner ailesi toy adlarını “Tural,, olarak almışlardır. Sakmat — Er. miralayı Macid ve Yakınları, Göker — E. tayyare hinbaşı. ” $ İhtan ve yakınları, Aybarlaş — E, Yzb. Fehâmettin ve yakınları, Başa- rah — Dışarıişler Bakanlığı dış matbu. at Rumca mütercimi MWehmed İzzet, Atac — Bayındırlık Bakanlığı ve-< ferbetlik şubesi şefi Zeki, Bulgan — Muhasebecilikten mütekaid bay Meh. med Arif ve oğlu maliye milli emlik miüdürlüğünde Niyazl Gündoğdu — Feraizci Zade — Bay Şakir, Osman Faiz, müteksid kayma- kam Dr. Refet, Habib, Kemalettin, Sa- dettin Celâi, Devlet Şürâzr mülarimi Tihan, Cahid, Hamtd Refet, Hikmet, Muatret Zihti, Münir, Habib, Lebibe Süreyya. Tuncalı — Bina temiz komisyonu yazganı İbrahim. Kayseri İşletmesinde Soyadı alan - memurlar: Kayseri Demiryolları merkez heki- mi Nürettin «« Söylemer, Kayseri de- miryolları kısım hekimi Haydar Telli, İşletme Cer — Başmüfettişi, Necib — Maçkan, İşletme Muhasibi Memulü Se- zai — İnanç, İşletme yol dairetinde Ör mer Fevzi — Yalçın İşletme Yol daire- sinde Mehmed — Ercan, Muhasebe ka- lem âmiri Ali — Evranosoğlu, İşletma veznedarı İsmail — Hakkı — Bozkurt, İşletme kaleminde Memur Naci — Öz- kan, İşletme kaleminde memur Şaban — Örcan, İşletme kaleminde memut Te- mel — Ergun, Muhasebe — kaleminde Muhasib Kemal —- Gençây, Mühastbe kaleminde muhasib Fethi — Meletmet- cioğltu, Mühasebe kaleminde muhasib Abdülkadir — Ugurlu, Muhasebe köle, minde muhasib Mehmet Ali — Kalkay, Muhasebe kaleminde Tastarrufcu — A- km, Mühasebe kaleminde Şevket — Güneri, Hareket kalemi muhasitıii Ha- san —« 'Tan, Hareket kaleminde memur — Çinar, Hareket kaleminde Remzi, — Cengiz, Hareket kaleminde memur ÂAsım — Tuncer, Hareket kale- minde Bedri — Ertugu, Hareket İrale- minde Süleyman — Eroğlu, Hareket ka- leminde Tahir — Kayasıp, Cet —kale. minde Tahir — Tosuncuk, Cet daire- sinde memur M. Nuri — Kaynar, Cer dairesinde memtir Gani — Çankatin, Cer dairesinde memur Süleyman — Öe. dik, Diviziyon muhasibi Rıza Ruşen — Gönenç, Muhasebe odacısı Osman — Koçer, İşletme odactsr İbrahim — Öztürk, Tsletme odacrsr Rıza — Elitok. Söke inbhisarlar memuriyetinde soy adı alanlar, Kılınç — Memur- bay M. Kemsl Ergün — Muhasip Mukbil, Öztürk — Satış memuru — Reşat, Oral — Ziraa memuru KEsat; Soskun — Tâkip memuru Cemal, Ataca — 'Tor kulbaşrsı Ali, Kaya — M. takip memuru Mustafa, Ural — Kantarcı Reşit, Cebeci — Odacı Yakup Şencan — Gardiyan Hikmet, memur ler koşar, haftalar itişir, aylar v- aN .. : Sonra mevsimler kasırgalanır. İik yapraklar daha hısırdama- dan, güz rüzgâr ile, kartlaşmış. h: va da döner; ilk güller daha acıl- madan sonuncuları solup dökü - lür; çiçekli çitler daha beyazlan- madan kar sert sert parıldar.... Za man uçar ve hava da döner... Daha dün önümüzde bunca yıl vardı. İşte yıllar geçmiştir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM XXXVETİ « Fakat, zatı fahimaneleri bi- lirler ki, benim kızım henüz on al- ti yasındadır. Dük dö Buckley, monoklanun arkasından gözünü muhatrbma di kerek, sövalyece bir galanlıkIa, — Eğer yanılmıyorsam, — de- di; — görünüse göre hükme'mek lâzım gelirse, Sir Nörman Grev, vaktile, benim oğlumdan daha sabırlı olmus değildir. ö Ve Astrid'in yanında maörur ve parıltılı oturan Nnrman'l'_'*fv - nerek, o merasimci edası ile ilive etti: <—- Soru vet - ĞÜ aai | î İ