TYÜA LA t DÜM SAYIFA: 8 İhtilâlden kaçabilecek miyiz? Bugünlerde- Rövü Mandyal' de B. Pol Gsel tarafından bu mevzu etrafın- da yapılan bir ankete verilen cevapların dikkate değer alanlarını alıyoruz: GASTON JEZE Gelecekte neler olacağını, hiç bilmi: yorum ve ileride olacakları bildiklerini söyliyenlerden çekiniyorum. İnsanlar makul davransalar her şey yoluna gi- rer. Fakat 1914 denberi insanlığa bir delilik nöbeti musallat oldu. Onun için akla yakın hal çarelerinden başka her şeyin vukuu kabildir. Hiç bir kati devrim, düzen ve teen- niyi yeniden kuramıyacaktır. Ben koyu bir liberalim: Bence va- rılması gereken amac sıyasal ve ökkono. mik hürriyettir. Normal vaziyete dön- mek için en tesirli çarelerin, ökonomik hürriyetin avdetini mümkün kılacak ça- reler olduğunu düşünüyorum. Bu tedbirlerin alınması için sıyasal adamlara hiç güvenmiyorum, Onlar se- lar. Seçici yığınlar, istenilen tedbirleri ortaya atabilecek kabiliyette değiller- dir. ç LEON BAYBİ İki şart altında ihtilâlden kaçınma. şömez kabil olduğunu sanıyorum: 1 — Sıyasal bakımdan — normal bir tarzda hareket etmeğe başladığımız za- man, v 2 — Sıyasal sistemin normal bir bi- gimde çalrşabilmesini mümkün kılmak Üzere, sıyasal mekanizmada gerekli 0- lan müstacel ıslahatı yapacağımız için. 3 — Bundan başka, kim olursa ol- sun bütün iş başındakilerin, büyük fran- Kiz yığınının çalışma, denklik, doğru. Tuk ve makalluk güclerini, şimdiye ka- dar olduğundan d eyi bir şekilde kullanmaları gerekecektir. Bunun için de iş başındakilerin, halk yığınıma gay- zetlerinin kendilerince anlaşıldığını ve - kükümetin buna açıktan açığa katıldı- Çanı duyürmaları gerektir. POL RÖBU Sizi, yazınızın başlığını görür gör- mez durduruyorum, Bu anda bir iliti- Yalden kaçınmak bahse mevru değildir. Biz zaten ihtilalin içindeyiz. İhtilalin bundan daha derin olması imkânsızdır. 1789 ihtilali, şimdi farkında olmaksızın içinde yaşadığımız soysal ve ökonomik karışıklıklara göre bir çocuk oyuncağı. dır. Bu karışıklıklar yüzünden işçilerin çalışma zamanını günde üç, dört saate indirmeğe mecbur kalacağız ve iş dr- şındaki saatlerin ne yolda kullanılma- #t gerektiği hakkında bir çare bulaca- Biz. Acunun ylzü böylece yenileşiyor. Bizim torunlarımızın çocukları, böyle kavgalara karıştığımızı düşünerek, iler- de bizim hesabımıza titriyeceklerdir. ALEN Bana, bir ihtilalden kaçınmak kabil olup olmadığını soruyorsunuz, — Ben, bundan kaçınmak kabil olduğunu, hat *tâ bundan kaçınılacağını — sanryorum, Bunun için de çok sağlam tanınmış ha. kikatlere dayanacağım: Seçicilerin ço- ğunun duyduğu bir Kerekliğin, parla- mentoda ortaya çıkmamasına — imkân yoktur. Bunun için yeniden seşicilerin düşüncelerini sormağa lüzum — yoktur. Onlar, kenditerine sorulmadan düşün- düklerini anlatmanın yolunu bilirler. Onün için, seçici ile saylav arasında daima bir bağ vardır. Güçlükler olduğu gibi duruyor. Fa- kat bunlara vasat bir saylavdan daha eyi kimin karşı durabileceğini anlıya- Mmuyorum. Vasat bir saylav, bilgili ve galışkandır, işlerin iç yüzünü bilir, top. rağa yakındır. Onun yerine — konacat başka biri 'var mtdır? Kavgacı gazete- tilerle, iki, Üç grup reisinden kimse bir gey beklemiyor. Kanunu esasimizle â- detlerimizin ileri sürdükleri ihtiyatla işleci çevirmenin başka bir biçimini bul- mağı kim umuyorsa gsöylesin, İşte ih- tilalden, bu söylediklerim Bayesinde abilecektir. p Para oyunlarının çalışma acununu detinden karıştırması bence şunlardan wt gelmektedir: 1 — Büyük germayeleri ortaya ko- yan fun mefhumunun pek haya. - N olmasından. 2 — Bankacıların gelit arayıcıları Bibi telakki edilmelerinden. S — Anonizma şirketlerin rejiminden. 4 — Makint sanayiinin-çok büyü. n » mesinden. (Bunun başlıca sebebi, sa- vaş için yapılan hazırlıklardır.) $ — Terakkilerin, amortismana va- kit bırakmadan, çok çabuk husule gel- mesinden. 6 — Umumiyetle istihsal ve satışın idari kısmından ve reklamcılıktan, Bunların hepsini söylemiyorum. Bu mülahazalardan her biri bunlara uyan çareyi de düşündürmektedir. Bu çare. ler ise hayal mahiyetinde değildir. VİKTOR MARGÖRİT 1 — Bir ihtilalden kaçınılabileceği- ni sanmiryorum. Kapitalizmin yanlışla- rı, müfrit egoizmi ve Ülküsüzlüğü onu mahküm etmiştir. 2 — Bu ihtilal tedrici mi, yoksa şid- detli mi olacak Bu, savaşın patlaması için geçecek zamanın uzunluğuna veya kısalığına bağlıdır. 3 — Herhalde, kanunu esasinin ta- dili, hastalığın Ürerine kartulmus bir “yakıdan, başka bir şey değildir. Müs. takbel cemiyet, ancak ökonominin yeni- den teskilatlandırılması ve değerli ada Momn paralı adam değil, çalrşan adam ol- ması sayesinde sürekli olacak, yaşıya- bilecektir. 4 — Tabil böyle bir cemiyette böy. le bir saylavın yeri olamaz. Zaten şim- di bile bamun modası geçmiştir. 21-12-34 tarihli “LU,, den. 34 İLKKÂNUN 1934 PAZARTESİ : Çiftcilerin satın 'alma kudreti Buğday istihsalini azaltma çareleri- ni gözden geçirirken, istihsalin azaltıl- masının istihlâkin de azalması demeck olmadığını eyice hatırda tutmak gerek. tir. Bilâki hallerde istihsalin azalması, istihlâkin çoğulması demek- tir. Bundan beş yıl önce dışardan mal satın alan ülkeler, bu malı şimdikine göre iki misli fiatla satın alıyorlardı. İhracatın artmasr şartiyle aynı ülke- ler bugün de aynı fiatları verebilirler. Ayrıca, ihmal edilmemesi mühim bir nokta daha vardı. tihsalden doğan fiat düşüklü salin artmasına göre çok © ve istihsalin en az mikyasta bir aza bile fiatlarr istenilen şekilde düzeltme. ğe yarıyabilir. Ekim istihsalini azaltmak için çe - şitli usuller vardır. Bunlardan başlıca- sı, her müstahsilden ekdi azaltmasını istemektir. Bu usu! hine ileri sürüle yük ve küçük randıman!ı araziyi devecede mütetssir etti â Arazi çok parçalanmış olduğu için, bunlar arasında az randımanlı olanların bulunmasını bertaraf etmek imkânsız. dır. Muhakkak olan bir şey varsa 6 da, büyük randımanlı arazinin, Iyi bir işlet- me neticesi olarak ötekilere göre daha mümtaz bir mevkide olduklarıdır. Bu - ekseri etsizdir düşünr İtalyada faşist pedagoji Htalya'da öğretme metodlarını gös tersn bazı noktaları, resmi okula kitab. Tarından ve iraIyan gezetelerinden al- yoruz. Küçük italyan kıeletı, yaşayış- Tarının manevi prensiplerini dördüncü sınıf kitablarında görülen şu noktalar- da bulmaktadırlar: “Yurda hizmeti öğrenmek için yur- du tansmalıdır. Fasist kadını yutda na. Şil hizmet eder? Erkeklerin -« kardeş, koca ve oğul « faşist tahsiline iştiraki Yüzde yüz faşist olmak için küçük ve gene italyan kızlatı güler yüzle ita- at etmeği öğrenmeli; — fena üdetlerden kurtulmalı; manasız isteklerini yenme- H; modanın hafifliklerinden ve ifratla- rından kaçınmalı; fenalığa karşı dur. malı ve fenalığı tavsiye edenleri, na- muslulukla — eğlenenleri hor görmeli; düşünce ve vücud bakrmından sıhhat- Hi olmalı; maddt ve manevf acıları yen- meli; yurda sükün ve tavazula hizmet etmelidirler., Faşist pedagoji metodları çocuklar- la doğrudan doğruya temas etmeği ge- tekleştirmektedir. Hocaları veya çocuk gazeteleri tarafından suallere, çocuklar tarafından verilen dikkate değer bir. kaç cevab: “Dersler beş saat sürmeli; birinci sı- nıfta bize okumak, yazmak, kalemi eyi tutmak, saat okumak, dualar ve ayak koşusu öğretilmelidir. hesab amcliyeleri, kerrat cedveli, tarih ve Lafonten'inkine benzer manzüm ma- sallar öğretilmeli ve teneffüs de yaptı- rtılmalıdır. Üçüncü smrfta — dünyanın Rasıl olduğu anlatılmalı, coğrafya, fen ve tarih okutulmalıdır. Dördüncü sınıf- ta ipe ve direğe tırmanma usu!leri gös- terilmeli, fimnastik — yaptırılmalı ve futbol oynatılmalıdır. Beşinci — smıfta iki saat bisiklet talimi, iki saat tarih ve manzum masallar ve bir saat tenef. füs olmalıdır. Mesleki birinci sınıfta ekmeğimi kazanmak için bir sanat öğ- Tenmek, fenni üçüncü sınıfta şoförlük ve tayyarecilik yapmak isterim. Ondan sonra da her şey bitmelidir. Eğer o- kullar böyle olsa, ben seve seve okula giderim., Faşist hükümetle Vatikan'ın anlaş mast hakkında Roma'da Kolize okulu- 'na giden yedi ve sekiz yaşındaki çocuk- Tar şir cevabları vermişlerdir: *“Yıllardanberi Papa ile kıral konuş. mıyorlardı. Nihayet dün kıral papayı görmeğe gitti. Papanım Kıralla barış- masrna seviniyorum. Dün, Papa kıral oldu: Sokaklarda gezebilecek. Papayı Roma sokaklarında görebileceğimi düşündükçe çok sevini- yorum, Papa ile hükümet arasındaki bacığ- ma yüreğimi sevincle doldurdu. Papa İtalya'ya hiç bir fenalık yapmamıştı ki Vatikanda kapalı kalsın. — Papayı, Duçe'yi ve Kıralı takdis — etmesi icin Tantıya yalvaracağım.., İkinci sınrfta A pran teslka c YAT Cu BİLAŞ : K İtalya'da çocuklar derse sayamadan önce şu duayı okutlar: *Tanrı, sen ki ber birimize işimizin büyüklüğüne uygun bir yardım veriyor- sun, sana yalvarırız, hikmetinle iş ba- şına gelen ve hükümeti sağlamlaştırmak istiyen adama küvvetle yardım et ki onun sayesinde İtalya, alın yazılarının Kolize okgluna giden sekiz yaşında. ki çocuklarla Balila adlı çocuk gazete- 3inin anketine gelen cevablar, çocukl: zın Düçe hağkında neler düşündükleri. ni, ona heler söylemek — istediklerini Kgösteriyor: “Benito Musolini'nin İtalya'na ba- şında olması bizim için büyük bir sa- adettir. O bize, muhtac olduğumuz şey. leri verecek, çünkü çocuklara gerek o- lan şeylerin neler olduğunu biliyor. Duçe, senin beni bir kere kucakla- man için ben bir ay top oynamadan durabilirim. Ben rahib olacağım ve tanrıya, her zaman, her yerde gana yardım etmesi için yalvarazağım. Jimnastik yaparken bize Duçe'nin kumanda etmesini isterim. Ben senin gocuğun olmak isterdim ama utanırım, çünkü yemek yerken üstüme başıma dö- küyorum. Duçe güzeldir, kuvvetlidir, eyidir; bir şey vadetti mi yapar. O hiç bir şey: den korkmaz, İtalya'yı sever, — güzel söz söyler, Sözleri miknatıs' gibidir.; Ben birçok çocukların anası olaca. Gam ve onları senin yanmnda savaşa gön. dereceğim. O, bütün gece ayaktadır, hattâ ba- zan yemek bile yimez, çünkü ulutunu çalıştırmak için düşündüğü birçok şey ler var. Bütün dünya onu bizden kıskanıyor. Öteki uluslar, onun kendilerinin olma. sını diliyorlar ve başka ulusların ba- kanları İtalya'ya gelerek ondan nasihat istiyorlar.,, “Düçe'yi öldürmek istiyen bir adamı Uluslararası muhafre kıtasr meydana getirilince sü toplama kurumlarına Alocisi (İtelya), Bay Laval (Fransa), Bay Eden (İngiltere), Bay Kantilo (. Bay Kastilo Wojera (Meksika), Küçük itilaf: Tovakya); Bay Madariaga (İspanya, munla beraber, bazı yerlerde bu yüzden doğan güçlükleri yenmek için bir çare daha vardır. Buğday fiatlarının normal olduğu zamanlarda, bazı tarlaların küâr bırakmıyacakları şüphesizdir. buğday fiatlarının anormal bir surette Yüksek olduğu zamanlarda ekilen tarla- lardır. Buğday fiatlarının gene yükse- Bunlar, leceğini düşünerek bu gibi tarlaları ye. niden ekmek, sıhhatli bir ökonomi dü- şüncesine muhaliftir. Çiftcileri, bu gi bi tarlalardan vazgeçirmek ve buna mu- kabi! onlara başka menfaatler göster - mok terciha yayandır. Bu yüzden ya . p'lması gereken masraflar, fiatlar yük- seldiği zaman buğday üÜzerine konula- cak ufak bir ihracat resmi ile temin olu nabilir. Muhakkak olan bir şey varsa o da, istihsalin kontrolsuz bir şekilde büyü- mesine göz yumarken, öte taraftan pl- yasadaki buğday- stoklarını çekmenin faydasız olduğudur. Alıcı, büu stokla. rın mevcud oluşundan ve bunların ger- bestçe piyasaya arzedilmiş gibi fiatla ra tesir yaptıklarından haberdardır. Brezilya'da kahve sanayiini korumak için çalışıldığı sırada ortaya çıkan ör- nek, bilhassa'dikkate değer. Kahveyi değerlendirmeğe memur edilen kurum- lar 1926 da, "offre,, lerin bilinen yekfi. punun dört buçuk milyon çuvala vardı- ğı bir sırada, kahveyi piyasadan kaldır. mağa başladılar. Bunun neticesi olarak 1933 de bu idarenin ellerinde 14 milyon çuval kah ve vardı. İdare bundan başka, 26 mil- yon çuval kahve yakmıştı. Fakat 0 mev simin mabsulü, şimdiye kadar görül - memiş bir şekilde, çok iyi İdi. Bunun. la beraber, Brezilyada istihsali kontrol için hiç bir şey yapılmamıştı. Bir ta - raftan fiatlar yüksekliklerini muhafaza ederken, öte yanda kahve tarlalarında- ki fidanlar yüzbinlerce mikdarda art - mıştı. İstihsali azaltmak istiyen başka plân lar, bunlara giren müstahsillerin sayı - larımın azlığı yüzünden amaclarına va. ramadılar. Şeker için yapılan Çadborn plânı buna bir misaldir. Bu plâna gi - ren ülkeler, istihsallerini epiy azalttı. lar, Fakat elde edilen sonucların değe- ri, plâna girmeyen llkelerde istihsalin —— ne yaparsınrz?,, staline, yedi ve sekiz T şu cevabları vermiş- “Bu hain herifi hapse attırır, kurşu. na dizdiririm, Duçemizi öldürmek — istiyen bu iğ- renc adamı diri diri yaktırırım. Öyle bir adamı iki, üç ay hapseder, sonra astırırım. Duçe'yi öldürmek istiyen adamı ya- kalamalı, içinde dalma su olan hapisha- nelerden birine koymalı, onu iki üç ay orada bıraktıktan sonra kurşuna dizdir- meli. Böyle bir âdamı asarım. Önce boy. nuna ip geçiririm. Sonra ipi bir ağac dalıma bağlar, adamt da bir sandalyaya gıkarırım. Sandalyayı — çekince, adam asılır, ölür,, 21-12-34 tarihli “LU,, den. # ÜĞN yAN BÜY NĞ çi * plânı da aynı sonuca vardı. ef 9p dücuraanoctu artması yüzünden hiçe indi. Kauçuk is. tihsali hakkında yapılan Stevenson tngilizler bu plâna girmişler, Holandalılar ise bu. hun dışında kalmamışlardı. Piatlar bir müddet yükseltilebildi fakat nihayet, ap Tenisd Jücut yeniden bilhassa Felemenk Hindista- nında, yerliler tarafından birçok yeni kauçuk plantasyonları yapıldı. Kontrol altında istihsalin muvaffak olduğu istisnai bir vaziyet, kalay kon- tenjantmanı plânıdır. Bu plânın — kuv- veti, her uyabilmesindedir. Buna benzer iki gımama son günlerde variyete çay ve kauçuk sanayiinde yapılmıştır. Buğün Amerika'da, toprak ürünleri le sanayi ve fabrika ürünleri fiatlarını aynı kertede tutmak için yapılan gay- retler, çok alâka verici oldukları gibi bu gibi sınamalarda rastlanıları güçlük. leri de meydana çıkarmaktadırlar. Fa « raza, ixtihsallerini aralttıkları için pa- muk ekicilerine verilen tazminatın, bu küçültülen plantasyonların ekimini iyi- leştirmeğe, ekimde suni gübreler kulları mağa yaradığını bil'yoruz. Bu yılın mahsulünün, hektar başına alınan ran. dıman itibariyle geçen yılın mahsulü kadar olmasının başlıca sebebini, bu söylediğimizde Aaramak gerektir. Taz- minatt alan çiftçiler tarafından ekilmi- yen bazı buğday tarlalarının ekilmeme- «inin, plâna girmeyen öteki çiftçiler is- tihsallerini arttırdıktarı için hiç bbr e. sirl görülmediğini de biliyoruz. Bu plânların kısmen muvaffak olamam ı « lTarma rağmen, elân bunların tatbizim- den vazgeçilmiş değildir. Bilâkis, rast- lanan güçlükleri yenmek için yeniden kanunt bazı tedbirler düşünülmektedir. İstihsalât ve pazarları tanzim komi- tesi 28 haziran 1934 de yaptığı toplan. tıda verdiği bir kararda, başlıca toprak Ürünleri ile hammaddelerin, uluslarara- S1 makul bir nizam altına alınması işie ne dikkati çekmiştir. Uluslararası ticaret odasının da söy lediği gibi, arzla taleb arasında muva- zeneyi ve istihsalin durluğunu temin için toplu halde yapılacak bütün gay- retlerde, hükümetler bu işe kendilik. lerinden katılanların değerini tanıma- mazlık etmemeli ve mübalagalı kontrol ve saire gibi tedbirler koyarak bunun faydalarını azaltmamalıdır. Fakat ziral sanayi için hükümetin iştiraki ve kont- rolu olmaksızın tesirli bir sistem bul- mak imkânsız gibi görünmektedir. Sanayiin bu şubesinde, müstahsil . Tecin sayısı çok yüksek ve arazi çok parçalanmıştır. İstihsal hiç teşkilât- Tandırılmamış olduğu gibi, ulusal ve uluslararası iş birliği de hemen hemen hiç yoktur denilebilir.. İstihsalin azal- tılması plâmlarının herkesçe kabulünü ve herkesin bunu doğru ve tesirli bir şekilde tesbik etmesini mümkün kıl - mak için, hükümetlerin ©: buna yardım etmeleri çok gereklidir. Ekseriya istihsalcilerin, işlerin ge. ne! durumunu ve bunun fiatlar Üzerin- deki tesirini bilmemeleri, ziraf alanda garpışılması gereken en büyük güçlük- lerden biridir; İstihsalciler arasında yapılacak ge- niş ve sürekli bir propaganda, herkes tarafından yapılacak çalışmalarda orta. ya atılacak başka gayretlere göre her halde daha tesirli olacaktır. “LÜ" — 21. 12. 944 giden istekler; Sağdan sola doğra Bay Arjantin), Bay Litvinof (Sovyet Rusya), Bay Yevtiç (Yugoslavya), Bay Titulesko (Romanya), Bay Beneş (Çekose —— v CALAF vt YĞRZÜEN hçi